GENEL - 27 Nisan 2012 Cuma 16:54

SAОLIK TURİZMİ SEKTÖRÜNDE `KALİTE` VURGUSU

A
A
A
SAОLIK TURİZMİ SEKTÖRÜNDE `KALİTE` VURGUSU

Adana Sağlık Turizmi Derneği (ASTD) Koordinatörü Can Güzey, Türkiye`de sağlık turizmi alanında fiyata dayalı rekabet değil, kaliteye dayalı rekabetin tercih edilmesi gerektiği çağrısında bulundu.
`Adana Sağlık Turizmi Kümesi Yol Haritası` çalışmaları, kapsamında 4 Ocak`ta OSTİM tecrübelerinin paylaşılmasıyla başlatılan toplantılar serisi devam ediyor. `Kümelenme` konusunda farkındalık oluşturulması amaçlanan toplantıların ikinci ayağında Adana Ticaret Odası (ATO) Meclis Toplantı Salonu`nda gerçekleştirilen; `Sağlık Turizminde Kümelenme Çalışmaları` adlı panele yoğun ilgi gösterildi. Burada konuşan Can Güzey, turizm sektörünün Türkiye açısından `parlayan bir yıldız` olduğunu ifade ederek,
Türkiye`ye gelen turist sayısında hızlı bir artış yaşandığına dikkat çekti.
"FİYATA DEОİL, KALİTEYE DAYALI REKABET TERCİH EDİLMELİ"
Güzey, "Turizm gelirlerinden elde edilen ciro, hızla artan turist sayısıyla paralellik arz etmiyor. Bunun temel nedeni; uluslararası arenada aynı orijinde hizmet veren turizm sektör temsilcilerinin, kaliteli hizmet sunumunu arka planda tutarak, fiyata dayalı rekabeti hedef olarak tercih etmesidir. Sağlık turizmi sektörü, hizmet sunum ve pazarlama yasal ve bilimsel dayanakları Türkiye`de henüz oluşturulmadı. Bu dayanaklar, turizm sektöründe yapılan hatalardan ders almış bir Türkiye`nin; öncelik, kural ve
dayanaklarını da oluşturmalı. Bu dayanakların başında sağlık turizmi sektörü, fiyata dayalı rekabeti değil, kaliteye dayalı rekabeti öncelik olarak tercih etmeli" dedi.
"SEKTÖRDE KALİTEDEN ÖDÜN VERİLMEDEN HİZMET SUNULMALI"
Türkiye`de mevcut sağlık turizm sektöründe kaliteden ödün verilmeden hizmet sunulmasının yanında pazarlama faaliyetleri ile kalite üstünlüğü ve avantajlı fiyatlar üzerinden uluslararası rekabete yön verilmesi çağrısında bulunan Güzey, bu tercihin Türkiye`nin sağlık turizmi sektöründeki imajı ve kararlılığında kendilerine önemli avantajlar sağlayacağına inandığını dile getirdi. Güzey, söz konusu alanda hizmet sunacak tüm paydaş sektörler ile birlikte Sağlık Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı`nın
ortaya koyacağı ortak çalışmalarla önümüzdeki dönemlerde sağlık kuruluşları, seyahat acenteleri, aracı kurumlar, konaklama tesisleri ve diğer tüm paydaşlar için geliştirilmeye çalışılan akreditasyon kurallarına uyumunun, yasal bir zorunluluk olmasının planlandığını anlattı.
"YÜRÜRLÜОE GİREN YENİ TEBLİО SEKTÖRE GÜÇLÜ BİR İVME KAZANDIRDI"
Ekonomi Bakanlığı tarafından geliştirilen ve geçtiğimiz yıl içinde yürürlüğe giren; `Sağlık Kuruluşlarının Yurtdışı Tanıtım ve Faaliyetlerinin Desteklenmesine İlişkin Tebliğ`e dikkat çeken Can Güzey, söz konusu tebliğ ile birlikte sektöre güçlü bir ivme kazandırdığını dile getirdi. Güzey, "Bakanlık, ihracat kalemleri içerisinde yer alan sağlık, eğitim, yazılım ve film sektörlerinin yurtdışında pazarlanmasının ülkemiz için güçlü bir avantaj sağlayacağının farkındalığıyla yeniden kaleme aldığı; `Döviz
Kazandırıcı Hizmetlerin Yurtdışı Tanıtım ve Yatırımlarının Desteklenmesine İlişkin Tebliğ` ile önümüzdeki günlerde adından sıkça söz ettirecektir" diye konuştu.
