ÇEVRE - 18 Mart 2025 Salı 10:12

Don nedeniyle narenciyede yüzde 90’a varan zarar oluştu

A
A
A
Don nedeniyle narenciyede yüzde 90’a varan zarar oluştu

Adana İl Tarım ve Orman Müdürü Mehmet Nuri Kökçüoğlu, don nedeniyle narenciye ağaçlarında yüzde 30 ile 90 arasında zarar oluştuğunu belirterek, "Ağaç yaprağı kurudu diye çiftçiler ağaçlarını kökünden sökmesin. Ağaçlara gübreleme, sulama, budama, yabancı otlardan kurtarma ve hastalık kontrolü yapılması gerekir" dedi.


Adana İl Tarım ve Orman Müdürü Kökçüoğlu, Adana’da 801 bin dekar alanda narenciye üretildiğini 2024 yılı içerisinde de yaklaşık 2 milyon tonluk toplam üretimle Türkiye’de en fazla narenciye üreten il konumunda olduklarını ifade etti. Kökçüoğlu, Türkiye’de en fazla narenciye üreten il olarak bu yıl 21-24 Şubat tarihleri arasında yaşanan dondan dolayı narenciyenin de etkilendiğini söyledi. Kökçüoğlu, don nedeniyle narenciyede yüzde 30 ile 90 arasında zarar oluştuğunu ifade ederek, "Don olayında bölgesel olarak değişmekle birlikte, hava sıcaklıkları akşam saatlerinden başlamak kaydıyla yer yer eks, 2 ile eksi 8 derece olduğu üreticilerle yapılan görüşmelerde tespit edilmiştir. Tespit yapılan bölgelerde, eğimin olduğu ve havalanması iyi arazilerdeki bahçelerde kısmen don zararının daha az gerçekleştiği, ova ve çukur alanlarda don zararının daha fazla oluştuğu gözlemlenmiştir. Yapılan bahçe sürveylerinde özellikle meyer, interdonat gibi erkenci limon çeşitlerinde yaprak ve sürgünlerde büzüşme, sararma gibi, çiçek tomurcuklarında ise kararma ve yanma gibi semptomlar gözlemlenmiştir. Yine portakal ve mandarin türlerinde de sürgün, yapraklar ve çiçek gözlerinde kısmen don hasarlarına rastlanılmıştır" diye konuştu.


Yaşanan zararlardan dolayı bazı çiftçilerin ağaçları kökünden söktüğünü gördüklerine dikkat çeken Kökçüoğlu, şöyle devam etti:


"Bölgemizde meydana gelen şiddetli don olayından sonra, üreticilerimizin don hasarı görmüş narenciye ağaçları için yapması gereken bakım ve işlemler, donun meydana geldiği zamanın, don kaynaklı yaralanma anındaki ağaçların genel durumu ve yaralanmanın hemen ardından gelen hava koşulları gibi bir dizi etmen tarafından belirlenir. Dallar ve budaklar, şiddetli bir dondan sonra birkaç aydan birkaç yıla kadar bir süre boyunca ölmeye devam edebilir. Bunun nedeni, dondan hemen sonra belirgin olmayabilecek kabuk ve odundaki gizli hasardır. Soğuktan dalları ölmüş narenciye ağaçları, sonraki büyüme mevsiminde ekstra bakım görmelidir. ’Bekle ve gör’ yaklaşımı, dondan hemen sonra en iyi şekilde uygulanacak yöntemdir. Kesinlikle ağaçlar sökülmemelidir. Çiftçiler budama, gübreleme, sulama, yabancı ot ve hastalık kontrolü yapmalıdır. Özet olarak; narenciye ağaçları güçlüdür ve uygun bakım yapılırsa soğuk hasarından hızla kurtulabilirler. Don hasarının boyutu ve narenciye ağaçlarına sağlanan bakım seviyesi, ağaçların iyileşme hızını belirler. Uygun bakımla, yaprak dökülmesi ve küçük dal hasarı yaşayan ağaçların tek bir yılda donma öncesi duruma dönmesi beklenebilir."


