GÜNDEM - 18 Mart 2025 Salı 16:12

ALKÜ’de Çanakkale ruhu yaşatıldı

A
A
A
ALKÜ’de Çanakkale ruhu yaşatıldı

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 110. Yıl Dönümü ve 18 Mart Şehitleri Anma Günü kapsamında düzenlenen etkinliklerde Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesinde (ALKÜ) Çanakkale Zaferi ve şehitler unutulmadı.


Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ), Çanakkale Deniz Zaferi ve 18 Mart Şehitleri Anma Günü kapsamında düzenlenen etkinliklerde Çanakkale ruhu bir kez daha yaşatıldı. Eğitim Fakültesi Başöğretmen Atatürk Konferans Salonu’nda yapılan etkinlik, müzik ile başladı. ALKÜ Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi Bölümü akademisyenleri tarafından yapılan müzikte saz Doç. Dr. Ahmet Mutlu Terzioğlu, gitarda Doç. Dr. Eren Lehimler, kavalda Öğretim Elemanı Serkan Koç, bateride Müzik Eğitimi Bölümü öğrencisi Hasan Yıldız; şehitler ve Çanakkale için yazılan türküleri seslendirilirken dinleyenleri mest ettiler. Büyük beğeni toplayan müzik ziyafeti dinleyiciler zaman zaman duygusal anlar yaşadı.



"Nusret mayın gemisi 18 Mart’ın kahramanlarındandı"


Müzik söylemlerinin ardından Çanakkale Zaferi’ne giden sürecin tüm detaylarının ele alındığı bir konferans gerçekleştirildi. Konferansta sözlerine "Çanakkale Zaferi, sadece Türkiye’de değil dünya tarihinde de büyük bir savunma örneği olarak yer edinmiştir" diyerek başlayan Rektörlük Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Irmak Karabulut, "Çanakkale Savaşları, Kasım 1914’te başlayıp Ocak 1916’ya kadar sürdü. İngiltere ve Fransa, Osmanlı’yı savaş dışı bırakmak amacıyla Çanakkale Boğazı’na saldırdı. 18 Mart 1915’te, Nusret Mayın Gemisi’nin döşediği mayınlar zafere giden yolun kapısını araladı. Nusret mayın gemisi kuşkusuz ki 18 Mart’ın kahramanlarındandı. İngiliz-Fransız donanması ağır kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kaldı." dedi.



"Mustafa Kemal Atatürk’ün sözü savaşın ruhunu yansıtmaktadır"


Çanakkale’de kara savaşları ve Mustafa Kemal Atatürk’ün rolüne değinen Dr. Karabulut, "18 Mart deniz savaşlarındaki başarısızlık sonrası, İtilaf Devletleri 25 Nisan 1915’te Gelibolu Yarımadası’na çıkarma yaptı. Mustafa Kemal, 57. Alay ile Conkbayırı’nda tarihî bir müdahalede bulunarak düşmanın ilerleyişini durdurdu. ‘Size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum!’ sözü bu savaşın ruhunu yansıtmaktadır. Ağustos 1915’te Anafartalar Muharebeleri’nde Mustafa Kemal’in önderliğiyle düşman ağır kayıplar verdi. Çanakkale Cephesi’nde siper hayatı zor şartlarda sürdü ancak Osmanlı askerleri büyük bir direniş gösterdi. Nihayetinde İtilaf Devletleri, 1916’nın başlarında Gelibolu’yu tahliye ederek Çanakkale’den çekildi. Bu zafer, Türk milletinin azim ve fedakârlıkla neler başarabileceğini tüm dünyaya göstermiştir. Çanakkale, bağımsızlık yolundaki en büyük adımlardan biri olmuştur. Aziz şehitlerimizi rahmetle anıyoruz." şeklinde konuştu.


Programın sonunda Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atıf Bayramoğlu, etkinliğe katkı veren akademisyenler ile öğrencilere teşekkür belgesi verdi. Eğitim Fakültesi öncülüğünde yapılan etkinliklere, ALKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atıf Bayramoğlu, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Uslu, Genel Sekreter Hüseyin Er, akademisyenler, daire başkanları, idari personel ile öğrenciler katıldı.



