ASAYİŞ - 02 Aralık 2024 Pazartesi 12:29

Karısını vahşice öldürüp 24 yıl hapis cezası alan sanığın hapis cezasının gerekçesi hazırlandı

A
A
A
Karısını vahşice öldürüp 24 yıl hapis cezası alan sanığın hapis cezasının gerekçesi hazırlandı

Adana’da bundan 2 yıl önce boşandığı eşini darp edip başına taşla vurarak öldüren tutuklu sanığa verilen "haksız tahrik altında eşe karşı kasten öldürme" suçundan 24 yıl hapis cezasının gerekçeli kararı hazırlandı.


Merkez Yüreğir ilçesi Kazım Karabekir Mahallesi’nde ikamet eden 2 çocuk annesi Şermin Sarı, 1 Eylül 2022’de evinin bahçesinde ölü bulunmuştu. Polis ekiplerince gözaltına alınan kadının boşandığı kocası Erhan Poyraz 2 Eylül 2022’de tutuklanmıştı. Kafasına taşla vurularak öldürüldüğü belirlenen kadının cenazesi, Buruk Mezarlığı’nda toprağa verilmişti. Sanık Erhan Poyraz, 23 Ekim’deki karar duruşmasında, Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesince, "haksız tahrik altında eşe karşı kasten öldürme" suçundan 24 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.


Tutuklu sanık Erhan Poyraz’a verilen hükmün gerekçeli kararı Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesince yazıldı. Kararda sanığın maktul Şermin Sarı’yı silahtan sayılan taş ile vurmak suretiyle öldürdüğü hususunda bir şüphe bulunmadığı belirtildi.


Şermin Sarı ile Erhan Poyraz’ın daha önceki tarihlerde boşanmış olmaları nedeniyle sadakat yükümlülüğünün sona erdiği ifade edilen kararda, şu tespitlere yer verildi:


"Boşanma sonrası maktul tarafından gerçekleştirildiği iddia olunan aldatma şeklindeki eylemlerin sanığa karşı haksız eylem olarak değerlendirilemeyeceği, ancak aksi ispat olunamayan sanık savunmalarına göre, olay anı öncesindeki sanığa yönelik sergilediği davranışlar, sarf ettiği hakaret içerikli sözler ve yine olaydan önceki tarihlerde maktulün bizzat sanığın çalıştığı iş yerine gidip çalışma arkadaşlarına boşandığı eşi Erhan Poyraz ile ilgili olumsuz konuşmalar yapması ve bu konuşmaların etkisiyle iş yeri sahibinin sanığın o an için iş akdini feshetmesi gibi durumlar sanık lehine haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasını gerektirir bir durum olarak değerlendirildiğinden sanığın ’eşi kasten öldürmek’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına karar verilmiş, ayrıca yukarıda açıklanan gerekçelerle haksız tahrik hükümleri uygulanarak cezası 24 yıla indirilerek oy birliği ile hüküm kurulmuştur."



