POLİTİKA - 26 Kasım 2024 Salı 16:56

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “28 Şubat’ı hortlamaya çalışanlara göz yummayız”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “28 Şubat’ı hortlamaya çalışanlara göz yummayız”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,"2024 Türkiye’sinde, 28 Şubat’ı hortlamaya çalışanlara göz yummayız, böyle bir atmosferin oluşmasına da asla fırsat vermeyiz. ” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu’nda düzenlenen 7. Din Şurası’nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam’ın coğrafyamızdaki tüm milletlerin ve ırkların birliğini sağlayan temel unsur olduğunu vurgulayarak, ”Tekrar açık açık ifade ediyorum. Coğrafyamızdaki her milletin, her ırkın çimentosu İslam’dır, İslam’ın bize kazandırdığı kardeşlik ruhudur. Özellikle Türkleri, Kürtleri, Arapları bir arada tutan ortak dinimizdir, ortak kıblemizdir, ortak inançlarımız ve ideallerimizdir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”İslam kardeşliğini ve huzurunu tehdit edenlerin, bu ortak iman merkezine yönelik saldırılar gerçekleştirdiğine dikkat çekti. Erdoğan, ”Üstat Necip Fazıl, bu kadim hakikati bir iman merkezi etrafında toplananlar olarak tarif ediyor. Evet dilimiz kökenimiz, meşrebimiz, tenimizin rengi farklı olsa da hepimiz aynı iman merkezi etrafında buluşan, kucaklaşan, gönüllerini birbirine rapt eyleyen müminleriz. Bin yıldır bu topraklarda İslam kardeşliğinin cihan şümul sancağı altında aynı ezanların gölgesinin sergenliğinde hep beraber yan yana barış içinde yaşıyoruz. Coğrafyamızdaki birlik ve huzuru bozmak isteyenler doğrudan doğruya işte bu iman merkezine, işte bu çimentoya, yani inancımıza saldırmaktadır. İslam’a ve Müslümanlara yönelik saldırıların ateizm gibi, deizm gibi, Şamanizm gibi maskelerle kendilerini gizlediklerine tanık oluyoruz. Bir dönem Ali’siz Alevilik fitnesi üzerinden yürütülen kampanyaların gayesi neyse son dönemde gündeme getirilen İslamsız Türklük furyasının gerisinde de aynı emperyalist emeller vardır” değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanı, özellikle gençlerin zihinsel olarak bulandırılmasına yönelik bu saldırılara karşı durulması gerektiğini belirterek, tüm Müslümanların, ırkçılık maskesi altındaki İslam muhaliflerine karşı uyanık olmaları gerektiğinin altını çizdi. “Erdoğan, ”Özellikle gençlerimizin zihnini bulandırmayı amaçlayan bu saldırılara karşı durmak mecburiyetindeyiz. Göğsünde imandan zerre olan herkes ırkçılık maskesi altındaki İslam muhaliflerine karşı uyanık olmak ve bu bela ile mücadele zorundadır. Şunu lütfen hiçbir zaman unutmayınız. Bireyi aileyi milletimizi vatanımızı ayakta tutan İstiklal Marşımızda da ifade edildiği üzere "İman dolu göğsüm gibi serhaddim var" anlayışıdır. Kardeşlerim, İslam varsa Türk vardır. İslam varsa Kürt vardır, Arap vardır. İslam varsa aile vardır, ahlak vardır, edep ve haya vardır. İslam varsa bayrak vardır, vatan vardır, hürriyet vardır. Hepsinden öte İslam varsa Türkiye vardır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, tüm imamlar ve kanaat önderleriyle birlikte, İslam’a ve inanca yönelik her türlü saldırıya karşı cesur, bilgili ve donanımlı bir şekilde hareket etmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, artan tehditlere karşı gerekli tedbirleri alacağından emin olduğunu ifade etti.

Medya ve Sosyal Medyadaki Saldırılara Karşı Tedbir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kur’an-ı Kerim, Hazreti Peygamber’in hadisleri ve yaşantısı ile İslam alimlerinin öğretilerine yönelik son yıllarda medya ve sosyal medya üzerinden yapılan sistematik saldırılara dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan,” Üzerinde titizlikle durmamız gereken bir başka konu da şudur. Başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere Hazreti Peygamber’e, onun hadisi şeriflerine, onun yaşantısına, asırlardır yolumuzu aydınlatan alimlerimize, topraklarımızı iman ve hikmetle yeşerten gönül insanlarımıza, medya ve sosyal medya üzerinden sistematik saldırılar gerçekleştiriliyor. Kimi zaman cahiller kimi zaman az okumuş yarım okumuşlar, kimi zaman da bilginin peşinden koşarken hikmeti ıskalamış yarım akıllılar medya üzerinden genç nesilleri ifsat ediyor” dedi.

