GENEL - 13 Temmuz 2019 Cumartesi 09:43

Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nde 15 Temmuz anıldı

A
A
A
Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nde 15 Temmuz anıldı

Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nde, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma programı gerçekleştirildi.

Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nde, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma programı gerçekleştirildi.


Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı koordinasyonunda yürütülen, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü anma etkinlikleri kapsamında Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nde program yapıldı.


Programa, Antalya Cumhuriyet Başsavcısı Halil İnal, Cumhuriyet Başsavcı Vekili Gürkan Kütük, Denetimli Serbestlik Müdürü Serap Erden, Şehitler Gaziler ve Korunmaya Muhtaç Çocuklar Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı ve 15 Temmuz Vatan Şehitleri Derneği Başkanı Zeki Kılınç, 15 Temmuz Gazileri Kadir Buran ve Selim Erdoğan, denetimli serbestlik altındaki yükümlüler ve adliye personeli katıldı.


"Vatanımıza sahip çıktık"


Türkiye Cumhuriyeti’nin 15 Temmuz akşamı saldırıya maruz kaldığını kaydeden İnal, vatandaşların o gece kurşuna yürüdüğünü ve binlerce yıllık ruhla hareket ettiklerini belirtti.


İnal, “Binlerce yıldır yaşadığımız bu coğrafyada nice savaşlar, nice afetler, nice yıkımlar yaşadık. Ve her defasında vatanımıza sahip çıktık. Barış içinde yaşadığımız ülkemizde 15 Temmuz 2016 gecesi hiç beklemediğimiz bir yerden hain bir saldırıya maruz kaldık. O gece umutlarımıza, hayallerimize, özgürlüğümüze pranga vurulmak istendi. O gece elleri silahlı karanlık güçler her gün gelip geçtiğimiz caddeleri, oyun oynadığımız parklara çıkan yolları, okul önlerini kesmiş haramiler gibiydi. Yunus Emre’den, Mevlana’dan, Hacı Bektaş’tan, Hacı Bayram Veli’den, Pir Sultan Abdal’dan, Koca Sinan’dan beslenen bu toprağın evlatları zalimlere karşı istiklali ve istikbali için direndi” dedi.


"İşte buradayız toparlandık ve gitmiyoruz"