Karısını vahşice öldürüp 24 yıl hapis cezası alan sanığın hapis cezasının gerekçesi hazırlandı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Büyükelçi Cüneyd: "Pakistanlıların Türk kardeşlerine verdiği yürekten destek iki ulus arasındaki dostluk bağlarının bir kanıtıdır" Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yusuf Cüneyd, "Pakistanlıların İstanbul’daki ve 2023 yılındaki depremlerde Türk kardeşlerine verdiği yürekten destek, iki ulusumuz arasında mutlu bir şekilde var olan güçlü kardeşlik ve dostluk bağlarının bir kanıtıdır" dedi. Pakistan’ın 77. kuruluş yıl dönümü, Pakistan’ın Ankara Büyükelçiliği’nde düzenlenen törenle kutlandı. Pakistan’ın Ankara Büyükelçisi Yusuf Cüneyd, Pakistan ve Türkiye arasındaki bağların Türk soyundan gelen Babür İmparatorluğuna dayandığını belirterek, şöyle konuştu: "İngiliz işgali altında olmasına rağmen beraber yüzlerce yıl öncesine dayanmaktadır. İngiliz işgali altında olmasına rağmen, bugün Pakistan’da yaşayan Müslümanların Türk Bağımsızlık Savaşı sırasında Türk kardeşlerine sağladığı özverili destek, tarihte çok az örneği bulunan kendini adarcasına bir bağlılık, sevgi ve fedakarlık destanını temsil ediyor." "İki devletimizin birbirini nasıl savunduğuna dair sayısız hikaye vardır" Pakistan’ın Kıbrıslı Türklere ve Türkiye’nin de Keşmirlilere destek olmak için küresel forumlarda destek vermesine vurgu yapan Büyükelçi Cüneyd, "İki devletin birbirini nasıl savunduğuna dair sayısız hikaye vardır. Bu liste oldukça uzun. Türkiye’nin Pakistan’daki deprem ve sel felaketlerinin ardından gösterdiği paha biçilemez destek ve Pakistanlıların İstanbul’daki ve 2023 yılındaki depremlerde Türk kardeşlerine verdiği yürekten destek, iki ulusun arasında mutlu bir şekilde var olan güçlü kardeşlik ve dostluk bağlarını bir kanıtıdır" ifadelerini kullandı. Cüneyd, geçen 77 yıla geri dönüp bakıldığında Türkiye ve Pakistan arasındaki ikili ilişkilerin güçlenerek büyümeye devam etmesinin kendisi için büyük bir memnuniyet kaynağı olduğunu ifade ederek, "İki ülke arasında liderlik odaklı, insan odaklı ve geleceğe yönelik bir odak noktası sağlayan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi (HLSCC) ve Stratejik Ekonomik Çerçeve (SEF) gibi güçlü kurumsal mekanizmalar mevcuttur ve bu mekanizmalar ikili ilişkilerimizin tüm yelpazesinde ortaklığımızı yönlendiriyor" şeklinde konuştu. "Pakistan ve Türkiye arasındaki gönülden bir münasebet" Programa katılan eski Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Pakistan ve halkının her zaman Türk milletinin kalbinde eşsiz bir yere sahip olduğunu ve Türkiye ile Pakistan arasında köklü tarihi ve kültürel bağların olduğuna dikkati çekerek, "Terörizmden bölgesel istikrarsızlığa kadar benzer birçok zorlukla karşı karşıyayız ve dünyanın en kritik bölgelerine ve ulaşım ve iletişimin kesişen hatlarına ulaşan benzer stratejik konumlardan yararlanıyoruz. Tüm uluslararası platformlarda iş birliğimizi ve koordinasyonumuzu artırmanın önümüzdeki yıllarda üretken sonuçlar getireceğine inanıyorum ve tüm konularda ortak çabalarımızı sürdürmeli ve ticaretten ekonomiye, savunmadan güvenliğe kadar tüm alanlardaki işbirliğimizin gerçek potansiyelini gerçekleştirmek için çalışmaya devam etmeliyiz" dedi. Eski Sağlık Bakanı Recep Akdağ da Türkiye ile Pakistan’ın dostluğunun karşılıklı çıkar ilişkisine dayanan sözde bir dostluk olmadığına dikkati çekerek, "Ülke arası ilişkilerde her ne kadar dostluklardan bahsedilse de genellikle çıkarlar geçerlidir. Bunu hepimiz biliyoruz. Ancak Pakistan ve Türkiye arasındaki münasebet gerçekten gönülden bir münasebet. Türkçede güzel bir ifade vardır, "Kalpten kalbe yol vardır" diye. Bu iki ülkenin insanları, halkları arasındaki münasebet tamamen gönülden bir münasebettir. Kurtuluş Savaşı yıllarında Pakistan kurulmamış olsa da Pakistan’ı kuracak insanların gönülden desteğini biliyoruz" diye konuştu.
