POLİTİKA - 15 Ağustos 2024 Perşembe 16:10

Filistin Devlet Başkanı Abbas: "Halkımız toprağına, vatanına, kutsallarına ve kutsal mekanına bağlıdır ve ne pahasına olursa olsun. Oradaki gaspçıları işgalcileri oradan defedecektir"

A
A
A
Filistin Devlet Başkanı Abbas: "Halkımız toprağına, vatanına, kutsallarına ve kutsal mekanına bağlıdır ve ne pahasına olursa olsun. Oradaki gaspçıları işgalcileri oradan defedecektir"

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas Ankara ziyaretinde TBMM Genel Kurulu’na hitap etti.


Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas Ankara ziyaretinde TBMM Genel Kurulu’na hitap etti. Abbas’ın konuşmasının öncesinde Genel Kurul, TBMM Başkanı Kurtulmuş tarafından açıldı. Genel Kurul’a Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, bazı ülkelerin büyükelçileri, Sayıştay Başkanı Metin Yener, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olağanüstü toplantıyı locadan izledi. Genel Kurul’da AK Parti Grup sıralarında İran’ın başkenti Tahran’da suikasta uğrayan Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’nin fotoğrafı yer aldı. Başkanlık divanı ve milletvekillerinin oturduğu sıralara Filistin ve Türk bayraklarının yer aldığı atkılar bırakıldı.


Hitabına, Filistin halkından gelen mesajla ve İsrail’in saldırılarında şehit olanları anarak başlayan Abbas, “ Sizlere büyük acıyı yaşayan halkımın mesajıyla gelmiş bulunmaktayım.. Halkım uluslararası adaletten yoksun olarak, toprağına, vatanına, kutsallarına ve değişmez milli haklarına sarılarak işgalci İsrail’in suçlarına karşı büyük bir mücadele yürütmektedir. Allah’ın bir gün bu milli mücadelemizi zafer ve özgürlükle taçlandıracağına ve uzun zamandan beridir devam eden bu belanın sona ereceğine inanmaktadır.. İsrail’in saldırıları, cinayetleri ve soykırım suçu nedeniyle Gazze’de, Batı Şeria’da ve Kudüs’te şehit olanları anarak başlamak istiyorum. Ve bunların en sonuncusu da lider İsmail Heniyye’ye karşı suç olmuştur. Şimdi sizleri, çok değerli kardeşlerimi, İsmail Heniyye’nin ve Filistinli şehitlerin ruhuna El Fatiha okumaya davet ediyorum” dedi.


“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin öncü rolünü takdirle karşılıyoruz”


Filistin halkının mücadelesine destek vermesi nedeniyle Türk milletine teşekkür eden Abbas, “Bu mecliste bununla ilgili tartışmalar yürütmektesiniz ve Filistin halkına karşı işlenen tarihi adaletsizliğe, katliamlara, savaş suçlarına, soykırıma karşı sizler Filistinlilerin yanında makbulsünüz. Zaten bunlar Uluslararası Mahkemeler ve platformlar da kınamış durumdadır. Allah aşkına soruyorum; her gün işgal devletinin Gazze’de bulunan özellikle de birkaç gün önce 100’den fazla şehidin verildiği El - Tabiin okulu katliamı dahil olmak üzere her gün sığınma kamplarına gerçekleştirdiği katliamlara, nasıl oluyor da uluslararası toplum sessiz kalıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye’nin öncü rolünü takdirle karşılıyoruz. Filistin halkının özgürlük ve bağımsızlığa yönelik meşru haklarını savunan cesur ve ilkeli tutumundan dolayı kendisini kutluyoruz. İsrail’in halkımıza, topraklarımıza ve kutsal mekanımıza karşı işlediği iğrenç suçları reddeden Türkiye’nin tüm siyasi partilerini ve sivil toplum kuruluşlarını tutumlarından dolayı kutluyorum” şeklinde konuştu.


