POLİTİKA - 28 Kasım 2024 Perşembe 17:02

Bakan Işıkhan: “Modern teknolojiyi, yapay zekayı İslami değerlerimizle harmanlayarak yeni çözümler üretebiliriz”

A
A
A
Bakan Işıkhan: “Modern teknolojiyi, yapay zekayı İslami değerlerimizle harmanlayarak yeni çözümler üretebiliriz”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, “Modern teknolojiyi, yapay zekayı ve sağlık girişimciliğini, İslami değerlerimizle harmanlayarak yeni çözümler üretebiliriz” dedi.


Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Dünya İslam Sağlık Birliği katkılarıyla düzenlenen ‘Müslüman Sağlık Topluluklarının 9’uncu Kongresi’ne katıldı. Kongre çerçevesinde sağlık çalışanlarının sorunları, çalışanların sağlığı ve çözüm yollarının aranmasının yanı sıra Müslüman coğrafyaların dayanışmasını güçlendirilmesi hedeflendi.


Konferans programına katılımın özel bir anlam taşıdığını dile getiren Bakan Işıkhan, “Aramızda Asya’dan Afrika’ya, Avrupa’dan Amerika’ya kadar birçok farklı ülkeden, farklı kültürlerden, ama aynı değerleri paylaşan çok değerli misafirlerimiz var. Bu tablo, İslam dünyasının insanlığa karşı sorumluluğunu ve sağlık alanındaki katkılarını ortaya koyan güçlü bir iş birliği ruhunun göstergesidir. Sağlık çalışanları, insanlığın en zor zamanlarında ellerinden gelenin en iyisini yapan kahramanlarımızdır. Pandemi gibi küresel krizlerde, doğal afetlerde ve savaş bölgelerinde, insan hayatını koruma noktasında ön saflarda mücadele eden sağlık çalışanları, toplumların en kıymetli güvencesidirler. Bu kongre de alandaki ihtiyaçlara çözüm bulmak ve daha sağlıklı bir çalışma ortamı oluşturmak adına önemli bir platform sunuyor. Bu vesileyle, sizleri burada görmek, bilgi ve tecrübelerinizi paylaşarak bu sürece katkı sağlamak için burada bulunmanız, sağlık dünyası adına umut verici bir dayanışmanın göstergesidir” ifadelerini kullandı.


Bu kongrede ele alınacak olan konuların yalnızca sağlık çalışanlarının değil, aynı zamanda hizmet verdiği tüm toplumların geleceğini doğrudan etkileyeceğini belirten Bakan Işıkhan, “İnanıyorum ki, buradan çıkan sonuçlar, sadece burada değil, tüm İslam coğrafyasında yankı bulacak ve alanı daha da güçlendirecektir. Sağlık; büyük fedakarlıkların gerçekleştiği bir alan ve bu fedakarlıkların arkasında, doktorlarımız, ebe ve hemşirelerimiz, teknisyen ve teknikerlerimiz, bakım personellerimiz, tıbbi sekreterlerimiz, sosyal hizmet uzmanlarımız, paramediklerimiz ve tüm destek personellerimiz gibi büyük bir meslek grubu ordusu var. Sağlık çalışanlarımızın çalışma şartlarını geliştirmek, ihtiyaçlarına çözüm bulmak, yalnızca onların değil, bütün bir toplumun geleceği için hayati bir sorumluluktur. Sağlık çalışanları sadece tedavi ve bakım sunmakla kalmaz; aynı zamanda toplumun sağlıklı ve bilinçli bireyler haline gelmesi için birer öğretmendir. Toplum sağlığı eğitimi, kronik hastalıkların önlenmesi ve sağlık farkındalığının artırılmasında onların rolü büyüktür. Bu bağlamda, İslam dünyasında sağlık çalışanlarının rolü daha da anlamlıdır” diye konuştu.



