SAĞLIK - 05 Haziran 2024 Çarşamba 12:54

Havalar ısındı, tehlike yine ortaya çıktı

A
A
A
Havalar ısındı, tehlike yine ortaya çıktı

Havaların ısınmasıyla birlikte kene riskli Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakalarında artış yaşanılabileceğini belirten Yozgat Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Çiğdem Kader, “Yozgat genelinde 2024 yılında yaklaşık bine yakın riskli kene teması olduğu bilgisini elde ettik. Ancak bu temasların hepsi, KKKA hastalığı olacak diye bir durum söz konusu değil” dedi.



Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının yoğun bir şekilde görüldüğü illerden birisi olan Yozgat’ta ilkbahar mevsiminin ardından havaların ısınmasıyla birlikte kene vakalarında artış gözleniyor. Özellikle kırsal kesimlerde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı insan sağlığını tehdit ediyor. Uzmanlar ise özellikle kırsal kesimde ve kene vakalarının çok görüldüğü bölgelerdeki vatandaşları, kene konusunda dikkatli olmaları ve tedbir almaları yönünde uyarıyor.



Ülke genelinde havaların ısınmasıyla birlikte özellikle kırsal kesimlerde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının insan sağlığını ciddi bir şekilde tehdit etmeye başladığını belirten Prof. Dr. Çiğdem Kader, kene ile mücadelede en etkili yöntemin tedbir, erken tanı ve tedavi olduğunu söyledi.



“Çıplak elle keneye dokunmayın”


Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının hayvanlardan insanlara bulaşabilen ve bölgede görülebilen ölümcül seyreden ciddi bir hastalık olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kader, “Kenelerin aktif olduğu dönem olan ilkbahar ve yaz aylarında bu hastalık sık görülebiliyor. Havaların ısınmasıyla birlikte kene riskli temasların artmasına paralel olarak önümüzdeki günlerde KKKA vakalarının artmasını bekliyoruz. Yozgat genelinde 2024 yılında yaklaşık bine yakın riskli kene teması olduğu bilgisini elde ettik. Ancak bu temasların hepsi, KKKA olacak diye bir durumu söz konusu değil. İçlerinde virüsü taşıyan keneler varsa o kene ile temas sonrasında hastalık gelişiyor. Burada önemli olan kene teması sonrasında kişilerin keneyi en kısa sürede vücutlarından uzaklaştırmalarıdır. Bunu yaparken de çıplak elle değil, bir eldiven, bez parçası ya da poşetle en kısa sürede keneyi vücutlarından uzaklaştırmaları gerekir. Keneyi vücutlarından uzaklaştıramıyorlarsa da bir sağlık kuruşuna başvurmaları önemlidir. Bundan sonra da 10 gün süre ile kendilerini enfeksiyon yönünden kontrol etmeliler ve belirli aralıklarla sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekir. Eğer erken teşhis yapılırsa bu hastalıktan destek tedavisi ile kurtulmak mümkün. Ancak geç tanı söz konusu olduğunda hastaların maalesef hemen hemen büyük kısmını biz kaybedebiliyoruz. Burada korunma ve erken teşhis oldukça önemli. Havaların ısınmasıyla kenelerin aktif hale geçmesi nedeniyle özellikle önümüzdeki günler riskli olabilir.” dedi.



“Kene vücuttan erken uzaklaştırılırsa risk o kadar azalıyor”


Kırsal alanlarda keneden korunmanın yollarına da değinen Prof. Dr. Kader, “Kırsal alanda çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşan ya da pikniğe giden halkımız uzun kollu ve açık renkli giysiler tercih etmeli, kırsalda çalışan vatandaşlarımız pantolon paçalarını çoraplarının içine sokarak çalışmaları ve çizme giymeleri gerekir. İşten eve döndükten sonra da vücutlarının her noktasını özellikle koltuk altı, kasık bölgeleri ense gibi alanları kene tutunması açısından tek tek kontrol etmeleri oldukça önemli. Çünkü kene ne kadar erken vücuttan uzaklaştırılırsa risk o kadar azalıyor. Bunun yanı sıra en yakın sağlık kuruluşuna başvurmaları da önemli” şeklinde konuştu.



“Küçük ama sıkıntısı büyük oluyor”


Yozgat’ın Çekerek ilçesinde hayvancılıkla uğraşan Mesut Güngördü de kene ısırması sonucu 10 gündür Yozgat Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde tedavi gördüğünü belirterek, “Çekerek ilçesinde hayvancılıkla uğraşırken koluma kene yapıştığını gördüm, keneyi kolumdan koparmıştım. İlk başta çok fazla önemsememiştim. Eve gittiğimde önce ateş oldu, bulantı oldu. Yattım, dinlendim. Ama sürekli bir eklem ağrısı oluyordu, belden aşağısını hissedemiyordum. İlçe hastanesine gittim ve ilk önce kene tuttuğunu söylemek istemedim. Tedavi uyguladılar, eve gittiğimde şikayetler tekrarladı. Bu sefer kene tuttuğunu hastanedeki doktorlara söyledim, beni Yozgat’a sevk ettiler. Çok kötü bir durumdu, 3 gündür kendime gelemedim. Hayvancılıkla uğraşan arkadaşlar kesinlikle çıplak elle keneyi vücutlarından koparmasın, küçük gibi görünüyor ama sıkıntısı büyük oluyor” ifadelerine yer verdi.



