EKONOMİ - 06 Kasım 2024 Çarşamba 15:18

HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan: “4 tane çalışanın bir emekliyi finanse etmesi ideal bir sistem”

A
A
A
HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan: “4 tane çalışanın bir emekliyi finanse etmesi ideal bir sistem”

Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Mahmut Arslan, “4 tane çalışanın bir emekliyi finanse ettiği sistem en ideal bir sistem. Bugün EYT uygulaması yapılmadan önce 2020 yılında aktif pasif dengemiz 2,37’ydi. Yani 2,37 çalışan bir emekliyi finans ediyor. 2023 yılında bu 1,82’ye düşüyor” dedi.


HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, HAK-İŞ Akademi tarafından Türkiye’deki emeklilik sisteminin sorun ve çözüm önerilerinin ele alındığı ‘Emeklilik Sisteminin Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Raporu’nu düzenlediği basın toplantısında kamuoyu ile paylaştı. Arslan, HAK-İŞ Akademi’nin sosyal güvenlik sistemiyle ilgili aylık bağlama sisteminin enflasyonlu dönemdeki durumu, emeklilik sistemi ve sosyal güvenlik sisteminin içinde bulunduğu sorunlar ve çözümleriyle ilgili bir çalışma gerçekleştirdiğini kaydetti. HAK-İŞ olarak sosyal güvenlik sistemiyle ilgili pek çok platformda birçok sorunu gündeme getirdiklerine dikkati çeken Arslan, “Sosyal güvenlik sistemimizin içinde bulunduğu şartları iyileştirme konusunda HAK-İŞ hep yapıcı bir rol üstlenmiştir. Hep sorunun sadece ortaya konması değil, çözümlerini de birlikte ortaya koymuştur” açıklamasında bulundu.


Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 1999’da, 2008’de ve sonrasında yapılan bazı çalışmalarla bütün olumsuzluklara rağmen önemli başarılar da yakaladığını belirten Arslan, 2002 yılında yüzde 70’lerde olan Sosyal Güvenlik Kurumu kapsamının 89’lara ulaştığını dile getirdi.



“Sosyal güvenlik sistemimize ciddi bir kaynak aktarmıyor”


Arslan, gayri safi milli hasıladan emeklilerin aldığı payın 2009 yılında yüzde 7,6 olduğunu hatırlatarak, “2023’te 6,4’e düşüyor, 2024’te ise 6,8’e ağustos itibarıyla. Dolayısıyla aslında Türkiye’nin genel olarak milli geliri artmasına rağmen sosyal güvenlik harcamalarımızda 2023’te yüzde 6,4’a düşüyor, 2025’te 6,8. Bu şunu gösteriyor; maalesef sosyal güvenlik sistemimize diğer gelişmelere paralel olarak ciddi bir artış, ciddi bir kaynak aktarmıyor demektir” ifadelerini kullandı.



“Aktüeryal dengemizi kayıt dışı istihdam bozuyor”


Kamuoyunda sosyal güvenlik sisteminin aktüeryal dengesini EYT’nin ve emekli maaşlarının bozduğu algısı olduğunu belirten Arslan, “Bu doğru değil. Aslında aktüeryal dengemizi iki tane temel konu bozuyor. Birincisi kayıt dışı istihdam. Hala Türkiye, OECD ülkelerinin iki katı -OECD ortalamaları yüzde 15 esas kabul edersek- yüzde 30 kayıt dışı istihdam sorunuyla karşı karşıya. Kayıt dışı istihdam demek prim almama demektir, vergi almama demektir. Dolayısıyla Türkiye’nin emeklilikle ilgili en temel sorunu emekli maaşları değil, en temel sorunu kayıt dışı istihdamdır” dedi.



“Prim gelirlerinin tahsil edilmesi durumunda Sosyal Güvenlik Kurumumuzun prim alacakları 600 milyarı buluyor”


Aktüeryal dengeyi bozan ikinci konunun ise prim gelirlerinin tahsil edilememesi olduğuna işaret eden Arslan, “Elimizde 2023 yılı verileri var. Toplam baktığınız zaman Sosyal Güvenlik Kurumumuzun prim alacakları 600 milyarı buluyor. 600 milyarlık bir priminiz olsa bugünkü emekli maaşlarını yüzde 50 artırma şansınız var. Üstelik ciddi bir kayıt dışını da ortadan kaldırmayı da koyduğunuz zaman bu rakamlar 1,5 trilyonu bulan rakamlar oluyor. Dolayısıyla kayıt dışı istihdamı ortadan kaldırırsak veya asgariye indirirsek, prim alacaklarımızı tahsil edersek, aslında sosyal güvenlik kurumumuzun kamuoyunda algı oluşturmaya çalışılan ’kötüdür, batmıştır, yok olmuştur’ gibi algıları da değiştirmiş olacağız” diye konuştu.



