EĞİTİM - 05 Mayıs 2021 Çarşamba 14:04

“Engelsiz Üniversite Ödülleri” sahiplerini buldu

A
A
A
“Engelsiz Üniversite Ödülleri” sahiplerini buldu

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), üniversitelerde engelsiz bir ekosistemin oluşturulmasını teşvik etmek amacıyla 2018 yılından bu yana her yıl “Engelsiz Üniversite Ödülleri” veriyor.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), üniversitelerde engelsiz bir ekosistemin oluşturulmasını teşvik etmek amacıyla 2018 yılından bu yana her yıl “Engelsiz Üniversite Ödülleri” veriyor. Bu kapsamda kendini geliştiren üniversiteler ödüle layık görüldü.


Yükseköğretim Kurulu tarafından Engelsiz Erişim ve Engelsiz Eğitim başlıkları altında engelli öğrencilerin eğitim imkanlarına ve sosyo-kültürel faaliyetlere erişimleri konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla yükseköğretim kurumlarını teşvik edici birçok yeni çalışmalar yapıldı. Bu kapsamda katılımcı üniversitelerin başvurularının değerlendirilmesi neticesinde ödülleri almaya hak kazananların açıklandığı “2021 Engelsiz Üniversite Ödülleri Töreni” YÖK Başkanı Yekta Saraç’ın yanı sıra YÖK Yürütme Kurulu Üyelerinin hazır bulduğu salonda gerçekleştirildi. Ödül törenine ayrıca, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, ödül almaya hak kazanan üniversitelerin rektörleri, ilgili rektör yardımcıları, engelli öğrenci birimi sorumluları, YÖK Engelli Öğrenci Çalışma Grubu Üyeleri ile ödül başvurularının değerlendirilmesinde görev yapan panelistler Covid-19 pandemisi nedeniyle video konferans yöntemi ile katıldılar.



“2023 hedefleri doğrultusunda inşallah bu nişanı almayan üniversitemizin kalmayacağına yürekten inanıyorum”


2021 Engelsiz Üniversite Ödülleri Töreni’nde konuşan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, “Üniversitelerimiz, farklı engel guruplarından oluşan yaklaşık 50 bin öğrencimize ev sahipliği yaparak toplumsal adaleti güçlendiriyor, eğitim fırsatlarından eşit ve adil bir şekilde yararlanmalarını sağlıyor. Yükseköğretim Kurulu’muzun, 2018 yılında başlattığı, 41 üniversiteye Engelsiz Program Nişanı vermesini, bu sayının geçen yıl 116’ya yükselmesini takdirle karşıladığımı ifade etmek isterim. 2023 hedefleri doğrultusunda inşallah bu nişanı almayan üniversitemizin kalmayacağına yürekten inanıyorum” ifadelerini kullandı.



“Engelli vatandaşlarımıza üniversite kapılarını açarak, eğitime erişimlerini sağlayarak onlara yaşam koridoru açtınız”


Bakanlık olarak ana hedefin engelli bireylerin önündeki tüm engelleri kaldırmak olduğunu altını çizen Bakan Yanık, “Engelli vatandaşlarımıza üniversite kapılarını açarak, eğitime erişimlerini sağlayarak onlara yaşam koridoru açtınız. Engelsiz bir ekosistem oluşturarak eğitimden istihdama uzanan, hayata katılımlarını destekleyen, öz güvenlerini artıran çalışmalara imza attınız. Erişilebilirlik alanında hayata geçirdiğimiz her hizmet bu umudu daha da yeşertmiş, engelli vatandaşlarımıza hizmet etmenin gururunu, manevi hazzını bizlere bir kez daha yaşatmıştır. Bu anlamda üniversitelerimize verilen her ödülü engelli vatandaşlarımızın manevi şahsiyetlerine, azim ve başarılarına verilmiş bir ödül olarak görüyorum” açıklamasında bulundu.



