SAĞLIK - 11 Ekim 2024 Cuma 09:23

Uzmanından uyarı: “Meme kanserinde eşlerin duygusal desteği çok önemli”

A
A
A
Uzmanından uyarı: “Meme kanserinde eşlerin duygusal desteği çok önemli”

Kadınlarda meme kanserinin en yaygın kanser türü olduğunu vurgulayan Uzman Klinik Psikolog Ecem Özcan Tatlıdil, eşlerin psikolojik desteğinin önemine dikkat çekerek, “Evlilik doyumları ve eşlerinden aldıkları duygusal desteği daha iyi olan hastalarda depresif belirtiler, cinsel yaşam ve beden algısı ile ilgili sorunlar daha az görülür” dedi.


Meme kanserinin psikolojik faktörleri hakkında bilgilendirmede bulunan Liv Hospital Ankara Psikoloji Bölümü’nden Uzm. Klnk. Psk. Ecem Özcan Tatlıdil, “Dişiliği ve cinselliği temsil eden organa zarar vermesinden dolayı bugüne kadar kanserler arasında ruhsal ve psikososyal yönleri bağlamında en çok araştırılan kanser türü meme kanseridir” diye konuştu.



“Depresyon ve anksiyete bozukluklarını tetikleyebilir”


Meme kanserinin başta uyum bozukluğu olmak üzere majör depresyon ve anksiyete bozukluklarını tetikleyebileceğine işaret eden Uzm. Klnk. Psk. Ecem Özcan Tatlıdil, “Ayrıca uyku bozuklukları ve kanserin tekrarlayacağı korkusu ile özkıyım, deliryum gibi bozukluklarla, kişinin cinsellik algısını, benlik saygısını ve narsistik bütünlüğünü de tehdit edebilir” açıklamasında bulundu.



Tanı sonrası tepkiler 5 aşamada inceleniyor


Kanser tanısı sonrası ortaya çıkan tepkilerin kültür, yaş, sosyoekonomik durum gibi etmenlere bağlı olarak kişiden kişiye farklılık gösterebileceğini dile getiren Tatlıdil, “İlk aşamada en yaygın tepki, şoke olma ve inanmamadır. Bu aşamada en yaygın tepki inkardır. İnkarı öfke, pazarlık dönemi, depresyon aşaması ve son olarak kabullenme takip eder” ifadelerine yer verdi.



“Hastanın her aşamada kaygılarını ifade etmesine izin verilmeli”


Ameliyat ve iyileşme süresince kadınların kaygı, tedirginlik, üzüntü, utanç ve öfkeyle birlikte uyku ve yeme sorunları, beden algısı ve benlik saygısı sorunları yaşayabildiğini belirten Tatlıdil, “Hastanın her aşamada bilgilendirilerek soru ve kaygılarını dile getirmesine yardımcı olunması, iyileşme bakımından büyük önem taşır” dedi.



“Müdahale edilmemiş fiziksel bulgular, psiko-sosyal sorunlarla sonuçlanabilir”


Hastaların fiziksel bulguları uzun süre devam ederse ve bunlara müdahale edilmezse psikososyal sorunların ortaya çıkmasının neredeyse kaçınılmaz olduğunu belirten Uzm. Klnk. Psk. Tatlıdil, şunları söyledi:


“Hastaların günlük yaşamlarını olumsuz etkileyen yan etkiler, kansere yönelik çeşitli tedavilerin neden olduğu enerji kaybı, yorgunluk, ağrı, bulantı ve kusma, hormonal değişiklikler ve uyku sorunlarıdır.”



“Başa çıkma stratejileri hayati öneme sahip”


Meme kanseri olan kadınların tedavi sonuçlarını ve hayatta kalma oranlarını etkileyen etmenlerden birinin de başa çıkma stratejileri olduğunu söyleyen Uzm. Klnk. Psk. Tatlıdil, şu bilgileri paylaştı:


“Başa çıkma stratejisinin iki ana işlevi bulunmaktadır. Bunlardan ilki, problem odaklı başa çıkma yöntemi olarak bilinen sıkıntıya neden olan sorunla uğraşmaktır. Diğeri ise duygu odaklı başa çıkma olarak bilinen stresli duyguları düzenlemektir. Bunun yanında bireyler sağlıklı bir tepki olmamasına rağmen inkâr savunma mekanizmasını da kullanabilmektedirler.”



“Meme kanserinde eşlerin duygusal desteği çok önemli”


Uzun bir tedavi sürecinde hastaların çoğunun zaman zaman sosyal ilişkilerini devam ettirmek için gerekli enerjiyi bulmakta zorlandığını ve en çok ihtiyaç duyduklarında da gerekli desteklerden yoksun kalabildiğini mxşldşdı Tatlıdil, “Meme kanseri hastalarında aile desteği ve psiko-sosyal destek ruhsal bozukluklar açısından koruyucu, hastalığa uyum sürecine ve hastalıkla mücadele etmeye de yardımcıdır. Bu hastalarda depresyon ve anksiyete belirtileri daha az görülmektedir” şeklinde konuştu.


