EKONOMİ - 08 Kasım 2024 Cuma 12:31

ATO’dan “Sürdürülebilirlik Dünyasındaki Son Gelişmeler” semineri

A
A
A
ATO’dan “Sürdürülebilirlik Dünyasındaki Son Gelişmeler” semineri

Ankara Ticaret Odası (ATO), üyelerini ticarette yeşil dönüşüm ve sürdürülebilir döneme hazırlamak için “Sürdürülebilirlik Dünyasındaki Son Gelişmeler” konulu seminer düzenledi.


ATO Meclis Salonu’nda Yeşil Mutabakat, sınırda karbon düzenlemesi, sürdürülebilirlik raporlama standartları, şirketlerin çevresel sosyal ve yönetişim (ESG) konularının ele alındığı seminere oda üyeleri yoğun katılım gösterdi. KPMG Denetim Vergi ve Danışmanlık Hizmetleri katkılarıyla düzenlenen seminerin açılışında konuşan ATO Başkanı Gürsel Baran, sanayileşme sürecinin kazandırdığı artıların yanında insanlık için yeni sorunları beraberinde getirdiğini belirterek, “Bugün tüm dünyanın yaşadığı sorunların başında iklim krizi geliyor. Sera gazının atmosferdeki miktarının artması küresel ısınmaya neden oldu. Yaşanan süreç, tarımdan sanayiye, turizmden ticarete, eğitimden sağlığa her alanı etkiliyor. İnsanlık olarak kritik bir eşiğe gelmiş durumdayız” dedi.


Paris İklim Anlaşması’na imza atan ülkelerin sera gazı emisyonlarını azaltmak üzere belli bir dönüşüm sürecine girdiğini kaydeden Baran, Avrupa Birliği’nin de bir yandan ekonomik gelişimini sürdürmek, diğer yandan iklim değişikliği ile mücadele etmek üzere “Yeşil Mutabakatı” devreye aldığını anlattı. Baran, Avrupa Birliği’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’nın 1 Ekim 2023 tarihinde başlattığı geçiş dönemini 2025 yılı sonunda tamamlayarak, 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren nihai olarak uygulamaya hazırlandığını belirterek, AB’nin ticaretinin geleceğini sürdürülebilirlik ve yeşil dönüşüm olarak konumlandırmasının Türkiye’yi ve AB ile ticaret yapan şirketleri yakından etkilediğini ifade etti. Baran, “Avrupa Birliği, Türkiye’nin toplam ihracatı içinde yüzde 40’ın üzerinde bir paya sahip. Türkiye geçtiğimiz yıl Avrupa Birliği ile 206,8 milyar avroluk ticaret hacmine ulaşarak, Birliğin 5’inci en büyük ticaret ortağı konumuna geldi. AB ile yaptığımız ticaretin 95,5 milyar avrosunu ülkemizin ihracatı; 111,3 milyar avrosunu ise AB’den ithalatı oluşturdu. AB tarafından Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması kapsamında belirlenen 5 sektör (demir-çelik, çimento, alüminyum, gübre, elektrik ve hidrojen) ile tekstil ve hazır giyim sektörlerinin yeşil dönüşüm sürecinden en hızlı ve en fazla etkilenen sektörler olacakları öngörülüyor. İşletmelerimiz bu süreçte bir yandan üretim süreçlerini karbondan arındırmaya yönelik tedbirleri hayata geçirirken, diğer yandan da 2026 yılı başından itibaren Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması doğrultusunda raporlama gerçekleştirmek durumunda kalacak. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’na tabi ürünler için emisyon verileri hesaplama, bunların raporlaması ayrı birer prosedür. Ankara Ticaret Odası olarak bu süreçte üyelerimizi küresel ticarette yaşanan değişime, dönüşüme hazırlayarak, rekabet güçlerini artırmayı, böylelikle dünya ekonomisinden daha fazla pay almayı hedefliyoruz” dedi.



“Dönüşüm zorunluluk haline geldi”


OSTİM OSB Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın ise sürdürülebilirlik kavramının son yıllarda gündeme çok geldiğini belirterek, gelişmiş ve sanayileşmiş ülkelerin sanayii üretimiyle iklimi ve dünyanın düzenini bozan bir yapı ortaya çıkardığını belirtti. Aydın, “Şu anda yaşadığımız karbon, çevre sorunlarının temelinde sanayileşme politikaları var” dedi.


