POLİTİKA - 30 Eylül 2024 Pazartesi 13:06

CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “(Sağlık sistemi) Gemi tam olarak karaya oturdu”

A
A
A
CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “(Sağlık sistemi) Gemi tam olarak karaya oturdu”

Ankara’da düzenlenen, ‘Birinci Basamak ve Koruyucu Sağlık Hizmetleri Çalıştayı’nda konuşan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, “Gemi tam olarak karaya oturdu. Bugün hastanelerde endoskopi için 1 yıl sonrasına gün verilmesi normalleşmiş, günü veren utanmaktadır, alan şaşırmaktadır ama bu sistemi kuranlar bu meseleye müdahale edememektedirler” dedi.


CHP Genel Başkanı Özgür Özel Ankara’da Zübeyde Hanım Sosyal Tesisi’nde düzenlenen ‘Birinci Basamak ve Koruyucu Sağlık Hizmetleri Çalıştayı’na katıldı. Çalıştaya Özel’in yanı sıra, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, ilçe belediye başkanları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.



“Gemi tam olarak karaya oturdu”


Çalıştayda konuşan CHP Genel Başkanı Özel, 31 Mart Yerel Seçimlerinden bu yana taşıdıkları sorumluluğun arttığını söyleyerek, “Seçimlerde bugüne kadar girdikleri tüm seçimlerden birinci parti olarak çıkmanın verdiği özgüvenle bilhassa sağlık gibi en önemli olan bir alanda hem eşit hem ayrımsız hem ücretsiz olması gereken bir alanı her geçen gün daha eşitsizleştiren, ayrımın olduğu ve ücretsiz sağlık hizmetinin neredeyse kimse için hiçbir fasılın kalmadığı bir süreçte bir dokunulmazlığı vardı hükümetin. ‘Eğer vatandaş memnun olmasa bu kadar çok oy verir mi? Bizi birinci parti yapar mı’ diyorlardı. Sağlık alanı bu alanda aslında en derin hataların yapıldığı ama ilk başta daha önce hepimizin kabul ettiği, eleştirdiği, düzeltilmesi gereken yapısal ve ilginci sorunların üzerine gelmiş görece bir birleşme döneminden dolayı kamuoyu anketlerinde de sağlık hizmetlerinin diğer hizmetlere göre memnuniyetinin daha yüksek olduğu bir süreci maalesef sağlığı ticarileştirmek, sağlık hizmetlerini artık sınıfsal bir mesele haline getirmek için bir fırsata çevirdiler. O alanı dokunulmaz bir alan olarak gördüler. Bu konuda yanlışları eksikleri söyleyen kim varsa kamuoyu birlikte mahkum edilmeye çalışıldı. Hatta Cumhuriyet Halk Partisi’nde ya da diğer muhalefet partilerindeki bizler gibi sağlık meslek örgütlerinden gelen hekimler, diş hekimleri, eczacılar, veterinerler sözlerini söylediklerinde kendi partilerinde dahi efendim bu alanda iktidar güçlü, buraları eleştirmeyelim gibi iletişime yönelik uyarıların alındığı dönemlerden geçtik. Şimdi öyle bir yere geldik ki deyim yerindeyse gemi tam olarak karaya oturdu” dedi.



“Hastanelerde endoskopi için 1 yıl sonrasına gün verilmesi normalleşmiş, günü veren utanmaktadır”


Randevu sistemiyle ilgili yaşanan olayı hatırlatan Özel, “Bir buçuk yıl sonrasına verilen bir göz ameliyatının hastanın ölümünden 6 ay sonra evine telefon açılarak ameliyata davet edildiği o trajik, o ailesi kadar hepimizi kahreden sembol olay ortadadır. Bugün hastanelerde endoskopi için 1 yıl sonrasına gün verilmesi normalleşmiş, günü veren utanmaktadır, alan şaşırmaktadır ama bu sistemi kuranlar bu meseleye müdahale edememektedirler. Çünkü oluşturdukları sorun tamamen yapısal bir meseledir. O hastaneyi güya bedava yapacağız diye hasta sayıları ile ilgili verdikleri taahhütler o taahhütleri alanların bugünkü hesapları üzerinden masaya döküldüğünde daha fazla cihaz koymak daha fazla eleman çalıştırmak ki cihazla elemanın aynı şartnamede olması aynı taahhütnamede olması kadar hem onur kırıcı hem de kabul edilemez bir mesele bu ülkede yaşatılmaktadır. Kurtarmadığı için randevuda 1 yıl sonrasına verilmektedir ve eğer bu mesele temelde vazgeçtik kardeşim. İptal ettik kardeşim. Borcu liraya çevirdik, borç bizimdir kardeşim ama hastaneler bu milletindir demeden bu sorun çözülmeyecektir. Bu iktidar bu sorunu çözemeyecektir. Önümüzdeki Türkiye Cumhuriyeti’nin iktidarında gerçek anlamda halkın iktidarı konulduğunda bu sorunlar kökünden çözülecektir. Hastaneler milletin, hizmet etme görevi devletin, onuruyla yaşama hakkı da bu milletindir” diye konuştu.



