POLİTİKA - 05 Ekim 2024 Cumartesi 15:15

MHP Lideri Bahçeli: "Ellerini sıkmam Türkiye Partisi olarak gerekeni yaptığımın göstergesidir”

A
A
A

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “40 yıldan bu yana Türkiye’nin birçok konusunda PKK’nın terör örgütü uzantısı şeklinde ifadede bulunanların yanına gitmek suretiyle ellerini sıkmam bu çağrıya dayalı bir kaynaştırıcı, birleştirici, Türkiye partisi olmanın işareti olarak görülmedir” dedi.

Siyaset ve Liderlik Okulu’nun 20’inci Dönem Eğitim ve Öğretim Yılı Açılış Töreni’ne katıldı. MHP Genel Merkez Binası’nda gerçekleşen törende Bahçeli, Siyaset ve Liderlik Okulu’nun önemine değinerek, Türkiye’nin ve dünyanın meselelerinin verimli ve etkin bir şekilde tartışıldığı okulun hayırlara vesile olmasını diledi.

Burada bir konuşma gerçekleştiren Bahçeli, 2009 dan bu yana geçen 14 yıl içerisinde Siyaset ve Liderlik Okulu’nun hizmetini aksatmadan sürdürdüğünü ve 20’inci döneminin açılışında burada olmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu kaydetti. Bahçeli, “Bu eğitim çalışmaları hepinizin bildiği üzere bir kurum olarak hizmet sunmakta ve 2 buçuk ayı aşan bir çalışmayı sürdürmekte. Buradan mezun olan arkadaşlarımız değişik alanlarda, hem siyasette hem iş alanlarında hem de özümsedikleri çalışma alanlarında hizmet sunmaya gayret göstereceklerdir” açıklamasında bulundu.

Siyaset ve Liderlik Okulu’nda bilim insanlarının katkılarıyla ders verildiğini de vurgulayan Bahçeli, burada her konunun tartışmaya açık olduğunu, her konu üzerinde görüş beyan etmek serbest olduğunu ve Türkiye ve dünya meselelerinin verimli ve etkin bir şekilde ele alındığını kaydetti.

“TBMM’nin aldığı karar yerindedir"

Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan MHP Lideri Bahçeli, TBMM’nin İsrail’in Filistin ve Lübnan’a yaptığı saldırıları değerlendirmek üzere toplanmasına ilişkin “İsrail’in yaptığı katliamlardan sonra TBMM’de Türkiye’nin değerli milletvekillerine, ilgili sorumlu bakanlıkların vereceği bilgiler ışığında bir değerlendirmede bulunmak ve geleceğe göre yorumlama fırsatını bu millete sunmak kanaatimce hayırlı olacaktır” şeklinde konuştu.

“Türkiye ile herhangi bir sonuç alınmayacağını artık kabullenmeleri gerekir”

Adana’nın Seyhan ilçesinde terör örgütü liderinin posterlerinin asılmasına da cevap veren Bahçeli, “Bunlar alışkanlık haline gelmiş davranışlardır. Yine aynı yolda devam ediyorlar. Bunların bu işlerden vazgeçmeleri, Türkiye ile herhangi bir sonuç alınmayacağını artık kabullenmeleri gerekir” ifadelerini kullandı.

“MHP’nin ve Ülkü Ocakları’nın itibarsızlaştırmak için gayret gösterilen bakış açılarını kınıyorum”

Bahçeli bir gazetecinin Sinan Ateş davasına ilişkin değerlendirmesini sorması üzerine, şu ifadelere yer verdi:

“Dava, Türk yargı unsurları ile devam etmiştir. Birinci aşaması sonuçlanmıştır. Yargının kararına saygı duyarız. Ancak bunu böyle ifade etmekle beraber burada MHP’nin ve ülke ocaklarının sorgulanması, kötülenmesi kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırmak için gayret gösterilen bakış açılarını da kınadığımı ifade etmek isterim. Bu toplantıya siyasi liderler katılmıştır. Değişik unsurlar gelmiştir. Hepsi orada bulunmakla beraber, MHP’nin sorgulanmasına da katkı sağlayacak davranışlarda ve telkinlerde bulunmuşlardır. Türk adaletinde bunların olmaması lazım. Her davada, her konuda başta Osman Kavala vesaire gibi davalar olmak üzere adalet iddiasında bulunanlar ne olduğu henüz açıklanmamış, sonuçlanmamış bir mahkeme sürecinde böyle bir yargıya vararak sahip oldukları televizyonlar aracılığıyla veyahut da sahip oldukları kadrolarıyla MHP’yi sorgulanmaya başlamış olmaları kabul edilebilir bir durum değildir.”

