EKONOMİ - 23 Eylül 2024 Pazartesi 11:27

Yozgat’ta ev hanımı, gittiği kurs sayesinde kendi işinin patronu oldu

A
A
A
Yozgat’ta ev hanımı, gittiği kurs sayesinde kendi işinin patronu oldu

Yozgat’ın Sorgun ilçesinde belediye tarafından kurulan Hilal Evleri’ndeki dikiş-nakış kursuna katılan 48 yaşındaki 3 çocuk annesi ev hanımı Arife Güneş, kurs sonunda parça kumaş satışı üzerine kendi iş yerini açarak hem kendi işinin patronu oldu, hem de ilçe ekonomisinde yerini aldı.


Sorgun Belediyesi’nin özellikle kadınların mesleki ve sosyal gelişimlerine katkı sağlamak amacıyla açtığı Hilal Evleri kurslarına katılan kursiyerler, sabırlı ve azimli çalışmalarının meyvelerini toplamaya başladı. Hilal Evleri’nde açılan kurslar sayesinde birçok kişinin hayatının değiştiği ilçede, 48 yaşındaki 3 çocuk annesi Arife Güneş, katıldığı dikiş nakış kursu sonrası kendi işyerini açarak aile ekonomisine katkıda bulunmaya başladı. Önceleri kursta sipariş üzerine kursiyer arkadaşlarına kumaş getirip evden satış yapan Güneş, talepler artınca minibüs alıp pazarda parça kumaş satışına başladı. Sorgun’daki parça kumaş ihtiyacının bir hayli yüksek olduğunu fark eden Güneş, Hilal Evleri’nden aldığı sertifika ve belediyenin destekleriyle 7 ay önce iş yeri açmaya karar verdi. Çocuklarıyla birlikte açtığı işyerinde parça kumaş satışı yapan Güneş, işlerinin yoğun olduğunu ve taleplere yetişemediğini söyledi.


“Kumaşlar eve sığmayınca iş yeri açmaya karar verdim”


İşini severek yaptığını ve satışlardan da memnun olduğunu belirten Güneş, ilçedeki kadın girişimcilere de örnek olmak istediğini anlatarak, “Sorgun Belediyesi’nin açmış olduğu Hilal Evlerinde dikiş nakış kursuna kayıt oldum, orada kursiyerdim. Ara ara il dışına gidip parça kumaş alıyordum. Arkadaşlarda sipariş veriyordu. Daha sonra arkadaşlar ‘sen getir senden alalım’ diye teklifte bulundular ve bu işe öyle başladım. İlk önce 50 kilogram kumaş getirdim bu 100 kilograma çıktı ve kumaşların satışını evden yapıyordum. Daha sonrasında bu 100 kilogramlar 500 kilograma ve bin kilograma çıkınca kumaşlar eve sığmamaya başladık. Daha sonrasında minibüs aldık pazarlara çıkmaya başladık gördük ki bize oralarda yetmemeye başladı. Biz de iş yeri açmaya karar verdik. Ailem çok destek oldu, bu işi şimdi ailemle yapıyorum. Kumaşları farklı illerden toptancıdan alıyorum ve en kaliteli ürünleri ucuza getirmeye çalışıyoruz. Müşteri memnuniyeti önemli bizim için. Müşterilerimizden övgüler de alıyoruz bazen eleştiri de alıyoruz, onlardan da ders çıkarmaya çalışıyoruz” dedi.


