ASAYİŞ - 01 Ekim 2024 Salı 12:46

Evde çıkan yangında 1 kişi dumandan etkilendi

A
A
A
Evde çıkan yangında 1 kişi dumandan etkilendi

Adıyaman’da bir evde çıkan yangında 1 kişi dumandan zehirlendi.


Edinilen bilgilere göre, Adıyaman merkez Yenimahalle 26306 sokak içerisinde bulunan 4 katlı binanın 2. katında yangın çıktı. Belirlenemeyen nedenlerle çıkan yangın kısa sürede büyürken durum itfaiye ekiplerine bildirildi. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri alevlere müdahale ederek yangını söndürdü. Meydana gelen olayda alevlere müdahale ederken dumandan etkilenen 1 kişi olay yerine gelen sağlık ekiplerince yapılan ilk müdahalenin ardından Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı.


Konuyla ilgili soruşturma sürüyor.



Evde çıkan yangında 1 kişi dumandan etkilendi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsun turizmi ’gastronomi’ ile şaha kalkacak Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Turizm Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Yetkin Bulut, coğrafi işaret tescili alınacak yöresel ürünlerin Samsun’un turizm potansiyelini yukarıya doğru çekeceğini ifade etti. Turizm alanında Türkiye’nin yeni gözde şehirlerinden biri olan Samsun, turizm pastasından aldığı payı büyütmek için yeni projeler yürütüyor. Samsun Valiliği, Samsun Büyükşehir Belediyesi ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi başta olmak üzere şehirdeki tüm paydaşlarla ortak bir çalışma yürütülürken her ay düzenlenen İl Turizm Tanıtım ve Geliştirme Kurulu Toplantıları yeni fikir ve görüşlerin ortaya çıkmasına neden oluyor. OMÜ Turizm Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Yetkin Bulut, son yapılan toplantıda gastronomi turizminin önemine değinerek, coğrafi işaret tescili alınması gereken yöresel ürünleri belirtti. Turizmin geliştirilmesi için yaptığı belirlemeleri paylaşan Prof. Dr. Yetkin Bulut, Samsun turizminin yılın 12 ayına yayılması için çeşitli argümanların masaya yatırılarak, faaliyete geçirilmesi gerektiğini ifade etti. Şehrin tanıtılması kapsamında kurumların ve kurum çalışanlarına eğitim verilmesi gerektiğine de dikkat çeken Prof. Dr. Yetkin Bulut, Samsun olarak her yıl katılacak olan fuarların daha önceden belirlenip, hazırlanmasının önemine değindi. “Palamut dolma, pancarlı ekmek, bileği, turna balığı için coğrafi tescil alınabilir” Şehrin turizmden alacağı payın artması ve tanınırlığının artmasının yanı sıra dikkatleri Samsun’a çekmek için coğrafi işaret tescili alınabilecek ürünleri de sıralayan Prof. Dr. Bulut, “Alaçam’a özgü palamut dolma ve kuzu etinden yapılma köfte için coğrafi işaret tescili alınıp, tanıtımı yapılabilir. Yakakent ilçemizde meşhur olan pancarlı ekmek ve tuzlu balıktan yapılan otlu bir yemek olan bileği için de tescil-tanıtım faaliyetleri yürütülmeli. 19 Mayıs ilçemize özgü salep, Nebiyan fasulyesi ve Nebiyan kestanesi tescil edilmesi gereken ürünlerdir. Ladik ilçemizde gölde yetişen ve satışa sunulan turna balığı ve yöreye özgü tandır kebabı de tescil ve tanıtımı hak ediyor” dedi. Prof. Dr. Bulut ayrıca, diğer yöresel ürünlerle alakalı şu bilgileri verdi: “Kavak ilçesinden Türkiye’ye yayılan Çakallı menemeni de tescil edilmeyi gerektiriyor. Tekkeköy’de mübadil yemeği olan gama, Canik’teki Canik çileği ve Ayvacık’ta yayın balığı ile şeker fasulyesi için de tescil alınması turizm açısından faydalı olacaktır. Çarşamba’da döner ve biber tuzu, Terme’de de pirinç ve fındık ezmesi için tescil alınması faydalıdır. Salıpazarı ilçemizde kestane böreği, İlkadım’da döner, Havza’da ise haluçka çorbası için tescil alınmalıdır. Vezirköprü ilçemizde buğday çiminden yapılan uğut marmeladı, yoka tatlısı ve baklalı dolma için de tescil alınması gerekir. Bafra’da ise Bafra dondurması, Bafra peyniri, Bafra yoğurdu ve Bafra kaymağı için tescil alınması gastronomi turizmi açısından Samsun’a fayda sağlayacaktır.” Toplantıda dünyanın en iyi ekmeği olarak seçilen ve Samsun’un tanıtıma uluslararası anlamda büyük fayda sağlayan Bafra pidesinin yanına bu coğrafi işaretli ürünlerinin eklenmesinin Samsun’un gastronomi turizminden daha da öne çıkmasına fayda sağlayacağı belirtildi.
