YEREL HABERLER - 20 Nisan 2013 Cumartesi 19:01

EKMELEDDİN İHSANOОLU TARİH VE KÜLTÜR ARAŞTIRMA UYGULAMA MERKEZİ`NİN TEMELİ ATILDI

A
A
A
EKMELEDDİN İHSANOОLU TARİH VE KÜLTÜR ARAŞTIRMA UYGULAMA MERKEZİ`NİN TEMELİ ATILDI

Yozgat Bozok Üniversitesi Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu Tarih ve Kültür Araştırma Uygulama Merkezi`nin temeli düzenlenen törenle atıldı.
Bozok Üniversitesi Erdoğan Akdağ Kamus alanı içerisinde düzenlenen temel atma törenine TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Yozgat Valisi Abdulkadir Yazıcı, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, AK Parti Yozgat Milletvekili Yusuf Başer, Belediye Başkanı Yusuf Başer, Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Uçar, Bozok Üniversitesi Eski Rektörü Prof. Dr. İnci Varinli, belediye başkanları daire müdürleri ve vatandaşlar katıldı.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu ile aile dostu olduğunu ifade ederek, kendisi ile gönül bağlarının çok eskilere dayandığını söyledi. Temeli atılacak merkezin hayırlı uğurlu olmasını dileyen Çiçek,`` Üniversiteler toplumun tolokmotifi, üniversiteler toplumla bütünleşirlerse toplumla kaynaşır, toplumun ihtiyaç ve beklentilerine uygun insanları yetiştirebilirlerse emin olun üniversite yatırımından daha faydalı bir başka yatırım söz konusu değildir. Ancak üniversite dediğimizde sadece bina, tahta ve sıralardan ibaret değil, tam tersi üniversite değdiğiniz zaman kütüphanedir, araştırma merkezlerdir laboratuarlardır, bunlardan yoksun olan bir üniversitenin içi boştur. Türkiye`de 165 ``˜in üzerinde üniversite oldu. Nasıl Türkiye 2023`te dünyanın ilk on ülkesi arasında olmak hedefi varsa, bu üniversitenin de bir hedefi bir iddiası olmalı. Diploma tek başına bir şey ifade etmez, bunu her yerden alırlar her yerden verirler, hatta bir komşu ülkenin diplomalarını kabul etmiyoruz çünkü bir büroda doldurup veriyorlar. Türkiye`ye geldiğinde diplomam var diyorlar diploma bir şey ifade etmiyor. Türkiye ilk ona girecekse bence üniversite bir gelecek tasavvuru ortaya koymalı ve Türkiye`nin ilk on üniversitelerinden birisi haline gelmelidir. Yoksa üniversite Yozgat için sadece çok sayıda öğrencinin okuduğu ve çarşıdan alışveriş yapan kitleden ibaret kalacaksa bunun Türkiye`ye de Yozgat`a da hiçbir faydası olmaz`` dedi.
Yozgat`ın dışında Yozgat`tan fazla yaşayan insanın bulunduğunu ve bunun her defasında söylendiğine değinen TBMM Başkanı Çiçek, ``Ekmeleddin bey burada yaşamadı. Ama aradan bu kadar zaman geçmiş olmasına rağmen Yozgat`ı unutmadı. Belki de yapılabilecek en hayırlı hizmeti Yozgat`a kazandırmak suretiyle örnek bir hemşehri olduğunu gösterdi. Bu başkalarına da örnek olsun. Hayat sadece para kazanmak, şöhret kazanmak değil. Adam gibi yaşamak biraz da başkaları için de yaşamaktır. Belki de tümüyle başkaları için yaşamaktır. Onun için bu hizmetin buraya kazandırması bence son derece önemli ve anlamlıdır. İnşallah imkanı olan ilmi olan serveti olan başka hemşehrilerimize de örnek olsun kuru kuruya da Yozgatlılık olmuyor`` ifadelerini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, temelini atılan Ekmeleddin İhsanoğlu Tarih, Kültür ve Araştırma ve Uygulama Merkezinin Yozgat için Türk ilim alemi için hayırlı uğurlu olmasını diledi.