“YÖKSİS verilerine göre farklı engel düzeylerindeki öğrencilerin sayısı 50 binin üzerinde”


YÖK olarak en büyük hedeflerinden birinin yükseköğretime girerken ve okurken tüm engelleri ortadan kaldırmak olduğunun altını çizen Saraç, şunları kaydetti:


“Bugün itibari ile YÖKSİS verilerine göre farklı engel düzeylerindeki öğrencilerin sayısı 50 binin üzerindedir. Bu rakamların çok üstünde engelli öğrencimizin olduğunu ve maalesef bu durumlarını resmi makamlara bildirmediklerini de biliyoruz. Engelleri kaldırabilmek için yükseköğretim sistemimizdeki engelli öğrenci sayısını ve engel durumlarını bilmek, buna göre önlemler almak, bu öğrencilerimize ulaşmak üniversitelerimizin önemli görevlerindendir. Tüm öğrencilerimizin yükseköğretime erişimini önemsiyor, engelli öğrencilere engelsiz bir eğitim öğretim ortamı sunmak, sosyal ve kültürel faaliyetlere daha fazla katılımlarını sağlamak için teşvik edici çalışmalar ve projeler geliştiriyoruz.”



“Birçok çalıştay düzenlendi”


Yaptığımız bazı düzenlemelerden de söz eden Başkan Saraç, “Geçmiş yıllarda özel yetenek sınavı ile öğrenci alan programlarda engelli öğrencilerimiz için yükseköğretime giriş puanlarını kullanma süreleri, kontenjanların belli bir oranının bu öğrencilerimiz için ayrılması gibi konularda önemli düzenlemeler hayata geçirdik. ‘Engelsiz Erişim’ yılı olarak kabul ettiğimiz 2016-2017 eğitim öğretim yılından bu yana yükseköğretim kurumlarında engelli bireylerin bütün mekânlara erişimleri konusunda farkındalık oluşturmak ve iyi uygulamaları yaygınlaştırmak amacıyla çalıştaylar düzenlendi” şeklinde konuştu.



“Yükseköğretimde ilk kez lisansüstü eğitimde Türk İşaret Dili Tercümanlığı açtık”


Yükseköğretimde kendi dönemlerinde yaptıkları yeniliklere de değinen Saraç, “Yükseköğretimde ilk kez lisansüstü eğitimde Türk İşaret Dili Tercümanlığı Tezli/Tezsiz Yüksek Lisans Programları ile Doktora Programı açtık ve bu konuda artık akademisyen yetiştirmeye başlıyoruz. YÖK 100/2000 Doktora Burs Programı kapsamında engelli çalışmalarına yönelik öncelikli alanları belirledik, Türk İşaret Dili, Engelsiz Yaşam, Özel Eğitim, Aile Psikolojisi gibi alanlarda doktora bursu verdik. Ergoterapi, Dil Konuşma Terapisi alanlarında nitelikli insan kaynağını arttırmak üzere yeni lisans ve lisansüstü programlar açıldı, 8 üniversitemizde Otizm Spektrum Bozukluğu Eğitimi Anabilim Dalı açıldı. Yurt dışında Gölge Eğitici olarak bilinen kişileri akademik ortamda yetiştirmek üzere Engelliler İçin Gölge Eğiticilik önlisans programı açıldı” diye konuştu.


Öte yandan Engelsiz Üniversite Ödülleri için bu yıl 114 üniversiteden farklı kategorilerden 837 başvuru yapıldığını anımsatan Saraç, “Türk yükseköğretim sistemi özel öğrencilerimiz için her açıdan engelsiz eğitim ortamını sağlayacak ve kampüs yaşamına dahil edecektir. İnancımız bu yöndedir” açıklamasında bulundu.



