EKONOMİ - 02 Nisan 2012 Pazartesi 12:53

ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI YILDIZ`IN AÇIKLAMALARI

A
A
A
ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANI YILDIZ`IN AÇIKLAMALARI

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Dünya`nın en pahalı doğalgazının Türkiye`ye satılmadığına dikkati çekerek, AB üyesi ülkelerden 27 ülkenin içerisinde 30 Mart`a kadar en ucuz doğalgazın Türkiye`ye satıldığını bildirdi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, MTA Genel Müdürlüğü`nde düzenlenen `65. Türkiye Jeoloji Kurultayı` öncesi gazetecilerin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin, "Son günlerde elektrik ve doğalgaz zamlarına oldukça sert tepkiler kamuoyunun ve Muhalefetin sert tepkileri var, neler söyleyeceksiniz" sorusuna, "Bizim enerji kaynaklarımıza olan zaman zaman iyi niyetli zaman zaman da spekülatif dirençlerin aslında kalkınmamıza ve yerli kaynaklarımıza olan direnç olduğunu bilmemiz lazım. Eğer
doğalgazın ithalatından şikayet ediyorsak mutlaka yerli kaynaklarımızı ön plana almamız lazım. O anda çevre hassasiyetiyle yaptığıyla hareketin özellikle ithalat olarak geri döndüğünün bilinmesi lazım. Zammı hiçkimse sevmez, ne tüketicilerimiz, ne vatandaşlarımız ne de bizler ama bunun bir zorunluluktan kaynaklandığını ve ham petrol fiyatlarının artmasıyla beraber döviz fiyatlarının artması da aynı şekilde böyle bir olumsuzluk doğurduğunu söylemeliyim" cevabını verdi.
"BU ZAM, HAM PETROL VE DÖVİZ FİYATLARININ BASKISI ALTINDA OLUŞAN FİYAT AYARLAMASIDIR"
Yıldız, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bölgemizde hem İran, İsrail gerginliğinin Hürmüz Boğazı`nı tehdit eden ve ham petrol fiyatlarını tehdit eden bir yanın olduğunu, Güney Afrika`daki oluşan Arap Baharı`yla beraber hala stabil hale gelmeyen siyasi istikrarların yine ham petrol fiyatlarına olan olumsuz tesiri. Arz ve talep dengesinden kaynaklanmayan haliyle beraber böyle bir fiyat dalgalanmasına yol açtı. Olumsuz hava koşullarındaki fiyat düzenlemelerinin yine vatandaşlarımızın arasında oluşturduğu durumu
hep beraber izliyoruz, o yüzden bu bir zorunluluktur. Bu ham petrol ve döviz fiyatlarının baskısı altında oluşan fiyat ayarlamasıdır. O yüzden ben de ham petrol fiyatlarından hoşnut olmadığımı döviz fiyatlarının yükselmesinden hoşnut olmadığımı bir çok kez söylemiştim. Türkiye`nin farklı bir özelliği de şudur, döviz aldığı bu ithal girdilerin TL ile satılması söz konusu bu da açık pozisyon doğuruyor, her döviz fiyatının artması biz de maliyetlerin artığı anlamına geliyor. Halbuki herhangi bir Avrupa
ülkesinde bu bu şekilde yorumlanmıyor. Döviz fiyatları kendisi içerisinde açık pozisyon oluşturmadığı için bizim böyle bir farklı yanımız var. Ben hem vatandaşlarımız tarafından hem de muhalefet açısından doğru anlaşıldığı kanaatindeyim."
"ORTADOОU`DA VE BÖLGEMİZDE SİYASİ GERİLİM ARTIKÇA HAM PETROL FİYATLARI DÜŞMEZ"
Bakan Yıldız, `petrol fiyatların önümüzdeki dönem düşüp düşmeyeceğine` ilişkin, "Ortadoğu`da ve bölgemizde bu siyasi gerilim artıkça ham petrol fiyatları düşmez. Bu son 3 ayda özellikle hatta 4 ayda gördüğümüz önemli bir olgu. Arz ve talep dengesizliğinden kaynaklanmıyor. Yani tüketim aşırı hale gelse veya ham petrol arzı yetersiz olsa fiyatların kalıcı olarak artması normaldir. Burada öyle bir şey söz konusu değil" diye konuştu. Bölgedeki siyasi gerginliklerin son bulması halinde ham petrol fiyatlarında
bir gerileme beklediklerini belirterek, fakat spekülatif manada siyasi istikrarsızlıkların körüklendiğini ve bunların Türkiye`ye fatura olarak geri döndüğünü söyledi.
