GENEL - 25 Mart 2012 Pazar 12:32

TÜRMOB TÜRK TİCARET KANUNU RAPORU HAZIRLADI

A
A
A
TÜRMOB TÜRK TİCARET KANUNU RAPORU HAZIRLADI

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Türk Ticaret Kanunu raporu hazırladı. TÜRMOB Genel Başkanı Nail Sanlı, Yeni Türk Ticaret Kanunu`nun Türkiye`yi gelişmiş dünyanın ayrılmaz ve çok önemli bir unsuru haline getireceğini vurguladı.
TÜRMOB Genel Başkanı Nail Sanlı, Türk ticari hayatının değişen dünyaya uyum sağlaması gerektiğini belirterek, "İş dünyamızı temsil eden kurumlarımızın da Yeni Türk Ticaret Kanunu desteklemeleri, değişimden yana olmaları ve bu sürece hazırlanmaları tüm kesimlerin değişime hazır olduğunu göstermektedir. Türk ticari hayatı ve uygulamacılar uluslararası uygulamaların bir parçası olmalı ve değişime öncülük ederek, Türkiye`yi hep birlikte dünya liginin en güçlü ülkesi haline getirmeli. Bunun için ihtiyacımız
olan yasal zemini Türk Ticaret Kanunu bizlere sunmaktadır. Küresel dünya değişirken, bizim bu değişimin dışında kalmamızı istemek, bu ülkeye yapılacak en büyük kötülük olur. İş dünyamızın ve TÜRMOB`un arzusu yeni Türk Ticaret Kanunu`nun mutlaka Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girmesi yönündedir. Yeni Türk Ticaret Kanunu`nun kuruluş temelleri yok edilmeden, üzerinde uzlaşma sağlanan teknik konularda gerekli ayarlamalar yapılmalı ve bir an önce yeni Türk Ticaret Kanunu düzenine geçilmelidir. Türk ticareti
çağdaşlaşması, gelişmesi ve kurumsal yönetim anlayışını benimsemesi için, şeffaflaşmak ve gelişmiş ülke normlarına ulaşabilmek, rekabet gücümüzü artırmak ve uluslararası piyasalarda söz sahibi olabilmek ve sürdürebilmek için, uluslararası sermayenin ülkemize tereddüt etmeden gelebilmesi ve yatırımlarını Türkiye`de gönül rahatlığıyla yapabilmesi için, 6102 sayılı Yeni TTK`nın uygulamalarına şiddetle ihtiyaç vardır. Yasanın yürürlük tarihi değişmeden ceza maddeleri ile sınırlı olarak bir revizyon
yapılabilir. Ekonomik suça, ekonomik ceza ilkesi hayata geçirilerek, ortaya çıkması beklenen sorunlar da şimdiden giderilmiş olur. Yasanın en iyi şekilde ve belirlenmiş periyodu içinde uygulanabilmesi için bu zamana kadar olduğu gibi bundan böyle de TÜRMOB camiası olarak üzerimize düşen görevi yapmaya devam edeceğiz. Hazırladığımız rapor, tarihi fırsatı kaçırmamamız gerektiğini bir kez daha ortaya koymaktadır" dedi.
"YENİ TÜRK TİCARET KANUNU`YLA DÜNYA LİGİNE" RAPORUNDAN BÖLÜMLER
Raporda, Türkiye`nin uluslararası alanda güçlü bir oyuncu olarak yerini alması için atılan en önemli adımlardan biri olan Yeni Türk Ticaret Kanunu`nun 1 Temmuz 2012`de yürürlüğe gireceği hatırlatılarak, "Türkiye`deki işletmelerin dünya piyasaları ile rekabet gücüne haiz, etkin ve güvenilir aktörler olarak yerini alması gerektiği gerçeği herkes tarafından kabul ediliyor. Bunun için başta gelen şart ise, işletmelerin Uluslararası Finansal Raporlama Standartları`na (IFRS) göre düzenlenmiş, Uluslararası
Denetim Standartları`na (IAAS) göre denetlenmiş finansal tablolarla kendilerini ortaya koyabilmeleri. Ticari hayatımızın yeniden düzenlenmesini artık zorunluluk haline gelmişti ve yeni Türk Ticaret Kanunu bu ihtiyaca cevap vermiştir" deniliyor.
