ÇEVRE - 13 Eylül 2024 Cuma 12:35

ASKİ’den şebekede fiziki su kayıp ve kaçaklarına sıkı takip: 3 yılda 509 aktif sızıntı tespit edildi

A
A
A
ASKİ’den şebekede fiziki su kayıp ve kaçaklarına sıkı takip: 3 yılda 509 aktif sızıntı tespit edildi

ASKİ Genel Müdürlüğü, şebeke suyundaki kayıp ve kaçakları önlemek amacıyla yürüttüğü çalışmalar kapsamında son 3 yılda 509 aktif sızıntı tespit ederek, saniyede 590 litre su kaybının önüne geçti. ASKİ Genel Müdürü Memduh Aslan Akçay, “Bu rakam, yılda 18 milyon 608 bin 763 metreküp suyun korunması anlamına geliyor” dedi.


Ankara Büyükşehir Belediyesi, kent yönetiminde israfla mücadeleyi önceleyen çalışmaları hayata geçirmeye devam ediyor. ASKİ Genel Müdürlüğü su tasarrufunu teşvik etmek amacıyla bir yandan muhtarlar ve sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği yaparken, bir yandan da şehir şebeke sistemindeki fiziki su kayıp ve kaçaklarını önlemek amacıyla yoğun mesai harcıyor. “Sızıntı Yönetim Danışmanlığı ve Teknoloji Araştırma Projesi” kapsamında fiziki kayıp su (FKS) çalışmalarına hız veren ASKİ Genel Müdürlüğü, “Su Kayıpları Önleme Ekibi” ile 25 ilçede yer mikrofonlarıyla kaçak tespiti için tarama çalışmalarını sürdürüyor. Son teknolojiye sahip akustik sensör, basınç sensörü ve debimetreyle gerçekleştirilen çalışmalarda içme suyu arızaları yüzeye çıkmadan henüz yer altındayken tespit edilerek, milli servet niteliğindeki suyun israfı önleniyor. Su kayıplarının azaltılması çalışmaları kapsamında Ankara genelinde 303 taslak izole alt bölge (DMA) oluşturulurken, çalışmaları tamamlanan 80 ölçülebilir izole alt bölgede sızıntı taraması yapıldı. Bu bölgelerde nois logger ve akustik dinleme ile gece gündüz yapılan tarama çalışmaları sonucunda tespit edilen yüzeye çıkmayan sızıntılar, bakım onarım ekipleri tarafından giderildi. Son 3 yılda yapılan çalışmalar sayesinde 509 aktif sızıntı tespit edilerek, saniyede 590,08 litre su kaybı önlendi.



Yılda yaklaşık 19 milyon metreküp su kaybı önlendi


Yıllık 18 milyon 608 bin 763 metreküp suyun içme suyu şebekelerinde kaybolmasına engel olduklarını belirten ASKİ Genel Müdürü Memduh Aslan Akçay, önlenen su kayıplarının ekonomik önemine dikkat çekti. Fiziki su kayıplarının en büyük sebebinin yüksek basınç olduğunu ve bu durumun büyük maliyetli yatırımlar sonucunda arıtılarak şehre getirilen suyun israf olmasına yol açtığını ifade eden Akçay, şunları söyledi:


“Genellikle içme suyu borularında ve bağlantı parçalarında meydana gelen kırık ve çatlaklarda, boru birleşim yerleri ve abone bağlantı hatlarında meydana gelen tüketici sayacından önceki su kayıpları, fiziki su kayıpları olarak tanımlanıyor. Genel Müdürlüğümüz bu durumla mücadele ederek hem doğal kaynakların israfının hem de maddi kayıpların önüne geçiyor. İçme suyu iletim ve dağıtım şebekesindeki arızalardan kaynaklı yüzeye su çıktığında, ekiplerimiz anında müdahale edip arızayı tamir ediyor. Ancak yüzeye çıkmayan, PTT menholü veya kanalizasyon hatlarına karışan su arızalarının tespiti ancak teknolojik cihazlar ile yapılabiliyor.”