Başka bir gazetecinin, Irak`tan petrol alınacak iddialarını ve Irak`ın ham petrol ihracatını durduğunu hatırlatması üzerine, Yıldız, "Bu yıl 2012 yılı içerisinde Tüpraş 1 milyon ton civarında Libya`dan ham petrol alımını başlatmıştır. Bu da Libya`nın normalleşmesi açısından bizim koyduğumuz katkı olarak da söylenebilir. Aynı zamanda bu ihtiyaçlarımızın karşılanmasıdır diyebilirim" dedi.
Yıldız, `vatandaşın yapılan zamlara ilişkin bir tasarruf geliştirip geliştiremeyeceğine` ilişkin, doğalgazın alınan fiyatın daha da aşağısında vatandaşa verildiğini belirterek, bunun çok sürdürülebilir bir politika olmadığını söyledi. Yıldız, böyle bir zamdan ben de memnun olmadığını anlatarak, bunun bir zorunlu hal olduğunu ve gerekçelerini açıkladığını yineledi.
"ABD`de doğalgaz elde etmek için kaya gazını kullandığını açıkladı, Türkiye`de de böyle bir atım atılabilir mi, başka yerli kaynaklar nasıl kullanılabilir" sorusunu, Yıldız, "Tabii kaya gazı ile alakalı biz çalışma başlattık. Geçen yılın ortalarında bununla ilgili ABD`den bir firma yine özel bir firma. Bizden, 4 sahayla ilgili yerli ruhsat aldı. Kaya gazı ile ilgili bulgulara ulaştılar ve tespit ettiler ama bunun miktarı bizim komple Türkiye`de kullandığımız doğalgazın miktarına yeterli değil. Yeni
başlanan bir çalışma. Türkiye`de de bu çalışmalar başlatıldı" diye cevapladı.
Yeni `Petrol Kanunu Tasarısı`nın` bu hafta değil bir sonraki Bakanlar Kurulu`nda yer alacağına işaret ederek, gerekli hazırlıkların tamamlandığını, STK`lar ve özel sektörle toplantıların yapıldığını ve hem Bakanlar Kurulu`na hem de meclise sevkini öngördüklerini bildirdi.
"(CHP`NİN ZAMLARA ELEŞTİRİLERİ) HAM PETROL FİYATLARININ ARTIОINDAN BAHSETMEYEN BİR ANLAYIŞ BU ZAMLARI AÇIKLAYAMAZ"
Elektrik ve doğalgaza yapılan zamlara muhalefetin sert eleştirilerinin olduğunun hatırlatılması üzerine, Yıldız, konuşmasında şunları kaydetti: "CHP`nin ülke yönetimi ile ilgili herhangi bir öngörüsü ve problemi bulunmamaktadır. Bunu omuzlarında hisseden ve bu sorumluluğu taşıyan bizleriz. Hangi finans yapısıyla beraber bunlar yürütülüyor, biz her zamanki gibi muhalefetin de burada olumlu katkılarını bekliyoruz. Bir işin nasıl olacağını tarif etmekten ziyade nasıl olmayacağını söyleyen bir zihniyetin
olası bir katkı koyma ihtimali daha da düşük gözüküyor. Varsa bu manada bize söyleyecekleri pozitif bir yorum, olumlu eleştiri bunları almaya hazırız. Bana ham petrol fiyatlarının arttığından bahsetmeyen bir anlayışın bu zamları açıklayamayacağını söyleyebilirim. Dediğim gibi bu zamları izah ediyor olmam benim bu zamlardan hoşlandığım anlamına gelmez. Ben de bu zamlardan hoşlanmıyorum ama bu ülkemiz adına bir zorunluluktur diyorum bundan bahsediyorum."