Evlilik doyumları ve eşlerinden aldıkları duygusal desteği daha iyi olan hastalarda depresif belirtilerin, cinsel yaşam ve beden algısı ile ilgili sorunların daha az görüldüğüne dikkat çeken Uzm. Klnk. Psk. Tatlıdil, “Sonuç olarak sosyal desteğin yeterli olması, uyum sürecinde yaşanan psikolojik sorunların azaltılmasında oldukça önem arz eder, hastaların yaşadıkları stresin azalmasına yardımcı olabilir” dedi.



“Dengeli beslenme ihmal edilmemeli”


Meme kanserinde ruhsal sağlık için yapılması gerekenlere değinen Uzm. Klnk. Psk. Tatlıdil, “Yapılan araştırmaların sonuçlarına göre meme kanseri ile mücadele sürecinde dengeli beslenme, hekimlere danışarak hayata adapte edilmiş uygun ve düzenli fiziksel aktivite yapma, psikoterapi desteği alma, tehlike ve tehdit senaryolarına (ya tekrar olursa vb.) başvurmak yerine dikkat ve odağı dağıtma gibi yöntemler bu süreçte büyük fayda sağlamaktadır” diye konuştu.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Toplum ruh sağlığı merkezi hastalarından sergi Bursa İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri’nde (TRSM) tedavi gören hastalar tarafından yapılan el sanatları ve resim sergisi Hüdavendigar Kent Parkı’nda açıldı. 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü çerçevesinde düzenlenen etkinliğe; Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Uzm. Dr. Mustafa Çetin, Kamu Hastaneleri Hizmetleri Başkanı Doç. Dr. Salih Metin, Halk Sağlığı Hizmetleri Başkan Yardımcısı Uzm. Dr. Tayfun Alperen Esgin, Kamu Hastaneleri Başkan Yardımcısı Dr. Sevgi Harorlu, Çekirge Devlet Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Kemal Kaya, Osmangazi ve Yıldırım Belediyesinden TRSM kurul üyeleri, Bursa Teknik Üniversitesi ve Mudanya Üniversitesinden öğretim görevlisi ve öğrenciler ile sağlık çalışanları, TRSM hastaları ve aileleri katıldı. Etkinlikte konuşan Bursa İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Uzm. Dr. Mustafa Çetin, ruh sağlığı olmadan fiziksel sağlığın dolayısıyla bütün bir sağlığın olmayacağını söyledi. Psikolojik destek almaya yönelik ön yargı ve etiketlemelerin, ekonomik nedenlerin psikolojik desteğe erişimi kısıtladığını dile getiren Uzm. Dr. Çetin, “Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri sosyal işlevin istikrarlı hale getirilmesi ve bireyin toplum hayatı içerisinde geçirdiği sürenin artırılması ruhsal problem yaşayan hastalara, toplum temelli ruh sağlığı modeli çerçevesinde psiko-sosyal destek hizmeti veren, hastaların takip ve tedavilerin yapılmasını sağlayan, gerektiğinde evde takip, tedavi ve hasta-aile eğitimi yapan, etkin ve ulaşılabilir bir hizmeti sunan merkezlerdir. Bursa’ da 7 merkezimizde bir çok hastamıza hizmet vermekteyiz. Hastanelerden ve aile hekimliği birimlerinden yönlendirme veya tanı almış hastalar bizzat başvurarak merkezlerimizden hizmet alabilir” dedi. TRSM ekiplerinde psikiyatri uzmanları, hemşireler, sosyal hizmet uzmanları, psikologlar ve ergoterapistler görev yaptığını ifade eden Uzm. Dr. Çetin, “Ayrıca Milli Eğitim Müdürlüğü ile de yakın işbirliği halindeyiz. Hastalarımız Halk Eğitim Merkezlerinden görevlendirilen öğretmenlerimizle el işi, resim, spor, yemek gibi konularda eğitim aldığında tedavilerine büyük katkı sağlamaktadır. Bu eğitimler hastaların merkeze gelmelerinde büyük motivasyon kaynağı oluyor ve sergimizde de gördüğümüz gibi çok güzel eserler ortaya çıkıyor. Bu güzel serginin oluşmasında emeği geçen herkese, tüm eğitmenlerimize teşekkür ediyorum” diye konuştu. Etkinlikte gün boyu TRSM hastaları tarafından yapılan ebru, ahşap boyama, yağlı boya, el sanatları gibi birçok eser sergilenirken, TRSM hastalarının da katılımıyla söyleşiler, atölyeler yapıldı, çeşitli yarışmalar düzenlendi. Bursa Büyükşehir Belediyesi Bandosu ise katılımcılara keyifli anlar yaşattı.