“Halkımız, toprağına, vatanına, kutsallarına ve kutsal mekanlarına bağlıdır”


İsrail’in Gazze’deki soykırım suçları karşısında Güney Afrika tarafından Uluslararası Adalet Divanın’nda açılan davaya müdahil olan Türkiye’ye teşekkür eden Abbas, “İsrail ile ticareti durdurması, 10 milyar dolarlık bir ticareti Türkiye, Filistin halkına destek için durdurdu. Bizler, Türkiye’deki kardeşlerimize, Kudüs ve Filistin davasını, ana meselesi haline getirdiğinden dolayı teşekkür ediyoruz. Çünkü Filistin davası Türkiye’de bir ana mesele haline gelmiştir. İşte bu Türk halkının ahlakının bir göstergesidir. İsrail’in, Gazze, Batı Şeria ve kudüs’te yürüttüğü soykırım asıl amacı vatan topraklarından Filistin’in varlığını söküp atmak ve Filistinlileri bir kere daha tehcir etmektir. 1948 ve 1967 yılında olduğu gibi aynı tehcir stratejisini tekrardan yaşatmak istiyorlar ama bu asla olmayacaktır. Ne yaparlarsa yapsınlar ve ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar bu asla gerçekleşmeyecektir. Zira halkımız, toprağına, vatanına, kutsallarına ve kutsal mekanlarına bağlıdır ve ne pahasına olursa olsun oradaki gaspçıları, işgalcileri oradan def edecektir” diye konuştu.


“Batı Şeria’da 10 bin şehit var ama bizler dik durmaya devam ederek topraklarımızdan ayrılmayacağız”


7 Ekim’den bugüne 40 bin Filistinli kadın ile çocuğun şehit edildiğini hatırlatan Abbas “10 bin kayıp, 80 bin yaralı var. Batı Şeria’da 10 bin şehit var ama bizler dik durmaya devam ederek topraklarımızdan ayrılmayacağız. Bu bağlamda Mısır ve Ürdün’ü, İsrail’in tehcir planlarını reddetmeleri sebebiyle takdirle karşılıyoruz. Bu tutumlar bizimle tamamen örtüşmektedir ve tüm platformlarda da destekliyoruz. İsrail’in uluslararası hukuka aykırı planlarına karşı çıkan uluslararası yaklaşımı da takdirle karşılıyoruz. Geçmişte, bugün ve yarın da söylemeye devam edeceğiz: Gazze, Filistin Devleti’nin ayrılmaz, asli bir parçasıdır. Gazze’de bir başka devlet kurulamaz ve Gazzesiz bir Filistin Devleti de olamaz. Halkımız kırılmayacak ve teslim olmayacaktır. Bizler Gazze’yi tekrar imarını gerçekleştireceğiz. Şu an yüzde 70’inden fazlası yıkılsa da yapacağız. Halkımızın desteğiyle, Arap ve İslam milletinin, dünyanın özgür insanlarının desteğiyle gelecekte başkenti Doğu Kudüs olan devletimizi ne pahasına olursa olsun kuracağız” ifadelerini kullandı.


Katliama sebep olanların hesaba çekileceğini söyleyen Abbas, “Katiller ve savaş suçlularına gelince, onlar işledikleri suçlardan kurtulamayacaklar. Bu işledikleri suçlar zaman aşımıyla düşmez, bunlar şüphesiz hesaba çekilecektir. Bizler Uluslararası kuruluşlarla çalışmaya devam edeceğiz. Uluslararası Adalet Divanı, Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi özellikle Netanyahu’nun yargılanıyor. Bununla birlikte Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’yle çalışmaya devam edeceğiz. Bizler Filistin Devleti’ni layık olduğu uluslararası toplumdaki yerini alması için çalışmaya devam edeceğiz. Halkımız 100 yılı aşkın bir süredir devam eden destansı kararlılığı ve direnişiyle sadece anavatanı Filistin’i, ulusal, siyasi, dini ve tarihi kimlik ve haklarını savunmakla kalmıyor. Aynı zamanda tüm bölgeye egemen olmak isteyen yayılmacı ve sömürgeci aç gözlü Siyonist harekete karşı Arapları ve İslam ümmetini savunmak adına ön saflarda yer almaktadır. Onlara müsaade etmeyeceğiz” dedi.


