ÇEVRE - 03 Eylül 2024 Salı 11:47

Avcıyı görünce kaçıracak cezalar: Anadolu parsını avlamanın cezası 30 milyon lira

A
A
A
Avcıyı görünce kaçıracak cezalar: Anadolu parsını avlamanın cezası 30 milyon lira

Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, yasak avlanma ile yaban hayatında ve ekosistemde meydana gelen tahribat ve eksiltme nedeniyle hükmolunacak tazminat bedellerini açıkladı. Türkiye’de nesli tükenmekte olan Anadolu parsını avlamanın cezası 30 milyon lira olarak belirlenirken Anadolu parsını 6 milyon lira ile yaban koyunu ve 2 milyon 500 bin lira ile çizgili sırtlan takip ediyor.

Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP), 2024-2025 av dönemi için koruma altına alınan av ve yaban hayvanlarının avlanması durumunda ödenecek tazminat tutarlarını açıkladı. Türkiye’de nadir bulunan Anadolu parsını öldürmenin cezası 30 milyon lira olarak belirlenirken çizgili sırtlan 2 bin 500 milyon, karakulak, vaşak 600 bin, yaban kedisi, saz kedisi 200 bin, Akdeniz foku 80 bin, su samuru 70 bin, alacasansar, oklu kirpi 25 bin, sincaplar familyasındaki bütün türler ise 10 bin lira olarak listede yer aldı.

Avcıyı görünce kaçıracak cezalar: Anadolu parsını avlamanın cezası 30 milyon lira

Resmi Gazetede yayınlanan Yaban Hayvanları listesindeki açıklamalarda ise istisna olarak belirlenen doğu yaban koyunu, Anadolu yaban koyunu avlamanın bedeli 6 milyon lira olarak belirtilirken yaban keçisi, çengel boynuzlu dağkeçisi 650 bin, alageyik 500 bin, kızıl geyik 400 bin, kum ceylanı, Hatay ceylanı 150 bin, boz ayı 90 bin, kurt 40 bin, karaca avlamanın cezası ise 30 bin lira olarak listede yerini aldı.

Kuş türlerinde yasak avlanmanın ceza bedelleri

Kuş türlerinde yasak avlanma ile yaban hayatında ve ekosistemde meydana gelen tahribat ve eksilme durumunda atmacagiller ve doğangiller familyasındaki bütün türler için belirlenen tazminat bedeli tam 100 bin lira olarak belirlenirken, Bunun yanında, nesli tükenme tehlikesi altında olan kelaynak, çeltikçi, kaşıkçı ve incetağlı, kervancıl kuğu gibi türlerin de her biri için 80 bin, tepeli pelikan, mezgeldek 70 bin, orman horozu, dağ horozu, toy, yakalı toy 60 bin, urkeklik, turnagiller familyasındaki bütün türlerine ise 50 bin lira tazminat bedeli belirlenmiş durumda.

Avcıyı görünce kaçıracak cezalar: Anadolu parsını avlamanın cezası 30 milyon lira

Sürüngen türlerinde yasak avlanmanın ceza bedelleri

Sürüngenler arasında da önemli bir yer tutan yeşil kaplumbağa, Nil kaplumbağası ve Fırat kaplumbağası gibi türler için 40 bin lira tazminat bedeli talep ediliyor. Ayrıca, çöl varanı da 35 bin lira bedelle korunmaya alınan diğer bir tür olarak öne çıkıyor.

Yaban hayatını koruma duyarlılığı artmalı

Bu yüksek bedeller, yaban hayatının korunması ve yasa dışı avcılığın önlenmesi amacıyla alınan önlemler arasında yer alıyor. Bakanlık, bu türlerin yumurtalarının yasadışı toplanması durumunda da aynı tazminat bedellerinin uygulanacağını belirtiyor. Bu çerçevede, vatandaşların yaban hayatını koruma konusundaki duyarlılıklarının artırılması gerektiği belirtiliyor.

Avcıyı görünce kaçıracak cezalar: Anadolu parsını avlamanın cezası 30 milyon lira

