ASAYİŞ - 18 Aralık 2024 Çarşamba 06:32

Kozan’da çıkan ev yangını paniğe neden oldu

A
A
A
Kozan’da çıkan ev yangını paniğe neden oldu

Adana’nın Kozan ilçesinde gece geç saatlerde çıkan ikamet yangını korkuttu.


Edinilen bilgiye göre olay gece saat 02.00 sularında Varsaklar Mahallesi Sırkıntı Caddesi üzerindeki bir ikamette meydana geldi. İkametin çardak kısmından başlayan yangın eve doğru sıçradı. Olay yerine çağırılan itfaiye ekipleri yangına müdahale ettiler. Uzun süren müdahale sonrası yangın geç de olsa kontrol altına alınırken olayda can kaybının yaşamaması sevindirdi. Yangın nedeniyle ikamet kullanamaz hale geldi. Olayla ilgili gerekli soruşturmanın başlatıldığı kaydedildi.



Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir Ticaret Odası’ndan fuarcılıkta ’rekor’ yılı Türkiye’de üyelerine düzenli olarak fuar teşviği veren ilk ve tek oda olan İzmir Ticaret Odası (İZTO), 2024 yılında bir rekora imza attı. Pandemi sonrasındaki süreçte fuarcılık çalışmalarının hız kazandığına dikkat çeken İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “Rakamları incelediğimizde 2024 yılında, son 5 buçuk yılın toplam destek tutarına yakın destek ödemesi gerçekleştirildiğini görüyoruz. 2025 yılında hedefimiz, daha çok ülkeye ve fuara ulaşmak. Üyelerimizin farklı pazarlara açılmasına katkı sağlamaktan dolayı büyük memnuniyet duyuyoruz” dedi. İzmir Ticaret Odası, 2024 yılında da fuar desteklerine hız kesmeden devam etti. 2024 yılında yurtiçi ve yurtdışındaki fuarlara katılan 573 üyeye stantlı katılım teşviği verilirken bin 678 üyenin katılımıyla yurtiçindeki önemli fuarlara ziyaret organizasyonları düzenlendi. Bu organizasyonlara katılan bin 238 üyeye konaklama teşviği verildi. Yurt dışı fuarlara düzenlenen ziyaret organizasyonlarına katılan üye sayısı 2023 yılında 20 organizasyon kapsamında 520 iken, bu yıl toplam 31 yurtdışı fuara düzenlenen ziyaret organizasyonlarına 576 üye katıldı. 2024 yılında toplam, 2.827 üyemiz Odamız fuar desteklerinden faydalandı. Hedef, uzak ülkeler 2018 yılı Nisan ayından 2023 yılı sonuna kadar üyelerine toplam 49 milyon 721 bin TL destek ödemesi yapan İzmir Ticaret Odası, sadece 2024 yılında, 5 buçuk yıllık destek tutarının tamamına yaklaşarak üyelerine 46 milyon TL fuar desteği sağladı. Yurt dışı organizasyonlarını Avrupa ve Orta Doğu dışına taşıyan İzmir Ticaret Odası, üyelerini Uzak doğu ve Amerika kıtasındaki fuarlarla buluşturdu. Güney Kore’de Seul ve Amerika Birleşik Devletleri’nde Los Angeles’a fuar organizasyonları düzenlendi. İzmir’e 3 yeni fuar kazandırıldı İzmir Ticaret Odası bünyesinde çalışan 80 ayrı sektördeki meslek komitelerinden gelen önerilere istinaden, İzmir’e yeni fuarlar kazandırılmasına yönelik çalışmalar 2024 yılında da devam etti. Optic World İzmir 1. Optik, Gözlük, Oftalmoloji ve Teknolojileri Fuarı, Fashion Home- 1. İzmir Ev Tekstili Fuarı ve Izclean Endüstriyel Temizlik Ürünleri, Ekipmanları Ve Teknolojileri Fuarı bu yıl ilk kez kapılarını açtı ve gelecek vadeden fuarlar arasında şimdiden yerini aldı. Özgener: "İzmir’in fuarcılık ile ilgili misyonu tarihinden geliyor" Uluslararası ticarete açılan yolda en önemli unsur olan fuarlara yönelik çalışmalara Meslek Komitelerinin önerileri doğrultusunda devam ettiklerini ifade eden İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “Fuarcılık hizmetlerini yalnızca ticari olarak değerlendirmiyoruz. Kentimizin, fuarcılığın gelişmesi konusunda önemli bir misyon üstlendiği kanaatindeyiz. Tarihimizden gelen bu motivasyon bizi bu alanda fark yaratacak çalışmalar yapmaya itiyor. 