GÜNDEM - 24 Kasım 2024 Pazar 10:57

Antalyalı kadınların imece usulü kış mesaisi

A
A
A
Antalyalı kadınların imece usulü kış mesaisi

Antalyalı kadınlar atalarından kalan geleneklerini sürdürüyorlar. Her yıl olduğu gibi Antalya’nın Akseki ilçesinde bir araya gelen ev hanımları erişte ve çorbalık keserek dibek taşında buğday dövme geleneklerini sürdürüyorlar. Kış ayına girdiğimiz bu günlerde kışlık eriştelerini ve çorbalık buğdaylarını hazırlayan kadınlar, tüm bunları mutlaka imece usulü yaparak birbirlerine yardımlaşmada da bulunuyor.


Antalya’nın Akseki ilçesinde, kış sofralarının vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alan “erişte” yapımı ve tarihi dibek taşında buğday dövme geleneği imece usulü sürüyor. Kış hazırlıkları içinde bir araya gelen kadınlar, kışın bolca tüketilen erişte ve buğday çorbası için komşuları ile birlikte hummalı bir çalışma yapıyor.



“800 yıllık dibek taşında buğday dövme geleneği”


Akseki’nin tarihi geleneklerinden biri olan ve asırlardır süre gelen buğday dövme geleneği günümüzde halen devam ediyor. Akseki’nin Hocaköy mahallesinde yaşayan kadınlar, 800 yıllık dibek taşında, ağaç tokmaklarla atalarından kalan buğday döv me geleneklerini sürdürüyorlar.



“Dibek taşına 8 kilogram buğday konur”


Atalarından kalan geleneklerini halen sürdürdüklerini anlatan Hocaköy mahallesi halkından ev hanımı Şenay Zorlu, “Dibek taşında buğday dövme geleneğimiz atalarımızdan kalan bir gelenektir. Taşta ortalama 7-8 kilogram buğday dövüyoruz. Dibekte buğday dövme işlemi mutlaka iki kişi karşılıklı olarak ağaç tokmakla yapılır. Tabi ki oldukça zahmetli iş. Dövme işimiz bir kaç saat sürüyor. Atalarımızdan kalma dibek taşında buğday dövme geleneğinden vazgeçmedik. Yöreye özgü keşkek çorbası, aşure çorbasını buğdayı döverek yapıyoruz. Dibek taşında döverek yaptığımız yemeklerin lezzeti daha güzel oluyor" dedi.



“İmece usulü yapılıyor”


Her yıl sonbahar aylarında bayanlarla toplanıp imece usulü ile buğday dövdüklerini söyleyen Zorlu, "Köy meydanında bulunan dibeğin ne zaman konulduğunu bilen yok. Dibek taşı köyümüz kurulduğunda köy meydanına konulmuş. Köyümüzün kuruluşundan buyana buğday dövme geleneğimizi sürdürüyoruz. Nesilden nesile bu gelenek devam edecek. Bu dibek Yaklaşık 800 yıllık olduğu söylenmektedir. Bu dibeğin ne zaman konulduğunu bilen yok” diye konuştu.



“Dibekte dövülen buğdayın ayrı bir lezzeti var”


Taş dibekte dövülen buğdayın lezzetinin tarif bile edilemeyeceğini söyleyen Zorlu, “Buğdayı zaten kendimiz ekip yetiştiriyoruz. Buğday da ata tohumu buğdaylarımızdır. Birde taş dibekte dövülen buğdayın ayrı bir lezzeti, tadı vardır. Taş dibeğe döktüğümüz buğdayı saatlerce dövüyoruz. Dinlenerek, yardımlaşarak dövme işini gerçekleştiriyoruz. Bunun çorbasını ve keşkeğini yapıyoruz” şeklinde konuştu.



“Buğday dövülerek kepeği alınıyor”


Hocaköy mahallesi halkından Hayriye Çelik de yardımlaşarak yaptıkları taş dibekte buğday dövme işleminin yüzyıllardır yapıldığını ifade ederek, " İki kişi karşılıklı olarak ağaç tokmaklarla dövüyoruz. Buğday dövme işi birkaç saat sürüyor. Buğdayı dövdükçe kepeği ortaya çıkar. Daha sonra kepeğini alıyoruz. Kepeği alınmazsa lezzeti olmaz. Sonra sıcak suda yıkayıp kurutuyoruz.. Bu iş kesinlikle yalnız olmaz. Mutlaka yardımlaşarak yapıyoruz. Kışın ise sofralarımızdan eksik etmediğimiz keşkek ve çorbasını yapıyoruz.



“Erişte geleneği”


Antalya’nın Akseki ilçesinde ev hanımları kış mevsimi öncesinde ilçe merkez ve köylerde yaşayan ev hanımları bir araya gelerek kışlık eriştelerini kesiyorlar. Un, süt ve yumurta karışımı ile açılan hamurlar ekmek pişirilen saçlarda hafif olarak pişiriliyor. Daha sonra ise senitlerin üzerinde bıçakla makarna şeklinde kesilen erişteler kuruduktan sonra alınarak saklama kaplarına konuyor. Yıllardan beri gelenek haline getirilen ve 3-4 komşunun yardımlaşmasıyla kesilen erişteler, kesildikten sonra gölgede kurutulup, kışın pişirilerek sofradaki yerini alıyor.