“Ülkücü kimliğiyle mahkemelere katılanların MHP’nin sorgulandığı bir mahkemede bulunmaları ayıp olmuştur”

Sinan Ateş davasında bazı isimlerin Ülkücü kimliğiyle katıldığını belirten Bahçeli, “Hele hele bazıları vardır ki ülkücü kimliği taşımakla beraber, bu mahkemelere katılmışlardır. Onlar da orada bulunmakla birbirleriyle yıllardır tartıştıkları siyasi akımlarla yan yana oturarak MHP’nin sorgulanmasına seyirci kalmaları da üzücü bir davranıştır. Kızılcahamam’daki şehitlerimizin her 27 Mayıs’ta anma törenlerine katılmayan insanların Ne idiği belirsiz belirsiz bir davranış içerisinde MHP’nin sorgulandığı ve yargılandığı bir mahkemede bulunmaları kendileri için de bir ayıp olmuştur.

"Ellerini sıkmam Türkiye partisi olarak gerekeni yaptığımın göstergesidir”

Bahçeli, TBMM açılışında DEM Parti’li vekillerle tokalaşması üzerine yaptığı açıklamada ise, “Orada Cumhurbaşkanımız anlamlı, Meclisin tarihsel dokusunu ilgilendiren bir konuşma yapmıştır. Türkiye’ye ve dünyaya bakış açısını ifade ederek yaptığı konuşmanın son bölümünde Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde dayanışmanın, huzurun ve akıllı bir çalışmanın davetini sunmuştur. Böyle bir davetten sonra Cumhur İttifakının bileşeni olan, MHP’nin Genel Başkanı Olarak Cumhur İttifakı’nı ve Türk milletinin Cumhurbaşkanı’nın çağrısına bir adım atmak olarak görüyoruz. Eğer bu çağrıya MHP bir adım atmazsa diğerlerinden bir şeyler bekleme hakkı doğmaz. Onun için fikirlerini kabul etmediğim, 40 yıldan bu yana Türkiye’nin birçok konusunda PKK’nın terör örgütü uzantısı şeklinde ifadede bulunanların yanına gitmek suretiyle ellerini sıkmam bu çağrıya dayalı bir kaynaştırıcı, birleştirici, Türkiye partisi olmanın işareti olarak görülmedir. Buradan başka bir anlam çıkarmak doğru değildir. Eş Başkanı olan bir zatında annesinin vefatını orada taziye olarak sunmak da bir insanlık görevidir” diye konuştu.

“Türkiye’de seçimi zorlamak için hatalar yapılıyor”

Bazı televizyon kanallarının gündemdeki konuları ele alıp tartışmalara neden olduğunu da aktaran Bahçeli, “Bu tartışmalara katkı sağlayan hala televizyonlarda var malum işi gücü bırakmış MHP düşmanlığıyla varlıklarını devam ettiren halk partisini de kınıyorum. Aynı zamanda onların televizyonunu da kınıyorum. Akıllarına başlarına alsınlar, huzuru bozmasınlar. Türkiye’nin etrafında ateş çemberi var ateşe katkı sağlamasınlar. MHP sosyal şiddetten yana değildir. Her konuda olduğu gibi yine bir komisyon oluşturmuştur. Aile yapımız değerlendirmesinde çok değerli bilim insanların katkısıyla bir sonuca varılmıştır. Şimdi de sosyal şiddet üzerinde sebepleri sonuçların ve tedbirlerin üzerine çalışma yapan bir bilim insanlarından oluşan çalışmayı daha başlatmıştır. Bütün bunları görmemezlikten gelip daha gelecekte ne olacağı daha iyi anlaşılacak. Türkiye’deki bazı olayları sebep gösterip Türk milletinin huzurunu tahrik etmek doğru bir şey değildir. Her şey zamanında olmalıdır. Türkiye’de seçimi zorlamak için bu hatalar yapılıyor ancak bu zorlamaları yapanların seçim sonuçları almaları mümkün değildir. Milletin sağduyusu her türlü fitne fesadın üstünde bir değere sahiptir. Bu bakımdan seçimden ziyade Türkiye’nin meselelerini içte ve dışta çözebilecek bir çaba içerisinde bulunalım” değerlendirmesinde bulundu.

