KÜLTÜR SANAT - 23 Ocak 2020 Perşembe 08:55

Yunus Emre Enstitüsünden “Köprü ve Ötesi” projesi

A
A
A
Yunus Emre Enstitüsünden “Köprü ve Ötesi” projesi

Bağlama virtüözü Ahmet Koç ile dünyaca ünlü Türk şef Betin Güneş yönetimindeki ‘Turkish Chamber Orchestrası’, Türk halk ozanlarının unutulmaz eserlerini Avrupalı müzikseverlerle buluşturuyor.

Bağlama virtüözü Ahmet Koç ile dünyaca ünlü Türk şef Betin Güneş yönetimindeki ‘Turkish Chamber Orchestrası’, Türk halk ozanlarının unutulmaz eserlerini Avrupalı müzikseverlerle buluşturuyor.


Cumhurbaşkanlığı himayelerinde Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Yunus Emre Enstitüsünün katkılarıyla gerçekleştirilen proje ile Türkiye’nin evrensel değerdeki müzik kültürü yurt dışına taşınıyor. ’Köprü ve Ötesi’ ismi ile hayata geçirilen ve 2019 yılında Avrupa’nın Paris, Zürih, Roma, Viyana ve Berlin şehirlerinde tamamlanan proje, Avrupa konser turnesi ile 2020 yılında da klasik batı müziği ve Türk müziğinin tarihe damga vuran yapıtlarını aynı sahnede buluşturmaya devam edecek. Bağlama virtüözü Ahmet Koç ile dünyaca ünlü Türk şef Betin Güneş’in yönetimindeki ‘Turkish Chamber Orchestrası’, Ludwig Van Beethoven, Wolfgang Amadeus Mozart, Franz Schubert, Georges Bizet, Dmitri Shostakovıch, Paul de Senveılle, Niccollo Paganını gibi dünyaca ünlü değerli müzisyenlerin eserlerini bağlama eşliğinde icra ederken; Yunus Emre, Âşık Veysel, Pir Sultan Abdal, Âşık Mahsuni Şerif ve Neşet Ertaş gibi Türk dünyası için önem arz eden değerli ozan ve sanatçıların eserleri de klasik batı müziği enstrümanları ve bağlama eşliğinde sahneye taşınıyor.



"Doğu ve Batı kültürü aynı sahnede"


Yunus Emre Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Şeref Ateş, Köprü ve Ötesi projesinin önemine vurgu yaparak, “Bu proje ile Doğu ve Batı kültürünün buluştuğunu gördük. Dünyanın birçok başkentinde çok etkili konserler yapıldı. Bundan sonra da konserlerin devam etmesini bekliyoruz” diye konuştu.


Ateş, sanat ve sanatçıya verdikleri önemin altını çizerek, desteklerinin her zaman devam edeceğini ifade etti.