ALKÜ’de Çanakkale ruhu yaşatıldı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Emniyet 4 saat 15 dakika ifade veren İmamoğlu’nun ifadesi ortaya çıktı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik terör ve yolsuzluk iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan İmamoğlu’nun ifadesi ortaya çıktı. Yaklaşık 4.5 saat süren sorguda İmamoğlu, "Bu soruyu muhatap almıyorum. Tüm isnatları şiddetle reddederim" dedi. İstanbul Büyükşehir Belediye’sine (İBB) ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik terör ve yolsuzluk soruşturması sürüyor. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 90 şüpheli İstanbul Emniyeti’nde ifade verdi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde en son ifade veren Ekrem İmamoğlu’nun ifadesi ortaya çıktı. Yolsuzluk ve terör soruşturması kapsamında 2 ayrı suçlamadan gözaltına alınan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Emniyeti Vatan Yerleşkesindeki Mali Suçlarlar Mücadele Şube polislerine verdiği ifade ortaya çıktı. 121 sayfa ifade veren İmamoğlu’nun ifade işlemi 4 saat 15 dakika sürdü. Soruşturma kapsamında ifade veren İmamoğlu’nun, emniyette kendisine yönetilen hemen hemen tüm sorulara "Soruyu muhatap almıyorum, tüm isnatları şiddetle reddediyorum" şeklinde cevap verdiği öğrenildi. İfadede kendisine yöneltilen 3 ayrı gizli tanığın sorularına ve MASAK’ın ihale düzenleme ve alımı ile Kültür A.Ş’nin faaliyetlerine yönelik tuttuğu raporuna ilişkin de İmamoğlu’nun, "Bu soruyu muhatap almıyorum. Tüm isnatları şiddetle reddederim" dediği öğrenildi. İki ayrı soruşturmada gözaltına alınan İmamoğlu’nun, terör dosyasından henüz ifade vermediği öğrenildi.
Zonguldak Türk-İş Başkanı Atalay, madencilerle yerin 600 metre altında oruç açtı Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, TTK Armutçuk Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında yerin 600 metre altında madencilerle birlikte iftar yaptı. Türk-İş Başkanı Atalay, her yıl madencilerle iftar yapmaya özen gösterdiklerini belirterek, enerji işçileri, çöp toplayıcılar ve karayolu işçileriyle de yılbaşlarında birlikte olduklarını ifade etti. Çayırhan, Nallıhan ve Beypazarı bölgelerinde yapılan özelleştirmeleri eleştiren Atalay, bu bölgelerde yaşayan 180 bin kişinin yaşam alanlarının yok edilmemesi gerektiğini belirtti. Atalay, Doruk Madencilik’te çalışan bin 70 işçinin Aralık ayından beri maaş alamadığını vurgulayarak, "Bu arkadaşlarımız 4 aydır maaşlarını almıyor. Ramazan bitiyor, bayrama giriyoruz ama hala çözüm yok. Özelleştirme, bu ülkeye hiçbir zaman hayır getirmedi" dedi. "Ramazan’ın bugün 21. günü. Zonguldak, Armutçuk’tayız. Uzun Mehmet’in kömürü bulduğu bölgede bu akşam yerin 600 metre altında arkadaşlarımızla iftar açtık. Uzun yıllardır aşağı yukarı her sene madencilerle beraber Ramazan’ın zaman zaman bir akşamı, iki akşamı beraber iftar yapıyoruz. Her yılbaşı gecesi 13 senedir enerji işçisinin yanında, çöp toplayan kardeşlerimizin yanında, karayolcuların yanında yılbaşı geceleri de beraber olma gayret sarf ediyoruz" dedi. "Vergi düzenlemesi şart" diyen Atalay, şöyle devam etti: "2 ay bizim ücretimizi vergiye kesiyorlar. Vergiyle ilgili bir düzenleme yapmadılar. Burada binlerce işçi, en azından bu sene 1200’e yakın burada işçi emekli oldu. Onların yerine işçiye ihtiyaç var. Bu can güvenden ilgili, işçimizin çalışma bölümüyle ilgili bu savunma sanayinde de var, karayollarında da var, demiryollarında da var, enerjiye de var, madende de var. Yani bu sendikalar ne yapar? Sendikalar bu meseleyi ülke gündemine taşır. Bu meselelerle ilgili panel yapar, seminer yapar. 