ÇEVRE - 22 Ağustos 2024 Perşembe 10:27

Antalya’da rekor sıcaklık denizdeki balık türlerini ve omurgasız canlıları yok ediyor

A
A
A

Antalya'da iki yıldır rekor kıran deniz suyu sıcaklığı, yerli balık türlerini ve omurgasız canlıları yok ediyor.

Geçtiğimiz yıl en yüksek 28 derece ölçülen sıcaklığın bu yıl 31-32 dereceye kadar çıktığını belirten Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, artan sıcaklık nedeniyle yerli türlerin yerini yabancı istilacı türlerin aldığına dikkat çekti. Gökoğlu, “Deniz suyu sıcaklığı artışı balık göçlerini etkiler, balıkların üremesini etkiler. Olağanüstü durumlara çıktığı zaman balıklarda hastalık da görülmeye başlar. Kıyılardaki Posedonya çayırları (Posidonia oceanica) ölmeye başladı, çünkü su sıcaklığı fazla. Posedonya çayırları, Akdeniz’in Amazon ormanlarıydı” dedi.

Antalya’da rekor sıcaklık denizdeki balık türlerini ve omurgasız canlıları yok ediyor

Deniz Bilimleri Enstitüsü (ICM), Akdeniz’de ortalama su sıcaklığının 28,9 dereceye çıktığını duyurdu. Dünya İklim Konseyi’nin (IPCC) öngörülerine göre küresel sıcaklık artışının sanayileşme dönemi öncesine oranla 1,5 dereceyi aşması hâlinde Doğu Akdeniz’de avlanılan balık türlerinin ve omurgasızların yüzde 20’si yok olabilir. Geçtiğimiz yıl Antalya’da ölçülen en yüksek su sıcaklığı, Temmuz 2023’te 28,7 derece ile kayıt altına alınmıştı. Bu yıl deniz suyu sıcaklığının 32 dereceye kadar yükselmesi, birçok balık türünün gözlenememesine ve deniz canlılarının yok olmasına neden oldu.

Akdeniz’de balıklar kıyıdan çekilmeye başladı, isparinin yerini gırtlık aldı

Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, küresel ısınmanın etkisiyle Kızıldeniz’den çok sayıda yabancı istilacı balık türünün sıcak sulara göç ettiğini ifade ederek, Akdeniz’in tropikalleşmeye başladığını aktardı. İklim değişikliği nedeniyle sıcak geçirilen kış mevsiminin de yerli balık türleri üzerinde baskı oluşturduğunu vurgulan Prof. Dr. Gökoğlu, şu ifadelere yer verdi:

Antalya’da rekor sıcaklık denizdeki balık türlerini ve omurgasız canlıları yok ediyor

“Deniz suyu sıcaklığı, şu anda 31-32 derece arası seyrediyor. Akdeniz için bu sıcaklık yüksek. Sıcak bir kış geçirdik, deniz suyu sıcaklığının artışı yerli türler arasında baskı oluşturur. Yerli türlerin yaşam alanlarını değiştirmesine sebep olur. Çünkü, sıcaklık bazı kıyılarda balıkların tahammül edemeyeceği seviyeye çıktı. Bu nedenle bazı balıklar kıyılardan çekilebilir, ayrıca Akdeniz gittikçe tropikalleşiyor. Doğu Akdeniz ekosisteminde değişmeler başladı, yabancı istilacı türler gelmeye başladı. Bunlara en güzel örnek, kolyozumuzla sardalyamızın yerini Kızıldeniz Japon sardalyası dediğimiz tür almaya başladı. Kıyılarımızda barbunya balığının yerini forskali barbunu olarak adlandırılan bir tür almaya başladı. İsparimizin, mırmırımızın yerini gırtlık olarak isimlendirdiğimiz balık almaya başladı. Kuzeye serin sulara yerli balıklar çekilirken, onların boşluğunu yabancı türler dolduruyor.”