“Sorgun’da kumaş açığı vardı”


7 ay önce işyerini açtığını söyleyen Güneş, “Parça kumaş satışına bir yıl önce başladım ama işyerimi 7 ay önce açtım. Talepler çok yoğun oluyor. Hilal Evlerinde kursiyerken Sorgun’da kumaş açığı olduğunu fark ettiğim için bu işe başladım. Belediye Başkanımız Erkut Ekinci de burada biz bayanlara çok güzel imkanlar sundu. Eğitimimizi aldık ve belediyemizin ücretsiz olarak bizler için açtığı stantlarda kumaş satışı yaptık ve bu işe de bu sayede yöneldim. Belediye başkanımıza çok teşekkür ediyorum. Kursiyer olarak başladığım bu yolda kendi iş yerimin patronu olarak devam etmeye çalışıyorum ve çokta mutluyum, müşterilerimiz de mutlu” ifadelerine yer verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi’nde Erasmus toplantısı Kastamonu Üniversitesi’nde düzenlenen Erasmus+ Bilgilendirme Toplantısı’na akademik personel ile kurum temsilcileri yoğun ilgi gösterdi. Kastamonu Üniversitesi ile Türkiye Ulusal Ajansı iş birliğiyle düzenlenen Erasmus+ Bilgilendirme Toplantısı, Hoca Ahmet Yesevi Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Toplantıya, Kastamonu Üniversitesi Dış İlişkiler Genel Koordinatörü Doç. Dr. M. Öztürk Akcaoğlu, Türkiye Ulusal Ajansı Uzman Yardımcıları Ünal Görkem Akman ve Damla Erdem ile Türkiye Ulusal Ajansı Uzmanı Dr. Handan Boyar, Erasmus Kurum Koordinatörü Dr. Süleyman Çite ve akademik personel ile kurum temsilcileri katıldı. Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Doç. Dr. M. Öztürk Akcaoğlu, üniversitenin proje odaklı çalışmaları ve devam eden Erasmus+ hareketlilik projeleri hakkında bilgi verdi. Üniversitemizin Erasmus+ projeleri ile uluslararası iş birliklerini artırmayı ve uluslararası alanda tanınırlığını güçlendirmeyi hedeflediğini belirtti. Akcaoğlu, proje odaklı çalışmaların akademik ve kültürel etkileşimi geliştirdiğine dikkat çekti. Türkiye Ulusal Ajansı Uzman Yardımcısı Ünal Görkem Akman, Erasmus+ programının genel yapısı üzerine bir sunum gerçekleştirdi. Akman, Erasmus+ ve Avrupa Dayanışma Programı’nın temel özelliklerini açıklayarak, program ülkeleri ve projelerin sunduğu imkâalardan bahsetti. Türkiye Ulusal Ajansı Uzman Yardımcısı Damla Erdem, Erasmus+ yükseköğretim ve mesleki eğitimde iş birliği ortaklıklarına dair bir sunum yaptı. Erdem, öğrenci ve personel hareketliliği projelerinin yanı sıra, yükseköğrenim ve mesleki eğitim alanlarındaki fırsatlara değindi. Ayrıca kurumsal destek kalemleri ve KA1 ile KA2 faaliyet hedeflerini detaylı bir şekilde anlattı. Toplantının öğleden sonraki oturumunda ise Türkiye Ulusal Ajansı Uzmanı Dr. Handan Boyar, Erasmus+ Merkezi Projeler kapsamında yükseköğretim için Jean Monnet Programı, Erasmus Mundus ve Kapasite Geliştirme Projeleri üzerine bir sunum yaptı. Boyar, bu projelerin yükseköğretim ve mesleki eğitimdeki etkileri hakkında kapsamlı bilgiler paylaştı. Kastamonu Üniversitesi akademik personelinin yoğun ilgi gösterdiği toplantıda, Erasmus+ programına ilişkin detaylı bilgiler paylaşıldı ve katılımcıların soruları yanıtlanarak bilgi alışverişi sağlandı.
