POLİTİKA - 17 Mart 2025 Pazartesi 19:47

Bakan Kurum’dan yarısı bizden çağrısı: "Siz isteyin, biz yapalım"

A
A
A
00:00
00:00
HD

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul Sultangazi’de Yarısı Bizden kampanyasından faydalanan vatandaşların görüntülerini paylaşıp, bir kez daha vatandaşlara kentsel dönüşüm için çağrı yaptı. Mesajında ev sahibi Yasin Gazi’nin "Devletimiz bir şeyi yapacağım dediyse yapar" sözünü alıntılayan Bakan Kurum, "Siz isteyin, biz yapalım" dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı Kentsel Dönüşüm Başkanlığı tarafından İstanbul’da riskli yapıların dönüşümü için hayata geçirilen ‘Yarısı Bizden’ kampanyası, vatandaşların deprem korkularına son veriyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Yarısı Bizden’e başvuran Sultangazi’deki 4’er katlı 4 binanın sakinlerinin görüntülerini sosyal medya hesabından paylaştı. Hak sahiplerinden Yasin Gazi’nin "Devletimiz bir şeyi yapacağım dediyse yapar" sözünü alıntılayan Bakan Kurum, "Siz isteyin, biz yapalım" dedi.

Görüntülerde yer alan Yasin Gazi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın duyurusunun ardından hemen müracaat ettiklerini söyleyerek, "Biz devletimize güveniyoruz. Bir şeyi yapacağım dediyse yapar. Devlet vatandaşını evlat gibi görüyor. Devletimiz hızlı bir şekilde ödemelerini de yaptı. Binanın 6 ayda kabası bitti. Biz ‘yapıyoruz’ deyince hemen bir arka sokaktan komşularımız da geldi, ‘Bizim binayı da yapın’ dediler" ifadelerini kullandı.

"Deprem öldürmez, bina öldürür"

Yasin Gazi, deprem, ölüm ve yakınlarını kaybetme korkusundan kurtulmak için ailesini kampanyaya ikna ettiğini belirterek, "Deprem öldürmez, bina öldürür. Burada kayınbiraderim, babam, kardeşim oturuyordu. Benim binam sağlam olsa bile onların binası yıkılsa ben nasıl yaşarım diye düşünüyordum. Yarısı Bizden imkanı doğunca onlara ‘Bir an önce ne olursa olsun yapacaksınız’ dedim. Şimdi gönlüm rahat. Artık daha huzurlu, daha mutlu, daha güvenli bir ortamda oturuyoruz" dedi.

Nikahı erteleyip evlerinin dönüşümünü beklediler

Mustafa-Altun Kar çifti de sağlam bir evde yeni hayatlarına başlamak için nikahlarını 4 ay ertelediklerini anlattı. Altun Kar, "Yarısı Bizden kampanyası bize çok iyi oldu. Her şey çok iyi ilerledi, çok da sağlam oldu. Çok mutluyuz, çok memnunuz" şeklinde konuştu.

Yarısı Bizden desteği sayesinde inşaatın hızla ilerlediğini ifade eden emekli Medet Kolçak da, "1,5 milyonu oğlu babasına vermez. Yüzümüz gülüyor. Allah razı olsun devletimizden, milletimizden, yapandan, getirenden, bu işi yönetenden. Yakın bir zamanda yapılıp seneye girmiş olacağız inşallah" dedi.

"Can gittikten sonra binaların bir önemi yok"

Güvenlik amiri Mustafa Kahraman ise, "Çürük binaların öldürdüğünü artık insanların anlaması lazım" diyerek herkesi kampanyadan faydalanmaya davet etti. Kahraman, "Can gittikten sonra binaların bir önemi yok. Biz şimdi tedbirimizi alarak daha huzurlu bir şekilde oturabiliyoruz" dedi.

"Yarısı bizden kampanyası"

’Yarısı Bizden’ desteği ile İstanbul’da evini yenilemek isteyen vatandaşlara 700 bin TL hibe, 700 bin TL kredi ve 100 bin TL taşınma desteği sağlanıyor. İlk yıl faizsiz olarak verilen kredi, yapı ruhsatı alındıktan 2 yıl sonra geri ödenmeye başlanıyor ve 10 yıl vadeye yayılıyor. Alan bazlı dönüşümlerde ise TOKİ ve Emlak Konut GYO devreye girerek inşaat sürecini üstleniyor. 700 bin TL’lik hibe bina maliyetinden düşürülüp kalan borç uygun ödeme koşulları ile taksitlendiriliyor.