YENİ TTK HANGİ TEMELLERDE YÜKSELİYOR?
Raporda Yeni TTK`nın hangi temellerde yükseldiği ise şöyle anlatılıyor:
"Ortakların, çalışanların ve alacaklıların haklarını da en az şirket yöneticileri kadar güvence altına alan, kurumsal yönetimleri, küreselleşen dünyanın gerektirdiği rekabetçi şirket yapılarını, günün ihtiyaçlarına uygun ticari ve bürokratik ilişkileri düzenleyen yeni Türk Ticaret Kanunu, Türkiye`deki şirketleri dünyanın birinci ligine taşıyacak üç temel üzerinde yükseliyor: Uluslararası standartlarda şeffaflık ve kurumsal yönetim; Güçlü sermaye yapısı; Hızlı karar alma ve güvenli ticaret. Yeni TTK`nın
getirdiği bu üç temel, yani şeffaflık, güçlü sermaye yapısı ve güvenli ticaret ortamı, sermaye şirketlerinin ortaklardan bağımsızlaştırılmasını, daha güçlü ortaklık yapılarını, daha hızlı karar mekanizmalarını, daha hızlı alacak takibi ve uluslararası standartlarda rekabet gücünü beraberinde getirecektir. Bu gelişmeler, Türkiye`de kurulan şirketlerin finansmana daha kolay erişimini sağlayacak, uluslararası ortaklıkların ve işbirliklerinin yolunu açacak, ülkede daha fazla yerli ve yabancı yatırım yapılmasını
sağlayacak, halka açık şirket sayısını artırarak sermayenin tabana yayılmasını sağlayacaktır. Daha derin bir sermaye piyasası, daha yüksek hacimlere ulaşan üretim, iç ve dış ticaret şirketlerin daha hızlı büyümesinin yolunu açacaktır. Finansmanın, yatırımın ve kazancın önünün açılması, para ve sermaye piyasasının genişlemesi, sürdürülebilir büyümenin en önemli bileşeni olan iç tasarruf oranının yükselmesine de zemin hazırlayacaktır. Yeni TTK, kendine güvenen, uluslararası vizyona sahip, yenilikçi ve uzun
vadeli düşünebilen bir girişimcilik kültürünü de destekleyecek, geliştirecektir. Türkiye`deki işletmelerin ayaklarındaki bağlardan ve artık kendilerine dar gelen bir elbiseden kurtulmaları, kısa sürede pek çok şirketin yerel ligden uluslararası alana taşınmasının yolunu açacaktır. Şirketleri dünya liginde top koşturur hale gelen bir Türkiye`nin daha zengin ve refah içinde yaşayan bir toplum haline dönüşeceğine hiç kuşku yoktur."
YENİ TÜRK TİCARET KANUNU`NDAN SAОLANACAK FAYDALAR
1 Temmuz 2012`de yürürlüğe girecek yeni Türk Ticaret Kanunu`nun ticaret hayatımıza getireceği değişim ve faydalarının üç ana başlık altında toplandığı raporda, "Bunlardan ilki, ticari mevzuatımızda şimdiye kadar dolaylı olarak sözü edilen, üstü kapalı bir şekilde `ima edilen` veya yazılı olmasa da bir tür teamül olarak kabul edilen bazı uygulamaların açık ve net biçimde yerini almasıdır. İkincisi, ticari mevzuatta şimdiye kadar yer bulmayan şeffaflık ve kurumsal yönetime ilişkin hükümlerdir. Bu
hükümlerle, yasal düzenlemelerimize ilk defa `vergi için değil şeffaflık için muhasebe` anlayışı girmektedir. Üçüncü olarak da, yeni Türk Ticaret Kanunu şimdiye kadar yasalarımızda olmayan bir dizi yeni uygulamayı mevzuata kazandırmaktadır. Bu yenilikler hem ticari hayatın günlük pratik ihtiyaçlarına cevap verecek, hem de gelişen ve günlük hayatımızın bir parçası haline gelen teknolojiyi, hukukun da bir parçası haline getirecek niteliktedir" denildi.