Dünya`nın en pahalı doğalgazının Türkiye`ye satılmadığına dikkati çeken Yıldız, AB üyesi ülkelerden 27 ülkenin içerisinde 30 Mart`a kadar en ucuz doğalgazın Türkiye`ye satıldığını belirtti. Yıldız, yapılan düzenleme ile yalnızca zorunlu artışların düzenlendiğini söyledi. Yıldız, yenilen anlaşmayla Kerkük-Yumurtalık boru hattının 3 yıl içerisinde kapasitesi doldurması veya doldurmaması halinde yüzde 50 üzerinden tarifenin düzenlendiğini belirtti. Yıldız, "Ham petrol boru hattından ister petrol geçsin ister
geçmesin biz yarısı geçiyormuşçasına tarife alacağız oradan, yüzde 30`lar yüzde 25`ler civarında dalgalanıyor" diye konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Altın fiyatları tarihi zirvede: Jeopolitik riskler belirleyici rolde Altın fiyatlarını yakından takip eden birikimciler ve yatırımcılar, son dönemlerde piyasada yaşanan dalgalanmaların ne kadar süreceğini merak ediyor. Konu ile açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Hakan Yıldırım, altın fiyatlarındaki değişimlerin en büyük nedeninin küresel gelişmeler olduğunu söyledi. İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Yıldırım, altın fiyatlarındaki son dönem değişimlere ilişkin yaptığı değerlendirmede, küresel ekonomik ve jeopolitik faktörlerin bu hareketlerde belirleyici olduğunu ifade etti. Yıldırım, altının 52 haftalık değişim aralığının 1.984,3-2.790,41 dolar arasında seyrettiğini belirterek, özellikle 2024 yılı içinde artan jeopolitik risklerin altın fiyatlarının tarihi zirvelere ulaşmasında etkili olduğunu söyledi. Rusya-Ukrayna savaşı, Orta Doğu’da artan belirsizlikler ve ABD seçimlerinin getirdiği dalgalanmalarla altın fiyatlarının güçlendiğini belirten Yıldırım, “Ons altın, son günlerde 2.617 dolar seviyelerinde fiyatlanmaktadır. ABD seçim belirsizliğinin kalkması ve FED’in Temmuz ayından itibaren faiz oranlarını düşürmesi, fiyat hareketlerinde karma bir tablo oluşturmuştur” dedi. Bu durumun, altın fiyatlarının son dönemde yatay bir seyir izlemesine neden olduğunu vurgulayan Yıldırım, piyasa öngörülerine göre ons altın fiyatının kısa vadede 2.676 doları test edebileceğini, bu seviyenin aşılması durumunda ise 2 bin 725 dolara kadar yükselebileceğini ifade etti. Trendin aşağı yönlü bir hareket sergilemesi halinde fiyatların 2 bin 600 dolar seviyelerine çekilebileceğini belirten Yıldırım, 2025 yılı için ise analistlerin altın fiyatlarının uzun vadede 2 bin 421 ile 2 bin 651 dolar arasında seyretmesini beklediğini, jeopolitik risklerin devam etmesi halinde ise fiyatların 3 bin dolar seviyelerine ulaşabileceğini öngördüğünü kaydetti. Orta Doğu ve ABD’deki gelişmeler altın fiyatlarını etkiliyor Yıldırım, Orta Doğu ve ABD’de yaşanan son gelişmelerin de altın fiyatları üzerinde doğrudan etkili olduğunu vurguladı. ABD ekonomisindeki büyüme göstergeleri ve işsizlik oranlarının FED’in faiz politikalarını şekillendirdiğini belirterek, “Ekonomik istikrar dönemlerinde yatırımcılar daha riskli varlıklara yönelirken, bu durum altının değerini düşürebilir. Ancak ekonomik daralma veya durgunluk endişeleri altın fiyatlarının yükselmesine neden olmaktadır” dedi. Yıldırım, ABD’nin dış politikasındaki belirsizliklerin ve ticaret savaşlarının, doların değerini etkilediğini, bunun da altın fiyatları üzerinde ciddi bir baskı oluşturduğunu ifade etti. “Altın, dolar cinsinden işlem gördüğünden, doların değerindeki değişiklikler altın fiyatlarını doğrudan etkiler” diyen Yıldırım, özellikle Orta Doğu’daki karmaşa ve belirsizliklerin de altın fiyatlarını artırıcı etkisi olabileceğini kaydetti. Enflasyona karşı güvenli liman: Altın Orta Doğu’nun dünya petrol üretimindeki kritik payına dikkat çeken Yıldırım, “Bölgedeki istikrarsızlıklar, petrol fiyatlarında ani artışlara neden olabilir. Bu durum enflasyonist baskılar oluştururken yatırımcıları güvenli liman olarak altına yönlendirebilir. Altın, enflasyona karşı bir koruma aracı olarak görülmeye devam ettikçe fiyatlar üzerinde yükseltici bir etki oluşturabilir” ifadelerini kullandı. Yıldırım, altının kısa vadede belirsizliklerden etkilenmeye devam edeceğini ancak uzun vadede jeopolitik ve ekonomik dengelere bağlı olarak yükseliş trendini sürdürebileceğini belirtti.
