POLİTİKA - 04 Ekim 2024 Cuma 17:24

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Coğrafyamızın yeni bir ‘Sykes-Picot’ taksimiyle lime lime edilmesine göz yummayacağız”

A
A
A

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Bölgemizin içerisinde bulunduğu cinnet hali karşısında yine mazlumların yanında ve adaletin safında yer alacağız. Coğrafyamızın yeni bir ‘Sykes-Picot’ taksimiyle lime lime edilmesine göz yummayacağız” dedi.

Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının ana yürütücülüğünde düzenlenen TEKNOFEST, Adana Havalimanı’nda devam ediyor. Bugün TEKNOFEST alanını ziyaret eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaptığı konuşmada TEKNOFEST’in öneminden bahsederek, “Buradan tüm Adana’yı, Çukurova’yı yürekten selamlıyorum. Adana’nın, Çukurova’nın çalışkan ve vizyoner gençlerini saygıyla selamlıyorum. Her birinize sevginiz, aşkınız ve dayanışmanız için teşekkür ediyorum. Bugün bir kez daha Adana’dayız. 10 Ağustos’ta Adana’ya gelmiş ve muhteşem bir projenin açılışını yapmıştık. Adana ile birlikte Mersin’in de gurur kaynağı olan Çukurova Uluslararası Havalimanı’nı tüm bölgemizin hizmetine sunmuştuk. Şimdi de Şakirpaşa Havalimanı’ndayız ve Adana’nın misafiriyiz. Bugün Adana bir başka güzel. Gözlerinin ışıltısında aydınlık yarınlarımızın müjdesi olan siz gençlerimizle Adana ve Şakirpaşa bugün çok farklı. Bugün burada sadece milli teknoloji hamlemizin göz kamaştıran eserleri yok, burada genç yüreklerimiz ve parlak zihinlerimiz var. Bugün burada geleceğin Aziz Sancarları, Hezarfenleri var. Burada aşkın, ilimin ve barışın diliyle konuşan ufku açık yüzbinlerce gencimiz var” ifadelerini kullandı.

“Şakirpaşa ile ilgili iddialar boşa çıktı”

Şakirpaşa Havalimanı ile ilgili algıların boşa çıktığına dikkat çeken Erdoğan, “Biz Çukurova Uluslararası Havalimanı’nı açtığımızda birileri Şakirpaşa Havalimanı ile ilgili yoğun bir algı çalışması yürüttüler. Akla, vicdana ve siyasi ahlaka sığmayan bir sürü iddiayı gündeme taşıdılar. İddialarının hiçbir geçerliliğinin olmadığı bir kez daha ortaya çıktı. Şakirpaşa Havalimanı kapanmadı, açık. Biz de bugün Şakirpaşa Havalimanı’na indik. Bugün burada TEKNOFEST fuarını gümbür gümbür dünyaya haykırıyoruz. Algı operasyonlarından etkilenip, ‘Şakirpaşa ne olacak’ diye etkilenen Adanalı gençlerimize sesleniyorum. Siz asla endişe etmeyin. Şakirpaşa eskisinden daha büyük ve hayati görevler icra edecek. TEKNOFEST sadece bir başlangıç. Burayı tarihine, misyonuna ve görevine uygun bir şekilde kullanmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

“Çukurova’nın çok ayrı bir yeri var”

Adana’nın çok önemli bir şehir olduğuna vurgu yapan Erdoğan, “Katıldıkları yarışmalarda ödül alan tüm gençlerimizi yürekten kutluyorum. İsmini yaşattığımız eski Adana valilerinden, Adana nehirlerini ıslahı ve tarıma verdiği destekle bilinen Şakirpaşayı da minnetle anıyorum. Bizim gönlümüzde buraların, Çukurova’nın çok ayrı bir yeri var. İlk fetihlerden Kuvayi Milliye’ye kadar her zaman ülkesine sahip çıkan Adana’nın farklı bir yeri var” ifadelerini kullandı.