Bu alanda yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Aydın, 15 sene önce yaptıkları teknoparkı ekolojik teknopark olarak tasarladıklarını ve adını da EKOPARK koyduklarını anlattı. Aydın, yaptıkları çalışmalarla diğer işletmelere örnek olmak istediklerini ifade ederek, yeşil dönüşüm ve sürdürülebilirlik konusundaki çalışmaların geçmiş yıllarda ihtiyari iken artık getirdiği yasal ve mali sorumluluklar nedeniyle zorunluluk haline geldiğini belirtti.


Kamu Gözetimi Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK) Sürdürülebilirlik Dairesi Başkanlığı Uzmanı Tufan Gökçer de yaptığı konuşmada, finansal raporlamanın yanı sıra, sürdürülebilirlik raporlamalarının da hayatımıza girdiğini söyledi. Gökçer, bu alanda farkındalığı arttırmaya ve bilgilendirmeye yönelik toplantıların önemine dikkat çekti.


KPMG Denetim Vergi ve Danışmanlık Hizmetleri Şirketi Ortağı Ankara Lideri Engin Ölmez, düzenlenen seminer ve konuşmacılar hakkında detaylı ön bilgi verdi.


Açılış konuşmalarının ardından konuşmacılara plaket takdimi yapıldı. Program, KPMG ESG Risk Yönetimi ve Kurumsal Risk Yönetimi Uzmanı Sertuğ Özkan ile KPMG Gümrük ve Dış Ticaret Hizmetleri Direktörü Zahide Demir’in sunumlarıyla devam etti.



