EKONOMİ - 25 Eylül 2024 Çarşamba 12:35

Seyit Ardıç: "KOBİ’ler için özel kredi destek mekanizmaları acilen devreye alınmalıdır"

A
A
A
Seyit Ardıç: "KOBİ’ler için özel kredi destek mekanizmaları acilen devreye alınmalıdır"

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, “Yüksek faiz nedeniyle finansman erişiminde sıkıntı yaşayan KOBİ’ler için özel kredi destek mekanizmaları acilen devreye alınmalıdır. Düşük faizli, uzun vadeli kredilerin devreye girmesi, sanayicilerimizin üretime devam edebilmesi ve büyümenin sürdürülebilmesi açısından şarttır" dedi.


ASO Eylül ayı meclis toplantısı gerçekleştirildi. Güncel ekonomik gelişmelerin değerlendirildiği toplantıda bir konuşma yapan Ardıç, enflasyonun en önemli gündem maddeleri olduğunu işaret ederek, enflasyonun arzu ettikleri hızda düşmediğini dile getirdi. Enflasyonun temmuz ayında yılık bazda düştüğünü, aylık bazda ise bir ivmelenmenin ortaya çıktığını kaydeden Ardıç, “Ağustos’ta baz etkisiyle fiyatların artış hızı azalsa da alım gücünde ciddi tahribat yaşanmaya devam ediyor” dedi. Büyüme rakamlarının enflasyonda düşüşün devam edeceği sinyalini verdiğini aktaran Ardıç, “Ancak ekonominin yavaşlaması her zaman enflasyonun düşeceği anlamına gelmediği gibi stagflasyon riski de söz konusu. Önemli olan son iki ayda baz etkisi nedeniyle düşüş eğilimi gösteren enflasyonun, bu etkinin ortadan kalkmasından sonra nasıl bir seyir izleyeceği. Umarım hem yüksek enflasyon hem de düşük büyüme, yani stagflasyon riskiyle karşı karşıya kalmayız” diye konuştu.



"Enflasyonla mücadele için uzun bir süredir yüksek faiz ortamında büyük fedakarlıkta bulunuyoruz"


Ardıç, yüksek faizden en büyük zararı sanayicilerin gördüğünü söyleyerek, “Amerika Merkez Bankası FED’in 50 baz puanlık faiz indiriminin ardından ülkemizde de faiz indirimi beklentileri daha çok konuşulmaya başlandı. Merkez Bankamız politika faizinde değişiklik yapmadı ve yüzde 50’de sabit tuttu. Yapılan açıklamada aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin bir değişim sergilemediği ifade edildi. Enflasyonla mücadele için biz sanayiciler uzun bir süredir yüksek faiz ortamında büyük fedakârlıkta bulunuyoruz. Ama şunu da biliyoruz ki erken bir faiz indirimi, bugüne kadar ödediğimiz bedellerin boşa gitmesi anlamına gelecektir. Bu konuda tek karar verici mercii olan Merkez Bankamızın alacağı kararlara güvenimizin tam olduğunu vurgulamak istiyorum” ifadelerine yer verdi.



“Enflasyon direncini kırmak için kamunun tasarrufu şart”


Mevcut durumda tek başına para politikası ile enflasyonun direncini kırmanın mümkün görünmediğini savunan Ardıç, enflasyonla etkin mücadele için maliye ve gelirler politikasının güçlü desteği gerektiğini kaydetti. Ardıç, kamuda insan kaynağı, yeni yatırımlar, cari harcamalar gibi konularda daha nitelikli çalışmalarla tasarruf eğilimini devam ettirmesi gerektiğini vurgulayarak, “Enflasyon direncini kırmak için kamunun tasarrufu şart” dedi. Ardıç şu ifadelere yer verdi:


“Sıkı maliye politikası, sadece yüksek enflasyon dönemlerinde değil, makro istikrarın sağlandığı dönemlerde de yürütülmelidir. Kamu desteğinin sınırlı kaldığı bir enflasyonla mücadele politikası, faizlerin uzun süre yüksek kalmasına ve ekonomimizin daha fazla tahribata uğramasına neden olacaktır. Nitekim Merkez Bankası tarafından yapılan ‘Dezenflasyonun en verimli biçimde ilerlemesi için maliye politikasından gelecek güçlü bir desteği önemsiyoruz’ açıklaması da görüşümüzü teyit ediyor.”