“Açılan yollarda sarsılmadan yürüdük”

22 yılda Türkiye’nin birçok alanda çok önemli bir yere geldiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Geleceği inşa etmek yarınları hayal etmekle başlar. Biruni, Ulubey, Cabir Bin Hayyam ve nice büyüğümüz fikir ve yürek teri döktü. Vecihi Hürkuş ve Erbakan hocamız hayallerini gerçekleştirmek adına nice bedeller ödedi. Pek çok badireyle karşılaştılar ama onlar inandıkları yolda yürümekten asla vazgeçmediler. Bugün hepimizi gururlandıran TEKNOFEST’e ulaşmak, buradaki ileri teknoloji ürünlerini yapmak asla kolay değildi. Son 22 yılda elde ettiğimiz hiçbir kazanım bize altın tepside sunulmadı. Engellerle karşılaştık, içeriden ve dışarıdan ihanetlere uğradık. Çifte standartların her türünü gördük ama neyi başardıysak bileğimizin gücüyle başardık. Yüreğimizi, gerektiğinde canımızı ortaya koyarak başardık. Dün bize parasıyla savunma sanayisi ürünü vermeyen ülkelere artık ihracat yapar hale geldik. Bizden öncekiler zor zamanlarda verdikleri asil mücadeleyle bir yol açmışlardı. Biz de onların açtığı yollarda sarsılmadan yürüdük.”

“Sabır acıdır, zordur, çetindir ama meyvesi daima tatlıdır”

Özdemir Bayraktar’ın Türkiye savunma sanayi sistemlerinin üretiminde çok önemli bir yerde olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “O mücadele adamlarından büyük ve güçlü Türkiye için canını dişine takanlardan birisi Özdemir Bayraktar’dı. Özdemir Bayraktar insansız hava araçlarında çığır açan bir isimdi. Milli teknoloji hamlesinin mihmandarlarındandı. Baykar’ın hayata geçirdiği pek çok projenin fikir babasıydı. Kararlı ve güçlüydü. Yılmadı ve yıldırmadan yoluna devam etti. Durumdan vazife çıkaran idealist bir insandı. Bugün İHA ve SİHA’larımız Türk savunma sanayisini gururla 50’den fazla ülkede temsil ediyorsa Özdemir ağabeyin katkısı vardır. İnşallah sizler bu mücadeleyi daha ileri taşıyacaksınız. Bizim eksiklerimizi telafi edecek olanlar sizlersiniz. Gençler, sizler Türkiye’nin umudusunuz. Türkiye’nin istikbali ve aydınlık yarınlarısınız. Türkiye Cumhurbaşkanı olarak sizlerden isteğim hayallerinizin peşinden gitmeyi asla bırakmamanızdır. Hedeflerinize doğru yürümekten asla vazgeçmeyin. Yapamazsınız, başaramazsınız diyen zihni köleleştirilmiş felaket telallarına kulak asmayın. Sabır acıdır, zordur, çetindir ama meyvesi daima tatlıdır” dedi.

“Sizinle hayalleriniz arasına girebilecek birçok engeli kaldırdık”

Türkiye’nin 22 yılda birçok gelişmeye imza attığını ve güçlü bir altyapı oluşturduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnancın ve azmin elinden Allah’ın izniyle hiçbir şey kurtulamaz. Tüm bunları söylerken şu gerçeğin farkında olarak söylüyorum Türkiye artık eski Türkiye değil. Türkiye 22 yıl öncesinin Türkiye’si asla değil. Ekonomide, savunmada, eğitimde, teknoloji altyapısında 22 yıl öncesiyle kıyas dahi edilemeyecek bir Türkiye’de yaşıyoruz ve yaşıyorsunuz. Son 22 yılda sizinle hayalleriniz arasına girebilecek bir çok engeli kaldırdık. Milli gelirde tarihimizde ilk kez 1,1 trilyon dolar sınırını aştık. Nereden nereye. Savunma sanayiinde yerli ve milli üretimin payını yüzde 80’lere çıkarttık. İnsansız hava araçlarında dünyanın ilk 3 ülkesi arasındayız. AR-GE merkezi sayımızı sıfırdan bin 328’e çıkarttık. 22 yıl önce sadece 2 teknopark vardı, bugün 104 teknoparkımız var. Tasarım merkezimiz yokken bugün 332 tane tasarım merkezine sahibiz. Buralarda 13 bin 101’i tamamlandı, 200 binin üzerinde proje devam ediyor. Güçlü bir altyapıyı son 22 yıl içerisinde ülkemize kazandırdık” diye konuştu.