ATO’dan “Sürdürülebilirlik Dünyasındaki Son Gelişmeler” semineri

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Mersin Mersin’de bin 300 yıllık zeytin ağacından hasat yapıldı Mersin’in Mut ilçesinde bin 300 yıllık zeytin ağacından hasat yapıldı. Mut ilçesinde Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, Kaymakamı İhsan Ayrancı ve bir çok davetlinin katılımıyla Haydar Mahallesi’ndeki zeytin hasadı yapıldı. Yaklaşık 10 milyon civarında zeytin ağacı bulunan ilçedeki üretimin bu yıl da bereketli olmasını temenni eden Pehlivan, “Bu yıl 150 bin ton zeytin rekoltesi bekleniyor. İlçede 15 zeytin salamura işleme tesisi ile 22 zeytinyağı fabrikası faaliyet gösteriyor" dedi. Vali Pehlivan konuşmasına şöyle devam etti: “Bin 300 yıllık anıt ağaçtan zeytin hasadı yaptık. Bu zeytin ağacı 2009 yılında tabiat varlıklarını koruma kurulu tarafından anıt ağacı olarak tescil edilmiş bir varlığımız. Bu ağacımızın gövde genişliği yaklaşık 8 metre. Bu anıt ağaçta bugün hasat gerçekleştirdik düşünün ki bin 300 yıldır bu zeytin ağacında hasat gerçekleştiriliyor. Bu vesileyle tabi ilimizde ilçemizde zeytin hasadının başladığını ve devam ettiğini belirtmek isterim. Türkiye genelinde biliyorsunuz ortalama bir milyon 500 bin ton zeytin üretimi gerçekleştiriliyor. Bunun yaklaşık onda biri ilimizde gerçekleştiriliyor. Zeytin üreten iller arasında 8’inci sıradayız. Mut ilçemizde de bu seneki rekolte 150 bin ton civarında beklenti o şekilde." Konuşmaların ardında Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan ve etkinliğe katılanlar anıt ağaçtan zeytin hasadını gerçekleştirdi.
Kayseri YÖK Başkanı Özvar: “Kurumlarımızın kalite süreçlerini tamamlayarak, akademik standartlarını dünyanın en iyileri arasına taşımayı hedefliyoruz” Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, “Kurumlarımızın kalite süreçlerini tamamlayarak, akademik standartlarını dünyanın en iyileri arasına taşımayı hedefliyoruz” dedi. Erciyes Üniversitesinde (ERÜ) 2024-2025 Akademik Yılı düzenlenen törenle başladı. Programda konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Erciyes Üniversitesi’nin yükseköğretim sisteminde çok önemli bir yeri olduğunu belirterek, “Erciyes Üniversitemiz sadece Kayseri’de değil, Yozgat ve Nevşehir gibi kentlerimizde de yükseköğretim geleneğinin oluşmasına, buralarda yeni üniversitelerin kurulmasına kaynaklık etmiştir. Bu bakımdan, üniversitemiz ülkemizde önemli bir misyonu yerine getirmiş güzide yükseköğretim kurumlarımızdan biridir. Yaklaşık yarım asırlık tecrübesiyle ülkemizin ve Anadolu’nun köklü yükseköğretim kurumlarından biri haline gelen Erciyes Üniversitemiz, tevarüs ettiği tarihsel mirasla yükseköğretim sistemimizde son derece müstesna bir konuma sahiptir. Bu konum, aynı zamanda Erciyes Üniversitemizin omuzlarına çok önemli bir sorumluluk da yüklemektedir. Hepimiz doğal olarak üniversitemizden bütün faaliyetlerinde en yüksek kalite standartlarını karşılamasını bekliyoruz. Erciyes Üniversitemiz bugün çok sayıda akademik birimde öğrenim gören 49 bine yakın öğrencisi, 2 bin 200’ü aşan öğretim elemanı ve yine yaklaşık 4 bin 600 idari personeliyle her anlamda çok büyük kapasiteye sahiptir. Bu büyük kapasitenin en iyi şekilde değerlendirilmesi, ülkemize, bölgemize ve şehrimize çok ciddi bir katma değer sağlaması fevkalade önemlidir. Erciyes Üniversitemizin bunu sağlayabilecek kabiliyete ve tecrübeye sahip olduğuna inanıyorum” dedi. Özvar, Erciyes Üniversitesi’nin birçok konuda önemli ölçüde yol katettiğini söyleyerek, “Erciyes Üniversitemiz, Araştırma Üniversiteleri Programı’na dahil olan 23 üniversitemiz arasında yer almaktadır. Bu çerçevede üniversitemize ait her türlü performans verisi çok yakından izlenmektedir. Kısa bir süre önce Kurulumuz tarafından ’2024 Yılı Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu’ kamuoyu ile paylaşılmıştır. Büyük bir özenle hazırlanan bu rapor, yükseköğretim sistemimizin bir nevi karnesi olması bakımından son derece ehemmiyetlidir. Sıklıkla müracaat ettiğim raporu, Erciyes Üniversitemizin verilerini gözden geçirmek adına bu program öncesinde bir kez daha dikkatle inceledim. Erciyes Üniversitemizin doktora mezun sayısı, öğrenci ve akademisyenlerin dahil oldukları ulusal ve uluslararası proje sayıları, başvurulan ve kabul edilen patent, faydalı model ve tasarım sayısı, TÜBİTAK ve YÖK bursu alan öğrenci sayısı, sosyal sorumluluk projeleri