Akseki’de yaşayan kadınlar her yıl aynı şekilde kışlık yaptıklarını belirterek “Bir araya gelip imece usulü çalışıp kışlığımızı yapıyoruz. Hem aile bütçemize katkıda bulunuyoruz. Hem de sağlıklı besleniyoruz. Erişte süt, yumurta ve un karışımından yapılıyor. Erişte yapımı atalarımızdan kalan bir gelenektir” diye konuştular.



“Kış sofralarının vazgeçilmezi"


Aksekili kadınlar her yıl olduğu gibi kış hazırlıkları çerçevesinde erişte yapımına başladıklarını söylediler. Eriştenin kış sofralarının olmazsa olmazı, vazgeçilmezi olduğunu anlatan, Fatma Kara “Biz erişteyi makinalarda yapmayız. Ellerimiz ile kıyarak yapıyoruz. Tabii bu yalnız yapılacak iş değil. Komşularımız ile bir araya gelerek sırayla imece usulü yapıyoruz. Erişte makarna gibi ama kendi el emeğimiz eriştelerimiz daha güzeldir” diye konuştu.



“Lezzetli eriştenin sırrı yumurta”


Eriştenin lezzetinin sırrının yumurta olduğunu dikkat çeken Kara, “Un, süt ve yumurta ile yapılan erişte çok lezzetli olur. Biz eriştenin hamurunu su ile yapmıyoruz. Su ile de hamuru yapılır ama lezzetli olmaz. Bunun sırrı süt ve yumurtadır. Süt ve yumurtadan yapılan erişte çok daha lezzetli oluyor. Besleyici ve doyurucu özelliği de var." dedi


Kara, “Hamur kıvamını alıncaya kadar yoğrulduktan sonra oklavalarla açılan hamur tahtalar üzerinde kesiliyor, sofra altlarına serilerek gölgede kurutuluyor” dedi.



“Mahallede her gün sırayla bir kişiye”


Akseki’nin Boğaz mahallesinde komşuları ile bir araya gelerek erişte yapan Gülcan Pantır, kışın sofraların vazgeçilmezi, olmazsa olmazlarından erişteyi yapmak için her yıl komşularla bir araya gelerek imece usulü kışlık eriştelerini hazırladıklarını söyledi. Pantır, "Mahallede her gün sırayla komşularımız ile bir birimize erişte yapıyoruz. Erişteyi yalnız yapmanız mümkün değildir. Mutlaka yardımlaşarak yapılır.." diye konuştu.



“Çocuklar için önemli besin kaynağı”


Kışın sofralarda çorba ve pilav olarak yerini alan eriştenin Akseki’de yoğun olarak tüketildiğini belirten Pantır, “Erişte bizim kışlık yemeğimizdir. Kış yemeklerimizden olan erişte özellikle çorba ve pilavda kullanılıyor.. Çocuklar içinde oldukça besleyicidir. Bizim mahalle sakinleri olarak komşularımız arasında dayanışma geleneği devam ediyor. İmece usulü yapıldığı için pek yorucu olmuyor. 120 tane yumurtadan ise 30 kilogram erişte yapılıyor” diye konuştu.