İstanbul Türk sinemasının Sultan’ı mahkum kadınlarla bir araya geldi Türk sinemasının Sultan’ı Türkan Şoray, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde düzenlenen söyleşiye katıldı. Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ndeki tutuklularla bir araya gelen Şoray, mahkum kadınlara her zaman umutlu olmaları çağrısında bulunarak "Türkan Şoray Kanunları"nı anlattı. “Mahpus”, “Kadın Değil Başbelası” gibi filmlerinde cezaevindeki mahkumunu canlandıran Türkan Şoray, dün Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde düzenlenen söyleşiye katıldı. Salona Selvi Boylum Al Yazmalım filminin müziğiyle giren Türkan Şoray, alkışlarla karşılandı. Sinema Genel Müdürü Birol Güven’in moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide Türkan Şoray, “Canımsınız, bir tanemsinsiz. Bugün burada sizlerle birlikte olmaktan çok mutluyum. Yıllar önce buraya geldiğimde yaşadıklarım bende derin izler bırakmıştı. Onun için yeniden gelmek istedim. Sizlerle dertleşip, sohbet edelim istedim” dedi. Bir gece önce cezaevindeki mahkumları düşünerek bir mektup yazdığını söyleyen Şoray, yıllar önce çektiği Mahpus filmindeki Ümmühan karakterinden örnekler verdi. Filmlerindeki kadın karakterlerin her zaman ayakta kalmaya başardığını belirten Şoray, “En önemlisi her zaman bir umut ışığının varlığıdır. O ışığı hep içimizde taşıyalım. Her ne kadar burada zor zamanlar geçiriyor olsanız da içinizdeki o ışığı hiçbir zaman kaybetmeyin. Hayat size bazen en zor yolları sunar ama bu yollar da sizi güçlendirir. Şu an yanınızda değiller ama çocuklarınız da var. Onlar geleceğimizin en büyük umudu. Çocuklarımıza düşmanlık, kin, nefret ve intikam almayı değil sevgi ve umudu öğretin. Çünkü onların hayatı her zaman değişebilir ve güzelleşebilir. Bu. benim filmlerimde olduğu gibi, Yeşilçam’da olduğu gibi sonu güzel biten bir hikaye hep mümkündür” diye konuştu. Türkan Şoray’ın mektubunu okumasının ardından sürpriz olarak “I will always love you” ve “Kum Gibi” şarkılarını söylerken, ardından da bir infaz koruma memuru da Türkan Şoray’ın kült filmi “Al Yazmalım” filminin müziğini sözlü olarak seslendirdi. “Ben her zorluğun altından kalkarım” Ardından mahkumların sorularını yanıtlayan Şoray, bir soru üzerine “Her şeye iyi niyetle bakmak, her şeye rağmen kendine güvenmek, her şeyi yapabileceğini kabullenmek, her güçlüğün altından kalkabileceğine inanmak. Bunlar çok önemli hayatta. Ben bunları çok genç yaşlarda bilmiyordum ama hayatta zorluklar çıktıkça öğrendim. Şu an kendimi güçlü hissediyorsam, kendime olan güvenimden. Ben her zorluğun altından kalkarım. Bütün kadınlara da bunu tavsiye ediyorum. İçinizdeki güce güvenin” diye konuştu. "Türkan Şoray Kanunları"nı anlattı Ünlü sanatçı, “Türkan Şoray Kanunları”yla ilgili bir soruya da şöyle yanıt verdi: “İlk sinemaya başladığım zamanlarda, çok gençken beni öpüştürdüler. Ne olduğunu bilmeden. Seyircimle olan bağım güçlendikten sonra toplumun bunu nasıl karşılayacağını bilemedim. Anlaşmalarıma öpüşme sahneleri olmaması şartını koydurttum. Bu yıllarca böyle gitti. Hatta alay mevzusu oldu. Filmlerde tam böyle iki aşık öpüşürken kameralar başka yöne çevriliyordu. Televizyonlarda oynayan filmlerde bu tür sahneler artık çok var. İnsanlar yadırgamamaya başladı. Bir dönem geldi, dönem değişti, kadın hakları konuşulmaya başlandı. 