Cumhurbaşkanı, son yıllarda filmler, diziler ve televizyon programları aracılığıyla dini değerler ve dindarların hedef alındığını belirterek, bu saldırıların kabul edilemez olduğunu ifade etti. Dindarlara yönelik hakaretlerin, vakıflar, dernekler, tarikatlar ve dini müesseselere yönelik linç kampanyalarının artarak devam ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı, bu durumun sadece bir toplumsal sorun değil, aynı zamanda milli güvenlik meselesi olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı, Erdoğan,"Toplumun çimentosu olan mukaddesatımıza yönelik bu tür girişimler milli güvenlik sorunudur" diyerek, RTÜK ve diğer ilgili kurumların hızlı tedbirler alması gerektiğini belirtti. "28 Şubat’ı hortlatmaya çalışanlara göz yummayız," diyen Cumhurbaşkanı, 2024 Türkiye’sinde bu tür bir atmosferin oluşmasına fırsat verilmeyeceğini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Siyasi hayatımızın bütün safhalarında desteğini, duasını hatta 15 Temmuz gecesi olduğu gibi canlarını bizden esirgemeyen insanlarımızın sırf inancı, sırf dış görünüşü dolayısıyla aşağılanmasına üç beş kendini bilmezin reyting savaşına meze yapılmasına müsaade edemeyiz. 2024 Türkiye’sinde 28 Şubat’ı hortlatmaya çalışanlara göz yummayız, böyle bir atmosferin oluşmasına da asla fırsat vermeyiz. İlim ve mesuliyet sahibi her bir kardeşimizin bu saldırılara karşı sağlam bir direniş hattı kurması gerektiğine inanıyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, alimlerin en derin ve hassas konuları sosyal medyada ve kamuoyu önünde tartışmasının tehlikeli bir yol açtığını ifade etti. Erdoğan, ”Burada bir şikayetimi de dile getirmek zorundayım. Ne yazık ki alimlerimiz en hassas, en derin, en çetrefilli konuları, medya ve sosyal medyaya taşımak suretiyle tehlikeli bir yola giriyor. İlim erbabı arasında konuşulması, müzakere edilmesi gereken konular ulu orta yapılıyor. Meselelere hakim olmayanların zihinleri bulandırılıyor. Üniversitelerimiz özgürdür. İlahiyat fakültelerimiz özgürdür. Hocalarımız da öğrencilerimiz de her soruyu sormalı, her meseleyi cesurca tartışmalı, hiçbir endişe duymadan rahatça konuşmalıdır. Ancak bunlar ulu orta, kamuoyu önünde ve sosyal medyada değil ilim meclislerinde ehil insanlar arasında yapılmalıdır. Yine bu minvalde sivil dini yapıların kendi işlerinde ya da kendi aralarında yaptıkları münakaşalar toplumda bu müesseselere karşı güveni aşındırmaktadır" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sivil dini yapıların bu yolla yıpratılmasının birtakım sapık oluşumlara maalesef zemin hazırladığına dikkat çekerek," Kötü örnekler toplumda umudun kararmasına sebep oluyor. Bakınız din adamlığıyla şovmenlik aynı kisvede bulunamaz. Şöhret hastalığı samimiyetin, hüsnü niyetin ortadan kalkmasına neden olur. Bunun vebali ağırdır. Topluma örnek olması beklenen kişilerin şöhret ve kudret uğruna ağırbaşlılıktan vakardan, samimiyetten uzaklaşması hem de iki cihanda hesabı verilemez ağır bir vebaldir." değerlendirmesinde bulundu.

