ÇEVRE - 11 Kasım 2024 Pazartesi 13:29

Büyükşehir Belediyesi nötr karbon hedefine emin adımlarla ilerliyor

A
A
A
Büyükşehir Belediyesi nötr karbon hedefine emin adımlarla ilerliyor

Antalya Büyükşehir Belediyesi, iklim değişikliğiyle mücadelede nötr karbon hedefiyle yenilenebilir enerjiye önem vermeye devam ediyor. Toplamda 12,67 MWp kurulu güce sahip 17 GES ile yıllık 7 bin 250 hanenin enerji ihtiyacına eşdeğer bir üretim sağlayan Antalya Büyükşehir Belediyesi, uygulama projeleri tamamlanan 5 yeni GES ile toplamda 22 güneş enerji santraline ulaşmış olacak.


İklim krizinden en çok etkilenecek kentlerden biri olan Antalya’da çalışmalarını aralıksız sürdüren Büyükşehir Belediyesi, Antalya’nın mevcut enerji jeopolitiğinden yola çıkarak güneş enerjisine olan yatırımlarını teker teker hayata geçiriyor. Sürdürülebilir bir Antalya hedefiyle kurulan güneş enerji santralleri ile karbon emisyonu azaltılırken, elde edilen enerji ile de hem tarım ve çiftçi destekleniyor hem de belediye bütçesine katkıda bulunuluyor.



“Hedef sürdürülebilir Antalya”


Antalya Büyükşehir Belediyesi Korkuteli Bozova’da toplam 5 MWp kurulu güce sahip 4 adet Güneş Enerji Santrali kurarak bu sayede ASAT’ın elektrik giderlerini azalttı. ASAT Lara Merkezi Arıtma Tesisi’nde 1 MWe kapasiteli çatı GES devreye alındı. Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binası’nın çatısına 260 kWp, Antalya Ulaşım A.Ş. çatısına ise 81 kWp gücünde iki depolamalı GES kuruldu. Bu sayede Antalya Büyükşehir Belediyesi, kendi elektriğini üreten ve depolayan ilk kamu binası oldu.



“7 bin 250 hanenin ihtiyacına eşdeğer”


"Engelleri Güneşle Aşıyoruz" projesi kapsamında, Özel Eğitim Okulu ve Rehabilitasyon Merkezi çatısına 246 kWp gücünde güneş panelleri yerleştirildi. Korkuteli Sülekler’de 30 kW, Bahçeyaka’da 50 kW gücünde tarımsal sulama amaçlı güneş enerjisi sistemleri kurularak bölgenin 30 yıllık su sorunu çözüldü. Büyükşehir Belediyesi toplamda 12,67 MWp kurulu güce sahip 17 GES ile yıllık 7 bin 250 hanenin ihtiyacına eşdeğer 20 bin 870 MWh enerji üretti.



“5 yeni GES projesi yolda”


Antalya Büyükşehir Belediyesi, Manavgat Hali’nde 539 kW, Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Ana Hizmet Binası çatısında 120 kW, Alanya İçme Suyu Arıtma Tesisi’nde 600 kW, Kütükçü Terfi İstasyonu’nda 400 kW ve ASAT Hizmet Binası’nda 300 kW kurulu güce sahip çatı GES’leri de devreye almaya hazırlanıyor. Yeni GES’lerle Büyükşehir Belediyesi’nin toplam GES sayısı 22’ye ulaşacak.



“Hedef ISO 50001”


ISO 50001 Enerji Yönetim Sistem Belgesini almak için de var gücüyle çalışan Antalya Büyükşehir Belediyesi, enerji performansı ve verimliliği arttırarak enerji tüketimi ve maliyetlerin azaltılmasını sağlamış olacak. Belediyeye ait ve yapıma uygun bina ve tesislerin çatılarına GES kurularak hem karbon salınımı azaltılacak hem de temiz enerji kullanım oranı arttırılacak.