CHP Genel Başkanı Özgür Özel: “(Sağlık sistemi) Gemi tam olarak karaya oturdu”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İsrail’in hedefindeki Lübnan’dan kaçış sürüyor İsrail’in saldırılarının ardından Beyrut’ta bulunan Lübnan vatandaşlarının ülkeden kaçışları sürüyor. Beyrut’tan İstanbul Havalimanı’na gelen yaklaşan 150 kişi, buradan diğer ülkelerdeki yakınlarının yanına gidiyor. İsrail’in Gazze’nin ardından Lübnan’a yönelik düzenlendiği saldırıların ardından ülkeden kaçış sürüyor. Bazı havayolları şirketleri Lübnan’a uçuşlarını askıya alırken, saldırılar nedeniyle orada yaşayanlar ülkeyi terk ediyor. Beyrut’tan kalkan Ortadoğu Havayollarına ait uçak saat 14.00 sıralarında İstanbul Havalimanı’na indi. Beyrut’tan gelen 150 kişi; ABD, Kanada ve diğer ülkelerdeki yakınlarının yanına gidecek. "Lübnan’daki durum oldukça kötü" Lübnan’daki durum oldukça kötü olduğunu söyleyen kişi, "Geçtiğimiz birkaç gün içinde Beyrut’ta çok fazla bombalama oldu. Başkent’te ciddi yıkım var. İnsanlar çok korkuyor. Ülkemiz için uluslararası yardıma ve duaya ihtiyacımız var" dedi. Bölgenin çok riskli olduğunu söyleyen bir yolcu ise, "Bu yüzden biraz dinlenmeye ihtiyacımız var. Daha sonra Lübnan’a geri döneceğiz. Emekliyim ve İstanbul’da yaşayan kardeşimi görmeye geldim. Beyrut’taki ailem güvende değil. Durum problemli. Orada yaşamayız" diye konuştu. "Beyrut’u da hedef almaya başladılar" Çok korkuttuklarını ve bu yüzden Beyrut’tan ayrıldıklarını söyleyen başka bir yolcu ise "Sadece Bekaa gibi ülkenin güneyini değil Beyrut’u da hedef almaya başladılar. Oldukça korkucu ve ayrılmak zorunda kaldık. Dönüp dönmeyeceğimizi bilmiyorum duruma göre karar vereceğiz. Birkaç hafta ya da bir ay sonra duruma göre karar vereceğiz. Karar vermek için çok erken. Durum oldukça kötü" dedi. Lübnan’da gazeteci olduğunu söyleyen başka bir kişi ise, Lübnan’daki durum yüzünden İstanbul’a geldin. son günlerde herkesin bildiği gibi durum iyi değil. Stres altında yaşamak istemiyoruz. Ne olacağını bilmiyoruz. Tüm bunlardan sonra İstanbul’a gelip bir süre kalmayı tercih ettim. Neler olacağını göreceğiz. Yakın zamanda Lübnan’a dönmeyi umuyorum. Neler olacağını bilmiyoruz ama iyi olmasını dileyebiliriz. Umarım durum yeniden istikrara kavuşur Lübnan’ın her yerindeki Lübnan ordusu güvende olur. Umarım eskisi gibi yaşamımıza devam ederiz" diye konuştu.
Gaziantep Doç. Dr. Barış: "Covid-19 aşıları kalp krizlerini önlemekte" Gaziantep Şehir Hastanesi Doç. Dr. Kardiyoloji Uzmanı Veysel Özgür Barış, Covid-19 aşılarının kalp krizini önlediğini söyledi. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, 29 Eylül Dünya Kalp Günü kapsamında kalp sağlığına dikkat çekmek ve toplumu bilinçlendirmek amacıyla özel bir etkinlik düzenledi. Her yıl dünya genelinde kutlanan bu önemli gün, kalp hastalıklarının küresel sağlık üzerindeki etkilerine vurgu yaparak, bu hastalıkların önlenmesi konusunda farkındalık oluşturmayı hedefliyor. Büyükşehir Belediyesinin organize ettiği etkinlik, hem yetişkinler hem de çocuklara yönelik kapsamlı bilgilendirme çalışmalarıyla kalp sağlığına dair önemli mesajlar verdi. Etkinlik kapsamında Gaziantep Şehir Hastanesi Doç. Dr. Kardiyoloji Uzmanı Veysel Özgür Barış, kalp hastalıklarının önlenmesi için sağlıklı