Yüce Allah Şura Suresinin 38. ayetinde şöyle buyuruyor. ’Onlar Rablerinin davetini kabul ederler ve namazı dosdoğru kılarlar. Onların işleri de kendi aralarında istişareyledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan onlar Allah yolunda harcarlar.’ Resulü Kibriya efendimiz ise bir hadisi şeriflerinde müminlere şu tavsiyede bulunuyor. İstişare edilen kişi kendisine emniyet edilen kişidir. Biz istişare şuurunu Kitabullah’tan, Peygamberimizin (Sallallahü teala aleyhi ve sellem) örnek yaşantısından, Asrı saadetin o muhkem, o müreffeh ikliminden tevarüs ettik. Meşvereti, fikir teatisini, bilgi ve tecrübe paylaşımını kadim geçmişimizden köklü medeniyet değerlerimizden, ecdadımızdan devralıp Allah’ın izniyle bugünlere getirdik. Ortak akla danışma kültürüne, iş birliğine hep bu anlayışla, bu şuurla sahip çıktık. Din şuralarımıza da bu nazarla bakıyor, çağın sorunlarına yine Kuran’la sünnetle çözüm yolları arayan çalışmaları çok önemsiyoruz, son derece kıymetli buluyoruz” değerlendirmesini yaptı.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Yurt içinde ve yurt dışında yürüttüğümüz din hizmetlerinin geliştirilmesinin ortak sorunlara, ortak çözümler üretilmesinin özellikle dijital mecralardan inancımıza, değerlerimize ve nesillerimize yönelen tehditlerin bertaraf edilmesinin şura faaliyetlerinin öncelikle hedefleri arasında yer aldığını biliyoruz. Geniş bir tartışma ve müzakere zemininde cereyan eden bu çalışmalara katılmakla sizler hiç şüphesiz ağır bir yükü omuzluyor, büyük bir mesuliyeti bihakkın yerine getirmeye gayret ediyorsunuz. Mevla her birinizi muvaffak eylesin diyorum. 7. din şurasının katılımcılarına gayretlerinden ötürü şimdiden şahsım ve milletim adına teşekkürlerimi sunuyorum.”

Hülya Keklik

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Düzce Düzce Üniversitesi öğrencileri eşsiz bir deneyim yaşadı Düzce Üniversitesi Akçakoca Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencileri, "Lezzet Yolculuğu: Baklava ve Çikolatanın Sanatı" başlıklı etkinlikte, alanında uzman şeflerin bilgi ve deneyimlerinden faydalanma fırsatı buldu. Etkinlik, Öğretim Görevlisi Atıf Akkil’in dersi kapsamında düzenlendi ve yoğun ilgi gördü. Etkinliğe; Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Kütük, YüksekokulYönetimi ile Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğretim üyeleri ve öğrencileri katıldı. Etkinliğin ilk bölümünde, Şef Mahmut Okutucu, baklava ve çikolatanın tarihine ışık tuttu. Yiyeceklerin geçmişten günümüze uzanan hikayelerini paylaşan Okutucu, bu lezzetlerin kültürler üzerindeki etkisini ve nasıl birer sanat formuna dönüştüklerini anlattı. Ardından Şef Paşa Eroğlu, geleneksel Türk tatlısı midye baklava ve klasik cevizli baklavanın yapımını uygulamalı olarak gösterdi. Eroğlu, baklava hamurunun açılmasından, şerbetin hazırlanmasına kadar tüm aşamaları detaylı şekilde anlatarak öğrencilerin sorularını yanıtladı. Etkinliğin son bölümünde ise Şef Sami Turan ve Şef Ahmet Kalay tarafından gerçekleştirilen workshopta, katılımcılar "Dubai çikolatası" ve "Beyoğlu çikolatası" yapımını uygulamalı olarak öğrendi. Şeflerin teknik detaylar ve püf noktalarını paylaştığı bu bölüm, öğrencilere interaktif bir deneyim sundu. Ders kapsamında gerçekleştirilen bu etkinlik, Düzce Üniversitesi öğrencilerine yalnızca teorik bilgi değil, pratik deneyim kazandırarak kariyer yolculuklarında önemli bir adım atmalarını sağladı. Öğrenciler, etkinlik sonunda şeflerle hatıra fotoğrafı çektirdiler.
