TEKNOLOJİ - 24 Nisan 2025 Perşembe 11:31

Zonguldak’ta Yapay Zeka ve Veri Bilimi Kongresi başladı

A
A
A
Zonguldak’ta Yapay Zeka ve Veri Bilimi Kongresi başladı

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen "5. Uluslararası Yapay Zeka ve Veri Bilimi Kongresi", Sezai Karakoç Kültür Merkezi’nde başladı.


Kongre, Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Karaelmas Siber Güvenlik Uygulama ve Araştırma Merkezi ile İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Yapay Zeka ve Veri Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin iş birliğinde, Bilgi Güvenliği Derneği’nin desteğiyle gerçekleştiriliyor. Etkinlik, Türkiye’de ilk kez iki üniversitenin yapay zeka ve siber güvenlik merkezlerinin ortaklığıyla hayata geçirildi.


Etkinliğe Karadeniz Bölge Komutanı Deniz Albay Ahmet Öztürk, BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi ve YÖK Üyesi Prof. Dr. Derviş Karaboğa, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, akademisyenler, idari personel, öğrenciler ve davetliler katıldı.



"Veri, 21. yüzyılın petrolüdür"


Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından kongrenin açılış konuşmasını yapan BEUN Karaelmas Siber Güvenlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Semih Çakır, yapay zeka, veri bilimi, siber güvenlik ve kuantum bilişim gibi alanların hızla geliştiğini belirterek şunları söyledi:


"Bu kongrede hızla gelişen teknolojilerin merkezinde yer alan yapay zeka, veri bilimi, siber güvenlik ve kuantum bileşim gibi alanları derinlemesine ele almak üzere bir araya gelmiş olmaktayız. Veri 21. yüzyılın petrolü olarak anılmaktadır. Yapay zeka ile doğru analiz edilen veri sadece bugünü değil, geleceğe de öngörme gücü verir."



"İki merkez arasındaki bu iş birliği Türkiye’de bir ilk"


Kongre Başkanı ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Yapay Zeka ve Veri Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ayşegül Alaybeyoğlu, iki üniversitenin merkezleri arasındaki iş birliğinin önemine vurgu yaptı. Alaybeyoğlu, "Özellikle de son dönemlerde teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte tüm dünyada ve ülkemizde büyük önem kazanan yapay zeka ve siber güvenlik alanlarında araştırma yapan iki farklı üniversite merkezinin iş birliği içinde olmasının ülkemizde bir ilk olması yönüyle de büyük önem taşıdığı ve bu iş birliğinin önemli akademik ve sektörel çıktığının olacağı inancındayım."



"Yapay zeka artık bilgiyi projekte eden bir güç"


İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu ise yapay zekanın akademik bilginin kullanıma sunulmasında üstlendiği role dikkat çekerek şöyle konuştu:


"Bu tarz organizasyonların ürettiği bilginin kullanımını da sağlayacak olan şey aslında yapay zeka. Daha önce akademide şöyle bir şey vardı, biz yazıyoruz ama sonuçta kimse bunu kullanmıyor idi. Artık yazdığımızı bize yapay zeka getiriyor ve projeksiyon koyuyor oraya. Diğer taraftan Türkiye’nin özellikle bilişim ve iletişim sektöründe teknoloji alanında son dönemde attığı çok önemli adımlar ki burada savunma sanayi örnek olarak verebiliriz. Yapay zeka konusunda da başat aktör olabileceğini gösteriyor. Bu sermaye, beşeri sermaye ve teknolojik donanımın Türkiye’de olduğunu çok net biçimde söyleyebiliriz. Sorun şu yine parça parça çalışıyor ve bir türlü stratejik birleştirmeyi yapamıyoruz. Bu tarz organizasyonlar aslında bu birlikteliği sağlama ve sinerji oluşturma yönetimi ciddi katkı sağlayıcı özelliğe sahip. Şimdi elbette bu çabaların hepsinde insanların korkmasını belki biraz da anlamak lazım. Kendi iktidar alanını kaybediyor ki büyük veriyi işlemek ve yapay zekayı bu anlamda kullanmak gerçekten yeni iktidar alanlarını oluşturacak. Daha da bunun güçleneceğini göreceksiniz."