2025 yılında daha fazla üyemizle, daha çok fuara katılacağız. Bu çalışmaların meyvelerini, daha fazla pazara, daha fazla iş hacmine daha çok ihracata ulaşarak toplayacağımıza inanıyoruz” dedi. Özgener sözlerine şöyle devam etti: “Biz Oda olarak, her fuarda mutlaka yüzlerce katılımcı yer alsın, fuarı yüzbinler ziyaret etsin düşüncesi ile fuarcılığa nicelik açısından bir yaklaşımı doğru bulmuyoruz. Kentimizde fuarcılığın, sektöründe lider uluslararası fuarlarla birlikte, bulunduğu sektörün tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecek katılımcı ve alıcılara ev sahipliği yapacak niş fuarlarla da gelişeceğine inanıyoruz. Bu nedenle, yıllık planlamamızı yaparken fuarların niteliğine de çok önem veriyoruz”
Trabzon Kostaki Konağı’nda 7 yıldır süren restorasyon çalışmalarında sona gelindi Trabzon’un en eski konaklarından olan Kostaki Konağı’nda 7 yıldır süren restorasyon çalışmalarında sona gelindi. Önümüzdeki yılın ilk aylarında ziyarete açılması planlanan Ortahisar ilçesi Zeytinlik Caddesi’ndeki tarihi Kostaki Konağının restorasyon çalışmaları 7 yıldır tamamlanamıyordu. İnşa tarihi 1900’lü yılların başına kadar uzanan Türkiye’nin sayılı sivil mimarlık örnekleri arasında yer alan konakta 2018 yılında restorasyon çalışmalarındaki yüklenici firmanın sözleşmedeki teknik şartları gerçekleştirememesi nedeniyle sözleşmesi feshedilmişti. Konağın restorasyon çalışmaları için 13 Eylül 2022 tarihinde tekrar ihale gerçekleştirilirken, restorasyonlar çalışmalarının büyük bölümü tamamlandı. Konağın açılışı önümüzdeki yılın ilk aylarında Kültür ve Turizm Bakanı Nuri Ersoy’un katılımıyla yapılacağı öğrenilirken, AK Parti Trabzon İl Başkanı Dr.Sezgin Mumcu Instagram hesabından yaptığı açıklamada, “Şehrimizin önemli yapılarından biri olan Tarihi Kostaki Konağı Müzemizin açılışını yeni yılın ilk aylarında gerçekleştirerek, Trabzonumuz ve hemşehrilerimiz ile buluşturacağız. Konağın tarihi dokusunu koruyarak çalışmalarını tamamlayan Kültür ve Turizm Bakanlığımıza şükranlarımı sunuyorum” ifadelerine yer verdi. Konağın tarihçesi Kostaki Konağı 1900’lü (1898-1913) yılları başlarında Banker Kostaki Teophylaktos tarafından konut olarak yaptırıldı. Konağın mimarlarının İtalyan olduğu belirlenen yapıda kullanılan bir çok malzemenin İtalya’dan getirildiği biliniyor. Kostaki Teophylaktos 1917 yılında iflas edince, bu yapıyla birlikte bütün mal varlığına haciz konulurken, konak Nemlioğlu Ailesi tarafından satın alındı. 15-17 Eylül 1924 tarihinde Trabzon’u ilk ziyaretinde Mustafa Kemal Atatürk eşi Latife Hanım ve beraberindeki heyetle birlikte bu konakta misafir edilmişti. Trabzon Valisi Ali Galip Bey zamanında 1927-1932 yıllarında 25 bin TL bedelle kamulaştırılarak, 1927-1931 yılları arasında Hükümet Konağı, 1931-1937 yılları arasında müfettişlik binası olarak kullanılan tarihi konağın bodrum kat hariç tüm kat duvarları tamamen kalem işi ile süslü. 1988-2001 yılları arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca restorasyonu tamamlanan konak, 22 Nisan 2001 tarihinde Trabzon Müzesi olarak ziyarete açılmıştı.