Van Mobil KETEM aracıyla kanser vakaları yarı yarıya azalacak Van’ın Muradiye ilçesine getirilen mobil Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) aracıyla kanser vakalarının yarı yarıya azaltılması hedefleniyor. Muradiye ilçesinde ‘Sağlık Van’ projesi kapsamında mobil KETEM aracı İlçe Sağlık Müdürlüğü yerleşkesinde hizmet vermeye başladı. 13 Aralık’a kadar hizmete devam edecek olan mobil KETEM aracında sık görülen sağlık sorunlarından olan bağırsak, rahim ağzı ve meme kanseri taramaları gerçekleştiriliyor. Mini hastane formatında dizayn edilen KETEM aracı, 30 yaş üstü kadınlara ve 50 yaş üstü bütün erkeklere hizmet vermeye devam ediyor. “Kırsaldaki vatandaşların sağlık hizmetine ulaşımı kolaylaşıyor” Sağlık alanında ilçede yapılan çalışmalarla ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Muradiye İlçe Sağlık Müdürlüğü KETEM Birim Sorumlusu Fadime Yüksel Harman, “Van Valiliğimizce başlatılan ‘Sağlık Van’ projesi kapsamında mobil KETEM aracımız, 13 Aralık’a kadar müdürlüğümüzün bahçesinde hizmet verecek. 30 yaş üstü bütün kadınların ve 50 yaş üstü bütün erkeklerin taramalarını yapmak için bahçemize bekliyoruz. Şu an içerisinde bağırsak, rahim ağzı ve meme kanseri taramaları yapılmaktadır. Erken fark ederseniz çok şey fark eder. Unutmayın ki erken teşhis hayat kurtarır” dedi. Mobil KETEM aracında hizmet alan Gülşen Can ise verilen hizmetten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Kanser taramaları yapıldığını duydum ve geldim. Kırsal kesimde yaşayan ya da çalıştığı için merkeze gidemeyen kadınlar için bu hizmetler çok faydalıdır. İyi ki denk geldik, iyi ki geldiler. Biz kadınlar için bu büyük bir kolaylık, çok mutlu oldum. Ayrıca çocuklarımın ağız taraması da yapılacak. Onlar da okul saatlerinden dolayı sağlık hizmetlerinden yararlanmakta zorlanıyordu. Bu hizmetle birlikte bu sorunumuz da çözülmüş oldu” diye konuştu.
Erzurum Türk bilim insanından umut veren çalışma Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatih Alper, 2015 yılında başlattığı çalışmalar sonucu meme enfeksiyonu hastalığında tıp dünyasında heyecan uyandıran sonuçlara ulaştı. 9 senelik tecrübenin sonucunda sadece meme içerisine steroid vererek bazen krem desteği ile 5-10 seans arası tedavi ile hastalarda tam kür sağlandığını ifade eden Alper, "Atatürk Üniversitesi radyoloji bölümünde uyguladığımız tedavi protokolüyle hastalarda hem başarılı sonuçlar aldık hem de sıfıra yakın yan etki ile ameliyata gerek kalmadan çözümler ürettik" dedi. Prof. Dr. Fatih Alper, idiyopatik granülomatöz mastitin kronik bir meme enfeksiyonu olduğunu belirterek, “Bu dünyada nadir olan ancak toplumumuzda sık görülen bir hastalıktır. Memede kızarıklık, şişlik, ısı artışı, meme içerisinde sertlikler, meme cildinde delinmeler, akıntılar ve açık yaralarla seyreden kötü bir hastalıktır. Başlangıcında kanser ile karışan bulguları mevcuttur. Özellikle orta yaş grubu annelerde daha sık görülmektedir. Bu hastalar antibiyotiğe cevap vermeyen ve doktor doktor dolaşan hasta grubudur. Mevcut hastalığını çevresine anlatamamakta ve aylarca yıllarca hastalıkla yaşamaktadır. Halk arasında süründüren denen bir durumdur” dedi. “Sıfıra yakın yan etkiyle ameliyata gerek kalmıyor” 21 Eylül’de İzmir’de yapılan IGM’ye ait tedavi çalıştayına katıldığını söyleyen Prof. Dr. Alper, “Oraya pek çok merkez katılmıştı. Tedavide meme içerisine