EKONOMİ - 06 Eylül 2024 Cuma 10:54

Milli Hızlı Tren’de ilk test 2025’te

A
A
A
Milli Hızlı Tren’de ilk test 2025’te

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yapım çalışmaları devam eden Milli Hızlı Tren’in tamamen yerli imkanlarla üretildiğini belirterek, hızlı trenin tasarım çalışmalarında sona yaklaşıldığını söyledi. 2024 yılının son çeyreğinde tasarım çalışmalarının tamamlanarak montaj aşamasına geçileceğini ifade eden Bakan Uraloğlu, Milli Hızlı Tren Projesi’nde fabrika statik testlerin tamamlanmasının ardından 2025 yılında raylara indirilerek dinamik yol testlerinin yapılacağını açıkladı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yapım çalışmaları devam eden yerli ve milli hızlı tren çalışmaları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Tamamen yerli ve milli imkanlarla üretilen hızlı trenlerin, yüksek konforlu olarak tasarlandığını ifade eden Bakan Uraloğlu, Milli Hızlı Tren Projesi’nde tasarım süreçlerinde sona yaklaştıklarını söyledi.

Milli Hızlı Tren’de ilk test 2025’te

Milli Hızlı Tren Projesinin Türkiye’nin geleceği için çok önemli bir adım olduğunu vurgulayan Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin demiryolu araçlarının üretiminde kendi kendine yeten bir ülke haline geldiğinin altını çizdi. Bakan Uraloğlu, “Ulaştırma ve altyapı alanındaki yatırımlarımız meyvelerini vermeye devam ediyor. Türkiye artık demiryollarında teknolojiyi tasarlayan, üreten ve geliştiren ülke konumuna yükseldi” dedi. Milli Elektrikli Tren Setleri ile 27 Mayıs 2023 tarihinde yolcu seferlerini başlattıklarını hatırlatan Bakan Uraloğlu, “Milli Elektrikli Trenimizden sonra Milli Hızlı Trenimizi de yapıyoruz. Türasaş tarafından üretilecek hızlı trenimiz saate 225 km hıza ulaşacak. Her bir sette toplamda 584 kişilik yolcu kapasitesine sahip 8 adet vagon bulunacak” şeklinde konuştu.

Milli Hızlı Tren’de ilk test 2025’te

Son teknoloji donanımlarla üretiliyor

Hızlı tren setlerinin tasarımsal özelliklerine değinen Bakan Uraloğlu, trenlerin üretim aşamasında son teknoloji donanımlarla üretildiğini belirterek, “Kapı ve bölme duvarlara entegre hayalet ekran teknolojisi, temassız hızlı şarj istasyonlu katlanır masalar, konforlu deri ve kumaş koltuk tasarımı, bistro alanında 3 boyutlu hayalet ekran teknolojisi, endirekt aydınlatma sistemli, ferah iç tasarımı ile yolculara maksimum konfor sunacak” diye konuştu. Tübitak-Rute ile birlikte ortak olarak geliştirilen ‘Milli Cer Sistemi ve Tren Kontrol Yönetim Sistemi’nin Hızlı Tren projesinde kullanılacağını söyleyen Bakan Uraloğlu, bu sayede tren setini oluşturan kritik alt bileşenlerin de yerli ve milli imkanlarla üretildiğine dikkat çekti.

Milli Hızlı Tren’de ilk test 2025’te

Uluslararası standartlara uygun yürütülen bir proje

Uluslararası standartlara uygun olarak yürütülen projemizin tüm tasarım süreçlerinin tamamlanmasının ardından 2024 yılının son çeyreğinde montaj aşamasına geçileceğini ifade eden Bakan Uraloğlu, Milli Hızlı Tren Projesinde fabrika statik testlerin tamamlanması ile birlikte 2025 yılının son çeyreğinde hızlı treni raylara indirerek dinamik yol testlerine başlamayı planladıklarını söyledi.