ve üniversiteye kazandırılan bağış miktarı gibi pek çok başlıkta üst sıralarda yer aldığını memnuniyetle müşahede ettim. Ayrıca Times Higher Education (THE) tarafından açıklanan İklim Eylem Endeksi’nde Erciyes Üniversitesi ülkemizden en üst sırada yer alan üniversite olmuş, dünya sıralamasında ise 100’üncü sırada yer almıştır. Bu fevkalade önemli bir başarıdır. Yine THE tarafından açıklanan Yoksullukla Mücadele ve Sürdürülebilir Yaşam Endekslerinde de üniversitemiz üst sıralarda kendine yer bulmuştur. Bunların dışında GreenMetric Yeşil ve Çevreci Üniversite Endeksi’nde de Erciyes Üniversitemiz tüm üniversitelerimiz arasında 3’ncü sırada yer alarak yine önemli bir başarı elde etmiştir. Bu veriler, özellikle son dönemde üzerinde hassasiyetle durduğumuz sürdürülebilirlik ve çevreye duyarlılık konularında üniversitemizin oldukça büyük bir mesafe katettiğini göstermesi bakımından memnuniyet vericidir” ifadelerini kullandı. “Kurumlarımızın kalite süreçlerini tamamlayarak, akademik standartlarını dünyanın en iyileri arasına taşımayı hedefliyoruz” Prof. Dr. Özvar, kurumların kalite süreçlerini tamamlayıp, dünyanın en iyileri arasına taşımayı hedeflediklerini söyleyerek, sözlerine şöyle devam etti: “Erciyes Üniversitemizin bütün bu başlıklardaki performansını büyük bir dikkatle ele alması, geliştirmeye açık başlıkları tespit etmesi ve bunlar üzerinde hassasiyetle çalışması fevkalade önem arz etmektedir. Bu şekilde önümüzdeki dönemde çok daha iyi sonuçlar elde edilebilmesi mümkün olacaktır. Sadece bir örnek olarak Erciyes Üniversitemizin uluslararası üniversite sıralamalarında daha üst sıralarda kendine yer bulacak bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki yıllarda bu konuda daha iyi neticeler alacağımıza inanıyorum. Yükseköğretimde erişilebilir ve kapsayıcılık başlığı altında ele aldığımız ilk stratejik hedefimizin özünü; ülkemizin tüm kesimleri için nitelikli yükseköğretime adil erişimi sağlama anlayışı oluşturmaktadır. Mevcut durumda her yıl 1 milyonu aşan üniversite kontenjanıyla yeni öğrencilerimiz için yükseköğrenim imkânı sunuyoruz. Ayrıca şehit-gazi yakınları, depremzedeler ve 34 yaş üstü kadınlar için genel kontenjanlar dışında fazladan kontenjan tahsis ediyor, engelli vatandaşlarımız için üniversite hayatını kolaylaştırıcı önemli tedbirleri hayata geçiriyoruz. İkinci stratejik hedefimiz yükseköğretimde araştırma ve yenilikçiliğe ilişkindir. Burada hedefimiz Türkiye’yi küresel etkiye sahip bir araştırma ve yenilik merkezi haline getirmektir. Araştırma Üniversiteleri Programı dahil ihtisaslaşma ve misyon farklılaşması odaklı programlarımız ve uyguladığımız destek programları bu amaca hizmet etmektedir. Yükseköğretim sistemimiz için belirlediğimiz üçüncü bir stratejik hedef; yükseköğretimde kalite, üretkenlik ve mükemmelliğin sağlanmasına ilişkindir. Bununla ilgili olarak yükseköğretim kurumlarımızın kalite süreçlerini tamamlamayı, akademik standartlarını ve çıktılarını dünyanın en iyileri arasına taşımayı hedefliyoruz. Kurumsal akreditasyonların yanında üniversitelerimizde program akreditasyonlarını güçlü bir şekilde teşvik ediyor ve destekliyoruz. Bu anlayışımızın bir tezahürü olarak doktora programı açmak üzere başvuran üniversitelerimize akredite programa sahip olma şartı getirmiş bulunuyoruz. Benzer şekilde önümüzdeki dönemde fakülte, yüksekokul, enstitü, araştırma ve uygulama merkezi gibi birimlerin kurulmasını da akreditasyon şartına bağlamak üzere Kurulumuzca bir çalışma yürütülmektedir. Yükseköğretim sistemimizde belirlediğimiz 4’ncü stratejik hedef uluslararasılaşmadır. Türk yükseköğretimini bölgesel ve küresel ölçekte akademik ve öğrenim hareketliliğinin ve etkileşiminin odaklarından biri haline getirmek, uluslararasılaşma hedefimizin temelini oluşturmaktadır. Bugün ülkemizde yaklaşık 340 bin uluslararası öğrenci öğrenim görmektedir. Bu bakımdan Türkiye en fazla uluslararası öğrenciye sahip olma bakımından dünyada ilk 10 ülke arasında yer almaktadır. Bu sayıyı 2024-2028 stratejik hedeflerimiz dahilinde 500 bine çıkarmayı hedefliyoruz. Bu noktada Kayseri’nin ve Erciyes Üniversitemizin de çok ciddi bir potansiyele sahip olduğuna inanıyorum. Son dönemde uluslararasılaşma bağlamında attığımız önemli adımlardan biri de üniversite iş birliklerini sınır ötesi ortaklıklara varacak şekilde genişletmek olmuştur. Bu yıl Türkiye-Azerbaycan Üniversitesi öğretime başlamış