“Vahşi sulamadan vazgeçmemiz lazım, nehirler denizlerin ısınmasını önler”

Prof. Dr. Gökoğlu, deniz suyu sıcaklığı artışının balık göçlerini ve balıkların üremesini etkilemesinin dışında olağanüstü durumlarda balıklarda hastalık görülebileceğine işaret etti. Gökoğlu, “Su sıcaklığının fazla olması nedeniyle kıyılardaki Posedonya çayırları (Posidonia oceanica) ölmeye başladı. Posedonya çayırları, Akdeniz’in Amazon ormanlarıydı, balık yavrularının girip saklandığı, beslendiği, balıkların ürediği ortamlardı. Siz buraları yok ederseniz, balıkları da yok etmiş olursunuz. İnsanoğlu telafisi mümkün olmayan şekilde doğa hükmediyor, her şeyin arkasında insan var. Akarsuları denize ulaştırmamız gerekiyor, vahşi sulamadan vazgeçmemiz lazım. Nehirler denizlerin ısınmasını önler. Oysa biz bütün nehirleri baraj yaptık, suları tutuyoruz, denizlere eskisi kadar su vermiyoruz. Bu nedenle küresel ısınmadan en çok etkilenen yer Doğu Akdeniz. Bizim bulunduğumuz bölge” dedi.

Antalya’da rekor sıcaklık denizdeki balık türlerini ve omurgasız canlıları yok ediyor

“Mevsimsel olarak ortaya çıkan melanur dediğimiz balık vardı, bu sene tuttuğumu hatırlamıyorum”

Kaleiçi Yat Limanı’nda uzun yıllardır balıkçılık yapan Ahmet Boyacı ise, mesleğinin 1968’den beri limanda balıkçık yapan babası Hakkı Boyacı’dan miras kaldığını söyleyerek, babasının aktardığı dönemden bu döneme 45 yıl içinde balık popülasyonunun çoğunun yok olduğunu kaydetti. Boyacı, “Babamın anlatacaklarına bakacak olursak onun anlattığı balık popülasyonunun neredeyse yok olduğunu görebiliriz. Kendi kullandığımız ağlarda da çıkan miktarları göz önünde bulundurursak yok denecek kadar azaldığını görebiliyoruz. Hava sıcaklığı, deniz suyu sıcaklığı, insan popülasyonu, bu popülasyondan kaynaklanan atıklar ve Kızıldeniz’den ülkemize girmiş olan yabancı istilacı balık türlerini başlıca sebepler arasında sayabiliriz. Suyun sıcaklığı ile birlikte var olan balık popülasyonu daha derinlere, daha uzaklara, daha serin sulara kaçıyor ve biz bu konuda büyük bir mağduriyet yaşıyoruz. Körfezin yüzeyinin çamur olması ve çöl kıvamında olması balığın saklanacak, yuva yapacak bir yerinin olmaması da popülasyonun yok olmasına neden oluyor. Geçtiğimiz yaz ile karşılaştıracak olursak sahil boyunca gezdiğimiz zaman mevsimsel olarak ortaya çıkan melanur dediğimiz balık vardı, bu sene tuttuğumu hatırlamıyorum. Yok denecek kadar az” ifadelerini kullandı.

Antalya’da rekor sıcaklık denizdeki balık türlerini ve omurgasız canlıları yok ediyor

“Bazı insanların eğlenceleri bazı canlıların yok oluşuna neden olabiliyor”

Antalya’da çok sayıda artan sup yapan kitlenin de deniz canlılarının yaşamını etkilediğini savunan Ahmet Boyacı, konu hakkında tedbirlerin artırılması gerektiğini söyledi. Boyacı, “Bazı insanların eğlenceleri bazı canlıların yok oluşuna neden olabiliyor. Örnek verecek olursak, sup yapanlar var, sörf botlarının üzerinde kürekle gidiyorlar. Sabahları saat 5 sularında Konyaaltı Varyant’ın önüne gidildiği zaman bırakın tekneyle geçmeyi yüzülecek yer kalmıyor, çok kontrolsüz. Bu da bir etken” dedi.

“Sıcaklığa rağmen deniz çok güzel ve tertemiz”

Konyaaltı Sahili’ne yüzmeye gelen Can Akar isimli vatandaş da deniz suyunun sıcaklığına dikkat çekerek, “Antalya’yı çok seviyorum. Deniz suyu sıcak, özellikle dipleri daha da sıcak. Serinlemek istiyoruz ama bazen serinliyoruz, bazen de tam tersi oluyor. Sıcaklığa rağmen deniz çok güzel ve tertemiz” diye konuştu.