15 Temmuz gecesi vatandaşların sokaklara çıktığını hatırlatan Halil İnal şöyle devam etti:


“İnanan, savunan bir halkın önünde hangi güç durabilirdi ki. 7 den 70 e herkes sokaklarda, meydanlarda gücü zulme alet edenlerin karşısına bir bayrak gibi dikildi. Bir temmuz akşamında yüreklerinin tam ortasına dayanan namlulara imanıyla karşı çıktı. Kimimiz şehrin herhangi bir yerinde bir namlunun ucunda gençliğini bıraktı, kimimiz arkasında gözü yaşlı ama mağrur bir eş, bir baba ve bir çocuk. Kimimiz hayatının her dakikasını birlikte geçirdiği kardeşiyle birlikte şehadet şerbetini içti. İşte buradayız toparlandık ve gitmiyoruz. Sesimiz, rengimiz, inancımız, umutlarımız bir”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya Alex de Souza: "Kafamdaki yansıtmak istediğim oyunun şu anda yüzdelik kısmı çok düşük" Antalyaspor Teknik Direktörü Alex de Souza, Süper Lig’in ilk yarısını değerlendirdiği basın toplantısında, “Kafamdaki yansıtmak istediğim oyunun şu anda yüzdelik kısmı çok düşük. Yansıtmak istediğim oyuna ait karakterdeki oyuncular şu an bizim takımımızda bulunmuyor" dedi. Antalyaspor Teknik Direktörü Alex de Souza, Atilla Vehbi Tesisleri’nde düzenlediği basın toplantısında, Süper Lig’in ilk yarısını ve takımın genel performansını değerlendirdi. Sezona dair açıklamalar yapan Brezilyalı teknik direktör, takımdaki eksikliklere ve transfer zorluklarına dikkat çekti. “İstediğim oyuncular kadroda yok” Alex de Souza, hayalindeki futbol anlayışını sahaya yansıtamadığını ifade ederek, takımda hızlı bir oyuncu bulunmamasını örnek gösterdi. Alex, “Kafamdaki yansıtmak istediğim oyunun şu an da yüzdelik kısmı çok düşük. Bunun sebebini de şöyle açıklayabilirim; yansıtmak istediğim oyuna ait karakterdeki oyuncular şu an bizim takımımızda bulunmuyor. Örneğin, hızlı bir oyuncu söylemek istersek; takımımızda hızlı bir oyuncu yok şu an, hızlı karakterde bir oyuncu yok. Kanat oyuncularımız hızlı karakterde değiller. Son maçta sol kanatta Van de Streek oynadı ama ne hızlı bir oyuncu ne de doğal bir sol kanat. Bu, oyunumu yansıtmamı zorlaştırıyor. Sezon başında 6 numara pozisyonunda da eksiklik vardı. Bu ihtiyacı yönetime bildirdik ve Petrusenko transfer edildi. Ancak genel olarak, elimizdeki oyunculardan en iyi şekilde faydalanmaya çalışıyoruz” diye konuştu. Transfer kısıtlamaları ve finansal zorluklar Kulübün transfer yasağı ve mali sorunlarına da değinen Alex, yeni transferler yapmanın zorluğuna vurgu yaparak, şu ifadelere yer verdi: “Kulübün finansal problemleri ve transfer yasağıyla yüzleşiyoruz. Benim istediğim oyunculardan sadece Thalisson transfer edildi. Geri kalan transferler kulüp yönetiminin kararları doğrultusunda yapıldı. Önümüzdeki süreçte mevcut oyuncularla en iyi şekilde çalışmaya devam edeceğiz.” “Hedefim agresif ve hızlı bir takım” Souza, ideal oyun felsefesini ise şu sözlerle anlattı: “Hızlı top çalan, bu topları kontrollü bir şekilde oyuna sokan ve defans arkasına etkili koşular yapabilen bir takım hayal ediyorum. Agresif bir oyun tarzı benim hedefim. Ancak şu an bu idealimden oldukça uzaktayız. Bunun nedeni, elimizde bu karakterde oyuncuların bulunmaması.” Sezona zorlu başlangıç Ligin ilk haftalarında yaşadığı sıkıntılara değinen Alex de Souza, savunma hatalarının altını çizerek, “Başakşehir ve Beşiktaş maçlarında toplam 9 gol yedik. Bu süreçte defans hattımızda ciddi sıkıntılar yaşadık. Ancak sonrasında çalışmalarımızla savunmamızı toparladık. Amacım, bireysel ve takım olarak maksimum performansı sahaya yansıtmak” diye konuştu. “Hoca olmak daha zor” Futbolculuk ve teknik direktörlük arasındaki farklardan bahseden Alex, teknik direktörlüğün çok daha zor olduğunu vurgulayarak, “Bunu