20 Ekim’de Ankara’da 150 bin üzerinde arkadaşımızla beraber miting yaptık. Dilimizin döndüğünü anlatmaya gayret ettik. Haklı talebimize hala bir cevap veremediler. Onun için bir an evvel bu bölgede yer üstündeki çalışan arkadaşlarımızın ücretle ilgili sıkıntı var. Şu anda bu emekli maaşı düşecek diye aşağı yukarı 60 bine yakın arkadaşımız emekli oldu. Bunlar öyle teknik eleman ki savunma sanayinde top yapıyor, tüfek yapıyor. Dışarıdan hemen okulu bitiren bir arkadaşımızı alıp gel bu topu tüfeğe yap dediğin zaman yapamazsın, yapamazlar. Yahut enerjide, iletişimde, ulaşımda, şu anda bazı yerlerde kar temizlemesi var. Bizim arkadaşlarımız o yolun nerede ağaç var, nerede viraj var, nerede uçurum var biliyorlar. Dışarıdan asgari ücretlilerden buraya bir işçi aldığın zaman buraya öğrenene kadar 5 sene geçer. İş kazaları olmaya devam eder ama biz bunları kime anlatıyoruz? Ülkeyi yönetenlere anlatıyoruz. Diyorlar ki bu ülkenin ekonomik politikası var ama sosyal politikası yok. İkisini beraber götürmek mecburiyetindesiniz. İşçinin haklı makul talebine kulak versinler." "Türk-İş olarak her şeyin hukuk ve demokrasi içerisinde yürütülmesinden tarafız" Gündemdeki konuların işçilerin sorunlarını gölgede bıraktığını ifade eden Atalay, İstanbul’daki gözaltılara değindi. Atalay, "Bizim yaşadığımız bu ülke öyle bir zor coğrafyada beraber yaşıyoruz ki her gün gündem değişiyor. Gündem değiştiği zaman bu işçinin, emeklinin, dar ve sabit gelinin problemleri öteleniyor. Gündem ne şimdi? 2-3 gündür gündem İstanbul’daki belediyedeki tutuklamalarla ilgili. Biz ilkesel olarak Türk-İş olarak her şeyin hukuk ve demokrasi içerisinde yürütülmesinden tarafız. Öncelikle masumiyet karinesine ve hukuki sürece herkes saygılı olmak durumunda. Şayet bir haksızlığa uğradığı zaman gene hukuktan çare bulmak durumundayız. Ben her yerde ifade ediyorum. Yani karar vermeden insanları suçlamanın bir anlamı yok. Ama kırmayı dökmeyi de Türk-İş hiç o işin içinde olmadı. Hepsi hukuk kuralları içerisinde oldu. Kim koyacaksa kırmadan, dökmeden, şiddet dilini koymadan tepki koysun" ifadelerine yer verdi. "Biz işçinin, emeklinin arka bahçesiyiz" Türk-İş olarak her zaman işçilerin hakkını savunmaya devam edeceklerini vurgulayan Atalay, taşeron işçilerin kadro beklediğini, kadro beklentilerinin biran önce çözüme kavuşturulması gerektiğini vurgulayarak, "Onun için Türk-İş dökmeden kırmadan alanlarda, mitinglerde en yoğun şekilde derdini anlatmaya gayret sarf etti. Biz hiçbir partinin arka bahçesiyiz. Biz bu ülkenin arka bahçesiyiz. Biz çalışanın arka bahçesiyiz. İşçinin arka bahçesiyiz. Emeklinin arka bahçesiyiz, memurun arka bahçesiyiz. Onun için nerede bir haksızlık varsa onun karşısında durmaya devam ederiz" şeklinde konuştu.