EĞİTİM - 28 Ağustos 2020 Cuma 10:45

Yükseköğretimde dijital dönüşüm projesi tüm hızıyla devam ediyor

A
A
A
Yükseköğretimde dijital dönüşüm projesi tüm hızıyla devam ediyor

YÖK tarafında kurgulanan ve yürütülen “Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi” kapsamındaki 15 üniversite ile Sakarya Üniversitesi arasında, “Uzaktan Eğitim Platformu Sağlama Protokolü” imzalandı.

YÖK tarafında kurgulanan ve yürütülen “Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi” kapsamındaki 15 üniversite ile Sakarya Üniversitesi arasında, “Uzaktan Eğitim Platformu Sağlama Protokolü” imzalandı.


Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç’ın başkanlığında, küresel Covid-19 salgını nedeniyle video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen protokolü YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. Rahmi Er imzaladı. Toplantıya 15 üniversitenin rektörleri ile Uzaktan Eğitim Platformunu sağlayacak olan Sakarya Üniversitesinin Rektörü Prof. Dr. Fatih Savaşan katıldı.



“Protokolle Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projemizin 3. aşamasına geçmiş bulunuyoruz”


YÖK Başkanı Yekta Saraç, yeni YÖK vizyonuyla 2018 yılında, küresel salgın gündeme girmeden yaklaşık 2 yıl önce, uzaktan öğretimle ilgili çok önemli bir proje başlattıklarını belirterek, “Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm” adını verdiğimiz bu projenin ilk aşamasında ağırlıklı olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde yeni kurulmuş 16 üniversitemizde öğretim elemanlarımızın ve öğrencilerimizin dijital yetkinliklerini geliştirmeye yönelik bir program düzenledik. Bu kapsamda şu ana kadar Anadolu Üniversitesi iş birliği ile 10 bin 725 öğretim elemanına çevrimiçi olarak “Dijital Çağda Öğrenme ve Öğretme” ve 61 bin 346 öğrencimize de bir dönemlik kredili olarak “Dijital Okuryazarlık” dersleri verildi. Dolayısıyla, proje kapsamındaki bu üniversitelerimiz aslında içinde bulunduğumuz küresel salgın sürecine daha hazırlıklı girdiler. Projenin ikinci aşamasında ise 16 Mart 2020’de bu 16 üniversiteye ilave olarak yeni kurulmuş 5 teknik üniversitemiz ve Anadolu’da bulunan 3 üniversitemizin öğretim elemanlarına YÖK, CISCO ve ODTÜ iş birliği ile “Siber Güvenlik ve Ağ Yönetimi” konularında eğitimler verilmeye başlanmış olup süreç halen devam etmektedir. Ayrıca, proje kapsamındaki üniversitelerimizin öğrencilerine bir dönemlik kredili olarak Siber Güvenlik dersi verilmesi planlanmaktadır. Bugün imzaları atılacak olan protokolle de Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projemizin 3. aşamasına geçmiş bulunuyoruz. Bu aşamada, Sakarya Üniversitesinin geliştirdiği tamamen yerli olan Uzaktan Eğitim Platformu, YÖK koordinasyonunda ve TÜBİTAK-ULAKBİM işbirliği ile 15 üniversitemizin hizmetine sunulacak. 2020-2021 eğitim-öğretim yılı güz döneminde proje kapsamındaki 15 üniversitemiz uzaktan öğretimle yapacakları derslerini bu yerli platform aracılığıyla gerçekleştirecekler. Projeye destek veren TÜBİTAK’a, Sakarya Üniversitesine ve proje kapsamındaki 15 üniversitemize teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.



“Üniversitelerimiz mevzuat olarak yerelden alınacak kararlar ile kendilerine uygun olan şekilde eğitim vereceklerdir”


Dijital Dönüşüm Projesi’nin YÖK’ün “sosyal adalet ve fırsat eşitliği” penceresinden yükseköğretime bakışının yansıması olduğunu belirten Saraç, 15 üniversitenin de bu bakış açısı ile seçildiğinin altını çizdi. Bu hususun üniversitelerin bulundukları bölgeye değer katma konusunda daha yetkin olmalarına vesile olacağını kaydeden Başkan Saraç son olarak “Bunun dışında, üniversitelerimiz 2020-2021 eğitim-öğretim yılı için aldığımız kararlarla, mevzuat açısından karma-hibrit sisteme geçti. Yani üniversitelerimiz mevzuat olarak yerelden alınacak kararlar ile kendilerine uygun olan şekilde eğitim vereceklerdir. Bütün üniversitelerimizde liyakat ve ehliyet temelli çalışmalar ve yönetim anlayışını ortaya koymaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu



Proje kapsamındaki 15 üniversitenin uzaktan öğretimine destek


Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı, Sakarya Üniversitesi ve üniversite rektörlükleri arasında imzalanan protokol, Sakarya Üniversitesinde yürütülmekte olan TÜBİTAK-1001 projesi kapsamında yerli olarak geliştirilen “Uzaktan Öğretim Platformu”nun, Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi kapsamındaki 15 üniversitenin 2020-2021 eğitim-öğretim yılındaki uzaktan öğretim faaliyetlerinde kullanılmasını içeriyor.



Uzaktan Öğretim Platformu 5 ana modülden oluşacak


YÖK’ün üniversiteler arasındaki koordinasyonu yürüteceği protokol kapsamında, ULAKBİM tarafından sağlanan sunucular üzerine kurulacak olan Uzaktan Öğretim Platformu Sakarya Üniversitesi tarafından 15 üniversitenin hizmetine sunulacak. Platform 5 ana modülden oluşacak. Bu modüller ise şu şekilde:


Haftalık sanal ders programlarının oluşturulmasını, uzaktan yürütülen eğitim faaliyetlerinin organize edilmesini ve yürütülmesini sağlayan “Öğrenme Yönetim Sistemi (ÖYS) Modülü”, sanal sınıfların video dağıtımı için açık kaynak yazılımlardan yararlanılarak oluşturulan “Sanal Sınıf Modülü”, oluşturulan sanal sınıflara kayıtlı tüm öğrencilere duyuruların yapılabileceği “Duyuru Modülü”, sistem üzerinden çevrimiçi sınavların organize edilebileceği “Çevrimiçi Sınav Modülü”, öğrenci devamı, akademisyen/sanal ders yürütülme sayıları gibi raporların sistem üzerinden alınabileceği “Raporlama Modülü”.