Büyükşehir Belediyesi nötr karbon hedefine emin adımlarla ilerliyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon "Karadeniz çevresindeki ülkelerin atıklarıyla kirletiliyor" Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri Fakültesi Prof. Dr. Coşkun Erüz, Karadeniz’in çevre ülkelerin atıklarıyla kirlendiğini belirterek, “Yılda yaklaşık 8 milyon ton plastik atık denizlere ve okyanuslara dökülüyor. Şu anda tam net bir bilgi yok ama 100 bin tonu bulan bir rakam da Karadeniz’e boşalıyor. Dolayısıyla bu hızla artan kirleticiler denizi hem fiziksel olarak kirletiyor hem kimyasal hem de biyolojik yapıyı değiştiriyor” dedi. Karadeniz, çevresindeki ülkelerden her yıl gelen yaklaşık 100 bin ton atıkla giderek kirleniyor. Katı atık ve mikroplastikler ile yoğun bir kirlilik tehdidi altında bulunan Karadeniz’de balık popülasyonu da etkileniyor. Konuyla ilgili Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deniz Bilimleri Fakültesi Prof. Dr. Coşkun Erüz, Karadeniz’in bir iç deniz olduğunu belirterek, “Avrupa ve Asya’nın arasında sıkışmış bir iç deniz. Çevresindeki ülkelerin direk nehirlerinden ve karalardan direk boşaltılan atıklarla kirlenen bir deniz. Uzun yıllardır kirliliğe maruz kalan bir deniz. Çevre ülke hirlerden su girdisi olan Karadeniz bu ülkelerin atıklarıyla kirleniyor” diye konuştu. Yaklaşık 100 bir ton plastik atığın Karadeniz’e boşaldığını dile getiren Erüz, “1960’lardan 2000’lere kadar olan endüstriyel gelişmenin getirdiği büyük bir kirlilik yükü söz konusuydu ama ondan sonra işte Avrupa Birliği’nin uygulamaları, bizim ve diğer ülkelerin de uyumuyla birlikte endüstriyel kirleticiler azalmakla birlikte, yani fabrikasyon ve diğer etkilerle kirlilik azaldı. Son yıllarda artan petrol taşımacılığı kaynaklı olan petrol kirliliği Karadeniz’de etkin ama şu anda en çok etkili olan ve hızla artan plastik kirliliği. Bu plastikler dediğimiz işte bizim poşetimiz işte pet şişelerimiz gibi diğer plastik malzemeler olabileceği gibi örneğin bir kremin içerisinde bulunanlardan başlayıp daha büyük boyuta kadar giden mikro plastik dediğimiz gözle görülen ya da gözle göremeyen boyuttaki plastiğin küçük parçacıkları da yoğun bir şekilde hem atmosferden hem nehirlerden hem de karalardan denize boşalıyor. Her yıl çok hızlı bir şekilde bu oran artıyor. Yılda yaklaşık 8 milyon ton plastik atık denizlere ve okyanuslara dökülüyor. Şu anda tam net bir bilgi yok ama 100 bin tonu bulan bir rakam da Karadeniz’e boşalıyor. Dolayısıyla bu hızla artan kirleticiler denizi hem fiziksel olarak kirletiyor hem kimyasal hem de biyolojik yapıyı değiştiriyor. Taşıyıcı olan görevi gördüğü için bazen işte istenmeyen organizmaların bir bölgeden bölgeye taşınmasında da taşıyıcı rolü oynuyor. Dolayısıyla bu anlamda biyolojik olarak da ortamdaki ekosistemi olumsuz yönde etkileyen bir durum var. Bu anlamda baktığımızda Karadeniz evet insan etkisiyle hızlı bir şekilde maalesef kirleniyor. Bu kirlenen denizden biz hamsi palamut gibi balıklarımızı avladığımız bir deniz. Dolayısıyla kirlettiğimiz deniz aslında nihayetinde dönüp dolaşıp bize besin olarak geri dönüyor. Kirliliğe neden olan insanoğlu kirliliği azaltması gereken de yine insanoğlu” şeklinde konuştu. “Kirliliğin balık popülasyonu