“4 tane çalışanın bir emekliyi finanse ettiği ideal bir sistem”


Arslan, emeklilik sistemindeki aktif-pasif dengesine ilişkin ise, “Dünyadaki primli sistemlerde aktif-pasif dengesinin 4 çalışanın bir emekliyi finanse ettiği bir modelden bahsediyoruz. Fakat dünyanın hiçbir yerinde bu model 4’te bir değil. Olsa bu ideal bir şey. Evet, 4 tane çalışanın bir emekliyi finanse ettiği ideal bir sistem. Fakat bunu hiçbir zaman biz yakalayamadık. Bugün de sistemden önce yani bu EYT uygulaması yapılmadan önce 2020 yılında aktif-pasif dengemiz 2,37’ydi. Yani 2,37 çalışan bir emekliyi finans ediyor. 2023 yılında bu 1,82’ye düşüyor. EYT’den kaynaklı oldu. Dolayısıyla bizim 1,82 çalışanımız bir emekliyi finanse etmek zorunda. Bu da aslında çanların çaldığı ciddi bir sıkıntıyı işaret ediyor” değerlendirmesinde bulundu.



“Türkiye’de sendikal örgütlülüğün önünü açarsak sorunları çözüyoruz”


Avrupa İstatistik Ofisi’nin verdiği rakamlara göre Avrupa Birliği ortalamasında aktüeryal dengenin 1,93 olduğunu belirten Arslan, neredeyse hiçbir demokratik ülkede 4 çalışanın bir emekliyi finanse ettiği bir rakamın yakalanamadığını dile getirdi. Arslan, “Türkiye bununla övünmeli mi? Elbette değil. Ama bunu sadece EYT’nin üzerine yıkmak büyük bir haksızlık. Biz HAK-İŞ olarak eğer Türkiye’de sendikal örgütlülüğün önünü açarsak, sendikal örgütlülük yüzde 15 değil de yüzde 50’lere ve daha yukarıya çıkarsa üç tane temel sorunu çözüyoruz” ifadelerini kullandı.


Sendikalı örgütlülüğün önünün açılması halinde toplu sözleşme sisteminin genişletileceğini aktaran Arslan, gelir dağılım adaletsizliğini önlemek için önemli bir aşamayı kaydedeceklerini vurguladı.



“Sistem enflasyonun çok yükseleceği veya çok düşeceği dikkate alınmadan yapılmış”


Arslan, 2025 yılında emekli olacaklara enflasyondan kaynaklı olarak daha az maaş bağlamasından ötürü yaşanan mağduriyete değinerek, “HAK-İŞ olarak bu sorunu köklü bir çözüm olarak görüyoruz. Bugün konjonktürel olarak önümüze gelen 2024 yılında emekli olan bir işçi, eğer 2025 yılında emekli olursa yüzde 35’e varan gelir kaybını, maaş kaybını tartışmaktan öteye büyük bir reformdan bahsediyoruz. Konjonktürel olarak bu sene bu sorunu çözmek gelecek yıl için başka sorunları gündemimize getiriyor. Sistem 2008 yılında reform gerçekleştirilirken maalesef enflasyonun çok yükseleceği veya çok düşeceği dikkate alınmadan o günkü konjonktüre göre yapılmış bir hesaplama, bugün gelip duvara tost attı bizi” dedi.



“Emekli olmadan çalışmaya devam eden insanlar ne kadar fazla sistemde kalırsa o kadar fazla maaş alır”


Emeklilik sisteminde köklü bir düzenleme yapılması gerektiğini kaydeden Arslan, şu ifadelere yer verdi:


"Bizim düzenlememiz şu; sistemde kalan yani emekli olmadan çalışmaya devam eden insanlar ne kadar fazla sistemde kalırsa o kadar fazla maaş alır. Bu eşyanın tabiatı da bu olması gerekiyor. Daha fazla prim ödeyip, daha az maaş almak; bu gerçekten doğru bir tutum değil. Bundan vazgeçilmeli. Hükümetimiz neden bundan vazgeçti? Niçin bu kritik sorunun çözümü konusunda beklemeye geçtiler bilemiyoruz. Henüz iki ayımız var. Kasım ve aralık ayı. Belki aralık ayının sonuna kadar bir düzenleme yapılabilir. Beklentimiz var. Eğer yapılmazsa bir taraftan erken emekliliği eleştirenler, EYT’yle sosyal güvenlik sistemimize yeni yük getirildi diyenler, emeklilerle ilgili sendikaları suçlayanlar, ki bizi de suçluyorlar EYT’yi savunduğumuz için, ülkeyi bir krize soktuğumuz için.”