“Yeni bir rekora imza atacağız”

TEKNOFEST’in her sene katılımcı rekoru kırdığını ve bu sene de rekor kıracağına inandığını anlatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra şunları söyledi:

“Merkezinde siz gençlerimizin olduğu 21. yüzyıl Türkiye’sini ilimle, teknolojiyle inşa etmenin gayreti içerisindeyiz. Yeni, büyük ve güçlü Türkiye’yi yansıtan en önemli tablo TEKNOFEST’tir. Ziyaretçi rekorları kıran TEKNOFEST, yarışmalarıyla teknoloji ekosistemine ışık tutuyor. Dışa bağımlılığın, montajcılığın, başkalarına dışa bağımlı yaşamanın ülkemizin kaderi olmadığını bizlere gösteriyor. TEKNOFEST bir gençlik destanıdır. TEKNOFEST bir teknoloji devrimidir. 2018’den bu yana TEKNOFEST’in dalga dalga büyüdüğüne şahitlik ediyoruz. 20 bin yarışmacıyla başlamıştık ama geçen sene İstanbul, Ankara ve İzmir’de 333 binden fazla takım, 1 milyondan fazla yarışmacı ve 4,5 milyon ziyaretçiye ulaştık. Adana’da ise 790 binden fazla takım 1 milyon 650 binden fazla yarışmacı başvurdu. Ziyaretçi bakımından yeni bir rekora imza atacağımıza inanıyorum. Akdeniz bölgesinde ki tüm gençlerimizi Şakirpaşa’ya davet ediyorum.”

“İsrail hükümeti süreci dinamitleyecek provokasyona imza atıyor”

İsrail’in saldırılarına değinen Erdoğan, bölgede ateşin her geçen gün arttığına vurgu yaparak, “İsrail, Hamas bahanesiyle önce Gazze’yi işgal etti; şimdi de Hizbullah bahanesiyle Lübnan’da kan döküyor. Filistin’in seçilmiş son başbakanı İsmail Haniye’yi Tahran’da şehit ettikten sonra geçtiğimiz günlerde de Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ı katlettiler. İsrail saldırılarında can veren Filistinli ve Lübnanlı kardeşlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Bölgede ateşkese, barışa, huzura her yaklaşıldığında, İsrail hükümeti bu süreci dinamitleyecek bir provokasyona imza atıyor. Ateşi tüm bölgeye yaymak, coğrafyamızı kana ve gözyaşına boğmak için her yola başvuruyorlar. Uluslararası hukuk tamamen rafa kaldırılmış durumda” dedi.

“Plandaki hedefin neresi olduğunu görmek için kahin olmaya gerek yok”

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nın Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne yönelik sözlerine tepki gösteren Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

