GÜNDEM - 04 Ocak 2025 Cumartesi 09:41

BEUN Akademisyenlerinden Dr. Öğr. Üyesi Özdemir’in Projesine TÜBİTAK’tan destek

A
A
A
BEUN Akademisyenlerinden Dr. Öğr. Üyesi Özdemir’in Projesine TÜBİTAK’tan destek

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim elemanı Dr. Öğr. Üyesi Serdar Deniz Özdemir’in yürütücülüğünü yaptığı “Madencilik ve Sanayileşme Bağlamında Halk Kültürü: Karadeniz Ereğli Örneği” başlıklı proje, TÜBİTAK tarafından desteklenmeye layık görüldü.


Projenin yürütücülüğünü BEUN İnsan ve Toplum Bilimleri Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Serdar Deniz Özdemir’in yaptığı ve Fırat Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Gülda Çetindağ Süme’nin araştırmacı olarak yer aldığı “Madencilik ve Sanayileşme Bağlamında Halk Kültürü: Karadeniz Ereğli Örneği” başlıklı proje, TÜBİTAK 3501 Kariyer Geliştirme Programı kapsamında desteklenmeye layık görüldü.


Proje ile taş kömürü madenciliği, sanayileşme, demir-çelik işçiliği gibi unsurların tesir ettiği Karadeniz Ereğli yöresine özgü çeşitli halk kültürü ürünlerinin ortaya çıkarılması amaçlanıyor. Projede aynı zamanda araştırma sahasında görüşme yapılacak kaynak kişilerden elde edilen sözlü kültürün kayıt altına alınarak, kültürel zenginlik ve çeşitliliğinin korunup gelecek kuşaklara aktarılması hedefleniyor. Proje yirmi birinci yüzyılın teknolojik imkânlarının, sosyal bilimler alanında kullanılmasını sağlayan bir uygulama biçimini ihtiva ederken bu bağlamda, çalışma boyunca saha araştırmalarından elde edilecek verilerin yaygın etkisinin ve bilinirliğinin artırılması için sosyal medya uygulamaları aracılığıyla internet ortamında kültürel aktarımın farkındalığının sağlanması ön görülüyor.


Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesinin TÜBİTAK 3501 kapsamında desteklenen projesi hakkında açıklamada bulunan BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, “Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüz akademisyenlerinden Dr. Öğr. Üyesi Serdar Deniz Özdemir’in yürütücülüğünde gerçekleşecek bu proje, yalnızca Karadeniz Ereğli’nin endüstriyel ve yerel kültürünü ortaya çıkararak bilim camiasına kazandırmakla kalmayacak, aynı zamanda bölgenin sözlü, yazılı ve maddi kültürlerinin korunmasına da fırsat sunacaktır. Akademik kadromuzun bu tür önemli projelere imza atması, üniversitemizin bilimsel ve kültürel anlamda daha da güçlenmesine değer katmaktadır. Projenin yürütücülüğünü yapan Dr. Öğr. Üyesi Özdemir Hocamızı ve ekibini tebrik ediyor, projenin Üniversitemize, şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Kenevir kabinlerinde melezleme yöntemiyle yeni kenevir çeşitleri elde etmeye çalışıyorlar Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) tarafından kurulan kenevir kabinlerinde, yerli kenevir çeşitlerinin lif oranını artırılması için yüksek lif oranına sahip yabancı çeşitler ile melezleme yapılarak yeni çeşitler elde edilmeye çalışıyor. OMÜ, ayrıca bu çalışma ile dünyadaki tüm kenevir genotiplerinin gen bankasını oluşturmayı amaçlıyor. OMÜ Kenevir Araştırmaları Enstitüsü yeni kenevir çeşitleri ortaya çıkarma, kenevirden katma değeri yüksek ürünler elde etmek, bütün kenevir genotiplerinin gen bankasını oluşturmak amacıyla yıllardır çalışmalar yürütüyor. Enstitüsünün hemen yanında kurulan serada kenevir yetiştirilerek akademik çalışmalar yürütülüyor. Sera içinde bulunan kenevir kabinlerinde yeni kenevir çeşitleri elde etmek için yoğun bir çalışma yaptıkları söyleyen Kenevir Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Selim Aytaç, "Bu kabinler kenevir genotiplerini melezleme kabinleridir. Kabinlerde çelik profille yapıldı ve etrafı polen geçirmeyecek örtülerle sarıldı. Biz burada melezleyeceğimiz genotipleri belli bir sıra halinde içine ekmekteyiz. Orada toz alışverişi istediğimiz anne ve baba arasında olur. Meydana gelen yavru istediğimiz genotip özelliklerle sağlanmış olur. Kabinler dışarıya polen veremezler. Dışarıdan da polen alamazlar. Kendi içerisinde bizim seçeceğimiz ebeveynler oluşacağı için ıslah çalışmalarında bu kabinleri kullanmaktayız. Buradaki 16 kabinde 16 farklı genotip melezlemesini burada yapabilmekteyiz. Yıl içerisinde bu kabinlerde birkaç jenerasyon yapmak suretiyle arzu ettiğimiz 32 veya daha yüksek kombinasyonda melezleme çalışması yapıyoruz. Bu kombinasyonlar daha sonra gözlem bahçelerine dönüştürülüyor. Belki onlarca, yüzlerce genotip elde ediyoruz. Bunların içerisinde gerek ölçüm gerekse de laboratuvar çalışmalarımız sonucunda yeni adaylarımız ortaya çıkıyor. Burada lif oranı, verimlilik, tohum verimi gibi özellikler araştırılarak yeni çeşitlere yol çıkarmaktayız. Aynı zamanda ilaç etkin maddesi amaçlı üretim çalışmalarımız önce laboratuvar ortamında ve kabinlerde devam ediyor" dedi. "Gen bankası oluşturmak istiyoruz" "Bütün kenevir genotiplerinin gen bankasını oluşturmak istiyoruz" diyen Prof. Dr. Aytaç şunları söyledi: "Bizim için önemli olan üniversitemiz bünyesinde dünyadaki bütün kenevir genotiplerinin gen bankasını oluşturmaktır. Gen bankasını geliştirme çalışmamız var. Burada asıl amacımız genetik varyasyon oluşturmaktır. Bugün dünyada esmeri, sarısı, beyazı her türlü insan var. Kenevirinde her türlü genetiğini bulunduran genotipleri elde etmek istiyoruz. Kısa boyludan uzun boyluya, dallı olandan dalsız olana , tohumu iri olandan küçük olana gibi mümkün olduğunca farklı varyasyonlar oluşturmak istiyoruz."
Ankara Bakan Tunç: "Arabuluculuk ile 2024 yılında 826 binin üzerinde dosyada taraflar el sıkışarak anlaştı" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, arabuluculuk uygulaması sayesinde hukuk uyuşmazlıklarının kısa bir sürede çözüme kavuşturulduğunu belirterek, “El sıkışmak anlaşmak, bizi biz yapan güzel değerlerimiz. Hukuk anlaşmazlıklarında bunu sağlayan arabuluculuk uygulaması önemli bir kazanım. Her geçen yıl daha etkin hale getirdiğimiz arabuluculuk ile 2024 yılında 826 binin üzerinde dosyada taraflar el sıkışarak anlaştı” dedi. Adalet Bakanlığı tarafından hukuk uyuşmazlıklarının mahkemeye yansımadan dostane usullerle çözüme kavuşturulmasını sağlayan arabuluculuk uygulamasıyla 2024 yılı içerisinde 826 bin 548 dosya çözüme kavuşturuldu. Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleriyle adalete erişimin güçlendirildiğini, anlaşmazlıkların dostane bir şekilde çözüldüğünü ve toplumsal barışa katkı sağlandığını belirten Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Adalet Bakanlığı olarak alternatif çözüm yöntemlerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalarımıza aralıksız devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Bakan Tunç, sistemde aktif olarak 45 bin 154 arabulucunun görev aldığını vurgulayarak, arabuluculuğun başladığı 2013 yılından itibaren de 4 milyon 300 binin üzerinde dosyada anlaşma sağlandığını kaydetti. Arabuluculuk uygulaması kapsamında yargılamaların uzun sürmesi başta olmak üzere birçok sorunun giderilmesine katkı sağlanıyor. Uygulama hukuk sistemimize 2012 yılında 6325 sayılı “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu” ile kazandırıldı ve ilk olarak 14 Kasım 2013 tarihinde ihtiyari arabuluculuk ile uygulanmaya başladı. 2024 yılı içerisinde ihtiyari arabuluculuk kapsamında 613 bin 697 dosya ve dava şartı arabuluculuk kapsamında 212 bin 851 dosya olmak üzere toplam 826 bin 548 dosyada anlaşma dostane bir şekilde sağlandı. ’Toplumsal barışa katkı sağlıyor’ Arabuluculuk uygulamasının başladığı günden bu güne 4 milyon 316 bin 754 dosyada taraflar anlaşıp el sıkıştı. Toplumsal barışa katkı sağlayan arabuluculuk uygulamasından alınan olumlu geri dönüşlerle birlikte kapsamı da genişletildi. 1 Eylül 2023 tarihinden itibaren kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıklar, taşınır ve taşınmazların paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin uyuşmazlıklar, kat mülkiyetinden kaynaklanan uyuşmazlıklar, komşuluk hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar ve tarımsal üretim sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar dava şartı arabuluculuk kapsamına alındı.