"25 MİLYON TL`LİK DESTEK PAKETİ BÜYÜK BİR MÜJDE"
Tüm bu gelişmelerin yanında Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün tarafından açıklanan ve Türkiye`nin rekabet gücünün arttırılması amacıyla; belirli bir sürdürülebilirlik ve rekabetçilik potansiyeline sahip, kümelenmiş grupların yapacağı çalışmalara 2012 yılında 6 milyon TL ve diğer yıllarda kullanılmak üzere 25 milyon TL ile destekleme kararı aldığını hatırlatan Güzey, bunun da tüm kümelenme çalışmalarını başarılı bir şekilde gerçekleştirmiş ve sürdüren küme grupları ve Türkiye için büyük bir
`müjde` olduğu görüşünü savundu. Güzel, konuşmasını da şöyle sürdürdü; "Sağlık turizmi sektörünün 100 milyar dolarlık cirosunda bölgesel payımızı arttırmak ve potansiyel üretim, pazarlama ve hizmet sunumunun gerçekleştirilmesiyle uluslararası pazarda üstün olabilmemiz amacıyla `Adana Sağlık Turizmi Kümesi` de kalite öncelikli rekabette üstünlük sağlayan başarılı bir küme olacak."
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul "Yenidoğan Çetesi" davasında tutuksuz sanıklar savunma yapıyor İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 9’uncu gününde devam ediyor. Duruşmada Özel Güney hastanesinin sahibi tutuksuz sanık Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu savunmasında, “Ben hiçbir cihazı almamazlık etmem. Ben vicdanlı biriyim" dedi. İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı dava 9’uncu gününde devam ediyor. Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından adliyenin konferans salonunda görülen duruşmada Kaya bebeğin ölümünün ardından kamera kayıtlarının alınmasını engellemek adına görüntüleri sildirerek suç delillerini gizleyen ve yok eden, bebeğin öldüğü gece yenidoğan yoğun bakımda hiçbir tıbbi müdahale yetkisi bulunmayan hemşire yardımcısını bırakarak nöbetçi sorumlu hemşire ve nöbetçi doktor görevlendirmeyen ve Kaya bebeğin ölümüne sebep olarak ihmalen adam öldürme suçunu işleyen tutuksuz sanık Ayşe Müzeyyen Yurtoğlu savunma yaptı. Özel Güney hastanesinin sahibi Yurtoğlu, "Güney Hastanesi’nin Yönetim Kurulu Başkanıyım. Doğum oranlarımız arttı. Doktor ihtiyacımız oldu. Doktor arayışımız oldu. Danışmanlık ücretlerine baktık. Anlaşamadık. Bir arkadaşımın önerisiyle Fırat Bey’i aradım. Kendisi hastaneye geldi. Konuştuk, birçok hastaneye danışmanlık hizmeti verdiklerini söyledi. Kabul ettik ve süreç başladı. Bir süre hemşire geldi, doktor geldi, geceleri sıkıntı olunca kendileri geldi. Sıkıntılar olunca bana ulaşıldı, ’danışmanlık şirketinde sıkıntılar var, uyardık bir de siz konuşun’ dedi. Ben de Fırat Bey’i görüşmek için çağırdım. Fırat Bey ile konuşmaya başladık ama başhekimi tehdit etmeye, hakaret etmeye başladı. Başhekimimiz bağırdı, ’bir türlü ilacı izah edemiyorsun’ diye. O da ’böyle bir şeyi kabul etmiyorum’ dedi. Ben de ’tamam artık sizinle çalışmıyoruz’ dedim. Fırat Bey daha önce, ’merak etmeyin tanıdıklarım çok. Büyükçekmece’de savcı tanıdığım var’ demişti. Olağanüstü denetimde de savcı Büyükçekmece’den gelince şikayeti onun yaptığını düşündüm. Akşam kendisini aradım, ’şikayeti sen yaptın değil mi?, Savcı tanıdığın var denetimi sen yaptırdın değil mi?’ diye sordum” dedi. Yurtoğlu savunmasının devamında, "Ödemeler için Fırat Sarı hastaneye fatura kesiyordu. Ödemeyi Medisense şirketine yapıyorduk. Faturalarda çok para olmuyordu, 30-40 bin TL gibi rakamlardı. Fırat Sarı ile anlaşmayı bitirmemizin asıl nedeni ilaçlardı. SGK’nın ödemediği ilaçlardı. Medisense şirketinden gelen tüm çalışanların tazminatlarını ödeyerek işten çıkardım. Ben kötü bir şey yaptığımı düşünmüyorum” dedi. Fırat Sarı’ya öfkelenerek "Yoğun bakımı depoya çevirmişler" cümlesi sorulan sanık, "Onu sinirden söyledim. Refah bir yoğun bakımdı. Ben hiçbir cihazı almamazlık etmem. Ben vicdanlı biriyim" dedi. Duruşma tutuksuz sanıkların savunması ile yarın devam edecek.
