EĞİTİM - 30 Haziran 2022 Perşembe 12:59

YÖK Başkanı Özvar: “Yükseköğretim sistemimizde öğrenci sayısı 8,5 milyona yaklaştı”

A
A
A
YÖK Başkanı Özvar: “Yükseköğretim sistemimizde öğrenci sayısı 8,5 milyona yaklaştı”

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, “Yükseköğretim sistemimizde bugün itibarıyla öğrenci sayımız 8,5 milyona yaklaşmıştır.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, “Yükseköğretim sistemimizde bugün itibarıyla öğrenci sayımız 8,5 milyona yaklaşmıştır. YÖKSİS verilerine göre farklı engel düzeylerindeki öğrencilerimizin sayısı ise 50 bin civarındadır” dedi.


YÖK Başkanı Erol Özvar, YÖK merkez binasındaki Beyaz Salon’da düzenlenen 2022 Yılı Engelsiz Üniversite Ödül Töreni’ne katıldı. 6 üniversiteye 7 ödül verilen törende konuşan Özvar, YÖK olarak önem verdikleri konunun başında ‘engelsiz erişim’ ve ‘engelsiz eğitim’ çalışmalarının geldiğini söyledi. Özvar, farklı engel düzeyindeki öğrencilerin yükseköğretim sistemindeki öğrenci sayısının binde 6’sına tekamül ettiğini belirterek, “Yükseköğretim sistemimizde bugün itibarıyla öğrenci sayımız 8,5 milyona yaklaşmıştır. YÖKSİS verilerine göre farklı engel düzeylerindeki öğrencilerimizin sayısı ise 50 bin civarındadır. Bu sayı yükseköğretim sistemimizdeki öğrencilerin yaklaşık binde 6’sını teşkil etmektedir. Yükseköğretimin her kademesinde farklı engel gruplarına dahil toplam 50 bin öğrencimizin bulunduğu göz önüne alındığında YÖK olarak bu alanda yürüttüğümüz çalışmaların ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılacaktır” dedi.


YÖK olarak tüm öğrencilerin yükseköğretime erişimini önemsediklerini, engelli öğrencilere engelsiz bir eğitim ve öğretim ortamı sunmak için teşvik edici çalışmalar geliştirdiklerini söyleyen Özvar, 2018 yılından bu yana Engelsiz Üniversite Ödülleri verdiklerini anlattı. Özvar, ödüllerin “Engelsiz Üniversite Bayrakları” ve “Engelsiz Program Nişanları” olmak üzere iki alanda sunulduğunu hatırlattı. Engelsiz Üniversite Bayrakları’nın üç kategoride verildiğini, bunların Mekanda Erişilebilirlik (turuncu bayrak), Eğitimde Erişilebilirlik (yeşil bayrak) ve Sosyo-Kültürel Faaliyetlerde Erişilebilirlik (mavi bayrak) olduğunu söyleyen Özvar, ayrıca “Engelsiz Program Nişanı” verildiğini de kaydetti.



“114 üniversitemizden toplam bin 74 başvuru yapıldı”


YÖK Başkanı Erol Özvar, değerlendirme sonuçlarını şöyle açıkladı:


“Bu yıl Engelsiz Üniversite Ödülleri için 114 üniversitemizden toplam bin 74 başvuru yapılmıştır. 34 panelist tarafından yapılan değerlendirme sonuçlarına göre 84 üniversite toplam 384 bayrak almaya hak kazanmıştır. Bu bayraklardan 226’sı Mekanda Erişilebilirliğe verilen ’turuncu bayrak’, 105’i Eğitimde Erişilebilirliğe verilen ’yeşil bayrak’ ve 53’ü de Sosyo-Kültürel Faaliyetlerde Erişilebilirliğe Verilen ’mavi bayrak’ olmuştur. 12 üniversiteye toplam 43 program nişanı verilmiştir. 1’inci Aksaray Üniversitesi 29 bayrak. 2’nci Sakarya Üniversitesi 27 bayrak. 3’üncü Mersin Üniversitesi 21 bayrak. Tebrik ediyorum. En çok program nişanı alan üniversitelerden 1’inci Ege Üniversitesi 8 nişan, 2’nci Dokuz Eylül Üniversitesi 7 nişan. 3’üncüyü iki üniversitemiz birlikte göğüsledi, Başkent Üniversitesi ve Sakarya Üniversitesi 5 nişan.”


Üniversitelerin engelli öğrencilerini temsilen törene gelenler de eğitimde herhangi bir engel yaşamadıklarını belirterek, engelli öğrencilere yönelik çalışmalarından dolayı YÖK’e teşekkür etti.