‘Köprü ve Ötesi’ projesi kapsamında Avrupa’dan başlayan turne, 2020 yılında Rusya ve Balkanlar’da esmeye devam edecek. Yunus Emre Enstitüsünün katkıları ile Şubat ayında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenecek konserin ardından bu yıl turne programı Moskova, Budapeşte, Saraybosna, Belgrad, Tiran ve Makedonya ile devam edecek.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Beyoğlu’nda öğrenciler yarıyıl tatilinin tadını buz pistinde kayarak çıkardı Beyoğlu’nda öğrenciler yarıyıl tatilinin keyfini buz pistinde kayarak çıkardı. Beyoğlu Belediyesi’nce hazırlanan karne neşesi etkinlikleri ile öğrenciler yarıyıl tatilini dolu dolu geçirdi. Buz pateninden turnuvalara, sinemadan tiyatroya, kültür gezilerinden atölye çalışmalarına kadar onlarca alanda düzenlenen ücretsiz etkinliklere katılan öğrenciler gönlünce eğlenme ve öğrenme imkanı buldu. En çok ilgi gören etkinliklerden birisi ise buz pateni oldu. Hasköy Sahilde çocuklar için özel olarak açılan buz pisti, yarıyıl tatilinin en eğlenceli etkinliklerinden oldu. 18 Ocak-2 Şubat tarihlerinde her gün 10.00-20.00 saatleri arasında hizmet veren pist yüzlerce öğrenciyi buz pateni ile buluşturdu. Pist alanında uzman eğitmenler eşliğinde paten eğitimi verilen çocuklar daha sonra kendilerine ücretsiz olarak temin edilen ekipmanlarla pistte kaymanın keyfini çıkardı. Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney de öğrencilerin buz pateni keyfine ortak oldu. Buz pateni yapmanın çok güzel ve eğlenceli olduğunu belirten bir öğrenci, "Çok keyifliydi. İlk denemem olsa da gayet güzeldi. Patenden alışkın olduğum için böyle olduğunu düşünüyorum. Birkaç kere düşsek de yine de güzel geçti" dedi. Bir diğer öğrenci ise, "Karnelerimizi aldık. Biraz rahatlamak için güzel bir aktivite oldu bence. Kaymak çok güzel. Her yerde yapılmayan bir spor olduğu için ve Hasköy’e geldiği için mutluyum" ifadelerini kullandı.
İstanbul Beyoğlu’nda öğrenciler yarıyıl tatilinin tadını buz pistinde kayarak çıkarttı Beyoğlu Belediyesi tarafından yarıyıl tatiline giren öğrenciler için açılan Buz Pisti yoğun ilgi gördü. Alanında uzman eğitmenlerden paten eğitimi alan çocuklar daha sonra kendileri için temin edilen ekipmanlarla buz pistine çıkarak patenle kaymanın keyfini çıkarttı. Beyoğlu’nda öğrenciler 15 günlük yarıyıl tatilini Beyoğlu Belediyesi tarafından hazırlanan karne neşesi etkinlikleri ile dolu dolu geçirdi. Buz pateninden turnuvalara, sinemadan tiyatroya, kültür gezilerinden atölye çalışmalarına kadar onlarca alanda düzenlenen ücretsiz etkinliklere katılan öğrenciler gönlünce eğlenme ve öğrenme imkanı buldu. En çok ilgi gören etkinliklerden birisi ise Buz Pateni oldu. Renkli görüntülerin ortaya çıktığı pisti ziyaret eden Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney de öğrencilerin Buz Pateni keyfine ortak oldu. Yarıyıl tatilinin en eğlenceli etkinliklerinden birisi oldu Karne Neşesi etkinlikleri kapsamında Hasköy Sahilde çocuklar için özel olarak açılan Buz Pisti, yarıyıl tatilinin en eğlenceli etkinliklerinden birisi oldu. 18 Ocak-2 Şubat tarihleri arasında her gün 10.00-20.00 saatleri arasında hizmet veren pist yüzlerce öğrenciyi Buz Pateni ile buluşturdu. Pist alanında uzman eğitmenler eşliğinde paten eğitimi verilen çocuklar daha sonra