karşılaştırmaya bile değmez, hoca olmak çok daha zor. Futbolcuyken sadece kendimden sorumluydum. Teknik direktör olarak ise 25 oyuncunun sorumluluğunu taşıyorum. Her oyuncunun mutluluğuyla, performansıyla ilgilenmek zorundayım” ifadelerini kullandı. İstifa çağrılarına yanıt İlk haftalarda taraftarların istifa çağrılarıyla karşılaşan Alex, “Buraya iki yıllık bir sözleşmeyle geldim. Görevimin sonuna kadar devam etmek istiyorum. Taraftarlar kaybedilen maçlarda teknik direktörü istifaya çağırabilir, bunu anlayışla karşılıyorum. Benim görevim, onları her zaman memnun etmeye çalışmak” dedi. “Eyüpspor maçına odaklandık” Sezonun ilk yarısında üç maçlarının kaldığını belirten Alex, odaklarının Eyüpspor maçı olduğunu söyleyerek, “Önümüzde 3 maçlık periyot var. Eyüpspor, Kocaelispor ve Trabzonspor maçları. Bu 3 maçtan alınabilecek 9 puan var. Eğer ben 9’da 0 puan alırsam, yönetim beni gönderebilir ve benim birkaç ay sonrasını düşünmemin hiçbir anlamı olmaz. Şu anda en yakın Eyüpspor’u düşünüyorum ve oraya çalışıyorum. Alanyaspor maçını hatırlayın. Devreye 1-0 geride girmiştik. Eğer o maçı çeviremeseydik, muhtemelen bugün burada oturuyor olamazdım. Bir teknik direktörün başından bunlar geçebiliyor. Bu sadece benimle ilgili değil, herhangi bir teknik direktörün geçirebileceği süreçler” şeklinde konuştu.
Ankara CHP Genel Başkanı Özel: "CHP iktidarda olsa Suriye göç sorununu nasıl yöneteceğini de biliyor” Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, “Cumhuriyet Halk Partisi iktidarda olsa ekonomiyi nasıl yöneteceğini de biliyor, Suriye göç sorununu nasıl yöneteceğini de biliyor” dedi. CHP Genel Başkanı Özel, Parti Meclisi toplantısının açılışında konuştu. 2024 yılının son Parti Meclisi toplantısını gerçekleştirdiklerini belirten Özel, Parti Meclisinde geçirilen yılın 31 Mart tarihinde parti teşkilatı, adaylar, milletvekili grubu, cumhuriyet tarihinin ikinci yüzyılındaki ilk yerel seçimlerinde başaracaklarına dair verdikleri sözü tutmanın mutluluğunu konuşacaklarını söyledi. “200 milyar dolar bütün emeklilere 100 yıl yetecek para” Toplantıda ayrıca, dış politikayı ve Suriye’deki gelişmeleri değerlendireceklerini aktaran Özel, “Suriye çok önemli bir gündem. 13 yıl önce Cumhuriyet Halk Partisi’nin yapmış olduğu tüm uyarılara ve 13 yıl boyunca her gün haklı çıkmasına rağmen birileri 13 yılın sonunda ortaya çıkan tablodan kendilerinin haklı, Cumhuriyet Halk Partisi’nin haksız çıktığını iddia ediyor. Tablo şu; Türkiye’de 4,5 milyon sığınmacı yaşıyor, 900 bin Suriyeli bebek doğdu, 283 şehit verdik ve bugüne kadar bize maliyeti 200 milyar dolar. O 200 milyar dolar, bütün emeklilere hak ettikleri maaşı 100 yıl verecek kadar para, bir yıl verecek kadar paranın 100 katı ve maliyetin büyüğü şimdi geliyor. Bundan sonra daha büyük maliyetlerle karşılaşacağız” dedi. “2024’ün en kötü fotoğrafı; Von der Leyen’in Erdoğan’la Türkiye’de çektirdiği fotoğraftır” CHP olarak Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunan görüşte olduklarını dile getiren özel şu ifadelere yer verdi: “Suriye’de demokratik bir rejim inşasını savunan, bu demokrasinin Suriye’de Kürtleri de Türkmenleri de Arapları da Alevileri de Sünnileri de kucaklamasını savunan, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin artık bir askerinin daha burnunun kanamaması gerektiğini hatırlatan ve Türkiye’deki sığınmacıları bir an önce ülkelerine göndermenin takviminin planlanmasını savunan bir çizgideyiz. Bu takvim içinde çok paraya ihtiyaç olacak. Cumhuriyet Halk Partisi olarak, mensubu olduğumuz uluslararası kuruluşlar ve sözümüzün geçtiği her yerde bu konuya katkı sağlamaya hazırız. Çünkü hem Avrupa hem dünya, bu sığınmacı meselesi için elini