İsrail hükümetinin 2 gün önce Mescid-i Aksa’ya girerek kutsal yerlerin tarihi yapısını değiştirmeye yönelik hareket ettiğini ifade eden Abbas, “Bu tür saldırılar, hakaretler hiçbir sonuç vermeyecektir. Orası bizim canımızdır ve oranın kiliseleri bizim kiliselerimizdir. Bugünlerde orada ve şurada savaş sonrası diye bir şeyden bahsediyorlar. Bizler diyoruz ki, çok açık ve net bir şekilde, Gazze Şeridi, Batı Şeria ve Doğu Kudüs, bağımsız Filistin Devleti’ni oluşturan tek bir meşru hükümet tarafından yönetilen coğrafi bütününün adıdır. Ve tek bir meşru hükümetin yönettiği Filistin topraklarıdır ve bu bölge eğer bu durum gerçekleşmezse istikrar, sukünet ve kalkınma olmaz. Ya bize hakkımızı verirsiniz ya da sizler özgürsünüz. Eğer bu yapılmazsa işte bu şiddet sarmalı devam edecektir ve barış ile güvenliğe giden yol Filistin de başlar ve biter. Bu bağlamda İsrail’in barbar saldırısına karşı mücadelemiz gerçekte tüm dünya kıtalarında adaletsizliğe karşı duran insanları da harekete geçirmiştir” şeklinde konuştu.


İnsanların yüksek sesle, İsrail’in işlediği soykırımı kınadığını vurgulayan Abbas, Amerika’daki Yahudiler yüzde 40’ı’nın İsrail’i suçlu gördüğünü belirtti. İnsanlığın ırkçı düşmanlığa karşı dik duruş gösterdiğini söyleyen Abbas, İsrail’in yapmakta olduğu işkencelere karşı ve orada işledikleri aç bırakma politikalarına karşı uluslararası kuruluşların sessiz kalamayacağını dile getirdi.