“Utanmadan, sıkılmadan Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres’e özellikle kalkıyor ‘BM’ye gelemez’ diye meydan okuyor. Şu hale bak. Şimdi 196 tane dünyadaki ülke herhalde BM Genel Sekreteri’ne sahip çıkacaktır. Sen kim oluyorsun da BM Genel Sekreteri’ne yönelik BM’ye gelemeyeceğine dair ferman gönderiyorsun. Kundaktaki bebekleri dahi öldürmekten zevk alan bir cinnet haliyle karşı karşıyayız. Tüm bu gerçeklere rağmen ne yazık ki batılı güçler, bu katliam şebekesine silah, mühimmat, istihbarat ve diplomatik destek vermeyi sürdürüyor. Gazze’ye ve Lübnan’a yağan binlerce tonluk bombaların nereden geldiği, nerede üretildiği, kimler tarafından tedarik edildiği bellidir. Kimse kusura bakmasın, ama dökülen her damla kana, bombaları atanlar kadar o bombaları temin edenler de aynı derecede ortaktır. Burada şunu çok açık ifade etmek durumundayım. Bölgemizde, sadece Gazze, Batı Şeria ve Lübnan’la sınırlı kalmayacak, sinsi bir plan uygulamaya konulmuştur. Bu planın nihai hedefinin neresi olduğunu görmek ve anlamak için kahin olmaya gerek yoktur.”

“Türkiye’ye meydan okuma yarışına giriyorlar”

Türkiye’ye karşı meydan okuma yarışına girildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tarih bilen, dinler tarihi bilen, siyaset ve diplomasi bilen herkes, meselenin Kudüs’le, Mescid-i Aksa ile vaat edilmiş topraklar hezeyanıyla bağlantısını zaten kolayca idrak edecektir. Vadedilmiş toprakların ne olduğunu gayet iyi biliriz. 30 kilometre mesafede adeta Türkiye’ye meydan okuma yarışına giriyorlar. Biz bunları gayet iyi biliriz. Mevcut İsrail yönetimi yaptığı her açıklamayla, paylaştığı her haritayla asıl niyetlerini ortaya koyuyor. Biz de sahadaki gelişmeleri bu zaviyeden anbean takip ediyoruz” dedi.

“İnsanlık cephesini güçlendiriyoruz”

Türkiye’nin teknoloji hamlesinin her geçen gün güçlendiğine dikkat çeken Erdoğan, “Komşularımızla ve bölgedeki tüm kardeş ülkelerle işbirliğimizi yine bu anlayışla ileriye taşıyoruz. Zalimler karşısında “insanlık cephesini” güçlendirmenin gayretindeyiz. Savunma sanayii alanında dışa bağımlılığımızı en aza indirmeye çalışıyor, yerli ve milli üretimi çok güçlü biçimde destekliyoruz. Devlet destekli siber saldırılara ve dijital terör eylemlerine karşı mukavemetimizi sürekli güçlendiriyoruz” diye konuştu.

“Sulhun ve sükunun tarafındayız”

Teknoloji için ‘Sadece refah değil, egemenlik anlamına geliyor’ diyen Erdoğan, daha sonra şunları söyledi:

“Teknolojiyi sadece kullanan değil, tasarlayan, üreten ve ihraç eden ülke hedefimiz doğrultusunda emin adımlarla ilerliyoruz. Tanktan, denizaltıya kadar çok geniş bir alanda son derece güçlüyüz. İnşallah çok daha iyi yerlerde olacağız. TB2’ler, Akıncı ile sürdürdüğümüz ivmeyi Kızılelma ile farlı bir seviyeye taşıyacağız. Şu hakikati lütfen aklınızdan çıkartmayın. Bizde savunma sanayi alanı başta olmak üzere dışa bağımlılığı çok iyi bilen bir ülkeyiz. Bize takılan çelmeleri, müttefiklerimizin uyguladığı gizli açık ambargoları unutmadık. Teknolojinin sadece kalkınma ve refah değil, bağımsızlık, güvenlik ve egemenlik manasına geldiğini defalarca tecrübe ettik. Biz her zaman sulhun ve sükunun tarafındayız. Tüm bunları savaş heveslisi olduğumuz için vatanımızı ve vatandaşlarımızı layıkıyla korumak için yapıyoruz.”