Tören, YÖK Başkanı Erol Özvar ve katılımcıların birlikte hatıra fotoğrafı çektirmesiyle son buldu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul ’19’uncu SteelOrbis Çelik’ konferansı İstanbul’da gerçekleşti Uluslararası konuşmacıların sunumları ile küresel pazarlar hakkında bilgi veren, ekonomistlerin Türkiye ve dünya ekonomisi hakkındaki yorumları ve sektör dışı konuşmacıların katılımıyla 19’uncu SteelOrbis Çelik Konferansı gerçekleşti. SteelOrbis tarafından her yıl düzenlenen, ‘SteelOrbis Çelik Konferansı 19. Buluşması’ Çolakoğlu Metalurji A.Ş ana sponsorluğunda İstanbul Marriott Hotel Asya’da gerçekleştirildi. Düzenlenen ve Türkiye’nin en büyük çelik piyasası buluşması olan konferansa, yabancı firmaların yanı sıra Türkiye’den önde gelen şirketler katılım sağladı. Alanında uzman birçok katılımcının bulunduğu toplantı Türkiye’de çelik piyasasını mercek altına aldı. Türkiye’de her yıl gerçekleştirilen ve şirketlerin gelişimine katkıda bulunan konferansta açılış konuşmasını SteelOrbis Genel Müdürü Murat Eryılmaz ve Çolakoğlu Metalurji Genel Müdürü Uğur Dalbeler yaptı. Çolakoğlu Metalurji Genel Müdürü Uğur Dalbeler, 2024 yılının tamamı için çelik üretiminde yüzde 0,9 düşüş beklenirken, ilk 10 ayda düşüş oranının yüzde 1,6’ya ulaşmasının ve işlerin Worldsteel’in beklentilerinin ötesinde kötü gittiği anlamına geldiğini ifade etti. 2025 yılı beklentileri ise olumlu olduğunu ifade eden Dalbeler, worldsteel’e göre çelik üretiminde yüzde 1,2 büyüme öngörüldüğünü belirtti. Dalbeler, en büyük katkının 2030 yılında 300 milyon MT’a ulaşmayı hedefleyen Hindistan’dan geleceği, gelişmekte olan ülkelerde ise çelik üretiminin yüzde 2 artacağını ifade etti. Faiz konusunda hem ABD hem AB’de birtakım adımlar atılmaya başlandığını ifade eden Çolakoğlu Metalurji Genel Müdürü Dalbeler, “Suriye’de bir anda hadise tekrar alevlendi, Orta Doğu’da ne olacağı, Ukrayna savaşının Trump’tan sonra nereye evrileceği gibi noktalar belirsizliğini koruyor” ifadelerini kullandı. Sektörde gelecek dönemde zorlukların devam edeceğini söyleyen Uğur Dalbeler, 400 milyon MT seviyesinde olan kapasite fazlasının baskısını sürdüreceğini, ayrıca 2015 yılındaki gibi ihracatını aylık 10 milyon MT’a çıkaran Çin’in Şubat ayında yapılacak parti toplantısıyla birlikte yine frene basmasını ümit ettiğini dile getirdi. Konferansa "Küresel Piyasalar" adlı ikinci oturum ile devam edildi. İkinci oturumda, JFE Çelik Şirketinden Küresel İş Geliştirme Müdürü Kazuo Mike Fujisawa, Asya Piyasa Analizi Bölüm Yöneticisi Anastasiia Kononenko, Çelik Sektörü Başkanı Paolo Sangol ve Kıdemli direktör Martin Rajnoha, Kıdemli direktör, Arthur D. Little ve Serkan Somer küresel piyasalar üzerine konuşma gerçekleştirdi. Sektörün geleceği düzenlenen panelde konuşuldu Konuşmaların ardından, Mesut Özdöl’ün moderatörlüğünde panel düzenlendi. “Çelik sektöründeki gelişmeler ve beklentiler” başlıklı panelde, Çolakoğlu Metalurji Boru Profil ve İkincil Üreticiler Satış Müdürü Kürşad Aynas, Kocaer Çelik Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mehmet Çakmur, Bilecik Demir Çelik İcra Kurulu Üyesi Muammer Bilgiç konuşmacı olarak katıldı. 2024 yılını değerlendiren Çolakoğlu Metalurji’nin Boru Profil ve İkincil Üreticiler Satış Müdürü Kürşad Aynas, maliyetlerin yüksek, jeopolitik risklerin ve faiz baskısının yoğun olduğu 2024 yılında Türk şirketlerin üretim ve ihracat konusunda sıkıntı yaşamadığını ancak “öldürücü rekabetin” kârlılığı sınırladığını ifade etti. Türk çelik ihracatçılarının adil rekabetle bir problemi olmadığını ifade eden Aynas, ürün maliyetinin 60-70$/mt altındaki dampingli fiyatlarla satış yapan ülkelerle yaşanan durumun rekabet sayılamayacağını düşündüğünü ifade etti.