Kemal Diri - Berkay Hasan Karayakas

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde ‘Oryantasyon’ heyecanı yaşandı 2024-2025 Eğitim-Öğretim Yılı’nda Hasan Kalyoncu Üniversitesi’ne yerleşerek kayıt yaptıran yeni öğrencilerin üniversiteyi, üniversite hayatını tanıması, kariyer yol haritalarını hazırlayabilmesi ve birbirleri ile kaynaşabilmesi için düzenlenen; “Oryantasyon’ 24-Üniversite Hayatına Giriş Dersi”, Gösteri ve Sanat Merkezi başta olmak üzere, üniversitenin tüm birimlerinde bir hafta boyunca yapılan kapsamlı bilimsel, kültürel ve sportif etkinlikler ve seminerler ile gerçekleştirildi. Oryantasyon’24’e katılan yaklaşık 2 bin yeni HKÜ öğrencisi, üniversite hayatına hızlı ve verimli bir giriş yapmış olmanın mutluluğunu yaşadı. “HKÜ, Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri arasında yer alıyor” Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Haluk Kalyoncu, 2024-2025 Eğitim-Öğretim Yılı Oryantasyon Programı’nda yaptığı konuşmada, üniversitenin son yıllardaki büyük başarılarına dikkat çekerek, “500 bin metrekarelik açık hava yerleşkesi ile HKÜ, Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri arasında yer alıyor. 2024 yılı Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması’nda, 200 üniversite arasında genel memnuniyet sıralamasında 8. sıraya, vakıf üniversiteleri arasında ise 3. sıraya yerleşmek bizim için büyük bir gurur kaynağı. Ayrıca, yüzde 57 bursluluk oranıyla en çok burs sağlayan üniversitelerden biri olduğumuzu vurgulamak isterim. Çevreci ve sürdürülebilirlik vizyonu yönünde kampüsümüzde on bine yakın fidan dikildi ve Sıfır Atık Belgesi ile Yeşil Kampüs belgeleri almaya hak kazandık. Teknofest’te finale kalan 6 takımımızın başarısı, üniversitemizin yenilikçi ve girişimci ruhunu en iyi şekilde yansıtıyor. FireFiles takımımız, ‘THY-Bul’ projesi ile hem üçüncülük hem de ‘En İyi Ticarileşme Potansiyeli’ ödülünü kazanarak bizlere büyük bir gurur yaşattı. Yeni başlayan öğrencilerimize de, bu kariyer yolculuğunun ilk adımını burada attıklarını hatırlatıyor, azminiz, üretkenliğiniz ve çalışkanlığınızla kendi geleceğinizi şekillendireceğinizi belirtiyorum. Hasan Kalyoncu Üniversitesi, sosyal ve kültürel anlamda birikimlerinizi ve yeteneklerinizi ortaya çıkaracak bir eğitim anlayışına sahiptir. HKÜ ailemizin sizler gibi pırıl pırıl kardeşlerle büyümesinden gurur duyuyoruz. Burada geçireceğiniz eğitim-öğretim süresince, sunulan imkanları en iyi şekilde değerlendireceğinize ve insanlığa gerçek fayda sağlayacak bireyler olacağınıza yürekten inanıyorum” dedi. “Üniversiteniz ömrünüz boyunca yanınızda olacak ve sizleri desteklemeye devam edecektir” Programda konuşan Hasan Kalyoncu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli, “Bugün, geleceğinizi şekillendireceğiniz; zihninizi bilgiyle, kalbinizi sevgi, vefa ve dostlukla dolduracağınız ve ömrünüz boyunca asla unutamayacağınız üniversite yaşamına ilk adımınızı atıyorsunuz. Eğitim hayatınızın bu en önemli aşamasında, sadece bir meslek sahibi olmakla kalmayacak, her alanda bilgi ve kültürünüzü artıracak, ufkunuzu genişleteceksiniz. Hasan Kalyoncu Üniversitesi olarak, bu anlamlı yolculuğunuzda size mihmandarlık etmekten büyük bir heyecan ve gurur duyduğumuzu bilmenizi isteriz. Üniversiteniz, sadece burada geçireceğiniz süre zarfında değil, ömrünüz boyunca yanınızda olacak ve sizi her anlamda desteklemeye devam edecektir” ifadelerini kullandı. HKÜ ailesinin yeni üyeleri, kampüs turunun yanı sıra üniversitenin sosyal, kültürel ve akademik yaşamına dair tanıtımların yer aldığı etkinliklerle üniversite hayatıyla tanıştı.
