POLİTİKA - 25 Aralık 2024 Çarşamba 20:41

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Millete tepeden bakmayan herkese devlet olarak elimizden gelen desteği sağlıyoruz"

A
A
A

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kim olursa olsun, sanatını aşkla icra eden, milletin derdiyle dertlenen, millete tepeden bakmayan herkese devlet olarak elimizden gelen desteği sağlıyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni’nde konuştu. Ödüllerini tebliğ edeceği bilim ve kültür insanları, sanat ve zanaat erbapları, fikir ve edebiyat zatları ile temsilcilerini tebrik eden Erdoğan, "Eserleriyle asırlara aşıp gelen medeniyet nehrimizin sanat ve kültür kollarını besleyen ödül sahiplerimize bundan sonraki çalışmalarında Mevla’dan başarılar diliyorum. Kılı kırk yaran titiz ve kapsamlı bir değerlendirme süreci ile ödül sahiplerini belirleyen seçici kurul üyelerimize de şükranlarımı sunuyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Bu yıl edebiyattan kütüphaneciliğe müzikten tiyatroya bilim kültürden sinema ve zanaatlara uzanan 8 ayrı dalda ödül takdim edeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Prof. Dr. Gönül Tekin ve Prof. Dr. Günay Kut’a Bilim Kültür ödüllerimizi tevdi ediyoruz. Dünyanın önde gelen Türkologlarından olan Gönül Tekin hocamız kitap ve makaleleriyle, araştırmalarıyla, konferanslarıyla eski Türk edebiyatına ışık tutan önemli çalışmalara imza atıyor. Harvard Üniversitesi’nde Osmanlı Türkçesi Özbekçe ve Çağatayca dersleri veren Prof. Dr. Gönül Tekin uzun yıllar editörlüğünü yaptığı Türklük bilgisi araştırmalar dergisi ile batıda Türkçe yayın merkezi Türkoloji çalışmalarının da önünü açtı. Harvard Üniversitesi bünyesindeki Osmanlı Türkçesi yaz okulunun Cunda’da açılmasında önemli pay sahibi olan hocamız Mevlana, Yunus Emre, Ali Şir Nevai, Evliya Çelebi ve Ahmed-i Dai gibi nice abide isimleri disiplinler arası bir bakışla ele aldı. Prof. Dr. Günay Kut ise yine Türkoloji ve Türkiye edebiyatı alanında uluslararası düzeyde tanınan saygın bir hocamız. Merhum Halil İnalcık, ses seçkin talebelerinden olan Günay Kut Boğaziçi Üniversitesi’nde Türkoloji bölümünü Oxford Üniversitesi’nde ise Atatürk Enstitüsü’nün kurarak Türk kültürüne önemli hizmetlerde bulunmuştur. Bilhassa coğrafi ve yazma eserler alanında Türkoloji müktesebatında önemli katkılar sunan Günay Kut Türk dilinin ve Türk edebiyatının uluslararası ölçekte tanınması için kritik bir rol oynadı. Bilim kültür ödülü sahibi her iki hocamızı da tebrik ediyor bugüne kadar yaptıkları kıymetli çalışmalarından ötürü kendilerine teşekkür ediyorum" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Edebiyat ödülünü bu yıl Fatma Karabıyık Barbarosoğlu’na tevdi edeceklerini, yazı hayatına çok erken çağda 18 yaşında adım atan Fatma Barbarosoğlu’nun hikaye, roman, deneme makale, mülakat ve köşe yazarlığıyla Türk edebiyatında yer eden isimlerden biri olduğunu ifade eden Erdoğan, "Eserlerinden modernizm-gelenek ilişkisini yabancılaşmayı bilhassa kadınların toplumdaki yerini karşılaştıkları sorunları sevgiyi dostluğu ve diğergamlığı sosyolojik bir bakışla etkileyici bir üslupla ele aldı. Benim ağacım benim tohum kelimelerdir diyerek Fatma Barbarosoğlu’nu da tebrik ediyor yazı ve fikir hayatında başarılarının devamını diliyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Bu yılki müzik ödülünün sahibinin Ahmet Özhan olduğunu belirten Erdoğan şöyle konuştu:

"Sanat hayatında 57 yılı geride bırakan Ahmet Özhan hem kişiliği hem de bilgi ve tecrübesiyle klasik Türk müziğine önemli eserler kazandırdı. Besteleri yorumları icraları ve araştırmalarıyla Türk sanat ve tasavvuf musıkımıze eşsiz katkılar sağlamıştır. Geçmişle gelecek arasında sağlam köprüler kurdu. Örnek bir sanatçı emsal bir şahsiyet nasıl olur herkese gösteren Ahmet Özhan‘ı kutluyor sanat ve tasavvuf musikimize yaptığı değerli katkıları için kendisine teşekkür ediyorum."