steroid (lokal perilezyonel, intralezyonel), krem şeklinde (topikal), ağızdan (oral yüksek doz düşük doz steroid), romatizma ilaçları (metotreksat), bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar (imuran), antibiyotikler, antitüberküloz ilaçlar ve meme ameliyatları gibi pek çok uygulama yapıldığı anlatıldı. Tedavi yaklaşımında Türkiye ve dünyada bir fikir birliği olmayıp kaos mevcuttur. Çalışmakta olduğumuz Atatürk Üniversitesi radyoloji bölümünde uyguladığımız tedavi protokolüyle hastalarda hem başarılı sonuçlar aldık hem de sıfıra yakın yan etki ile ameliyata gerek kalmadan çözümler ürettik” şeklinde konuştu. Prof. Dr. Alper, yaşadığı tecrübeleri ve yaptığı çalışmaları Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğrenim gören öğrencilere de detaylarıyla aktarıyor. “Ameliyat veya diğer komplike tedavilere gerek kalmıyor” 9 senelik tecrübenin sonucunda sadece meme içerisine steroid vererek bazen krem desteği ile 5-10 seans arası tedavi ile hastalarda tam kür sağlandığını ifade eden Prof. Dr. Alper, “Tedavi sürecinde hastalara uygulanan toplam steroid dozu 400 mg ile 800 mg civarındadır (oral steroid dozu 0.8 mg/kg olup 100 kg hastada 1 günlük oral doz 80 mg iken biz bu dozu haftalık seansta vermekteyiz). Diğer merkezlerde oral steroidin ve diğer ilaçların pek çok yan etkilerinin yaşandığı ifade edilmektedir. Bu yöntemle ameliyat veya diğer komplike tedavilere gerek kalmadan kür sağlanarak yaklaşık 650 hastayı tedavi ettik. Tüm hastalar tedavi sonrası mutlu bir şekilde ve iyi dileklerini ileterek ayrıldılar. Bu yöntemin etkili olduğunun bilinmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Literatürde ilk benim bulduğum ve kullandığıma dair meme içi steroid uygulaması, oral ve meme içi uygulamayı karşılaştırdığımız, literatürdeki ilk ultrasonik evreleme yaptığımız ve 40 mg ve 80 mg dozların karşılaştırdığımız makaleler uluslararası dergilerde yayınlandı. Bu yayınlar tıp dünyasında oldukça fazla ilgi gördü. Bizler de mutlu olduk” dedi. “Ameliyat yapılmadan da iyi sonuçlar alabilmekteyiz” Hastalığın Erzurum ve Doğu Anadolu’da daha yaygın görüldüğünü anlatan Prof. Dr. Fatih Alper, “Ülkemizde de sıkça rastlanan bir rahatsızlık. Önceden nadir diye düşünürken yaklaşık 8-9 senelik süre içinde 650 vakaya ulaştığımızı görüyoruz. Erzurum, Iğdır, Kars ve Diyarbakır, Trabzon gibi pek çok şehrimizden bize hasta geliyor. Nahçıvan’dan bile takip ettiğimiz ve tedavi verdiğimiz hastalar var. Yine İzmir’den, Bilecik, İstanbul’dan gelen hastalarımız var. Türk Radyoloji Derneği Meme Grubunda bu hastalıkla ilgili yardımcı olacağımızı ifade ettim. Benzer şekilde Rize’den ve İzmir’den hocalarımızla bağlantı halindeyim. Yaptığımız çalışmalarda özellikle yıllar içerisinde her gün 1-2 saat ayırdığım için yaklaşık 5 binden fazla ultrasona baktım ve yaptığım pek çok bakıda şunu fark ettim: Literatüre iki yeni bulgu ortaya koyacağım. Bununla alakalı çalışmalarım son aşamada ve bulgulardan birisine ’Fatih’ diğerine ise ’Alper’ bulgusu ismini koyacağım. Bu hastalığı taşıyan hastalar şunu bilmeli ki ağır tedaviler (ağızdan tedaviler steroid, metotreksat, kolşisin, v.s ) ve ameliyat yapılmadan da iyi sonuçlar alabilmekteyiz” diye konuştu.