"Veri bir silahtır"


BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, yapay zeka ve veri biliminin sadece teknolojik bir alan olmadığını vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:


"Yapay zeka ve veri bilimi artık yalnızca bir teknoloji alanı değil insanlığın düşünme biçimini, karar mekanizmalarını, yaşam pratiklerini kökten değiştiren bir dijital çağın dönüşüm felsefesidir ve bizler bu dönüşümün tam da merkezindeyiz. Malumunuz bugünlerde en çok karşılaştığımız iki kavram yapay zeka ve veri bilimidir. Unutmamalıyız ki veri bir silahtır. Ancak erdemli bir aklın ellerinde ve bilimin ışığında milletine hizmet eder. Bu sebepledir ki bizim önceliğimiz ahlakla yoğrulmuş bir bilim ve insanlığa adanmış bir teknolojidir. Üniversitemiz işte tam da bu doğrultuda Karaelmas Siber Güvenlik Uygulama Araştırma Merkezimiz aracılığıyla sadece ulusal değil, uluslararası ölçekte güvenliğin, dijital farkındalığın ve bilişimsel etik anlayışının yaygınlaşmasına katkı sunmaktadır."



"Bilim topluma açılıyor"


YÖK Üyesi ve Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Derviş Karaboğa, üniversitelerin artık toplumla bilimsel bilgiyi doğrudan paylaşmaya başladığını söyledi. Kongrenin de önemine değinen Karaboğa, kurulacak Bilim Kafe ile ilgili şu detayları paylaştı:


"YÖK’te Bilim İletişim Ofisi kuruldu. Mayıs ayının tüm rektörlüklerimiz bu konuda bilgi sahibi. Mayıs ayının son haftasında YÖK’le birlikte tüm üniversiteler artık bilim kafe bakış tarzıyla artık üniversitenin kampüsün dışında bilimle ilgili gelişmeleri paylaşacaklar ortamlarda toplumun ilgi duyan kesimlere bilgi verecekler. Tarımsa tarım, yapay zeka, sağlık, o alanlarda bilgi paylaşımı yapma aşamasına geldik. Yani sadece bilim insanları arasında değil, artık toplumun diğer kesimleriyle de bilgi paylaşımı olacak. Bu ne getirecek? Elbette bir kere toplum açısından özgüven artırıcı, bilgilenici hatta bir de geri dönüşüm alındığında bilimsel gelişmelere de faydası olacağı düşüncesi tabii ki mümkün."


Kongreye Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı da destek veriyor. Kongre, açılış konuşmalarının ardından akademik sunumlarla devam ediyor.



