Uludere`de 34 kişinin yaşamını kaybettiği olayda yakınlarını kaybeden aileler Meclis`e geldi. BDP Meclis Grup Toplantısı`nda kürsüye çıkan aile temsilcilerinin konuşmaları, BDP`li milletvekillerini gözyaşlarına boğdu.
BDP Meclis Grup Toplantısı, Uludere olayında hayatını kaybedenlerin yakınlarının da katılımıyla gerçekleşti. Toplantıda bir konuşma yapan BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, 2012 bütçesinde askeri harcamalara, MİT ve Emniyet`e 36 milyar dolar ayrıldığını belirterek, 2015`e kadar sadece savaş uçağı için 16 milyar dolar ayrıldığını belirtti. Kışanak, "Biz bu savaş uçaklarının ne yaptığını biliyoruz. Her gün bu ülkenin taşını toprağını bombalıyorlar" dedi.
Uludere`de 34 sivilin hayatını kaybettiği operasyonun herkesin hafızasında dün gibi sıcak olduğunu belirten Kışanak, "Türkiye`de askeri harcamaların kısıtlanması, tüm askeri harcama ve faaliyetler üzerinde denetim yetkisinin sağlanması gerekiyor. Ne yazık ki bu kadar çok parayı bizim kaynaklarımızla harcıyorlar ama şu Meclis bile bu parayı denetleme yetkisine sahip değil" diye konuştu.
Kışanak`ın konuşması sırasında Uludere`de hayatını kaybedenlerin aileleri salona girdi. Kürtçe ve Türkçe anons yapan Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, "Uludere`de hayatını kaybedenlerin anneleri babaları aramızda. Hoş geldiniz, Roboski`de çocuklarını yitiren analar, babalar. Adalet için Ankara`ya geldiniz" dedi.
Daha sonra konuşmasına devam eden Kışanak, "Bu metanetli, bu onurlu duruşunuz ve direngen tavrınız nedeniyle sizleri yürekten kutluyoruz. Roboski katliamı hepimizin yüreğinde derin bir yara açtı. Roboski katliamı insanlığın vicdanında derin bir yara açtı. 104 gün geçti ancak hala katiller ortada yok. Bu da ikinci bir acı, ikinci bir yara" diye konuştu.
Savaş uçakları tarafından bombalanarak katledilen 34 canı kimin katlettiğini bilmediklerini ifade eden Kışanak, bunun ikinci bir travma olduğunu söyledi. Kışanak, şunları kaydetti:
"Aslında bu ülkede savaş uçaklarına kimin emir vereceği açık ve net ortada. Bu insanları savaş uçakları bombaladı ve öldürdü, katletti. Savaş uçaklarına kimin emir vereceği belli değilse bir gün o savaş uçakları gelip bu Meclis`i de bombalayabilir. İktidar, bunu mu demek istiyor? `Biz o savaş uçaklarına kimin emir verdiğini bilmiyoruz` demek bu ülkede savaş uçakları bir gün bu Meclis`i de bombalar, bundan haberimiz olmaz` demektir. Bizden buna inanmamızı mı bekliyorlar? Bu, aklı olan herhangi bir
insanın, küçücük bir çocuğun bile inanamayacağı durumdur. Açıkça üstü örtülmek istenen bir olayla karşı karşıyayız."
Herkesin sınır ötesi operasyona, yani başka bir ülkenin topraklarını bombalamaya siyasi otoritenin izni olmadan kimsenin kalkışamadığını çok iyi bildiğini ifade eden Kışanak, "Genelkurmay ve Başbakanlık bu operasyonu birlikte yaptılar. Onun için bugünkü bu uzatma halleri, bu sessizlik, bu oyalama halleri de bir suç ortaklığının bir suç işbirliğinin sonucu. Biz buradan şunu bir kez daha tüm dünya kamuoyuna, Türkiye kamuoyuna, herkese açıkça ilan ediyoruz ki; Roboski katliamının hesabını soracağız. Ne
kadar oyalasanız da, ne kadar kandırmaya çalışsanız da, ne kadar zamana yaymaya çalışsanız da, üstünü örtmeye çalışsanız da buna gücünüz yetmeyecek. Bu katilleri bulacağız. Bu katiller bu halka hesap verecek" diye konuştu.