Ardıç, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın mayıs ayında Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketini açıkladığını ve geçen 4 aylık sürede elde edilen sonuçların ve ne kadarlık bir tasarruf sağlandığının kamuoyuna duyurulmasının devlet kurumlarının da enflasyonla mücadelede etkin ve kararlı olduğunu göstermesi açısından önemli olacağını da belirtti.



“Enflasyon fırsatçılarına da gün doğuyor”


Ardıç, enflasyon beklenti anketi sonuçlarına değinerek, “Beklenti anketlerine göre 12 ay sonrası için piyasa katılımcıları yüzde 27,5, reel sektör yüzde 53,8, hane halkı ise yüzde 73,1 enflasyon öngörüyor. Bu farklılaşma fiyatlama davranışlarını bozarken, enflasyon fırsatçılarına da gün doğuyor, gerekenden fazla fiyat artışı yapılıyor ve ortaya, enflasyon fırsatçılığı durumu çıkıyor” açıklamasında bulundu.



“Büyümenin enflasyonda kalıcı düşüş için reel sektörün güçlü kalması gerekiyor”


Büyüme rakamlarına da değinen Ardıç, “Bildiğiniz üzere ikinci çeyrekte ekonomimiz yüzde 2,5 büyüdü. Ancak sanayi diğer sektörlerden negatif ayrıştı ve maalesef yüzde 1,8 daraldı. Doğal olarak bu durum, ekonominin istihdam ve katma değer yaratabilmesi açısından önemli bir risk unsuru olarak karşımızda duruyor. Büyümenin refah seviyesi üzerine yansıması ve özellikle de enflasyonda kalıcı düşüş için reel sektörün güçlü kalması gerektiğinin altını çizmek isterim” şeklinde konuştu.



“Finansman erişiminde sıkıntı yaşayan KOBİ’ler için özel kredi destek mekanizmaları devreye alınmalı”


Ardıç, KOBİ’lerin yüksek faiz nedeniyle finansman erişiminde ve kullanımında sıkıntı yaşadıklarını da sözlerine ekleyerek, “Yüksek faiz nedeniyle finansman erişiminde sıkıntı yaşayan KOBİ’ler için özel kredi destek mekanizmaları acilen devreye alınmalıdır. Düşük faizli, uzun vadeli kredilerin devreye girmesi, sanayicilerimizin üretime devam edebilmesi ve büyümenin sürdürülebilmesi açısından şarttır. Dış ticaret açığımız gerilerken, son iki aydır cari fazla veriyoruz. Dış açıkların gerilemesi olumlu bir gelişmedir. Fakat bu gerilemede sanayi üretiminin daralmasının payı büyüktür” değerlendirmesinde bulundu.


Ardıç, TL’nin değerlendiği dönemlerde dış ticaret açığının ve cari açığın artması gerektiğinin altını çizerek, verilere bakıldığında dış ticaret açığının ve cari açığın azaldığını gözlemlediklerini ifade etti.


İhracattaki artışın önceki dönemlere göre sınırlı kaldığına da değinen Ardıç, ithalatta da kayda değer bir düşüşün söz konusu olduğunu ve bu durumun dış ticaret dengesine ve cari açığa doğal olarak olumlu yansıdığına işaret etti.


Ardıç, üretimin arttığında dış açığın yükseldiğini, üretimin zayıfladığında ise dış açığın azaldığını söyleyerek, bu olgunun Türkiye’deki üretimin ve dış ticaretin temel sorunu olduğunu da vurguladı.