Bakan Işıkhan konuşmasını şöyle sürdürdü:


“Bizler, sağlık hizmetlerini yalnızca bir meslek değil, aynı zamanda insanlığa hizmet olarak gören bir medeniyetin mirasçılarıyız. Peygamber Efendimizin (Sallallahü teala aleyhi ve sellem), sağlığın kıymetini vurgulayan ‘İki nimet vardır ki, insanların çoğu onları değerlendirme hususunda aldanmıştır: Sağlık ve boş vakit.’ hadis-i şerifi, devlet yönetme kültürümüzü ifade eden ‘insanı yaşat ki devlet yaşasın’ sözü, bizim anlayışımızın temelini oluşturur. Bizim sadece sağlık alanında değil, her alanda tüm çalışanlarımıza, emekçilerimize yaklaşımımız da bu şekildedir. Bu anlayışımızla, her alanda emekçilerimizle birlikte çalışma hayatımızı daha ileri taşımak için çalışmaya devam edeceğiz. Türkiye, sağlık hizmetlerinin kalitesini artırma ve vatandaşlarının her birine eşit ve adil sağlık hizmeti sunma hedefiyle son 22 yılda büyük bir dönüşüm gerçekleştirmiştir. Bu süreçte, sağlık alanında devrim niteliğinde projeler ve değişiklikler hayata geçirilmiş, sağlık sisteminin her bir unsuru yeniden yapılandırılmıştır.”


Türkiye’nin sağlık alanında teknolojik olarak donatıldığını ifade eden Bakan Işıkhan, “En önemli reform unsurlarımızdan biri de Genel Sağlık Sigortası’dır. Türkiye’nin sağlık reformlarının belki de en önemli unsurlarından biri olmuştur. Her bir vatandaşın sosyal güvenceye sahip olması sağlanmış ve kimse maddi sebeplerle sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılmamıştır. Bu sistem, tüm vatandaşlarımızın en iyi sağlık hizmetlerine ulaşabilmesini mümkün kılmıştır. Yine bunlarla birlikte yerli ve milli ilaç üretimi teşvik edilmiş, ilaçta ve tıbbi cihazda sağlık sisteminin dışa bağımlılığı azaltılmıştır. Pandemi döneminde üretilen yerli solunum cihazı ve aşı, Türkiye’nin bu alandaki gücünü de ayrıca tüm dünyaya göstermiştir. Türkiye, yalnızca vatandaşlarına değil, aynı zamanda dünyanın dört bir yanından gelen hastalara da şifa dağıtan bir ülke haline gelmiştir” açıklamasında bulundu.



Bakan Işıkhan konuşmasına şöyle devam etti:


“Pek çok alanda dünyanın sayılı merkezlerinden biri haline gelen Türkiye, küresel sağlık turizminin öncüsü olmuştur. Türkiye’nin sağlıkta gerçekleştirdiği bu hamleler, yalnızca bir başarı hikayesi değil, aynı zamanda tüm dünya için örnek alınması gereken bir modeldir. Bu reformlar, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliği, vatandaş odaklı yaklaşımı ve ileri görüşlü politikaları sayesinde hayata geçirilmiştir. Bugün gelinen noktada, Türkiye, sağlık hizmetlerinde sadece kendi halkına değil, insanlığa hizmet eden bir ülke konumuna ulaşmıştır. Türkiye’nin vizyonu her alanda olduğu gibi, insan onuruna yakışır bir iş yaşamının temin edilmesine de dayanmaktadır. Bu doğrultuda, iş sağlığı ve güvenliği alanında yürüttüğümüz çalışmalar, insanı merkeze alan bir yaklaşımla şekillendirilmiştir. Bu çalışmaların mihenk taşı olan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, yalnızca hukuki bir düzenleme değil, aynı zamanda toplumun her kesimine hitap eden bir güvenlik kültürünün inşa sürecidir. Bugün Türkiye, iş sağlığı ve güvenliği konusunda müstakil bir kanuna sahip olan ve bu mevzuatı sürekli geliştiren sayılı ülkeler arasında yer almaktadır. Bunun yanı sıra, alanında uzman kadrolarımız ve güçlü bir kurumsal altyapımız, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin etkin bir şekilde sunulmasını sağlamaktadır. Dünyada yaşanan dijital dönüşüm çerçevesinde teknolojik yeniliklerden yararlanarak iş sağlığı ve güvenliği süreçlerini dijitalleştiriyoruz. Özellikle, işyerlerindeki riskleri önceden tespit etmeye yönelik yapay zeka destekli projelerle, güvenli çalışma ortamlarının oluşturulması için proaktif bir yaklaşımı hayata geçiriyoruz. Her ne kadar önemli mesafeler kat etmiş olsak da, iş sağlığı ve güvenliği alanında ‘sürekli iyileşme’ prensibi doğrultusunda çalışmalar devam etmektedir. Hedefimiz, daha güvenli çalışma ortamları sağlayarak iş kazalarını ve meslek hastalıklarını tamamen ortadan kaldırmak ve Türkiye’yi bu alanda dünya lideri bir ülke konumuna taşımaktır.”



