SAĞLIK - 17 Aralık 2024 Salı 10:39

TİKA, Nijer’de kadın üreticiler için bölgesel ambalajlama ve üretim atölyesi kurdu

A
A
A
TİKA, Nijer’de kadın üreticiler için bölgesel ambalajlama ve üretim atölyesi kurdu

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığınca (TİKA), Nijer’in başkenti Niamey’de Nayaba Kadın İmalatçılar Birliği iş birliğiyle Bölgesel Ambalajlama ve Üretim Atölyesi kuruldu.


TİKA’dan yapılan yazılı açıklamada, gıda güvenliği, ulusal güvenlik ve enerji ihtiyacında önemli zorluklarla mücadele eden Nijer’de, kalkınmanın temel unsurlarından biri olan endüstrileşme süreci çeşitli engellerle karşı karşıya bulunduğu belirtildi. Açıklamada, tarım ve hayvancılığa dayalı ekonomisiyle öne çıkan ülkede, ambalajlama gibi temel üretim süreçleri bile teknolojik yetersizlikler nedeniyle yerel imkanlarla gerçekleştirilemediği ifade edildi.


Bu kapsamda TİKA, Nijer’deki kadın üreticilerin endüstriyel üretim süreçlerine katılımını desteklemek amacıyla Nayaba Kadın İmalatçılar Birliği ile iş birliği yaparak “Bölgesel Ambalajlama ve Üretim Atölyesi” kuruldu.


Niamey’de yer alan Nayaba Kadın İmalatçılar Birliği’nin yaklaşık 200 metrekarelik yarı kapalı hangarı yenilenerek modern bir üretim tesisine dönüştürüldü. Tesiste, tarımsal ürünlerin işlenmesi için kabuk kırma, öğütme, yağ çıkarma, kurutma, kavurma, etiketleme ve tarihlendirme makineleriyle birlikte eğitim sınıfı, butik ve ek üretim alanları kuruldu. Atölye, masa, raf, klima ve soğutucu gibi ekipmanlarla da donatıldı.


Günlük fıstık yağı üretim kapasitesi 50 litreden 60 litreye çıktı


Atölyenin açılışı, Türkiye Cumhuriyeti Niamey Büyükelçiliği 3. Katibi Can Onat Atış, TİKA Niamey Koordinatörü Tanju Polat, Nayaba Kadın İmalatçılar Birliği Başkanı Rabi Arzika ve çok sayıda Nijerli kadın üreticinin katılımıyla gerçekleştirildi.


Açılış töreninde konuşan Nayaba Kadın İmalatçılar Birliği Başkanı Arzika, TİKA’nın sağladığı destek sayesinde üretim kapasitelerinin önemli ölçüde arttığını vurgulayarak, “TİKA desteğiyle günlük 50 litre olan fıstık yağı üretim kapasitemiz saatte 60 litreye yükseldi. Bu destekten dolayı Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk halkına teşekkürlerimizi sunuyoruz” ifadelerini kullandı.