Begüm Aksoy - Fırat Demir

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’nın kalbi Altıparmak ortak akılla dönüşüyor Bursa Büyükşehir Belediyesi, kentin kalbi konumundaki Altıparmak bölgesiyle ilgili imar ve kentsel tasarım projelerinin hazırlanması amacıyla Osmangazi Belediyesi, ilgili akademik odalar ve Bursa Kent Konseyi ile iş birliği protokolü imzaladı. Protokolün 830 dönümlük alanı kapsadığını söyleyen Başkan Mustafa Bozbey, “Bölgenin Bursa için öneminin bilincindeyiz ve meslek odalarımızla iş birliğine büyük önem veriyoruz” dedi. Bursa’nın bir dönem en prestijli bölgelerinden biri olan ancak son yıllarda değerini yitiren Altıparmak bölgesi, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde ortak akılla dönüştürülüyor. Altıparmak-Merinos arasında yer alan mahalleleri kapsayan bölgeyle ilgili yeni imar planı ve kentsel tasarım projelerinin hazırlanması için Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Osmangazi Belediyesi arasında ilgili akademik odalar ile Bursa Kent Konseyi’nin de yer alacağı iş birliği protokolü imzalandı. Merinos Atatürk Kongre Kültür Merkezi’ndeki programa Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, Osmangazi Belediyesi Başkan Yardımcısı Fatih Vardar, Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Başkanı Murat İlkme, İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Atilla Erdem, Peyzaj Mimarları Odası Bursa Şube Başkanı Eda Demir, Güney Marmara Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Yıldız ve Harita Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı İlker Tokdemir katıldı. “Bu işi daha ileriye taşımak için hazırız” Projenin Osmangazi ilçe sınırları içerisindeki 10 farklı mahalleyi kapsadığını söyleyen Büyükşehir Belediye Başkan Mustafa Bozbey, Altıparmak’ın geçmişte Bursa’nın kalbi, hem ticaretin hem de sosyalleşmenin merkezi olduğunu hatırlattı. İki yanında sıralanmış binalarıyla nostaljik atmosfer sunan bir yer olduğunu belirten Başkan Bozbey, Altıparmak’ın geçmişte Bursa’nın tarih kokan dokusunu modern yaşama entegre eden bölge olduğunu dile getirdi. Başkan Bozbey, Altıparmak-Merinos bölgesinin geçmişte Bursa’nın canlılığına ve çeşitliliğine değer kazandırmış bir bölgeyken, zamanla hem yapılaşma hem de sosyal yaşantı anlamında giderek zayıfladığını ve sonunda eski ihtişamlı hallerinden çok uzak bir hale geldiğini ifade etti. Altıparmak bölgesini yeniden kent yaşamıyla bütünleştirmek ve depreme karşı dirençli hale getirmek amacıyla önemli bir adım attıklarını söyleyen Başkan Bozbey, “Bursa Büyükşehir Belediyesi 2023 yılında Şehir Plancıları Odası, İnşaat Mühendisleri Odası ve Mimarlar Odası ile bu amaca yönelik protokol imzalamış. Bölgenin daha yaşanabilir hale getirilmesi için çözüm önerileri ortaya konmaya çalışmıştır. Şimdiyse biz, bu işi bu başlangıç noktasından alarak çok daha ileriye taşımak için hazırız. Katılım sağlayan meslek odalarımıza paylaştıkları tecrübe ve bilgi birikiminden dolayı teşekkür ediyorum” diye konuştu. “Bölgenin Bursa için öneminin bilincindeyiz” Bölgenin sorunlarını detaylı biçimde ele almayı sağlayacak birçok analiz ve anket çalışması yapıldığını anlatan Başkan Bozbey, meslek odalarının sağladığı teknik ekip desteğiyle bölgedeki her bir binanın deprem açısından risk durumunun tek tek tespit edildiğini belirtti. Mahalle muhtarlarından bölgenin sorunları ve beklentileri hakkında bilgi de alındığını ifade eden Başkan Bozbey, “Çeşitli üniversitelerden hocaların da katılımıyla bölgenin, kentimizin tarihi ve kültürel yapısına uyumlu en doğru kentsel tasarımın nasıl olması gerektiğine ilişkin ilkeler ortaya konmuştur. Bizler de bölgenin Bursa için öneminin bilincindeyiz ve meslek odalarımızla iş birliğine büyük önem veriyoruz. Bu çalışmayı daha anlamlı hale getirmek amacıyla protokol kapsamının genişletilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu çerçevede Altıparmak, Çırpan, Selimiye, İntizam, Hocahasan, Ahmetpaşa, Şehabettinpaşa, Aktarhüssam, Kuruçeşme ve Yahşibey mahallelerinde yaklaşık 830 dönümlük alanı kapsayan proje sahasında imar planı ve kentsel tasarım projesi yapılması için iş birliği protokolü imzalamak üzere bir araya geldik” dedi. Öncelik depreme karşı dirençli bir Bursa Fiziksel mekânın iyileştirilmesinin, sosyal donatı alanlarının artırılmasının ve ulaşım sisteminin çözümlenmesinin öncelikleri olacağını anlatan Başkan Bozbey, bölgeyi yeniden cazibe merkezi haline getirmek için 1/25.000, 1/5.000 ölçekli nazım imar planı ile 1/1.000 ölçekli uygulama imar planları hazırladıklarını açıkladı. Kent anayasası dedikleri 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı’nı çok önemsediklerini söyleyen Başkan Bozbey, “2 yıl içerisinde 2050 vizyonumuzu da hep beraber ortaya koyacağız. Önceliğimiz Bursa’mızı depreme karşı dirençli bir kent haline getirmektir. Doğa kaynaklı bir olay olan depremin olmasını önlemek mümkün değil ancak, depremlerin birer afete dönüşmesini engellemek bizim elimizde. Hep birlikte, güç birliği yaparak bu konuda gerekli adımları atmalı ve toplumsal dayanışmayı en üst seviyede tutmalıyız. Depreme karşı dayanıklı ve hazırlıklı kentler olma yolunda çalışmalarımıza kararlılıkla devam edeceğiz. Katılımcı bir anlayışla, bilimsel doğrularla hareket ederek çalışmalarını sürdüreceğimiz projemizin Bursa’mıza ve tüm hemşerilerimize hayırlı olmasını dilerim” diye konuştu. Osmangazi Belediyesi Başkan Yardımcısı Fatih Vardar, Bursa’nın bir an önce depreme karşı dirençli hale getirilmesi gerektiğini belirterek, Bursa Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde yapılan çalışmalar katkı sunacaklarını dile getirdi. Bursa Kent Konseyi Başkanı Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy, önceliklerinin yaşanabilir ve yeşil bir dönüşüme imkan sağlamak olduğunu ifade ederek, Altıparmak bölgesini ilgilendiren projenin kendilerini de mutlu ettiğini söyledi. Akademik odaların başkanları da dönüşüm süreciyle alakalı fikirlerini beyan ederek, projenin Türkiye’ye örnek olacağını dile getirdi. Konuşmaların ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve diğer ilgili kurumların temsilcileri arasında iş birliği protokolü imzalandı. Program, soru cevap bölümüyle devam etti.
Siirt Siirt’te 1 milyon yavru sazan suya bırakıldı Tarım ve Orman Bakanlığı’nın "Su Kaynaklarının Balıklandırılması Projesi" çerçevesinde Siirt’te baraj göletine 1 milyon yavru sazan balığı bırakıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın "Su Kaynaklarının Balıklandırılması Projesi" çerçevesinde Siirt’teki Ilısu Prof. Dr. Veysel Eroğlu Baraj Gölü ve Alkumru Baraj Gölü’ne 1 milyon adet yavru sazan balığı bırakıldı. Programda konuşan Siirt Valisi Kemal Kızılkaya, bu yıl içerisinde bakanlığın balık üretim tesislerinden temin edilen 2 milyon adet yavru sazan balığının Siirt’teki su kaynaklarına bırakılacağını söyledi. Vali Kızılkaya, "1 milyon adet sazan balığını iç sularımıza bırakmış olduk. Şu anda Ilısu Profesör Doktor Veysel Eroğlu Ulusu Barajı’ndayız. İnşallah bu çalışmalarımız devam edecek. Önümüzdeki günlerde yöresel balığımız olan şabut balığını da 1 milyon adet olarak yine bu iç sularımızda balıkçılığın gelişimi için bırakmış olacağız. Bu vesileyle emeği geçen başta Tarım Orman İl Müdürlüğümüz olmak üzere Tarım Bakanlığımıza ve arkadaşlarımıza şükranlarımızı arz ediyoruz. Tabii ki ilimiz aynı zamanda iç sular açısından da zengin coğrafyasıyla, tarihiyle, doğal güzellikleriyle zengin bir vilayet. Biz istiyoruz ki burada balıkçılıkta gelişsin. Bu çerçevede yapmış olduğumuz çalışmalarımız da devam edecek. Emeği geçen bütün arkadaşlarımıza şükranlarımı arz ediyorum" ifadelerini kullandı.