Faik Güven Yılmaz

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şırnak Şırnak’ta ’çığ hazırlık ve müdahale tedbirleri’ koordinasyon toplantısı yapıldı Şırnak İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, muhtemel bir çığ olayına karşı ilgili kurumların katılımı ile ’çığ hazırlık ve müdahale tedbirleri’ koordinasyon toplantısı gerçekleştirdi. Şırnak İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü koordinesinde İl Jandarma Komutanlığı, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, TPAO Bölge Müdürlüğü, Meteoroloji İl Müdürlüğü, Türk Telekom İl Müdürlüğü, Şırnak Belediye Başkanlığı, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, Sağlık Müdürlüğü ve Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü temsilcileri ile muhtemel bir çığ afetine karşı hazırlıklı olmak ve müdahale çalışmaları kapsamında gerekli tedbirleri eksiksiz almak üzere Şırnak Vali Yardımcısı Hasan Hüseyin Alpaslan başkanlığında ’çığ hazırlık ve müdahale tedbirleri’ koordinasyon toplantısı gerçekleştirdi. Deprem ülkesi olan Türkiye’de çığ afetleri de çok sayıda vatandaşın hayatını kaybetmesine yol açıyor. 71 yıllık istatistiklere göre her yıl ortalama 28 olay, 20 ölü, 6 yaralı olarak kayıt altına alındı. Türkiye’de en fazla ölümlü çığ afeti 1992 yılında merkeze bağlı Görmeç köyünde yaşandı ve 85 kişi vefat etti. Ayrıca 1992 yılında Beytüşşebap ilçesine bağlı Boğazören köyünde 36 vatandaş, Çığlıca köyünde 1992 yılında 15 vatandaş, Beşağaç köyünde 3 vatandaş çığ afeti nedeniyle hayatını kaybetti. "1992 yılında Şırnak’ın Görmeç köyünde çığ nedeniyle 85 kişi hayatını kaybetmiştir" Şırnak’ta muhtemel bir çığ afetine karşı Şırnak İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü olarak her türlü hazırlığın içerisinde olduklarını ifade eden AFAD Şırnak İl Müdürü Muzaffer İşlek, "Doğa ve insan kaynaklı afetler, hem insanların hayatlarını derinden etkilemekte hem de büyük ekonomik kayıplara yol açmaktadır. Türkiye’de tektonik, topoğrafik ve iklimsel yapısının etkisiyle doğa kaynaklı afetlerle sık sık karşılaşılabiliyor. Depremler bakımından yüksek riskli bir coğrafyada bulunan ülkemizde, heyelan, sel-taşkın, kaya düşmesi ve çığ afetleri de bölgesel ve mevsimsel bazda yaşanabilmektedir. Afetleri yoğun yaşayan ülkemizin iklim değişikliğinin etkilerini, yakın gelecekte daha da fazla hissedeceği değerlendirilmektedir. Türkiye’de 71 yıllık istatistiklere göre her yıl ortalama 28 olayın yaşandığı 20 kişinin ölümü ve 6 kişinin yaralanması ile kayıt altına alınmıştır. Türkiye’de çığ afetlerinde en ölümlü çığ olay 1992 yılında Şırnak’ın Görmeç köyünde yaşanmış ve 85 kişi hayatını kaybetmiştir. Ayrıca 1992 yılında Beytüşşebap ilçemize bağlı Boğazören köyünde 36 vatandaş, Çığlıca köyünde 1992 yılında 15 vatandaş, Beşağaç köyünde 3 vatandaş çığ afeti nedeniyle hayatını kaybetmiştir" dedi. Geçmişte yaşanan bu olaylara karşı hazırlıklı olmak için "çığ hazırlık ve müdahale tedbirleri" adı altında bir koordinasyon toplantısı gerçekleştirdiklerini belirten İşlek, "Bu toplantıdaki amacımız depremlere hazırlıklı olduğumuz gibi çığ afetlerine karşı da hazırlıklı olmak ve olası bir olaya karşı da alınması gereken tedbirleri zamanında almaktır. Çığ öncesinde çığ riskine karşı nasıl hazırlanacağınızı ve korunacağınızı öğrenebileceğiniz eğitim programlarına katılın. İlk yardım gibi tamamlayıcı eğitimleri de alın. Yeni yerleşim yeri olarak çığ riski taşıyan bölgeleri seçmeyin. Mevcut yapılarınızı sigortalatın. Çığ tehlikesinin artmasını engellemek için, yamaçlardaki ağaçları, bitki örtüsünü ve ormanları koruyun. Kar yağan aylarda hava ve yol durumu raporlarını dikkatlice izleyin. Aile Afet Planınızı hazırlarken çığ riskini göz önünde bulundurun" diye konuştu.
İstanbul Su şişesinde 30 TL’den sahte alkol İstanbul’da çok sayıda kişinin yaşamını yitirdiği sahte alkolün satışının yapıldığı Türkmen Lokantası görüntülendi. Aynı mahallede esnaflık yapan Müslüm Öziç, "Su şişeleri içerisinde tanesini 30 TL’den satıyorlarmış. Evden bayağı bir malzeme çıktı kendilerini polis aldı götürdü. Kendi yörelerine ait yemekler satıyorlardı lokanta gibi kimse şüphelenmedi bu durumdan. Gelenlerde hep yabancı uyruklu şahıslardı gıda ve içecek satıyorlardı" dedi. İstanbul’da sahte alkol kullanan 65 kişi zehirlendi. Zehirlenen şahıslardan 43 hastanın tedavisi devam ederken 19 kişi ise yaşamını yitirdi. Başakşehir Ziya Gökalp Mahallesi’nde bulunan vatandaşların Türkmen Lokantası diye adlandırdığı işletmede satışın yapıldığı tespit edildi. Polis ekipleri adrese operasyon düzenledi. Çok sayıda malzeme ele geçirilirken işletme yetkilisi olduğu öğrenilen 2 kişide gözaltına alındı. “Su şişeleri içerisinde tanesini 30 TL’den satıyorlarmış.” Aynı mahallede esnaflık yapan Müslüm Öziç isimli vatandaş yaşanılan durumla alakalı, “Ben burada esnafım karşı esnaf arkadaşlarımız burası Türkmen Lokantası diye geçiyor. Burada ekmek üretiyorlardı. Sahte alkol ve yasaklı madde satıyorlarmış. Polis buraya baskın verene kadar bizde bilmiyorduk böyle bir satış yapıldığını. Su şişeleri içerisinde tanesini 30 TL’den satıyorlarmış. Evden bayağı bir malzeme çıktı kendilerini polis aldı götürdü. Kendi yörelerine ait yemekler satıyorlardı lokanta gibi kimse şüphelenmedi bu durumdan. Gelenlerde hep yabancı uyruklu şahıslardı gıda ve içecek satıyorlardı.” Şeklinde konuştu. (BT-ZA-