EKONOMİ - 11 Ekim 2024 Cuma 10:42

Doğal antibiyotik Aksaray organik sarımsağında dikim başladı

A
A
A
Doğal antibiyotik Aksaray organik sarımsağında dikim başladı

Organik sarımsak üretimiyle hem Türkiye’de hem de yurtdışında adından söz ettiren ve birçok ilaç fabrikasının alım yaptığı Aksaray’ın organik sarımsağında dikim başladı.


Nüfusunun yüzde 80’inin tarım ve hayvancılıktan geçimini sağladığı Aksaray’da organik sarımsakta dikim yapılıyor. Türkiye’de organik olarak tek üretimin yapıldığı ve Rusya, Almanya gibi birçok ülkedeki ilaç fabrikalarına ihraç edilen organik sarımsaklar toprakla buluşturuldu. Sadece üretici Aydın Öngün (66) tarafından yetiştirilen organik sarımsak üretiminde geçen yıl 160 ton civarında bir rekolteye ulaşılırken, önümüzdeki yıl toplam rekoltenin 200 tonun üzerinde olması bekleniyor.


120 dönüm arazisinde organik sarımsak dikimine başlayan üretici Aydın Öngün rekoltenin memnun edici seviyede olduğunu belirtirken, iç ve dış pazarlama işlerine yardımcı olan oğlu Uğur Öngün (33) ise önümüzdeki yıl rekolteyi 200 tonun üzerinde beklediklerini söyledi. Sarımsak dikimine başladıklarını belirten Uğur Öngün, “2024 Ekim ayı sarımsak dikim sezonumuz başladı. Aksaray’ın Acıpınar köyündeyiz. Üretici Aydın Öngün olarak sarımsak dikimlerinde şu an 2024’ün ilk dikimi olarak başlattık. 2024 yılında çok aşırı derecede tohumluk talebi oldu. 2025 hasatta üretimin fazla olacağını düşünüyoruz. Bundan dolayı 2025 Ocak ayında yurtdışı pazar çalışmalarımızı başlatacağız inşallah. Şimdiden bütün çiftçilerimize hayırlı uğurlu olsun. Rekolteye bakacak olursak geçen yıl 2024 yılı hasadında ortalama bin metrekareden aldığımız rekolte bin 500 kilo ile 2 bin kilo arasında aldık. Toplamında 160 ton bandında bir üretim yaptık. Organik üretimde de 80 ton bandında bir organik üretim bandımız vardı. Yurtdışından da organik üretime biraz talep vardı. Yurtdışı pazarları da bu yıl yavaş seyretti ama iç piyasa biraz canlı oldu. Bundan dolayı üretimin bu yıl daha fazla olacağını düşünüyoruz. Bu yıl ortalama 120 dönüm alanda dikim yapacağız, rekolte beklentimiz ise 200 tonun üzerinde. İnşallah hava şartları uygun giderse, yağmurlar zamanında yağarsa, sulama birliğimiz de bir su fazla verebilirse çok iyi olacak. Çünkü organik üretimde herhangi bir kimyasal kullanmadığımız için bir fazla su ihtiyacımız var. Bunu da tamamlayabilirsek inşallah rekoltemiz 120 dönümden 200 tonun üzerinde bir beklentimiz var” dedi.