1980’lerde bir kadın hareketi geldi Türkiye’ye. Bütün bunlar sinemadaki filmlere yansıdı. Ben de bir dönem sonra baktım ki başka çare yok. Yavaş yavaş gevşettim. Sonra da sinemayı bıraktım zaten.” Soru yanıtların ardından Türkan Şoray’a mahkumlar tarafından üretilen özel bir tablo ve masa örtüsü hediye edildi. Daha sonra oyuncu ve müzisyen Sami Çelik’in seslendirdiği şarkılarla Türkan Şoray ve mahkumlar eğlenceli dakikalar yaşadılar. Türkan Şoray ve Çelik, Türk sinemasının sevilen müziklerinin şarkılarını birlikte seslendirdi. Bakan Ersoy’dan Sultan’a teşekkür Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da sosyal medyadan yaptığı açıklamada Türk sinemasının Sultanı’na Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne yaptığı ziyaret nedeniyle teşekkür etti. Bakan Ersoy, mesajında şu ifadelere yer verdi: “Mahpus ve Kadın Değil Başbelası filmleriyle cezaevi sahnelerinde unutulmaz roller sergileyen Şoray, bu kez gerçek hayatta, yüreklere dokunan sözlerle umut aşıladı. Cezaevi sakinlerine “İçinizdeki umut ışığını hiçbir zaman kaybetmeyin” diyerek sevgi ve umudu vurgulayan Şoray, Yeşilçam’ın o içten, sonu güzel biten hikayelerinden birini cezaevine taşıdı. Bu anlamlı buluşmanın gerçekleşmesinde büyük emekleri olan Adalet Bakanlığı ve Sinema Genel Müdürlüğü çalışanlarına teşekkür ediyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, sanatın ve kültürün tüm topluma ulaşmasını sağlamak için çalışmalarımıza devam edeceğiz.”
Ankara Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Türkiye çapında yurtlarımızın yatak kapasitesini 1 milyonun üzerine çıkaracağız” Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Türkiye çapında yurtlarımızın yatak kapasitesini 991 bine yükselttik ve bu sayıyı yakın zamanda 1 milyonun üzerine çıkaracağız” dedi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ankara Üniversitesi 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Töreni’ne katıldı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde gerçekleştirilen törende Yılmaz, Türk üniversitelerinin dünyadaki yeri ve üniversitelerin toplumun üzerindeki etkisine yönelik açıklamalarda bulundu. Programda bir açılış konuşması gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2024-2025 akademik yılında Ankara Üniversitesi’nin tüm mensuplarına başarılar diledi. Yılmaz, üniversitelerin, geleceğin bilim insanlarını ve liderlerini yetiştirerek, toplumların uzun vadeli kalkınma ve refah hedeflerine ulaşmasında stratejik bir role sahip olduğunu da dile getirerek, Ankara Üniversitesi’nin de 78 yıllık geçmişiyle alanında öncü bir rol üstlendiğini kaydetti. Eğitim, araştırma ve topluma hizmet fonksiyonlarıyla üniversitelerin, bireylerin gelişimine katkı sağladığını, aynı zamanda ülkelerin bilimsel ve ekonomik potansiyelini en üst seviyeye taşıdığını vurgulayan Yılmaz, nitelikli insan kaynağı yetiştiren üniversitelerin küresel rekabet gücünün yükseltilmesinde kritik bir rol oynadığına işaret etti. “Yükseköğrenimin erişilebilirliğiyle birlikte bilgi, kültür ve bilimin 81 ilimize yayılmasını sağladık” Yılmaz, yükseköğretimin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde en çok yatırım yapılan alanların başında geldiğini kaydederek, “Üniversitelerimizin özellikle altyapılarını, araştırma altyapılarını, fiziki şartlarını iyileştirmeye dönük çok ciddi yatırımlar gerçekleştirdik. Bugün üniversite sayımız 208’e çıkmış durumda. Bundan 20 küsur yıl önce 76’ydı, bugün 208’e çıkmış durumda ve yükseköğrenime erişim oldukça kolaylaşmış durumda. Yükseköğrenimin bu erişilebilirliğiyle birlikte bilgi, kültür ve bilimin 81 ilimizin tamamına yayılmasını sağlamış olduk” açıklamasında bulundu. “Türkiye dünyanın en çok uluslararası öğrenciye sahip 10 ülkesi arasında” Türkiye’nin 350 bine yaklaşan uluslararası öğrencisiyle dünyanın en çok uluslararası öğrenciye sahip 10 ülkesi arasında yer aldığını bilgisini paylaşan Yılmaz, “7,3 milyonun üzerindeki öğrenci sayımızla, Avrupa yükseköğretim sisteminde kayıtlı öğrenci sayısı açısından ön sıralarda yer alıyoruz. 