İstanbul Yenidoğan çetesine yönelik 2. dalga operasyon: 14 gözaltı İstanbul’da yenidoğan çetesine yönelik gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonda, aralarında 5 doktor, 3 hemşire ve 5 sağlık çalışanının yer aldığı 14 kişi gözaltına alındı. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 13’üncü gününde devam ederken, çeteye yönelik yeni bir operasyon yapıldı. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde yürütülen soruşturma kapsamında, "suç işlemek amacıyla örgüt kurma, nitelikli dolandırıcılık, rüşvet, kasten öldürmenin ihmali davranış ile işlenmesi ve resmi belgede sahtecilik suçlarına" karışanlarına yönelik 26 Nisan ve 29 Temmuz’da İstanbul merkezli eşzamanlı operasyon gerçekleştirildi. Aralarında doktor, hemşire ve sağlık çalışanlarının da yer aldığı toplam 53 şüpheliye yönelik gerçekleştirilen operasyonlarda gözaltına alınan 23 şüpheli, sevk edildikleri adli adli makamlarca tutuklanırken, 16 şüpheli hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Şüphelilere ait ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda ise birçok dijital materyal, yasadışı ilaç ve usulsüz tıbbi işlemlere ilişkin doküman ele geçirildi. Yapılan çalışmaların devamında örgüt lideri Fırat Sarı ile birlikte hareket ettiği tespit edilen 16 şüphelinin daha suç eylemlerine dahil oldukları anlaşıldı. Bebekleri günlük 8 bin lira karşılığında gereksiz yere yoğun bakım servislerinde tuttukları anlaşıldı SGK tarafından özel hastanelerde tedavi gören bebek hastalara günlük 8 bin lira ödeme yapıldığı için hastane görevlilerinin iyileşen ve taburcu edilmesi gereken bebeklerin, ödeme almaya devam edebilmek için hastanelerde tutmayı sürdürdükleri belirlendi. Yoğun bakım ünitelerinde 7 gün 24 saat bulunması zorunlu doktorun, masraflardan kaçınmak için yoğun bakım ünitesinde bulundurmadığı tespit edildi. Yoğun bakım servisi doktorlarının yalnızca resmi kayıtlarda görevli olarak gösterildiği ancak bebek hastaların durumları ağırlaştığı gün ve saatlerde görevli gösterilen doktorların başka yerde oldukları belirlendi. Yoğun bakım ünitelerinde hemşirelerin çalıştırıldığı, acil durumlarda telefonla hemşirelerin birbirlerine hangi müdahalede bulunmaları gerektiğini telkin ettikleri, hasta yakınları doktorla görüşmek istediğinde ise hemşirelerin kendilerini doktor olarak tanıttıkları yönünde bulgular elde edildi. Bebeklerin günlük epikriz raporlarının gerçeğe aykırı düzenlendiği belirlendi Yoğun bakım ünitelerinde yatan bebeklerin günlük epikriz raporlarının gerçeğe aykırı olarak düzenlendiği, çoğu zaman doktor tarafından düzenlenmesi gereken raporların hemşireler ya da hasta bakım elemanları tarafından doldurulduğu tespit edildi. Yoğun bakım ünitelerinde yatan bebeklerin durumu kötüleştiğinde görevli doktorların hastaneye gitmedikleri ve bebeklerin ölümü ile sonuçlandığı anlaşıldı. Bu kapsamda bugün yapılan eşzamanlı operasyonda eş zamanlı operasyonda, aralarında 5 doktor, 3 hemşire ve 5 sağlık çalışanının yer aldığı 14 kişi gözaltına alındı.
Niğde Çırak bulamadığı zanaatını eşiyle birlikte yaşatıyor Niğde’nin Bor ilçesindeki atölyesinde yarım asırdan uzun süredir bıçak üreterek geçimini sağlayan İhsan Binay, gelişen teknolojiye rağmen eşiyle birlikte bıçakçılık zanaatını sürdürüyor. Eşiyle birlikte çalışan el yapımı bıçak ustası 76 yaşındaki İhsan Binay, şekil verdiği demir ve çeliği keçiboynuzunun yanı sıra plastik ve ahşapla birleştiriyor. Unutulmaya yüz tutmuş mesleğini aynı atölyede 60 yıldır sürdüren Binay’a en büyük desteği ise eşi Meliha Binay veriyor. Yarım asırdan uzun