Furkan Doğan

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Türk-İş Başkanı Atalay, madencilerle yerin 600 metre altında oruç açtı Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, TTK Armutçuk Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında yerin 600 metre altında madencilerle birlikte iftar yaptı. Türk-İş Başkanı Atalay, her yıl madencilerle iftar yapmaya özen gösterdiklerini belirterek, enerji işçileri, çöp toplayıcılar ve karayolu işçileriyle de yılbaşlarında birlikte olduklarını ifade etti. Çayırhan, Nallıhan ve Beypazarı bölgelerinde yapılan özelleştirmeleri eleştiren Atalay, bu bölgelerde yaşayan 180 bin kişinin yaşam alanlarının yok edilmemesi gerektiğini belirtti. Atalay, Doruk Madencilik’te çalışan bin 70 işçinin Aralık ayından beri maaş alamadığını vurgulayarak, "Bu arkadaşlarımız 4 aydır maaşlarını almıyor. Ramazan bitiyor, bayrama giriyoruz ama hala çözüm yok. Özelleştirme, bu ülkeye hiçbir zaman hayır getirmedi" dedi. "Ramazan’ın bugün 21. günü. Zonguldak, Armutçuk’tayız. Uzun Mehmet’in kömürü bulduğu bölgede bu akşam yerin 600 metre altında arkadaşlarımızla iftar açtık. Uzun yıllardır aşağı yukarı her sene madencilerle beraber Ramazan’ın zaman zaman bir akşamı, iki akşamı beraber iftar yapıyoruz. Her yılbaşı gecesi 13 senedir enerji işçisinin yanında, çöp toplayan kardeşlerimizin yanında, karayolcuların yanında yılbaşı geceleri de beraber olma gayret sarf ediyoruz" dedi. "Vergi düzenlemesi şart" diyen Atalay, şöyle devam etti: "2 ay bizim ücretimizi vergiye kesiyorlar. Vergiyle ilgili bir düzenleme yapmadılar. Burada binlerce işçi, en azından bu sene 1200’e yakın burada işçi emekli oldu. Onların yerine işçiye ihtiyaç var. Bu can güvenden ilgili, işçimizin çalışma bölümüyle ilgili bu savunma sanayinde de var, karayollarında da var, demiryollarında da var, enerjiye de var, madende de var. Yani bu sendikalar ne yapar? Sendikalar bu meseleyi ülke gündemine taşır. Bu meselelerle ilgili panel yapar, seminer yapar. 20 Ekim’de Ankara’da 150 bin üzerinde arkadaşımızla beraber miting yaptık. Dilimizin döndüğünü anlatmaya gayret ettik. Haklı talebimize hala bir cevap veremediler. Onun için bir an evvel bu bölgede yer üstündeki çalışan arkadaşlarımızın ücretle ilgili sıkıntı var. Şu anda bu emekli maaşı düşecek diye aşağı yukarı 60 bine yakın arkadaşımız emekli oldu. Bunlar öyle teknik eleman ki savunma sanayinde top yapıyor, tüfek yapıyor. Dışarıdan hemen okulu bitiren bir arkadaşımızı alıp gel bu topu tüfeğe yap dediğin zaman yapamazsın, yapamazlar. Yahut enerjide, iletişimde, ulaşımda, şu anda bazı yerlerde kar temizlemesi var. Bizim arkadaşlarımız o yolun nerede ağaç var, nerede viraj var, nerede uçurum var biliyorlar. Dışarıdan asgari ücretlilerden buraya bir işçi aldığın zaman buraya öğrenene kadar 5 sene geçer. İş kazaları olmaya devam eder ama biz bunları kime anlatıyoruz? Ülkeyi yönetenlere anlatıyoruz. Diyorlar ki bu ülkenin ekonomik politikası var ama sosyal politikası yok. İkisini beraber götürmek mecburiyetindesiniz. İşçinin haklı makul talebine kulak versinler." "Türk-İş olarak her şeyin hukuk ve demokrasi içerisinde yürütülmesinden tarafız" Gündemdeki konuların işçilerin sorunlarını gölgede bıraktığını ifade eden Atalay, İstanbul’daki gözaltılara değindi. Atalay, "Bizim yaşadığımız bu ülke öyle bir zor coğrafyada beraber yaşıyoruz ki her gün gündem değişiyor. Gündem değiştiği zaman bu işçinin, emeklinin, dar ve sabit gelinin problemleri öteleniyor. Gündem ne şimdi? 2-3 gündür gündem İstanbul’daki belediyedeki tutuklamalarla ilgili. Biz ilkesel olarak Türk-İş olarak her şeyin hukuk ve demokrasi içerisinde yürütülmesinden tarafız. Öncelikle masumiyet karinesine ve hukuki sürece herkes saygılı olmak durumunda. Şayet bir haksızlığa uğradığı zaman gene hukuktan çare bulmak durumundayız. Ben her yerde ifade ediyorum. Yani karar vermeden insanları suçlamanın bir anlamı yok. Ama kırmayı dökmeyi de Türk-İş hiç o işin içinde olmadı. Hepsi hukuk kuralları içerisinde oldu. Kim koyacaksa kırmadan, dökmeden, şiddet dilini koymadan tepki koysun" ifadelerine yer verdi. "Biz işçinin, emeklinin arka bahçesiyiz" Türk-İş olarak her zaman işçilerin hakkını savunmaya devam edeceklerini vurgulayan Atalay, taşeron işçilerin kadro beklediğini, kadro beklentilerinin biran önce çözüme kavuşturulması gerektiğini vurgulayarak, "Onun için Türk-İş dökmeden kırmadan alanlarda, mitinglerde en yoğun şekilde derdini anlatmaya gayret sarf etti. Biz hiçbir partinin arka bahçesiyiz. Biz bu ülkenin arka bahçesiyiz. Biz çalışanın arka bahçesiyiz. İşçinin arka bahçesiyiz. Emeklinin arka bahçesiyiz, memurun arka bahçesiyiz. Onun için nerede bir haksızlık varsa onun karşısında durmaya devam ederiz" şeklinde konuştu.