Tiyatro dalındaki ödülün bu yıl Turan Oflazoğlu’na takdim edildiğini, evrensel temaları yerel ve kadim değerlerle işleyen bugünün manzarasını, tarihi olay ve şahsiyetlerle mezceden Turan Oflazoğlu’nun geniş perspektifi ve engin birikimi ile temayüz ettiğini dile getiren Erdoğan, "Türk edebiyatına damga vuran tiyatro oyunlarını şiirleriyle denemeleriyle, senaryo ve çevirileriyle besleyen Turan Oflazoğlu, kültür ve sanat dünyamızda muhkem bir yer edinen güçlü yazarlarımızdan biri olmuştur. Bir eserinde ‘dünyanın açtığı en güzel çiçek olabilecekken dünyanın bağrını oyan bir yara olmakta insan’ diyerek günümüz insanına ayını tutan Sayın Oflazoğlu’nu tebrik ediyor kendisine sağlıklı ve bereketli ömürler temenni ediyorum.Kütüphaneler, milletlerin asırlara sarih hafızalarının yaşadığı, yaşatıldığı, muhafaza alındığı ilim ve kültür mahfilleridir. Bu mekanları nefes alan bir yapıya kavuşturmak, ilim erbabı ve araştırmacılar başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin istifadesine sunmak, milli ve manevi kimliğimizin devamı için vazgeçilmezdir. 25 yılını Atatürk kitaplığına vakfeden, şimdilerde Sultan Abdülhamid Han’ın kurduğu Türkiye’nin ilk devlet kütüphanesi olan Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin müdürlük vazifesini yürüten Ramazan Minder’e kütüphanecilik ödülümüzü tevdi ediyoruz. Demokrasi tarihimizin utanç vesikalarından biri olan 28 Şubat sürecinde Sultan Abdülhamid Han’ın Yıldız Sarayı’ndaki kütüphanesine ait 4 bin 500 kitap kendi tarih Üzerine düşman olanlar tarafından maalesef çöpe atılmıştı. İçinde nadir eserlerin de yer aldığı bu kitapların tamamını Atatürk kitaplığına kazandıran Ramazan Minder Medine Müdafiği Fahrettin Paşa Hamidiye kahramanı Rauf Orbay ve daha nice tarihi şahsiyetin şahsi arşivlerini satın alıp Atatürk kitaplığına taşıdı. Beyazıt Devlet Kütüphanesi’ndeki yazma ve makbul eserlerin bakımı ve restorasyonu için fedakarca çalışan sayın minderlerime ve kataloglama faaliyetleriyle sosyal mekan düzenlemeleriyle kütüphanelerimizin modernize edilmesinde öncü bir rol oynamıştır. Kütüphanecilik Koleksiyonumuzun bugünkü seviyesine ulaşmasında büyük emek sahibi olan Ramazan Minder’i kutluyor, tarihi ve kültür mirasımıza sahip çıktığı için kendisine şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Bu yıl Zanaatlar ödülünü Salih Balakbabalar’a takdim edeceklerini söyleyen Erdoğan, "Hat, tezyinat, ahşap oyma ve sedef işçiliği gibi geleneksel sanatlarımızı kendi üslubuyla harmanlayıp özgün ve modern bir çizgiye taşıyan Hocamızın birçok eseri yurt içi ve yurt dışındaki müze ve koleksiyonlarda sergileniyor.Altın gümüş, sedef, ahşap, fil dişi ve pirinç gibi malzemelerle hat sanatı ve Türk tezyinatının en nadide eserlerine hayat veren kıymetli sedefkarımızı yürekten tebrik ediyor, geleneksel sanatlarımıza yaptığı eşsiz katkılar için kendisine teşekkür ediyorum. Bu yılki vefa ödülümüzün sahibi Türk sinemasının usta ismi Halit Refiğ oldu. 1958’den ebediyete intikal ettiği 2009 yılına kadar sinema çalışmalarını sürdüren Halit Refiğ yarım asırlık sanat hayat danışman, senarist, yapımcı ve yönetmen olarak Türk sinemasına kıymetli eserler kazandırdı. Halit Refiğ öncüsü olduğu Ulusal Sinema hareketiyle Türk sinemasının yerli ve milli değerler üzerine bina edilmesinde ses getiren adeta çığır açan işlere imza atmıştır. Batı’yı esas alan sinema anlayışını yalnızca filmleriyle değil, kitaplarıyla da eleştiren Halit Refiğ Türk sinemasının merkezine kendi tarihimizin özdeğerlerimizin yerleştirilmesini savunmuştur.. Halk kütüğümüzü tarihi birikimimizi ve bizi biz yapan hasletleri ustalıklı ve gerçekçi bir şekilde beyaz perdeye taşımıştır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Ben Halit Refiğ’im Türkiye ve Türk halkı üzerine bugün ne biliyorsam mesleğim ve Türk sinemasına ilgim sayesinde öğrendim. Türkiye’de halktan gelen ve halka dönecek olan ilk gerçek halk sanatının biri olmaktan heyecan ve gurur duyuyorum. Kendisini bu sözlerle tanımlayan Halid Refiğ’e Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Vefa ödülüyle kendisine olan minnet borcumuzu inşallah ifa etmişizdir diye ümit ve temenni Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü kazanan sanatçılarımızı, hocalarımızı, zanaat erbabımızı bir kez daha tebrik ediyor, her birine şahsım, ve milletim adına Şükranlarımızı ifade ediyorum. Geçmişte bu ödüllere layık görülen ve bugün aramızda olmayan kültür ve sanat insanlarımızı da bu vesileyle minnetle yad ediyorum. kalıcı olan Yarınlara akıl, ruh, moral ve köklerden mesaj ileten sadece ve sadece kültür sanat eserleridir. Atalarımız şu veciz cümleyi ilim, fikir ve sanat dünyamıza adeta hediye etmiştir. Kem alet ile kemalat olmaz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