Antalyalı kadınların imece usulü kış mesaisi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Kocagöz’den, geleceğin mimarlarına “Çocuklara güvenli parklar yapın” çağrısı Kepez Belediyesi, Yeni Emek Mahallesi’ndeki park yenileme çalışmasını, İç Mimarlık ve Peyzaj Mimarlığı öğrencilerinin gözetiminde gerçekleştirdi. Başkan Kocagöz, öğrencilerden gelecekte çocuklar için güvenli parklar tasarlamalarını istedi. Kepez Belediyesi, çocuklar için daha güvenli hale getirmek ve hizmet yılını artırmak için kullanım alanları eskiyen mahalle parklarını yenilemeyi sürdürüyor. Her hafta bir mahalle parkını baştan sona yenileyen Kepez Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü, son 8 ayda 146 bin metrekare büyüklüğünde 52 parkın tadilatını yaptı. Park ve Bahçeler Müdürlüğü, bu hafta ise Yeni Emek Mahallesi 2566 ve 2567 sokakları arasında 5 bin 491 m2 alanda bulunan parkı bakıma aldı. Tadilat çalışmasını, Akdeniz Üniversitesi (AÜ), Mimarlık Fakültesi İç Mimarlık ve Peyzaj Mimarlığı bölümlerinin 4. Sınıf öğrencileri de takip etti. Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz’ün misafir ettiği öğrenciler, ‘Kent Mobilyaları Dersi’ için park yenileme çalışmasını inceledi. İç Mimarlık Bölümü Öğretim Görevlisi Abdullah Hikmet Başaytaç, öğrencilerin derslerini uygulamaları olarak sahada görmeleri için bu geziyi düzenlediklerini söyledi. İç Mimarlık ve Peyzaj Mimarlığı öğrencilerinin, anketler aracılığıyla kentlinin neye ihtiyacı olduğunu, memnuniyetlerinin ne olduğu, nelerle ilgili yenilenme ya da değişim göstereceği konusunda park ve meydanlar üzerine bir çalışma yaptığını aktaran Başaytaç, “Kepez Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nün atölyesini de ziyaret ederek, kent mobilyalarının tasarımını yerinde gördüler. Park tadilat çalışmasını yerinde takip ederek, uygulanan projenin onarım sürecinde yaşanacak durumlar ve bunun çözümüyle ilgili bilgi aldılar” ifadesini kullandı. AÜ öğrencilerini, Kepez’de ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Başkan Mesut Kocagöz ise şunları söyledi: “Öğrencilerimiz saha gezisiyle kent tasarımı çalışmasını yerinde gördüler. Antalya’nın geleceği Kepez, Türkiye’nin geleceği ise gençler. Bu gençler sayesinde ülkemiz, şehrimiz çok daha güzel olacak. Kepez’de değişimi ve dönüşümü gençlerle başlattık. Bu gezi, öğrencilerimiz için bir tecrübe olacak. Gençler, bu gezide bizim tecrübelerimizi alacaklar ama biz de onların ufuklarını, hayallerini almak istiyoruz. İç Mimarlık ve Peyzaj Mimarlığı öğrencilerimizden gelecekte parkları; çocuklar için güvenli ve daha uzun ömürlü olabilmesi yönelik çalışma yapmalarını istiyorum.” Park baştan sona yenilendi Tadilat kapsamında yeşil alanı zarar gören ve kullanım imkânı kalmayan piknik masaları, banklar ve çöp kutuları, yenileriyle değiştirildi. Kent mobilyaları, açık hava spor aletleri ve oyun parkının kısmi zarar gören bölümleri ise onarıldı. Parkın dinlenme, oyun ve spor aksesuarları yeniden boyandı. Uzayan çimler biçilirken, ağaçların ve çalıların tehlike oluşturan dalları kesildi. Yürüyüş alanlarının kırılan taş zemini, bordürler onarıldı.
Osmaniye Öğretmen Yaşar Kemal, öğretmenlik yaptığı okulda anıldı Çukurova’nın yetiştirdiği dünyaca ünlü edebiyatçı yazar Yaşar Kemal’in çok az bilinen bir özelliği de öğretmenlik yaptığı. Öğretmen Yaşar Kemal, Osmaniye’de öğretmenlik yaptığı okulda yapılan programla anıldı. 1955 yılında yayınladığı İnce Memed romanı 40’dan fazla dile çevrilen ve bir çok ülkede yayınlanan ardından yazdığı romanlarla Türk ve dünya edebiyatında önemli bir yer tutan Çukurovalı edebiyatçı yazar Yaşar Kemal’in henüz 18’li yaşlarda 1941-1942 yıllarında memleketi Kadirli ilçesine bağlı Bahçe köyünde ilkokul öğretmenliği yaptı. 24 Kasım öğretmenler günü dolayısıyla Eğitim İş Sendikası Kadirli temsilciği ve bir grup öğretmen Yaşar Kemal’in öğretmenlik yaptığı okulda anma programı düzenledi. Programa Yaşar Kemal’in yeğeni Sadık Gökçeli’de katıldı. Eğitim İş Sendikası Kadirli temsilcisi Yasin Evlice programda yaptığı konuşmada, "Yaşar Kemal Çukurova’nın yetiştirdiği çok önemli bir değer bir edebiyatçı ve yazar. Kendisinin öğretmen olmasından bir meslektaşımız olmasından gururlandık. Bu vesile ile 24 Kasım öğretmenler gününde Yaşar Kemal’in öğretmenlik yaptığı köyde bir anma programı düzenledik" dedi. Uzun yıllar Yaşar Kemal’in yanında kalmış olan öz yeğeni Sadık Gökçeli ise amcası ile öğretmenlik yaptığı Bahçe köyündeki bir anısını anlatarak, "Amcam bir gün bana haydi öğretmenlik yaptığım köye gidelim dedi. Bahçe köyüne geldik. Köy meydanında bir grup insan oturuyor. Yanlarına geldik amcam ’Beni tanırsanız oturup sizle muhabbet edeceğim tanımazsanız gideceğim’ dedi. Yani yazar Yaşar Kemal’i değil de öğretmen Yaşar Kemal’i tanırsanızı kastetti. Oradan yaşlıca birisi, sizi nasıl tanımayız öğretmenim siz bizim öğretmenimdiniz dedi. Amcam da tamam şimdi oldu dedi" şeklinde konuştu.