Su kayıplarına karşı teknolojik müdahale


ASKİ, Ankara içme suyu şebekesini optimum basınç düzeyinde işletebilmek için DMA’lara ayırdı ve bu bölgelerde su kayıplarını minimize etmek için çeşitli teknolojik cihazlar kullanarak detaylı analizler yaptı. Bu analizler sonucunda belirlenen noktalarda gerçekleştirilen müdahalelerle sızıntılar giderildi. 31 Ağustos 2019 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan “İçme Suyu Temin ve Dağıtım Sistemlerindeki Su Kayıplarının Kontrolü Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” gereği, büyükşehir ve il belediyelerinin 2028 yılına kadar su kayıplarını en fazla yüzde 25 düzeyine çekmeleri gerekiyor. ASKİ de “Sızıntı Yönetim Danışmanlığı ve Teknoloji Araştırma Projesi” ile su kayıplarını kademeli olarak azaltarak süreci iyileştirmeyi hedefliyor.



ASKİ’den şebekede fiziki su kayıp ve kaçaklarına sıkı takip: 3 yılda 509 aktif sızıntı tespit edildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Kastamonu’nun güzellikleri müzik eşliğinde tanıtılıyor Kastamonu’nun güzellikleri, 2 bin 300 rakımlı Yaralıgöz Dağında kanun çalarak tanıtılıyor. Bursa’dan iki yıl önce Kastamonu’nun Devrekani ilçesine imam-hatip olarak atanan Furkan Kocabaş, görev yaptığı bölgenin tanıtımı için kanun çalıyor. Kastamonu’nun Devrekani ilçesinde 2 bin 300 rakımlı Yaralıgöz’ün zirvesine kanun çalarak bunları kayıt altına alan Furkan Kocabaş, sosyal medya hesaplarında paylaşımlar yapmaya başladı. Paylaşımlarının büyük ilgi görmesi üzerine Kocabaş, ilçenin farklı bölgelerine giderek gönüllü turizm elçisi oldu. Kocabaş, kanun çalarak Devrekani’yi ve Yaralıgöz’ü tanıtmaya devam edeceğini belirterek, herkesin bu eşsiz doğal güzellikleri görmesi gerektiğini kaydetti. Bursa’da orkestra konservatuar mezunu olduğunu belirten Kocabaş, “Küçüklüğümden beri kanun çalmasını severim. Aynı zamanda bunun yanında klarnet, ritim sazlar dediğimiz darbuka, davul ve bendir de çalabiliyorum” şeklinde konuştu. Sosyal medya hesaplarında çeşitli zamanlarda paylaşımlarda bulunduğunu ifade eden Kocabaş, “Yaralıgöz’ün doğası, yapısı, güzelliğiyle ilgili, burada sık sık yağmur yağıyor. Yağmur ile birlikte kanun ile parçalar çalıp bunları paylaştıklarım oluyor. İnsanlarda ister istemez buraları merak ediyor. Bana sık sık neresi buralar diye sorular geliyor. Bende görev yaptığım Kastamonu’nun nice güzelliklerinden bir tanesiyiz diyorum. Yaralıgöz’ün şu anda zirvesindeyiz. Kendimde müzik ile buluştuğumda Yaralıgöz gibi kendimi de zirvede hissediyorum. Harika bir doğanın eşsiz parçası gibi. 2 bin 300 rakımlı bir dağın zirvesinde bulunuyoruz. Gerçekten bunun farkında değilim. Havası muhteşem, çok sert bir rüzgarı var ama güneş açtığı zamanda muhteşem bir şekilde insanın ciğerlerine inen tertemiz bir havası bulunuyor. İstisnasız birçok insanın buraya gelip bu havayı teneffüs etmesini isterim. Çünkü temiz hava temiz zihin, temiz zihin temiz gönülle birlikte oluyor. Buraların havasını, tadını, tuzunu kullanmaya, teneffüs etmeye herkesi bekleyebilirim. Elimizden geldiğince buraları tanıtmaya ve yaşatmaya devam edeceğiz” dedi.