İstanbul Vincenzo Montella, UEFA Milli Takım Teknik Direktörleri Konferansı’na katıldı A Milli Takım Teknik Direktörü Vincenzo Montella, UEFA tarafından Almanya’nın başkenti Berlin’de düzenlenen 14. UEFA Milli Takım Teknik Direktörleri Konferansı’na katıldı. Berlin’de bir otelde gerçekleştirilen etkinlik, UEFA Genel Sekreter Vekili Giorgio Marchetti ve Almanya Futbol Federasyonu’nun Sportif Direktörü Rudi Völler’in açılış konuşmalarıyla başladı. Daha sonra, 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası’nın (EURO 2024) genel değerlendirmesi ile teknik ve taktik analizinin yapıldığı oturuma geçildi. Bu oturum, EURO 2024 Teknik Gözlemcileri Rafael Benitez, David Moyes, Pat Bonner ve Michael O’Neill’in katılımıyla düzenlendi. Ardından UEFA Teknik Eğitim ve Gelişim Direktörü Olivier Doglia ile UEFA Teknik Gözlemcisi Ioan Lupescu’nun moderatörlüğünde teknik direktörlerin fikir alışverişinde bulunduğu bir forum organize edildi. Uluslararası futbol camiasındaki meslektaşlarıyla çeşitli platformlarda bir araya gelmenin kendisi için önemli olduğunu vurgulayan Montella, "Turnuvanın teknik gözlemcileri ve diğer teknik direktörlerle birlikte EURO 2024’ün bir değerlendirmesini yapmak çok değerliydi. Turnuvayı enine boyuna tartıştık ve oyuna ilişkin fikir alışverişinde bulunduk. Türkiye’nin organizasyonda sergilemiş olduğu futbolla ilgili övgüleri duymak da çok gurur vericiydi" ifadelerini kullandı.
Adana Adana’da balıkçılar yeni av sezonunun açılmasıyla “Vira Bismillah” dedi Adana’nın Karataş ilçesinde balıkçılar bölgede av yasağının sona ermesinin ardından “Vira Bismillah” diyerek denize açıldı. Adana’nın denize açılan 3 kapısından biri olan Karataş ilçesi Balıkçı Barınağı’nda 2024 Yılı Su Ürünleri Av Sezonu açılış programı düzenlendi. Törende konuşan Adana İl Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Nuri Kökçüoğlu, kentin sahip olduğu değerler ile su ürünleri potansiyeli bulunduğunu ifade etti. Kökçüoğlu, “Adana 160 kilometre kıyı şeridi, Seyhan ve Ceyhan nehirleri ve bu nehirlerin üzerindeki baraj gölleri, göletleri, 5 adet lagünü ile su ürünlerinde ciddi bir potansiyele sahip. 2023 yılında 6 bin tonu avcılık, 2 bin 500 tonu yetiştiricilik olmak üzere 8 bin 600 ton su ürünleri üretimimiz oldu. Bunları 7 adet işleme ve paketleme tesisinde işleyerek ihracata gönderiyor ülke ekonomisine katkıda bulunuyoruz" dedi. Kökçüoğlu, Karataş ilçesine yapılacak Su Ürünleri Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nin tam anlamıyla faaliyete geçmesiyle su ürünleri üretiminin daha da artacağına dikkat çekti. Törende konuşan Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü Avcılık ve Kontrol Daire Başkanı Melih Er ise 2023 yılında su ürünleri üretiminde 1 milyon ton üretimin geçildiğini belirterek, “Bunun 450 bin tonu avcılıktan kaynaklanıyor. Avcılığı gelişigüzel yaptırmadık. Sürdürülebilirliği sağlayarak, stokları koruyarak, koruma kontrol dengesini sağlayarak belli bir nizam içinde bu avcılığı yaptırdık. Bundan sonraki dönemde de sürdürülebilirliği sağlayarak, stokları koruyarak avcılığımızı devam ettireceğiz" dedi. Er, sübvansiyonlu krediler, teşvikler ve desteklemelerle balıkçıların hep yanında olduklarını belirterek, “Bakanlık olarak son 22 yılda balıkçılara 45 milyar lira doğrudan destekleme verdik. Bu desteklerimiz bundan sonra da devam edecek" diye konuştu. Karataş Kaymakamı Necati Aktan da su ürünleri politikalarının ana hedefinin vatandaşların bol ve ucuz balık yemesini sağlamak olduğu kadar deniz, göl, baraj ve nehirlerdeki su ürünleri sürdürülebilirliğinin sağlanması olduğunu kaydetti. Törenin ardından Kur’anı Kerim tilavetiyle birlikte yeni av sezonunun bereketli olması için dua edildi. Gecenin ilerleyen saatlerinde balıkçı barınağından Akdeniz’e açılan balıkçılar denizde rızkını aramaya başladı.