Muğla Özel bireyler için ‘Yan yanayız’ projesi Muğla Valiliği himayesinde, özel çocukların eğitim kültürünü oluşturmak amacıyla Muğla İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından hayata geçirilen ‘Yan Yanayız’ projesi kapsamında ‘Kapsayıcılık / Kaynaştırma/Bütünleştirme’ semineri gerçekleştirildi. Muğla Valisi Dr. İdris Akbıyık’ın eşi Sevim Akbıyık’ın koordinatörlüğünü yaptığı projenin ilk eğitim semineri, Muğla Halk Eğitim Merkezi toplantı salonunda gerçekleşti. Eğitim seminerine, Sevim Akbıyık’in yanı sıra öğretmenler katıldı. Seminerde ‘Yan Yanayız’ Proje Yürütücüsü Belgin Sevgi İçyüz, proje hakkında katılımcılara bilgi verdi. ‘Yan Yanayız’ projesinin öğretmenler, veliler, idareciler ve öğrenciler arasında engellilik ve özel çocuk kavramlarına yönelik algı ve tutumları dönüştürmeyi, özel ihtiyaç kavramını daha yaygın ve kabul edilebilir hâle getirmeyi, farklılıklara saygı kültürünü geliştirmeyi, bağımlılık ile etkin mücadele ederek okullarda akran zorbalığını önlemeyi ve kapsayıcı eğitim ilkelerinin yaygınlaştırılmasını amaçladığı açıklandı. Seminere konuşmacı olarak katılan Dr. Rıfat İçyüz, Dr. Hatice Akçakaya, Dr. Ali Yiğit Kocabıçak ve Dr. Halil Öztürk, kapsayıcı eğitime erişim, işitme kayıplı, dil ve konuşma güçlüğü yaşayan çocukların öğretmenleri neler yapabilir, öğretmenler için pratik uygulama rehberi, özel çocuklar için spor, kapsayıcı eğitim iş birliği konular hakkında öğretmenlere bilgi verdi. Ayrıca, okullarda da özel ihtiyaç kavramını daha yaygın ve kabul edilebilir hale getirmeyi, okullarda akran zorbalığını önlemeye yönelik konulara da dikkat çekildi.
Balıkesir Balıkesir Büyükşehir’in 2025 yılı bütçesi 20 milyar 500 milyon TL. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nin 2025 bütçesi oy birliğiyle geçti. Bütçe, 20 milyar 500 milyon TL olarak onaylandı. Balıkesir Büyükşehir Belediye Meclisi Kasım Ayı Olağan Toplantısının ikinci birleşimi gerçekleştirildi. 2025 yılı bütçesini sunan Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, hedefledikleri proje ve yatırımlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yönetimi devraldıktan sonra gerçekleşen ilk bütçe görüşmesinin hayırlı olması temennisinde bulunan Akın, bütçe hakkının halkın seçtiği temsilciler aracılığıyla kamu gider ve gelirlerini belirleme hakkı olduğunu söyledi. Belediyelerin halka en yakın kuruluşlar olmasından dolayı bütçe hakkının en net uygulandığı kamu kuruluşları arasında geldiğini ifade eden Akın, halkın parasını, yine halk için en doğru ve en adil şekilde kullanma sorumluluğunu üzerinde hisseden bir Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunu söyledi. "Balıkesir halkının bütçesidir" Bütçenin sadece rakamlardan oluşan bir belge olmadığını belirten Akın, 2025 yılı için hazırlanan bütçenin rakamların ötesinde aynı zamanda ülkenin içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal sorunlarını yansıtan, bu sorunlara demokratik, adil, kapsayıcı ve güvenli icraatları yansıtan bir politika belgesi olduğunu ifade etti. Hazırladıkları 2025 yılı bütçesinin ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz, derin yoksulluk ve eşitsizlik sorunlarına karşı halkçı, haktan ve halktan yana bir tutum alınarak hazırlandığını söyleyen Akın, “2025 Yılı Büyükşehir Bütçesi, Balıkesir halkının bütçesidir. 2025 yılı bütçesi, yoksulun, emekçinin, dışlanmışın ve hükümetin yıllardır uyguladığı politikalardan olumsuz etkilenen Balıkesirlinin bütçesidir. Uzun süredir çok derin bir ekonomik kriz ile boğuşan ülkemizde bu derin kriz, yoksulu daha yoksul, orta gelirliyi ise yoksul haline getirdi. 