ASAYİŞ - 06 Eylül 2024 Cuma 18:56

İçişleri Bakanı Yerlikaya: "Erzurum Havaalanımıza saat 21.00’a kadar acil durum nedeniyle iniş ve kalkışlara izin verilmemektedir”

A
A
A
İçişleri Bakanı Yerlikaya: "Erzurum Havaalanımıza saat 21.00’a kadar acil durum nedeniyle iniş ve kalkışlara izin verilmemektedir”

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, bomba ihbarı üzerine Erzurum’a acil iniş yapan Vistara Havayolları’na ait yolcu uçağı nedeniyle, Erzurum Havaalanında saat 21.00’a kadar iniş ve kalkışlara izin verilmeyeceğini açıkladı.


İçişleri Bakanı Yerlikaya, sosyal paylaşım sitesi X hesabından yaptığı paylaşımda, “Bugün, Vistara Havayolları’na ait VTI027 sefer sayılı Mumbai-Frankfurt uçuşunu yapan yolcu uçağının tuvaletinde ’Uçakta bomba olduğu’ yazılı bir kağıt bulunmuş ve bu ihbar üzerine uçak 16.30 sıralarında Erzurum Havalimanımıza acil iniş yapmıştır. 234 yolcu ve 13 mürettebat sorunsuz bir şekilde uçaktan indirilmiştir. 2 bomba imha uzmanı ve 1 arama köpeği ile uçak içerisinde arama işlemleri devam etmektedir. Havaalanında AFAD, itfaiye, sağlık, emniyet, UMKE ve DHMİ ekipleri tarafından gerekli tedbirler alınmıştır. Erzurum Havaalanımıza saat 21.00’a kadar acil durum nedeniyle iniş ve kalkışlara izin verilmemektedir” ifadelerine yer verdi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Hamile kadının karnından 2,2 kiloluk kitle çıkarıldı, cenin ve anne kurtuldu Samsun’da 8 haftalık hamile kadının karnından 2 kilo 160 gram ağırlığında bir kitle çıkartıldı. Çıkartılan kitle sayesinde anne sağlığına kavuşurken, hamileliği de devam etti. Karnındaki şişlik nedeniyle hastaneye başvuran 8 aylık hamile kadının karnında kitle görüldü. Medicana Sağlık Grubu Doktorlarından Prof. Dr. Cazip Üstün, içi hücre dolu olan ve diyafram boşluğundan itibaren karnı baskılayan kitleyi çıkartmak için 31 yaşındaki hastayı hemen ameliyata aldı. 1 saat süren ameliyat sonunda 2 kilo 160 gram ağırlığındaki kitle, hamile kadının karnından çıkartılırken, 8 haftalık cenin ve anne de hayata tutunmuş oldu. “8 haftalık gebe hastadan 2 kilo 160 gram kitle çıkarttık” Hastadan çıkardıkları kitlenin içinin sıvı değil, 2 kilo 160 gramlık kanser hücresiyle dolu olduğunun altını çizen Medicana International Samsun Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Cazip Üstün, “Hastamız 31 yaşında 8 haftalık gebe. Normal gebelik muayenesine gittiğinde karın içinde bir kitle görüldü. Bize karın içinde kitle ve gebelik şikayetiyle geldi. Yaptığımız ön tahlillerde karın içinde 30 santim çapında bir kitle gördük. Kitle solit (içi hücre dolu) yapıdaydı. Yani içi sıvı dolu değil. Solit olunca biraz onkojenik olma yani kanser olma ihtimali artıyor. Zaten daha 8 haftalık gebe olduğu için bu hamilelik boyunca büyümeye devam edecekti. Yani ameliyatını erteleyemezdik. Bugün ameliyata aldık. 