Doğal antibiyotik Aksaray organik sarımsağında dikim başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Kütahya’da esnaftan kadına şiddete karşı duyarlı hareket Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde bir esnaf, iş yerinin camına astığı yazı ile kadınların yanında olduğunu belirtti. Tavşanlı ilçesi Yeni Mahalle Şehit Ali Gaffar Okkan Caddesi üzerinde bulunan iş yerinin camındaki yazı, kadınlara yönelik şiddete dikkat çekiyor. Esnaf Nuray Üstünel, kadına şiddet konusunda ülke gündeminde çıkan haberlerden etkilendiklerini ve 16 yaşındaki kızının da kadına şiddet konusunda etkilendiğini, bunun kendisine de yansıdığını dile getirerek bu tür olaylar karşısında farkındalık oluşturulması gerektiğini ifade etti. Ayrıca Nuray Üstünel, erkek bir esnafın camına yazmış olduğu, "Tedirgin oluyorsan dükkana gir kardeşim. Hiçbir şey senden önemli değil! Kadına şiddete ve kadın cinayetlerine hayır!" yazısından dolayı teşekkür etti. Yazıyı camına asan Bülent Doğan ise konu ile ilgili şunları söyledi: "Kadınlara şiddet konusunda, kadın cinayetleri konusunda vatandaşların daha bilinçli olması konusunda biz de sosyal medyada gördüğümüz bir uygulamaya katılmak istedik. İşyerimizin camında artık biz de insanların her an manevi destek alabileceği veya kadına şiddet konusunda daha duyarlı olunması gerektiğini anlatmak için bu uygulamaya biz de katıldık. İş yerimizde, caddemizde, sokağımızda çok duyarlı arkadaşlarımız var, duyarlı esnafımız var. Herhangi bir şiddet anında lütfen esnaflardan yardım istesinler veya herhangi bir işyerine sığınsınlar. Biz bu konuda elimizden geleni yapmaya hazırız. Kadın Destek Uygulaması’nı da (KADES) çok seviyoruz, beğeniyoruz. Tüm kadınlar aslında bu uygulamayı yüklesin, elinin altında hazır bulunsun. Her insan değerlidir. Kadınlar, annelerimiz, tüm bayanlar da bizim için değerlidir."
Ankara Koru Hastanesi’nde "Çocukluktan İtibaren Kadın Sağlığı" konuşuldu Dışişleri Mensupları Eşleri Dayanışma Derneği (DMEDD) tarafından Dünya Kız Çocukları Günü dolayısıyla düzenlenen etkinlikte çocukluktan itibaren kadın sağlığı konuşuldu. Dışişleri Mensupları Eşleri Dayanışma Derneği tarafından Dünya Kız Çocukları Günü dolayısıyla Koru Hastanesi’nde "Çocukluktan İtibaren Kadın Sağlığı" isimli etkinlik düzenlendi. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Koru Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Aydan Biri, “Mesleğime Hakkari Yüksekova’da başladım. Kadınlar adet döngüsü diye bir şey bilmiyorlar. 43 yaşında bir hanımefendi muayeneye geldi, son üç ayda düzenli kanaması olduğunu söyledi. Bunun neresi anormal dedim. Hayatında hiç 3 ay üst üste kanamamış kadın. Menopoza girince artık bebek yapma kabiliyeti düşünce 3 ay üst üste kanaması olunca bana gelmiş. 15-16 tane doğum yapıyorlar. Emzirme süresi boyunca korunuyorlar, emzirme süresi bitince yeniden gebe kalıyorlar. Doğurursa doğuruyor, doğurmazsa düşürüyor. Kadının hayat bilgisi böyle geçiyor” diye konuştu. “Eski yediğinin yarısı, eski hareketinin iki katı” Bir kadının menopoz döneminde en çok metabolizma değişimleriyle uğraştığını kaydeden Prof. Dr. Biri, “Menopozda kadınların en çok uğraşmak zorunda kaldığı şey metabolizmadaki değişim. Östrojen düşüyor ve metabolik değişiklikler başlıyor ve bizim metabolizma hızımız düşüyor. Yıllardır bu durumla ilgili çok meşhur bir lafım vardır: Eski yediğinin yarısı, eski hareketinin iki katı. Eğer aynı kiloda kalmak istiyorsan. Bir de o yaşlarda ne oluyor, zaten hareketimiz azalıyor. İşimiz gücümüz de azaldığı için yememiz de artıyor. Pasta börek günleri, toplantı günleri artıyor. Yemenin arttığı, hareketin azaldığı bir döneme giriyorsun, bir de bunun üzerine metabolizman yavaşlamış oluyor” açıklamasında bulundu. “Kadınlar korkuya mahkum olmuş durumda” Yeşil salatayı her gün yemenin sorun olmadığını ancak bir tohumun her gün yenilmesi durumunda sorun yaşanabileceğini aktaran Biri, “Her gün 3 bardak kırmızı yonca çayı içerek vücudunuzdaki normal bir süreci tetikleyebilirsiniz. 2001 yılında çıkan bir çalışmayla hormona fobi başladı. Doktorlarda da başladı, kadınlarda da başladı. Çalışmanın hiçbir detayı konuşulmadan basına sıçradı. Bu çalışmada kanser artışı falan yok. 10 bin kadında 2 tane artış var. Onun da ilaçtan olduğu bile belli değil. Peki sonuç ne oldu; birçok kadını kalbi açısından, damarları açısından, duyguları açısından, ruhsal değişiklikleri açısından, cinsel değişiklikleri açısından, kemik değişiklikleri açısından koruyacak belki de düşük dozlu bir hormon tedavisinden korkar hale getirdi. Komşuları bizden daha çok doktormuş gibi davranıyorlar. Gidecek komşusuna soracak, ben ne verirsem vereyim ona göre akıl öğrenecek. Neyi seçiyorsun diyorum korkuyu mu konforu mu? Konforu seçiyorsan ben bunu öneriyorum, korkuyu seçiyorsan şikayetlerinle yaşamaya devam et. Korkuya mahkum olmuş durumda kadınlar zaten. Nerdeyse çocukluğundan itibaren mahkum. İlk geceden korkuyor, gebelikten korkuyor, gebe olunca düşürmekten korkuyor, biraz ilerleyince doğurmaktan korkuyor, emzirmekten korkuyor. Her şeyden korkan kadınlar var” ifadelerini kullandı.