Ekmeleddin İhsanoğlu`nun Yozgat`ın iftihar ettiği değerli biri şahsiyet olduğunu ifade eden Bozdağ, ``İhsanoğlu bey Yozgat`ın evladıdır, büyük bir bilim insanındır. Hem ülkemizde hem de ülkemizin dışında Türk medeniyetine Türk kültürüne, tarihine İslam medeniyetine, tarihine, kültürüne çok önemli eserler kazandırdığı gibi çok değerli insanlarda yetiştirmiştir. Sadece Türkiye`de değil Dünyanın başka ülkelerinde de çok değerli bilim insanların yetişmesine katkıda bulunmuştur. İhsanoğlu`nun kitapları ile kurulacak kütüphane ve araştırma merkezinin birçok bilim adamı ve araştırma görevlisinin bilimsel çalışmalarına kaynak sağlayacaktır. Katkılarından dolayı İhsanoğlu`na teşekkür ediyorum`` şeklinde konuştu.
Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Uçar ise, Bozok Üniversitesinin hızla geliştiğini belirterek, ``˜Üniversitemizin önündeki engelleri süratle aşarak, yaşanan sıkıntılardan kaynaklanan gecikmeleri bertaraf ederek öncelikle yarım kalan yatırımlara ağırlık verdik. Bu kapsamda iktisadi ve idari bilimler fakültesi ek binası, Erdoğan Akdağ Kongre ve Kültür Merkezi, merkezi laboratuar binasını hizmete açarak üniversitemize fiziki alan kazandırdık. TOKİ ile yapılan sözleşme çerçevesinde rektörlük hizmet binası mimarlık mühendislik ek binasının temeli atılacak. Şuanda temelini atmakla gurur duyduğumuz Ekmeleddin İhsanoğlu Tarih ve Kültür Araştırma ve Uygulama Merkezi kıymeti ölçülemez eserlerle üniversitemizin değerini daha da artıracaktır. Üniversitemizin hasretle beklediği tıp fakültesi morfoloji binası hak ettiği yeri alacaktır. Bize her konuda destek olan siyasilerimize, hayırsever iş adamlarımıza teşekkür ediyorum`` dedi.
İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu da, kendisinin Yozgat`ın ve Türkiye`nin dışında doğduğunu belirterek, ``Fakat Yozgatlı bir babanın Yozgat hakkında söylediklerinden daha fazla söylemedikleri ifade ettiklerinde daha fazla etmediklerini emsal ederek yaşayan bir Yozgatlıyım. İçerisinde babamdan da kalan eserlerin bulunduğu yüz yıllık 10 binin üzerinde kitap, hat ve el yazmalarından oluşan kütüphaneyi yanında sanat eserleri ve kendisine devlet başkanları tarafından takdim edilen nişan ve hediyeleri de kurulacak olan merkeze bağışlıyorum`` diye konuştu
Konuşmaların ardından TBMM Başkanı Çiçek, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu`a plaket verdi. Daha sonra Prof. Dr. İhsanoğlu Tarih ve Kültür Araştırma ve Uygulama Merkezi`nin temeli atıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sivas Sınıf öğretmeninin meslek aşkı: Emekli olmasına rağmen gönüllü olarak çalışmaya devam ediyor Sivas’ta emekli olmasına rağmen öğrencilerinden kopamayan sınıf öğretmeni Ömer Uzundağ, gönüllü her gün okula giderek okulun tamirat ve tadilat işlerini kendi elleriyle yapıyor. Sivas’ta 40 yıllık meslek hayatının ardından emekliye ayrılan 70 yaşındaki sınıf öğretmeni Ömer Uzundağ, öğretmenlik sevgisini emeklilikte de sürdürüyor. 