Doğukan Gürel

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şırnak Şırnak’ta ’çığ hazırlık ve müdahale tedbirleri’ koordinasyon toplantısı yapıldı Şırnak İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü, muhtemel bir çığ olayına karşı ilgili kurumların katılımı ile ’çığ hazırlık ve müdahale tedbirleri’ koordinasyon toplantısı gerçekleştirdi. Şırnak İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü koordinesinde İl Jandarma Komutanlığı, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, TPAO Bölge Müdürlüğü, Meteoroloji İl Müdürlüğü, Türk Telekom İl Müdürlüğü, Şırnak Belediye Başkanlığı, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, Sağlık Müdürlüğü ve Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü temsilcileri ile muhtemel bir çığ afetine karşı hazırlıklı olmak ve müdahale çalışmaları kapsamında gerekli tedbirleri eksiksiz almak üzere Şırnak Vali Yardımcısı Hasan Hüseyin Alpaslan başkanlığında ’çığ hazırlık ve müdahale tedbirleri’ koordinasyon toplantısı gerçekleştirdi. Deprem ülkesi olan Türkiye’de çığ afetleri de çok sayıda vatandaşın hayatını kaybetmesine yol açıyor. 71 yıllık istatistiklere göre her yıl ortalama 28 olay, 20 ölü, 6 yaralı olarak kayıt altına alındı. Türkiye’de en fazla ölümlü çığ afeti 1992 yılında merkeze bağlı Görmeç köyünde yaşandı ve 85 kişi vefat etti. Ayrıca 1992 yılında Beytüşşebap ilçesine bağlı Boğazören köyünde 36 vatandaş, Çığlıca köyünde 1992 yılında 15 vatandaş, Beşağaç köyünde 3 vatandaş çığ afeti nedeniyle hayatını kaybetti. "1992 yılında Şırnak’ın Görmeç köyünde çığ nedeniyle 85 kişi hayatını kaybetmiştir" Şırnak’ta muhtemel bir çığ afetine karşı Şırnak İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü olarak her türlü hazırlığın içerisinde olduklarını ifade eden AFAD Şırnak İl Müdürü Muzaffer İşlek, "Doğa ve insan kaynaklı afetler, hem insanların hayatlarını derinden etkilemekte hem de büyük ekonomik kayıplara yol açmaktadır. Türkiye’de tektonik, topoğrafik ve iklimsel yapısının etkisiyle doğa kaynaklı afetlerle sık sık karşılaşılabiliyor. Depremler bakımından yüksek riskli bir coğrafyada bulunan ülkemizde, heyelan, sel-taşkın, kaya düşmesi ve çığ afetleri de bölgesel ve mevsimsel bazda yaşanabilmektedir. Afetleri yoğun yaşayan ülkemizin iklim değişikliğinin etkilerini, yakın gelecekte daha da fazla hissedeceği değerlendirilmektedir. Türkiye’de 71 yıllık istatistiklere göre her yıl ortalama 28 olayın yaşandığı 20 kişinin ölümü ve 6 kişinin yaralanması ile kayıt altına alınmıştır. Türkiye’de çığ afetlerinde en ölümlü çığ olay 1992 yılında Şırnak’ın Görmeç köyünde yaşanmış ve 85 kişi hayatını kaybetmiştir. Ayrıca 1992 yılında Beytüşşebap ilçemize bağlı Boğazören köyünde 36 vatandaş, Çığlıca köyünde 1992 yılında 15 vatandaş, Beşağaç köyünde 3 vatandaş çığ afeti nedeniyle hayatını kaybetmiştir" dedi. Geçmişte yaşanan bu olaylara karşı hazırlıklı olmak için "çığ hazırlık ve müdahale tedbirleri" adı altında bir koordinasyon toplantısı gerçekleştirdiklerini belirten İşlek, "Bu toplantıdaki amacımız depremlere hazırlıklı olduğumuz gibi çığ afetlerine karşı da hazırlıklı olmak ve olası bir olaya karşı da alınması gereken tedbirleri zamanında