KÜLTÜR SANAT - 06 Eylül 2024 Cuma 20:35

3. Uluslararası Foodfest Antalya Gastronomi Festivali başladı

A
A
A
3. Uluslararası Foodfest Antalya Gastronomi Festivali başladı

Antalya’nın zengin mutfak kültürünü tanıtmak, yöresel lezzetlerini ve coğrafi işaretli ürünlerini geniş kitlelere duyurmak amacıyla Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 3. Uluslararası FoodFest Antalya Gastronomi Festivali başladı.



“Antalya’dan Dünya’ya” mottosuyla Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 3.sü gerçekleştirilen Uluslararası Foodfest Antalya Gastronomi Festivali’nin açılışı Karaalioğlu Parkı’nda Antalyalıların yoğun ilgisiyle gerçekleştirildi.


“Türkiye’nin misafir odası Antalya”


Karaalioğlu Parkı’nda düzenlenen açılış töreni töreninde konuşan Antalya Valisi Hulusi Şahin, Türk milletinin misafirperverliğine dikkat çekerek, her yıl milyonlarca turist ağırlayan Antalya’nın Türkiye’nin misafir odası olduğunu söyledi. Şahin, şu ifadelere yer verdi: “Milletimizin kültüründe evlerimizde misafire en güzel köşeyi ayırırız. Dünyada misafir odası diye bir kavramı olan başka bir millet var mı, sanmıyorum. En güzel koltukları misafir odamıza koyarız, kapısı bayramdan bayrama misafir geldikçe açılır. Ayrıca en güzel tabakları, bardakları, çanakları misafirimize ayırırız. Türkiye’nin misafir odası da Antalya’dır, çünkü senede yurt dışından 17 milyon misafir ağırlıyoruz, Türkiye’den gelenleri de sayarsak senede 23 milyon misafir ağırlıyoruz. Biz misafirimize odamızı, kalbimizi ayrıca soframızı da açarız. Bizim soframıza misafir geldiği zaman, elimizde ne varsa misafirimize ikram ederiz. Dünyanın en zengin mutfaklarından biri de Türk mutfağıdır. Nitekim Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye’nin tanıtımında şu mottoyu kullanıyor; “Herkes Türk mutfağını sever”, gerçekten herkes Türk mutfağını seviyor. Müthiş zengin bir mutfak. Şimdi Türkiye’nin misafir odasında Türkiye’nin mutfağını kuruyoruz. Antalya’da Halil İbrahim sofrası kuruyoruz, en güzel yemeklerimizle beraber dünyanın dört bir tarafından gelen misafirlerimizi ağırlıyoruz. Böylece Türkiye’yi dünyaya Antalya tanıtıyor”.


“Artık tropik meyveleri de meşhur olan bir Antalya var”


Foodfest Antalya Uluslararası Gastronomi Festivali’nin Antalya için şart olduğuna dikkat çeken Antalya Valisi Hulusi Şahin, tropikal meyvelerin Antalya topraklarında yetişmesinin ayrıcalık olduğunun altını çizdi. Şahin, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Türkiye’nin gastronomi zenginliklerinin dünyaca tanınması için bu festival önemli bir adım. Ben bazen dostlara tropik meyvelerden hediye gönderiyorum, “İçine kullanma kılavuzu koy, nasıl yiyeceğimizi bilemiyoruz” diyorlar. Ekvator çizgisine bu kadar uzak olup da tropikal meyvelerin yetiştiği tek yer Antalya, nasıl değerli bir yerde yaşadığımızın en güzel örneği. Yeni bir hikaye yazıyoruz, artık tropik meyveleri de meşhur olan bir Antalya var. Bundan yıllar sonra çok farklı ürünler karşımıza çıkacak, böyle bir su böyle bir güneş böyle bir coğrafyası olan Antalya dünyanın en güzel yeridir. Atatürk boşuna dememiş, dünyanın en güzel yerindeyiz ve bunu tanıtım için kullanacağız. Dünyanın en güzel yerine sahip çıkacağız, sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir turizm, sürdürülebilir sanayi yapacağız. Denizimizi kumsalımızı şehrimizi ormanımızı suyumuzu koruyacağız.”