Arslan’ın konuşmasının ardından İş ve Sosyal Güvenlik Uzmanı Sadettin Orhan, ‘Emeklilik Sisteminin Güncel Sorunları ve Çözüm Önerileri Raporu’na ilişkin sunum gerçekleştirdi. Orhan, kısa vadede 2024 sonrası aylık kayıplarının önlenmesi, orta vadede emekli aylığı hesaplama ve güncelleme sisteminin revize edilmesi, Sosyal Politika Koordinasyon Kurulu oluşturulması, uzun vadede ise Sosyal Güvenlik Şurası zemininde sosyal güvenlik sisteminin reforme edilmesi gerektiğini vurguladı.



HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan: “4 tane çalışanın bir emekliyi finanse etmesi ideal bir sistem”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Karabük Türkiye’nin ilk SAĞLIKFEST’i Karabük’te başladı Karabük Üniversitesi tarafından sağlık alanında yenilikçi yaklaşımlar geliştirmek amacıyla düzenlenen Sağlık Bilimleri Festivali (SAĞLIKFEST) başladı. 15 Temmuz Şehitleri Konferans Salonu’nda 2 gün sürecek olan festivalin açılışı, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi yönetimindeki ‘Müzikle Terapi’ konserinin ardından bir konuşma yapan Karabük Valisi Mustafa Yavuz, Karabük Üniversitesi’nin sağlık bilimleri alanında hayata geçirdiği yenilikçi festivalle geleceğe yön verdiğini belirterek, “Sağlık bilimlerinde ilerlemeyi hedefleyen festivallerin sadece bir bilgi paylaşımı değil, toplum sağlığını da destekleyen projeler geliştirmeyi amaçlaması son derece kıymetlidir ve bizler için önem taşımaktadır” dedi. SAĞLIKFEST için büyük çaba gösterildiğini ifade eden KBÜ Rektörü Prof.Dr. Fatih Kırışık, “SAĞLIKFEST hayali bizim için Türkiye Cumhuriyeti devletimizin ve aziz milletimizin yükselmesi, gelişmesi ve dünyada en iyi konuma gelmesi için sarf ettiğimiz bir çabadır. Bütün hayalimiz bu amacı, gayeyi hayata geçirmekten oluşmaktadır. Sağlık Bilimleri Festivali ise sağlık alanında ihtiyaç duyduğumuz yenilikçi yaklaşımların hayata geçirilmesi, Türkiye’nin sağlık alanındaki ihtiyaçlarının karşılanması, sağlık sahasındaki sorunlarımızın çözülmesi noktasında gençliği bu sahada çalışmaya, proje üretmeye, sorunları çözecek ihtiyaçları karşılayacak modeller üretmeye davet eden çok önemli bir projedir” diye konuştu. “Sağlık Bilimleri Festivalimizde 51 kurumsal paydaş protokolü yaptık” diyen Kırışık, “Çok sayıda üniversitemiz, kurum ve kuruluşumuz, sivil toplum kuruluşlarımız, özel sektör kuruluşlarımız bize bu süreçte çok büyük destek verdiler. Burada yapmış olduğumuz yarışmada lise, ön lisans-lisans, lisansüstü ve serbest kategori dediğimiz kategorilerde 8 yarışma açarak Türkiye’nin ihtiyaçlarının karşılanmasını amaçladık. Yine yapmış olduğumuz alan etkinliklerini sahada aktif bir şekilde inşallah hep birlikte gözlemleyeceğiz” ifadelerini kullandı. Proje başvuruları noktasında ilk başlarda endişe yaşadıklarını anlatan Kırışık, “Tabii ilk başladığımızda acaba ne kadar proje gelir konusunda henüz tam bilgi sahibi olmadığımız için biraz endişeliydik ama spesifik bir alan olmasına rağmen sağlık alanında Türkiye çapında ve uluslararası düzeyde bin 203 proje gelerek gerçekten bizi oldukça sevindirdi. Büyük bir gelişme oldu. Türkiye’de 60’ın üzerinde şehirden ve üniversiteden büyük bir katılım ve ilgi oldu. Çok güzel projeler geldi. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 101. yılına ithafen 101 final standımızla öğrencilerimiz, proje takımlarımız projelerini sergileyecek” şeklinde konuştu. Konuşmanın ardından standların yer aldığı festivalin açılışı protokol üyeleri tarafından yapıldı. Gökşen M. Yücel Kapalı Spor Salonu’nda SAĞLIKFEST finalistleri tek tek projelerini tanıttı. Festivale Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesinden ’Hayat Saati’ projesi ile katılan Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Şeyda Sevde Kaya, özel ihtiyaçlı bireylere yönelik tasarladığı projesinin içerisinde 9 farklı uygulama bulunduğunu kaydetti. Bu uygulamaların