Türkiye’ye sunduğu insani yardımlardan dolayı teşekkür eden Abbas, “Türkiye Gazze Şeridi’ne on binlerce ton insani yardım gönderdi. Türkiye hastanelerinde yaralıları kabul etti ve sokaklarında dayanışma gösterilerinde bulundu. Türk kardeşlerimiz her alanda siyasi, diplomatik, parlamento ve hukuki alanlarda varlık göstererek bizim yanımızda yer aldılar. Filistin halkının haklarını savundular ve hikayemizi anlatarak dezenformasyona karşı durdular. Her türlü tahrifata karşı mücadele ettiler ve özellikle Netanyahu’nun ABD kongresinde yaptığı yalanlar ne ilk olmuştur ne de son olmuştur” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya MATSO Başkanı Güngör: “Manavgat için hep birlikte hareket etmeliyiz” MATSO Başkanı Seydi Tahsin Güngör, şehirde yaşayan herkesin ortak noktasının Manavgat olması gerektiğini belirterek, “Manavgat’ta görev yapan ve yaşayanlar olarak bölgenin kalkınması, sosyoekonomik gelişmesi için hep birlikte çaba göstermeliyiz” dedi. Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası (MATSO) Başkanı Seydi Tahsin Güngör, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla kentte görev yapan gazetecilerle odaya ait hizmet binasında bir araya geldi. Başkan Yardımcısı Ali Özen’inde katıldığı toplantıda kentin sorunları ve çözüm önerileri başta olmak üzere ekonomik, kültürel ve sosyal konular üzerine istişarelerde bulunuldu. Toplantıda bir konuşma yapan Başkan Güngör, Basın mensuplarının, kamuoyunu aydınlatmak ve bilgilendirmek amacıyla kutsal bir görev üstlendiğini belirterek, “Kamuoyunu tarafsız bir şekilde aydınlatmak için büyük bir özveri ve tutkuyla çalışan gazetecilerimizin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlar, mesleklerinde başarılarının devamını dilerim” dedi. Manavgat’ta yaşayan ve görev yapanların ortak noktasının Manavgat olması gerektiğini kaydeden Başkan Güngör, “Manavgat’ta görev yapan ve yaşayanlar olarak bölgenin kalkınması, sosyoekonomik gelişmesi için her birlikte çaba göstermeliyiz. Ortak noktamız Manavgat olmalıdır” dedi. “Manavgat ekonomisini çeşitlendirmek için çaba gösteriyoruz” Manavgat ekonomisinin çeşitlendirilmesi için yoğun çaba gösterdiklerini belirten Başkan Güngör, Oda olarak bu doğrultuda kapsamlı çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade etti. Meclis ve tüm oda organlarıyla birlikte uyum içinde hareket ettiklerini vurgulayan Güngör, iş dünyasına ve Manavgat’a değer katan projelere imza attıklarını söyledi. Başkan Güngör, açıklamasında şunları kaydetti: “Kent ekonomisinin çeşitlenmesi için çeşitli projeler üzerinde çalışıyoruz. Tarımın yatırım yapılabilir bir sektör haline gelmesi, Organize Sanayi Bölgesi’nin (OSB) faaliyete geçmesi, Manavgat’a bir üniversite kazandırılması ve kentin ihracat potansiyelinin artırılması öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Bunun yanı sıra turizmin çeşitlendirilmesi ve yılın 12 ayına yayılması, yerel üretimin desteklenmesi ve girişimcilik ekosisteminin güçlendirilmesi gibi konulara da odaklanıyoruz. Tüm bu çalışmalarla Manavgat’ın ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkı sunmayı hedefliyoruz.” “Üyelerimizden aldığımız sorun ve çözüm önerilerini rapor haline getirip ilgili mercilere iletiyoruz” Göreve geldikleri ilk günden itibaren üyelerle sık sık bir araya gelerek sorun, talep ve çözüm önerilerini dinlediklerini belirten Başkan Güngör, bu sürecin Manavgat’ın gelişimine katkı sağladığını ifade etti. Güngör, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’nin en güzel bölgelerinden biri olan Manavgat’ta yaşıyoruz. Ancak bu güzel coğrafyada zorlu süreçlerden geçtik; Cumhuriyet tarihinin en büyük orman yangınını yaşadık, sel felaketleriyle yüzleştik. Buna rağmen her seferinde daha güçlü bir şekilde ayağa kalkmayı başardık. Yaşadığımız bu toprakları ve ilçemizin değerlerini korumak en büyük sorumluluğumuz. Üyelerimizden aldığımız sorun ve çözüm önerilerini bir rapor haline getirerek Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) başta olmak üzere ilgili mercilere resmi yazılarla iletiyoruz. Ayrıca kentimizin sosyoekonomik