“Gastronominin başkenti olmalıyız”


Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Osman Sert ise tarımın başkenti Antalya’nın örtü altı tarımda ülke üretiminin yarısını karşıladığına dikkat çekerek, “Antalya’mız yerel mahsulleri, eşsiz lezzetleri, zengin gastronomisi ve tescil edilmiş 18 coğrafi işaretli ürünleri ile turizm, tarım ve ekonomimiz için büyük bir değer sağlamaktadır. Antalya’mızın her zeytin dalı, her narenciye ağacı, her coğrafi işaretli ürünü, milletimizin gücünü ve medeniyetimizin köklü yapısını simgeler. Bu nedenle, Antalya’nın mutfağını desteklemek, sadece bu kenti değil, tüm ülkemizi güçlendirmektir. Antalya sadece Türkiye’nin değil, dünyanın gastronomi başkenti olmaya aday olan kadim bir şehirdir” diye konuştu.


“38 tropikal meyve Alanya ve Gazipaşa’da yetişiyor”


İhlas Haber Ajansı’na özel açıklamalarda bulunan Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Cansel Tuncer de festivalin bu yılki teması olan tropikal meyvelere vurgu yaparak, yaklaşık 38 tropikal meyvenin Antalya topraklarında üretildiğini kaydetti. Cansel, şöyle devam etti: “Antalya, turizmin ve tarımın başkenti. Yılda 25 milyon turist ağırlayan kentimizde gastronomi severlerin de bir durağı olmasını, kültür sanat anlamında bir destinasyon olmamız hedefiyle bu festivali başlattık. Bu festivalimizde üç gün boyunca 1 milyonu aşkın ziyaretçi ağırlıyoruz. Her yıl bir coğrafi işaretli ürünümüzü tema olarak seçiyoruz. Bu yıl temayı tropikal meyveler olarak belirledik. Antalya’mızda mevsim itibarıyla uygun olan Alanya ve Gazipaşa ilçemizde tropikal meyvelerimiz yetişiyor, yaklaşık 38 tropikal meyve Alanya ve Gazipaşa’da yetişiyor. Biz bu yıl coğrafi işaretli olan Alanya avokadosunu öne çıkarttık. Festivalimize tüm Antalya halkını davet ediyoruz.”


Açılış tropikal meyvelerle


Konuşmalardan sonra protokol üyelerinin avokado, ejder meyvesi, longan, muz, lime limon, yıldız meyvesi, pasiflora çarkıfelek, ananas, guava, mango ve papaya meyvelerinden oluşan tropikal meyveler sepetlerini açmasıyla 3. Uluslararası Foodfest Antalya Gastronomi Festivali başladı. Ardından Antalya Valisi Hulusi Şahin, Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Osman Sert ve protokol üyeleri alanda kurulan ve yerel lezzetlerin sunulduğu stantları ziyaret ederek, esnafa hayırlı işler diledi ve vatandaşlarla sohbet etti.


Açılış törenine Antalya Valisi Hulusi Şahin, Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Osman Sert, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Cansel Tuncer’in yanı sıra, Muratpaşa Kaymakamı İhsan Kara, Kaş Belediye Başkanı Erol Demirhan, Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, Antalya Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği Başkanı Adlıhan Dere, ANSİAD Başkanı Ercan Özbek ve çok sayıda davetli katıldı.