Bu yılın birincisi Kütahya Dumlupınar Üniversitesi


“Engelsiz Üniversite Ödülleri” kapsamında ödül alan üniversiteler ise şöyle:


Mekânda Erişilebilirlik kategorisinde 10 bayrak alarak birincilik ödülüne Kütahya Dumlupınar Üniversitesi layık görüldü. İkincilik ödülünü iki üniversite paylaştı. Aksaray Üniversitesi, Mekânda Erişilebilirlik kategorisinde 7 bayrak, Eğitimde Erişilebilirlik Kategorisinde ise 2 bayrak alarak, Harran Üniversitesi de Mekânda Erişilebilirlik kategorisinde 9 bayrak alarak ikinciliği paylaşan üniversiteler oldu. İstanbul Üniversitesi, Mekânda Erişilebilirlik kategorisinde 3 bayrak, Eğitimde Erişilebilirlik kategorisinde 3 bayrak, Sosyo-Kültürel Faaliyetlerde Erişilebilirlik kategorisinde ise 2 bayrak alarak üçüncülük ödülünü alırken Yozgat Bozok Üniversitesi de Mekânda Erişilebilirlik kategorisinde 5 bayrak, Eğitimde Erişilebilirlik kategorisinde ise 3 bayrak alarak üçüncülüğü paylaşan diğer üniversite oldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Kiliseye zorla girmeye çalışan alkollü şahıslara 1 yıl 8’er ay hapis cezası verildi Eskişehir’de kiliseye zorla girmeye çalışan alkollü 2 şahsın yargılandığı davada, sanıklara 1 yıl 8’er ay hapis cezası verildi. Geçen yıl kasım ayında meydana gelen olayda, Tepebaşı ilçesi Mustafa Kemal Paşa Mahallesi Sümer Sokak’taki Eskişehir Protestan Kilisesi önüne gelen alkollü 2 şahıs, kapı ve pencereye yumruk atarak zorla içeri girmeyi denedi. Kapıya çıkan kilise pastörü Artun Tokatlı’yı “Yahudi misiniz, İsrailli misiniz? Sizi yakarım” diye tehdit eden şüpheliler daha sonra olay yerinden ayrıldı. Tokatlı’nın şikayeti üzerine polis ekipleri Aykut K. ve Halil D. isimli şüphelileri yakalayarak gözaltına aldı. Yapılan sağlık kontrolünde şüphelilerden Aykut K.’nin 2.16, Halil D.’nin 3.27 promil alkollü olduğu belirlendi. Zanlılar sevk edildikleri mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Cezaevinde 9 gün kaldıktan sonra tahliye olan Aykut K. ile Halil D. hakkında, Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nca dava açıldı. Eskişehir 7’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, şüpheliler Aykut K. ile Halil D.’nin ‘birden fazla kişiyi tehdit’, ’halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik’, ’cebir veya tehdit kullanmak suretiyle iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme’ suçlarından ayrı ayrı 4 yıldan 11 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Davanın karar duruşmasında tutuksuz sanıklar Aykut K. ve Halil D. salonda hazır bulundu. Duruşmaya, taraf avukatları da katıldı. Mahkeme heyetinin söz vermesi üzerine kendisini savunan şüpheli Halil D., olay anında alkollü olduğunu belirterek, “Kiliseye gittiğimizin farkında değilim. Benim bilerek yaptığım bir şey değildir. Öyle bir eylemde bulunmak istemezdim, niyetim de öyle değildi. Kimseyi tehdit etmedim, pastörü tanımıyorum, bilmiyorum niye tehdit edeyim. Pişmanım beraatımı talep ederim” dedi. Alkolün etkisinde olduğu için olayı hatırlamadığını anlatan sanık Aykut K. ise, “Halil ağabey ile buluştuk, alkol aldık. Sonrasını hatırlamıyorum. Polisler beni kilise önünden aldılar. Ben tehdit, hakaret küfür etmedim” ifadelerini kullandı. Sanıkların ifadelerinin ardından kararını açıklayan heyet, sanıklar Aykut K. ve Halil D. hakkında ‘birden fazla kişiyle tehdit’ suçundan iyi hal indirimiyle ayrı ayrı 1 yıl 8’er ay hapis cezasına çarptırdı, cezaların ertelenip, 2 yıl denetime tabi tutulmasına karar verildi. Tokatlı’nın sanıkların gelip kendilerinden özür dilediğini belirterek şikayetini geri çekmesi üzerine, iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlaması düşürüldü. Ayrıca Aykut K. ve Halil D. hakkında, ‘halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme’ suçundan beraatına karar verildi.
