GENEL - 28 Şubat 2013 Perşembe 14:07

ADANA`DA DOLU FELAKETİ

A
A
A
ADANA`DA DOLU FELAKETİ

Adana`nın Kozan ile İmamoğlu ilçelerinde aniden bastıran sağanak ve dolu yağışı ekili alanlara zarar neden oldu.
Alınan bilgiye göre, İmamoğlu`nun bazı köyleri ile Kozan`ın Aslanlı, Hacıahmetli, Çukurören, Işıklı, Tufanlı ve Böğrüdelik köylerine sabah saatlerinde aniden bastıran sağanak yağış sonrası yaklaşık 10 dakika süren dolu yağışı ekili alanlar ile narenciye bahçelerinde etkili oldu.
Kuvvetli yağış nedeniyle buğday ekili alanlar ile narenciye ile marul, ıspanak ve lahana gibi ekili alanlarda kısmen zarar gördü.
Çiftçilikle uğraşan 65 yaşındaki Şükrü Öztürk ``Sabah saat 08.30 sıralarında önce yağmur şeklinde başladı. Yağmur daha sonra doluya çevirdi. İnsanlar hep birbirini aradı zarar var mı ? yok mu diye. Bahçe içerileri bembeyaz oldu aynı kar yağmış gibi oldu`` dedi.
Ekili ve dikili alanlar ile toplanmayan portakallara zarar verdiğini belirten Öztürk, ``Ben 65 yaşındayım kendimi bildim bileli bu mevsimde daha böyle bir dolu yağışını görmedim. Benden yaşca büyük olanlara sordum onlarda böyle bir dolu yağışının olmadığını söylediler. Son yüzyılda bu bölgede böyle bir dolu yağışı olmamıştır`` diye konuştu.
Marul üreticisi bir çiftçi ise "Ekili alanlarda büyük zararlar var. Bizim marulumuz var hepsi delik delik oldu. Ele alınacak bir ürünümüz kalmadı`` dedi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Yozgat’ta Yüksek Hızlı Tren şantiyesi işçileri iş bıraktı Yozgat’ın Yerköy ilçesinde Ankara-Yerköy-Kayseri hattındaki Yüksek Hızlı Tren şantiyesinde çalışan işçiler, maaşlarının eksik yatırıldığını belirterek iş bıraktı. Yerköy’de Yüksek Hızlı Tren şantiyesinde Doğuş İnşaat bünyesinde çalışan yaklaşık 2 bin 190 işçiden bin 500’e yakını, mağduriyet yaşadıklarını iddia ediyor. Firmanın personel alımı esnasında vadettiği şartlar ile şimdiki çalışma şartlarının birbirinden farklı olduğunu söyleyen işçiler, 12 Mart Çarşamba günü maaşlarındaki eksikliği fark edince iş bırakma kararı aldı. Bugün iş bırakan işçiler adına konuşan Davut Yorulmaz, "Yerköy-Kayseri Yüksek Hızlı Tren İstasyonu projesinde Doğuş firmasında çalışıyoruz. Bu firmada çalışan ne kadar işçi varsa tamamının maaşları eksik yattı. Bize saat ücretiyle çalıştığımızı söylüyorlar. Biz saat ücreti istemiyoruz. Biz net maaş istiyoruz. Bizi günlük 9 saat çalıştırıyorlar. ‘Pazar günleri gelmezsen bu maaşı da alamazsın’ diyorlar. Biz yağmur, kar, kış demeden çalıştık. Bu durumu kabul etmiyoruz" dedi. Mehmet Yurttaş, "Yılbaşından beri zam bekliyoruz. İlk ay zam vermediler ama ikinci ay geldi, bizim maaşımızdan kesinti yaptılar" ifadelerini kullandı. Ekskavatör operatörü olan Reyhani Kunduz ise, "Bizim burada haklarımız yeniliyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. İzinlerimiz kesiliyor, pazar günlerimiz kesiliyor. Çalışırsan parasını alırsın, çalışmazsan para yok diyorlar. Şu an burada bin 750 kişi civarındayız. Hepimiz eylemdeyiz" dedi. Yetkililerle görüşen CHP Yerköy İlçe Başkanı Hakan Uyar ise, görüşmenin ardından işçilerle bir araya geldi. Uyar, "Çetin Bey ile görüştüm. Size onun dediğini iletiyorum. Yetişirse bugün, en geç yarın bu mağduriyetten doğan alacaklarınızın hesaplarınıza yatırılacağını söyledi. Muhasebe birimindekilerin yanlış hesaplamasından kaynaklanan bir hatanın olduğunu ve 2 bin 190’a yakın personelden bin 500’ünün bu konuda mağduriyet yaşadığını söyledi. 1 Şubat’tan günümüze kadar olan yanlış hesaplamalardan doğan mağduriyetin giderileceğini söylediler. Biz bunun takipçisi olacağız. Alın teriyle geçinmeye çalışan vatandaşın yanında olmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Yüksek Hızlı Tren projesinin Kayseri ve Kırıkkale şantiyelerinde de işçilerin iş bıraktığı öğrenildi.
