EĞİTİM - 04 Ekim 2024 Cuma 13:21

ALKÜ’ye eğitim aracı desteği

A
A
A
ALKÜ’ye eğitim aracı desteği

Mesleki teknik eğitime destek faaliyetleri kapsamında Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Akseki MYO, Sivil Savunma ve İtfaiyecilik Programına 2 adet araç hibe edildi.


Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ), bir taraftan toplum yararına projeler üretirken bir taraftan da bazı kurum ve kuruluşların üniversiteye destekleri devam ediyor. Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye AŞ tarafından ALKÜ Akseki MYO Sivil Savunma ve İtfaiyecilik Programı’na eğitime destek olmak amacıyla 2 adet araç hibe edildi. Eğitim amaçlı araç hibe programı kapsamında Akseki MYO, Sivil Savunma ve İtfaiyecilik Programı’na tahsis edilen 2 adet araç teslim alınarak öğrencilerin eğitimine sunuldu.



Rektör Türkdoğan’dan teşekkür


ALKÜ Rektörü Prof. Dr. Kenan Ahmet Türkdoğan, yapılan araç hibesinin eğitim için çok güzel bir dokunuş olduğunu dile getirdi. Akseki MYO’da yetişen geleceğin itfaiyecilerinin daha iyi bir eğitim almaları adına araçlara ihtiyaç olduğuna değinen Rektör Türkdoğan, “ALKÜ olarak ülkemizin evlatlarını, ülkemizi daha müreffeh yarınlara ulaştırması için elimizden geldiğince iyi yetiştirmeyi amaçlıyoruz. Biz bunları yaparken de şehir ile bütünleşerek evlatlarımızın en iyi şekilde öğrenim görmelerini sağlıyoruz. ALKÜ ailesiyle birlikte şehrimizin ileri gelenleri ve ülkemizin önemli kurum ve kuruluşlarından da destekler alıyoruz" dedi.