Gaziantep Gaziantep’teki engelliler, aşçılığa ilk adımı Gastronomi Atölyesi’nde atıyor Mutfak sanatlarının inceliklerini öğrenmek isteyen engelli bireyler, birer aşçı olmak için ilk adımlarını, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin Engelsiz Yaşam Merkezi’ndeki Gastronomi Atölyesi’nde atıyor. 6 yıllık bir geçmişe sahip olan atölyede, eğitim alan yaklaşık 450 öğrenci arasında şu anda büyük otellerin mutfaklarında profesyonel olarak çalışan aşçılar bulunuyor. “Engelsiz kent Gaziantep” mottosuyla şehre 10 yıllık süre zarfında yeni bir anlayış getiren Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in hizmete girmesine öncülük ettiği bu atölyede, şu an 94 öğrenci eğitim alıyor. İlk etapta engelliler, ev ortamlarında ebeveynlerinin yönlendirmesine gerek duymadan tehlikeli araç ve gereçlerin kullanımını öğreniyor. Aile ortamında görev ve sorumluluk elde ettiği gibi daha özgüvenli bir yapıya kavuşan engelli bireyler, bununla da sınırlı kalmayarak özel bir eğitim programına yeteneklerinin el verdiği ölçüde tabi tutuluyor. Yemek sanatına ilgili ve elverişli olan danışanlar, daha sonra eğitimde mesafe kaydederek, gastronominin başkenti Gaziantep’te lezzetin sırlarını Gastronomi ve Mutfak Sanatları Öğretmeni Ayşegül Uygun ve Latife Aslan’dan tecrübe ediyor. Eğitimler, öğrenci istediği sürece sürüyor Mutfağın Türkiye’de içerik ve verilen eğitim anlamında örneği olmayan bir mekân niteliği taşıdığını aktaran Uygun, burada eğitim almak isteyen engelli bireyler için mutfak eğitiminin kendileri istedikleri sürece devam ettiğini belirtti. Atölyenin 6 yıldır faaliyet gösterdiğini anlatan Uygun, “Şimdiye kadar 300’e yakın öğrencimiz bu mutfakta belli bir eğitimden geçti. Bunların içerisinde burada aldığı eğitimi referans alarak ya da yetenek sınavına girerek büyük otellerde profesyonel aşçı olarak çalışanlar da var” ifadesini kullandı. Öğrencilerin özel ihtiyacına göre belli eğitim programları hazırladıklarını vurgulayan Uygun, “Bugünkü dersimizde bir işitme, iki de zihinsel engelli öğrencimiz var” dedi. Eğitim alan engelli öğrencilerin bu seferki menüsü mercimekli köfte oldu Mercimekli köfte hazırlamak için kollarını sıvayan 3 engelli öğrenci, ocak kullanımı, malzemelerin hazırlanışı, yemeğin aromasını lezzetli hale getirecek baharat çeşitlerinin nasıl ve ne zaman kullanılacağını öğrendi. Yemeğin hazırlandığı esnada büyük bir dikkatle öğrencilerini takip eden Uygun, “Biz öğrencilerimizin neye ihtiyacı varsa ona göre bir eğitim programına sokuyoruz. Birlikte mercimekli köfte yaptık; Gaziantep’in de bu bölgenin de yöresel bir tarifi. Hiçbir şekilde zorluk çekmediler. Çünkü gerekli eğitimi alıp pratiklerini yaptılar” şeklinde konuştu. Engelsiz Yaşam Merkezi’nin en güzel tarafının bütün engel