"BU İŞİN, MECLİSTARAFINDAN ÇÖZÜLECEĞİNE İNANIYORUZ"
Daha sonra kürsüye, Uludere`de hayatını kaybeden Serhat Encü`nün kardeşi Ferhat Encü çıktı. Encü, bu işin Meclis tarafından çözülebileceğine inandıklarını belirterek, "Katliamın olduğu günden bu yana aileler olarak devletten adalet talep ettik. Bu işin sorumlularının makamı ne olursa olsun ve ucu kime dokunursa dokunsun en ağır şekilde yargılanmasını istiyoruz. Çok acı çektik. Bir baba düşünün ki oğlunun cenazesi üstünde, gece karanlığında yardım istiyor. Parçalanmış oğlunun bedenini kendi elleriyle
toplayıp çuvala koyan bir baba düşünün. Buz bu çatı altında adalet talep ediyoruz, tüm ezilen kesimlere de adalet talep ediyoruz. Roboski`den gelip adalet istiyorsak, bu Meclis`in düşünmesi gerekir" dedi. Encü`nün okuduğu şiirin ardından `Biz bu Meclis`i ana olarak gördük" sözleri milletvekillerini ağlattı.
"BANA TC NUMARASINI SİZ VERDİNİZ, ADALET DE VERECEKSİNİZ"
Hayatını kaybedenlerden 13 yaşındaki Erkan Encü`nün annesi Felek Encü ise kürsüye oğlunun fotoğrafı ve Türkçe kitabı ile çıktı. Felek Encü, "Ey insanlık nerede kaldın? Ey insanlık neredesin? Suriye için, Filistin için insanlık istiyorsunuz acaba Kürtlerin ne suçu var? Kürtler için neden insanlık istemiyorsunuz? Kürtlerin hayatı bu kadar ucuz mu? Bizi hiçbir zaman parayla satın alamayacaklar, biz tazminat istemiyoruz" diye konuştu.
Nüfus cüzdanını gösteren Gelek encü, "Bunu bu kimliği siz verdiniz, bu TC numarasını siz verdiniz, bana adalet de vereceksiniz. Niye oğluma adalet vermiyorsunuz?" dedi.
Oğlunun 7. Sınıf Türkçe kitabını gösteren Encü, "Oğlumu okula gönderiyordum Türkçe okusun diye, sizin dilinizi okusun diye. Bunu bedeli bu muydu? 13 yaşındaki Erkanımın bedenine bombalar yağdırmak olmamalıydı bunun bedeli. Bu kitabi siz verdiniz oğluma, bunun verirken adaleti de vermeliydiniz. Emir büyük yerden gelmeseydi bu uçaklar kalkmazdı. Acaba sizin vicdanlarınız rahat mı? Bahar geldi ama bizim için hala kıştır. Çünkü çocuklarımızın katilleri hala belli değil. Bunlar Türk gençleri olsa hemen yargı
bulurdu ve cezaevine konurdu. Madem ki biz kardeşiz bunların katili nerede yargılanıyor bilmek istiyorum" dedi.
Olayda yaşamını yitiren Adem And`ın ablası Narin And ise, olayda ölenlerin bedenlerinin parçalandığını birinin başının hala bulunamadığını belirterek, "AK Parti Grup Toplantısı`nda, `Suriye`deki katliamı kınıyoruz` dendi. `Suriye halkı korumamız altında` dendi. Siz önce kendi halkınızı bombalamayın önce kendi halkınızı savunun korumanız altına alın, sonra yurt dışına yardımlarınızı gönderirsiniz" dedi.
Konuşmaların ardından kısa bir konuşma yapan BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan, "Bu çatı hepimizin çatısıdır. Ya bu sorunu bu çatının altında çözeceğiz, ya bu çatı hepimizin başına göçeçek" dedi.