Proje kapsamında oluşturulan Bölgesel Ambalajlama ve Üretim Atölyesi, Nayaba Kadın İmalatçılar Birliği’nin 63 üyesinin yanı sıra Niamey genelinde faaliyet gösteren yüzlerce kadın üreticiye hizmet verecek. Atölye sayesinde kadın üreticiler, ürünlerini daha hızlı ve standartlara uygun şekilde işleme, ambalajlama ve etiketleme imkanına kavuşurken, proje ise tarımsal imalat ve paketleme alanında yaşanan zaman ve emek kaybını azaltarak pazar kayıplarını önlemeyi amaçlıyor.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Pahalılık ve soğuk hava, tamircilerin işine yaradı SAMSUN (İHA) – Kış aylarının sert geçmesi ve sıfır ürünlerin pahalı olması bit pazarına nur yağdırdı. Tamir ve tadilatçılar, işlerin yaza oranla oldukça fazla arttığını söylediler. Deri ceket, ayakkabı, çanta ve valiz fiyatları, vatandaşları eski ürünlerin kıymetini bilmeye zorladı. Sıfır ürünlerdeki afaki rakamları ödemek istemeyen vatandaşlar kaliteli eski ürünlerini tamir ettirerek kullanma yolunu seçiyorlar. Durum böyle olunca da işleri oldukça artan tamirciler gelen talepleri 2-3 güne yetiştirmek vaadiyle vatandaşlara hizmet sunuyorlar. “Piyasadaki pahalılık ve kışın sert geçmesi işlerimizi arttırdı” İşlerin oldukça arttığına değinen tamir ustası Turgut Dursun, “Kış ayları ile birlikte vatandaşları giydiği eşyalarda tamir işleri arttı. Ayakkabılarda özellikle dikim ve astar yerleşiminin yanı sıra taban değişimi yapıyoruz. Keçe satışlarımız da yoğun. Deri mont tamiri de çoğaldı. Kış itibariyle yağmurlu havalarda su geçiren deri montları boyuyoruz. Valiz tamirleri de sürekli olarak yapıyoruz. Valizlerin teker ve çekçeklerini de değiştiriyoruz. Ayakkabı, çanta, deri mont ve valizle alakalı tamir, tadilat işlerinin hepsini yapıyoruz. Ayakkabı tamiri maksimum 400-500 TL tutuyor. Boyama işlemini sadece hakiki derilerde yapıyoruz. İmitasyonlarda yapmıyoruz. Hakiki deri montlar şu anda 7 bin TL’den başlıyor. Biz bu montları 500 ile 700 TL arasında boyayıp, tamir ediyoruz. Valizde ise fiyatlar 700-2 bin 500 TL arasında değişiyor. Onları da 400-500 TL’ye tamir ediyoruz. Bu nedenle tamir ve tadilat vatandaşa ekonomik açıdan katkı sağlıyor. Piyasadaki pahalılık ve kışın sert geçmesi de işlerimizin iyi seyretmesinde etken oluyor” dedi. “Gerçek deri soyulma olmaz, imitasyon montları boyamıyoruz” Sadece gerçek deri montları boyadıklarını da sözlerine ekleyen Dursun, “Gerçek deri mont ile imitasyon montu anlamanın en kolay yolu incelemektir. Bir ürün gerçek deriyse bu üründe asla bir soyulma olmaz. Günümüzde en çok karşılaşan durum evdeki deri zannedilen montların yaka kısımlarının soyulmasıdır. Onlar hakiki deri değildir. Hakiki deri montlarda soyulma yerine eskime olur. Bu eskiyen yerleri de boyayarak ya da gerçek deri ekleyerek tamir edebiliyoruz. En çok kol ve yakalardaki deriler eskiyor, oraları da yine gerçek deri ile değiştiriyoruz” diye konuştu. Ürünlerini tamir ettiren vatandaşlar ise eski ürünlerin yeni ürünlere göre daha kaliteli olduğunu, sıfır ürünlere gereğinden fazla para vermemek adına tamir ve tadilat yaptırmayı seçtiklerini ifade ettiler.
Eskişehir Tepebaşı’ndan 11 bin öğrenciye "İklim Değişikliği ve Enerji Yönetimi” eğitimi Tepebaşı Belediyesi tarafından iklim değişikliği bilinçlendirme ve farkındalık oluşturma çalışmaları çerçevesinde Temmuz 2021’den bu yana 11 bin 393 öğrenciye eğitim verildi. Eskişehir’in Tepebaşı Belediyesi iklim değişikliği konusunda çocuklarda bilinç ve farkındalık oluşturmak amacı ile çalışmalarına devam ediyor. Bu kapsamda Temmuz 2021’den bu yana 11 bin 393 öğrenciye “İklim Değişikliği ve Enerji Yönetimi” eğitimi verildi. Tepebaşı Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü tarafından düzenlenen eğitimler; ilçedeki okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine yönelik belirlenen program çerçevesinde gerçekleştiriliyor. Okullara yönelik yapılan eğitimlerde öğrencilere çevresel problemler, geçmişten günümüze insan ve çevre ilişkisi, küresel ısınma ve iklim değişikliği etkileri, nedenleri, çözüm önerileri, karbon ayak izi, enerji verimliliği ve tasarruf konularında detaylı bilgiler veriliyor. Bu kapsamda İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü’nün kurulduğu Temmuz 2021 tarihinden bu yana 83 okulda 121 eğitim gerçekleştirilerek, 11 bin 393 öğrenciye ulaşıldı. 