Erzurum Erzurum şehir tiyatrosu “15 Temmuz Diriliş” oyununu sahneledi Erzurum Şehir Tiyatrosu “15 Temmuz Diriliş” adlı oyununu 13-14 Aralık tarihlerinde, İbrahim Erkal Dadaş Kültür merkezinde ücretsiz sahneledi. Erzurum Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in destekleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkılarıyla hazırlanan oyun seyirciyi ağlattı, duygusal anlar yaşandı. Oyunda 15 temmuz darbe girişiminde yaşanan olaylar konu edildi. Gerçek görüntülerin kullanıldığı oyunun yazarı Gülçin Mete - Semih Yetimoğlu, yönetmenliğini Semih Yetimoğlu, Sanat yönetmenliğini Ercan Seval, Sahne amirliğini Ahmet Ayık yaptı. Gazeteci Nedim Şener oyunu izlemek için geldiği Erzurum’da beğenilerini ifade ederek ekibe teşekkür etti ve kitaplarını hediye ederek 15 Temmuz hakkında bilgilendirme yaptı. Yönetmen Semih Yetimoğlu, “15 Temmuz hain darbe girişimi ve bunun karşısında kazanılan demokrasi zaferini etkili bir biçimde anlatmak, Milli birlik ve beraberlik duygusunu güçlendirmek, demokrasi bilincini vurgulamaktır. Bu güzel ülkemizin dini, sosyal ve siyasi gündemi ile ilgili farkındalıkları artırmak ve demokrasinin korunmasında kendi sorumluluğumuzun farkına varmak, Şehitlerimize ve 15 Temmuz şehitlerine karşı vefa duygularını, milli ve manevi duyguları güçlendirmek, Vatan ve millet sevgisinin önemini, İnsanımıza biz birlikte güçlüyüz mesajıyla oyunumuz final yapmaktadır. Toplumsal hafızayı canlı tutmak amacıyla, tiyatro sanatının anlatım imkanlarından yararlanarak “15 Temmuz Dünyanın demokrasi imtihanı” sloganıyla hafızalara girmek. Şehitlerimize vefa duygusunu güçlendirmek, vatan sevgisini aşılamak, bizi biz eden toplumsal değerlerimizin farkındalığını anlatmaktır amacımız. Tiyatro sanatı toplumsal duyarlılığı artırmayı, kişiler arası iletişimin ve birey-toplum ilişkisinin anahtarlarını ortaya koymayı, yanlışları göstermeyi, doğruları desteklemeyi ve en önemlisi tüm farklılıklara rağmen, karşılıklı sevgiyi, saygıyı, hoşgörüyü, üretmeyi, kendini başkasının yerine koyarak düşünme kültürünün gelişmesine katkı sunmaktır amacımız” diye konuştu.