Kayseri Başkan Palancıoğlu AB Toplantısı’na katıldı Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu; Şişli Belediyesi’nin ev sahipliğinde Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi, 31. Türkiye Çalışma Grubu’nun toplantısına katılarak toplantıda Türkiye ve AB arasında güncel gelişmeler, dünyada son dönemde yaşanan savaşlar, Kuzey Kıbrıs meselesi, mülteci göçü ve ekonomik konularda dahil olmak üzere güncel gelişmelerle alakalı fikirlerini sundu. Toplantıda Türkiye’nin çıkarlarını savunan bir konuşma yapan Başkan Mustafa Palancıoğlu; "Geçtiğimiz sene Melikgazi’de Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi’nin bir toplantısını yapmıştık. Melikgazi Belediyesi olarak her zaman Avrupa Birliği (AB) ile işbirliği toplantısını yapabiliriz. Türkiye raporunda Türkiye Cumhuriyeti’nde yerel yönetim reformu için yön haritasının 2030 yılına kadar geçerli olması düşünülmekte. Bunun Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi, Türkiye Cumhuriyeti ve Türkiye Belediyeler Birliği ile imza altına alınması belirtiliyor. Ancak burada sadece Türkiye Belediyeler Birliği’nin organizasyon ve sekreterya görevi yaptığını, Türkiye Cumhuriyeti adına böyle bir çalışmaya imza atamayacağını yasal olarak özellikle vurgulamak istiyor ve bunun düzeltilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir diğer konumuz terörle mücadele konusu. Avrupa Birliği’nde 4-5 konuda özellikle ilişkileri iyileştirmek konusunda yapıcı çalışmalar yapılması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye Belediyeler Birliği ve Şişli Belediye Başkanının kayyum atamalarıyla ilgili görüşlerine katılmıyorum. Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne şikâyet etmenin bir fayda getirmeyeceğini özellikle ortak akılla, aklımıza yatmayan konular varsa bunları masaya yatırıp çözmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ben Kayseri’de üniversitenin önünde 17 gencin terör örgütü tarafından şehit edilmesine tanıklık yapan bir belediye başkanıyım. 2015 ve 2016 yıllarında doğu ve güneydoğu Anadolu’da teröristlerin kalkışması ile bütün şehirlerin alt üst olduğunu bilen ve hükümetin milyarlar harcayarak bu şehirleri ayağa kaldırdığını bilen biriyim. 15 Temmuz Darbe Girişiminde yüzlerce vatandaşımızı katleden terör örgütlerinin FETÖ’nün maalesef sıcaklığı hala kendisini korumakta. Terör olayları İstanbul ve Ankara’da geçtiğimiz dönemde terör örgütü tarafından gerçekleşmiştir. 11 senedir Avrupa Konseyi için Strazburg’a geliyorum. Strazburg’un giriş kapısında çadırda PKK’nın temsilcileri ülkemizi eleştirmekte ve terör örgütü propagandası yapmaktadır. Bizim belediye başkanı olsun milletvekili olsun hiçbir terör örgütü üyesini o görevde bulundurmamamız, terör örgütü ile bağlantılı olan kişi ve kurumları tasfiye etmemiz son derece önemli. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Türkiye’nin güvenliği ve bütünlüğü Avrupa Birliği için son derece önemlidir. Ukrayna’da yaşanan savaş, Gazze’de yaşanan savaş, Irak ve Suriye bizleri üzüyor. 6 yıl Amerika’da yaşamış orada doktora eğitimi almış, 30’un üzerinde Avrupa ülkesinde bulunmuş biri olarak, Türkiye’deki demokratik şartların Avrupa ve diğer ülkelerden çok daha rahat olduğunu vurgulamak istiyorum. Amerika’da bir terör örgütünü propaganda malzemesi yaparsanız direk göz altına alınırsınız. Türkiye’nin hassasiyetlerine AB’nin de hassas davranmasını bekliyoruz" dedi. "Mülteci göçünü Türkiye’nin tek başına sırtlanması mümkün değildir” Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin artık ayrı bir devlet olması ve ’Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ olarak anılması gerektiğini söyleyen Başkan Palancıoğlu; "Kıbrıs konusunda 2024 yılında yapılan referandum da Annan Planı’na Türk tarafının olumlu oy vermesine rağmen maalesef Rum kesimi ödüllendirildi. Bu çifte standarttır, kesinlikle kabul etmiyoruz. Bir adayı ikiye bölmemizin mümkün olmadığını, Kıbrıs Türk tarafının izole edildiğini, insan haklarına uymadığını, bu yaptırımların derhal kaldırılması ve Türk tarafının tanınmasını talep ediyoruz. Mülteci göçü de önemli bir konu. İstanbul dahil Türkiye, Irak olsun, Suriye olsun başı daralan bütün ülkelere kucak açmıştır. Buna Yahudiler de dahildir. İçimizde Kürt var, Türk var, Ermeni var, Çerkez var. Biz bunlara açığız. İnsanı değerleri üst noktada tutuyoruz. Ancak mülteci göçünü Türkiye’nin tek başına sırtlanması mümkün değildir. Artık özellikle Lübnan, Gazze, Suriye ve Afganistan başta olmak üzere Orta Doğu’nun karıştırılması Türkiye’ye zarar verdiği gibi bunun Avrupa’ya da yansımaları olacaktır. Bu nedenle Türkiye’nin yanında durulmalı ve Türkiye’ye destek verilmesi gerekir diye düşünüyorum. Ekonomik açıdan son derece önemli çalışmalar yapmamız lazım. Gümrük Birliği’nin tekrar revize edilmesi lazım. Yeşil ekonomiye girmemiz lazım, vize serbestliğini sağlamamız lazım. Bu konuşmamla Türkiye’nin AB’ye giriş sürecine destek vereceğine ve bu konuda olumlu adım atacağını düşünüyorum. Özellikle yerel yönetimler konusunda bu komitenin başarılı işler yapacağını umuyorum. Ben Şişli Belediyesi’ne, Başkanı’na ve Türkiye Belediyeler Birliği’ne bu organizasyonda emeği geçen herkese çok teşekkür ederim” diye konuştu.