2024 yılı eğitim-öğretim döneminde ise 19 okulda, 29 eğitim gerçekleştirilerek 2 bin 815 öğrenciye çeşitli eğitimler verildi. Son olarak eğitim çalışması düzenlenen okullar arasında Şehit İlker Karter Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi ve Kutipoğlu Anaokulu ve Atatürk Ortaokulu yer aldı.
Yozgat Kazakistan Büyükelçisi Yozgat Müzesi’ndeki tavan işlemelerine hayran kaldı Kazakistan Büyükelçisi Sapiyev Yerkebulan Onalbekuly, bir dizi ziyaretler yapmak üzere geldiği Yozgat’ta Nizamoğlu Konağı’nı gezerken hayranlığını gizleyemedi. Onalbekuly, günümüzde Yozgat Müzesi olarak kullanılan ve 871 yılından önce yapıldığı öngörülen Nizamoğlu Konağı’nı oldukça beğendi. İlk olarak Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan’ı makamında ziyaret ettikten sonra Yozgat Müzesi olarak kullanılan Nizamoğlu Konağı’nı Yozgat Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşar ile birlikte gezen Büyükelçi Onalbekuly, Müze Müdürü Cihat Çakır’dan müze hakkında bilgi aldı. Yozgat’ta Kerkenes, Peynir yemez, Büyük Nefes gibi kazı alanlarından çıkarılan eserlerin yer aldığı odaları gezen Büyükelçi, daha sonra baş odayı ziyaret etti. Büyükelçi Onalbekuly tavan işlemeleri ve yapılan resimleriyle dikkat çeken odanın süslemelerine hayran kaldı. Rus mitolojisinin yansıtıldığı ve doğa tasvirleri, Osmanlı ile Rusya arasında yapılan Kırım Savaşı ile Hz. Süleyman’ın adaletinin anlatıldığı aplike tekniği ile yağlıboya kullanılarak çizilmiş resimler hakkımda bilgi alan Onalbekuly, Türkiye’de ilk defa böyle bir yeri ziyaret ettiğini söyledi. Müze ziyareti hakkında açıklamalarda bulunan Onalbekuly “Bugün Etnografya Müzesi’ne geldik. Ben samimi söylemeliyim ki Türkiye’de böyle bir şey görmedim. Çok hayran kaldım. Yozgat’ta böyle bir eserin bulunması hem avantaj hem de turizmin gelişmesi için büyük bir imkan. En çok elle yapılan resimler ilgimi çekti. Resimler yapılırken büyük emek sarfetmişler. O zamanda sanata ne kadar önem verdiklerini gösteriyor. Bugüne kadar aynı seviyede kalmaları da büyük bir avantaj” ifadelerini kullandı.
Ankara ASO Başkanı Ardıç: “Sürdürülebilirlik ve teknoloji odaklı bir perspektifle yeniden ele alınmalıdır” Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, “Yerel kalkınma stratejileri ekonomik büyüme ile değil, sürdürülebilirlik ve teknoloji odaklı bir perspektifle yeniden ele alınmalıdır. Bu tür politikaları uygulama kapasitesi, ülkeleri diğerlerinden olumlu ayrıştıracak önemli bir faktör olacaktır” dedi. ASO tarafından Türkiye’de ilk kez hazırlanan ‘İllerin Teknolojik Gelişmişlik Endeksi’ (ASO-İLTEK) lansmanı ve ASO 2024 yılı 2’inci Meslek Komiteleri Ortak Toplantısı düzenlendi. Ankara’da bir otelde düzenlenen programda, Ankara’da sanayi sektöründeki teknoloji kullanımına dikkati çekildi. “Vizyonumuz Ankara’yı sanayi ve teknolojinin başkentine dönüştürmektir” Yürüttükleri yenilikçi proje ve faaliyetlerle Ankara’nın ve Türkiye’nin gelecek vizyonuna katkı sağladıklarını belirten ASO Başkanı Ardıç, “Vizyonumuz Ankara’yı sanayi ve teknolojinin başkentine dönüştürmektir. Bu çerçevede Odamız, firmalarımızın küresel değer zincirinde daha güçlü bir şekilde yer alması ve yüksek katma değerli, yenilikçi