"Gelenekli sanatlarımızı muhafaza etmeli, ilmi ve kültürel çalışmalarımızı günümüzün sunduğu imkanlarla çok daha ileri noktalara taşımalıyız"

"Siyasette iş hayatında, eğitimde, aile ve sosyal yaşantımızda rehber edinmemiz gereken bu sözü pek tabii kültür ve sanat faaliyetlerimizde de kılavuz olarak belirlemek önem arz ediyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi:

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

“Şu hususu sizler de çok iyi biliyor, görüyor, tecrübe ediyorsunuz. Vasat malzemeden kaliteli iş asla çıkmaz.Biz elhamdülillah bu açıdan nasipli bir milletiz. Yalnızca ülkemizin değil, gönül coğrafyamızın her bir köşesi, Türk ve İslam medeniyetinden neşet eden kültür hazinesiyle mümtaz eserlerle, önder şahsiyetlerle dolu. Müzikte, mimaride, edebiyatta, bilim, kültür ve sanatın pek çok branşında asırlar boyunca ortaya koyduğumuz eserlerle, bünyemizden çıkardığımız ilim ve kültür insanlarıyla güçlü bir medeniyetin devamıyız. Bugünkü gençlerimizin asla unutmaması gereken hususlardan biri de işte bu medeniyetin daha üç asır öncesine kadar ilim ve sanatta diğer milletlere ilham veren örnek işlere imza atmış olmasıdır. Bilim ve kültür erbabımızın çalışmalarıyla bu mirası ihya etmek, zenginleştirmek ve geleceği çok güçlü bir şekilde kucaklamak zorundayız. Bu noktada her birinize, her birimize önemli vazifeler düşüyor. İçine sirayet ettiği her bünyeyi tek tipleştiren neoliberal kültür akımlarının ve dijitalleşmenin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de etkisini arttırdığını görüyoruz. Bunun için tarihten süzülüp gelen gelenekli sanatlarımızı muhafaza etmeli, ilmi ve kültürel çalışmalarımızı günümüzün sunduğu imkanlarla çok daha ileri noktalara taşımalıyız."