almaktır. Çığ öncesinde çığ riskine karşı nasıl hazırlanacağınızı ve korunacağınızı öğrenebileceğiniz eğitim programlarına katılın. İlk yardım gibi tamamlayıcı eğitimleri de alın. Yeni yerleşim yeri olarak çığ riski taşıyan bölgeleri seçmeyin. Mevcut yapılarınızı sigortalatın. Çığ tehlikesinin artmasını engellemek için, yamaçlardaki ağaçları, bitki örtüsünü ve ormanları koruyun. Kar yağan aylarda hava ve yol durumu raporlarını dikkatlice izleyin. Aile Afet Planınızı hazırlarken çığ riskini göz önünde bulundurun" diye konuştu.
İstanbul Su şişesinde 30 TL’den sahte alkol İstanbul’da çok sayıda kişinin yaşamını yitirdiği sahte alkolün satışının yapıldığı Türkmen Lokantası görüntülendi. Aynı mahallede esnaflık yapan Müslüm Öziç, "Su şişeleri içerisinde tanesini 30 TL’den satıyorlarmış. Evden bayağı bir malzeme çıktı kendilerini polis aldı götürdü. Kendi yörelerine ait yemekler satıyorlardı lokanta gibi kimse şüphelenmedi bu durumdan. Gelenlerde hep yabancı uyruklu şahıslardı gıda ve içecek satıyorlardı" dedi. İstanbul’da sahte alkol kullanan 65 kişi zehirlendi. Zehirlenen şahıslardan 43 hastanın tedavisi devam ederken 19 kişi ise yaşamını yitirdi. Başakşehir Ziya Gökalp Mahallesi’nde bulunan vatandaşların Türkmen Lokantası diye adlandırdığı işletmede satışın yapıldığı tespit edildi. Polis ekipleri adrese operasyon düzenledi. Çok sayıda malzeme ele geçirilirken işletme yetkilisi olduğu öğrenilen 2 kişide gözaltına alındı. “Su şişeleri içerisinde tanesini 30 TL’den satıyorlarmış.” Aynı mahallede esnaflık yapan Müslüm Öziç isimli vatandaş yaşanılan durumla alakalı, “Ben burada esnafım karşı esnaf arkadaşlarımız burası Türkmen Lokantası diye geçiyor. Burada ekmek üretiyorlardı. Sahte alkol ve yasaklı madde satıyorlarmış. Polis buraya baskın verene kadar bizde bilmiyorduk böyle bir satış yapıldığını. Su şişeleri içerisinde tanesini 30 TL’den satıyorlarmış. Evden bayağı bir malzeme çıktı kendilerini polis aldı götürdü. Kendi yörelerine ait yemekler satıyorlardı lokanta gibi kimse şüphelenmedi bu durumdan. Gelenlerde hep yabancı uyruklu şahıslardı gıda ve içecek satıyorlardı.” Şeklinde konuştu. (BT-ZA-
İzmir Aliağa’dan doğu illerindeki öğrencilere bisiklet Aliağa Cumhuriyet İlkokulu’nun hayata geçirdiği "Velespitim Pırıl Pırıl" projesi kapsamında, Iğdır, Ardahan ve Kars’taki öğrencilere toplam 42 adet bisiklet hediye edildi. İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün "İyilik Gönüllüleri" projesi kapsamında başlatılan "Velespitim Pırıl Pırıl" Kasım ayı projesi, Aliağa Cumhuriyet İlkokulu öğrencileri ve öğretmenlerinin duyarlılığı sayesinde hayata geçirildi. Proje kapsamında, Iğdır Tuzluca Eğrekdere İlkokulu, Ardahan Göle Tahtakıran İlkokulu ve Kars Alçılı İlkokulu’nda eğitim gören öğrencilere toplam 42 adet bisiklet hediye edildi. Bisikletler, çocukların hayallerine ulaşmalarına vesile oldu. Aliağa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, "Bu bisikletler, çocuklarımızın hayallerine yol arkadaşlığı yapacak, kimi köy yollarında rüzgarla yarışacak, kimi bir arkadaşını ziyaret etmek için pedal çevirecek. Ancak en önemlisi bu bisikletler onlara umut ve mutluluk getirecek." ifadeleri kullanıldı. Bisikletlerine kavuşan öğrenciler, sosyal medyada "Aliağa Cumhuriyet İlkokulu’na teşekkür ederiz" yazılı görseller paylaşarak mutluluklarını dile getirdi. Proje, Aliağalı iş insanlarının ve Kafkas Üniversitesi Öğretim Görevlisi Üstüner Baki’nin destekleriyle gerçekleştirildi. Projenin hayata geçmesinde destek veren tüm veliler, Aliağalı iş insanları ve bisikletlerin ulaşım ve teslimatında büyük katkıları olan Kafkas Üniversitesi Öğretim Görevlisi Üstüner Baki’ye teşekkür edildi.