sorunlarına dair birçok dosyayı siyasilerimize sunduk. Bu süreçte TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu’na teşekkür etmek istiyorum. MATSO olarak kendisine ilettiğimiz her dosya ve talebimizle yakından ilgilendi. Son olarak bir okul talebimizi ilettiğimizde, bu talebimizi hemen kabul etti ve anaokulumuza rahmetli başkanımız Ahmet Boztaş’ın ismini verdik. Bu vesileyle önemli bir vefa örneği sergilediğimizi düşünüyorum.” OSB’nin son durumu ile ilgili bilgiler verdi Manavgat Organize Sanayi Bölgesi’nin (OSB) son durumu hakkında açıklamalarda bulunan Başkan Güngör, çalışmaların son aşamaya geldiğini belirtti. Güngör, OSB’nin faaliyete geçmesiyle birlikte Manavgat’ın ekonomisine ve istihdamına önemli katkılar sunacağını ifade etti. “OSB’nin tam olarak faaliyete geçmesiyle tarım, turizm, ticaret ve istihdam başta olmak üzere birçok sektöre değer katmayı hedefliyoruz. Manavgat’ın ekonomik çeşitliliğini artırmak ve yerel kalkınmayı desteklemek adına OSB, stratejik bir önem taşıyor. Burada hem yerel üreticilerimize hem de yatırımcılarımıza yeni fırsatlar sunmayı planlıyoruz. OSB’nin hayata geçmesiyle birlikte bölgenin ekonomik potansiyelini daha verimli bir şekilde değerlendireceğiz.” “Birçok üründe coğrafi işaret çalışmalarımız devam ediyor” Manavgat’ın değerlerini korumak ve tanıtmak amacıyla coğrafi işaret çalışmalarına önem verdiklerini vurgulayan Başkan Güngör, bu alandaki projelerle ilgili bilgi verdi. “Manavgat’ın Altın Susamı için coğrafi işareti aldıktan sonra diğer yerel ürünlerimiz için de çalışmalarımıza hız verdik. Yöresel tatlımız olan Manavgat Çivirdik’i için coğrafi işaret başvurumuzu yaptık. Bunun yanı sıra birçok ürünümüz için de hazırlıklarımız devam ediyor.”
Samsun Müzeler aracılığıyla ’sanat sevgisi’ aşılanıyor Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen “Müzelerde Sanat Buluşması Projesi" ile çocuklar sanatla tanışıp, yeni dünyalarını keşfetmeye devam ediyor. Çocukların sanata olan ilgisini artırmayı ve onların hem bireysel hem de toplumsal gelişimlerine katkıda bulunmayı hedefleyen Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin hayata geçirdiği proje, şehir merkezinden ilçelere yayılmaya devam ediyor. Proje kapsamında çocukların çeşitli sanat dallarını daha yakından tanımaları ve deneyimlemeleri için çeşitli müzelerde atölye çalışmaları düzenleniyor. Müzeler aracılığıyla çocuklara sanatı sevdirme amacı taşıyan projeye ilk olarak Kent Müzesi ve Alaçam Mübadele Müzesi ev sahipliği yaptı. Ardından Bafra Tütün Müzesi’nde çocuklarla buluşan sanat atölyesi büyük bir ilgiyle karşılandı. Bafra Tütün Müzesi’nde gerçekleştirilen seramik atölyesinde çocuklar hem toprakla hem de sanatla buluşma fırsatı buldu. Çocuklar, uzman eğitmenler eşliğinde seramik yaparak üretkenliklerini ortaya koyarken seramik sanatını da daha yakından tanıma şansı elde ettiler. Bu deneyim ile çocuklar yalnızca bir sanat dalını öğrenmekle kalmayıp yeteneklerini keşfederek yeni dostluklar kurdukları keyifli bir gün geçirdi. Müzelerde Sanat Buluşması projesiyle yılsonuna kadar en az 2 bin çocuğun sanatla buluşmasını öngörüyor. Ayrıca farklı müzelerde ve çeşitli etkinliklerle devam edecek bu projeyle, çocukların sanata olan ilgisinin artırılması ve onların estetik gelişimlerinin desteklenmesi amaçlanıyor.
Kayseri Huzurevi sakinlerine nostaljik müzik ziyafeti Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve Talas Belediyesi iş birliğinde Hacı-Rukiye Gazioğlu Huzurevi sakinlerine yönelik konser düzenlendi. Hoş Sada Müzik Grubu’nun sunmuş olduğu nostaljik müzik ziyafeti, huzurevi sakinlerine duygusal anlar ile neşeli hatıraları bir arada sundu. Büyükşehir Belediyesi, 2002 yılından bu yana huzurevi sakinlerinin sosyal, psikolojik ve fiziksel ihtiyaçlarını karşılamak için kesintisiz hizmet verirken, bu tür etkinliklerle onların yaşam kalitesini arttırmayı hedefliyor. Bu kapsamda Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve Talas Belediyesi, Hacı-Rukiye Gazioğlu Huzurevi sakinlerine yönelik anlamlı bir etkinlik düzenledi. 