kendilerine ücretsiz olarak temin edilen ekipmanlarla buz pistine çıkarak patenle kaymanın keyfini çıkarttı. "Buz pateni Hasköy’e geldiği için mutluyum" Buz Pistinin açılması öğrenciler tarafından da büyük sevinçle karşılandı. Buz pateni yapmanın çok güzel ve eğlenceli olduğunu belirten öğrencilerden biri, "Çok keyifliydi. İlk denemem olsa da gayet güzeldi. Patenden alışkın olduğum için böyle olduğunu düşünüyorum. Birkaç kere düşsek de yine de güzel geçti" dedi. "Kaymak çok güzel" Bir diğer öğrenci ise, "Karnelerimizi aldık. Biraz rahatlamak için güzel bir aktivite oldu bence. Kaymak çok güzel. Her yerde yapılmayan bir spor olduğu için ve Hasköy’e geldiği için mutluyum" ifadelerini kullandı.
Adana Büyükşehir’den 4 Şubat Salı günü Deprem Çalıştayı Adana Büyükşehir Belediyesi, 6 Şubat depremlerinin yıldönümü nedeniyle "Deprem Çalıştayı" düzenleyecek. 6 Şubat Sonrası Neredeyiz? Durum Değerlendirme ve Planlama Çalıştayı ile Sonuç Raporu ve Deprem Değerlendirme Forumu 4 Şubat Salı günü gerçekleştirilecek. 6 Şubat 2023 depremlerinin ikinci yıl dönümünde, deprem sonrası yapılan çalışmaları değerlendirmek ve geleceğe yönelik planlamaları güncellemek amacıyla Adana Büyükşehir Belediyesi Afet İşleri Daire Başkanlığı koordinesinde, "06 Şubat Sonrası Neredeyiz? Durum Değerlendirme ve Planlama Çalıştayı" düzenlenecek. Çalıştay kapsamında, Adana’nın dirençli kentler hedefleri doğrultusunda yapı üretim süreçleri, idari ve teknik düzenlemeler ile ruhsatlandırma süreçleri ele alınacak. Özellikle Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından daha önce hazırlanan "Deprem Bildirgesi" doğrultusunda elde edilen sonuç raporları değerlendirilerek, yeni yapıların ruhsatlandırma, denetim ve yapı güvenliği süreçleri ayrıntılı şekilde tartışılacak. Çalıştayda ele alınacak başlıca konular şunlar: "Yapıların deprem yönetmeliklerine uygunluğu, zemin ve temel etüt süreçleri ve karşılaşılan zorluklar, yapı denetim süreçleri ve yaşanan sorunlar, yapım aşamasında teknik kontroller ve karşılaşılan eksiklikler, ruhsatlandırma süreçlerinde teknik denetimlerin artırılması, il risk azaltma planlarının kent ölçeğinde uygulanabilirliği, mevcut yapı stokunun deprem dayanıklılığı açısından değerlendirilmesi, riskli yapıların belirlenmesine yönelik teknik yöntemler, yapısal iyileştirme ve bina performans analizleri." Çalıştayda ayrıca, yerel yönetimler ile ilgili kamu ve özel sektör kuruluşları arasındaki koordinasyonun artırılması ve teknik kapasitenin geliştirilmesine yönelik öneriler de ele alınacak. Çalıştayda; yapı güvenliği ve kent planlaması konularında somut ve uygulanabilir çıktılar elde edilmesi amaçlanıyor. Çalıştayın moderasyonu, 6 Şubat 2023 depremleri sonrasında Adana’da teknik incelemelerde bulunan akademisyenler tarafından, aynı gün saat 17.30’da Adana Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonu’nda gerçekleştirilecek.