Ankara Türk Eğitim-Sen’den ’her nöbet için ücret ödensin’ talebi Türk Eğitim-Sen, öğretmenlere her nöbet için ücret ödenmesi talebinde bulundu. Türk Eğitim-Sen’den yapılan yazılı açıklamada, "Bilindiği gibi Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okul ve kurumlarda görev yapan öğretmenlere nöbet görevi verilmekte, haftalık tutulan nöbet sayısı okul yönetimleri tarafından belirlenmekte, öğretmenlere verilecek nöbet sayısında üst sınır bulunmamakta olup, ücret olarak ise sadece bir nöbet görevi için üç saat ek ders ücreti ödenmekte, birden fazla tutulan nöbet görevleri için ise ek ders ücreti ödenmemektedir. Ayrıca hafta sonları açılan destekleme ve yetiştirme kurslarında da öğretmenlere nöbet görevi verilmekte olup, bu görevler için de ek ders ücreti ödenmemektedir. Diğer taraftan ücretli olarak çalışan öğretmenlere de nöbet görevi verilmekte olup, ücretli öğretmenler de bu görevleri karşılığında ücret alamamaktadır. Diğer bir ifadeyle birden fazla tutulan nöbetler, ücretli öğretmenlerin tuttuğu nöbetler ve destekleme yetiştirme kurslarında tutulan nöbetler için ücret ödenmeyerek öğretmenler angarya olarak çalıştırılmakta, ücret verilmeyerek mağdur edilmektedirler" ifadelerine yer verildi. Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: "Öte yandan devlet; çalışanlarının haklarını korumak, çalışanlarının hak ettiği ücreti ödemek zorundadır. Yukarıda bahsettiğimiz nöbet görevini yerine getiren öğretmenlere yapılacak olan ödeme de Bakanlığın bütçesine ekonomik anlamda çok da fazla yük getirmeyecektir. Bu nedenle öğretmenlerimizin yerine getirdikleri her bir nöbet görevine karşılık hak ettikleri ücretlerinin ödenmesi ve nöbet görevi noktasında öğretmenlerimizin teşvik edilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan, nöbet görevini yerine getirmeyen öğretmenler hakkında disiplin soruşturması açılarak ceza veriliyor ise; yani öğretmenler nöbet tutmaya zorlanıyor ise bu durumda her türlü nöbet görevine karşılık ücret ödenmesi hak ve adalet gereğidir. Devlet kurumları her türlü şart altında angaryadan kaçınmalı, çalışanlarının hak ettiği ücretleri gecikmeksizin ödemelidir." Açıklamada, "Bakanlığa bağlı okul ve kurumlarda görev yapan öğretmenlere haftada birden fazla nöbet görevi verilmesi durumunda her bir nöbet görevine karşılık ek ders ücreti ödenmesi, hafta sonlarında açılan destekleme ve yetiştirme kurslarında öğretmenlere nöbet görevi verilmesi durumunda bu görevlere ek ders ücreti ödenmesi, ücretli öğretmenlere de nöbet görevi verilmesi durumunda bu görevlere karşılık ek ders ücreti ödenmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, yasal düzenlemeler yapılıncaya kadar ek ders ücreti ödenmesi hak ve adalet gereğidir" denildi.