102 yaşlı vatandaşa ev sahipliği yapan huzurevinde, Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın’ın himayesinde Hoş Sada Müzik Grubu tarafından sunulan müzik ziyafeti unutulmaz anlar yaşattı. Müzik grubu, unutulmaz şarkı ve türkülerle huzurevi sakinlerini duygusal bir yolculuğa çıkardı. Ulu çınarların zaman zaman şarkılara eşlik ettiği etkinlikte, hem duygusal anlar hem de neşeli hatıralar bir arada yaşatıldı. Müziğin etkisiyle huzurevi sakinleri hem duygusal hem de eğlenceli vakitler geçirdi. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç başta olmak üzere, Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın ve tüm ekibe teşekkürlerini ileten huzurevi sakinleri, düzenlenen bu etkinlikten duydukları memnuniyeti dile getirdi. Bu tür etkinliklerin, yaşlı bireylerin sosyal hayatlarına katkı sağladığını vurgulayan huzurevi sakinleri, büyük bir mutluluk yaşadıklarını belirttiler.
Kocaeli Dilovası’na ÖSYM sınav yeri müjdesi Dilovası Belediye Başkanı Ramazan Ömeroğlu, sınava girecek öğrenciler için müjdeyi verdi. Ömeroğlu, ÖSYM Başkanlığı ile yapılan görüşmeler sonucunda 2025 yılından itibaren ÖSYM sınavlarının Dilovası’nda yapılacağını duyurdu. Dilovası Belediye Başkanı Ramazan Ömeroğlu ve İlçe Milli Eğitim Müdürü Azmi Tunç’un ÖSYM Başkanlığına birlikte yaptıkları girişim sonuç verdi. Ömeroğlu ve Tunç’un girişimleri ile Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığına (ÖSYM) yapılan başvuru sonrası Gebze Sınav Koordinatörlüğü’ne bağlı olarak Dilovası Sınav Merkezi açılmasına onay çıktı. 2025 Eğitim yılı dahil bundan sonraki süreçte ÖSYM tarafından yapılacak olan sınavların Dilovası’nda da yapılacağı kararlaştırıldı. Dilovası Belediye Başkanı Ramazan Ömeroğlu, yaptığı açıklamada, "Yaptığımız başvurular sonucunda ÖSYM Başkanlığının Dilovası’nda sınav merkezinin açılması kararını büyük bir memnuniyetle karşıladık. Dilovası’nda 2025 yılı eğitim öğretim yılından itibaren ÖSYM’nin yaptığı Yükseköğretim Kurumları Sınavı yapılacak. Kararın alınmasında emeği geçen ÖSYM Başkanlığına ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüze teşekkür ederim. Dilovası’nda son yıllarda eğitim öğretim anlamında yenilikler olmaya devam etmekte ve her geçen gün yeni bir gelişme olmakta. Bugün de Dilovası’nın gençleri için güzel müjdemizi verdik. İnşallah yeni müjdeler vermeye de devam edeceğiz" dedi.
Kars Kars’ta küçükbaş hayvancılık yapanlar çoban bulmakta zorluk çekiyor Kars, Türkiye’nin önemli hayvancılık merkezlerinden biri olmasına rağmen, küçükbaş hayvan yetiştiricileri çoban bulmakta ciddi sıkıntı yaşıyor. Özellikle koyun sürülerinin bakımında önemli bir rol oynayan çobanlık mesleğine olan ilginin azalması, bölgede hayvancılığı zorlaştırıyor. Kars’ta hayvancılıkla uğraşanlar, çoban bulamamaktan dolayı hayvanlarını kendileri gütmek zorunda kalıyor. Bu durum, hayvancılıkla geçimini sağlayan ailelerin iş yükünü artırıyor ve hayvan bakımında verimliliğin düşmesine neden oluyor. “En büyük sıkıntımız kesimhane ve çoban” Kars merkez Gelirli köyünde hayvancılık yapan Muhittin Abadan, “En büyük ihtiyacımız kesimhane ve çoban, kesimhane devletin eliyle olsa koyunlarım var, koçum var, ihtiyacım var. İhtiyacım olduğu zaman 10 koyunumu arabama koyup, kestirip ihtiyacımı temin ederim. 3 koyun keserim çobanımım ihtiyacını gideririm. Bunlar olmayınca para konusunda maddi sıkıntı yaşıyoruz” dedi. Küçükbaş hayvanın bakımının çok kolay olduğunu belirten Abadan, “5 ayda bir mahsul veriyor küçükbaş, yemi 3 ay yiyor. İnek 7 ay yiyor, koyun 3 ay, masrafı az ben sadece elaman konusunda sıkıntı çekiyorum. Bir de pazar konusunda sıkıntı çekiyor. Başka sıkıntımız yok. Allah devletimize zeval vermesin. Her şeyimiz var” diye konuştu. Köylüler, çoban maaşlarını yükseltmelerine rağmen, bu mesleği yapacak nitelikli kişi bulmakta zorlanıyor. Ortalama olarak bir çobana aylık 40 bin TL ile 50 bin TL arasında maaş teklif edilmesine rağmen, bu ücretler dahi gençleri çobanlığa yöneltemiyor. Kars’taki küçükbaş hayvancılık sektörü, bölge ekonomisinin can damarlarından biri olarak öne çıkıyor. Ancak çoban bulma sorunu, sektörün sürekliliğini tehdit ediyor.