30 santim çapında 2 kilo 160 gram ağırlığında sağ yumurtalığından köken alan bir kitle çıkarttık. Frozen (patolojik inceleme) imkanımız var hastanemizde baktık ve kötü huylu çıkmadı” dedi. “Ameliyatla kitleyi almasak, bebek ile kitle karına sığmayacaktı” Operasyon sonrası hamileliğin devam ettiğini ve devam etmesine fayda sağlayacak tedaviye başladıklarını ifade eden Prof. Dr. Cazip Üstün, “Ameliyattan sonraki çabamız, devam eden gebeliğini sürdürmek. Şimdi onun için gebeliği destekleyen tedavi yapacağız. Söz konusu kitle, bütün karnı diyafram dediğimiz göğüs boşluğuyla arasında olan perdeye kadar şu anda bile doldurmuştu. Daha da büyüdüğünde hasta nefes almakta zorluk çekecek veya gebelik ikisi birden sığmayacak karına, baskı yapacak, düşük olacak veya kitle torsiyon dediğimiz sapından dönecek. Akut karın oluşturacak. Acil ameliyata almak gerekecek. Yani operasyonu tam zamanında yapılmış bir ameliyat olarak düşünüyoruz. Bundan sonraki süreçte annenin tekrar gebe kalmasıyla alakalı hiçbir engel yok. Ne zaman arzu ederse gebe kalabilir tekrar. İnşallah şu anki gebeliği devam eder. Bu bebeği doğurduktan sonra bir iki sene ara verip, sonra bir daha çocuk yapabilir” diye konuştu. Ameliyatla karnından 2 kilo 160 gramlık iyi huylu kanser hücresi çıkartılan 31 yaşındaki hastanın genel sağlık durumunun iyi olduğu ifade edildi.
Eskişehir HPV virüsüne karşı uyarılar HPV virüsüne karşı uyarıda bulunan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Semavi Ulusoy “Rahim ağzı kanseri vakalarının yüzde 80’inden fazlasında bu virüs rol oynar. Korunmak için 9-11 yaş arasındaki kız ve erkek çocukların aşılanması önerilmektedir” dedi. Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Semavi Ulusoy, tüm dünyada çok yaygın görülen İnsan Papilloma Virüsü (HPV) hakkında bilgi vererek 200’den fazla türü olan bu virüsün yaklaşık 40 türünün genital bölgede enfeksiyonlara, bazı türlerinin de el, ayak, ağız veya boğazda siğillere neden olabileceğini söyledi. Genital HPV türlerinin rahim ağzı kanserine yol açabilme ihtimaline göre "düşük riskli" veya "yüksek riskli" olarak gruplandığını belirten Dr. Ulusoy “Düşük riskli türler genital siğillere (kondilom) neden olabilir. En sık görülen düşük riskli türler HPV 6 ve 11’dir. Yüksek riskli kabul edilen 12 adet tür vardır: HPV 16, 18, 31, 33, 35, 39, 45, 51, 52, 56, 58 ve 59. Bu türler, rahim ağzı kanseri yanı sıra vulva, vajina, anüs ve penis kanserleri ile ilişkilidir. Rahim ağzı kanseri vakalarının yüzde 80’den fazlasında HPV 16 ve/veya 18 tespit edilmektedir” diye konuştu. “Bağışıklık sistemi genellikle vücudu 2 yılda temizler” Dr. Semavi Ulusoy, genital siğillere sebebiyet veren HPV türlerinin kansere neden olabilen türlerle aynı olmadığına dikkat çekti. Ancak bununla birlikte, siğil varsa, kansere neden olabilecek HPV türlerine de maruziyet söz konusu olabileceği için, dikkatli değerlendirme gerektiğini ifade etti. Cinsel olarak aktif olan çoğu insanın hayatının bir evresinde HPV ile karşılaştığına değinen Dr. Ulusoy “On vakanın dokuzunda, vücudun bağışıklık sistemi, HPV enfeksiyonunu kendiliğinden, herhangi bir tedavi olmadan ortadan kaldırarak iki yıl içinde temizler. Bu durum düşük riskli türlerde daha yüksek oranda görülmekle beraber, yüksek riskli türlerde çok daha nadirdir” dedi. “Yıllar sonra bile ortaya çıkabilir” Genital HPV’nin, enfeksiyonu olan biriyle cinsel ilişki sırasında deri teması yoluyla kolayca yayılabileceğini belirterek ilişki