“Bu vatanın toprağı daima güçlü olacaktır”

İsrail’in planlarına karşı güçlü bir duruş sergileyeceklerini söyleyen Erdoğan, “Bölgemizin içerisinde bulunduğu cinnet hali karşısında yine mazlumların yanında ve adaletin safında yer alacağız. Coğrafyamızın yeni bir ‘Sykes-Picot’ taksimiyle lime lime edilmesine göz yummayacağız. Bu hedefleri yakalamada en büyük güç kaynağımız siz gençler olacaksınız. Yerli ve milli olsun diyerek çırpınan yürekler sizler var oldukça bu vatanın toprağı daima güçlü olacaktır. Sizlerin nefesi her daim duyulacak. Sizlerle yol yürümekten, yoldaşlık etmekten gurur duyuyorum” dedi. Konuşmanın ardından Erdoğan, TEKNOFEST’te yapılan yarışmalarda dereceye giren gençlere ödüllerini verdi.

Umutcan İşledici - Elif Ayşenur İşledici - Süleyman Cenk İdaye - Serkan Çetinkaya

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Manisa Başkan Durbay’dan o iddialara karşı açıklama: "Bu alçaklığı asla affetmeyeceğim" Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, hastalığıyla ilgili son gelişmeleri paylaşarak, bugün bir internet sitesindeki köşe yazısında hakkında çıkan iddialara cevap verdi. Bir haber sitesinde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’le adı anılan Manisa Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay, hakkındaki iddialara cevap vererek, kolon kanseri olduğunu ve kendisine yönelik iftirayı atan haber siteleri ve kişilerle mahkemede hesaplaşacağını söyledi. Durbay, yaptığı açıklamada 4 Eylül tarihinde kolon kanseri olduğunu öğrendiğini ve hastalığı ile ilgili açıklamayı kardeşinin riskli bir hamilelik dönemi geçirmesinden dolayı ertelediğini ifade etti. Kemoterapi tedavisine dün başladığını ve aynı gün hakkında yapılan alçakça iftiralar ile karşılaştığını kaydeden Başkan Durbay, hastalığının son durumu ve hakkındaki iftiralarla ilgili kamuoyuna şu açıklamada bulundu: "2 Ağustos günü, 2008 yılından beri yaşadığım bir bağırsak rahatsızlığı nedeniyle İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde Doçent Doktor Tayfun Bişkin tarafından yapılan bir bağırsak operasyonu geçirdim. Operasyondan sonra yaşadığım sıkıntılardan kurtuldum, görevimin başına eskisinden daha iyi bir şekilde döndüm. Fakat geçtiğimiz ay, 4 Eylül günü, gelen patoloji raporunda kolon kanseri olduğumu öğrendim. Gerek ameliyatım gerek ameliyat sonrası sağlık durumumun iyi olması nedeniyle sonuç ne benim ne de doktorlarımın beklediği bir şey değildi. Zira yukarıda da belirttiğim gibi doktorumun da oluruyla son derece sağlıklı bir şekilde hiç bir şikayetim olmadan görevime başlamıştım. Teşhis sonrası tüm uzman kadrolarla hem görevimi en güçlü şekilde devam ettirmek hem de en iyi tedaviyi alabilmek adına değerlendirmelerde bulunduk. Tüm süreci şeffaf bir şekilde sizlerle paylaşmak istiyordum fakat kız kardeşim riskli bir hamilelik geçirdiği ve erken doğum riski olması nedeniyle açıklama yapmayı onun ve doğacak olan yeğenimin sağlığını etkilememesi adına erteledim. Bana alçakça iftiralar atanlar yüzünden dün İzmir Medicana Hastanesinde ilk kemoterapimi alırken, ailem bu haberler nedeniyle apar