Raporda, Yeni TTK`nın getireceği kazanımlar ise 43 madde olarak sıralanıyor. Yeni TTK`ya getirilen eleştiriler ve değiştirilmesi istenen hükümlerinde değerlendirildiği raporda, bu eleştiriler ve bunlara ilişkin TÜRMOB`un görüşlerine yer verildi. TÜRMOB`un eleştirilere bakışı bölümünde ise şu görüşler yer aldı:
"TÜRMOB olarak yeni TTK`nın özüne itirazımız bulunmamakla birlikte iş dünyasından gelen mevcut itirazların büyük bir kısmının hapis cezaları ile ilgili olduğunu görüyoruz, bu konunun değerlendirilebileceğini düşünüyoruz. Zira TÜRMOB ekonomik suça ekonomik ceza anlayışını benimsiyor. Örneğin Çek Kanunu değişikliğindeki gibi. Ancak şunu da memnuniyetle izliyoruz ki iş Türk iş dünyası uluslararası gelişmelere göre, şeffaflaşmayı ve denetlenebilirliği içine sindirmiştir. Yeni Türk Ticaret Kanunu mutlaka
uygulamaya girmeli, sadece ekonomik suça ekonomik ceza anlayışından hareketle, hapis cezası yerine para cezası uygulanmalıdır. Bunun dışındaki eleştiriler, haksız ve değişime dirençten başka anlam ifade etmemektedir."
Rapor, TÜRMOB`un Yeni TTK Sürecine Nasıl Hazırlandığı ve TÜRMOB Önerileri bölümleri ile devam ederek Sonuç bölümü ile tamamlanıyor. Raporun sonuç bölümünde, yasanın yürürlük tarihi değişmeden, ceza maddeleri ile sınırlı olarak bir revizyon yapılabileceği, yasanın mutlaka uygulanması gerekliliğinin altı çiziliyor.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa Teknik Üniversitesi İznik için proje üretiyor Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) ve İznik Belediyesi “Proje Fikri Geliştirme Çalıştayı”nda buluştu. İznik Belediyesi ev sahipliğindeki çalıştayda, BTÜ’lü akademisyenler ve belediye yöneticileri İznik için yenilikçi fikirler geliştirdi. AB projesi hedefli çalıştayla, İznik’in sorunlarına çözüm aranırken ilçenin tanınırlığının artması da amaçlanıyor. “Şehirle bütünleşen, şehirle birlikte üreten” mottosuyla çalışmalarına yön veren Bursa Teknik Üniversitesi bu kez İznik ilçesi için kolları sıvadı. Bu kapsamda ilki Yıldırım Belediyesi ile yapılan “Proje Fikri Geliştirme Çalıştayı”nın ikincisi BTÜ Proje Destek Ofisi tarafından İznik Belediyesi ile gerçekleştirildi. İznik Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen Çalıştay’ın açılışına; BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, İznik Kaymakamı Arif Karaman, İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta, BTÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Prof. Dr. Sinan Uyanık ve Prof. Dr. Barış Tamer Tonguç, Genel Sekreter Selim Uzun, BTÜ öğretim üyeleri, İznik Belediyesi yöneticileri ile personeli katıldı. Çalıştayın açılış konuşmasını yapan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, daha önce Yıldırım Belediyesi ile gerçekleştirilen çalıştayın ikincisinin İznik Belediyesi ile yapıldığını ifade ederek, Bursa’nın ve yakın bölgenin tek teknik üniversitesi olmanın sorumluluğuyla hareket ettiklerini, bu çerçevede şehre dokunan, şehirle bütünleşen, toplumsal katkıya odaklanmış bir üniversite olmak için çalışmaları yürüttüklerini söyledi. "İznik için güçlü projeler ortaya çıkaracağız" Çalıştay kapsamında şehrin sorunlarını toplumsal katkı anlamında görüşerek, yeni proje fikrileri geliştirileceğini ifade