ve varlığı üzerinde bir büyük etkisi var” Karadeniz’deki kirliliğinin balık popülasyonu da etkilediğini kaydeden Erüz, “Fiziksel, kimyasal, biyolojik kirlilik o bölgede yaşayan balık popülasyonunu mutlaka etkiler. Özellikle bu kıyı dolguları ile birlikte balıkların yaşadığı kırsal bölgeler çok büyük tahribat var. Sığ su balıklarının yaşam ortamının ortadan kaldırılması büyük bir sıkıntı. Plastik ve diğer kirleticilerin denizdeki varlığı denizde bulunan canlıların etkilenmesine sebep olmaktadır. Örneğin palamut sadece Karadeniz’de yaşamıyor. Akdeniz, Ege’de de yaşıyor ve oradan Karadeniz’e göçüp geri gidiyor. Yine aynı şekilde lüfer benzer bir davranış gösteriyor. Hamsi Karadeniz içerisinde tur atıyor. Kuzeyden kirli bir bölgeye denk gelirse yumurtladığı bölgede kirliliğe maruz gelirse yumurtlama oranı azalıyor. Beslendiği dönemde ortamda bir kirliliğe bağlı besin azalması söz konusuysa o da ondan etkileniyor. Dolayısıyla kirlilik mutlaka balık popülasyonu etkiliyor ama kirliliğe bağlı ne kadar popülasyon değişti, küresel ısınmaya veya sıcaklık artışı ne kadar etkiliyor anlamında söylemek çok kolay değil. Detaylı bir çalışma gerektiriyor. Kirliliğin balık popülasyonu ve varlığı üzerinde bir büyük etkisi var. Balıkların özellikle belli türlerin daha baskın hale gelip bazı türlerin ise yavaş yavaş ortadan kalkma riski olduğunu söylemek mümkün” ifadelerini kullandı. Erüz, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Deniz İzleme Programı kapsamında TÜBİTAK MAM tarafından yapılan mevsimsel izleme ölçümlerinde Trabzon kıyılarında su kalitesi orta ve kötü sınıf olarak belirlendiğini belirterek, bölgenin en kirli sularının bulunduğu Trabzon’da hem akarsu hem de kanalizasyonlardan kaynaklanan kirliliğinin kontrol altına alınması gerektiğini söyledi.
Eskişehir Özel Ümit Hastanesi’nden Prematüre Günü’ne özel anlamlı etkinlik Eskişehir Özel Ümit Hastanesi’nde 17 Kasım Dünya Prematüre Günü nedeniyle özel köşe yapılırken, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzman Doktor Alper Akay Prematüre Günü’yle alakalı bilgi verdi. Eskişehir Özel Ümit Hastanesi’nde 17 Kasım Dünya Prematüre Günü nedeniyle Yeni Doğan Yoğun Bakımı önünü balonlarla süslenip, üzerinde günün önemini anlatan sözlerin yazılı olduğu kartlarla süslendi. Yaklaşık 1 hafta önce 34 haftalık hamile iken doğum yapan prematüre Çınar bebeğin annesi 33 yaşındaki Hülya Çınar yaşadıklarını anlattı. Hastanedeki yaklaşım, ilgi ve tedaviden oldukça memnun olduğunu belirten Çınar, bebeğini istediklerinde gördüklerini dile getirdi. “Doktorum da çok iyiydi, çok anlayışlı ve destek oldu” Öte yandan günün anlam ve önemi hakkında konuşan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzman Doktor Alper Akay, prematüre bebeklerin hassasiyetinden ve bakımı konusunda bilgi verdi. 