Trabzon Trabzonspor’dan en kötü deplasmanda performansı Trendyol Süper Lig’in 16. haftasında lider Galatasaray’a 4-3 mağlup olan Trabzonspor, bu sezon deplasman maçlarında beklentilerin altında kaldı. Bordo-mavililer, sezonun ilk 8 deplasman maçında galibiyet yüzü göremeyerek kulüp tarihinin en kötü dış saha performansını sergiledi. Trabzonspor, Galatasaray karşısında deplasmanda son dakikalarda yediği golle 4-3 mağlup ayrıldı. Sezonun ilk yarısında dış sahada oynadığı hiçbir maçı kazanamayan Karadeniz ekibi, bu süreçte oynadığı 8 maçta 4 beraberlik ve 4 mağlubiyet aldı. Bordo-mavililer konuk olduğu son 4 müsabakada ise rakiplerinden puan almayı başaramadı. Deplasmanda galibiyete hasret bir sezon Trabzonspor’un deplasmandaki bu kötü grafiği, taraftarlar arasında hayal kırıklığına neden oldu. Özellikle sezon başında yapılan transferlerle büyük umutlarla sezona başlayan bordo-mavililer, dış sahada istediği sonuçları bir türlü elde edemedi. Takımın gol yollarındaki sıkıntısı ve defans hattındaki zaaflar, deplasman maçlarında alınan başarısız sonuçların en önemli nedenleri arasında yer aldı. Kulüp tarihinin en kötüsü Bu sezon deplasmanda galibiyet elde edemeyen Trabzonspor, kulüp tarihinde ender rastlanan bir performans sergiledi. Karadeniz temsilcisi, Süper Lig tarihinde daha önce bu kadar kötü bir deplasman başlangıcı yapmamıştı. Dış sahadaki kötü sonuçlar, Trabzonspor’un genel sıralamadaki durumunu da olumsuz etkiledi. Trabzonspor’un bu sezon Süper Lig’de deplasman oynadığı maçlar şöyle: Sivasspor: 0 - Trabzonspor: 0 Eyüpspor: 0 - Trabzonspor: 0 Gaziantep FK: 0 - Trabzonspor: 0 Atakaş Hatayspor: 1 - Trabzonspor: 1 Göztepe: 2 - Trabzonspor: 1 Çaykur Rizespor: 3 - Trabzonspor: 1 Alanyaspor: 2 - Trabzonspor: 1 Galatasaray: 4 - Trabzonspor: 3
Sivas Tamamlanması en az 8 ay sürecek olan halıların yapımı başladı Sivas Olgunlaşma Enstitüsü tarafından geleneksel el sanatlarının yaşatılması ve tanıtılması amacıyla yapımı tam 8 ay sürecek olan Sivas halısının dokuma süreci başladı. Sivas, yüzyıllardır dokuma sanatının önemli merkezlerinden biri olarak bilinirken, Sivas halıları da geleneksel Türk el sanatlarının en değerli örneklerinden biri olarak öne çıkıyor. El emeği ve zarif motiflerle dokunan bu halılar, hem tarihi hem de estetik bir mirası günümüze taşıyor. Doğal yün ipliklerin ve kökboyaların kullanıldığı, tamamen el dokuması teknikleriyle üretilen Sivas halılarının kendine has desenlerinde, Anadolu kültürüne ait simgeler, doğadan esinlenilen motifler ile geleneksel Türk halı motifleri öne çıkıyor. Halılar, dayanıklılıkları ve uzun ömürlü yapılarıyla bilinirken, kullanılan kök boyalar sayesinde yıllar geçtikçe renklerini kaybetmeden güzelliklerini koruyor. Dokuma Atölyesinde çalışan Tülay Dönmez, “Sivas halısının ilmek sayısı çok fazladır ve çok incedir. Tamamen yün olan bu halıların en büyük özelliği de budur. Halıların kalitesini anlamak için arkasını çevirip iskeletinden ilmek ilmek sayılabilir” dedi. “Boyaları bitkisel, hav yüksekliği çok incedir” Dönmez, Sivas halısının çözgülerinin çok ince olduğunu vurgulayarak, “Çözgüleri ve atkıları pamuk ipten yapılır. Dokuma ipleri tamamen yündür. Boyaları bitkiseldir. Hav yüksekliği çok incedir. Sivas halıları, 50x50 ve 60x60 kalitede iki çeşit dokumadır. Bu on santimetrede altmış çift çözgü demektir. 60x60 çalışmaysa bir metrekaresinde 360 bin düğüm bulunur. 50x50 çalışmada ise 250 bin düğüm olur. İlmek sayısı çok fazla ve çok ince, tamamen yün olan Sivas halısının en büyük özelliği budur. Tamamlanması ebadına göre değişir. 6 metrekare bir salon halısından örneklemek gerekirse 10-12 ay civarında bitiyor” ifadelerini kullandı. “El dokuma ürünlerinde fiyatların ucu açıktır” Bu halıların özel üretimler olduğunu belirten Dönmez, “Biz kurum olarak tekrar yapmaya başladık. Çok güzel sonuçlar alıyoruz. İlerleme kaydettik. Ebadı küçük olan halımızı bir aksilik olmadığı takdirde 8 ayda tamamlayacağız. Diğer halımız, salon halısı. Yeni başladık, bitimi bir yılı bulacak. Sivas halısını, Hereke halıdan ayıran bir diğer özellikse Sivas halısı 3 atkıyla, Hereke halısının ise 2 atkıyla yapılmasıdır. Halıların kalitesini anlamak için arkasını çevirip iskeletinden ilmek ilmek sayılabilir. Halıda en ufak hata varsa karşıdan bakıldığında kendisini gösterir. Kurumumuzda üniversite mezunu ve kurslardan da yetişmiş usta öğretici arkadaşlarımız var. Gerçekten seven ve yapmak isteyen arkadaşlarımızı da değerlendiriyoruz çünkü bizden sonra da bu değerin yaşatılması gerekiyor” şeklinde konuştu.