bulunuyor. Türk üniversitelerinin güçlü oldukları alanlarda yurt dışında program açması esasına dayanan bu projeye çok büyük önem atfediyoruz. Yine kısa bir süre önce Kazakistan’la yaptığımız bir anlaşmayla Pedagoji Üniversitesinde Gazi Üniversitemizin bir program açması kararını aldık. Bu hafta Mısır’a gerçekleştirdiğimiz ziyarette de bir Türkiye-Mısır Üniversitesinin kurulmasına yönelik mutabakata varmış bulunuyoruz. Çok sayıda ülkeyle benzeri projeler üzerinde çalışıyoruz. Kısa süre içinde bunların somut neticelerini inşallah hep beraber göreceğiz. Bütün bu çabalar yükseköğretim sistemimizin uluslararası alandaki görünürlüğünü ve etkisini önemli ölçüde artıracak kıymetli girişimlerdir.” "İklim Dostu Kampüs Projesi ile karbon ayak izini azaltmayı hedefliyoruz" 20 üniversitede yapay zeka ve dijital tabanlı 73 program açtıklarını söyleyen Özvar, “Yükseköğretimimize ilişkin 5’inci başlık ’istihdama duyarlılık ve hayat boyu öğrenme’ olarak belirlenmiştir. Buradaki hedefimizin özünü yükseköğretim programlarına istihdama duyarlı ve sektörle sürekli etkileşimli bir biçim vermek; sürekli öğrenme ve uyum kültürünü geliştirmek ve yaymak oluşturmaktadır. Yükseköğretimde istihdamla ilişkisi azalan programları kademeli olarak sistem dışına çıkarırken, ülkemizin her alanda ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağını yetiştirecek programlara ağırlık veriyoruz. Bu anlayışın bir yansıması olarak, bu yıl 20 üniversitemizde yapay zekâ ve dijital tabanlı 73 yeni program açmış bulunuyoruz. Yine sektörlerin ihtiyaçlarına cevap vermek ve istihdam odaklı bir eğitim imkanı sunmak adına OSB-MYO programımızı genişletiyoruz. Bu çabalarımız önümüzdeki dönemde artarak devam edecektir. Yükseköğretim Kurulu olarak son dönemde üzerinde en fazla durduğumuz başlıklar arasında ’yeşil ve dijital beceriler’ yer almaktadır. Yeşil beceriler konusunda bilinçli bir gençlik yetiştirmek, üniversitelerimizin daha yeşil, daha verimli ve daha fazla sosyal sorumluk üstlenen kampüslere sahip olmasını desteklemek adına Sürdürülebilir ve İklim Dostu Kampüs Projesi’ni hayata geçirmiş bulunuyoruz. İlk etapta 11 üniversite kampüsümüz bu projede yer almıştır. Bu projeyle kampüslerimizde enerji verimliliğini artırmayı, su kaynaklarını korunmayı, atık idaresini optimize etmeyi ve karbon ayak izini azaltmayı hedefliyoruz. Bu hedefleri gerçekleştirmek için kaynakların etkin kullanımını, maliyetleri düşürmeyi ve yenilenebilir enerji kaynaklarını çeşitlendirmeyi öne çıkarıyoruz. Sözlerime son verirken, nazik davetleri ve misafirperverlikleri için Erciyes Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun hocamıza teşekkür eder, 2024-2025 Akademik Yılı’nın öğrencilerimize, akademisyenlerimize ve idari personelimize hayırlı olmasını dilerim” dedi. ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun da, “Bizler burada bir araya gelerek birçok farklı proje ve fikirlerde istişare ediyoruz. Ben bunun da ülkemizin gelişimi için, üniversitemizin daha iyi noktalara gitmesi için önemli katkılar sağladığını düşünüyorum. Belediye başkanlarımız gerçekten ne zaman bir ihtiyacımız olsa her daim yanımızdalar. Bu da üniversitenin marka değerini her geçen gün arttırarak devam ettirmektedir. Ben üniversitemizin açılış programına teşriflerinizden dolayı çok teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç ise, “Gerçekten adeta bu şehre hizmet etmek için herkes üzerine düşenden fazlasını yapıyor ve yarışıyor. O anlamda da çok şükür bir cazibe merkezi olmaya devam ediyor. Bu dayanışma içerisinde diyoruz ki gelin Kayseri’mizi görün. Ben her birinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum” dedi. Kayseri Valisi Gökmen Çiçek de, “Bugün YÖK Başkanımızın ziyaretinde de gördük ki Erciyes Üniversitesi ve Kayseri’ye karşı çok farklı bir sevgisi ve ilgisi var. Bizim anlatacağımız şeyleri bizden çok önce kendisi biliyordu. Ben YÖK Başkanımıza çok teşekkür ediyorum. Kayseri sizi seviyor başkanım. Bu duygularla herkese saygılarımı sunuyorum, teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Program plaket takdimi ile sona erdi. Programa Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, AK Parti Kayseri Milletvekili Murat Cahid Cıngı, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, ERÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Altun, protokol üyeleri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.