ASAYİŞ - 17 Eylül 2024 Salı 12:42

Uyuşturucu satmak isteyen şahıslar suikast silahıyla yakalandı

A
A
A
Uyuşturucu satmak isteyen şahıslar suikast silahıyla yakalandı

Antalya’dan getirdikleri uyuşturucuyu Afyonkarahisar’da satmak isteyen 2 şahıs jandarmanın operasyonu ile yakalanırken, şahısların aracında yapılan aramada ise uyuşturucu maddeler ile suikast silahı da ele geçirildi.


Edinilen bilgilere göre, Afyonkarahisar İl Jandarma Komutanlığı ekipleri Y.Ç. ve S.Ç., isimli şahısların Antalya’dan temin ettikleri uyuşturucu maddeleri Afyonkarahisar’da satacağı kaydedildi. Şahısların kullandığı aracı takibe alan ekipler ardından aracı Dinar ilçesi Gökçealan köyünde durdurdu. Araçta arama yapan ekipler 300 gram metamfetamin, 50 gram skunk maddesi, 3 adet sentetik ecza hapı, kullanıma hazır bir içimlik esrar, uyuşturucu kullanmak aparatı, bir adet tabanca, bir adet suikast silahı ve çok sayıda mermi ile suçta elde edildiği değerlendirilen 15 bin 200 TL para ele geçirildi.