İstanbul “Ülserden korunmak için muz, elma, papatya çayı tüketilebilir” Ülserin ihmal edilmesinin midede kanama, mide delinmesi ve tıkanma gibi ciddi sorunlara yol açabileceği uyarısında bulunan Gastroenteroloji Uzmanı Dr. İbrahim Yılmaz, “Ülserden korunmak için doğru beslenmek önemlidir. Yağ oranı düşük, sindirimi kolay yiyecekler tüketin. Muz, elma, yoğurt, papatya çayı, yulaf ezmesi, bal, kabak ve haşlanmış sebzeler gibi gıdalar mideyi koruyucu etkileriyle bilinir ve sindirim sistemini rahatlatabilirler” dedi. Ülserin mide veya onikiparmak bağırsağı gibi sindirim sistemi organlarının iç yüzeyinde oluşan açık yaralar veya doku kayıpları’ olduğunu belirten İstinye Üniversite Hastanesi Medical Park Gaziosmanpaşa’dan Gastroenteroloji Uzmanı Dr. İbrahim Yılmaz, mide sağlığını tehdit eden bu hastalıktan korunmada dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgilendirmede bulundu. “Kanamalı ve ağrılı yaralara yol açar” Ülserin en sık görülen türlerinin mide (gastrik) ülseri ve onikiparmak bağırsağı (duodenal) ülseri olduğunu işaret eden Uzm. Dr. Yılmaz, “Ülser, mideyi ve onikiparmak bağırsağını sindirim enzimlerinden koruyan mukus tabakasının azalması sonucu ortaya çıkar ve sindirim asitleri bu korunmasız tabakalara zarar vererek kanamalı, ağrılı yaralara yani ülser oluşumuna sebebiyet verir” şeklinde konuştu. “Aşırı baharatlı yiyecekler ile asitli içecekler mideyi tahriş edebilir” Bazı besinlerin mideyi tahriş ederek ülseri tetikleyebileceğini veya mevcut ülser semptomlarını kötüleştirebileceğini dile getiren Uzm. Dr. Yılmaz, bunlar arasında aşırı baharatlı yiyecekler, asitli içecekler (kahve, çay, kola ve gazlı içecekler), alkollü içecekler, turşu ve sirke gibi asidik gıdalar ve kızartılmış veya ağır yağlı yiyeceklerin bulunduğunu söyledi. Ülsere yol açan hatalar Uzm. Dr. Yılmaz, ülsere yol açan bazı yanlışları ise şöyle sıraladı: “Düzensiz beslenme: Öğün atlamak veya uzun süre aç kalmak mide asidini artırarak mukozayı tahriş edebilir. Sigara kullanımı: Nikotin, mide asidini artırarak ülser riskini artırır. Aşırı ağrı kesici kullanımı: Özellikle nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar (NSAID’ler), midenin koruyucu tabakasına zarar verebilir. Genetik yatkınlık, alkol, kahve alışkanlığı ve kortizonlu ilaçlar: Diğer muhtemel nedenler arasında genetik yatkınlık (irsiyet) , kortizon türü ilaçlar, alkol, kahve alışkanlığı, çevre kirliliği sayılabilir.” “Stres de ülsere neden olabilir” Uzm. Dr. Yılmaz, “Stres de mide asidi üretimini artırarak mukozayı zayıflatabilir. Ayrıca stres nedeniyle düzensiz beslenme alışkanlıkları ve zararlı gıdalara yönelmenin de ülseri tetikleyebilir” dedi. Hastalar için beslenme önerileri Ülser hastaları için önerilen beslenme şeklinin mideyi tahriş etmeyen ve asit üretimini artırmayan gıdaları içermesi gerektiğini işaret eden Uzm. Dr. Yılmaz, şu önerilerde bulundu: “Düzenli ve küçük öğünlerle beslenin. Ilık ve hafif gıdaları tercih edin. Yağ oranı düşük, sindirimi kolay yiyecekler tüketin. Sağlıklı, planlı, programlı