“Modern teknolojiyi, yapay zekayı ve sağlık girişimciliğini, İslami değerlerimizle harmanlayarak yeni çözümler üretebiliriz”


Gazze’de yaşananlara ilişkin açıklamalarda bulunan Bakan Işıkhan, “Modern teknolojiyi, yapay zekayı ve sağlık girişimciliğini, İslami değerlerimizle harmanlayarak yeni çözümler üretebiliriz. Sağlık hizmetlerini daha erişilebilir hale getirmek, sağlık çalışanlarının güvenliğini artırmak ve insan onurunu merkezde tutan bir yaklaşımı benimsemek, bu iş birliğinin temel taşları olmalıdır. Burada bir araya gelmişken, hepimizin ortak kanayan yarası Gazze’deki kardeşlerimizi de anmak istiyorum. Gazze, yalnızca coğrafi bir yer değil, insanlığın vicdanını sınadığı bir adalet ve dayanışma mücadelesidir. Orada, her gün hayat kurtarmak için olağanüstü çaba sarf eden sağlık çalışanları, ayrıca insanlığın onurunu temsil etmektedir. Bombaların gölgesinde, yokluk ve imkansızlıklar içinde şifa dağıtma gayreti, adanmışlığın en büyük örneğidir. Bizler, burada Gazze’nin çığlığını duymak ve kardeşlerimizin yalnız olmadıklarını hissettirmek zorundayız. Uluslararası iş birliğiyle, oradaki kardeşlerimizin yaralarını sarmak ve sağlık hizmetlerini güçlendirmek adına da daha fazla çaba göstermeliyiz. Çünkü Gazze’de bir can kurtarmak, insanlığa umut aşılamaktır. Gazze’nin cesur halkını bu vesileyle de selamlıyor, hayatını kaybeden şehitlerimize Allahtan rahmet diliyor; buradan yükselen dayanışmanın onların mücadelesine güç katmasını temenni ediyorum” şeklinde konuştu.