eden Rektör Çağlar, “Avrupa Birliği projelerini çok önemsiyoruz. Bu doğrultuda 2023 yılı başında kurduğumuz Proje Destek Ofisimiz ile ulusal ve uluslararası projelerde önemli bir mesafe aldık. Örneğin; projelerimiz bir önceki yıla oranla iki kat artış gösterdi. Bizler bu projelerimizi toplumsal katkıya çevirmeyi arzu ediyoruz. Bugün 22 akademisyenimizin ve İznik Belediyesi personelinin katılımıyla gerçekleştirdiğimiz çalıştayımızda da çok güçlü proje fikirlerinin ortaya çıkacağına ve bu projelerin hayata geçirileceğine inanıyoruz” dedi. "Üniversitemizin bilimsel desteği önemli" Yerel yönetimlerin, kendi şehrindeki üniversitelerle ortak hareket etmesinin önemine dikkat çeken İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta ise “İlçemizin potansiyelini harekete geçirecek birçok başlıkta Avrupa Birliği proje fikirlerinin bizlere büyük katkısı olacaktır. Belediyemizin çevre, şehircilik, afet, kültür ve sosyal konularında sürdürdüğü çalışmaların üniversitemizin bilimsel desteği ile birleşmesi, ilçemizi daha yaşanabilir ve daha akıllı bir şehir haline getirecek adımları atmamızda büyük rol oynayacaktır” diye konuştu. "Hedef dünya çapında tanınan İznik" İznik Kaymakamı Arif Karaman da “Derin tarihi ve pek çok medeniyetin bir arada bulunduğu İznik’i elbet bir gün tüm dünya fark edecek. Bu kapsamda gerçekleştirilen çalıştay ile İznik’in Türkiye’de olduğu gibi dünya çapında da tanınır hale gelmesini temenni ediyorum” ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarının ardından Proje Destek Ofisi Koordinatör Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Oya Güler, proje eğitimi verdi. Projenin kapsamından bahseden Oya Güler, Erasmus süreci, proje öncelikleri gibi noktalara değindi. Güler’in sunumunun ardından çalıştaya geçildi. Ortak Avrupa Birliği projeleri Çalıştayda; Çevre ve Yeşil Enerji, Afet Sonrası Planı Projeleri, Sosyal ve Kültür Projeleri Kültürel Miras, Kadın - Gençlik masaları oluşturuldu. Bu masalarda, konunun uzmanı akademisyenler, belediye yöneticisi ve çalışanlarıyla bir araya gelerek toplumsal kalkınma ve yenilikçilik alanlarında ulusal, uluslararası projeler geliştirmek üzere fikirlerini tartıştı. Bu alanlarda yerel toplumun ihtiyaçlarının karşılanması için stratejiler ve iş birliği potansiyelleri belirlendi. İlerleyen süreçte belirtilen başlıklar altında projelerin yazılması ve Avrupa Birliği hibeleri için başvurular yapılması planlanıyor.
Mersin Vali Pehlivan: "En büyük kötülüklerden birisi çocuklarımızın, gençlerimizin zehirlenmesi" Mersin Valisi Ali Hamza Pehlivan, bağımlılıkla mücadelenin sadece polisiye tedbirlerle değil topyekûn bir mücadele gerektirdiğini vurgulayarak, " Hiçbir çocuğun bağımlılık yapan maddeye temas etmesini istemiyoruz. Annelerimiz çocuklarının ilk rehberi, ilk öğretmeni, en güvenli limanıdır" dedi. Vali Pehlivan, eşi Yıldız Pehlivan ile birlikte Mersin Valiliği himayelerinde, İl Emniyet Müdürlüğü koordinasyonunda uyuşturucu kullanımının önüne geçme konusunda anne duyarlılığından faydalanmak amacıyla yürütülen “En İyi Narkotik Polisi Anne” projesi tanıtım ve bilgilendirme programına katıldı. Programda konuşan Vali Pehlivan, “En İyi Narkotik Polisi Anne” projesinin, madde bağımlılığı ve