topar İstanbul’a kardeşimin yanına gidip durumu açıklamak zorunda kaldı. Kendi hastalığımı karnı burnunda bebek bekleyen kardeşime kendim açıklayamadım. Kendisiyle konuşamadım. Bunun acısını asla unutmayacağım, asla affetmeyeceğim!" "Hakkımda bu adice iftiraları atanlar, mahkum olacaklardır" Ameliyat olduğu günden bugüne kendisine yönelik pek çok iftira ve yalana maruz kaldığını dile getiren Durbay, açıklamasına şöyle devam etti: "Ameliyat olduğum günden bu yana, organize olmuş hazımsız bir grup tarafından, planlı bir şekilde pek çok iftiraya ve yalana maruz kaldım. Geçtiğimiz gün ise bir alçak tarafından son derece çirkin, ipe sapa gelmez, baştan sona yalanlarla dolu bir yazı dolaşıma sokularak ben, ailem ve Sayın Genel Başkanım hedef gösterildi, iftiraya uğradı. Şunu açıkça ifade etmek isterim ki dünden beri 100’den fazla kişi ve kurum tarafımca mahkemeye verildi. Bu alçaklardan hukuk önünde hesap sorup, hepsini tek tek mahkum ettireceğim. Mahkemeye verildiğini öğrenen bazıları derhal yazılarını kaldırdı ve benimle iletişim kurmaya çalışıp özür mesajları gönderdiler. Bu saatten sonra hiç bir özrün benim ve ailem nezdinde kıymeti yoktur. Hakkımda bu adice iftiraları atanlar, mahkum olacaklardır. Ne acıdır ki biz kadınlar, bu toplumda sadece fiziki şiddet, taciz ve cinayetle karşı karşıya kalmıyor. Böylesi vicdansız erkek egemen siyasi hesaplaşmalarla da hedef alınıyoruz. Herkes bilsin, herkes duysun ki, bu kirli ve hastalıklı zihniyet yenilmeye mahkumdur. Dün itibari ile, tedavim 2 haftada 1 kez olacak şekilde başlamış durumda. Bir yandan bu hastalık illetiyle mücadele edip tekrar sağlığıma kavuşacak, bir yandan da bu ne idüğü belirsizlerden bu yaptıklarının hesabını soracağım. Siyasi hırsları için böylesine seviyesiz ve aşağılık yalanları yayanlara ve bundan medet umanlara meydanı boş bırakmayacağım. Partimi ve beni böyle çirkin iftiralarla karalamak isteyenler günün sonunda bunun hesabını yargı önünde ve daha da önemlisi milletin vicdanında çok ağır bir şekilde verecekler. Değerli hemşerilerim, dünden beri telefonuma, sosyal medyama, binlerce arama ve mesaj geldi. Bana ulaşamayanlar, arkadaşlarımı aradı. Hepsi sonsuz desteklerini iletti, yanımda olduklarını söyledi. 36 yıllık hayatımda hep doğru insanlarla tesadüf etmişim, kendimle gurur duydum. Bu çirkin iftiraya paye vermeyip, bana güç verdiniz, hastalığımı bilmeden bana büyük moral oldunuz . Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. En büyük teşekkürüm de, hastalığımı öğrendiği günden itibaren bana en büyük desteği veren, yıllardır beraber yol yürümekten onur ve gurur duyduğum değerli Genel Başkanım Sayın Özgür Özel ve kıymetli eşi Didem ablama. Desteklerinizi ömrümün sonuna kadar kalbimin üzerinde taşıyacağım. Değerli dostlarım, kıymetli hemşerilerim, sizlerin destekleriyle Manisa tarihinde bir ilki başardık, 36 yaşındayken Manisa’nın ilk kadın belediye başkanı olma gururunu yaşadım. Yine sizlerin destekleriyle bu illeti de atlatacağım. Şuan kendimi çok daha iyi ve güçlü hissediyorum, beyaz kağıda yazılı test sonuçlarının bana hastasın demesini umursamadan, Şehzadeler’e hizmet edecek, destekleriniz ve sevginiz sayesinde bu hastalığı yeneceğim. Birlikte iyileşecek, birlikte güçleneceğiz. Hepinizi çok seviyorum!”