Zonguldak’ta Yapay Zeka ve Veri Bilimi Kongresi başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Iğdır Olta yok, ağ yok: Karasu Çayı’nda çıplak elle yayın balığı avı Ağrı Dağı’nın doğu yamaçlarından doğup Aras Nehri’ne karışan Karasu Çayı’nda yaşanan ilginç bir olay, görenleri hayrete düşürdü. Bölgede "balık adam" olarak tanınan Suat Çetindere, hiçbir ekipman kullanmadan, balıkları çıplak eliyle yakalıyor. Iğdır’ın Aralık ilçesinde bulunan Aras Nehri ve Karasu Çayı, amatör balıkçıların en uğrak noktaları arasında yer alıyor. Balık tutmayı bir tutkuya dönüştüren yöre halkı, hafta sonlarını bu sularda geçirebilmek için sabırsızlıkla bekliyor. Özellikle Karasu Çayı’nda yaşayan ve halk arasında "Lakka" olarak adlandırılan yayın balığı, balıkçıların en çok peşine düştüğü türlerden biri. Ancak çayın yapısı nedeniyle olta ile balık tutmak neredeyse imkânsız. Bu durum karşısında Suat Çetindere, alışılmışın dışında bir yöntemle dikkat çekiyor. Nefesini tutarak suya dalan Çetindere, sazlıkların ve çalı diplerinin arasında saklanan balıkları eliyle yakalıyor. Onun bu sıra dışı avlanma yöntemi, kıyıda bekleyen arkadaşları tarafından hayret ve sevinçle izleniyor. Karasu Çayı’nda sergilediği bu cesur ve farklı balık avı, Suat Çetindere’yi bölgenin en dikkat çeken isimlerinden biri haline getiriyor. Suat Çetindere; " Ben bu balıkları hobi amaçlı, elimle suyun altında tutuyorum. Bende illegal yol ile balık tutma yoktur. Ben bu işe çocuk yaşta başladım. Bende bunu abimden öğrendim. Bunu geliştirdim. Herkes eli ile balık tutabilir ama ben suyun altına girerek bu balıkları tutuyorum. İnanmayan gelip görebilir" dedi.
Van Van Kedi Villası’nda bu yıl 120 yavru dünyaya geldi Her yıl yerli ve yabancı on binlerce ziyaretçiyi ağırlayan Van Kedi Villası’nda bu yıl toplam 120 yavru dünyaya geldi. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) bünyesinde faaliyet gösteren Van Kedisi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nce yürütülen çalışmalar kapsamında, Türkiye’nin milli ırkı olarak tescillenen Van kedilerinin neslinin korunması ve orijinalliğinin sürdürülmesi amacıyla kontrollü üretim çalışmaları titizlikle devam ediyor. Senkronize doğum yöntemiyle gerçekleştirilen doğumların büyük bölümünün, genetik özellikleri yüksek ve orijinale yakın yavrulardan oluştuğu belirtildi. Cana yakın tavırları, ipeksi beyaz tüyleri, biri mavi biri kehribar ya da her ikisi de mavi olabilen göz yapıları ve suya olan ilgileriyle bilinen Van kedileri, yalnızca Van’ın değil Türkiye’nin de önemli sembolleri arasında yer alıyor. Ünü yurt dışına da taşan Van kedileri, Van Kedi Villası’nı ziyaret eden turistlerin en fazla ilgi gösterdiği canlılar arasında bulunuyor. "Orijinalliğe çok yakın yavrular oldu" İHA muhabirine konuşan Van Kedisi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Abdullah Kaya, merkezdeki doğumların üç parti halinde gerçekleştirildiğini hatırlattı. Geçtiğimiz yıl yeni yavru doğumu açısından 100 hedefi koyduklarını ifade eden Prof. Dr. Kaya, "Bu yıl ise yaklaşık 120 yavru elde ettik. Bunların yaklaşık 99-100’ü orijinalliğe çok yakın yavrular oldu. Bu yıl satıştan ziyade yavruların büyük bir bölümünü merkezin kendi ihtiyaçları için ayırmak durumunda kaldık. Bu nedenle 2025 yılı, Van Kedisi Araştırma Merkezi açısından kendi kedi sayısının yenilenmesi bakımından oldukça verimli bir yıl olarak geçti" dedi. "Süreç, her isteyene kedi verme şeklinde ilerlemiyor" Ücretli sahiplendirme konusunda da çalışmalarının devam ettiğini ifade eden Kaya, "İhtiyaç fazlası yavruları, belirli kriterler çerçevesinde hayvanseverlere ve kedi beslemek isteyen ailelere sahiplendiriyoruz. Ancak bu süreç, her isteyene kedi verme şeklinde ilerlemiyor. Van kedisinin kıymetini bilecek, ona iyi bakabilecek ve kesinlikle sokağa terk etmeyecek aileler tercih ediliyor. Bu şartlar sağlandığında, elimizde ihtiyaç fazlası kedi varsa sahiplendirme yapıyoruz. Ancak 