grubuna hitap etmesi olduğunu anlatan Uygun, öğrencilerin atölyeye kayıt yaptırmasının ardından belli bir süreçten geçtiklerine vurgu yaptı ve şöyle devam etti: “Öğrencilerimiz, Engelsiz Yaşam Merkezi’nin Uygulama Evi’nde bir testten geçiyor. Orada kendilerine bir altyapı oluşturuyorlar. Bu evde uyum sağlayan, öğrenciler mutfak becerilerine uygun bir eğitim almak isterler ve veliler de bunu talep ederse eğitimlere başlıyoruz.” Öğrencilerimize evde bir dizi ödevler de veriyoruz Eğitim sürecinden belli bir süre sonunda öğrencilerin bağımsız bir hale gelmesi için evde bir dizi ödevler verdiklerini aktaran Uygun, “Öğrenci, eğitim sürecinde öğrendiklerini uygulamaya başladığında kendi başına bu görevi üstlenip başarıya ulaştığı için aileler de mutlu oluyor” dedi. Uygun, ebeveynlerin eğitimlerden önce engelli çocuklarının mutfağa girmesinden dolayı korktuklarını hatırlatarak, “Eğitim sonrasında artık hiçbir şekilde ailelerin bu korkusunun kalmadığını söylüyor. Mutfak malzemelerinin hangisinin tehlikeli veya hangisinin nasıl kullanılması gerektiğini öğrendikleri için gönül rahatlığıyla mutfağa girmelerini seyrettiklerini bize anlatıyorlar” diye konuştu.
Gaziantep Vali Çeber, Antep fıstığı lisanslı depoda incelemelerde bulundu Gaziantep Valisi Kemal Çeber, İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Halil Şen ve İl Emniyet Müdürü Celal Özcan ile birlikte, Gaziantep Ticaret Borsası (GTB) tarafından İpekyolu Kalkınma Ajansı (İKA) destekleriyle hizmete kazandırılan, Antep Fıstığı Lisanslı Deposu’nda incelemelerde bulundu. Türkiye’nin ilk Antep Fıstığı Lisanslı Deposu olma özelliği taşıyan tesiste, laboratuvar ve depolama alanlarında incelemelerde bulunan Vali Çeber’e, GTB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı, İKA Genel Sekreteri Ahmet Paksu, GTB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Enver Çokay ve Yönetim Kurulu Üyesi Arif Korkmaz eşlik etti. Gaziantep Valisi Çeber incelemeler sonrası yaptığı değerlendirmede, Antep Fıstığı Lisanslı Depo’nun modern teknolojisiyle sektöre sağladığı katkıları yerinde gözlemleme fırsatı bulduğunu söyledi. Tesisin sadece bir depolama alanı olmanın ötesinde, fıstık üreticilerine devlet garantisi güvencesi sunduğunu kaydeden Vali Çeber, "Lisanslı depo, üreticilerimize yüksek kaliteli ürün muhafazası ve güvenli depolama imkânı sağlamakta. Böylece üreticilerimizin ürünlerini daha uzun süre ve doğru şartlarda saklayabilmelerine imkan tanımakta. Bu durum üreticilerimiz adına hem zarar riskini en aza indiriyor hem de ürünün değerinin korunmasını sağlıyor" dedi. Deponun ürün alım süreçleri ve sağladığı çeşitli avantajlar hakkında açıklamalarda bulunan GTB Başkanı Akıncı, lisanslı deponun fıstık üreticilerine sağlıklı ve güvenli depoculuk hizmetinin yanı sıra çeşitli devlet desteklerini bir arada sunduğunu söyledi. Gaziantep ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinin en önemli tarım ürünlerinin başında Antep fıstığının geldiğini kaydeden Akıncı, ‘Yeşil Altın’ olarak tabir edilen Antep fıstığının bölgede 10 binlerce ailenin geçim kaynağını oluşturduğunu ifade etti. Antep fıstığının son yıllarda katma değeri yüksek endüstriyel bir ürün