Sivas Yüksek budama fiyatları köylüleri odunsuz bıraktı Sivas’ta 2017 yılından bu yana kesim yapılmayan orman kurumaya yüz tuttu. Dönemsel ağaç budamalarının hem orman hem de köylüler için önemli olduğunu ifade eden Gazi Köyü Muhtarı Murat Köse, kesim ücretlerinin perakende satış fiyatlarından daha pahalı olduğunu söyledi. Sivas’ın merkeze bağlı Gazi köyünde vatandaşlar kışlık yakacak bulmakta zorlanıyor. Kent merkezine 39 kilometre uzaklığında olan köyde yaşayan vatandaşlar, yakacak ihtiyacını geçmişte köyün çevresinde bulunan ormanlardan karşılarken şimdilerde bulmakta zorlanıyor. Ormanların daha gür büyümesi için her yıl budama yöntemiyle kesilmesi gereken alan, yaklaşık 7 yıldır kesilmiyor. Geçmişte kesilen alanların daha gür şekilde filizlendiğini ifade eden köy sakinleri, hem orman sağlığı için hem de köylülerin yakacak ihtiyacının karşılanması için yetkililerden yardım bekliyor. Kesim fiyatlarının çok yüksek tutulduğunu ifade eden köy muhtarı Murat Köse, “10 ster alsak 8-9 bin TL’ye tekabül ediyor. Tüccarlar bir ton odunu 6 ila 8 bin TL arası satıyor” dedi. “Şartlar çok ağır, odun ihtiyacımızı karşılayamıyoruz” Konuya ilişkin açıklama yapan muhtar Murat Köse, “Ormanlarımızın daha gür ve dinamik bir şekilde büyümesi için üretim yapmamız gerekiyor. Hem ormanın ihtiyacı var hem de köylümüzün yakacak ihtiyacını karşılamak için Orman Müdürlüğümüze müracaat ettik. Bunların maliyetlerinin ster hesabı olduğunu söylediler. Bir kişi 10 ster alsa 15 gün de çalışsa 23 bin TL gibi bir rakama tekabül ediyor. Köyümüzde bunu vermeyecek durumda olanlar var. Müdürlüğümüzle de bu konuyu konuştuk. Şartlar çok ağır olduğu için şu anda odun ihtiyacımızı karşılayamıyoruz. Herkes diğer köylerden bulmaya çalışıyor, onlar da mağdur durumda” diye konuştu. Tüccarda 6 bin 500 TL, ormanda 8 ila 9 bin TL 2017 yılında yapılan kesim sonrası ormanın gürleştiğini söyleyen Köse, “Bu ormanı kesmekteki maksadımız daha gür, dinamik ve sık şekilde filizlenmesi. Bunu biz söylediğimizde ’bazı prosedürler var, onların dışına çıkamayız’ diyorlar. Bizlere bu konuda yardımcı olmuyorlar. Bunu Orman Bakanlığımızın, müdürlüğümüzün duymasını istiyoruz. Bu şekilde çarşıdaki satış fiyatından daha pahalıya mal olacak. Allah göstermesin bir yangın olduğunda herkesten önce köylülerimiz müdahale ediyor. Bu konuda köylülere öncelik sağlanması ve kolaylık tanınması gerekirken her türlü zorlukla karşı karşıya kalıyoruz. Budama dediğimiz şekilde kesilmesi lazım ki daha temiz ve gür bir ormana sahip olalım. İhtiyaç olmasa bile ormanlarımızın bakıma ihtiyacı var. 10 ster alsak 8-9 bin TL’ye tekabül ediyor. Bunlar yarı fiyatına düşse köylümüz açısından daha da kolaylık olacak. En son 2017 yılında kesim yapıldı. Kesim yapılan yerler daha gür bir şekilde ayaklanmaya başladı. Keseceğimiz böğe kurumaya dönmüş. Orayı da kessek yeniden ayaklanacak. Daha güzel ve yeşil olacağına inanıyoruz” şekilde konuştu.