17 yıl görev yaptığı Mimar Sinan İlkokulunda öğrencilerinden ve okulundan kopamayan Uzundağ, her gün okula giderek tamirat ve tadilat işlerini kendi elleriyle yapıyor. Uzun yıllar hizmet verdiği okulun çatısından duvarlarına, sınıf mobilyalarından bahçe düzenlemesine kadar birçok işi gönüllü olarak üstlenen Ömer Uzundağ, çalışmalarıyla hem okul yönetiminin hem de velilerin takdirini kazanıyor. Sadece öğrencilerine emek vermediğini vurgulayan Uzundağ, “Okulun ihtiyacı oldukça hiçbir karşılık beklemeden ne gerekiyorsa yaptım. 11 tane torunum var. İkisi yan yana geldiği zaman evde gürültülerine tahammül edemiyorum. Fakat bu okula geldiğimde çocukların cıvıltıları bana huzur veriyor” dedi. “Okul bana huzur veriyor” Torunlarının sesine tahammül edemeyip okuldaki çocukların cıvıltısıyla huzur bulduğunu belirten Uzundağ, “2 yıl önce Mimar Sinan İlkokulundan emekli oldum. Emekli olmama rağmen okulumdan ayrılamadım. Bu okulda yaklaşık 17 yıla yakın görev yaptım. Ben sadece öğrencilerime emek vermedim. Öğrencilerim dışında okulun her türlü tadilat ve tamirat işleriyle uğraştım. Burada görünen malzemelerin neredeyse tümü bana aittir. Tek çivi tanesini bile atmadım. Bulduğum çivileri getirdim burada bir malzeme dolabı oluşturdum. Okulun ihtiyacı oldukça da hiçbir karşılık beklemeden ne gerekiyorsa yaptım. 11 tane torunum var benim. İkisi yan yana geldiği zaman evde gürültülerine tahammül edemiyorum. Fakat bu okula geldiğimde çocukların cıvıltıları bana huzur veriyor. Çoğu zaman okulu ben açarım. Öğretmen arkadaşlarım bana eksikleri söyler. Kapı kolları olsun, sıraların çıkan vidası olsun ne olursa gelir söylerler. Öğleden sonra çocukların dersi bitip gittiğinde benim mesaim o zaman başlar. Çocuklar gidince tamir görmesi gereken her şeyi yaparım. Gece 1’e kadar çalıştığımı bile biliyorum. Merdiven boşluğunu sınıf yaptım” ifadelerine yer verdi.
Antalya Dünyanın en iyi turizm köyü eşsiz güzellikleriyle misafirlerini bekliyor "Birleşmiş Milletler Turizm Teşkilatı tarafından düzenlenen En İyi Turizm Köyü Programı’nda, 2024 yılı değerlendirmelerinde Antalya’nın İbradı ilçesinde bulunan Ormana köyü ’en iyi turizm köyü’ unvanını kazandı. Tarihi dokusu, eşsiz doğal güzellikleri ile Ormana’nın sürdürülebilir turizm ve kırsal kalkınmaya yaptığı katkı uluslararası düzeyde tescillenmiş oldu. Antalya’nın İbradı ilçesine bağlı, Torosların zirvesinde bulunan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un da köyü olan, Son yıllarda alternatif turizmde Antalya’nın önemli bir yer alan ve Ormana, tarihi düğmeli evleri ve 57 yıllık üzüm festivali geleneğiyle Dünya Turizm Örgütü tarafından ’2024 Dünyanın En İyi Turizm Köyü’ seçildi Birleşmiş Milletler’e bağlı Dünya Turizm Örgütü’nün (UNWTO) kültür ve gelenekleri koruyan, çeşitliliği kutlayan ve biyolojik çeşitliliği güvence altına alan dünya köylerini öne çıkarmak için 2021 yılında başlattığı Dünya Turizm Köyü Listesi’nin, 2024 sonuçları açıklandı. Dünyanın dört bir yanından 55 köyün yer aldığı listede Türkiye’den de bir köy seçildi. Listeye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un da köyü olan Ormana girmeyi başardı. Antalya’nın İbradı ilçesindeki eski