Gaziantep Down sendromlu Emre Lök’ün Kur’an-ı Kerim ve cami aşkı Gaziantep’te yaşayan down sendromlu 28 yaşındaki Emre Lök, 5 vakit namazını eda ettiği mahallelerindeki Osmanlı Camii’nden gün boyu ayrılmıyor. Şahinbey ilçesi Yeşilevler Mahallesi’nde ikamet eden 28 yaşındaki down sendromlu Emre Lök, mahallelerindeki Osmanlı Camii’nde vakit namazlarını eda ettikten sonra gününü camide dua ederek ve zikir çekerek geçiriyor. Cami cemaatiyle sohbet edip etrafına neşe saçan Emre Lök, çevresi tarafından “cami aşığı” ve “mescit kuşu” olarak tanınıyor. Sabah namazı başta olmak üzere 5 vakit namazını camide eda eden Emre Lök, camide Kur’an-ı Kerim okuyor, namaz kılıyor ve bol bol dua ediyor. İmamdan cübbe ve sarık hediyesi Emre Lök’ün cami aşkını gören Osmanlı Camii imam hatibi Ökkeş Bahri Doğan, Lök’e cübbe ve sarık hediye etti. Cuma namazı için minbere çıkan Emre Lök, cami cemaatine kendi lisanıyla hutbe veriyor. Ezan okunur okunmaz caminin yolunu tutan Emre Lök, namaz vakitleri arasında da camiden bir an olsun ayrılmıyor. Cami cemaati tarafından da çok sevilen Lök, namazlardan önce camide toplanmaya başlayan cemaat ile bir araya gelerek sohbet ediyor. Osmanlı Camii imam hatibi Ökkeş Bahri Doğan, her gün camiye geldiğinde Emre Lök kendisini güler yüzle ve kendisine sarılarak karşılıyor. Cemaatle şakalaşan Emre Lök, çocuklar gibi cami içerisinde de eğleniyor. Çoğu zaman camiye tek başına gelen Emre Lök’ü bazen de camiye annesi getiriyor. Namaz vakitlerinde cemaatle birlikte safa duran Emre Lök, namazın tamamlanmasının ardından da camide Kur’an-ı Kerim okuyarak ve dua ederek vakit geçiriyor. “Emre camiyi ve namaz kılmayı çok seviyor” Oğlu Emre’nin camiyi ve namaz kılmayı çok sevdiğini belirten anne Ülger Lök, “Emre benim ilk çocuğum olduğu için benim yanımda ayrı bir sevgisi var. Bizde evde namaz kıldığımız için Emre’nin de namaz kıldığını görmek bizi mutlu etti. Emre namaz kılmayı çok seviyor. Emre, evde de bizimle birlikte namaz kılıyor. Biz bu mahalleye sonradan taşındık. Bu mahalleye taşındığımızda Emre, Osmanlı Camii İmam Hatibi Ökkeş hoca ile tanıştı. Ökkeş hocayı çok sevdi. Camiyi, namaz kılmayı ve cami cemaatini çok seviyor” dedi. “Emre camimizin gülüdür, neşesidir ve muhabbetidir” Osmanlı Camii imam hatibi Ökkeş Bahri Doğan, Emre’yi çok sevdiklerini belirterek, Emre’nin caminin gülü, neşesi ve muhabbeti olduğunu ifade etti. Emre’nin camiye ayrı bir hava kattığına değinen Doğan, “Emre evde annesiyle birlikte namaz kılıyormuş. Ben de Emre’yi camiye davet ettim. Emre, camiyi çok sevdi. Camide cemaate katıldı. Emre hemen hemen her vakit namazını muhakkak camide kılar. Emre camimize neşe katar. Tesbihattan sonraki kapanış duasını biz Emre’ye yaptırırız. Cemaatimiz de Emre’nin duasına amin diyerek icabet eder. Emre için cübbe ve sarık diktirdik. Cuma günü Emre ile birlikte hutbe okuruz. Bu kardeşlerimizin saflarımızın arasında bulunması manevi yönden bize haz katıyor. Biz bu durumdan çok memnun oluyoruz. Emre camiye geldiği zaman biz mutlu oluyoruz ve huzur buluyoruz. Emre camimizin gülüdür, neşesidir ve muhabbetidir” diye konuştu. Cami cemaati de Emre’yi çok sevdiklerini belirterek, Emre’nin cami, namaz ve Kur’an-ı Kerim sevgisine imrendiklerini dile getirdi.