Kayseri Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı ve ERÜ iş birliği protokolü imzaladı Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı ve Erciyes Üniversitesi (ERÜ) arasında denetimli serbestlik hizmetleri alanında iş birliği protokolü imzalandı. Rektörlük Toplantı Salonu’nda düzenlenen protokol imza törenine; Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Habib Korkmaz, ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun, Başsavcı Vekili Ömer Demirgöz, Cumhuriyet Savcısı Ahmet İhsan Koç, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cevdet Kırpık, Genel Sekreter Prof. Dr. İbrahim Narin, Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Oktay Musa Kayırga katıldı. Törende Konuşan Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Habib Korkmaz, protokole desteklerinden dolayı ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun’a teşekkür ederek, “İnşallah imzaladığımız protokollerinin yaptığımız adalet hizmetinin verimliliğine ve hızlanmasına sebebiyet vereceğini düşünmekteyiz” dedi. ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun da konuşmasında imzalanan iş birliği protokolünün üniversite için önemli olduğunu söyledi. Rektör Prof. Dr. Altun, şunları kaydetti; “Eğitim-öğretim faaliyetleri, Ar-Ge faaliyetleri dışında toplumsal katkı süreçlerinde de Üniversitemizin marka değeri olduğunu bizler düşünüyoruz. Bu manada da iş birliklerinde Üniversitemizin bulunması bizler için de önemlidir. İnşallah iş birliği protokolümüzün hayırlı sonuçlar getireceğinin düşüncesi ile hayırlara vesile olmasını diliyorum.” Konuşmaların ardından iş birliği protokolü Cumhuriyet Başsavcısı Habib Korkmaz ve ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun tarafından imzalandı. İmzalanan protokol gereği; denetimli serbestlik tedbiri uygulanan yükümlülerin ve eski hükümlülerin kişisel gelişimlerine katkı sağlayarak suç işlemelerinin önüne geçilmesi ve yeniden topluma kazandırılmaları amacıyla iyileştirme odaklı belirlenen alanlarda çalışmalar yürütülecek.
Mersin Vali Pehlivan: "Yüksek standartlara haiz sağlık altyapımız bulunuyor" Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, Mersin’de yüksek standartlara haiz sağlık altyapısı bulunduğuna dikkat çekerek, "Vatandaşlarımıza en iyi şekilde sağlık hizmeti vermek için sağlık birimlerimizde, sağlık çalışanlarımızın çalışmaları gece gündüz kesintisiz bir şekilde devam etmektedir" dedi. Vali Pehlivan, İl Sağlık Müdürlüğünde ’Değerlendirme ve Koordinasyon Toplantısı’na katıldı. Sağlık Müdürlüğü görevine atanan Mustafa Ekici’ye hayırlı olsun dileğinde bulunan Vali Pehlivan, sağlık birimlerinde verilmekte olan hizmetler hakkında Ekici’den bilgiler aldı. Toplantıda ayrıca, il genelindeki hastaneler ve sağlık birimlerinin genel durumu, donanımı, sağlık yatırımları, sağlık alanında vatandaşlara sunulan önleyici ve tedavi edici hizmetler, yerine getirilmekte olan iş ve işlemler ile denetleme faaliyetleri ve ilgili çeşitli hususlar değerlendirildi. "Toplam 5 bin 332 yatak kapasitesine sahibiz" Mersin’de yüksek standartlara haiz sağlık altyapısı bulunduğuna dikkat çeken Vali Pehlivan, "Ülkemizde kurulan ilk şehir hastanesi ile birlikte 12 devlet hastanemiz bulunmaktadır. Ayrıca Mersin Üniversitemiz bünyesinde Tıp Fakültesi Hastanesi