Kökçüoğlu, yaşanan don olayının narenciyede önümüzdeki yıl verimi etkileyeceğini ancak zarar görmeyen alanlarla bu zararın ortadan kaldırılacağını sözlerine ekledi.



Don nedeniyle narenciyede yüzde 90’a varan zarar oluştu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Bakan Kurum: "İnsanları sokağa çağıran kimse, hesabı da günü geldiğinde o verecek" Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Adıyaman’da yaptığı konuşmada, "İnsanları sokağa çağıran kimse, hesabını da günü geldiğinde verecek" açıklamasında bulundu. Partisinin Adıyaman’daki iftar programına katılan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in açıklamalarıyla ilgili konuştu. Bakan Kurum, "Sizler burada, milletimizin yarınları için alın teri dökerken, adeta bir yeniden doğruluş destanı yazarken bu ülkenin ana muhalefeti ne yapıyor? Bir yaraya merhem oluyorlar mı? Bir şehirde çivi çakıyorlar mı? Bir hizmete omuz veriyorlar mı? Cevabı çok açık, hiçbir işe katkı vermiyorlar. Biz bunların hizmete kabiliyetlerinin olmadığını biliyorduk ama tahammülleri de yokmuş bunu da yeni öğrendik. Bunlar lafa geldi mi mangalda kül bırakmazlar ama hadi hizmetin yok, bari gel bu emekçileri takdir et desek, dut yemiş bülbüle dönerler. Bir de arada bir deprem bölgesine gelip siyasi fırsatçılık peşinde koşarlar, afetzede kardeşlerimizin moralini bozarlar. Adıyaman şahit olsun. Her kim deprem bölgesinde fırsatçılık yapmaya kalkarsa karşısında beni bulur. Her kim benim afetzede kardeşlerimin moralini bozmaya kalkışırsa karşısında bu kardeşinizi, bu evladınızı bulur. Bunlar, deprem bölgesinde yaptıkları yetmezmiş gibi şimdi de Türkiye’nin sokaklarını karıştırmak istiyorlar. Arkadaşlar, siyaset en başta sorumluluk sahibi olmaktır, kırk düşünüp bir konuşmaktır, sözün sonuçlarına da katlanmaktır. Buradan soruyorum; sokaklarda bir kardeşimizin, bir polisimizin burnu kanasa bunun hesabını kim verecek? Ben söyleyeyim, insanları sokağa çağıran kimse, hesabı da günü geldiğinde o verecek. Bakın şayet Özgür Özel gerçekten sorumluluk sahibiyse önce başını ellerinin arasına alacak, panik haldeki sorumsuz açıklamalarına son verecek, demokratik siyasetin sorumluluğuyla konuşulan tüm iddialara cevap bulacak, milletimizi aydınlatacak. Sonra da milletin karşısına çıkacak ve yalanları değil hakikatleri konuşacak. Aksi halde konuştuğu her şey tarih önünde de, siyaset sahasında da, millet nezdinde de boştur, yalandır, saçmalıktır. Meselenin özeti budur" dedi. Adıyaman İndere Bölgesinde kalıcı deprem konutlarının Türkiye’nin en büyük şantiye alanı haline geldiğine dikkat çeken Bakan Kurum, "Tam 3 bin 481 şantiyede, söz verdiğimiz tüm yuvalarımızın inşasını başlattık. 31 bin 406 yeni yuvamızla Adıyaman’ımızı baştan aşağı yeniden inşa ettik. Bugün Adıyaman’ın neresine giderseniz gidin, her mahallesinde, her sokağında mutlaka bir projemizi görmeniz mümkündür. Tam da bu noktada İndere’ye ayrı bir parantez açmak istiyorum. İndere Projemiz; Türkiye’nin en büyük şantiyesidir. 