bağımlılıkla mücadele konusunda ülke genelinde devletin ilgili kurum, kuruluşları ve birimleri tarafından verilmekte olan yoğun mücadeleye özellikle annelerin dahil olarak bu konuda daha bilgili, daha bilinçli bir şekilde hareket etmek suretiyle mücadeleye ortak olmasını hedeflediğini söyledi. "Annelerimiz çocuklarının ilk rehberi, ilk öğretmeni, en güvenli limanıdır" Projenin, İçişleri Bakanlığı himayesinde 2020 yılında başlatıldığını hatırlatan Vali Pehlivan, "Yıldan yıla bütün illerimizde bu konuda çeşitli faaliyetler yapıldı ve yapılmaya da devam ediliyor. Burada temel amaç; çocuklarımızın, gençlerimizin uyuşturucu ve bağımlılık bataklığına sürüklenmeden önce tedbirimizi almak ve onların bağımlılık yapan maddelerle temas etmesini önlemektir" ifadelerini kullandı. Diğer birçok hayata dair hususlarda olduğu gibi bu hususlarda da pür dikkat olunması, çocukların izlenmesi ve onlara rehberlik edilmesinin büyük önem arz ettiğini vurgulayan Vali Pehlivan, "Bunu yapabilmek için bilgili ve bilinçli olmamız gerekiyor. Bu programda çeşitli suç başlıklarıyla ilgili mücadele eden arkadaşlarımızın sunumlarının sergilendiği stantlarda gezip bilgiler aldık. Bunlardan birisi siber suçlardır. Siber suçlar kapsamında, sanal alemdeki konular, yasa dışı döndürülmeye çalışılan birtakım girişimler, çocukların oyunlar vasıtasıyla sürüklenmeye çalışıldığı oyun bağımlılığından uyuşturucu bağımlılığına kadar ve gençlerimizin, çocuklarımızın istismarına kadar gidebilen diğer kötü alışkanlıklar ile mücadele ediliyor. Sorumlu görevli birimler gece gündüz takibini gerçekleştiriyor ama bu konu öyle bir konu ki topyekûn bir mücadeleyle ancak mesafe alabiliriz. Elbette polisiye tedbirler, adli makamların gerçekleştirmiş olduğu, almış olduğu kararlar, operasyonlar sorumluluk sahasına göre emniyet ve jandarma birimlerimizin, Sahil Güvenlik Komutanlığımızın, kendi alanlarında yaptığı operasyonlar günden güne artıyor" diye konuştu. Günden güne mücadelenin kapsamının genişlediğini ve rakamlara da yansıdığını kaydeden Vali Pehlivan, "Bu, işin elbette ki çok önemli, kritik bir boyutudur. Bununla birlikte netice üzerinden yaptığımız bu çalışmaların, bu rakamların düşmesi konuya kaynağında müdahale etmekle mümkün oluyor" şeklinde konuştu. "Hiçbir çocuk, bağımlılık yapan maddeyle temas etmesin isteriz" Hiçbir çocuğun bağımlılık yapan maddeye temas etmesini istemediklerini dile getiren Vali Pehlivan, "Madde bağımlılığı ile temas ediyorsa da erken zamanlarda bunu tespit edip kullanmasını, taşıyıcılığı gibi işleri yapmasını engellemiş ve onları kurtarmış oluruz. Bu projenin temel maksadı budur. Bununla ilgili olarak, bakanlığımız bazı programlar da geliştirmiş durumdadır. Siber dünyada gayri ahlaki ve gayri yasal hususlarla mücadele ediyoruz. Ama bu alanı aynı zamanda faydalı işlerde, faaliyetlerde ve çalışmalarda da kullanıyoruz. Kullanmamız da gerekiyor. Kötülük namına oralara çöreklenenlere karşı da bizlerin de iyilik namına mücadele vermemiz ve oralarda var olmamız gerekiyor. Programlar geliştirmemiz gerekiyor. İçişleri Bakanlığımızın geliştirmiş olduğu ‘Uyuma’ programı bunlardan birisidir. Bu programın tanıtımını ilgili ekiplerimiz sorumluluk sahaları nispetinde yapıyorlar. Herhangi