(BA-SM-

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kars Kars’ta “Meyve ağaçlandırma işbirliği” protokolü imzalandı Kars Valiliği ve Erzurum Orman İşletme Bölge Müdürlüğü arasında "Meyve Ağaçlandırma İşbirliği” protokolü imzalandı. Kars Valiliği Toplantı Salonu’nda düzenlenen programa, Vali Ziya Polat, Erzurum Orman İşletme Bölge Müdürü Oktay Ayatay, Kars Orman İşletme Müdürü Yüksel Saraç ve Sarıkamış Orman İşletme Müdürü Mustafa Alptekin Gelegen katıldı. Meyve Ağaçlandırma İşbirliği” protokolü imza töreninde konuşan Kars Valisi Ziya Polat, “Erzurum Orman Bölge Müdürlüğümüz ve Valiliğimiz arasında Kars’taki devletin yerlerini, Milli Emlak’ın yerlerini Köy tüzel kişiliğine ait, kamu kurum ve kuruluşlarına ait yerler ağaçlandırma kapsamında protokol imzalayacağız. Tabi protokolün amacı özellikle erozyonla mücadele, vatandaşımıza ekonomik girdi sağlamasına yönelik artık Kars sınırları içerisinde özellikle meyve fidanları dikilecek. Bununla ilgili Milli Emlak’ın yerleri Orman Bölge Müdürlüğü’ne tahsisi yapılacak. Orman Bölge Müdürlüğümüz fidanlar dikecek. 3 yıl bakımını yaptıktan sonra köylümüze vatandaşımıza teslim edecek. Vatandaşımız da burada hem gelir sağlayacak, hem bölgemizin boş kalan arazilerinin değerlendirilecek” dedi. Yapılan konuşmaların ardından Kars Valiliği ve Erzurum Orman İşletme Bölge Müdürlüğü arasında "Meyve Ağaçlandırma İşbirliği” protokolünün imzaları atıldı. Protokolle; Orman Genel Müdürlüğü ve Kars Valiliği ile Kars İl sınırları içerisinde bulunan hazine arazilerinde meydana gelen yüzey erozyonlarının önlenmesi amacı ile hazine arazilerinde yapılacak toprak muhafaza çalışmalarında gelir getirici tür olarak aşılı ceviz, mahlep, alıç, ahlat ve benzeri fidan türlerinin kullanılmasının yanı sıra adaçayı, kekik, nane, ve benzeri tıbbi aromatik bitkiler ile tesis edilmesi planlanan bitki bahçelerinin tesis edilerek yüzey erozyonunun önüne geçilmesi ve köylerdeki vatandaşlara alternatif geçim kaynağı sağlanarak orman üzerindeki baskıların hafifletilmesi amacıyla yüzey erozyonunun önlenerek toprağın yerinde tutulmasının sağlanması amacı ile yapılacak toprak muhafaza ve ağaçlandırma çalışmalarına ilişkin esasların belirlenmesidir.
Şanlıurfa TİGEM’de 2 bin 300 işçi ile fıstık hasadı Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (TİGEM) bağlı Ceylanpınar Tarım İşletmesinde, fıstık hasadı 2 bin 300 işçi ile başladı. Türkiye’nin en büyük tarım işletmesi olan Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğüne (TİGEM) bağlı Ceylanpınar Tarım İşletmesi Müdürlüğünde hasat başladı. Toplam 10 farklı bölgedeki 31 bin 939 dekarlık alanda 300 binden fazla fıstık ağacı yer alıyor. Bu yıl verimin yüksek olduğu işletmede 2 bin 300 işçi hummalı bir şekilde çalışarak fıstık topluyor. Havanın serin olduğu sabahın erken saatlerinde bahçeye giden işçiler, 8 saat çalıştıktan sonra evlerine dönüyor. İşçilerin topladığı fıstıklar, kamyonlara yüklenerek fabrikaya götürülüyor. Burada işlenen fıstıklar, daha sonra pazara sunuluyor. Verim çok yüksek Yevmiye ile fıstık toplayan işçilerden İskender Kaska, verimin yüksek olduğunu belirterek, “Mahsulümüzü topluyoruz. Şu anda işçilerimiz sahanın içerisinde fıstıkları topluyorlar. Biz de topladıkları fıstık çuvallarını alıp tırlara yüklüyoruz. Hayırlısıyla Urfa’ya gönderiyoruz. Mahsulümüz bu sene çok iyi, inşallah gelecek