Yükseköğretimde Dijital Dönüşüm Projesi kapsamında 15 üniversite bulunuyor


YÖK’ün 2 yıldır yürütmekte olduğu Dijital Dönüşüm Projesi içerisinde yer alan “Ağrı İbrahim Çeçen, Artvin Çoruh, Batman, Bayburt, Bingöl, Bitlis Eren, Gümüşhane, Hakkâri, Iğdır, Kilis 7 Aralık, Munzur, Muş Alparslan, Osmaniye Korkut Ata, Siirt ve Şırnak Üniversiteleri” proje kapsamındaki çalışmalarını yoğun bir şekilde sürdürüyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Kiliseye zorla girmeye çalışan alkollü şahıslara 1 yıl 8’er ay hapis cezası verildi Eskişehir Protestan Kilisesi’ne zorla girmeye çalışan alkollü 2 şahsın yargılandığı davada, sanıklara 1 yıl 8’er ay hapis cezası verildi. Geçtiğimiz yıl Kasım ayında meydana gelen olayda, Tepebaşı ilçesi Mustafa Kemal Paşa Mahallesi Sümer Sokak’ta bulunan Eskişehir Protestan Kilisesi’nin önüne gelen alkollü 2 şahıs, kapı ve pencereye yumruk atarak zorla içeri girmeyi denedi. Kapıya çıkan kilise pastörü Artun Tokatlı’yı “Yahudi misiniz, İsrailli misiniz? Sizi yakarım” tehdit eden şüpheliler, olay yerinden ayrıldı. Kilise pastörü Tokatlı’nın şikayeti üzerine polis ekiplerince şüphelilerin yakalanması amacıyla çalışma başlatıldı. Eskişehir Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı Güvenlik Şube Müdürlüğü ekiplerince yakalanan Aykut K. ve Halil D. isimli şüpheliler gözaltına alındı. Şüphelilere yapılan sağlık kontrolünde Aykut K.’nin 2,16, Halil D.’nin 3,27 promil alkollü olduğu belirlendi. Emniyetteki işlemleri tamamlanan şüpheliler, sevk edildikleri mahkemece ‘Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme, Birden fazla kişiyle tehdit, Cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme’ suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Cezaevinde 9 gün kaldıktan sonra tahliye olan Aykut K. ile Halil D. hakkında, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından dava açıldı. Eskişehir 7’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan davada, şüpheliler Aykut K. ile Halil D.’nin ‘Birden fazla kişiyi tehdit, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik, cebir veya tehdit kullanmak suretiyle iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme’ suçlarından ayrı ayrı 4 yıldan 11 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Eskişehir 7’nci Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki davanın karar duruşmasına tutuksuz yargılanan sanıklar Aykut K. ve Halil D. duruşma salonunda hazır bulundu. Duruşmaya, taraf avukatları da katıldı. Mahkeme heyetinin söz vermesi üzerine kendisini savunan şüpheli Halil D., olay anında 3,27 promil alkollü olduğunu belirterek, “Kiliseye gittiğimizin farkında değilim. Benim bilerek yaptığım bir şey değildir. Öyle bir eylemde bulunmak istemezdim, niyetimde öyle değildi. Kimseyi tehdit etmedim, pastörü tanımıyorum, bilmiyorum niye tehdit edeyim. Pişmanım beraatımı talep ederim” dedi. Olayın yaşandığı geceyi alkolün etkisinde olduğu için hatırlamadığın belirten sanık Aykut K. ise, , “Halil ağabey ile buluştuk, alkol aldık. Sonrasını hatırlamıyorum. Polisler beni kilise önünden aldılar. Ben tehdit, hakaret küfür etmedim” sözleriyle kendisini savundu. Mahkeme heyeti, sanıkların ifadelerinin ardından kararını açıkladı. Heyet, tutuklu sanıklar Aykut K. ve Halil D. hakkında ‘birden fazla kişiyle tehdit’ suçundan iyi hal indirimiyle ayrı ayrı 1 yıl 8’er ay hapis cezasına hükmetti. Verilen hapis cezasının ertelenip, 2 yıl denetime tabi tutulmasına karar verdi. Eskişehir Protestan Kilisesi pastörü Artun Tokatlı’nın sanıkların gelip kendilerinden özür dilediğini belirterek şikayetini geri çekmesi üzerine, işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlaması düşürüldü. Ayrıca Aykut K. ve Halil D. hakkında, ‘halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme’ suçundan beraat kararı verildi.