bir beslenme düzeni benimseyin. Bunun için kızartma, aşırı şekerli, tuzlu, yağlı besinlerden mümkün olduğunca uzak durun. Bol sıvı tüketin. Fazla kafein tüketimi ülserin tetiklenmesine sebep olabileceği için çay ve kahve tüketiminizi azaltın. Hafif, buharda pişmiş yemekleri tüketin. Daha az, daha sık porsiyonlarla beslenin. Midenizin uzun süre boş kalmasını önlemek amacıyla ara öğünleri ihmal etmeyin.” Ülsere iyi gelen besinler Ülsere iyi gelen besinlerden bahseden Uzm. Dr. Yılmaz, “Muz, elma, yoğurt, papatya çayı, yulaf ezmesi, bal, kabak ve haşlanmış sebzeler gibi gıdalar mideyi koruyucu etkileriyle bilinir ve sindirim sistemini rahatlatabilir” diye konuştu. “İhmal edilmesi kanama ve mide delinmesine yol açabilir” Ülser ihmal edildiğinde bazı tehlikeli sonuçlar doğurabileceğinin altını çizen Uzm. Dr. Yılmaz, bunları şöyle anlattı: “Kanama: Üst sindirim sistemlerinde meydana gelen kanamaların en büyük nedeni ülserdir. Kanama yaşayan kişilerin dışkısı siyaha yakın, kusmayla birlikte gelen mide sıvısı ise kahverengi olarak gözlemlenir. Mide delinmesi (perforasyon): Mevcut ülserin derinliğinde artış olması, mide ve onikiparmak bağırsağının katmanlarının delinmesine işaret eder. Mide asidinin karın boşluğuna ulaşılması sonucu şiddetli bir acı yaşanır ve karın sertleşir ve hareket yeteneği çok kısıtlanır. Tedavisi genellikle ameliyat ile mümkündür. Tıkanma: Özellikle duedenum ve pylor kanalında akut ülserin doku ödemi (şişliği) meydana getirmesiyle, yiyecek, içecek ve mide suyunun geçimini (pasajın) daralması (stenoz), hatta tıkanmasına neden olur. Hasta yediği ve mide suyunun devamlı salgılanmaya devam etmesi sonucu mide içinde biriken, ileriye gidemeyen materyali kusar. Kusma bol ve süreklidir.” Hangi durumlarda doktora gidilmeli? Uzm. Dr. Yılmaz, aşağıdaki belirtilerden biri veya birkaçı görüldüğünde mutlaka bir doktora danışılması gerektiğini söyledi. “Sürekli mide ağrısı. Koyu renkli dışkı veya kanlı kusma. Yemek sonrası mide yanması. Açlık durumunda mide ağrısı.” “İleri vakalarda endoskopik müdahale gerekebilir” Ülserde tedavi yollarından bahseden Uzm. Dr. Yılmaz, “Ülser üç farklı yolla tedavi edilebilir. İlaç tedavisinde mide asidini azaltan proton pompa inhibitörleri veya H2 reseptör antagonistleri kullanılır. Ayrıca, kişide H.pylori enfeksiyonu varsa, antibiyotik tedavisi uygulanır. Yaşam tarzı değişiklikleri de tedavide önemli bir diğer metottur. Sağlıklı beslenme, sigarayı bırakma ve stresten uzak durma tedaviyi destekler. Son olarak ileriki vakalarda endoskopik müdahale gerekebilir” dedi. “Doğru teşhis ve tedavi ile kontrol altına alınabilir” Ülserin doğru teşhis ve tedavi ile kontrol altına alınabilen bir rahatsızlık olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Yılmaz, “Erken dönemde tedavi edilmezse, daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğinden belirtiler göz ardı edilmemelidir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, ülserden korunmada en etkili yöntemlerden biridir” diye konuştu.