Kayseri 890 yıllık Cami-i Kebir’in ’7 tuğla’ hikayesi Kayseri’de 1135 yılında Danişmend hükümdarı Melik Mehmet Gazi tarafından yaptırılan Ulu Cami olarak da bilinen Cami-i Kebir’in yapımı esnasında yaşlı bir kadının kullanılması için bağışladığı 7 tuğla ve hikayesi asırlardır anlatılıyor. Melik Mehmet Gazi tarafından tamamen kendi imkanları ile yaptırılan ve 1135 yılında yapımı tamamlanan Cami-i Kebir’in 7 tuğla hikayesini anlatan Kayseri Cami-i Kebir Güzelleştirme ve Yaşatma Derneği Başkanı Ömer Faruk Çarşıbaşı, "Kayseri Cami-i Kebir’i farklı kılan özelliklerinden birisi de bu 7 tuğla. Diğer camilerden farklı kılan kısmını ben kısaca şöyle aktarabilirim. Melik Muhammed Gazi 1134 yılında bu caminin yapımına başladığı esnada hiç kimseden yardım alınmayacak diye bir şart koşmuş. 1143 yılına kadar da neredeyse hiç kimseden yardım alınmamış ama bir yaşlı, elinde 7 tane tuğla ile bir teyze Cami-i Kebir’de çalışan ustalara gelmiş bunları kullanın demiş. Hiç kimse kullanmak istememiş. Halk arasında Mehmet Gazi ismiyle anılan Muhammed Gazi’nin bu emirlerinden dolayı. Fakat ustanın birisi teyzenin yalvarmalarına dayanamamış ve bu 7 tane tuğlayı burada kullanmış. O gece Peygamber Efendimiz 2-3 defa Melik Muhammed Gazi’nin rüyasına girmiş. O da sabah geliyor buraya ve ustaların hepsini topluyor. ’Burada ne oldu da olağanüstü, rüyama Peygamber Efendimiz girdi’ diyor. ’Cenab-ı Hakk o tuğlalar kullanılmasaydı senin hayrını kabul etmeyecekti’ diye soruyor. Bununla ilgili hemen ustalardan biri bir yanlışlık yaptığımın farkındayım ama yalvarmalarına dayanamadım. Onun için de biz bu tuğlaları kullandık deyince gidiyor teyzenin elini öpüyor, rızasını alıyor" dedi. Çarşıbaşı, caminin yapımında şüpheli hiçbir paranın kullanılmamasının burayı özel kıldığını söyleyerek, "Burası Peygamber Efendimizin şefaatleri ile Cenab-ı Hakk’ın nazarını celbetmiş bir mabet. Buraya namaza gelenler namazı bırakamıyor, Cami-i Kebir’e alışanlar da burayı bırakamıyor. Buranın huşu ile namaz kılınma sebeplerini ben çok düşündüm. Melik Muhammed Gazi acaba bu yardım alınmasını istememiş diye çok araştırdım. Şüpheli hiçbir paranın buraya girmediğini hatta buranın yapımının da kendi cebinden olduğunu öğrendiğim an bu sorunun da cevabını bulduğumu zannediyorum" ifadelerini kullandı. Kaynaklara göre Cami-i Kebir, Kayseri şehir merkezinde olup Kapalıçarşı’nın yanında yer alıyor. Ulu Cami olarak bilinmekle beraber değişik kaynaklarda Cami-i Kebir veya Sultan Cami olarak da anılıyor. Cami 1135 yılında, Danişmend hükümdarı Melik Mehmet Gazi tarafından yaptırıldı. Caminin kuzeye açılan kapısının yanındaki kitabe ise bir onarım kitabesi olarak biliniyor. Melik Mehmet Gazi’nin yeğenlerinden olan Yağıbasanoğlu, Muzaffereddin Mahmud tarafından 1206 yılında onartıldı. Kızı olan Atsuz Elti Hatun da Gülük Camii’ni aynı dönemde onarttı. Abidenin bugün taşıdığı tek kitabe olan onarım kitabesi, kuzey duvarın dış yüzüne, kapının yakınına konuldu. Onarım kitabesinde ise "Bu cami, Kılıçaslan oğlu, büyük Sultan Keyhusrev devrinde -Allah onun yardımını yüceltsin- H.602/M.1206 yılında Yağıbasanoğlu, Muzaffereddin Mahmud tarafından onarılmıştır" ifadeleri yer alıyor. Ulu Cami, 1716 yılında meydana gelen büyük depremden zarar görmüş, 5-6 yıl gibi bir süre harap halde kullanılmadan kaldıktan sonra 1723 yılında Matbah-ı Amire Emini (Saray mutfak sorumlusu) Kayserili Hacı Halil Efendi tarafından onartıldı. Bu onarımda minarenin yıkılan külah kısmı da yenilenmiş, çöken kubbesi ve minareleri de onartıldı. Öte yandan, yapımı esnasında yaşlı kadının bağışladığı ve camı duvarında kullanılan 7 tuğlanın yeri ise 7 adet kırmızı çizgi ile belirtildi.