yaşam önerileri sunarken, katılımcılara kalp sağlığını korumanın yolları hakkında eğitimler verdi. Doç. Dr. Kardiyoloji Uzmanı Veysel Özgür Barış, Covid-19 aşılarının kalp krizini önlediğini söyledi. “Kalp krizini önlemek bizim elimizde” Kalp krizini önüne geçmek için neler yapılması gerektiğini anlatan Doç. Dr. Barış, “Hepimizin bildiği gibi hepimizin bir kalbi var. Bir tane hayatımız var. Kalbimize iyi bakmamız gerekiyor. Şu anda bütün dünyada erken ölümlerin en büyük sebebi kalp hastalıkları oluşturmakta. Çalıştığımız merkezde ortalama 20 hastaya kalp krizi nedeniyle hastalar geliyor. Yıllık olarak her gün 7 bin kişi gelmekte. Kalp krizini önlemek bizim elimizde. Kalp krizinin önüne geçebilmek için iyi beslenmemiz gerekiyor. Sigaradan uzak durulması gerekiyor. Hareketli ve spor yapmamız gerekiyor” dedi. "Kalp krizi 30’lu yaşlara indi” Doç. Dr. Barış, “Önceden kalp krizleri geç yaşlarda olurdu. Şu an bu sayı 30’lu yaşlara kadar düştü. Gelişen teknolojinin getirmiş olduğu hareketsizlik nedeniyle çok daha küçük yaş gruplarında da görmekteyiz. Aşı değil Covid-19 kalp krizine neden olmakta. Aşı ise kalp krizlerini önlemektedir” diye konuştu.
Ankara Bakan Göktaş: "Türkiye genelinde bulunan 90 SODAM ile Roman vatandaşlarımıza hizmet sunuyoruz" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "SODAM (Sosyal Dayanışma Merkezleri) ile başta Roman vatandaşlarımızın mesleki ve sanatsal gelişimlerine yönelik eğitimler veriyoruz. Bugün Türkiye genelinde bulunan 90 SODAM ile Roman vatandaşlarımıza hizmet sunuyoruz" dedi. Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, 2023-2030 dönemini kapsayan Roman Vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesi ve I. Aşama Eylem Planının değerlendirme toplantısına katıldı. Ankara düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Göktaş, Roman vatandaşların yoğun olarak yaşadığı şehirlerde 6 bin 603 konutun yapılmasını sağlayarak hak sahiplerine teslim edildiğini ve SODAM ile Roman vatandaşlara çeşitli konularda hizmet sağlandığını söyledi. "Roman vatandaşlarımızın hayat standartları iyileştirildi" Bakan Göktaş, 2009 yılında başlatılan Roman açılımının, bugün sosyal politikalar açısından çok anlamlı bir noktaya ulaştığını söyleyerek, "İlgili kamu kurumlarımızdan sivil toplum kuruluşlarımıza kadar tüm paydaşlarımızın katkılarıyla, bu ülkenin öz evladı olan Roman kardeşlerimiz için pek çok proje hayata geçirildi. Atılan güçlü ve kararlı adımlarla bugün Roman vatandaşlarımızın hayat standartları iyileştirildi. Eğitim, istihdam, barınma ve sağlık gibi temel haklara erişimlerinde önemli mesafeler kaydedildi. Toplumsal hayata tam katılımlarını sağlamak ve karşılaştıkları zorlukları aşmak amacıyla oluşturulan projelerle, Roman vatandaşlarımızın sosyal entegrasyon süreçleri hızlandırıldı. Sosyal hizmetlerden etkin şekilde faydalanmalarını sağlayacak özel hizmet modelleri geliştirildi. Bu bağlamda, Romanların kültürel zenginlikleri ve farklılıkları, ülkemizin bir parçası olarak daha fazla değer görmeye başladı" ifadelerini kullandı. "Türkiye genelinde bulunan 90 SODAM ile Roman vatandaşlarımıza hizmet sunuyoruz" İzleme ve Değerlendirme Sistemi Bilişim Altyapısı kapsamında güncel verilere dayalı bir raporlama sistemiyle eylem planlarının