İstanbul İstanbul Havalimanı’nda kaçak altın operasyonu: 16 kilo altına el konuldu İstanbul Havalimanı’nda yapılan operasyonda, Türkiye’ye kaçak sokulmaya çalışılan 16 kilo altın ele geçirildi. Kendini ‘avukat’ olarak tanıtan bir şüpheliyle ortak hareket ettikleri ileri sürülen biri kadın 2 güvenlik görevlisinin, ülkeye soktukları 1 kilogram altın karşılığında 1000 dolar aldığını tespit etti. Güvenlik kaynaklarından elde edilen bilgilere göre, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube ekipleri, analiz ve istihbari çalışmalar doğrultusunda bir altın kaçakçılığı şebekesini ortaya çıkardı. Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde İstanbul Havalimanı’nda yaşanan altın kaçakçılığının önlenmesi ve şüphelilerin yakalanması için 8 ay süren teknik ve fiziki takibin ardından operasyon için düğmeye basıldı. Emniyet ekipleri, illegal yollarla Türkiye’ye kaçak altın sokmaya çalışan şebekenin, özel güvenlik görevlileri ve kuryeleri kullanarak izlediği yol haritasını ve suça ortak olan şüphelileri tek tek belirledi. Kaçakçılık polisi, iddiaya göre kendini ‘avukat’ olarak gösteren bir kişiyle ortak hareket eden havalimanında 2 güvenlik personelinin, yurda illegal yollarla soktukları 1 kilogram altın karşılığında 1000 dolar para aldığını tespit etti. Buluşma ve takas havalimanı tuvaletinde Biri kadın 2 özel güvenlik görevlisi şüpheliye, altınla birlikte uçaktan inen söz konusu kişinin irtibat bilgilerini bu sözde avukatın verdiği belirlendi. Yapılan çalışmanın devamında, yurt dışından gelen söz konusu kişiyle havalimanının uluslararası bölgesindeki buluşma yerleri olan tuvaletlerde bir araya gelen 2 zanlının, kaçak altınları teslim aldıkları anlaşıldı. Polis ekipleri, 2 şüphelinin daha sonra giysilerinin içine sakladıkları ve vücutlarına sararak gizledikleri altınları kendilerine “aile” süsü vererek havalimanı dışında bekleyen kuryelere teslim ettiklerini, bu yolla da altınların sözde avukat olan kişiye ulaştırıldığını belirledi. Yurda sokulan altınların sonrasında da Azerbaycan uyruklu bir iş insanına elden teslim edildiği tespit edildi. Şebekeye yönelik sürdürülen çalışmaların ardından şüphelilerce ülkeye kaçak altın getirileceği bilgisini alan İstanbul Polisi, operasyon için düğmeye bastı. Kaçakçılık ekipleri, piyasa değeri 50 milyon liraya ulaşan 16 kilo altını yurt dışından getiren kişiden teslim alan biri kasın 2 özel güvenlik görevlisini, İstanbul Havalimanı Şube Müdürlüğü birimlerince düzenledikleri ortak operasyonla yakalayarak gözaltına aldı. Soruşturmanın devamında, kendilerine “aile” görüntüsü katarak kuryelik yapan 4 şüpheli ile yine kendini avukat olarak gösteren şebeke üyesini de yakaladı. Soruşturma çerçevesinde hakkında yakalama kararı bulunan Azerbaycan kökenli iş insanının da yurt dışında olduğu, bununla ilgili yakalama çalışmalarının sürdüğü belirtildi. Gözaltına alınıp emniyette sorguya alınan şüpheliler, ifade işlemlerinin tamamlanmasının ardından Gaziosmanpaşa Adliyesi’ne götürüldü. Mahkemeye çıkarılan 7 şüpheli, “altın kaçakçılığı” suçundan tutuklandığı öğrenildi. Diğer taraftan emniyet ekipleri tarafından yapılan çalışmalarda, altın kaçakçılığıyla soruşturmasında tutuklanan özel güvenlik görevlisi kadının, cezaevine girdikten üç gün sonra babası aracılığıyla Esenyurt ilçesinden 4 milyon liraya daire satın altığı tespit edildi. Savcılık, suçtan elde edildiği değerlendirilen parayla alınan eve de el koyduğu öğrenildi.