bir ekosistemin oluşmasını sağlamak amacıyla dijital ve yeşil dönüşümün sağlıklı bir şekilde yürütülmesine destek olmaktadır. Bununla birlikte, kanıta dayalı politika süreçlerine katkı sağlamak, ulusal eğilim, fırsat ve riskleri ortaya koymak amacıyla yapmış olduğumuz nitelikli analiz ve araştırmalar ekonomik aktörler için kayda değer bir veri ve bilgi altyapısı sunmaktadır. Ülkemizin teknolojik dönüşüm sürecinde güçlü bir konuma gelmesi amacıyla önemli bir projeye daha imza atmanın ve bu çalışmayı kamuoyu ile paylaşmanın gururunu yaşıyoruz” açıklamasında bulundu. “Endeks, teknoloji aktörleri arasındaki etkileşimi artırarak rekabetçiliğimizin geliştirilmesine katkı sağlayacak” İLTEK’in, Türkiye’nin teknolojik kalkınma potansiyelini ortaya koyan kapsamlı bir analizi olduğunu söyleyen Başkan Ardıç, bu endeksin, Türkiye’deki illerin teknolojik altyapı ve yetkinlik düzeylerini detaylı bir şekilde ele aldığını belirtti. Ardıç, ilerleme yolunda güçlü bir stratejik yol haritası olduğunu ifade ederek, şu ifadelere yer verdi: “Türkiye’de ilk olarak Odamız tarafından hazırlanan Endeksin ulusal boyutta teknoloji aktörleri arasındaki etkileşimi artırarak küresel düzeyde rekabetçiliğimizin geliştirilmesine büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bununla birlikte dijital altyapı, araştırma ve yenilikçilik kapasitesi, sektörel yapı, teknoloji çıktıları, yaşam kalitesi ve iş gücü çekiciliği gibi kategorilerde illerimizin performansını ölçerek ülkemizin bölgesel teknoloji haritasını ortaya koymaktadır. Ayrıca coğrafi olarak yakın illerimizin oluşturduğu bölgesel teknoloji kuşaklarının küresel trendlere uyum kapasitelerini de bu çalışmayla analiz ediyoruz.” “Çalışma sürecinde 3 bakan yardımcımız ve 3 genel müdürümüzle yakın temasta olduk” Bakanlığımızın desteği olmadan kapsamlı bir çalışmayı yapamayacaklarını belirten Ardıç, “Çalışma sürecinde 3 Bakan Yardımcımız ve 3 Genel Müdürümüz ile yakın temasta olduk. Kendilerinin değerlendirme ve yönlendirmeleri doğrultusunda çalışmamızı nihai hale getirdik. Yine bu süreçte akademik bir çalışma grubu oluşturduk. Küresel eğilim ve gelişmeleri yakından izleyerek nasıl bir kurgu ile endeksi oluşturabileceğimizi ve ekosisteme katkısını analiz ettik. Endeksimizi her yıl sizlerle paylaşarak, teknolojik gelişimde hangi aşamaya geldiğimizi görmüş olacağız” ifadelerine yer verdi. “Dijital ve yeşil dönüşüm, ekonomik ve teknolojik dinamiklere yeni bir boyut kazandı” Dünyada çok hızlı bir değişim ve dönüşüm yaşandığını kaydeden Ardıç, bu hızlı gelişim ve dönüşüm sürecine ekonomik ve teknolojik açıdan uyum sağlayan ülkelerin, küresel pastadan aldıkları payının artığını ve diğer ülkelerden pozitif yönde ayrıştığını işaret ederek, “Özellikle dijital ve yeşil dönüşüm, ekonomik ve teknolojik dinamiklere yeni bir boyut kazandırmıştır. COVID-19 pandemisi sonrası küresel tedarik zincirleri bölgesel odaklı bir yapıya dönüşmüştür. Yaşanan bu yapısal değişim ve kırılmalar, ülkelerin ve şehirlerin ekonomik kalkınma politikalarını yeniden tasarlamalarını zorunlu kılmıştır. Dirençli ekonomik modeller geliştirme ve stratejik teknolojilere yatırım yapma gibi gündemler, yeni sanayi politikalarının yükselişinin zeminini de oluşturmaktadır. Bu çerçevede, yerel kalkınma stratejileri ekonomik büyüme ile değil, sürdürülebilirlik ve teknoloji odaklı bir perspektifle yeniden ele alınmalıdır. Bu tür politikaları uygulama kapasitesi, ülkeleri diğerlerinden olumlu ayrıştıracak önemli bir faktör olacaktır” diye konuştu. “Türkiye’nin ihracatının içinde yüksek teknolojinin payı yüzde 3,6’dır” Seyit Ardıç, Türkiye’nin dijitalleşme ve teknolojik yenilikçilik açısından alması gereken önemli mesafeler olduğunu vurgulayarak, “Dünyanın 17’inci ekonomisi ve bölgesinde