Havalar ısındı, tehlike yine ortaya çıktı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Muğla Volkan Demirel ve ekibi yemekte buluştu Bodrum FK teknik ekibi ve futbolcular, antrenmanın ardından düzenlenen akşam yemeğinde bir araya geldi. Takımın birlik ve beraberliğini pekiştirmek amacıyla Bodrum FK Asbaşkanı Selahattin Polat tarafından düzenlenen etkinlikte Volkan Demirel ve ekibinin morallerinin yüksek olduğu görüldü. Yemeğe ev sahipliği yapan ve kulüp yönetimine önemli katkılarıyla bilinen Asbaşkan Selahattin Polat, ekibi ağırlayarak sporculara moral desteği sağladı. Organizasyonda sıcak bir atmosfer oluşurken, teknik ekip ve idari kadro, hem kulübün hedeflerini hem de sezonun geri kalan süreçlerini değerlendirme fırsatı buldu. Birlik ve beraberlik mesajı veren Bodrum FK Asbaşkanı Selahattin Polat, "Bugün, takımımızla ve teknik ekibimizle bir araya gelmek, hep birlikte bu akşamı paylaşmak benim için büyük bir anlam taşıyor. Birlik ve beraberlik, sadece sahada değil, kulüp içindeki her seviyede başarıyı getiren en önemli faktör. Bodrum FK ailesi olarak, kulüp olarak her geçen gün daha da güçleniyoruz ve sezonun geri kalanında da aynı azim ve kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Her zaman oyuncularımıza, teknik ekibimize ve idari kadromuza destek olmaya devam edeceğim. Bu tür organizasyonlar, takım ruhumuzu pekiştiriyor ve hep birlikte daha büyük başarılara imza atmamızı sağlıyor" dedi. Konuya ilişkin kulüpten yapılan açıklamada ise, "Başkan Vekilimiz sayın Selahattin Polat’a, destekleri ve misafirperverliği için teşekkür ederiz. Bu tür organizasyonlar, kulüp olarak hedeflerimize daha güçlü bir şekilde yürümemize vesile oluyor" ifadelerine yer verildi.
İstanbul ‘Tavşan İmparatorluğu’ Tallinn Film Festivali’nden 2 ödülle döndü Yönetmen Seyfettin Tokmak’ın yeni filmi ‘Tavşan İmparatorluğu’ dünya prömiyerini gerçekleştirdiği Kuzey Avrupa’nın en önemli festivali 28. Tallinn Balck Nights Film Festivali’nin ana yarışma bölümünden En İyi Senaryo ve En İyi Sinematografi ödülleriyle döndü. Yönetmen Seyfettin Tokmak ikinci filmi Tavşan İmparatorluğu’nda dostluk, hayal gücü ve zorluklara karşı direnişin sınırlarını keşfe çıkarken, tazı yarışlarından kurtarabildiği tüm tavşanları terk edilmiş bir madende toplamak ve özgürce yaşayacakları bir dünya inşa etmek isteyen Musa’nın hikayesini anlatıyor. ‘Tavşan İmparatorluğu’ dünya prömiyerini gerçekleştirdiği Kuzey Avrupa’nın en önemli festivali 28. Tallinn Balcks Nights Film Festivali’nin ana yarışma bölümünden En İyi Senaryo ve En İyi Sinematografi ödülleriyle döndü. En İyi Sinematografi Ödülü Claudia Becerril Bulos’a verildi Dünya prömiyeri yaptığı Tallinn’in ödül gecesinde En İyi Sinematografi Ödülü, Tavşan İmparatorluğu’ndaki çalışmasıyla Claudia Becerril Bulos’a verildi. Jüri ödülü verirken gerekçe olarak, "Sinematografinin karanlık tonları, karakterleri çevreleyen ıssızlığı ve karanlığı vurgularken samimi, yakın plan ve meditatif bir deneyim oluşturan bir ciddiyet ve gerçekçilikle yürütülüyor. Terk edilmiş manzaralar ve çıplak ağaçlar, kaçış hayallerine rağmen çocukların çevrelerine mahkum olmaları için bir metafor görevi görüyor. Kamera filtreleri havayı vurguluyor ve karanlığı tamamlıyor” dedi. “Yürek parçalayıcı” En İyi Senaryo Ödülü kazanan Seyfettin Tokmak için ise, jüri ödülü verirken yaptığı açıklamada, "Ürkütücü. Düşündürücü. Yürek parçalayıcı. Dokunaklı ama küçük bir umut kıvılcımı da çaktırıyor. Filmin senaryosu, duygusal vuruşlar ve teknik kısıtlamalarla sömürü, çocuk şiddeti ve yoksulluk gibi daha ağır temaları hassas bir şekilde ele alıyor" ifadelerini kullandı. “Dostluk ve hayal gücüyle örülü bir başkaldırı hikayesi” Yetişkin dünyasının ağır yükleri altında ezilen çocukların özgürleşme arayışını, dostluk ve hayal gücüyle örülü bir başkaldırı hikayesi olarak anlatan Tokmak, Tavşan İmparatorluğu’ndan “Asıl amacım doğanın, mekanların, çocuk karakterlerin, tavşanların ve tazıların yüzlerine yansıyan bir melankoli kozmosu tasarlamaktı” şeklinde konuştu. Kuzey Avrupa’nın en büyük film festivallerinden Tallinn Film Festivali’nde dünya prömiyerini gerçekleştiren Türkiye, Meksika, Hırvatistan, Lübnan ortak yapımı filmin oyuncu kadrosunda Alpay Kaya, Sermet Yeşil, Kubilay Tunçer, Perla Palamutçuoğulları ve Emrullah Çakay yer alıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ve TRT 12 Punto Sinema Günleri’nin de destekleri ile gerçekleşen filmin müziklerini ünlü müzisyen Erkan Oğur besteledi. ‘Tavşan İmparatorluğu’nun Türkiye’de 2025 yılında seyirciyle buluşması planlanıyor.