Ankara MSB kaynakları: “(Teğmenlerin kılıçlı yemini) Mesele kılıç çatmak veya slogan değil, sadece ve sadece disiplinsizliktir” Milli Savunma Bakanlığı kaynakları kılıç çatarak yemin eden teğmenlere ilişkin “Mesele kılıç çatmak veya slogan değil, sadece ve sadece disiplinsizliktir” dedi. Millî Savunma Bakanlığı kaynakları, tartışmalara neden olan bazı kılıçlı yemin eden teğmenlerin ve bazı personelin Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edildiğine ilişkin soruları yanıtladı. Kaynaklar şu yanıtı verdi: “Konu ile ilgili başlatılan inceleme ve akabindeki Yüksek Disiplin Kuruluna (YDK) sevk süreci devam etmektedir. YDK’ya sevk edilmenin karar anlamına gelmediğini, sürecin devam ettiğini ve henüz bir karar verilmediğini ayrıca belirtmekte yarar var.” “Emir-komutayı hiçe sayıp defaatle yemin metnini okumakta ısrar ettiler” Bakanlık kaynakları konuya ilişkin konuşmasına şöyle devam etti: “Özetle, Kara Harp Okulu Sancak Devir Teslim ve Mezuniyet Töreni öncesi bazı öğrenciler, yönergede yapılan değişiklikle kaldırılan metni okumak istediklerini amirlerine defalarca iletmiş, bunun mümkün olmadığı ise kendilerine defaatle tebliğ edilmiştir. Emir-komutayı hiçe sayıp defaatle yemin metnini okumakta ısrar ettiler. Törenin sona ermesinin ardından dönem birincisi tarafından teğmenlerin törenin icra edildiği sahada toplanmaları anons edilmiş, ailelerin alandan dışarı çıkmaları istenmiş, basın mensupları tören alanına davet edilmiştir. Kılıç çatma esnasında emirlerin hilafında kaldırılan metnin okunacağından sadece eylemi organize eden teğmenlerin bilgisinin olduğu, Teğmenlerin büyük çoğunluğunun sadece kılıç çatılacağı düşüncesi ile toplandıkları, misafir askerî personelin de olay yerine gelmelerinin bu düşünceyi teyit ettiği, yapılan eylemin mezun olmanın sevinciyle anlık gelişen bir durum olmadığı, önceden planlanarak organize edildiği, bazı öğrencilerin ısrarlı taleplerine rağmen bahse konu disiplinsizliğe karşı amirlerin tören öncesinde gerekli tedbirleri almadıkları ve eylem esnasında müdahalede bulunmadıkları tespit edilmiştir. Eylemi organize eden teğmenler ile kastı, kusuru, ihmali veya sorumluluğu olan diğer personelin 6413 sayılı TSK Disiplin Kanunu kapsamında YDK’ya sevklerine yönelik işlem başlatılmıştır.” Mesele kılıç çatmak veya slogan değil, sadece ve sadece disiplinsizliktir” Kaynaklar açıklamasına şöyle devam etti: “İsnat edilen suç, kılıç çatmak veya ‘Mustafa Kemal’in Askerleriyiz’ demek değil, amirlerin ikazlarına rağmen kasıtlı, organize ve planlı bir disiplinsizlik yapmaktır. Olaya ilişkin yapılan inceleme ve soruşturmanın okunan metinle veya içeriğiyle bir ilgisi yoktur. Yemin metnini okuyan onlarca teğmenden sadece eylemi organize edenlerin YDK’ya sevklerine yönelik sürecin başlatılması bunun en büyük göstergesidir. Burada önemli olan, içerik ne olursa olsun disiplin sürecinin her zaman aynı şekilde işletilecek ve disiplinden asla taviz verilmeyecek olmasıdır. Söz konusu eylem, amirlerin izni olmadan, grup hâlinde organize edilmiş, basın davet edilerek eylemin bilinmesi istenmiş ve emir-komuta zinciri devre dışı bırakılmıştır. Bu, askerî hiyerarşi için kabul edilemez bir durumdur. Bunun görmezden gelinmesi mümkün değildir.” Disiplinsizliğin ama’sı, lakin’i, fakat’ı olmaz Olayın disiplinsizlikten ibaret olduğunu belirten kaynaklar, “Disiplinsizliğin ‘ama’sı, ‘lakin’i, ‘fakat’ı olmaz, olamaz, olmamalıdır. Olaya karışanların genç olmaları, daha önce disiplin cezası almamış olmaları, başarılı olmaları, okunan metnin daha önce yürürlükte olması gibi gerekçeler disiplinsizlik gerçeğini değiştirmez. Aklıselim insanların bunun bir disiplinsizlik olayı olduğunu anlamalarından memnuniyet duyuyoruz. Bu veya benzeri disiplinsizlikler emsal teşkil edebilir ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) birlik ve beraberliğine zarar vererek gruplaşmaları tetikleyebilir. Sıralı amirlerin emirlerine rağmen yapılan bu tür eylemler hiyerarşiye saygısızlığın yayılmasına ve astların üstlere karşı saygı ve güveninin azalmasına, itaatsizliğin normalleşmesine neden olur” şeklinde konuştu. “Atatürk üzerinden tartışma yürütülmesi kabul edilemez” Kaynaklar, “Ebedî Başkomutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi Disiplin olmazsa ordular sevk edilemez. TSK’nın millî, manevi ve mesleki değerleri bir bütündür. Ortak değerimiz olan Atatürk üzerinden bir ayrışma algısı meydana getiren tavır ve davranışlar kabul edilemez. Atatürk’ün adını anmak veya onun değerlerini savunuyoruz görüntüsü altında izinsiz hareketlere bir mazeret meydana getirilmemelidir. Atatürk disiplinli bir orduya, hiyerarşik düzene ve kurallara saygıya önem veren bir liderdi. Onu savunmanın yolu bu değerlere saygı göstermekten geçer” şeklinde konuştu. “Bu disiplinsizlik ile TSK kamuoyunda yıpratılmaya çalışılmaktadır” Kaynaklar açıklamasına şöyle devam etti: “Yapılan bu disiplinsizlik ile TSK’ya mesnetsiz iftiralar atılmasına, kamuoyunda 3 aydır TSK’nın tartışılmasına ve yıpratılmasına zemin hazırlanmıştır. Sonuç olarak; askerliğin temeli disiplindir. Disiplin de, binlerce yıllık şanlı tarihimizden süzülüp gelen millî, manevi ve mesleki değerlerimizden oluşan kurallardır. TSK mensubu tüm personel bu kuralları bilir ve uygulamakla yükümlüdür. TSK’da müesses disiplinin muhafazası ve idamesi olmazsa olmazdır. Üstün disiplin anlayışı ile temayüz eden ordumuzun; tüm tehdit ve tehlikelere karşı ülkemizin ve asil milletimizin savunma ve güvenliğini sağlamak için aralıksız çalıştığı, İstiklal Harbimizden bu yana en yoğun, en kapsamlı ve en etkili faaliyetlerini icra ettiği, terörle mücadelede, hudut güvenliğinde, yurt içi ve dışında icra edilen faaliyetlerde kazanılan istikrarlı başarı ve kalıcı etkinliğin çıtasını gün geçtikte daha üst noktalara taşıdığı bir dönemde yıpratılmaması konusunda herkesin daha duyarlı ve dikkatli olması; olayı bağlamından koparma çabaları ve dezenformasyona itibar edilmemesi önem taşımaktadır.” Ukrayna’nın uzun menzilli füze kullanması Bakanlık kaynakları, Ukrayna’nın ABD füzeleri ile Rusya’yı vurması ve Moskova’nın nükleer programı onaylamasıyla devam eden son gelişmelerle ilgili sorulara şunları söyledi: “Ukrayna tarafından ABD menşeili ATACMS füzelerinin kullanımı ve buna mukabil olarak Rusya’nın yaptığı açıklamalar ile yeni nükleer doktrini onaylaması, savaşın gidişatı bakımından endişe vericidir. Tüm bu gelişmeler ışığında mevcut çatışmaların önümüzdeki dönemde farklı bir boyuta evrilmemesini temenni ediyoruz.”
Kayseri Kocasinan’da vergi ödemelerinde kolaylık Kocasinan Belediyesi, Emlak, Çevre Temizlik ve İlan Reklam Vergi ödemelerinin 2 Aralık Pazartesi günü sona erecek olmasından dolayı vatandaşların vergi ödemelerini rahatlıkla yapabilmesi için çalışma saatlerinde düzenleme yaptı. Vergi ödeme konusunda hassasiyet gösteren vatandaşlara teşekkür eden Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar, “Vergiler, geleceğimizin teminatıdır” dedi. Vergi ödemelerinde her türlü ödeme kolaylığı sunan Kocasinan Belediyesi; Emlak, Çevre Temizlik ve İlan Reklam vergilerini ödemek isteyen mükellefler için hafta sonu saat 09.00 ile 16.00 saatleri arası, hafta içi ise saat 08.30 ile 19.00 saatleri arası veznelerin açık olacağı duyuruldu. Vatandaşların işlerini kolaylaştırmak ve daha yaşanabilir bir ilçe sunmak için çalıştıklarını belirten Başkan Çolakbayrakdar; "Vatandaşlarımıza e-belediye uygulamaları, internetten ödeme, posta çeki ile kredi kartına taksit ödeme gibi kolaylıklar sunuyoruz. İnternet vasıtasıyla vergi ödemeleri hem belediye hem de vatandaşa büyük kolaylık sağlıyor. Ödenen vergileri daha iyi kaliteli hizmetler olarak vatandaşlarımıza sunuyoruz. Yatırılan her kuruş Kocasinan’ın, aynı zamanda ülke ekonomisinin büyümesine katkı sunmaktadır. Bu sebeple unutmayalım ki; vergiler geleceğimizin teminatını oluşturmaktadır” ifadelerini kullandı. Başkan Çolakbayrakdar sözlerini; “Şimdiden vergi ödeme konusunda hassasiyet gösteren hemşerilerime teşekkür ediyorum” diye noktaladı.