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Erdoğan, ”Marifet iltifata tabidir düsturuyla düzenlediğimiz Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerimizi işte bu amaç doğrultusunda geçmişten aldığımız ışıkla geleceği aydınlatmak üzere icra ediyoruz. Her alanda olduğu gibi kültür ve sanatta da kimsenin dünya görüşüne, yaşam tarzına, siyasi tutumuna bakmıyor, bu ülkeye, bu millete, bu topraklara aidiyet duyan herkesi baş tacı etmeye özen gösteriyoruz. Taklit ve takip eden değil, ilhamını kendi kültüründen, toplumundan geçmişinden ve köklerinden alan her sanatçı bizim başımızın tacıdır. Devraldığımız mirası zenginleştirmek için ömrünü vakfeden her sanatçı ilim ve düşünce insanı, bizim gönlümüzde ayrı bir yere sahiptir. Kim olursa olsun saanatını aşkla icra eden, bu milletin derdiyle dertlenen, bu millete tepeden bakmayan herkese devlet olarak elimizden gelen desteği sağlıyoruz. Sanatçılarımız hani büyük adam derler ya, bizim nazarımızda işte o büyük insandır" açıklamasını yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

Merhum Nurettin Topçu’nun büyük adamı tanımlarken söylediği ‘Büyük adam eserleriyle hayatını birleştiren adamdır’ sözlerini hatırlatan Erdoğan, "Biz onda şu vasıfları arıyoruz. Önce bütün ömründe aynı kanaatin, aynı imanın sahibi olan adamlardır. Devirlere, zaruretlere, cemiyetlere göre değişmez. Muhitine uymaz, muhiti kendine uydurur. Uydurmazsa çarpışır. Cemiyetten daha kuvvetlidir. Cemiyeti sürükleyicidir. Topluma mihmandarlık yapan siz kıymetli kültür, sanat, ilim insanlarımıza inşallah bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da destek olmaya devam edeceğiz. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerini kazanan sanatçılarımızı, hocalarımızı, üstatlarımızı bir kez daha tebrik ediyorum. Programı teşrif eden her bir konuğumuza teşekkür ediyor, sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Tekrar bir araya gelmek temennisiyle hepinizi Allah’a emanet ediyorum” diye konuştu.

Bilim-Kültür alanında Gönül Tekin ve Günay Kut, edebiyat alanında Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, müzik alanında Ahmet Özhan, tiyatro alanında Turan Oflazoğlu, kütüphanecilik alanında Ramazan Minder, zanaatlar alanında Salih Balakbabalar ödüle layık görüldü. Vefa ödülü ise merhum yönetmen Halit Refiğ’e verildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan törende hazır bulunan Tekin, Kat, Özhan ve Minder’e ödüllerini takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, vefa ödüllerine layık görülen yönetmen Refiğ’in ödülünü eşi Gülper Refiğ’e, Oflazoğlu’nun ödülünü kızı Gizem Oflazoğlu Akar’a, Balakbabalar’ın ödülünü oğlu Baki Enis Balakbabalar’a takdim etti.

Törene KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü ve Büyükelçi Hasan Doğan, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Hamza Dağ, Hayati Yazıcı ve Ömer İleri ile Ankara Valisi Vasip Şahin ve Tarihçi ve Yazar Murat Bardakçı da katıldı.