5 Milyon metrekarelik bu devasa alandaki projemiz tamamlandığında; sadece Adıyaman’ın yeni Uydu Kenti değil, bölgenin de en önemli cazibe merkezi olacak, yepyeni bir şehircilik harikası olacak. Hamdolsun şu anda İndere’de ve Adıyaman genelinde olduğu gibi deprem bölgesinin genelinde konutlarımızı hızla yapıyoruz. Şu anda 11 ilimizde teslim ettiğimiz yuva sayısı 201 bin 580’i aşmış durumda. Allah’ın izniyle gayretimizi sürdüreceğiz ve Adıyaman’ımızda 12 bin yeni konut ve iş yeri daha yaparak, konut sayımızı 43 bine ulaştıracağız. Deprem bölgemizin her yerine yayılan tam 453 bin yuvayı sizlere teslim edecek; evine kavuşmayan tek bir kardeşimizi bırakmayacağız. Adıyaman’da sadece konut mu yapıyoruz? Elbette hayır. Çünkü biz tarihi alanlarından gençlik merkezlerine ve yeşil alanlarına kadar yaşayan ve yaşatan bir Adıyaman istiyoruz. Bundan dolayı da bir yandan Adıyaman Meydan ve Ticaret Merkezi’mizde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Diğer yandan Eski Hükümet Konağı’nın bulunduğu alanda yeni bir cazibe merkezi kuruyoruz. İnşallah tüm çalışmalarımız bittiğinde, benim Adıyamanlı kardeşim, tarihine kültürüne yakışır bir şehirde huzurla, güvenle, mutlulukla yaşayacak. Esnafımızın dükkanlarından bereket taşacak, yuvalarımız huzurla dolacak, çocuklarımızın gülen yüzü bir daha hiç solmayacak. Ben, Adıyaman’ı geleceğe taşıyacak tüm bu eserlerin, şimdiden hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. Allah’ın izniyle biz cumhur ittifakı ve AK Parti olarak, cumhurbaşkanımızın liderliğinde; Adıyaman’da olduğu gibi tüm deprem bölgesinde, zoru kolay etmeye, başarılamaz denileni başarmaya kararlılıkla devam edeceğiz" diye konuştu. Programa, Çalışma, Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Ahmet Aydın, Adıyaman milletvekilleri Mustafa Alkayış, Resul Kurt, İshak Şan, Hüseyin Özhan, AK Parti İl Başkanı Bülent Kablan ve çok sayıda partililer katıldı.
Malatya Bakan Uraloğlu’dan Malatyalılara hızlı tren müjdesi Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Malatya-Sivas-Malatya-Narlı üzerinde Akdeniz’e ulaşan demiryolu projelerimizi bitirdik. Projeyi hayata geçirme gayreti içerisinde olacağız" dedi. Bir dizi temaslarda bulunmak üzere Malatya’ya gelen Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, AK Parti Malatya İl Teşkilatı’nın Geleneksel İftar Programına katıldı. AK Parti Malatya İl Başkanı Ali Bakan, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er, partinin milletvekilleri ile ilçe belediye başkanları ve partililerin katıldığı programda konuşan Bakan Uraloğlu, Malatyalılara ne söz verildi ise hayata geçirildiğini kaydetti. "36 kilometre olan bölünmüş yol ağınızı 471 kilometreye çıkardık" AK Parti iktidarlarında Malatya’ya kazandırılan hizmetlere dair bilgilerde paylaşan Bakan Uraloğlu, "Kuzey kuşak çevre yolu sözünü vermiştik. 53 kilometre uzunluğundaki yolun 38 kilometrelik kısmını tamamlayarak hizmete açtık. Geri kalan bölümünü ise yılın sonunda tamamlayarak hizmete açacağız. Malatya’mızda bölünmüş yol uzunluğu sadece 36 kilometre idi, biz bunu 471 kilometreye çıkardık. Sıcak karışımlı kaplamalı yolumuz yoktu bunu da 350 kilometrelik bir seviyeye getirdik. Bir çok yolumuzu beraberinde yaptık. Demir yollarında mevcut hatları yeni baştan iyileştirdik" dedi. "Malatya’mızı hızlı tren ile buluşturacağız" Malatya’yı hızlı tren ağları ile buluşturmak için gayret ettiklerini belirten Bakan Uraloğlu, "Gerek Malatya-Sivas gerekse Malatya-Narlı üzerinde Akdeniz’e ulaşan demiryolu projelerimizi bitirdik. Bu projeleri hayata geçirmek gayreti içerisinde olacağız. Deprem konutların bağlantı yollarını da bitiriyoruz. Yıl sonuna kadar bu yolları tamamlamış olacağız" diye konuştu