34 haftalık hamile iken doğum yapan 33 yaşındaki Hülya Çınar yaşadıkları hakkında, “34 haftalık doğum yaptım. Bebeğim bin 700 gram ve 43 santimetre doğdu. Korkularım çok vardı, bebeğimin sağlık durumundan dolayı nasıl bir süreçle karşılaşacağımı bilmiyordum. Ama beklediğim gibi olmadı, her şey çok güzel bir süreçle gidiyoruz. Doktorum da çok iyiydi, çok anlayışlı ve destek olan bir doktordu. Yoğun bakımdan da çok ilgi alaka gördük. O yönden her şey çok güzel gidiyor. Bebeğimizi gelip bir rahatlıkla görebiliyoruz” dedi. “Prematüre bebekler bizim en kıymetlilerimiz” Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzman Doktoru Alper Akay ise Dünya Prematüre Günü’yle alakalı şöyle konuştu; “Dünya Prematüre Günü kutlu olsun. Prematüre bebekler bizim en kıymetlilerimiz. Erken doğan, hayata erken başlayan minik bebeklerimiz. Daha doğum süreci gerçekleştiği ilk andan itibaren çok yoğun bir bakım ve takip süreci gerektiren bir durum prematürelik. Burada ekibimizle, hekim arkadaşlarımızla birlikte prematüre bebekler için elimizden gelen her şeyi büyük bir özveriyle yapıyoruz. Onların hayata sağlıklı bir şekilde tutunmaları için her türlü hizmeti ve bakımı yapıyoruz. Prematüre bebeklerin taburculuğu için bazı kriterler var bizim dikkate aldığımız. Birincisi bebeğin yeterli beslenebilir hale geldiğini tamamen görmek, evde bakımına engel bir durum kalmadığından emin olmak. Diğeri bebeğin kilosunun ev şartlarına uyum sağlayabilecek hale geldiğini görmek. Bir diğer kriterimiz ise anneyle bebeğin birbirine yeterli uyumlu sağlayıp, bebeğin evde rahatlıkla yine annesi tarafından her türlü bakımının verilebileceğini görmek. Bu kriterleri sağlamadığı sürece bebeklerimizi biz burada yoğun bakım ünitemizde takip ediyoruz. Sonrasında ise evdeki takiplerinde de yine düzenli kontrolleri hiçbir zaman ihmal etmiyoruz”
Şanlıurfa Şanlıurfa’da doğal renkli pamuğun hasadı başladı Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde, üniversite ve özel sektör arasında imzalanan protokol sonrası deneme amaçlı ekilen doğal renkli pamuk olumlu sonuçlar verdi. Türkiye’nin önemli tarım merkezleri arasında yer alan Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde özel sektör ve üniversite işbirliğinde doğal renkli pamuk AR-GE çalışmaları yapıldı. Yaklaşık 1 yıl süren çalışma neticesinde 15 bin dönüm alana ekilen pamuğun iklim şartlarına uyum sağladığı belirlendi. Proje çerçevesinde tohum geliştirme çalışmasının da yürütüldüğü belirtildi. Hasadına başlanan pamuğun yaygınlaştırılarak tekstil sanayisinde kullanılacağı ifade edildi. Üniversite ile bir proje başlattıklarını söyleyen Ziraat Mühendisi Kübra Yılmaz, “Üniversite ve sanayi işbirliğinin popüler olması, aynı zamanda iklime de ciddi katkıları olması sebebiyle üniversite ile bir proje başlattık. Bu proje üniversite hocalarımızın geliştirdiği renkli pamuklarla alakalı. Küresel iklimin gideceği yeri düşünerek bu tarz projelerin daha çok sektörde sanayi işbirliğine yaranmasını hedefliyoruz. Çok da faydalı olacağını düşünüyoruz. Burada ciddi bir emek verildi. Sezon sonu, pamukların hasadını yapıyoruz. Çok da güzel sonuçlar aldık. Bunların testlerini yapıp değerlerini de göreceğiz çünkü renkli pamuk daha önce çalışılmamış bir alan, heyecanlıyız” dedi. Farklı denemeler yaptıklarını söyleyen Ziraat Mühendisi Engin Gündüz, “Şanlıurfa Ceylanpınar TİGEM bölgesinde başlattığımız Türkiye’nin en büyük projesi olan sürdürebilir pamuk üretim projesinin sonuna geldik. Bu sahada başarılı bir proje gerçekleştirdik. Yaklaşık 15 bin dönüm alanın yanında 80 dekarlık sahalar kurduk. Burada farklı denemeler yaptık” diye konuştu.