2025 yılı bütçemiz, işte bu olumsuz tabloyu bilerek ve dikkate alarak yoksulları, emeklileri ve işsizleri de gözeterek hazırlanmış bir bütçedir” diye konuştu. Sosyal yardımlar 5 kat artacak 2024 yılı bütçesinde sosyal yardıma ihtiyacı olanlara verilen sosyal yardım miktarı 60 Milyon TL iken hazırladıkları 2025 bütçesinde bu oranı 5 kat arttırdıklarını açıklayan Akın, “2025 yılında bu miktarı tam 5 kat artırarak 300 milyon TL’nin üzerine çıkardık. Benzer bir hamleyi kırsal kalkınmaya ayırdığımız bütçede de yaptık. Çünkü bir tarım ve hayvancılık kenti olan Balıkesir’de kırsal kalkınmaya öncelik vereceğiz ve “Balıkesir Modeli” dediğimiz modeli hayata geçireceğiz. Bundan dolayı kırsala ayırdığımız ödeneği 300 Milyon TL’den 500 Milyon TL’ye çıkardık. Bu ödeneğin 400 milyon TL’sini de doğrudan çiftçimize destek olarak aktaracağız. Bütçede değişiklik yaptığımız bir başka örnek de Özel Kalem Müdürlüğü bütçesidir. Sosyal yardımları beş kat artırırken, kırsala ayırdığımız bütçeyi 500 milyon TL’ye çıkarırken, Özel Kalem Müdürlüğü Bütçesinde de tam tersini yaptık. Daha önce Özel Kalem için belirlenen “Temsil ve Ağırlama Giderleri Ödeneğini” 21 milyon TL’den 8,5 milyon TL’ye düşürdük” diye konuştu. Bütçede şeffaflık dönemi 2025 yılı bütçesini 20 milyar 500 milyon TL olarak belirlediklerini belirten Akın, “Bilmenizi isterim ki, yaşadığımız yüksek enflasyon, geçmiş dönemden aldığımız ağır borç yükü ve üzerimizdeki ağır faiz ödeme baskısı, kaçınılmaz olarak iş yapma biçimimizi ve hareket kabiliyetimizi olumsuz etkiliyor. Bütçemizi de bu bakış açısıyla şekillendirirken, 2025 yılı bütçesinde de temel önceliği bütçe disiplinine ve buna bağlı olan finansal sürdürülebilirliğe verdik. Bu bakışa uygun olarak bütçede şeffaflığa ve denetlenebilirliğe büyük önem veriyoruz. Mali açıdan ne durumda olduğumuzu halkımızın bilmesinin, hem onların en temel demokratik hakkı olduğuna, hem de şeffaflık ilkesi açısından da zorunlu olduğuna inanıyoruz. Yaşanan ciddi ekonomik krizi de dikkate alarak 2025 yılı için tasarrufu öncelediğimiz, belediye gelirlerini artırdığımız ve faiz baskısını azalttığımız bir yılı hedefliyoruz. Eğer bunu gerçekleştirebilir, faiz baskısını azaltabilirsek, önümüzdeki yıl hedeflediğimiz yatırımlarımıza daha fazla kaynak ayıracağız” şeklinde konuştu. Kul hakkı yenmeyecek Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak en öncelikli hedefinin Balıkesirlinin sofrasındaki ekmeği büyütmek, kenti tarımda, hayvancılıkta, turizmde, akıllı kent anlamında teknolojinin ve üretimin öne çıktığı bir Büyükşehir haline getirmek olduğunu söyleyen Akın, "Biz, yoksulluğu yönetmek değil, refahı artırarak refahtan ve zenginlikten herkesin adil olarak yararlanmasını istiyoruz. Çünkü biz, bir tarım ve hayvancılık cenneti olan kentimizde ne yatağa aç giren bir çocuk olsun, ne de deniz görmeyen bir çocuk kalsın istiyoruz. Kul hakkı da yenmeyecek, yenmiyor” dedi. Başkan Akın’dan tüm partilere teşekkür Meclisteki tüm partilere teşekkür eden Akın, "Başta partim CHP’ye, İYİ Parti’ye, AK Parti’ye, MHP’ye teşekkür ediyorum. Kuvayi Milliye ruhuyla, o inanç ve birliktelikle hep birlikte Balıkesir’i kalkındırmak için mücadele ediyoruz. Elimizdeki potansiyeli en yukarıya çıkarmak için çalışıyoruz. Bunun da yolu Balıkesir ekonomisini büyütmekten geçiyor. Siyasi tercihlerimizden bağımsız olarak Balıkesir için bir olursak hep beraber tüm üretim kollarında ortak çalışmayı, şeffaflığı ve dayanışmayı öne çıkarırsak Balıkesir, tüm Türkiye’ye örnek olacaktır. Çünkü Balıkesir coğrafyasıyla, Türkiye’nin tam bir modellemesidir. Burada uygulanan modeller herkese örnek olacaktır” şeklinde konuştu. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi 2025 Yılı Bütçesinin meclisten oy birliğiyle geçmesinin ardından Başkan Akın, bütçenin hayırlı olması temennisinde bulunurken tüm meclis üyelerine teşekkür etti.