Hülya Keklik



 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Yumurta toplamada başarı oranı yüzde 40: “Doğum yaşınızı geciktirmeyin” Günümüzde evlilik yaşının ilerlemesiyle doğum yaşının da ilerlediğini belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Volkan Turan, erken yaşta görülen menopoz oranlarının da oldukça arttığını söyledi. Yumurta toplama işleminde başarı oranının ise yaşa göre değişkenlik gösterdiğine değinen Prof. Dr. Turan, “Dünya ve Türkiye üzerinde genellikle bu başarı oranı yüzde 40’tır. Fakat bu oranı artırmak için embriyoya belli başlı embriyoya genetik testler, rahime yönelik belli başlı uygulamalar yapabiliyoruz” dedi. Artık günümüzün en büyük sorunlarından biri de çocuk sahibi olmak. Bu konuyla ilgili tedavi yöntemlerini ve yapılması gerekenleri BHT CLİNİC İstanbul Tema Hastanesi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Volkan Turan tek tek anlattı. Kadınların kariyer yapmasıyla gebelik yaşının ilerlediğini belirten Prof. Dr. Turan, “Bunun dışında yeme içme alışkanlıklarının değişmesi, teknolojiyle gelen hareketsizlik gibi etkenler de bu durumu etkiliyor, bizim işimizi de zorlaştırıyor” açıklaması yaptı. “10-14 günlük süreçte yumurtalıklarını büyütüyoruz” “Hasta bize ileri yaşlarda geldiğinde yumurtalıklarında hem kalite hem de sayı olarak azalma oluyor” diyen Prof. Dr. Turan, “Bu durumdaki hastalarda daha sık olarak tüp bebek uygulamalarını yapıyoruz. İlk geldiklerinde yumurta rezervini değerlendiriyoruz. Eşinin spermine bakıyoruz. Rahim tüp filmiyle tüpleri kanalları açık mı, kapalı mı bunları değerlendiriyoruz. Ardından hastaları 10-14 günlük süren iğne dönemine sokuyoruz. Bu vesileyle yumurtalıklarını büyütüyoruz. Yumurta toplama işlemi 10-14 gün sonunda, hasta anestezi altındayken iğneyle gerçekleştiriliyor. Sonra da embriyoları yani bebek oluşumunu laboratuvarda gerçekleştirip rahim içine koyuyoruz. Yumurta toplama işleminde başarı oranı, yaşa göre değişkenlik göstermektedir. Dünya ve Türkiye üzerinde genellikle bu başarı oranı yüzde 40’tır. Fakat bu oranı artırmak için embriyoya belli başlı embriyoya genetik testler, rahime yönelik belli başlı uygulamalar yapabiliyoruz” açıklaması yaptı. “Menopoza yakın olanlarda kök hücre tedavisi deniyoruz” Prof. Dr. Turan, “Aynı zamanda yumurta sayısı çok azalan, menopoza yakın olan çiftlerde bazen yumurtalıkların içine kök hücre, eksozom dediğimiz uygulamalar yaparak hastanın yumurta sayısından ziyade kalitesini arttırmayı hedefliyoruz. Böylelikle başarı şansını arttırıyoruz” şeklinde konuştu. “‘Bizim komşu 60 yaşında doğurdu, Hintli kadın 70 yaşında doğurdu’ cümlelerine aldanmayın” Kadınlarda özellikle yaşın çok önemli olduğunun altını çizen Prof. Dr. Volkan Turan, “Erkeğin yaşı biraz daha hafife alınabilir. Çünkü kadında bir kere yumurta bittiği zaman bir daha üretilmiyor. Ama erkekte 80 yaşında bile sperm üretilebiliyor. Ondan dolayı da kadında özellikle 47 yaş geçtikten sonra tüp bebek çok önermiyoruz. Çünkü bu hastalarda yapılsa, yumurta çıksa bile genetiği bozuk yumurtalar çıkıyor ve çocuk açısından bizim için açıkçası pek uyumlu olmuyor. Bence 47 yaşından büyük olanlar için de kimlik kontrolü gerekiyor. Hastaların kimliğinde geç yazılmaları olabiliyor. Bazıları da ‘bizim komşu 60 yaşında doğurdu, Hintli kadın 70 yaşında doğurdu’ diyor. Çünkü buralarda Türkiye’de yasal olmayan uygulamaları var. Bu uygulamalar, bazı ülkelerde yasal olabiliyor. Bu yüzden bunlara çok itaat