2025 yılında sahiplendirme oranı önceki yıllara göre biraz daha düşük kaldı" diye konuştu. "Temel önceliğimiz Van kedisinin orijinalliğini korumaktır" "Her eve bir Van kedisi" projesinin tüm Türkiye’yi kapsayan ve uzun vadeli bir hedef olduğunu söyleyen Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye genelinde milyonlarca haneyi düşündüğümüzde, bu slogan bir vizyonu ifade ediyor. Yılda yalnızca bir Van kedisi bile sahiplendirmiş olsak, bu hedef doğrultusunda ilerleme kaydetmiş oluruz. Bu hedef; bize araştırma, geliştirme ve ıslah konusunda şevk veren bir motivasyon kaynağıdır. Bu hedeften kesinlikle sapma söz konusu değildir. Ancak süreç yavaş ve kontrollü ilerlemek zorundadır. Çünkü temel önceliğimiz Van kedisinin orijinalliğini korumaktır. Hızlı gitmek gibi bir niyetimiz yok; önemli olan, bütünlüğü bozmadan ve genetik yapıyı koruyarak ilerlemektir."
Kayseri Avukatların ’IBAN’ oyunu Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin, bazı avukatların mahkemeden para cezası alan vatandaşlara bilerek IBAN’larını vermeyerek icra takibi başlattıklarını ve bu sistemle iki tane vekalet ücreti alarak haksız kazanç elde ettiklerini dile getirdi. Şahin, avukatların IBAN’larının dava dosyasına konulmasını talep ederek, "Bu olay basit bir olay değil" dedi. Kayseri’de yaşayan Yusuf Metin, bir trafik kazası sonrasında aleyhine sonuçlanan mahkeme ile mahrumiyet bedelini ödemek için karşı tarafında avukatına ulaştı. Parayı ödemek için aradığı avukatın kendisini oyalayarak IBAN’ını vermediğini kaydeden Metin, bir gün sonra adına açılan icra dosyasını görünce şok oldu. Bunun üzerine avukatı arayan Metin, yapılanın yanlış olduğunu kaydederek, vatandaşların da buna dikkat etmeleri gerektiğini kaydetti. Başından geçen olayı anlatan Yusuf Metin, "Yaşamış olduğum bir trafik kazası sonucu birkaç ay sonra, tarafıma araç mahrumiyet tazminat bedeli adı altında bir tazminat davası açıldı. Bu davada aleyhime 38 bin TL’lik hüküm oldu ve bunu ödemek için taraf avukatına ulaştım. Mesaj atarak bana bir IBAN göndermesini aleyhime hüküm olan bu 38 bin TL araç mahrumiyet bedeli tazminatını ödemek isteğimi bütün iyi niyetimle ilettim. Karşı tarafın avukatı bana bir IBAN göndermedi. Acele etmeyin, yarın bakarım, emin olalım, ona göre ödeme yaparsınız şeklinde yönlendirmelerde bulundu. Bu yaptığımız konuşmalar mesajlarda kayıtları mevcuttur. 11 karım 2025 tarihinde tarafıma İstanbul 4. İcra Dairesi tarafından ilamlı icra takibi başlatıldığını gördüm ve avukata ulaştım. Kendilerine bu olayın etik olmadığını, benden ekstra faiz ve masraf almak için beni oyalayıp ilamlı icra takibi yapmak suretiyle haksız bir kazanç elde ettiklerini kendilerine söyledim. Sonrasında yaptığım araştırmalarda sadece kendim değil bir çok insanın daha mağdur olduğunu gördüm" diye konuştu. "Bu olay basit bir olay değil" Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin de, birçok vatandaşın bu ve farklı yöntemler ile kötü niyetli avukatlar tarafından mağdur edildiğinin altını çizerek, "Bu olay o kadar basit bir olay değil. Gayet hesaplanmış bilgi sahibi olarak, kamu kurumlarını kullanan bir çeteyle karşı karşıyayız. Bu olayla sınırlı kalmamak üzere, birçok işlem ve hatta yaralanma vakalarında dahi araya çeşitli aracılar sokularak; hastane çalışanlarından yedek parça satıcılarına kadar uzanan bir ağ üzerinden komisyonlar ödenmek suretiyle dolandırıcılık yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumla alakalı bakanlığın şöyle bir düzenleme yapmasını bekliyoruz; IBAN hesabı mutlaka dava dosyasına konmalı. Kaybeden kişi avukata ulaşmadan ödeyebilmeli. Birçok kötü niyetli avukat vatandaşa IBAN’ını vermeyerek ve ertesi gün icra takibi yaparak iki tane vekâlet ücreti alıyor yani haksız bir kazanç elde ediyor. Bu duruma da maalesef kamu kurumları da alet edilmiş oluyor. Bir an önce sonlandırılması lazım ve bu durumun cezalandırılmasını bekliyorum" ifadelerini kullandı.