yer almaktadır. İnşaatı devam etmekte olan Mezitli Devlet Hastanesi ve Ağız Diş Sağlığı Merkezi ile birlikte sağlık altyapımız daha da güç kazanacaktır. İlimizde Aile Sağlığı Merkezi sayısı 174, ağız ve diş sağlığı merkezi sayısı 3’tür. Devlet hastanelerimizde bin 213, üniversite hastanesinde 245, özel hastanelerde 676 olmak üzere toplam 2 bin 134 uzman doktor bulunmaktadır" diye konuştu. Yine devlet hastanelerinde bin 173, üniversite hastanesinde 542, özel hastanelerde 131 olmak üzere toplam bin 846 pratisyen doktorun görev yaptığı bilgisini paylaşan Vali Pehlivan, "Devlet hastanelerimizde 236, üniversite hastanesinde 60, özel hastanelerde 643 olmak üzere toplam 939 diş tabibi bulunmaktadır. Devlet hastanelerimizde 5 bin 114, üniversite hastanesinde 704, özel hastanelerde 764 olmak üzere toplam 6 bin 582 ebe ve hemşire görev yapmaktadır. Devlet hastanelerimizde 3 bin 285, üniversite hastanesinde 860, özel hastanelerde bin 187 olmak üzere toplam 5 bin 332 yatak kapasitesi bulunuyor. Yine devlet hastanelerimizde 452, üniversite hastanesinde 145, özel hastanelerde 428 olmak üzere toplam bin 25 yoğun bakım yatak kapasitemiz var. Bunun yanında devlet hastanelerimizde 3, üniversite hastanesinde 1, özel hastanelerde 5 olmak üzere toplam 9 anjiyo ünitesi bulunmaktadır. İlimizde devlet hastanelerimizde 8, üniversite hastanesinde 2, özel hastanelerde 12 olmak üzere toplam 22 MR cihazı bulunuyor. Ayrıca devlet hastanelerimizde 9 diyaliz ünitesi bulunmaktadır. Vatandaşlarımıza en iyi şekilde sağlık hizmeti vermek için sağlık birimlerimizde, sağlık çalışanlarımızın çalışmaları gece gündüz kesintisiz bir şekilde devam etmektedir" ifadelerini kullandı.
Niğde Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’ne ikinci ’Mükemmeliyet mührü’ Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Kimya Ana Bilim Dalı ve Biyoteknoloji Ana Bilim Dalı yüksek lisans öğrencileri Kemal Karadağ ile Nuri Yeşilyurt’un ’Lignoselülozik Atıklardan Polihidroksi Alkonoat (PHA) Eldesinden Biyoplastik Sentezi’ başlıklı projeleri, TÜBİTAK 1812-Yatırım Tabanlı Girişimcilik Destek Programı (BİGG) 2024-2 Çağrısı kapsamında ’Mükemmeliyet Mührü’ almaya hak kazandı. Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Niğde Teknopark A.Ş.’nin yer aldığı Girişimci Rampası Konsorsiyumu koordinasyonunda yürütülen proje ile öğrenciler, aldıkları 900 bin TL’lik yatırım desteğiyle teknoloji odaklı iş planlarını hayata geçirebilecek. Bu destekle birlikte girişimci öğrencilerimizin biyoplastik alanında önemli adımlar atması ve sıfır atık konusunda üniversiteye ve ülkeye katkı sağlamasının önü açılacak. Konuyla ilgili açıklama yapan Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Uslu, araştırma odaklı bir yükseköğretim kurumu olarak üniversitenin projesi kültürüyle akademisyeninden öğrencisine kadar her düzeyde başarıdan başarıya koştuğunu aktardı. Ömer Halisdemir Üniversitesi’nin geçtiğimiz yıl TÜBİTAK 2209-A Öğrenci Bilimsel Araştırma Projeleri’nde Türkiye’de 208 üniversite arasında dördüncü olduğunu hatırlatan Rektör Uslu, ayrıca öğrencilerin son zamanlarda farklı destek programlarında da önemli başarılara imza attığını belirtti. Öğrencilerin projesine verilen desteğin bölgedeki girişimcilik ekosistemine büyük katkı sağlayacağına değinen Rektör Uslu; "Öğrencilerimizin başarısı, sadece üniversitemiz için değil, ülkemiz için de gurur verici. Üstelik bu projeyle ikinci Mükemmeliyet Mührü aldık. Projenin ülkemize, şehrimize ve üniversitemize hayırlı olmasını diliyorum" ifadelerine yer verdi.