etmeyelim. Kesinlikle ve kesinlikle yaş bizim için önemli. Hatta dünya üzerinde 41 yaşından sonra tüp bebek bile yapsanız başarı oranı yüzde 20’yi geçmiyor. Devlet bile 35 yaşın üstünü, zaten riskli gebelik olarak alıyor. Normal gebelik süreci de önemli. Yani sırf gebe kalmak değil düşük yapmamak da gebelik hastalıkları da önemli” açıklaması yaptı. “11 yaşındaki çocuktan yumurta topladık” Yaklaşık iki hafta önce henüz 11 yaşındaki çocuktan yumurta topladıklarını belirten Prof. Dr. Volkan Turan, erken yaşta menopoza girenlerin sayısının da oldukça arttığını söyledi. Prof. Dr. Turan, “Çocukta yumurtayı karından topluyoruz. Çünkü bizim bekâr hastalarımız da çok oluyor. Bunu yapan merkezlerden biriyiz. Her iki ayda bir yumurta toplayarak bir havuz oluşturmaya çalışıyoruz. Çünkü her toplanan yumurtadan da gebelik olacak diye bir şey yok. Daha karşı spermin bile ne durumda olduğunu bilmiyoruz. Ondan dolayı da bu tür hastalarda erken menopoz riskini saptamak önemli. Anne erken menopoza girdi mi? Teyze girdi mi? Beslenme alışkanlıkları nasıl? Onun dışında bir genetik risk taşıyor mu? Tabii ki erken menopoz için yine de yüzde 60 hastada bir neden bulunamıyor” dedi. “AMH testi ile erken menopoz ihtimalini saptıyoruz” Prof. Dr. Turan, “AMH hormon testi ile yumurta rezervini görebiliyoruz. Çıkan sonuca göre erken menopoz olup olmadığı, yine erken menopoza girme ihtimali olup olmadığı saptanabiliyor. Böylece yumurta dondurma işlemi yapılabiliyor. Hiç yumurtasız doğan bebeklerimiz de oluyor. Burada annenin, bebek anne karnındayken ilaç kullanması, radyasyona maruz kalması da etken oluyor. Taşıyıcı genetik sıkıntısı olması da buna etkendir” şeklinde konuştu. Kök hücre tedavisi Kök hücre tedavisi ile ilgili de bilgilendiren Prof. Dr. Turan şunları söyledi: “Kordon kanı daha çok hücreye dönüşebilme potansiyeline sahip. Daha önce kemik iliği denedik. Çok başarılı sonuçlar almadık. Ama kordon kanıyla daha fazla hücreye değişkenlik vermek ve içindeki büyüme faktörlerini kullanıp yumurta sayısını arttırmak değil de kalan yumurtaların, büyümeyen yumurtaların daha iyi büyümesini sağlama etrafı beslemek amaçlı eksozom tedavisi kullanıyoruz. Her hastada başarılı olmak imkânsız, hatta başarılı olmayan hasta sayısı daha fazla olabilir. Ama sonuçta burada belli bir yüzde var. Bu yüzdeye kimin denk geleceğini bilmiyoruz. Bundan dolayı da hastalarda bu uygulama yapıyoruz.” “Beslenmeye dikkat edin” Prof. Dr. Turan, “Kesinlikle kadınların 35 yaşı geçmeden doğurganlıklarını tamamlamalarını öneriyorum. Beslenmelerine dikkat etsinler. Yani karbonhidrattan daha fakir, antioksidan içerikli protein ağırlıklı, sigaradan, alkolden uzak şekilde beslenmelerini öneriyorum. Hareket etmelerini, spor yapmalarını, diyetlerine dikkat etmelerini öneriyorum” dedi.
Erzincan Erzincan ismini kullanan sahte balcılara yasal yaptırımlar uygulandı Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından sattıkları ballarda taklit ve tağşiş tespit edildiği için İstanbul, Ankara ve İzmir’de bal satan 6 firmaya Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada Bakanlık tarafından yasal yaptırımların uygulandığı belirtildi. Erzincan Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada Bakanlıkça, bazı firmaların “Erzincan” ismini farklı biçimlerde, markalarında kullandıklarının tespit edildiği belirtildi. Konuyla ilgili olarak Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından yapılan açıklama şöyle; "Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından son dönemlerde yapılan gıda denetimlerinde gıda sektöründe taklit ve tağşiş yapan firmalar tespit edilerek bu firmalar hakkında hem gerekli yasal mevzuat uygulanmakta hem de gıdada taklit ve tağşiş yapan bu firmalar kamuoyuna ilan edilmektedir. Bakanlığımızca yayınlanan taklit ve tağşiş listelerinde İstanbul, Ankara ve İzmir’de bal üretimi yapan bazı firmaların “Erzincan” ismini farklı biçimlerde markalarında kullandıkları görülmüş olup Bakanlığımızca bu firmalara yasalar çerçevesinde gerekli işlemler yapılmaktadır. İzmir Bornova’da faaliyet gösteren Yayla Balpınarı Gıda Tarım firmasının Gürlevik Erzincan markasıyla, İstanbul Sultangazi’de faaliyet gösteren Ceysan Paketleme ve Ambalaj firmasının Bal Cenneti markasıyla, İstanbul Sancaktepe’de faaliyet gösteren Yılmaz Gıda firmasının Canpetek Erzincan ve Petekçi Erzincan markalarıyla, Ankara Yenimahalle’de faaliyet gösteren Saf Naturel Bal Gıda firmasının Besi Natural markasıyla, Ankara Yenimahalle’de faaliyet gösteren Balı Pınar firmasının Bizim Sefa Erzincan markasıyla, İstanbul Çekmeköy’de faaliyet gösteren Özal Çoban Çobanoğlu Gıda firmasının Erzincan Doğadan markasıyla üretim yapan ve Bakanlığımız taklit ve tağşiş listelerinde isimleri geçen bu firmaların Erzincan ile hiçbir bağlantıları bulunmamakta, Erzincan’da üretim ya da paketleme yapmamaktadırlar. Bu firmalar "Erzincan" markasını kullanarak bulundukları illerde Erzincan isminin verdiği prestijden fayda sağlamaya çalışmaktadırlar. İl Müdürlüğümüze bağlı gıda kontrol ekiplerimiz, Erzincan genelinde gıda satış ve tüketim noktalarında Bakanlığımızca yayınlanan gıda taklit ve tağşiş listelerinde yer alan markaların sürekli kontrolünü yapmakta, bugüne kadar yapılan denetimlerde gıda taklit ve tağşiş listelerinde "Erzincan" markasını kullanarak piyasaya sürülen ballara rastlanılmamıştır. Listelerde yer alan ürünlere rastlanılması halinde gerekli yasal mevzuat çerçevesinde ürünler yediemine alınmakta ve Bakanlığımıza bildirilmektedir. Bakanlığımızca yayınlanan taklit ve tağşiş listelerinde yer alan ürünlere ilişkin olarak ülkemiz genelinde de tüm il ve ilçe müdürlüklerimizce gerekli denetim ve kontroller yapılmakta, yapılan denetim ve kontrollerde bu ürünlere rastlanılması halinde gerekli yasal işlemler yapılmaktadır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur"
İstanbul Güngören’de İSKİ’nin çalışması sırasında aynı yol ikinci kez çöktü... O anlar kamerada İstanbul Güngören’de 1 ay önce çöken yol, İstanbul Su ve Kanalizasyon (İSKİ) ekiplerinin çalışması sırasında tekrar çöktü. Çalışma sırasında İSKİ aracının tekeri yola saplanırken o anlar güvenlik kamerasına yansıdı.Olay, dün öğle saatlerinde İstanbul Güngören Sanayi Mahallesi Atatürk Caddesi üzerinde meydana geldi. Cadde üzerinde yaklaşık 1 ay önce çöken yol, İSKİ ekiplerinin çalışma yaptığı sırada yeniden çöktü. Geçtiğimiz günlerde yağışın etkisiyle kanalizasyon borularının tıkanması sonucunda sular yukarı doğru yükselmeye başladı. Önceden çöken kısım için olay yerine gelen İSKİ ekiplerinin çalışmaları sırasında, kanal temizleme aracı yolun üstünden geçerken tekeri yola saplandı. Yapılan çalışmalar sebebiyle yol bir süre trafiğe kapatılırken cadde üzerindeki bazı dükkanların bodrum katları kanalizasyon suyu ile doldu. Çöken yolun bir kısmı kumlar ile kapatıldı. Yolun tekrar düzenlenme çalışmaları sebebiyle cadde ise araç trafiğine kapatıldı. Yaşanan çökme anı ise çevredeki bir iş yerinin