özel bireylerin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olduğunun altını çizen Kaya, "Konuşma rehberi dil terapisti görevini görmüş oluyor. Bu dil terapistini yapay zekayla birleştirdik ve saatlere entegre ettik. Bunun sayesinde çocuklarımız gün içerisinde pratik yapabilecekler. GPS özelliğiyle çocuklarımız güvenli alan dışına çıktığında velilere mesaj gidiyor. Özellikle son zamanlarda çocukların kaçırılması ve kaybolması bizi üzüyor. Bunun için konum özelliğini koydum. Böylece çocuklarımız her daim güvende olacak" dedi. Öte yandan festival etkinlikleri çerçevesinde gerçekleştirilen Mediralli Yarışması’na Karabük Üniversitesi, Gülhane Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Bartın Üniversitesi ve Gazi Üniversitesinden 8 ekip katıldı. Katılımcıların sağlık becerilerini çeşitli alanlarda test eden yarışma nefes kesti. Festivalin açılışına Karabük Valisi Mustafa Yavuz, Belediye Başkanı Özkan Çetinkaya, İl Emniyet Müdürü Mehmet Ali Hasan Köse, KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, diğer üniversitelerin rektörleri, kurum müdürleri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
İstanbul YRP Genel Başkan Yardımcısı Kılıç: "Yeni yılda asgari ücret 35 bin lira olmalıdır" Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, “Yeni yılda asgari ücret 35 bin lira olmalıdır” dedi. YRP Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, partisinin İstanbul’da düzenlenen Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Toplantısı’na katıldı. İl başkanlığında gerçekleşen toplantının ardından Suat Kılıç, basın toplantısı düzenledi. “Dünyada bir başka örneği olmayan tipsiz bir sistemdir” İstanbul’u köşe bucak dolaşmayı kararlaştırdıklarını söyleyen Kılıç, "Yarın İstanbul’un 39 ilçesinde Anadolu Buluşmaları kapsamında halkımızla buluşacağız. Olası bir erken genel seçime yönelik biz İstanbul’daki çalışmalarımızı başlatmıştık. Ama bu sefer organize bir startı genel başkanımız liderliğinde başlatmış olacağız. Türkiye’nin bize özgü mevcut başkanlık sisteminden kaynaklanan yüksek tansiyonu kaldıracak yükü kalmamıştır. Türkiye’nin bize özgü mevcut başkanlık sisteminden kaynaklanan yüksek tansiyonu kaldıracak gücü kalmamıştır. Bu sistem başkanlık sistemi değildir. Yarı başkanlık sistemi de değildir, Türk tipi başkanlık da değildir. Dünyada bir başka örneği olmayan tipsiz bir sistemdir. Sadece sorun üretmektedir. Sorunların sebebi olan bu sistem, Türkiye’yi ekonomi ve siyasette hipertansiyona mahkum etmiştir” dedi. “Çetin gündem, hayat pahalılığının, geçim darlığının üstüne bir şal gibi örtülmüştür” Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, “Kanun Hükmünde Kararnamelere bağlı kayyum atamalarında çok yaman bir çelişki ile karşı karşıyayız. Terör örgütü üyesi olmak suçlamasıyla görevden aldıkları Mardin Büyükşehir Belediye Başkanından ’Sayın Ahmet Türk’, diye söz ediyorlar. Mademki sayın hakkını koruyun, sayınsa neden görevden alıp yerine kayyum atıyorsunuz? Bir insan hem terör örgütü üyesi hem de sayın olabilir mi? Tam bir akıl tutulmasıyla karşı karşıyayız. Maalesef bu çetin gündem hayat pahalılığının, geçim darlığının üstüne bir şal gibi örtülmüştür. İktidarın en büyük maharetinin gündem değiştirmek olduğu aşikardır. Türkiye’nin öncelikli gündemi açlıktır, yoksulluktur. Aylardır asgari ücret açlık sınırının altındadır. Yeni yılda asgari ücret 35 bin lira olmalıdır” şeklinde konuştu. “Sayın Cumhurbaşkanının bir kez daha seçilmesine yönelik anayasa değişikliği arayışı vardır” Açıklamalarına devam eden Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Suat Kılıç, “İmralı’ya özgürlük ya da Abdullah Öcalan’ın DEM Parti grubundan terör örgütüne silah bırakın çağrısını yapmasıyla ilgili gündemin arka planında aslında Sayın Cumhurbaşkanının bir kez daha seçilmesine yönelik anayasa değişikliği arayışı vardır” ifadelerini kullandı.