ALKÜ’ye eğitim aracı desteği

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çankırı Hipertansiyon ve kalp hastaları dikkat: Salçalı yemeklere ekstra tuz koyulmamalı Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, hipertansiyon ve kalp hastaları için bilgilendirmelerde bulunarak salçalı yemeklere asla ekstra tuz koyulmaması gerektiğini söyledi. Çankırı İl Sağlık Müdürü Dr. Hüseyin Sarıkaya, hipertansiyon ve kalp hastalarının tuz tüketimi ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Salça yapımında kullanılan bol miktardaki tuzun sağlığı ciddi anlamda tehdit ettiğini söyleyen Dr. Sarıkaya, salçalı yemeklere asla ekstra tuz konulmamasını ve tüketilen miktara azami dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı. Sağlıklı bir vücut için tuz miktarına dikkat edilmesi gerektiğini belirten Dr. Sarıkaya, sağlıklı bir bireyin hastalıklardan korunması için günlük tüketmesi gereken tuz miktarının 5gr geçmemesi gerekmekte olduğunu söyledi. “Salçalı yemeklere asla ekstra tuz konulmamalı” Salçalı yemeklere ekstra tuz katılmaması gerektiğini söyleyen Dr. Sarıkaya, “Salçanın faydalarından yararlanırken içeriğindeki tuz oranına da dikkat etmemiz de fayda var. Salça yapımında kullanılan bol miktardaki tuz ise sağlığı ciddi anlamda tehdit ediyor. Bu durumda tuzu az miktarda tüketmesi gereken kalp ve tansiyon hastaları başta olmak üzere, damar hastalıklarına sahip hastalar, akciğer ve böbrek hastaları, tuzsuz diyetler uygulayanlar için bol tuzlu ev salçalarını kullananlar dikkat etmelidir. Salçalı yemeklere asla ekstra tuz konulmamalı, tüketilen miktara azami dikkat edilmelidir” dedi. “Sağlıklı bir insanın hastalıklardan korunması için günlük tüketmesi gereken tuz miktarının 5 gramı geçmemesi gerekmektedir” Sağlıklı bir bireyin günde 5 gram tuz tüketimini geçmemesi gerektiğini belirten Dr. Sarıkaya, “Ev salçasından vazgeçemeyenler az miktarda tuzla hazırlanmış salçaları cam kavanozlarda vakumlayarak buzdolabında saklayabilirler. Sağlıklı bir insanın hastalıklardan korunması için günlük tüketmesi gereken tuz miktarının 5 gramı geçmemesi gerekmektedir. Tükettiğimiz tuz miktarına dikkat edelim doğal ev yapımı salça tüketelim derken sağlığımızdan olmayalım” ifadelerini kullandı.
İstanbul Santa Maria Kilisesi’ne düzenlenen silahlı saldırıya ilişkin iddianame kabul edildi Sarıyer’deki Santa Maria Katolik Kilisesi’ne düzenlenen ve 1 kişinin ölümüyle sonuçlanan silahlı saldırıya ilişkin hazırlanan iddianame kabul edildi. İddianamede saldırganlar David Tanduev ile Amirjon Kholiqov’un ayrı ayrı 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ile 349 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilirken diğer sanıkların da değişen oranlarda hapsi istendi. Sarıyer’de bulunan Santa Maria Katolik Kilisesi’ne 28 Ocak 2024 günü düzenlenen silahlı saldırıda ayine katılan Tuncer Murat Cihan (52) başından vurularak hayatını kaybetmişti. Olaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve mahkemeye sunulan iddianame, eksikler bulunması nedeniyle mahkeme tarafından iade edilmişti. Eksiklerin giderilmesiyle tekrar hazırlanan iddianame İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 196 sayfalık iddianamede 3 mağdur, 11 müşteki ve 43 sanık yer aldı. İddianamede kilisede pazar ayini sırasında olaydan önce keşif yaptıkları tespit edilen DEAŞ Silahlı Terör Örgütü üyesi Davıd Tanduev ve Hamza kod isimli Amırjon Kholıqov isimli şahısların saldırı günü Başakşehir’den otomobilleri ile geldikleri aktarıldı. Şahısların otomobili yakın bir yere bıraktıktan sonra tanınmamak için yüzleri maskeli şekilde yanlarında yarı otomatik tabancalarla kiliseye geldikleri de iddianamede belirtildi. Bu esnada Tuncer Cihan’ın kilisenin dış kapısından içeri girerek yürüdüğü, Davıd Tanduev’in yarı otomatik tabanca ile Cihan’ın kafasına doğru yakın mesafeden ateş ettiği iddianamede kaydedildi. Tanduev ve Kholıqov’un ellerinde bulunan tabancalarla 3-4 metre kadar mesafeden hedef gözetmeksizin kilisede bulunan diğer insanların üzerine