bir olumsuzlukla karşılaşıldığında cep telefonlarına indirilen ‘Uyuma’ programına kaydolmak suretiyle bildirimde bulunabiliyoruz. Dakikalar içerisinde sorumlu ekiplerimiz olay mahalline geliyor" dedi. "Eğitim çalışmalarıyla annelerimize ulaşıyoruz" Geçen yıl ‘En İyi Narkotik Polisi Anne Uygulaması’ kapsamında eğitim çalışmalarında da genel artış gerçekleştirildiğini söyleyen Vali Pehlivan, 2023 yılının 9 ayında 11 bin anne veya anne adayına eğitim verilirken, 2024 yılının 9 ayında bu sayının geçen seneye göre 2 kat arttığını ve ay sonu itibariyle 22 bin 500 anne ve anne adayına ulaşıldığını belirtti. Ne kadar çok insana ulaşılırsa o kadar yoğun bir gayretin ortaya konulacağına ve iş birliği, koordinasyon sağlanacağına inandığını kaydeden Vali Pehlivan, şöyle devam etti; "Eğitim ailede başlıyor, okulda devam ediyor. Okullarımıza gittiğimizde bunu açık bir şekilde hem idarecilerimizle hem öğretmenlerimizle paylaşıyoruz. Bu yüzden okul-aile birliği ile yürütülen iş birliğini, koordinasyonunu çok önemsiyoruz. En çok iş birliği yapmamız gereken konulardan birisi de budur. Nasıl bugün annelerimize, anne adaylarımıza, çocukların birtakım farklılıkları, değişiklikleri, tavırlarına mercek tutalım, anlamaya çalışalım diyorsak aynı şekilde öğretmenlerimize de sınıfta derste çocukların, gençlerin tavırlarında davranışlarında, birbirleri ile olan ilişkilerinde, belli bir gruplaşma, hizipleşme ve değişiklik olumsuz anlamda oluyorsa hassas bir şekilde yaklaşılması icap ediyor. Hedefimiz, amacımız, duamız, gayretimiz çocuklarımızın hiçbir şekilde temas etmemesi ama öyle bir çağda yaşıyoruz ki iyilik namına bizler, devlet ve millet olarak mücadele ederken dünyada sürekli kötülükler üretilmeye çalışılıyor." "En büyük kötülüklerden birisi çocuklarımızın, gençlerimizin, insanlığımızın zehirlenmesi" Bağımlılık yapan maddeleri kullananların sonunun er veya geç, bazı maddelerde çok daha erken bazı maddelerde biraz daha zaman içerisinde ölümle sonuçlandığına vurgu yapan Vali Pehlivan, "Bunu hiç arzu etmiyoruz. O yüzden pür dikkat hep birlikte odaklanalım istiyoruz, mücadele edelim istiyoruz. Bu mücadeleyi hep birlikte verelim istiyoruz. Annelerimiz cefakardır, vefakardır, özverilidir. Çocuklarına gözü gibi bakar, onlara hiçbir kötülüğü yakıştıramaz. Bunu biliyoruz. Herkesin gözünde evladı kıymetlidir ama şunu da unutmayalım; o gözümüzden sakındığımız çocukları bir başkası bizim hassasiyetimizle yaklaşmadığı için problem yaşanıyor. Hiç arzu etmeyiz ama yüzleşmek durumunda kaldığımızda da üstünü kapatmak, görmezlikten gelmek ‘benim evladım böyle bir şey yapmaz’ deyip hiç adım atmamak bu da arzu ettiğimiz bir şey değildir. Gerçekçi olmak durumundayız ki iş çığırından çıktığında Allah korusun dönmesi çok zor olur. Uyuşturucuyla, bağımlılıkla yapılan mücadelede en etkili yöntem hiç temas ettirmemektir" dedi. Programda ’İki Ekmek’ adlı bağımlılıkla ilgili kısa film gösterimi de gerçekleştirildi. Programda Vali Pehlivan, eşi Yıldız Pehlivan ve beraberindekiler, annelerin ve anne adaylarının uyuşturucu kullanımı ve madde bağımlılığı konusundaki bilinçlenmesinin ve aile içi iletişimin güçlendirilmesinin önemine dikkat çekmek için oluşturulan stantları da gezdi.