seneler de iyi olacak” dedi. İşçilerin başında durarak çalışmalarını kontrol eden Salih Ergin, “Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünde bu sene fıstık hasadına başlamış bulunmaktayız. Bu sene fıstığın verimi ve kalitesi çok güzel ve çalışan işçilerimizin yüzü gülüyor. Rabbim bereketini arttırsın, vatana millete hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı. Milli servet olduğu için işçiler hassas davranıyor Milli servet olduğun için işçilerin çalışırken çok hassas davrandığını söyleyen İsmail Emek ise, “Şanlıurfa’nın Ceylanpınar ilçesinde Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünde Urfa Fıstığının 2024 hasadına bu gün başladık. TİGEM’in genelinde 2 bin 300 işçi ile işbaşı yaptık. Şu anda bulunduğumuz bölgede yaklaşık 650 işçi ile işbaşı yaptık. Maşallah bu yıl işçinin de fıstığın da yüzü gülüyor. Biz bu yılı bereket yılı diyebiliriz çünkü gerçekten verim, rekolte çok iyi, mükemmel. Tabi milli servet olduğu için işçi de biraz daha hassasiyet gösteriyor. Çok memnunuz” diye konuştu.
İstanbul Türkiye, SİHA pazarında dünyanın açık ara en büyük üreticisi oldu İnsansız Hava Aracı (İHA) pazarında 2014’te zirvede olan Çin, 2021’de Türkiye’nin gerisinde kaldı. Türkiye, silahlı İHA’ların teslimat süreleri ve başarısıyla lider konuma çıktı. Türkiye, son yıllarda İHA ve SİHA üretiminde önemli yol katederek dünyada adından sıkça söz ettirdi. Bayraktar TB2 ve ANKA gibi SİHA’larla yapılan operasyonlar başarılı oldu. Birçok ülke Türkiye’den İHA ve SİHA tedarik etmek için sıraya girdi. Türkiye, dünyanın en büyük tedarikçisi olarak Çin’i geride bıraktı ABD merkezli bir araştırma kuruluşunun raporunda göre, son 10 yılda askeri drone satışlarında muazzam bir artış görüldü. 2022’de 6 yeni ülke askeri drone satın aldı ve bunların hepsi Türkiye’den silahlı Bayraktar TB2 drone’lardı. Çin’in drone satışları 2014’te zirveye ulaştı ve 2021’de Türkiye, dünyanın en büyük tedarikçisi olarak Çin’i geride bıraktı. Libya, Dağlık Karabağ ve Ukrayna’daki savaş alanlarından gelen iyi basın ve Türkiye’nin teslimat için kısa zaman çizelgeleri, Türkiye’yi askeri drone pazarının zirvesine taşıdı. Daha büyük, daha pahalı, yeniden kullanılabilir askeri sınıf drone’lar erken dönem drone pazarına hakim olsa da, dolaşan mühimmatların (kamikaze drone’lar) satışı hızlandı ve muhtemelen büyümeye devam edecek. ’’ Türkiye satışların yüzde 65’ini gerçekleştirdi ’’ Rapora göre, Çin ve Türkiye’nin askeri drone pazarına girmesi, küresel SİHA transferlerinin sayısını önemli ölçüde artırdı. Temmuz 2020’de MTCR Kategori I’i yeniden yorumladıktan sonra bile, Amerika Birleşik Devletleri SİHA’larını nadiren ihraç etti. 2018’den bu yana Çin, Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri, 40 farklı ülkeye toplam 69 SİHA satışı gerçekleştirdi. Türkiye satışların yüzde 65’ini gerçekleştirdi ve Çin bir diğer yüzde 26’sını oluştururken, Amerika Birleşik Devletleri yalnızca yüzde 8 sağladı. Silahsız insansız hava araçları her yerde bulunurken, silahlı insansız hava araçlarının ve dolaşma mühimmatlarının transferindeki artış son yıllarda küresel yayılmayı yönlendirdi. Teknolojinin 1980’lerin sonlarında tanıtılmasına rağmen, dolaşma mühimmatları ancak Azerbaycan’ın 2020 Dağlık Karabağ Savaşı’nda bu silahları başarılı bir şekilde kullanmasından sonra önemli bir uluslararası ilgi kazandı.