doğru ateş ettikleri de iddianamede açıklandı. Kilisede bulunan insanların korku ile yere yattıkları da aktarılan iddianamede, ayinde bulunan müşteki Murad Rahal’ın kilise içerisinde kaçmaya çalışırken merdivenlerden düşerek yaralandığı belirtildi. İddianamede ifadesine yer verilen Santa Maria Katolik Kilisesi’nin baş pederi Anton Bulai, “Pazar ayinini gözlerim kapalı bir şekilde yönettiğim esnada yüksek bir ses duydum. Bir şeyin yere düştüğünü düşünerek gözlerimi açıp bakmadım. İkinci yüksek sesi duyunca gözlerini açıp kilisenin giriş kapısına baktım. Ellerinde tabanca bulunan 2 şahıs kapının önünde rastgele sağa sola ateş ediyordu. İkisinin de maske ve üstlerinde bastan aşağı siyah kıyafet vardı. Cemaat üyelerinden biri beni giyinme odasına kaçırdı. Bu zamana kadar herhangi bir tehdit almadım ve herhangi bir düşmanım yok” dedi. Öte yandan iddianamede, DEAŞ terör örgütüne müzahir yayınlar yapan AMAK Medya isimli sitede "Türkiye’nin İstanbul şehrinde İslam Devleti’nden 2 savaşçı tarafından Hristiyanlara ait bir kiliseye silahlı saldırı düzenlendi, bu saldırı İslam Devleti liderlerinin her yerdeki Yahudi ve Hristiyanları hedef alma çağrısına icabeten düzenlendi” şeklinde paylaşım yapıldığı da belirtilerek eylemin DEAŞ tarafından üstlenildiğine yer verildi. İddianamede Davıd Tanduev’ın emniyette ve savcılıkta susma hakkını kullanarak ifade vermediği aktarılırken, Amırjon Kholıqov’ın ise savcılıkta yaptığı savunmasında “Ben o gün sabah namaz kıldım. Ders gibi bir çalışma yaptım. Evimin bulunduğu Başakşehir’den ayrılmadım. Olayın olduğu bölgeye asla gitmedim. Mahkemede gerekli ifademi vereceğim” dediği aktarıldı. Hazırlanan iddianame kapsamında saldırıyı gerçekleştiren tutuklu David Tanduev ile Amirjon Kholiqov’un ‘cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’, ‘DEAŞ silahlı terör örgütüne üye olmak’, ‘tasarlayarak kasten öldürme’, 11 kez ‘tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs’ ve ‘ateşli silah ve mermi bulundurmak’ suçlarından ayrı ayrı 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ile 218 yıl 7 aydan 349 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılmaları istendi. Tanduev ve Kholiqov ile bağlantılı olduğu belirlenen Edelkhan Inazhaev ve eşi Zharaidat Esmurzieva’nın da aynı suçlardan ceza alması talep edilen iddianamede, 38 sanığın ise çeşitli suçlardan değişen oranlarda 7 yıl 6 aydan ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 345 yıla kadar hapsi istendi. İddianamede, Santa Maria Kilisesi’ne saldırı gerçekleştirmek üzere toplantı yapan grup içerisinde bulunduğu iddia edilen sanık Viskhan Soltamatov’un ‘anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs’, ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’, ‘tasarlayarak kasten öldürme’ ve ‘tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs’ suçlarından 1 kez ağırlaştırılmış müebbet, 1 kez müebbet ve 349 yıl 6 ay hapsi talep edildi. Mahkeme tarafından kabul edilen iddianame kapsamında sanıkların önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkması bekleniyor.
İstanbul Seçil Erzan 4 ayrı dava çerçevesinde tekrar hakim karşısında Yüksek karlı özel fon vaadiyle aralarında Fatih Terim, Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu gibi isimlerin de bulunduğu pek çok kişiyi dolandırdığı iddia edilen banka müdürü Seçil Erzan, hakkındaki 4 yeni dava çerçevesinde tekrar hakim karşısına çıktı. Yüksek karlı güvenilir bir fon olduğunu ve Fatih Terim gibi isimlerin de bu fona dahil olduğunu söyleyerek aralarında tanınmış futbolculardan Arda Turan, Fernando Muslera, Emre Belözoğlu ve Selçuk İnan’ın da bulunduğu 30’dan fazla kişiyi yaklaşık 25 milyon dolar ile 7 milyon 384 bin lira dolandırdığı iddia edilen banka şube müdürü Seçil Erzan, hakkında hazırlanan 4 yeni dava çerçevesinde tekrar hakim karşısına çıktı. İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen ilk davada tutuklu sanık Seçil Erzan ve taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmaya tutuksuz müşteki sanık Mojtaba Haghani de katıldı. "Mojtaba gayet keyifle gelirdi şubeye baklavalar falan da getirirdi" Duruşmada savunma yapan sanık Erzan, "Mojtaba Haghani üniversiteden çok yakın arkadaşımın eşidir. 