sırasında kullanılan prezervatif ve diğer lateks bariyerlerin, bulaşmayı tamamen önleyemediğini söyleyen Dr. Ulusoy “HPV’li çoğu insan, belirti göstermediği için virüse sahip olduğunu bilmez, ancak yine de virüsü başka birine bulaştırabilir. HPV’nin düşük riskli türleri, vulvada (dudaklar dahil), vajina veya anüste, penis, testis, kasık veya uylukta siğillere neden olabilir. Ten renginde, pembemsi veya beyaz küçük kabarcıklar olarak ortaya çıkan siğiller, HPV’ye maruz kaldıktan birkaç hafta, birkaç ay hatta yıllar sonra bile ortaya çıkabilir” dedi. “Tedavi, siğilin boyutu, yeri ve sayısına göre belirlenir” HPV için kesin bir tedavi olmadığını ancak siğiller kendiliğinden geçmezse ilaç tedavisi veya büyük lezyonların dondurulması ya da yakılması şeklinde cerrahi tedavi uygulandığını anlatan Dr. Ulusoy “Tedavi edilmezse, genital siğiller kaybolabilir, değişmeden kalabilir, boyut olarak büyüyebilir ya da sayıca artabilir. Tedavi yöntemi seçiminde siğillerin boyutu, yeri ve sayısı önem arz ederken tedavi sırasında siğillerdeki değişiklikler, hasta tercihi ve tedavinin yan etkileri göz önünde bulundurulur” diye konuştu. “Anormal hücre oluşumuna sebep olabilir” HPV’nin yüksek riskli türlerinin anormal hücre oluşumuna yani displaziye neden olduğuna değinen Dr. Ulusoy displazinin en yaygın görüldüğü yerin rahim ağzı olduğunu, vajina, vulva ve anüs gibi diğer bölgelerde daha az görüldüğünü ifade etti. Displazinin, kanser olmadığını ancak tedavi edilmezse kansere dönüşebileceğine işaret eden Dr. Ulusoy sözlerini “Bu nedenle, displazili hücrelere bazen ‘prekanseröz hücre’ yani kanser öncüsü hücre denir. Displazi ve rahim ağzı kanseri için tarama, erken prekanseröz değişikliklerin tespiti ve önlenmesi açısından hayati öneme sahiptir. Tanı için pap smear testi yapılır. Anormal bir rahim ağzı kanseri tarama testi, enfeksiyon, displazi veya kanser belirtisi olabilir ve yakından takip edilmelidir. Bu gibi durumlarda rahim ağzını daha yakından inceleyen kolposkopi ve biyopsi gerekebilir. HPV testi, smear testi ile birlikte, kansere ve prekanseröz durumlara yol açabilecek yüksek riskli HPV türlerini aramak için kullanılabilir” diye sürdürdü. “Hem kızlar hem de erkekler aşılanmalı” HPV’den korunmak için aşılamanın esas olduğunun altını çizen Dr. Ulusoy “9 ila 45 yaş arası için 3 farklı aşı kullanımını onaylamıştır: İkili aşı olarak bilinen bu aşı, HPV 16 ve 18’e karşı bağışıklık sağlar. Dörtlü aşı, HPV 6, 11, 16 ve 18 tiplerine karşı koruyucudur. Dokuzlu aşı ise dörtlü aşıdaki türlere ek olarak 5 adet daha yüksek riskli tür dahil edilmiştir” dedi. HPV’ye maruz kalmadan bağışıklık kazanmak için tüm dozların ilk cinsel temastan önce önerildiğinden bahseden Dr. Ulusoy hem kızlar hem de erkekler için 11 veya 12 yaşlarında aşı yapılmasını; 9 - 15 yaş arasında 2 doz, 15 yaşından büyüklerde ise 3 doz aşı uygulandığını söyledi. Aşının, çoğu rahim ağzı kanserine ve genital siğillere neden olan HPV türlerine karşı koruma sağladığını; ancak, daha az yaygın HPV türlerine karşı koruma sağlamadığını da sözlerine ekledi. Bu nedenle, aşılamaya rağmen düzenli jinekolojik tarama gerektiğini hatırlattı.