Seyit Ardıç: "KOBİ’ler için özel kredi destek mekanizmaları acilen devreye alınmalıdır"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sakarya Vali Rahmi Doğan Sakarya’da görevine başladı Resmi Gazete’de yayımlanan Valiler Kararnamesi ile Vali-Mülkiye Başmüfettişi Rahmi Doğan, Sakarya Valilik Kampüsü’nde gerçekleşen karşılama töreni ile birlikte görevine başladı. Vali Doğan, “Makamda oturmayı seven bir yapım yok. Dışarıda genelde arazide olurum. Sakarya’nın sanayisi, tarımı, turizmi ve ticareti Türkiye için çok önemli ve kritik bir noktadadır. Biz de bu çerçevede gerekli çalışmaları yapacağız” dedi. Resmi Gazete’de yayımlanan Valiler Kararnamesi ile Vali-Mülkiye Başmüfettişliğinden Sakarya Valiliğine atanan Rahmi Doğan, valilik önünde gerçekleşen karşılama töreninin ardından görevine başladı. Vali Doğan, “Bugün Sakarya Valiliği görevine başlamış bulunuyoruz. Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve İçişleri Bakanımız Ali Yerlikaya şükranlarımı sunuyorum. Sakarya’nın potansiyelini bilen birisiyim. Gerek İstanbul bağlantısı gerekse Ankara otobana bağlantısı. Yine kavşak olarak da Akdeniz bağlantısını da bilen, birisi olarak şunu ifade etmek istiyorum ki; Sakarya’nın sanayisi, tarımı, turizmi, ticareti Türkiye için çok önemli ve kritik bir noktadadır. Biz de bu çerçevede gerekli çalışmaları yapacağız. Gayretle çalışacağız. Halkın içerisinde olacağız. Bu süreç içerisinde milletvekillerimizle, büyükşehir belediye başkanımıza, belediye başkanlarımızla, siyasi parti temsilcilerimizle, STK’larla, sanayi odalarıyla, ticaret odalarıyla, muhtarlarımızla ve en önemlisi de halkımızla iç içe olacağız” dedi. “Makamda oturmayı seven bir yapım yok, genelde arazide olurum” Doğan, “Makamda oturmayı seven bir yapım yok. Dışarıda genelde arazide olurum. OSB’leri, sanayi kuruluşlarını dolaşırım. Elbette zaman zaman makamda da toplantılar, değerlendirmeler yapılacaktır. Ama ben alan adamıyımdır, alanda çalışır ve koştururum. Buradan benden önceki Valimiz Yaşar Karadeniz ağabeyime şükranlarımı sunuyorum. Yapmış olduğu hizmetlerden dolayı da ayrıca kendisine teşekkür ediyorum. Değerli Sakaryalı hemşehrilerime de buradan saygı, sevgi ve muhabbetlerimi iletiyorum. Bugün bismillah dedik, başladık inşallah. Bundan sonra halkımızla da zaman zaman bir araya gelerek onlarla da tanışacağız” diye konuştu.
Kayseri Melikgazi’de kentsel dönüşüm çalışmaları hızla devam ediyor Melikgazi Belediyesi, şehrin fiziksel dokusunu güçlendirmek ve vatandaşların yaşam kalitesini artırmak amacıyla hayata geçirdiği Yıldırım Beyazıt Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi’nin ikinci etap çalışmalarına hızla devam ediyor. Bu kapsamda gerçekleştirilen çalışmalar, bölgenin estetik görünümünü de zenginleştirmeyi hedefliyor. Eski yapıların yerine daha modern ve daha güvenli yapıları inşa ederek şehrin hem fiziksel hem de estetik yapısını iyileştirmeye katkı sağlayan Melikgazi Belediyesi, sürdürülebilir mimari anlayışıyla yaşam kalitesini artırıyor. Önümüzdeki süreçte de nice kentsel dönüşüm projesini hayata geçirmeyi arzuladıklarını belirten Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, ‘’Melikgazi Belediyesi olarak altı farklı bölgede kentsel dönüşüm çalışması yapıyoruz. Bunlardan bir tanesi de Yıldırım Beyazıt Mahallesi’nde devam ediyor. Yıldırım Beyazıt Mahallesi birinci etap kentsel dönüşüm projesi bitti, ikinci etaba geçiyoruz inşallah. Şu an da Yıldırım Beyazıt Mahallesi’nde, Dr. Sami İpek Bulvarı’nın üzerinde bulunan ilk etabımızdayız. Altı bloktan oluşan bu proje ile birçok vatandaşımızın problemini çözüp, sağlıklı ve sıhhatli bir şekilde oturmalarını sağlamayı hedeflediğimiz kentsel dönüşüm çalışmasını bitirmek üzereyiz. İki yıl önce başladığımız Yıldırım Beyazıt 1. Etap Kentsel Dönüşüm çalışmalarımız tamamlanmak üzere. Peyzaj çalışması başladı; sert zeminler, kaldırımlar ve otoparklar yapılıyor. Yakında ağaçlandırmasını da yaparak hakikaten Kayseri’ye, Melikgazi’ye yakışır çok güzel bir