İzmir CHP Genel Başkanı Özel: “Meryem Ana Evi Otoparkı mücadelesinin arkasındayız” İzmir Selçuk’ta Meryem Ana Tabiat Parkı ziyaretçi otoparkına gelerek nöbete destek veren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Kararı siz vereceksiniz. Mücadeleyi de biz vereceğiz. İşçilerimizin arkasındayız. Meryem Ana mücadelesinin arkasındayız” dedi. Selçuk Belediyesi tarafından işletilen Meryem Ana Tabiat Parkı ziyaretçi otoparkının sözleşme süresinin dolması üzerine, Tarım ve Orman Bakanlığının gönderdiği tahliye tebligatı nedeniyle başlayan eylemler sürüyor. Bölgeden vatandaşların uzaklaştırılması üzerine Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in tek başına nöbet tuttuğu alan, bugün CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i ağırladı. Meryem Ana Evi otoparkı için mücadelenin bir süredir devam ettiğini belirten CHP Lideri Özel, “CHP’li belediyelerin neredeyse tamamı, yaptıkları hizmetle milletin gönlüne girmişler ve seçildiği yerden çok ilerideler. Bunun alt kırılımları var. Biz de soruyoruz. Bu memnuniyet varsa neden? Memnuniyetsizlik varsa o da neden? Kim memnun, kim değil? Cumhuriyet Halk Partisi’nin belediyelerinin yaptığı işlerden en çok çocuğa, kadına ve yoksulluğa dokunan, kent lokantaları gibi, aş evleri gibi ya da verilen sosyal yardım kartlarıyla yapılan doğru işler bu ekonomik krizde vatandaşın gönlüne dokunmuştur" dedi. “Türkiye’de her mahalleye kreş açalım deseler, bizle rekabet ederler” CHP’li belediyeler tarafından verilen doğal gaz destekleri, günlük dağıtılan sütler, aylık dağıtılan etler, tarlada kalmış narenciyelerin insanların yüzünü güldürdüğünü söyleyen Özgür Özel, şunları kaydetti: “Bu pazar seçim olsa kimi seçersiniz? sorusuna Cumhuriyet Halk Partisi yanıtı yine birinci, her ay birinci. ‘CHP ne yapıyorsa, daha iyisini yapmalıyız diyeceklerine’ örneğin Tayyip Bey, bu CHP 650 tane kreş açmış. Ekonomik krizde asgari ücretli kreş 20 bin lira. Kadın çalışsa kreşe gidiyor. O yüzden evde kalıyor. Ama CHP kimi yerde 500, kimi yerde bin 200, kimi şehirde 2 bin liralık kreşleriyle kadın çocuğunu kreşe vermiş. Çocuğun aldığı eğitimden, yediği iyi yemekten de memnun. Kocasının maaşı kiraya gidiyorsa kadının maaşı geçim oluyor. Bütün Türkiye’de her mahalleye kreş açalım deseler bizle rekabet ederler. Bunu yapmak yerine ‘kreşleri kapatalım. CHP bu işi hangi kaynakla yapıyorsa kurutalım. Geçmişte AKP ve MHP’nin ödeme, vergiler, SGK’lar dahil. Bırakın faiz silmeyi, yapılandırmayı, taksitlendirmeyi, CHP’li belediyelerin gırtlağına çekelim. Haciz yapalım. İller Bankası parasına el koyalım. Maaş ödeyemesinler. CHP bundan birinci parti olamasın. CHP’li belediyelerin bu memnuniyeti ortadan kalksın’ diyorlar. Bunun için saldırıyorlar.” “AKP seçimleri alsaydı, biten protokol uzatılacaktı” 1970 yılından bu yana, Meryem Ana evine giden yolun ve oradaki otoparkın, Selçuk Belediyesi tarafından işletildiğini anlatan Özel, “Kültür Bakanlığı, AK Parti döneminde bir protokole bağlayıp AK Partili belediyenin görev süresiyle sınırlayıp, ‘kazanamazsak ellerinden alırız’ diye bir uyanıklığa yeltendiler. Eğer belediyeyi bu seçimlerde AK Parti alsaydı, biten protokol uzatılacaktı. Almayınca biten protokolü uzatmayarak buradaki otoparka el koydular. Bu otopark 54 yıldır işletildiği için önemli de gelir getiriyor” açıklamalarında bulundu. “Bırakın hizmet edelim” Durumun kanunsuz ve hukuksuz bir el atma olduğunu belirten Özel, “Yapılan iş otopark mafyalığıdır. Bunu mafyalar yapıyor. İşletilen ve para getiren bir yeri görürler. Adama musallat olurlar. ‘Buraya biz çökeceğiz. Burayı biz alacağız’ derler. Biz parayı hayırlı işlere harcıyoruz. Kursaktan ekmek geçiyor. Yoksulun çocuğuna süt, yemek, et oluyor. Bu yapılan iş yanlıştır. Bu milletin evladı jandarmayı, bu şehrin seçilmiş Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in karşısına dikmek mafyalıktır. Kanunsuz emir vermeyin. Sonuna kadar mücadelenin arkasındayız. Bırakın hizmet edelim” cümlelerini aktardı. CHP Genel Başkanı Özel’e İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, ilçe belediye başkanları ve il başkanları eşlik etti.