Program aile fotoğrafı çekimi ile sona erdi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul "Yenidoğan Çetesi" davasında tutuksuz sanıklar savunma yapıyor İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 9’uncu gününde devam ediyor. Duruşmada Özel Güney hastanesinin sahibi tutuksuz sanık Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu savunmasında, “Ben hiçbir cihazı almamazlık etmem. Ben vicdanlı biriyim" dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 9’uncu gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada Kaya bebeğin ölümünün ardından kamera kayıtlarının alınmasını engellemek adına görüntüleri sildirerek suç delillerini gizleyen ve yok eden, bebeğin öldüğü gece yenidoğan yoğun bakımda hiçbir tıbbi müdahale yetkisi bulunmayan hemşire yardımcısını bırakarak nöbetçi sorumlu hemşire ve nöbetçi doktor görevlendirmeyen ve Kaya bebeğin ölümüne sebep olarak ihmalen adam öldürme suçunu işleyen tutuksuz sanık Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu savunma yaptı. Özel Güney hastanesinin sahibi Yurtoğlu, "Güney Hastanesi’nin Yönetim Kurulu Başkanıyım. Doğum oranlarımız arttı. Doktor ihtiyacımız oldu. Doktor arayışımız oldu. Danışmanlık ücretlerine baktık. Anlaşamadık. Bir arkadaşımın önerisiyle Fırat Bey’i aradım. Kendisi hastaneye geldi. Konuştuk, birçok hastaneye danışmanlık hizmeti verdiklerini söyledi. Kabul ettik ve süreç başladı. Bir süre hemşire geldi, doktor geldi, geceleri sıkıntı olunca kendileri geldi. Sıkıntılar olunca bana ulaşıldı, ’danışmanlık şirketinde sıkıntılar var, uyardık bir de siz konuşun’ dedi. Ben de Fırat Bey’i görüşmek için çağırdım. Fırat Bey ile konuşmaya başladık ama başhekimi tehdit etmeye, hakaret etmeye başladı. Başhekimimiz bağırdı, ’bir türlü ilacı izah edemiyorsun’ diye. O da ’böyle bir şeyi kabul etmiyorum’ dedi. Ben de ’tamam artık sizinle çalışmıyoruz’ dedim. Fırat Bey daha önce, ’merak etmeyin tanıdıklarım çok. Büyükçekmece’de savcı tanıdığım var’ demişti. Olağanüstü denetimde de savcı Büyükçekmece’den gelince şikayeti onun yaptığını düşündüm. Akşam kendisini aradım, ’şikayeti sen yaptın değil mi?, Savcı tanıdığın var denetimi sen yaptırdın değil mi?’ diye sordum” dedi. Yurtoğlu savunmasının devamında, "Ödemeler için Fırat Sarı hastaneye fatura kesiyordu. Ödemeyi Medisense şirketine yapıyorduk. Faturalarda çok para olmuyordu, 30-40 bin TL gibi rakamlardı. Fırat Sarı ile anlaşmayı bitirmemizin asıl nedeni ilaçlardı. SGK’nın ödemediği ilaçlardı. Medisense şirketinden gelen tüm çalışanların tazminatlarını ödeyerek işten çıkardım. Ben kötü bir şey yaptığımı düşünmüyorum” dedi. Fırat Sarı’ya öfkelenerek "Yoğun bakımı depoya çevirmişler" cümlesi sorulan sanık, "Onu sinirden söyledim. Refah bir yoğun bakımdı. Ben hiçbir cihazı almamazlık etmem. Ben vicdanlı biriyim" dedi. Duruşma tutuksuz sanıkların savunması ile yarın devam edecek.
İzmir CHP Genel Başkanı Özel: “Meryem Ana Evi Otoparkı mücadelesinin arkasındayız” İzmir Selçuk’ta Meryem Ana Tabiat Parkı ziyaretçi otoparkına gelerek nöbete destek veren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Kararı siz vereceksiniz. Mücadeleyi de biz vereceğiz. İşçilerimizin arkasındayız. Meryem Ana mücadelesinin arkasındayız” dedi. Selçuk Belediyesi tarafından işletilen Meryem Ana Tabiat Parkı ziyaretçi otoparkının sözleşme süresinin dolması üzerine, Tarım ve Orman Bakanlığının gönderdiği tahliye tebligatı nedeniyle başlayan eylemler sürüyor. Bölgeden vatandaşların uzaklaştırılması üzerine Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in tek başına nöbet tuttuğu alan, bugün CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i ağırladı. Meryem Ana Evi otoparkı için mücadelenin bir süredir devam ettiğini belirten CHP Lideri Özel, “CHP’li belediyelerin neredeyse tamamı, yaptıkları hizmetle milletin gönlüne girmişler ve seçildiği yerden çok ilerideler. Bunun alt kırılımları var. Biz de soruyoruz. Bu memnuniyet varsa neden? Memnuniyetsizlik varsa o da neden? Kim memnun, kim değil? Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediyelerinin yaptığı işlerden en çok çocuğa, kadına ve yoksulluğa dokunan, kent lokantaları gibi, aş evleri gibi ya da verilen sosyal yardım kartlarıyla yapılan doğru işler bu ekonomik krizde vatandaşın gönlüne dokunmuştur" dedi. “Türkiye’de her mahalleye kreş açalım deseler, bizle rekabet ederler” CHP’li belediyeler tarafından verilen doğal gaz destekleri, günlük dağıtılan sütler, aylık dağıtılan etler, tarlada kalmış narenciyelerin insanların yüzünü güldürdüğünü söyleyen Özgür Özel, şunları kaydetti: “Bu pazar seçim olsa kimi seçersiniz? sorusuna Cumhuriyet Halk Partisi yanıtı yine birinci, her ay birinci. ‘CHP ne yapıyorsa, daha iyisini yapmalıyız diyeceklerine’ örneğin Tayyip Bey, bu CHP 650 tane kreş açmış. Ekonomik krizde asgari ücretli kreş 20 bin lira. Kadın çalışsa kreşe gidiyor. O yüzden evde kalıyor. Ama CHP kimi yerde 500, kimi yerde bin 200, kimi şehirde 2 bin liralık kreşleriyle kadın çocuğunu kreşe vermiş. Çocuğun aldığı eğitimden, yediği iyi yemekten de memnun. Kocasının maaşı kiraya gidiyorsa kadının maaşı geçim oluyor. Bütün Türkiye’de her mahalleye kreş açalım deseler bizle rekabet ederler. Bunu yapmak yerine ‘kreşleri kapatalım. CHP bu işi hangi kaynakla yapıyorsa kurutalım. Geçmişte AKP ve MHP’nin ödeme, vergiler, SGK’lar dahil. Bırakın faiz silmeyi, yapılandırmayı, taksitlendirmeyi, CHP’li belediyelerin gırtlağına çekelim. Haciz yapalım. İller Bankası parasına el koyalım. Maaş ödeyemesinler. CHP bundan birinci parti olamasın. CHP’li belediyelerin bu memnuniyeti ortadan kalksın’ diyorlar. Bunun için saldırıyorlar.” “AKP seçimleri alsaydı, biten protokol uzatılacaktı” 1970 yılından bu yana, Meryem Ana evine giden yolun ve oradaki otoparkın, Selçuk Belediyesi tarafından işletildiğini anlatan Özel, “Kültür Bakanlığı, AK Parti döneminde bir protokole bağlayıp AK Partili belediyenin görev süresiyle sınırlayıp, ‘kazanamazsak ellerinden alırız’ diye bir uyanıklığa yeltendiler. Eğer belediyeyi bu seçimlerde AK Parti alsaydı, biten protokol uzatılacaktı. Almayınca biten protokolü uzatmayarak buradaki otoparka el koydular. Bu otopark 54 yıldır işletildiği için önemli de gelir getiriyor” açıklamalarında bulundu. “Bırakın hizmet edelim” Durumun kanunsuz ve hukuksuz bir el atma olduğunu belirten Özel, “Yapılan iş otopark mafyalığıdır. Bunu mafyalar yapıyor. İşletilen ve para getiren bir yeri görürler. Adama musallat olurlar. ‘Buraya biz çökeceğiz. Burayı biz alacağız’ derler. Biz parayı hayırlı işlere harcıyoruz. Kursaktan ekmek geçiyor. Yoksulun çocuğuna süt, yemek, et oluyor. Bu yapılan iş yanlıştır. Bu milletin evladı jandarmayı, bu şehrin seçilmiş Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in karşısına dikmek mafyalıktır. Kanunsuz emir vermeyin. Sonuna kadar mücadelenin arkasındayız. Bırakın hizmet edelim” cümlelerini aktardı. CHP Genel Başkanı Özel’e İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, ilçe belediye başkanları ve il başkanları eşlik etti.