İstanbul UEFA Uluslar Ligi’nde 5. hafta maçları tamamlandı UEFA Uluslar Ligi’nde 5. hafta maçları dün oynanan 9 maçla tamamlandı. UEFA tarafından iki yılda bir organize edilen Uluslar Ligi’nde heyecan kasım ayında oynanan maçlarla devam ediyor. A Milli Futbol Takımı’nın bu yıl B Ligi’nde mücadele ettiği turnuvada 5. hafta maçları tamamlandı. Ligin 5. haftasında 14 grupta 26 maç oynanırken, toplam 53 gol atıldı. Ay-yıldızlılar, bu haftada Galler ile Kayseri’de 0-0 berabere kaldı. Çeyrek finaller netleşiyor A Ligi’nde çeyrek finale yükselen takımlar netleşiyor. Portekiz, konuk ettiği Polonya’yı 5-1 mağlup ederken, yıldız oyuncu Cristiano Ronaldo iki golle ön plana çıktı. Roberto Martinez’in öğrencileri puanını 13’e yükselterek çeyrek finali garantiledi. Haftanın en önemli karşılaşmalarından olan Belçika - İtalya maçında kazanan İtalyanlar oldu ve adını çeyrek finale yazdırdı. Haftanın en gollü galibiyetine ise Almanya imza attı. Sahasında Bosna Hersek’i 7-0 mağlup eden Almanya, namağlup çeyrek finale yükseldi. İspanya ise Danimarka deplasmanında kazanarak lider olarak tur atladı. Macaristan’ı farklı mağlup eden Hollanda ve İsrail ile berabere kalan Fransa da son 8’e kaldı. A Ligi çeyrek final karşılaşmaları 20-23 Mart 2025 tarihlerinde gerçekleştirilecek. Yarı finaller 4 ve 5 Haziran’da, üçüncülük ve final maçları ise 8 Haziran Pazar günü oynanacak. Tribün olayları damga vurdu C Ligi 2. Grup’ta Romanya ile Kosova arasında oynanan müsabakada ev sahibi taraftarların ’Kosova, Sırbistan’ındır’ tezahüratları nedeniyle Kosovalı oyuncular sahadan çekildi. Kosovalı oyuncular sahadan çekilirken, UEFA mücadeleyi ileri bir tarihe erteledi. Fransa’da oynanan İsrail maçında da tribün olayları yaşandı. Tribünlerde kavga çıkarken, müsabaka da 0-0 sona erdi. Milliler son maça bıraktı Kayseri’de Galler ile karşılaşan A Milli Futbol Takımı, rakibiyle golsüz berabere kaldı. Ay-yıldızlılar puanını 11’e yükseltirken, Galler de 9 puan yaptı. Grubun diğer maçında İzlanda, deplasmanda Karadağ’ı 2-0 yenerek puanını 7’ye çıkardı. Milliler 19 Kasım Salı günü Karadağ ile deplasmanda karşılaşacak. Kırmızı-beyazlılar kazanması halinde veya Galler’in alacağı sonuca göre ilk kez A Ligi’ne yükselmeyi başaracak. Turnuvanın 6. ve son hafta maçları bugün, yarın ve 19 Kasım Salı günü yapılacak. Uluslar Ligi 5. maçlarında oynanan maçlar ve sonuçlar şöyle: A Ligi 1. Grup Polonya - Polonya: 5-1 İskoçya - Hırvatistan: 1-0 A Ligi 2. Grup Fransa - İsrail: 0-0 Belçika - İtalya: 0-1 A Ligi 3. Grup Almanya - Bosna Hersek: 7-0 Hollanda - Macaristan: 4-0 A Ligi 4. Grup Danimarka - İspanya: 1-2 İsviçre - Sırbistan: 1-1 B Ligi 1. Grup Gürcistan - Ukrayna: 1-1 Arnavutluk - Çekya: 0-0 B Ligi 2. Grup İrlanda Cumhuriyeti - Finlandiya: 1-0 Yunanistan - İngiltere: 0-3 B Ligi 3. Grup Kazakistan - Avusturya: 0-2 Slovenya - Norveç: 1-4 B Ligi 4. Grup Türkiye - Galler: 0-0 Karadağ - İzlanda: 0-2 C Ligi 1. Grup Azerbaycan - Estonya: 0-0 İsveç - Slovakya: 2-1 C Ligi 2. Grup Güney Kıbrıs - Litvanya: 2-1 Romanya - Kosova: 0-0 (Yarıda kaldı) C Ligi 3. Grup Kuzey İrlanda - Belarus: 2-0 Lüksemburg - Bulgaristan: 0-1 C Ligi 4. Grup Ermenistan - Faroe Adaları: 0-1 Kuzey Makedonya - Letonya: 1-0 D Ligi 1. Grup San Marino - Cebelitarık: 1-1 D Ligi 2. Grup Andorra - Moldova: 0-1