haline dönüştüğünü vurgulayan Akıncı, bu güçlü dönüşümün hem yerel ekonomiye hem de ülke ekonomisine önemli katkılar sunduğunu dile getirdi. Antep fıstığında üretimin her geçen yıl arttığına ve buna paralel olarak rekoltenin de artış gösterdiğine işaret eden Akıncı, dünyanın en büyük üç büyük fıstık üreticisinden biri olan Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda toplam rekolte bakımından İran ve Amerika’yı yakalamasını beklediklerini kaydetti. Antep fıstığını geleceğe daha güçlü adımlarla taşımak amacıyla 2021 yılında Antep Fıstığı Lisanslı Depoyu hizmete açtıklarını hatırlatan Akıncı, “Lisanslı depoyu fıstığın geleceğine yapılmış altın bir yatırım olarak değerlendirmekteyiz. Fıstığın geleneksel yöntemler yerine modern teknolojiler kullanılarak güvenli ve sağlıklı bir şekilde depolanmasını sağlayan tesisimiz aynı zamanda ürünü işleyen firmalarımıza istenilen miktar, standart ve kalitede ürün temini sağlamakta” şeklinde konuştu. Antep Fıstığı Lisanslı Deponun fiziki 10 bin ton depolama kapasitesine sahip olduğunu belirten Akıncı, tesisin muhafaza ettiği fıstık miktarıyla piyasada bir nevi regülasyon görevi üstlendiğini de vurguladı. Lisanslı deponun öneminin bu seneki fıstık hasadı döneminde çok daha iyi anlaşıldığına dikkat çeken Akıncı, “Bu yıl var yılı olması nedeniyle Antep fıstığı rekoltesinde belirgin bir artış yaşandı. Arz yığılmasının yaşandığı bu dönemde fiyatların düşmesini engellemek ve ürünün hak ettiği değer üzerinden satılmasına katkı sunmak amacıyla Gaziantep Büyükşehir ve Şahinbey Belediyelerimiz üreticilerimizden fıstık alımları yapılarak bu ürünleri depomuzda muhafaza altına alındı. Bunun yanı sıra yine birçok çiftçimizde ürününü lisanslı depomuzda değerlendirmekte” dedi. Antep Fıstığı Lisanslı Depoya sadece kuru kırmızı kabuklu, kırmızı kavlak ve boz kavlak Antep fıstıklarının kabul edildiğini kaydeden Akıncı, deponun genel işleyişi hakkında ise şu bilgileri paylaştı: “Antep fıstığını tesisimize getiren üretici öncelikle şunu bilmeli, hububat lisanslı depolarının aksine ürünler burada kesinlikle birbirine karıştırılmamakta. Çiftçi hangi ürünü teslim ettiyse çıkarken de yine kendi ürününü almakta. Lisanslı depoya ürün getirmek için önceden bir randevu almaya ve kayıt yaptırmaya gerek bulunmamakta. Depoya getirilen tüm ürünler öncelikle temizlik işlemine tabii tutulmakta akabinde de laboratuvarımızda analiz edilerek sınıflandırılmakta. Kalitesi belirlenen fıstıklar daha sonra barkodlanarak çuvallar içerisinde dikey demir kafeslerde muhafaza altına alınmakta. İsteyen çiftçimiz ürününü Türkiye Ürün İhtisas Borsası aracılığıyla elektronik ortamda satışını yapabildiği gibi isteyen çiftçimizde ürününü tekrar depomuzdan geri alabilmekte.” İpekyolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Ahmet Paksu ise Türkiye’nin ilk lisanslı Antep fıstığı deposunun Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı kapsamında desteklendiğini söyledi. Projeyle beraber 200 milyonluk bir yatırım hacmi oluştuğuna dikkat çeken Paksu, “10 bin ton kapasiteli Türkiye’nin en modern ve en büyük lisanslı deposu ile Yeşil Altın’ın hem ömrü uzayacak hem de değerinde satılacak” diye konuştu.