Elazığ Elazığ’da ’Anayasa Değişsin, Aile Korunsun’ kampanyası Elazığ’da ‘Anayasa Değişsin, Aile Korunsun’ başlığı altında stant kurularak imza kampanyası başlatıldı. Memur-Sen Temsilciği tarafından 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda kadim aile yapısının anayasal güvence altına alınması için imza kampanyası başlatıldı. İyi yetiştirilmiş bir neslin geleceğin teminatı olduğunu belirten Memur-Sen Elazığ Temsilcisi İbrahim Bahşi, "İyi yetişmiş bir neslin en önemli şartı, iyi aileye sahip olmaktır. Aile, toplumun temel direği ve değerlerin taşıyıcısıdır. Geleceğimizi inşa etmek için güçlü bir aile yapısına sahip olmamız gerekmektedir. Ailenin zayıfladığı bir ortamda ne kültürümüzü koruyabiliriz, ne millet olarak ayakta kalabiliriz ne de sağlam bir gelecekten bahsedebiliriz. Ne yazık ki aile yapımız bu günlerde küresel sapkın ideolojilerin büyük tehdidi altındadır. Aile yapımızı hedefleyen uluslararası lobiler, birtakım sapkın anormallikleri özgürlük olarak sunmakta, sosyal medya, moda, dizi ve film sektörleri üzerinden aileyi zayıflatan kültürel operasyonlar yürütmektedir. Bazı medya kuruluşları ve sivil toplum örgütleri de bu sapkınlıkları çıkarları doğrultusunda pazarlayarak lobilere destek olmaktadırlar. Bunların yanı sıra işsizlik, şiddet, bağımlılık gibi toplumsal sıkıntılar da ailemizi tehdit eden diğer unsurlardandır. Bazı televizyon kanallarının gündüz kuşaklarındaki programlara ise ayrı bir başlık açılması gerekir. Aile yapısını tehdit eden, genel ahlak yapısına kasteden bu programlar reyting uğruna insan onurunu ve haysiyetini hiçe saymaktadır. Yapılan yayınlarla en mahremi bile faş etmekten geri durmayan, aile yapısının yanında hukuk sistemine de zarar veren bu programlar, kendilerini kimi zaman polis, hakim ve savcı yerine koyarak pervasızlıkta sınır tanımamaktadır. RTÜK’ü bir an önce harekete geçerek bu tür programların tamamını yayından kaldırmasını talep ediyor, aile yılında bunun elzemliğini hepinizin takdirlerine sunuyoruz" dedi. Aileyi korumanın sadece bireysel bir mesele değil, toplumsal ve kültürel bir sorumluluk olduğunun da altını çizen Bahşi, "Aileyi savunmak, değerlerimizi yaşatmak ve nesillerimize aktarmak için zorunluluktur. Bu sebeple Anayasa’nın 41. maddesine, ’Aile, kadın ve erkekten oluşur. Aile ilişkisinin temeli evliliktir’ cümlesinin eklenerek anayasal güvence verilmesi talebimizdir. Aile kurumunun sapkın ideolojilere karşı korunmasını ve ailenin tanımının kadın, erkek ve çocuklardan oluşan bir yapı olarak kabul edilmesini istiyoruz. Ayrıca kadınlarımızın başörtüsü nedeniyle ayrımcılığa uğramaması için başörtüsü özgürlüğünün anayasal güvence altına alınmasını talep ediyoruz. Anayasa’nın 24. maddesinde gereken düzenlemenin yapılmasını istiyoruz. Ailemizi korumak ve başörtüsü özgürlüğünü güvence altına almak için Gazi Meclisimizi biran önce harekete geçmeye çağırıyoruz. Aileyi korumak ve başörtüsü özgürlüğünün güvence altına alınması için başlattığımız imza kampanyasıyla diyoruz ki anayasa değişsin, aile korunsun. Yarınlarımızın korunması ve güvence altına alınabilmesi için bugünden harekete geçmeye ve kampanyamıza tüm halkımızı destek olmaya çağırıyoruz. Genel merkezimizin öncülüğünde tüm illerde kurulan stantlarımız kıymetli halkımızın duyarlılığına matuftur. Biz de ilimizde 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda vatandaşlarımızı imzalarını atmaya ve kampanyayı desteklemeye davet ediyoruz’’ diye konuştu.