bir Yörük köyü olan Ormana, Torosların zirvesinde, Manavgat Çayı’nı besleyen derelerin arasında yer alıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) tarafından başvurusu yapılan Ormana, tarihi düğmeli evleri ve 57 yıldır düzenlenen üzüm festivalinin yanı sıra doğal, kültürel ve kırsal turizm faaliyetleriyle dikkat çekiyor. "2024 yılında Türkiye’den seçilen tek köy" Ormana’da tarihi düğmeli evlerin restorasyonunu ve turizme açılmasını sağlayan Özgüven Vakfı başkanı turizmci Tolga Özgüven, Ormana için ilk olarak 2021’de muhtarlık olarak Dünya Turizm Örgütü’ne bulunduklarını fakat o yıl üçüncü seçildiklerini söyledi. Bu yıl Dünya Turizm Örgütü nezdinde Dünya Turizm köyü seçildiklerinden dolayı bölge halkı olarak çok sevinçli olduklarını anlatan Özgüven, “Bu aslında 2021 yılından itibaren süre gelen bir çalışmanın eseridir. 2021 yılında TGA aracılığı ile Muhtarlığımız üzerinden bu başvuruyu yapmıştık. 2021 yılından sonra da çalışmalarımızı bırakmadık. 3 senenin vermiş olduğu tecrübe ve form iyileştirmesiyle dosyamızı daha da iyi bir şekle getirip eksikliklerimizi tamamlayıp bu unvana sahip olmuş olduk ve TGA aracılığıyla bu yıl için yaptığımız başvuru neticesinde Ormana dünyada 55 köyle birlikte bu yıl Türkiye’den seçilen tek köy oldu. Bu kapsamda Başta TGA çalışanları olmak üzere Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Bakanlığımıza teşekkür ediyoruz. Aynı şekilde burada emeği geçen tüm STK’ları güzel bir başarı hikayesine imza atmış oldular. Bu ekibin içerisinde de yer almaktan mutlu olduğum gibi böyle bir başarıyı taçlandırmış olduk” diye konuştu. Düğmeli evler restore edilerek butik otele dönüştürüldü Köyde 80 oda ve 170 yatak kapasiteli düğmeli evlerden oluşan 7 butik otel ve ev pansiyonların bulunduğunu da anlatan Tolga Özgüven, Dünya Turizm Örgütü’nün Dünyanın En İyi Turizm Köyleri Listesi’ne girmekten dolayı çok mutlu olduklarını söyledi. Özgüven, bu kararın hem Antalya hem İbradı ve bölgedeki turizm için çok önemli ve değerli bir ünvan olduğunu dile getirdi. Özgüven, "Çok sevinçliyiz, Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy’un destekleri ve tüm köylümüzle senelerdir verdiğimiz emeklerin bir neticesi" dedi. “En eski düğmeli ev 400 yıllık” Özgüven Vakfı olarak bu bölgeyi kalkındırmak için Son on yıldır bu bölgeyi turizm destinasyonu haline getirdiklerini ve her yıl binlerce yerli ve yabancı turistin geldiğini söyleyen Özgüven, “Bölgemiz düğmeli evleri ile meşhurdur. Baktığımız zaman düğmeli evler Yörük kültüründen gelen harçsız, tamamen yığma taştan yapılmış ve sedir ağacından oluşma bir iskelet yapısına, kitleme mekanizmasına sahip evlerdir. Bu kitleme mekanizmasından dolayı bunlara düğmeli evler denmiş. Köyümüzde bu evlerden 300 civarındadır. Bu kültür 850 yıllık bir tarihe sahiptir. Ormana’da en eski ev 400 yıllıktır. Ormanada ortalama evler ise 300 yıllıktır. Ayrıca kökleri Osmanlı Sipahi ocağına uzanan Eynif Ovasında yılkı atları, tarihi İpek Yolu güzergahında olmamız gibi tarihi, doğal ve kültürel güzelliklerimiz ile doludur” diye konuştu.