2020 - 2021 döneminde borç-alacak şekilde para alışverişi oldu aramızda. Para bulmak zorunda olduğum dönemlerde Mojtaba’dan destek istedim, daha sonra faiziyle birlikte geri aldı. Bozcaada’nın ipotekli olduğu dönem ipoteği kaldırıp satmayı planlıyordum. Mojtaba ile ’ne yapabiliriz’ diye oturup konuştuk, kendisi Süleyman Aslan ile zaten tanışıktı. İkisi de çok sık şubeye gelirdi, hatta Mojtaba gayet keyifle gelirdi şubeye baklavalar falan da getirirdi. Oturup konuştuk ve ben ’Süleyman Aslan bana o parayı vermez’ dedim. Bana ’ben görüşür hallederim, bana güven’ dedi. Sonra da istediğim parayı 4 milyon almak şartıyla kabul etmişti. Ayrıca Aslan’dan 10 milyon para alıp 14 milyon olarak ödedim ama seneti alamadım. Süleyman Aslan’a fazladan 3 milyon dolar ödedim ve senetleri alamadım" dedi. "Denizde kum Seçil’de para, yani böyle bir paranın varlığını düşünüyorlardı" Müşteki sanıklar Süleyman Aslan ve Mojtaba Haghani’den sadece senet ile para aldığını söyleyen Erzan, "Bir banka müdürü banka fonu için senet mi imzalatır? Kapının önünde para verilir? Herkes neyin ne olduğunu biliyordu. Ben Mojtaba’dan borç aldım ve faiziyle geri ödedim. Ona borcum kalmamıştır. Beni de her zaman senet için arardı fon için değil. Sonradan onunla aramızda çok ciddi problemler oldu, bana çok kötü davrandı, Merve ve Tanın ile birlikte. Beni Merve’nin ofisine çağırırdı, kapıyı Mojtaba açardı. Odaya kitlenirdim, ofiste yüzümde sigara söndürüldü. Su bardakları fırlatıldı. Bana ’bir fon var siz Fatih Terim ile bu parayı yediniz, Hakan Ateş ile kaçırdınız’ diye ütopik şeyler söylüyorlardı. Denizde kum Seçil’de para, yani böyle bir paranın varlığını düşünüyorlardı. Böyle bir para, böyle bir fon yok diyordum bana ’Seçil bul’ diyorlardı. Ne yaparsan yap bu parayı getir diyorlardı. Çok seviliyordum o zamanlar, herkes beni el üstünde tutuyordu, saçımın teline zarar gelse 50 kişi geliyordu. Para bir yerden geliyordu ve herkes ne olduğunun çok da farkındaydı" şeklinde konuştu. Kasa savunması Savunmasına devam eden Erzan, "Dolarlar olduğunu ve evde küçük bir kasaya koyduğumu söylüyorlar. O kasada annemin tomografisi, beyin MRları vardı. O kasa giyinme dolabının içindeydi ve ben kasanın şifresini bile bilmiyordum. Hatta annemin eli şiştiği için alyansını takamıyordu o da içindeydi. Kasayı evdekiler kapatırdı zaten ben açamazdım bile. Kasa olayı budur. Süleyman Aslan toplantıda olduğum halde beni sürekli görüntülü arardı, nerede olduğumu sürekli gösterirdim, telefonu kapatsam şubeye gelir diye korkuyordum" diye konuştu. "Kendisine belge sorduğumuzda ’bana güvenmiyor musunuz’ diyordu" Müşteki sanık Mojtaba Haghani ise savunmasında Erzan’ın kendisine ’Fatih Terim Fonu’ olarak bahsettiğini belirterek, "Bu fondan benim de faydalanabileceğimi söyledi. Banka müdürü ve başarılı biri olduğu için güvendim. İlk olarak 2021’de 200 bin dolar verdim, geri almadım kazanç devam ediyor diye. Sonra para istediğimde her seferinde bahane buldu, yardım istedi ben de her seferinde yardım ettim. Eşimin 23 yıllık üniversite arkadaşıydı, buna da güveniyorduk. Kendisine belge sorduğumuzda ’bana güvenmiyor musunuz’ diyordu. Çok güzel ikna ediyordu. Şikayetçiyim" ifadelerini kullandı. Duruşmada görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı, söz konusu davanın ana dava dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmesini talep etti. Sanık avukatları da Savcılığın görüşüne katıldıklarını belirttiler. Ana dava dosyasıyla birleştirme kararı Ara kararını açıklayan mahkeme, söz konusu davanın aralarında hukuki irtibat bulunduğu gerekçesiyle ana dava dosyasıyla birleştirilmesine karar verdi. Heyet ayrıca, müşteki sanık Süleyman Aslan’ın ana davanın görüleceği 15 Kasım 2024 tarihinde hazır edilmesine de hükmetti. Öte yandan ilk davanın bitmesinin ardından ikinci davanın görülmesine başlandı.