Kırıkkale Şiddetli yağış sele dönüştü: Köylüler, dereyi tıkayan komşularına tepki gösterdi Kırıkkale’nin Keskin ilçesine bağlı Çipideresi köyünde yağan şiddetli yağmur, derenin taşmasına ve sel felaketine yol açtı. Dökülen hayvan gübresinden dolayı dere yatağının tıkanması da su taşkınlığına neden oldu, köylüler yaşadıkları sel nedeniyle büyük endişe yaşadı. Kırıkkale’nin Keskin ilçesine bağlı Çipideresi köyünde dün akşam saatlerinde başlayan şiddetli yağmur, derenin taşmasına ve sel felaketine yol açtı. Köyde besicilik yapan bir vatandaşın dere yatağına hayvan gübresi dökmesi, taşkın riskini artırdı. Selin ardından Kırıkkale Valiliği’ne bağlı İl Özel İdaresi ekipleri, köy yollarını iş makineleriyle açarak bölgedeki onarım çalışmalarını sürdürdü. AFAD ekipleri, köyde hasar tespit çalışmalarını gerçekleştirdi. Tarım Müdürlüğü ekipleri de köyde bulunan küçük ve büyükbaş hayvanların genel kontrollerini yaptı. Bölgeye gelen jandarma ekipleri ise dere yatağına dökülen hayvan gübreleri ile ilgili tutanak tuttu. "Devletimizden Allah razı olsun, bizi yalnız bırakmadı" Köyde yaşayan Veysel Elidemir (42), sel felaketinin büyük panik yaşadıklarını söyledi. Yağışların devam etmesiyle yeni bir sel felaketi yaşanabileceğinden endişe ettiklerini anlatan Elidemir, şunları kaydetti: "Akşamdan aniden yağmur bastırdı. Canımızı malımızı zor kurtardık. Komşular dere yatağına hayvan gübresi dökmesiyle sel suları taşkınlık verdi. Yani bir alamet oldu. Sabaha kadar yağsaydı hayvanları dağa kaçıracaktık. Biranda bastırdı sel Yediler Mevkii’nden geldi, köyü mahvetti. Bizi yalnız bırakmadılar devletimizden Allah razı olsun. Şuanda çalışmalar yapılıyor. Allah başka acı vermesin. Canımıza malımıza zarar gelmedi ama korku ve panik içerisindeyiz. Sabaha kadar yatamadık. Bugünde yine rahmet başladı. Yine sel olabilir Allah yardım etsin. Evimiz dere yataklarının sıfırında ondan dolayı mustaribiz." "Dereye hayvan gübresi döküyor" Yağmurun çok hızlı başladığını belirten Cemile Elidemir (45), "Yağmur 10 dakika içerisinde bastırdı ağırda kaldım çıkamadım. Kardeşim ’çık’ dedi, ’bende hayvanlarımı bırakıp çıkmam’ dedim. İki tanesi küçük olduğu için buzağıları yukarı çıkarttım. Dere doldu. Komşum derenin önünü tıkadığı için sürekli hayvan pisliği döktüğü için su bizim ağırımıza vurdu. Bizim evde dere yatağına sıfır o yüzden mahsur kaldık. İki tane traktörü olmasına rağmen hiç götürmüyor kolayına geliyor dere yatağına dökmek" diyerek yaşadığı tehlikeyi anlattı. "Su kendine yol bulamadı" Ömer Elidemir (52) ise derenin hayvan pisliği ile dolmasının selin büyümesine neden olduğunu ifade ederek, "Deredeki hayvan pisliğinden dolayı akşam afet oldu. Su kendine yol bulamadı. Kendisiyle de akrabayız bir şey dediği zaman da zoruna gidiyor. Böyle akrabalıkta olmaz, böyle geçim de olmaz. Derede kepçe ve greyder düzeltme yapıyor" şeklinde konuştu.