İstanbul İstanbul Barosu Başkanı Kabaoğlu ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son verildi İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu ve Yönetim Kurulu üyelerinin de aralarında olduğu 11 kişinin görevlerine son verilmesi ve yerine yeni yönetimin seçilmesi talebiyle açılan davanın duruşmasında karar açıklandı. Mahkeme, İstanbul Barosu Başkanı Kabaoğlu ve yönetim kurulu üyelerinin görevlerine son verilmesine karar verdi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosunca, İstanbul 1 No’lu Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu ve Yönetim Kurulu üyelerinin de aralarında olduğu 11 kişinin görevlerine son verilmesi ve yerine yeni yönetimin seçilmesi talebiyle dava açılmıştı. İstanbul 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2. celsesi görülen duruşmada İstanbul 1. No’lu Barosu Başkanlığı avukatları, davalı İbrahim Özden Kabaoğlu, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyelerinden Rukiye Leyla Süren, Hürrem Sönmez, Ahmet Ergin, Metin İriz, Mehmedali Barış Beşli, Yelda Koçak Urfa, Fırat Epözdemir, Ezgi Şahin Yalvarıcı ve Bengisu Kadı Çavdar katıldı. Duruşmaya Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan da katıldı. Duruşmada avukatların savunmalarının ardından mahkeme kararını açıkladı. Mahkeme, İstanbul 1. Nolu Barosu Yönetim Kurulu üyeleri olan davalıların, 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun "Amaçları dışında faaliyet gösteren barolar ile Türkiye Barolar Birliği sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine, Adalet Bakanlığının veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince basit usule göre yargılama yapılarak karar verilir ve dava en geç üç ay içinde sonuçlandırılır" maddesi gereğince görevlerine son verilmesine hükmedildi. Olayın geçmişi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, 21 Aralık 2024’te İstanbul Barosu’nun resmi sosyal medya hesabından yapılan açıklamayla terör örgütü PKK üyeliği bulunan firari sanıklar Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’in övüldüğüne yönelik "terör örgütü propagandası yapmak" ve "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" suçlarından soruşturma başlatılmıştı. İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile Yönetim Kurulu Üyeleri Rukiye Leyla Süren, Hürrem Sönmez, Ahmet Ergin, Metin İriz, Mehmedali Barış Beşli, Yelda Koçak Urfa, Fırat Epözdemir, Ezgi Şahin Yalvarıcı, Ekrem Bilen Selimoğlu ve Bengisu Kadı Çavdar hakkında kovuşturma yapılması için Adalet Bakanlığı’ndan izin talep edilmişti. İznin çıkmasının ardından İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu ile Baro Yönetim Kurulu üyeleri Rukiye Leyla Süren, Hürrem Sönmez, Ahmet Ergin, Metin İriz, Mehmedali Barış Beşli, Yelda Koçak Urfa, Fırat Epözdemir, Ezgi Şahin Yalvarıcı, Ekrem Bilen Selimoğlu ve Bengisu Kadı Çavdar’ın görevlerine son verilmesi ve yeni baro başkanı ile yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi talepli davanameyle İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açılmıştı.