Bilecik Bilecik’te bir ay içinde 960 olay meydana gelirken, 649 şüpheli yakalandı Bilecik Valisi Şefik Aygöl, son bir ay da Bilecik ilinde halkın güvenliği ve huzuru adı kapsamında gerçekleşen operasyonlar ve uygulamaların sonucunu kamuoyuyla paylaşarak, "960 olay meydana gelmiş, 649 şüpheli yakalanmış" dedi. Vali Şefik Aygöl, il genelinde son 1 ayda asayiş, narkotik, kaçakçılık, göçmen kaçakçılığı, trafik konularında yapılan çalışmalar hakkında verileri açıkladı. Aygöl, eğitim ve öğretim döneminin başlamasıyla birlikte okul çevrelerinde sürücülerin daha dikkatli olması konusunda uyarılarda bulunarak, "Her daim önceliğimiz olan okul güvenliği konusu okulların açılmış olmasıyla bizleri daha da hassas hale getirmiştir. Çocuklarımızın güven içerisinde eğitimlerini sürdürmeleri her şeyden daha önemlidir. Bu yüzden okul güvenliğini tehdit edecek olan en ufak unsura karşı tavrımızdan asla taviz vermeyeceğiz. Yapılan asayiş uygulamaları kapsamında; 146 bin 871 şahıs kontrol edilmiş, 164 aranan şahıs yakalanmıştır. 761 işyeri, 332 okul, 499 metruk bina, 605 park bahçe kontrol edilmiştir. 960 olay meydana gelmiş, 649 şüpheli yakalanmış 19 şüpheli gözaltına alınmıştır; 21 hırsızlık-dolandırıcılık olayı meydana gelmiştir. Kabahatler kanununa istinaden 15 şahsa toplam 46 bin 200 TL idari yaptırım uygulanmıştır" dedi. "Milletimizin huzurunun kaçmasına asla müsaade etmeyeceğiz" Vali Aygöl açıklamasının devamında, "Milletimizin huzurunun kaçmasına asla müsaade etmeyeceğiz, asayiş uygulamalarını ilimizin her noktasında yaygınlaştırmaya devam edeceğiz. Narkotik suçlarına karşı yapılan çalışmalar kapsamında, toplam 30 adet operasyon gerçekleştirilmiş, 33 şüpheli şahsa narkotik suçlardan yasal işlem yapılmış, 4 şüpheli şahıs tutuklanarak Bilecik M Tipi Kapalı Cezaevine teslim edilmiştir. Ayrıca narkotik suçlardan aranması bulunan 3 şüpheli şahıs yakalanmış, bu şahıslar işlemleri akabinde tutuklanarak cezaevine teslim edilmiştir. Uyuşturucunun ismine dahi tahammülümüz yoktur. Uyuşturucuyla mücadelemiz son zehir taciri de yakalanana kadar kararlı bir şekilde devam edecektir. Kaçakçılık suçlarına karşı yapılan çalışmalar kapsamında; 9 operasyon icra edilmiş toplam 22 şüpheli yakalanmıştır. Yapılan operasyonlarda; 204 bin 440 adet tütün doldurulmuş makaron, 70 bin boş makaron ele geçirilmiştir. Göçmen kaçakçılığına karşı yapılan çalışmalar kapsamında; 3 Afganistan uyruklu yabancı şahıs hakkında sınır dışı işlemleri yapılmış, 3 yabancı uyruklu şahsa toplamda 68 bin 502 TL idari para cezası kesilmiş, 2 aranması olan şahıs yakalanmıştır. Umut tacirliğine ülkemizde olduğu gibi Bilecik’te de geçit vermeyeceğiz" dedi. "43 bin 844 motorlu araç kontrol edilmiş" Vali Aygöl trafik denetimleri hakkında verdiğini bilgide, "İl geneli gerçekleştirilen trafik kontrolleri kapsamında; 635 ayrı noktada 3 bin 111 adet trafik uygulaması icra edilmiştir. 43 bin 844 motorlu araç kontrol edilmiş, 11 bin 482 sürücüye toplam 22 bin 964 bin 333 idari para cezası uygulanmış, 626 araç trafikten men edilmiştir. 231 ehliyetsiz sürücü, 56 alkollü araç kullanan sürücü, 6 bin 717 hız limitine uymayan sürücü tespit edilmiştir. Kıymetli basın mensupları, sizler aracılığınızla bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Özellikle okul çevrelerinde sürücülerin daha dikkatli davranmaları, hız limitlerine ve trafik levhalarına uymaları hayati önem taşımaktadır. Yaya kazalarının önlenmesi için “trafikte yaya önceliği” konusunda tüm vatandaşlarımızı kurallara uymaya davet ediyorum. Okul çevresindeki tüm güvenlik tedbirlerimizi almış durumdayız. En ufak bir olaya meydan vermemek ve çocuklarımızın huzur içerisinde eğitim hayatlarını sürdürmeleri için var gücümüzle okul çevrelerinde olmaya devam edeceğiz. Bilecik’te huzur ve güvenlik için gece gündüz demeden ekiplerimiz çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor. Tüm güvenlik güçlerimiz milletimizin emrindedir. Türkiye’nin huzuru, Bilecik’in huzuru diyoruz” dedi.