SAĞLIK - 25 Aralık 2024 Çarşamba 11:28

Kış aylarında sinüzit vakalarını tetikleyen 5 etken

A
A
A
Kış aylarında sinüzit vakalarını tetikleyen 5 etken

Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Erdem Kaypak, sinüzitin kış döneminde daha yaygın hale gelmesinin altında yatan nedenlerin çevresel faktörlerden bağışıklık sistemi zayıflığına kadar uzanan geniş bir yelpazeyi kapsadığını söyledi.


Kış ayları, soğuk havanın ve değişken çevresel şatların etkisiyle sağlık sorunlarının daha sık görüldüğü bir zaman dilimi olarak öne çıkıyor. Bu dönemde özellikle sinüzit vakalarında belirgin bir artış gözlemleniyor. Sinüzit ise sinüs boşluklarının iltihaplanması sonucunda gelişiyor ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir hastalık olarak tanımlanıyor.


Medline Adana Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Erdem Kaypak, sinüzitin en bilinen belirtileri arasında burun tıkanıklığı, baş ağrısı, yüz bölgesinde basınç hissi ve burun akıntısı geldiğini belirterek, “Bu hastalığın kış döneminde daha yaygın hale gelmesinin altında yatan nedenler çevresel faktörlerden bağışıklık sistemi zayıflığına kadar uzanan geniş bir yelpazeyi kapsıyor” dedi.


Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Erdem Kaypak, bu etkenleri anlatarak şu korunma önerilerinde bulundu:


1. Soğuk havanın etkisi


Kış aylarında düşen sıcaklıklar, sinüslerdeki mukusun kurumasına ve yoğunlaşmasına neden olur. Bu durum, sinüs kanallarının tıkanmasına yol açarak bakterilerin çoğalması için uygun bir ortam oluşturur. Ayrıca soğuk hava damarların daralmasına neden olduğu için sinüslerin kendini temizleme mekanizması da zayıflar. Bu nedenle sinüzit oluşma riski kış aylarında artış gösterir.


2. Üst solunum yolu enfeksiyonları


Gribal enfeksiyonlar ve soğuk algınlığı gibi üst solunum yolu hastalıkları kışın çok daha sık görülür. Bu hastalıklar, sinüs kanallarında iltihaplanmayı tetikleyerek sinüzitin ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Özellikle viral enfeksiyonlar, sinüzitin en yaygın nedenlerinden biri olarak bilinir ve bu enfeksiyonların kış aylarında zirve yapması sinüzit vakalarını da artırır.


3. Kapalı alanlarda fazla zaman geçirme


Soğuk havalar nedeniyle insanlar, daha fazla kış aylarında kapalı alanlarda zaman geçirir. Kalabalık ortamlarda virüs ve bakterilerin yayılma ihtimali artar. Bunun yanı sıra, yetersiz havalandırma ve kuru hava da sinüslerin kurumasına ve tahriş olmasına yol açablir. Bu durum, sinüslerin enfeksiyonlara karşı savunmasız hale gelmesini kolaylaştırır.


4. Bağışıklık sisteminin zayıflaması


Kış döneminde bireylerin bağışıklık sistemi genellikle yılın diğer aylarına göre daha zayıf olur. Güneş ışığına daha az maruz kalma, düşük D vitamini seviyelerine ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına kapı aralar. Bağışıklığın düşmesi ise sinüslerin enfeksiyonlara karşı direncini azaltır ve sinüzit vakalarının artmasına katkı sağlar.


5. Kış mevsimine özgü alışkanlıklar


Kış aylarında kullanılan ısıtıcılar ve klima gibi cihazlar, ortam havasını kurutarak sinüs mukozasının tahriş olmasına neden olabilir. Ayrıca, kışın sık görülen ani sıcaklık değişimleri, sinüslerin dengesini bozarak enfeksiyon riskini artırır. Bu nedenle kışa özgü yaşam tarzı alışkanlıkları, sinüzit gelişimine istemeden de olsa zemin hazırlar.


Korunmak için neler yapılabilir?


Kaypak, sinüzit tedavisinin genellikle burun spreyleri, ağrı kesiciler ve bol sıvı tüketimini içerdiğini ancak kronik vakalarda antibiyotik veya daha ileri tedavi yöntemleri de gündeme gelebildiğini söyledi. Kaypak, hastalıktan korunmak için şu önlemlerin alınması gerektiğini söyledi:


“Gribal bir enfeksiyon durumunda tedavinizi geciktirmeyin. Burnunuzu sürekli açık tutmaya çalışın ve düzenli olarak temizleyin. Alerjiye neden olabilecek etkenlerden kaçının. Islak saçlarla açık havaya çıkmayın. Doğrudan rüzgara maruz kalmamaya özen gösterin. Yaşadığınız ortamı nemlendirin.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara CHP Genel Başkanı Özel, HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan’ı ziyaret etti CHP Genel Başkanı Özgür Özel, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan’ı ziyaret etti. Özel, 2025 için asgari ücretin belirlenmesinin ardından HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan’ı ziyaret etti. HAK-İŞ Genel Merkezi’ndeki ziyaretin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi. Asgari ücretin yeterli olmadığını belirten Özel, "Devletin belirlediği enflasyon oranı yüzde 48, ancak asgari ücretlinin enflasyonu yüzde 78. Bu fark, asgari ücretlinin alım gücünü daha da düşürüyor. Bugün 22 bin liralık asgari ücret, gerçekte 10 bin liranın altındaki bir alım gücüne denk geliyor. Hükümet bu rakamlarla halkı gözden çıkardığını açıkça gösteriyor" ifadelerini kullandı. "Sivil topluma, emekçilerin sesinin yükselmesine güç vereceğiz" Cumartesi günü Ankara’da 66 sivil toplum örgütünün çağrısıyla yapılacak olan mitinge katılacaklarını söyleyen Özel, "Bütün Cumhuriyet Halk Partilileri Tandoğan’daki mitinge davet ediyorum. Oraya etkin bir katılım göstereceğiz. Sivil topluma, emekçilerin sesinin yükselmesine güç vereceğiz" dedi. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısının değiştirilmesi gerektiğini söyleyen HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, "Tüm yönleriyle eksik bir Asgari Ücret Tespit Komisyonu yapısının baştan itibaren sağlıklı bir asgari ücret çıkaramayacağı konusunda her seferinde konuşmaya devam ettik. Malaesef biz aralık ayında asgari ücret tartışmalarıyla, sonunda da asgari ücretin nasıl belirlendiği noktasında dün yaşadık ki bu yapıdan sağlıklı bir asgari ücretin çıkması söz konusu değil. Katılımcı değil. Gerçekten çoğulcu bir yapıya sahip değil. Demokratik değil aynı zamanda uzlaşmayı öneren, isteyen bir yapı değil" ifadelerini kullandı. "Asgari ücretin 22 bin 104 lira olarak belirlenmesi bizi de çok şaşırttı ve son derece üzdü" Asgari ücretin yeterli olmadığını belirten Arslan, "Asgari ücretin 22 bin 104 lira olarak belirlenmesi bizi de çok şaşırttı ve son derece üzdü. En azından TÜİK’in rakamlarını dikkate alsanız bile yüzde 45 civarında bir enflasyon söz konusu. Bunun üzerinde bir refah payıyla hiç değilse asgari şartlarda bir belirleme söz konusu olacakken maalesef enflasyonun altında bir rakamın belirlenmiş olması bizi gerçekten üzdü. Çünkü bu bir asgari ücret değil. Bu geçim ücreti, Türkiye’de geçinmenin şartlarını çok iyi biliyoruz" ifadelerine yer verdi.