hangi aşamada gerçekleştirildiğini takip edilebileceklerini söyleyen Göktaş, "Bunun yanı sıra Roman vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı 25 ilimizde oluşturduğumuz İl Çalışma Gruplarıyla değişen ihtiyaçlara özel hizmetler sunuyoruz. Yine Roman vatandaşlarımızın yoğun olarak yaşadığı şehirlerde 6 bin 603 konutun yapılmasını sağlayarak hak sahiplerine teslim edildi. Ayrıca, SODAM, yani Sosyal Dayanışma Merkezlerimiz ile başta Roman vatandaşlarımızın mesleki ve sanatsal gelişimlerine yönelik eğitimler veriyoruz. Bugün Türkiye genelinde bulunan 90 SODAM ile Roman vatandaşlarımıza hizmet sunuyoruz. Sosyal Dayanışma Merkezlerimizdeki mesleki kurslarla ayrıca kadınların gelişimine ve hayallerini gerçekleştirmelerine yardımcı oluyoruz. Merkezimizde kadınlara sosyal hayat tecrübesi sunmanın yanı sıra mesleki donanım kazandırmayı da amaçlıyoruz. Ekonominin içinde daha aktif şekilde yer almaları için eğitim içerikli kurslarımızla vatandaşlarımıza destek oluyoruz" dedi.
Kilis ‘Horoz karası üzümü’nün sofralara yolculuğu başladı Kilisin tescilli ürünleri arasında yer alan ‘Horoz karası üzümü’nün sofralara ulaşmak için zorlu yolculuğu başladı. Suriye’ye sınır kent olan Kilis’te, kentin tescilli ürünleri arasında yer alan ve çiftçilerin olmazsa olmazı olan ‘Horoz karası üzümü’nün zorlu yolculuğu başladı. Bağ makasıyla teveklerden kesilen üzümler, tanelerinken hem salkımından hem de çürüğünden ayrıldı. Sağlam olan üzümler, potasyum, soda ve zeytinyağı karışımıyla yağlanarak daha önce hazırlanan sergi alanlarında 7 ile 10 gün içerisinde güneş altında kurumaya bırakılıyor. Kilis karası, budama ve temizleme işlemlerinin ardından hasadından işlenmesine kadar her evresinde üreticisine katı sunuyor. Kilis’in verimli topraklarında yıllardır üretimi yapıldığı için şehrin adıyla anılan siyah üzüm, devlet desteğiyle 2020 yılında kurulan Üzüm Birliği sayesinde hem iç hem de dış piyasaya ihracat yapılarak, kış aylarının vazgeçilmezi oluyor. 7 ile 10 gün boyunca güneş altında bekliyor. Üzümün kurusu ve yaşı, bölge tarımına kattığı değer ile siyah inci olarak anılıyor. Sezon boyunca yaklaşık olarak 300 ton üzüm işlendiğini söyleyen Üzüm Üreticileri Birlik Başkanı Mehmet Yalçın, "Çiftçilerin geçim kaynağı olan birlik 2021 yılında faaliyete geçti ve GAP İdaresi, İpek Yolu Kalkınma Ajansı, Kilis Valiliği ve İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile ortaklaşa olarak 2020 yılında kuruldu. Yaklaşık olarak 4 yıla yakın bir süredir üzüm işleme tesisimizde üzümleri işleyip dünyanın dört bir tarafına göndererek mesaimize devam ediyoruz. Kilis’in adı ve coğrafyasıyla birleşen ve tescilli ürünü olan ‘Horoz Karası üzümü ‘nün sofralarımıza zahmetli yolculuğu devam ediyor. Bağlardan kesilen üzümler, ilk olarak güneş altında yaklaşık 7 ile 10 gün boyunca kurutuluyor ve daha sonra tüccarı olan ve olmayan üreticiler, ürünlerini birliğe getirerek piyasaya sunmak için hazır hale getiriyoruz. Sezonun başlamasıyla birlikte 2 vardiya şeklinde 44 kişi ile çalışarak günümüze kadar 300 ton üzüm işledik. Hedefimiz 500 ile 600 ton civarında. Tesiste işlenen üzümler, İstanbul, Ankara, Bursa ve Trabzon gibi illere gönderiyoruz. Hem iç piyasaya hem de dış piyasaya gönderimini sağlıyoruz’’ dedi.