Tokat Kampçılar ve çiftçilere uzmanından ’sonbaharda kene tehlikesi’ uyarısı Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Biyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Adem Keskin, sonbaharda hayvanlarını ahıra alan çiftçileri ve kamp yapan vatandaşları kene tehlikesine karşı uyardı. Yaz mevsiminde büyük tehlike oluşturan kene riski sonbahar aylarında da artıyor. Özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerin, kene kaynaklı hastalıklar konusunda dikkatli olmaları gerekiyor. Ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek hastalıkların bulaşmasına neden olan keneler, sonbaharla birlikte ahıra konulan hayvanların doğru ilaçlanmadığı takdirde diğer yılki kene popülasyonunda artmasına neden oluyor. Ayrıca uzmanlar, sonbaharda kamp ve piknik yapan vatandaşların da keneye karşı daha dikkatli olması gerektiğini söylüyor. “Bu aylarda çiftçi, kamp yapanlar ve mezbaha çalışanları dikkat” Kene kaynaklı hastalıklarda özellikle çiftçiler, kampçılar ve mezbaha çalışanlarının risk altında olduğunu belirten Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Başkanı Doç. Dr. Adem Keskin, “Kene kaynaklı hastalıklara karşı belli başlı risk gruplarımız var. Özellikle bunlar sahada olan insanlar. Mesela çiftçiler, tarımla uğraşanlar, kamp ve piknik yapanlar, özellikle mezbaha çalışanları, yine özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşan insanların yani yoğun hayvancılık faaliyetiyle ilgilenenler risk altındalar. Mücadele açısından da aslında kene kaynaklı hastalıklar ve kenelerle mücadele için bizim özellikle çiftçilerimize çok büyük iş düşüyor. Sahada çok yoğun miktarda gördüğümüz kenenin ana hedefi ana konakları bizim çiftlik hayvanlarımızdır. Sonbahar aylarındayız. Çiftçiler özellikle hayvanlarını sonbahar aylarında ahırlarına alıyorlar. Hayvanları ahırlarını almadan önce hayvanlarını çok güçlü ve dikkatli bir şekilde ilaçlamaları gerekiyor. Önümüzdeki dönem sahada yine o koyunların, ineklerin ve Çiftlik hayvanlarının üzerinde bulunan keneler yumurtlayacaklar. Sahaya dökülecek ve sahaya çıkmış olacaklar. Bunlar hayvanlar üzerinden gelecekler. Ya da ahırlarımız üzerinden gelecekler. Bu noktada çiftçilerimize çok büyük iş düşüyor. Hayvanlarını dikkatli bir şekilde Tarım ve Orman Bakanlığının uyguladığı ya da takip edilmesini istediği prosedüre uygun bir şekilde ilaçlamaları gerekiyor. Kene popülasyonu azaltmak için bu çok önemli” dedi.
Adana Öğretmenler voleybol turnuvasında kıyasıya mücadele etti Adana’nın Kozan ilçesinde 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla öğretmenler arası voleybol turnuvası düzenlendi. Final maçında öğretmenler kıyasıya mücadele ederken öğrenciler tezahüratlar ile öğretmenlerini destekledi. Kozan’da 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla öğretmenler arasında düzenlenen ve 3 hafta süren turnuvaya 14 takım katıldı. Final müsabakasında İsmet İnönü Ortaokulu, Şehit Mehmet Oflaz Yatılı Bölge İlköğretim Okulu’nu 3-2’lik skorla yenerek şampiyonluğunu ilan etti. Büyük bir çekişmeye sahne olan final mücadelesi, öğrenci taraftarların yoğun desteğiyle unutulmaz anlara sahne oldu. İlçe protokolü öğrencilerin heyecanına ortak olmak adına maçı öğrencilerin arasında izledi. Turnuva sonunda düzenlenen ödül töreninde, dereceye giren takımlara kupa ve ödülleri takdim edildi. Törende konuşan Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Kozan Şube Başkanı Murat Mercan, organizasyona katkı sunanlara teşekkür ederek, öğretmenlerin toplum için önemine vurgu yaptı. Mercan, “Öğretmenler, yalnızca bilgi veren kişiler değil, gençliğin rehberi ve geleceğin mimarlarıdır. Merhum Başbuğ Alparslan Türkeş’in de dediği gibi, ‘Öğretmen, milli eğitimin olduğu kadar milletin geleceğini de tayin eder.’ Bu turnuva ile öğretmenlerimize olan minnetimizi bir kez daha ifade etme şansı bulduk. Bu turnuvada farklı olan öğrencilerin öğretmenlerini bir an olsun yalnız bırakmadı ve maç boyunca tezahüratlar ile destekledi. Eğitim hayatı botunca öğretmenlerin desteğini alan öğrencilerin bu kez öğretmenlerine olan desteği bizleri de gururlandırdı” diye konuştu. Öğrencilerden Elif Şimşek ise, öğretmenlerinin bu başarısı ile gurur duyduklarını söyleyerek, "Az bir taraftar grubu olsalar da hiç sesimiz kısılmadan maç boyunca destekledik ve öğretmenlerimiz şampiyon oldu. Çok mutluyuz” diye konuştu. Turnuva sonrası dereceye giren okullara kupaları protokol üyeleri tarafından takdim edildi.