süredir Bor ilçesi ve civar köylere hizmet verdiğini söyleyen Binay, el emeği bıçakların seri üretim bıçaklara kıyasla çok daha kaliteli olduğunu söyledi. Mesleğe 12 yaşında başladığını anlatan Binay, “Bizim yaptığımız bıçaklar hakiki el dövmesi. Sanat bir aşk ve heves işi. Hevesi olmayan, aşkı olmayanlar sanatkar olamaz. Bazıları yeter çalıştığın bırak diyor ama benim yeni başlamış gibi mesleğe hevesim var. Meslek aşkı olmasa devam etmez” dedi. “Gençlerin zanaat gerektiren işlere hevesi yok” Mesleğini öğretecek çırak bulmakta zorlandığını anlatan Binay, gençlerin zanaat gerektiren mesleklerle ilgilenmediğini söyledi. Binay, “Çıraklar biraz çalışıp bırakıp gidiyor. Benim gençlere tavsiyem elinden geleni yapsınlar. Şimdiki gençlerin sanata ilgileri yok, hazır satayım istiyorlar. Bizim gibi temelden mesleğe hevesleri yok. Bizlerden sonra zaten bu mesleği yapacak kimse kalmıyor. Sadece bizim burada değil, Türkiye genelinde de mesleği bırakıp emekli olanlar yerine kimseyi bulamıyorlar” diye konuştu. Mesleğini büyük bir aşkla yaptığını söyleyen İhsan Binay, sağlığı el verdiği ölçüde bıçak üretmeye devam edeceğini sözlerine ekledi. El emeği bıçak üretiminin son temsilcilerinden olan İhsan Binay’a işlerinde yardımcı olan eşi Meliha Binay ise, “Elimden geldiği kadar destek oluyorum. Beraber dükkanı açıyoruz, beraber kapatıp evimize gidiyoruz. Bu sanatı sürdürecek kimse kalmadı. Çırak bulamıyor, ben de gücüm yettiği kadar destek oluyorum” ifadelerini kullandı.
Antalya Piyano Festivali’nin gişe biletlerinin satışı başladı Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin şehirdeki en önemli sanat etkinliklerinden olan 24’üncü Uluslararası Antalya Piyano Festivali’nin gişe biletleri AKM’de satışa çıktı. Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde bu yıl 24’üncüsü düzenlenen Uluslararası Antalya Piyano Festivali’nde geri sayım başladı. 7-20 Aralık tarihleri arasında Atatürk Kültür Merkezi’nde Türkiye ve dünyadan birçok yıldızı müzikseverlerle buluşturacak festivalin gişe biletleri Atatürk Kültür Merkezi (AKM) gişelerinde satışa çıktı. Festivalin internet bilet satışı geçtiğimiz günlerde başlamış, dakikalar içinde tükenmişti. Uluslararası Antalya Piyano Festivali kapsamında dünyaca ünlü sanatçı ve grupların konser biletlerini alabilmek için sabahın erken saatlerinde AKM gişelerinde sıraya giren vatandaşlar uzun kuyruklar oluşturdu. Antalyalılar, bu sanat ve müzik dolu festivali sabırsızlıkla beklediğini belirtti. Satışlar, resmi olarak 20 Aralık’a kadar sürecek olsa da yoğunluk sebebiyle kısa süre içerisinde tükenmesi bekleniyor. Sanatçı Karsu’nun biletleriyse daha ilk günden tükendi. Müzik ziyafeti sunuluyor Bilet almak sabah erkenden AKM gişesi önünde yerini alan müziksever Pırıl Ayman, Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu festivale uzun yıllardır düzenli olarak katılım sağladığını söyledi. Ayman, “Kerem Görsev, Karsu ve daha birçok önemli müzisyeni dinlemek için burada bilet sırasına geldim. Biletlerin kısıtlı olduğunu bildiğim için çok erken bir saatte geldim ve ilk sırada yerimi aldım. Önceki festivallerde çok kaliteli müzisyenlerle çok kaliteli zamanlar geçirdim. Festival biz Antalyalılara müthiş bir müzik ziyafeti sunuyor” dedi. Dünyaca ünlü sanatçılar Klasik müzik, caz ve Flamenko’da Türkiye ve dünyadan birçok yıldızı Antalyalılarla buluşturacak olan festivalin açılış gecesinde ünlü sanatçı Karsu sahne alacak. Festival süresince La Fortuna Tango, Agora Senfoni Orkestrası, Kerem Görsev Trio, Duendo Famenco Feat Maria Farelo & Christian Perez ve Ferhan- Ferzan Önder gibi dünyaca ünlü sanatçılar da Antalyalılarla buluşacak.