Rize Akın Birdal: "Ben Karadeniz denilince Topal Osman’ı hatırlıyorum" Rize’de CHP’li Fındıklı Belediyesi’nin şehit cenazesinin olduğu gün düzenlediği sempozyumda eski DTP’li Vekil Akın Birdal’in işgalci kuvvetlere karşı mücadeleyi ‘Ermeni soykırımı’ ve ‘Rum soykırımı’ olarak adlandırması üzerine Atatürkçü Düşünce Derneği, Birdal hakkında suç duyurusunda bulundu. Rize’nin Fındıklı ilçesinde Cumhuriyet Halk Partili (CHP) belediye tarafından 7-10 Aralık tarihleri arasında ‘Haklar Sempozyumu’ düzenlendi. Düzenlenen program Isparta’da meydana gelen helikopter kazasında şehit olan Teğmen Ceyhun Kalyoncu’nun Çayeli ilçesindeki cenaze töreni ile aynı anda Fındıklı’da gerçekleştirilen şarkılı türkülü anıt açılışı ile gündeme gelmişti. ‘Haklar Sempozyumu’ ortaya yeni çıkan görüntülerle yeniden gündeme geldi. Programa katılan İnsan Hakları Derneği (İHD) eski Genel Başkanı ve Demokratik Toplum Partisi (DTP) eski Milletvekili Akın Birdal’ın etkinlikte Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarıyla ilgili sözleri tepkilere neden oldu. CHP’li Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu’nun ‘Ağabey olabilen, dostumuz, yoldaşımız’ sözleriyle takdim ettiği Birdal, "Giresunlu Hacı Topal Osman Ağa" olarak bilinen Kurtuluş Savaşı’nda Doğu Karadeniz’de faaliyet gösteren mahalli milis güçlerinin reisi ve muhafız taburu komutanı hakkında da konuşarak, verdiği gerçek dışı ve ispatlanması mümkün olmayan bilgilerle bir skandala imza attı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurtuluş mücadelesi yıllarındaki Giresunlulardan oluşan muhafız kıtasının komutanı olan Topal Osman’ın o yıllarda işgalci kuvvetlere karşı yaptığı mücadeleyi ‘Ermeni soykırımı’ ve ‘Rum soykırımı’ diye nitelendiren Birdal, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti hakkında da ‘Çek, senet, mafya devleti’ benzetmesi yaptı. Birdal programda yaptığı konuşmada, “Eğer Türkiye demokratikleşecekse, özgürleşecekse barış içinde eşit ve özgür bir yaşam savunulacaksa bu Cumhuriyetin 100 yılıyla, 101 oldu yüzleşmesi gerekir. Ben Karadeniz denilince Topal Osman’ı anımsıyorum. Biraz da güncelleştirelim. Çek, senet, mafya devleti diyorlar ya. Arkadaşlar Demirel’in sıkça kullandığı bir söz vardı. Militarist bir söz ama tam da denk düşüyor; ’Yığınakta yapılan hata savaşın sonuna kadar sürer.’ Türkiye Cumhuriyeti’nin yığınakta bir hatası var. Yığınakta bir hata yapıldı ve şimdi savaşın sonuna kadar sürüyor. Devlet mafya; biraz hatırladım ama şimdi Topal Osman Ermeni katliamında birinci rol oynamış, Rum katliamında birinci rol oynamış. Ondan sonra Ege’ye geliyor, yine Rumların orada katledilmesinde önemli rol alıyor. Şarapnel parçası geliyor baldırına, vurulunca topal kalıyor ve sonra adı Topal Osman kalıyor” ifadelerini kullandı. Topal Osman’ın Trabzon milletvekilini öldürmesi için Atatürk’ten talimat aldığını kaydeden Birdal, sonrasında Topal Osman’ın Atatürk’ü öldürmek için Çankaya Köşkü’ne gittiğini, Atatürk’ün ise kız kardeşi Zübeyde Hanım’ın kıyafetleri ile Çankaya Köşkü’nden faytonla kaçtığını iddia ederek, Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaretlerini sürdürdü. Cumhuriyet’in kuruluşunda ‘mafya, devlet, siyaset