taşın altına koymaya değil ama elini cebine atmaya hazır. Maalesef 2024’ün en kötü fotoğrafı; Von der Leyen’in Erdoğan’la Türkiye’de çektirdiği fotoğraftır. Geçmiş karşımıza ‘1 milyar euro daha verelim de sığınmacılar burada kalmaya devam etsinler’ diyorlar. Kendileri, ‘Kapıları kapadık, artık başvuru almayacağız. Türkiye’ye gelen gelsin, kalan kalsın’ diyorlar. Maalesef bizimki de çıkmış, o lafı söyledikten sonra ona orada dönüp de bir şey söyleyeceğine, resmen ‘6 milyar vermiştik. Bu kadar sığınmacıyı başınıza dert etmiştik’ yerine 1 milyarı daha atıyor böyle oradan, önüne atıyor Erdoğan’ın. Bundan ben utanıyorum, biz utanıyoruz, Erdoğan utanmıyor.” “CHP iktidarda olsa Suriye göç sorununu nasıl yöneteceğini de biliyor” Suriye’nin kalkınması için küresel çapta birlikte hareket edilmesi gerektiğini aktaran Özel, “Elini taşın altına sokmayan dünya, elini cebine sokmaya hazır ve burada 1 milyara fit olmak gibi işler değil Suriye’nin hızla askeri istikrarını, siyasi istikrarını sağlayıp, ekonomik istikrarı için orada ne yapılması gerekiyorsa başta Avrupa Birliği olmak üzere dünya ile birlikte yapmak lazım. Biz işin bu kısmına katkı vermeye, umulanın çok ötesinde katkı vermeye hazırız. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarda olsa ekonomiyi nasıl yöneteceğini de biliyor, Suriye göç sorununu nasıl yöneteceğini de biliyor. Dünyadaki bütün temaslarımızda da aslında bizim önerimizin dört başı mamur tekliflerimizin karşılık bulduğu ama Türkiye’den böyle taleplerin değil de bildiğiniz koyun pazarlıklarının geldiği görülüyor. Asgari ücret tespit komisyonunda Türk-İş’in masaya oturmadığını hatırlatan Özel, “O gece TÜRK-İŞ o masaya gitmedi. 50 yıldır en çok üyesi olan sendikaya açık olan o masaya. Çünkü işverenle devlet anlaşmış, dediği asgari ücreti dayatıyor. Ertesi gün de bu görüşmelerden bundan sonra tamamen çekilme kararı aldı. Hiç katılmayacağını açıkladı. Bunu çok olumlu bulduğumuzu ifade etmek isterim. Hemen MYK’mızı topladık, hemen Meclis Grubumuzu bu salonda Meclis’e gitmeyip ‘Madem asgari ücret 30, altında yokuz’ diyoruz, ‘Bugün Meclis’te yokuz, bu işi konuşuyoruz’ dedik ve buraya geldik. Sonra benim de dahil olduğum milletvekili grubumuz Ankara’da onlarca merkeze dağıldık ve binlerce kişiyle o gün ilk teması kurduk. Ardından da TÜRK-İŞ’i, HAK-İŞ’i ve zoom toplantısıyla da DİSK’i ziyaret ederek, kurmaylarımızla birlikte bu meseleyi konuştuk” ifadelerine yer verdi. “Meydandan sesi yükseltip mücadelenin ateşini yakacağız” Ankara’da Anadolu Meydanı’nda düzenlenecek Asgari Ücret Mitingi’ne kitlesel katılım sağlama kararı aldıklarını ve tüm emekçileri davet eden Özel şöyle konuştu: “Son bir kez şu çağrıyı yaparak bitirmek isterim. Biz yarın Tandoğan Meydanı’nda saat 13’te sivil toplum örgütlerinin yapmış olduğu, 66 örgüt olarak başlayıp, 167 örgütün katılımına son üç günde hızla çıkmış olan sivil inisiyatife destek vererek o miting meydanına gideceğiz. Düzenleyiciler bize de konuşma imkanı verdiler. Mitingde konuşma yapacağım. O mitingde sözümüze değer veren herkesi, sadece Cumhuriyet Halk Partilileri değil, ‘Asgari ücretle geçinilemiyor, bu maaşlarla emekliler geçinemiyor’ diyen herkesi, asgari ücretlileri, emeklileri ve itiraz eden herkesi, bütün esnafları, bütün çiftçileri davet ediyoruz. Yarın o meydandan sesi yükseltip mücadelenin ateşini yakacağız. 2025 yılını, hakkı yenenlerin hakkını yiyenlerden hesap soracağı, mücadele edeceği; martta asgari ücrete zam alabilmek için mücadele edeceği, temmuz zammı için mücadele edeceği, üretimden gelen güçlerini kullanan işçiler sendikaları ile birlikte bunu ortaya koyduklarında Türkiye’de bütün akışın değişeceği bir 2025’i umut ediyoruz.”