Olayın ardından şahıslar gözaltına alındı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Yanlış yapılan antrenman ve rastgele alınan zararlı takviyeler kalbe ciddi zarar verebilir Eskişehir Acıbadem Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Utku Şenol, yanlış yapılan antrenman ve rastgele alınan zararlı takviyelerin kalbe ciddi zararları olabileceği konusunda uyardı. Spor yapıp zinde kalmak isteyen bireyler, spor salonlarında antrenman yapıyor. Fakat kontrolsüz ve bilinçsiz antrenman hareketleri kişiye zararları olabiliyor. Uzmanlar tarafından spor yapacak kişilerin antrenör eşliğinde yapılan programa uyarak spor yapmaları tavsiye ediliyor. Öte yandan 40 ve üzeri yaşa sahip olan vatandaşların kardiyoloji uzmanına muayene olması öneriliyor. Eskişehir Acıbadem Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Utku Şenol, sporcuları bahse konu başlıklarda uyardı. Sporcuların ek takviye aldıklarına da değinen Şenol, alınana takviyelerin rastgele alınmaması gerektiği konusunda konuştu. Yapılan yanlış antrenman ve zararlı takviyelerin kalbe zararı olduğuna dikkat çeken Utku Şenol, uzman kontrolünde ek takviye alınması gerektiği konusunda uyardı. “40 yaş üzeri hastaların, kardiyoloji muayenesinden geçmelerini öneririz” Yanlış yapılan antrenmanın zararları hakkında konuşan Acıbadem Kardiyoloji Uzmanı Dr. Utku Şenol, "Spor salonlarında spor yapanlar oksijen problemi gibi bir sorunla pek kolay kolay karşılaşmazlar. ’Mutlaka dışarıda spor yapılması lazım, açık havada sporun ekstra bir faydası var’ gibi bir sonucumuz yok. Ancak vatandaşlar spor salonlarında aletlerle çalıştığı, kendi kondisyonlarıyla antrenman yapmadıkları için sakatlanma ve kontrolsüz hareketlere bağlı kalbe aşırı yükleme gibi bir riskleri var. O yüzden spor salonlarında bir antrenman yapılacaksa mümkünse bir hoca eşliğinde ve kontrollü yapılması; özellikle 40 yaş üzeri hastaların, kalp hastalarının ve kronik hastaların mutlaka bir kardiyoloji muayenesinden geçmelerini öneririz. Sonrasında kondisyonlarını belli seviyelerde, antrenman dozlarını küçük küçük arttırarak devam etmelerini ve ani hareketler yapmamalarını tavsiye ederiz. Dışarıdaki yürüyüşlerle salondaki yürüyüşler arasında kontrollü yapıldığı sürece ciddi bir fark çıkmayacaktır" dedi. “Dozunun ayarlanması, kullanımın yönetilmesi gerekmektedir” Spor yapan bireylerin bilinçsiz aldıkları ek takviyeler hakkında Dr. Şenol, "En sık kullanılan proteinlerden birisi bizim whey protein dediğimiz peynir altı suyundan elde edilen proteinlerdir. Bunlar çok ciddi zararları olan bir protein kaynakları değildir ancak yapılan spora, hastanın kilosuna ve protein ihtiyacına göre belirlenmesi gerekmektedir. Rastgele kullanılması böbrek üzerinde ciddi protein yükü yapabilir. Hatta nefrotik sendromu dediğimiz ciddi bir böbrek hasarı oluşturabilir ve gut hastalığı gibi başka rahatsızlıklara neden olabilir. O nedenle kişiye, kilosuna ve antrenmana göre doz ayarlanması zaruridir. Eğer doğru bir şekilde doğru kişi kullanıyorsa whey protein kullanılabilir. Aslına bakarsanız bugün bilimsel olarak kanıtlanmış protein ihtiyacı sadece bizim esansiyel amino asitler olarak bilinen, vücudun kendisinin üretemediği ve dışarıdan almamızın zaruri olduğu amino asitlerin teminidir. Ancak çok ağır antrenman yapan kişiler için bazen protein ihtiyacı gerekmektedir. Dışardan sentetik ek protein kullanılacak ise, mutlaka ya spor hocaları ya da bizim gibi sağlıkçılar tarafından dozunun ayarlanması, kullanımın yönetilmesi gerekmektedir. Rastgele kullanılmaları önerilmez" şeklinde konuştu. “Kullanılmasını kesinlikle tavsiye etmiyoruz” Kreatin ve L-Karnitin gibi yağ yakıcılar hakkında da konuşan Utku Şenol, şöyle devam etti: "Enerji versin diye kullanılan ilaçlar var. Bunlar zaten hiçbir şekilde faydası gösterilememiş, kanıtlanamamış ilaçlardır. Yani çok profesyonel sporcular dışında rutinde herhangi birinin kullanmasını tavsiye etmeyiz. Büyüme hormonları ve testesteron dediğimiz hormonel kaynaklar var. Kimyasal yollarla üretilmiş, büyüme hormonları ve testesteron gibi takviyelerin kullanılmasını kesinlikle tavsiye etmiyoruz. Bunlar kişilerin hem bütün hormonel dengesini bozmakta hem ciddi yan etkilere sebebiyet vermekte hem de damarsal hastalıkları hızlandırmaktadır. Ayrıca kalp krizine ve kalp hastalıklarına sebebiyet verebilir. Bunlar ancak büyük yarışmalara katılan profesyonel kişilerin kullandığı desteklerdir. Ayrıca protein desteği alınacaksa, mutlaka onaylı ve kaliteli ürünlerin alınması zaruridir."
Mersin Mersin’de ebeveynlere ’çocuklarda ekran kullanımı’ anlatıldı Mersin Büyükşehir Belediyesince, Toroslar ilçesinde yaşayan ailelere yönelik çocukların erken çocukluk döneminde maruz kaldığı ekran kullanımını konu alan ’Erken Çocukluk Döneminde, Çocukların Ekran Kullanımı’ başlıklı seminer verildi. Seminerde, 7 yaşa kadar olan süreçte yapılması gerekenler, çocukların gelişimsel yolculuğunda ekran kullanımının etkileri ve dijital demans gibi konular anlatıldı. Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından Toroslar Belediyesi Yunus Emre Kültür Merkezi’nde, Çocuk Gelişim Merkezleri Genel Koordinatörü Özlem Tanışık tarafından verilen seminer, interaktif şekilde gerçekleştirildi. Ekran kullanımı konusunda kritik yaş seviyesinin 7 yaşa kadar olan süre olduğuna dikkat çeken Tanışık, günümüzde ekran kullanımının erken çocukluktaki olumsuz etkilerini bilimsel veriler eşliğinde anlattı. Seminerde, 7 yaşa kadar olan sürenin altın yaş olduğunu vurgulayan Tanışık, "7 yaşa kadar olan dönem, çocukların birçok davranış kalıplarının oturduğu kritik bir dönemdir. Bu kritik dönem ve altın çağda, ebeveynler olarak mümkün olduğunca onların bu yolculuğunu gelişimsel alanlarına teşvik edecek oyunlarla rehberlik etmemiz gerekiyor" dedi. "Daha sağlıklı bireyleri ekrandan uzak tutarak yetiştirebiliriz" Seminerde; dil ve konuşma, obezite, uyku sorunlarının yanı sıra şiddet eğilimi ve sosyalleşmede ciddi problemler yaşandığını başlıklar halinde açıklayan Tanışık, "Günümüz çocuklarında okullarda yaşanan uyum problemi, sosyal hayatta yaşanan temel uyum problemleri, ekrana fazla maruz kalmaktan ortaya çıkabiliyor. Çocukların normal gelişim evrelerini tamamlamakta zorlanmaları, fazla ekran kullanımı ile birlikte tüm bu süreçte çocuklarda duygusal etkiler oluşturduğu gibi, onların fizyolojik yapılarında bozulmalara yol açarak ’dijital demans’ kavramını doğurmaktadır" diye konuştu. Ekran kullanımının kısıtlanması amacıyla tercih edilecek etkinlik ve aktiviteler konusunda da ebeveynlere öneriler veren Tanışık, "Çocuklarımızın geleceğine ışık tutmak için geç değildir. Bugün alacağımız kararlarla ve onlara oluşturacağımız rutinlerle, daha sağlıklı bireyleri ekrandan uzak tutarak yetiştirebiliriz" ifadelerini kullandı. "Ailelerin, önce kendi ekran bağımlılığını gözden geçirmesi gerekiyor" Seminere katılan Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanı Şerife Hasoğlu Dokucu da gerçekleştirdikleri etkinliklerle çocukların ekrandan biraz da olsa uzak kalmalarını sağlamayı amaçladıklarını belirtti. Dokucu, "Tarsus Gençlik Kampı’nda, doğa içinde yaşına uygun etkinliklere katılan çocukların telefon veya tablet taşımadıklarını görüyoruz. Çünkü dikkatlerini yönlendiren çalışmalar yapılıyor" diye konuştu. Çocukların sağlıklı gelişmesine darbe vuran ekran bağımlılığının ekran manipülasyonu olduğuna dikkat çeken Dokucu, "Ailelerin sağlıklı aile bütünlüğü için de önce kendi ekran bağımlılığını, sonra da çocuğunun ekran bağımlılığını gözden geçirmesi ve üstüne düşen görevi yapması gerekiyor" dedi.