ilişkisi’ olduğunu iddia eden Birdal, “İnsan haklarının çok önemli bir maddesi var arkadaşlar; kişi güvenliği ve özgürlüğü. Bu ülkede kimsenin özgürlüğü ve güvenliği yoktur. O kurucuların bile. Atatürk nitekim kendi güvenliğini sağlamak için Topal Osman’ı Çankaya’ya çağırıyor, muhafız alayına. Trabzon Milletvekili Ali Şükrü, mecliste çok itiraz edenlerden, Atatürk’ü çok rahatsız edenlerden biri. Trabzon milletvekili. Atatürk ‘Bunu susturun’ diyor. Gidiyorlar Topal Osman’ın adamları, Ankara Hamam Pazarı’nda bir kıraathaneden Ali Şükrü’yü alıp götürüyorlar. Topal Osman kendi eliyle boyuyor Ali Şükrü’yü. Bir süre sonra tabii bunun diyetini istiyor Topal Osman Atatürk’ten. Böyle bir katile ne verilir, ne yapılır? Sallıyor Atatürk. Bunun üzerine Çankaya’da Papazın Bağı var köşke yakın. Topal Osman mahiyeti ile Çankaya’yı basma kararı alıyor ve Atatürk’ü öldürecek. Ama bunu Atatürk haber alıyor ve Topal Osman Çankaya’ya gelmeden 15-20 dakika önce Latife Hanım’ın, kız kardeşinin giysileri ile faytonla kaçıyor. Bakın şimdi 15 dakika önce gelse Topal Osman, Atatürk’ü ve mahiyetini katledecek. O zaman tarih başka yazılacak. Kurtuluyor ama Atatürk tabii bunun altında elbette kalmıyor. Bir süre sonra Topal Osman ve ekibinin hepsinin kellesi kesiliyor. Bununla da kalmıyor meclisten yasa çıkarılıyor, idam kararı. Hepsinin cenazesi çıkarılıyor ve ayaklarından asılıyor Topal Osman ve arkadaşları. Bakın şimdi kurucu tarihi böyle başlıyor. Mafya, devlet, siyaset ilişkisi. Ama şimdi öyle bir konumlanmış ki mafya arasında bir iktidar yarışı var” şeklinde konuştu. Atatürkçü Düşünce Derneği’nden Birdal hakkında suç duyurusu Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Rize Şube Başkanı Ömer Toprak, CHP’li belediyenin gerçekleştirdiği sempozyumda konuşan Akın Birdal hakkında suç duyurusunda bulundu. Birdal’dan ‘şüpheli şahıs’ ve ‘malum zat’ diyerek bahseden Toprak yaptığı açıklamada, “Fındıklı’da bir sempozyumda Atatürk’e ve milli mücadele kahramanlarına yönelik kullanılan iftira ve itham edici sözlerle ilgili suç duyurusunda bulunduk. Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesine laf söyleyen, Atatürk’e hakaret eden, cumhuriyeti ve milli mücadeleyi itibarsızlaştırmaya çalışan şüpheli şahıs hakkında suç duyurusunda bulunduk. Türk milletinin milli mücadelesini bir eşkıya hareketi olarak adeta nitelendiren malum zat hakkında şimdi hukuki bir süreç başlattık ve olayın takipçisi olacağız. Milli mücadele kahramanlarımıza, Topal Osman’a karşı da yakışıksız ifadeler kullanıyor. Bizim milli mücadelemizi Ermeni soykırımı, Rum soykırımı gibi veya katliamı gibi nitelendiriyor. Bu sözler için de suç duyurusunda bulunduk. Biz bağımsızlık mücadelesi verdik. Ülkemiz işgal edilmişti. İşgal orduları aynı zamanda çetelerle, suç örgütleriyle, kiralık katillerle halkımızın üzerine gelmişti. Bağımsızlığımızı ve namusumuzu kurtarmak için kahramanlarımızın verdiği mücadelenin arkasındayız. Mazlum milletler bu mücadeleyi örnek almıştır, bu mücadeleden esinlenmiştir. Bunu karalamaya çalışmak kimsenin haddi değildir. O hadsize bugün suç duyurusunda bulunduk. Kamuoyunun desteğiyle beraber olayın takipçisi olacağız” dedi.