EĞİTİM - 21 Mayıs 2024 Salı 15:12

ASÜ’de “Türkiye Yüzyılında Üniversite Gençliği” sempozyumu

A
A
A
ASÜ’de “Türkiye Yüzyılında Üniversite Gençliği” sempozyumu

Türkiye Üniversitelerarası Spor Federasyonu, Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü iş birliğinde “Türkiye Yüzyılında Üniversite Gençliği” isimli bir sempozyum düzenledi. Sempozyumda öğrencilere stres yönetimi ve sağlıklı yaşamla ilgili bilgiler verildi.


ASÜ Konferans Salonu’ndaki etkinlikte konuşan Rektör Prof. Dr. Alpay Arıbaş, Türkiye’nin yarınlarının daha güçlü olabilmesinin yolunun, gençlerin hem zihinsel hem de bedensel manada yetkin bireyler olmalarından geçtiğini söyledi. Gençlerin Türkiye Yüzyılına hazır olmaları gerektiğini kaydeden Rektör Arıbaş, “Bu yüzyıla hazır olabilmek için her şeyden önce sağlıklı olmak gerekiyor. Sağlığın temeli de iyi beslenme ve egzersiz. Bunun yanı sıra gençlerimizin özgüven sahibi olmaları ve kendilerini iyi yetiştirmeleri de çok önemli” dedi.


ASÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seher Karaman da etkinliğin açılışında kısa bir selamlama konuşması yaptı. Öğrencilerin zaman zaman mesleki kaygılar yaşadığını ve strese girebildiklerini söyleyen Karaman, sempozyumu bu hususlara dair çözüm yolları üretmeye yardımcı olabilmek için düzenlediklerini belirtti.


Açılış konuşmalarının ardından Yüksek İhtisas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kadirhan Sunguroğlu, “Stresle Baş Etme” konulu bir sunum yaptı. Türkiye Yüzyılında üniversite gençliğinin sağlıklı beslenme, zararlı alışkanlıklardan uzak durma, hareket etme, egzersiz yapma, stresle baş etmeyi bilme gibi konulara hâkim olmaları gerektiğinden söz eden Sunguroğlu “Stresin belirtileri kişiye göre farklılaşıyor. Zihni toplayamama, düşüncelerin tekrarlanması, yanlış anlamalar, muhakeme güçlüğü. Bunlar birer stres belirtisidir” diye konuştu. Etkinlikte, Yüksek İhtisas Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Sevan Çetin Özbek “Sağlıklı Beslenme,” Öğretim Görevlisi Deniz Barç “Özgüven” ve Araştırma Görevlisi Cemre Yaren “Egzersizin Önemi” başlıklı konuşmalar yaptı. Program belge takdimi ile tamamlandı.


Sempozyumun ardından Yüksek İhtisas Üniversitesi heyeti ASÜ Rektörü Prof. Dr. Alpay Arıbaş’ı makamında ziyaret etti ve ikili iş birlikleri üzerine istişarelerde bulundu.



ASÜ’de “Türkiye Yüzyılında Üniversite Gençliği” sempozyumu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Çobanların en güvendiği dostları: Çoban köpekleri Erzincan’ın Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül, çoban köpeklerinin hayvanlarını koruma ve güvenliğini sağlama konusundaki önemini vurguladı. Çoban köpeklerinin zorlu arazilerde gösterdiği başarıları ve köpeklerin koyun sürüleri için ne kadar önemli olduğuna dikkat çekti. Başpınar köyünde çobanlık yapan Celal Gül (37) isimli üretici, yıllardır sürülerini koruyan çoban köpeklerinin kendileri için vazgeçilmez birer dost ve güvenlik aracı olduğunu kaydetti. Gül, "Köpeklerimiz hayvanlarımızın can güvenliğini sağlıyor. Onlar olmazsa, sürülerimizi kurtlara karşı korumamız imkânsız" diyerek köpeklerinin, zorlu arazi şartlarında bile sürülerini nasıl başarıyla koruduklarına dikkat çekti. "Köpeklerimiz olmadan hayvanlarımızı kurtlara karşı koruyamayız" Çobanlık yapan Celal Gül, 25 yılı aşkın bir süredir sürülerinin güvenliğini çoban köpeklerine emanet ettiğini belirtti. Gül, köpeklerin sürülerini korumadaki rolüne şu sözlerle değindi: “Eğer köpeklerimiz olmasaydı, hayvanlarımızın yarısı kurtların avı olurdu. Yaylada ve merada en büyük güvencemiz köpeklerimiz. Onlar bize her türlü tehlikeye karşı koruma sağlıyor.” Çoban köpeklerinin sadece sürüleri korumakla kalmadığını, aynı zamanda çobanların da dinlenebilmesi için bir güvenlik sağladığını belirten Gül, "Yaylada çok yoruluyoruz ve köpeklerimize güvenerek biraz dinlenebiliyoruz. Onlar olmasa, koyunları koruyabilmemiz mümkün olmaz" dedi. Çoban köpekleri ve kangal köpekleri arasındaki fark Celal Gül, çoban köpeklerinin kangal köpeklerinden daha üstün olduğunu belirterek, "Kangal köpekleri büyük ve güçlü olsa da, taşlık arazilerde kurdun peşinden koşamayabilirler. Çoban köpeklerimiz ise zorlu arazilerde çok hızlıdır ve bu yüzden sürüyü korumada çok etkilidirler" şeklinde konuştu. Zorlu arazilerde tehlike Çoban köpekleri, sadece koyunları korumakla kalmıyor, aynı zamanda kurtlarla mücadele sırasında hayati risklerle de karşılaşıyor. Gül, köpeklerinin boğazlarına kurt tüylerinin kaçtığını ve bu yüzden hastalanabildiklerini söyledi. Celal Gül, köpeklerin sürülerinin güvenliğini sağlamak ve çobanlık yapmak için en önemli yardımcıları olduğunu belirterek, "Köpeksiz çoban, çobansız da köpek olmaz. Köpeklerimiz bizim gözümüz, kulağımız ve en önemli güvenliğimizdir" diyerek çoban köpeklerinin hayvanlar için ne kadar kritik bir rol oynadığını vurguladı. 12 yaşındaki Berat Topal ise, ara tatilde babasına yardım etmek amacıyla köpeğiyle birlikte koyunları otlatmaya geldiklerini söyledi. "Köpeğim benim için çok önemli. Onu ben büyüttüm, hastalandığında iyileştirdim. Köpeğimiz olmazsa koyunlarımız büyük tehlike altında kalır" diyen Berat Topal, köpeğiyle olan özel bağını da vurguladı. Başpınar köyünde hayvancılıkla uğraşan çobanlar, sürülerini korumanın zorluklarıyla başa çıkarken, en büyük destekçileri olarak gördükleri çoban köpeklerine olan minnettarlıklarını her fırsatta belirtiyorlar.