22 yıl önce 70 bin civarında olan toplam akademisyen sayımız bugün 183 binin üzerine çıktı. Öğretim elemanlarımızın yüzde 46,4’ünün kadın olması, eğitimde eşitliğe verdiğimiz önemin bir göstergesi olarak bizi ayrıca gururlandırmaktadır. Bunun yanı sıra, yükseköğretim fırsatından faydalanamamış 34 yaş üstü kadınlarımız için kamu üniversitelerinde yaklaşık 21 bin kişilik ek kontenjan oluşturduk. Şehit ve gazi yakınlarımız için ise vakıf üniversitelerinde 3 bin 774 kişilik özel kontenjan tahsis ederek, bu alandaki toplumsal sorumluluğumuzun gereğini akademide de yerine getirdik. Türkiye çapında yurtlarımızın yatak kapasitesini 991 bine yükselttik ve bu sayıyı yakın zamanda 1 milyonun üzerine çıkaracağız” ifadelerine yer verdi. “İlk 500’e giren Türk üniversitesi sayısının artmasını hedefliyoruz” Yılmaz, yükseköğretim kurumlarında araştırma kapasitesinin ve akademik üretimin arttırılmasına yönelik çalışmalara hız verdiklerini işaret ederek, Uluslararası Yükseköğretim Derecelendirme Kuruluşu Times Higher Education’ın 2024 dünya üniversiteler sıralamasında ilk 400’e 3, ilk bine 11 Türk üniversitenin girmeyi başardığını kaydetti. İlk kez 3 Türk üniversitesinin ilk 400’de yer aldığını hatırlatan Yılmaz, “Yükseköğretimde vizyonumuz bütün üniversitelerimizin üretkenliği, inovasyonu, sürdürülebilirliği esas alan ilerlemenin markası haline gelmiş bir merkeze dönüşmesidir. Üniversitelerimizin küresel rekabet gücünü arttırıp ilk 500’de daha fazla üniversitemizin yer alması tabii ki en büyük hedefimiz” diye konuştu. Ankara’nın 2’nci büyük şehir olmasına rağmen, savunma sanayisi ve sağlık endüstrileri gibi stratejik sektörlerde önemli bir yere sahip olduğuna vurgu yapan Yılmaz, Ankara’nın bu kalkınma vizyonunun üniversiteler tarafından desteklenmesi gerektiğini anlattı.
Amasya Köylü kadınlardan Amasya’da tarih turu: Müzeleri ilk defa gezdiler Amasya’nın Gerne köyünden 35 kadın, 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü’nde köylerinden otobüsle yola çıkıp şehir merkezinde tarih turu attı. Amasya Müftülüğünün düzenlediği etkinliğe katılan kadınlar, daha önce hiç gitmedikleri müzeleri ve camileri gezip dolaştı. Ferhat ile Şirin Aşıklar Müzesi ve Ferhat Su Kanalı’ndan başlayan gezinin rotası Amasya Müzesi, Sultan II. Bayazid Camii ve Amasya Üniversitesi İmaret Bilim Sanat Kültür Merkezi ile devam etti. 14. yüzyıldan kalma Müslüman Türklere ait mumyalar ve 1914 yılı Amasya’sını yansıtan Minyatür Amasya Müzesi en ilginç görülen eserler olarak dikkat çekti. Müzeleri ilk defa gezdiler 4 çocuk ve 9 torunu bulunan 65 yaşındaki Sahure Cebeci, şehre alışveriş yapmak için gelmesine rağmen müzeleri daha önce hiç dolaşmadığını hatırlattı. Hamide Çelik de “Ferhat Su Kanalı’nın kıyısından geçiyorduk. Ancak hiç dolaşmamıştık. Köyde işimiz çok olduğu için bir türlü fırsat bulamıyorduk. Geziden çok mutlu olduk” diye konuştu. Müftü Bayram: “Büyüklerimize saygı birinci görevimiz” Etkinliği organize etmenin mutluluğunu yaşadıklarına değinen Amasya Müftüsü Hamza Bayram ise “Büyüklerimize ve yaşlılarımıza saygı göstermemiz, onlara her zaman hürmette kusur göstermememiz birinci görevimizdir” şeklinde konuştu. Müftü Bayram, etkinlikte görev alan personeli Ömer Çaycı’yı da tebrik etti.