projenin tamamlanmasını sağlamış olacağız. Hemen yanı tarafında yine altı bloktan oluşan ikinci etabın çalışmaları başladı. Şu an da üç blok temeli atıldı, inşallah üç bloğun daha temeli atılacak. Dolayısıyla Yıldırım Beyazıt mahallemiz yenileniyor. Hemen bu kentsel dönüşümün arkasında iki okul alanını da tamamlayıp hizmete açmış olduk. Hepsinden önemlisi, 150’ye yakın gecekonduyu buradan kaldırarak, vatandaşlarımızı rahat ettirdik. Çok önemli bir aksın ve otobüs güzergahının bulunduğu bir hat olmakla birlikte Hulusi Akar Bulvarı ile Mustafa Şimşek Caddesi’ni birbirine bağlayan Şükran Caddesi’ni de tamamen düzenleyip güzel bir yol projesini daha hayata geçirmiş olduk. Melikgazi Belediyesi olarak nice kentsel dönüşüm projelerini yapmayı Cenab-ı Allah nasip etsin inşallah. Hayırlı olsun diyorum” dedi.
Kastamonu Veli, delgeç ile öğretmene saldırdı: Yaralanan öğretmenin başına 5 dikiş atıldı Kastamonu’da çocuğunun durumunu konuşmak için gelen velinin delgeç ile saldırdığı öğretmen yaralandı. Olayın ardından veli gözaltına alınırken, yaralanan öğretmenin başına 5 dikiş atıldı. Olay, il merkezinde bulunan Hacıbey Ortaokulu’nda meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, okulda eğitim gören bir öğrencinin velisi olan G.B., okula geldi. Müdür yardımcısı ile görüşen G.B., ardından Türkçe öğretmeni Selman Gökkaya ile de oğlunun sınıf içindeki disiplin durumunu görüşmek istedi. G.B., görüşme sırasında, Selman Gökkaya’ya delgeç ile saldırarak başından yaraladı. Başında 5 santimetre yarık oluşan Türkçe öğretmeni Selman Gökkaya, Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Başına 5 dikiş atılan öğretmene, 10 gün iş göremez raporu verildi. Olayın ardından Türkçe öğretmeni Selman Gökkaya, kendisine saldıran veli G.B.’den şikayetçi oldu. Polis ekiplerince G.B. gözaltına alındı. "İlk cümlesinden itibaren tehdit etmeye başladı" Yaşanan olayla ilgili konuşan Türkçe öğretmeni Selman Gökkaya, “Bir velimiz öğrencisinin durumunu ve çocuğuyla sınıf içerisinde yaşadığımız disiplin sorununu konuşmak istediğini belirterek, müdür yardımcısıyla görüşmek istemiş. Müdür yardımcısı da beni odasına çağırarak velinin görüşmek istediğini söyledi. Müdür yardımcısının odasına girdim ve kendimi tanıttım, veli ile tokalaştık. Gayet sakin ve medeni bir şekilde konuşmaya başlamıştım. Fakat velimiz kendisini nasıl ayarladıysa, kafasında neler kurduysa ilk cümlesinden itibaren bana, şahsıma tehditler savurarak mesleğime hakaretler ederek konuşmaya devam etti. Ardından müdür yardımcısı olaya müdahil olmak istedi. Konuşmayı bitirmek istedi, fakat velimiz dinlemedi. İlk cümlesinden itibaren tehdit etmeye başladı. Daha sonra tehditlerin boyutu arttı. Ailemle, çocuklarımla tehdit etmeye başladı. Bu arada müdür yardımcısı ile birlikte velinin dışarıya çıkmasını istedik. Fakat kendisi şahsıma, mesleğime, aileme küfürler ederek odada taşkınlık çıkardı. Sonra müdür yardımcısı araya girdi, benim hiçbir fiziki yönelimim, şiddetim, taşkınlığım olmamasına rağmen, müdür yardımcımızın masasının üzerinde duran delgeci alarak kafama vurdu. Başımda 5 santimetrelik bir yara açıldı. Ardından Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesinin acil servisine giderek muayene oldum. Başıma 5 tane dikiş atıldı. Velinin çözüm amaçlı değil, tamamen intikam almak niyetiyle okula geldiğini düşünüyorum. Hareketleriyle, tavırlarıyla, konuşmasıyla intikam alacağını zaten kendisi beyan etti. Bizim sakinliğimiz korumamız, profesyonelliğimizi ortaya koymamız, veliyi istediğimiz sakinliğe indirememiz sebebi neticesinde de böyle bir tatsızlık yaşadık" dedi. Eğitim Bir-Sen Kastamonu Şube Başkanı Orhan Sancaktaroğlu ise, yasal düzenlemenin önemine vurgu yaparak, “Öğretmene, şiddet meselesi toplumun geleceğini tehdit ediyor. Eğitim Bir-Sen olarak meslek kanunu hazırlanırken her dönemde yaşanan bu sıkıntının yer almasını istemiştik. Eğitimciye yönelik şiddete karşı özel bir düzenleme gerektiğini biliyor, söylüyor ve talep ediyoruz” diye konuştu.