güvenlik kamerasıyla kaydedildi. Aynı yol 26 Kasım’da da çökmüş, İSKİ aracı çöken alana düşmüş, yoldan geçen kamyon da zarar görmüştü.Konu ile ilgili konuşan esnaf Fuat Eser, "Asfalt çöktü. Bir ay önce de yapılmıştı zaten. Geçen cumartesi günü asfalt çökmüştü. Biz İSKİ’yi aradık. Yetkililere çöktüğünü belirttik. İSKİ aracı geldi. Kanalizasyon kapağını açıp baktılar. Kapatıp geri gittiler. Pazar günü yoğun bir yağış oldu. Pazartesi iş yerimize geldik. Yine yolda çökme olmuştu. Tekrar aradık. Baktılar, gittiler. Dün çöken yere kapanır diye mıcır döktüler. Sonra kanalizasyon aracı geldi. Geldiği gibi tekrardan çöktü. Arkadaşlar gelip kazı yaptılar ama bir sonuç bulamadılar. Kapatıp geri gittiler. Sonra bugün de geldiler. Uğraştılar, kazdılar yine bir sonuç alamadılar. Kapatıp gittiler. Kapattıktan sonra iş yerlerimizi olduğu gibi kimyasal su bastı. Kendi imkanlarımızla boşaltmaya çalıştık. Dalgıç motoru ve komşularımızın yardımıyla, kum çuvalları doldurduk. Bildiğiniz kimyasal suların altında kaldık. Koku acayip. Buna nasıl bir önlem alacaklar? İSKİ ve Güngören Belediyesi’ni aradık. İSKİ’den sulara takviye için herhangi bir araç da gelmedi. Kendi imkanlarımızla suları boşalttık. Çökme olayında da mıcır dökülen yerin üstünden geçtiği gibi kanalizasyon aracı çöktü. Zaten çökeceği belliydi. İki sene önce de çökmüştü. Bir ay sonra yapıldı yeniden çöktü. Bildiğimiz kadarıyla komple kazacaklarmış. 3-4 günü bulabilir diyorlar. Burada sonuçta ticaret yapıyoruz. Arabalar gelip gidiyor. Nasıl bir çözüm bulacaklar biz de merak ediyoruz. Bir an önce bu konunun çözülmesini istiyoruz” dedi.
İstanbul Yurtta hava durumu Yurt genelinin çok bulutlu, Marmara, Akdeniz, İç Anadolu’nun doğusu, Batı ve Orta Karadeniz (Ordu hariç), Doğu Anadolu’nun güney ve batısı ile Muğla, Karaman, Gümüşhane, Bayburt ve Erzurum çevrelerinin yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Doğu Akdeniz’in batısı ile Antalya ve Kırklareli çevrelerinde kuvvetli olması beklenen yağışların genellikle yağmur ve sağanak, Akdeniz kıyılarında yer yer gök gürültülü sağanak, Trakya, Batı Akdeniz’in yüksekleri, Doğu Akdeniz’in Toroslar kesimi, Doğu Karadeniz’in iç kesimleri ve Doğu Anadolu’nun yüksek kesimlerinde karla karışık yağmur ve yer yer kar şeklinde görüleceği tahmin ediliyor. Ülkemizin doğu kesimlerinde buzlanma ve don olayı beklenirken, Doğu Karadeniz’in iç kesimlerinin yüksekleri ile Doğu Anadolu’nun doğusunun dik ve eğimli yamaçlarında çığ tehlikesi bulunuyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğünden alınan tahminlere göre, hava sıcaklığı yurt genelinde mevsim normallerinin üzerinde seyredecek. Rüzgar, genellikle güney yönlerden orta kuvvette, Marmara ile Kuzey Ege kıyılarında kuzeydoğu yönlerden orta ve yer yer kuvvetli (40-70 km/sa) esecek. Bazı illerde beklenen hava durumuyla günün en yüksek sıcaklıkları ise şöyle: Ankara: Çok bulutlu 11 İstanbul: Parçalı ve çok bulutlu, sağanak yağışlı 12 İzmir: Çok bulutlu 16 Adana: Çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı (Yağışların kuzey ve batısında yerel kuvvetli olması bekleniyor) 14 Antalya: Çok bulutlu, aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışlı (Yağışların yerel kuvvetli olması bekleniyor) 14 Samsun: Parçalı ve çok bulutlu, gece saatlerinden itibaren yağmurlu 19 Trabzon: Parçalı ve çok bulutlu 16 Erzurum: Parçalı ve çok bulutlu, gece saatlerinden ititbaren kar yağışlı 5 Diyarbakır: Parçalı ve çok bulutlu, sağanak yağışlı 10