bir sanayi üssü olan ülkemiz teknoloji, beşeri sermaye, inovasyon ve dijital altyapı gibi bileşenleri ölçen dünya çapındaki endekslerde ortalama 47’inci sırada yer alıyor. Bu sonuçlar, dijitalleşme ve teknolojik yenilikçilik açısından almamız gereken önemli bir mesafeyi ortaya koyuyor. Türkiye’nin ihracatının içinde yüksek teknolojinin payı yüzde 3,6’dır. Bu oranın yüzde 20 seviyesindeki küresel ortalamanın oldukça gerisinde olduğunu görmekteyiz. Bu tablo, Türkiye’nin küresel rekabetçilik yarışında ilerleyebilmesi için kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliği içinde, ortak akla dayalı politika ve stratejiler geliştirmesini gerekli kılmaktadır. Bu tür politika ve stratejilerin kanıta ve veriye dayalı olması, kapsayıcılığını ve etkinliğini artıracaktır. Bu noktada, teknoloji temelli ve bölgesel odaklı bir sanayi politikası oluşturmak için gerekli veri ve analiz setini de bu Endeksle kamuoyunun değerlendirmesine sunuyoruz” değerlendirmesinde bulundu. “ASO-İLTEK, her ilimizin teknoloji ve dijital dönüşüm yolculuğunda güçlü ve zayıf yönlerini ortaya koymakta” ASO-İLTEK, yalnızca teknolojik göstergelere dayanan bir sıralama olmaktan öte olduğunu belirten ASO Başkanı Ardıç, “ASO-İLTEK, Her ilimizin teknoloji ve dijital dönüşüm yolculuğunda güçlü ve zayıf yönlerini de ortaya koymaktadır. Böylece, Türkiye’nin teknolojik gelişim sürecinde hangi illerin daha fazla desteğe ve yatırıma ihtiyaç duyduğuna ilişkin politika yapıcılar için kapsamlı bir rehber niteliği taşıyacaktır. Sonuçlar, yalnızca sanayiciler ve iş dünyası için değil, merkezi ve yerel yönetimler, akademi ve yatırımcılar için de stratejik karar alınmasına destek olacaktır. ASO-İLTEK’in, Türkiye’nin teknoloji temelli büyüme modeline geçiş sürecinde, doğru adımların atılmasına katkı sunacak bir kaynak niteliği taşıyacağını öngörüyoruz” diye konuştu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Milli Teknoloji Genel Müdürü Sadullah Uzun’un da katılımıyla gerçekleşen program, ASO Başkanı Ardıç’ın konuşmasının ardından basına kapalı olarak devam etti.
Tekirdağ Marmara denizinde kızıl yosun akıntısı sürüyor Marmara Denizi’nde etkili olan lodos fırtınası sebebiyle Tekirdağ kıyılarına kızıl yosunlar sürüklenmeye devam ediyor. Marmara Denizi’nde günlerdir etkili olan lodos fırtınası, Tekirdağ kıyılarında doğanın ilginç yüzünü gözler önüne serdi. Şiddetli rüzgar ve dalgalarla birlikte kıyıya taşınan kızıl yosunlar, özellikle Süleymanpaşa sahilinde bazı alanları kapladı. Vatandaşlar ve balıkçılar bu doğal olaya tanıklık ederken, yosunlar sahilde sıra dışı görüntüler oluşturdu. Lodosun sürüklediği yosunlar kıyıda yer yer birikirken, dalgaların hareketiyle sürekli yeni yosunlar sahile taşınıyor. Bu manzara, bölgeye gelenlerin ilgisini çekerken, yosunların kıyıya vurduğu alanlarda yosun kokuları hissediliyor. Zaman zaman fırtına ile birlikte bu bölgede etkili olan kızıl yosunlar, bölgede yaşayanlar için artık alışılmış bir görüntü olsa da bölgeye ilk kez gelenler için ise alışılmışın dışında bir görünüm sunuyor. Başkandan ‘Sıkıntı yok’ açıklaması Süleymanpaşa Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı İbrahim Pehlivanoğlu, yaşanan durumla ilgili yaptığı açıklamada, “3-4 gündür havaların sert esmesiyle beraber, açıkta olan yosunlar kıyıya vuruyor. Burada vatandaşlarımızın herhangi bir paniğe girmesine gerek yok. Bunlar mevsimler otlardır. Allah izin verirse birkaç gün sonra yağmurlar yağdığında, karaya gelen otlar tekrar açığa çıkıp, orada batacaklar. Yani bu konuda balıklara yönelik herhangi bir sıkıntısı yok” dedi. Kıyıya vuran yosunlar, hem ilginç hem de olağan dışı bir görüntü sunarken, bölgedeki sakinler lodos fırtınasının bu etkilerini merakla izlemeye devam ediyor. (HLD-