YEREL HABERLER - 20 Nisan 2013 Cumartesi 19:01

EKMELEDDİN İHSANOОLU TARİH VE KÜLTÜR ARAŞTIRMA UYGULAMA MERKEZİ`NİN TEMELİ ATILDI

A
A
A
EKMELEDDİN İHSANOОLU TARİH VE KÜLTÜR ARAŞTIRMA UYGULAMA MERKEZİ`NİN TEMELİ ATILDI

Yozgat Bozok Üniversitesi Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu Tarih ve Kültür Araştırma Uygulama Merkezi`nin temeli düzenlenen törenle atıldı.
Bozok Üniversitesi Erdoğan Akdağ Kamus alanı içerisinde düzenlenen temel atma törenine TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Yozgat Valisi Abdulkadir Yazıcı, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, AK Parti Yozgat Milletvekili Yusuf Başer, Belediye Başkanı Yusuf Başer, Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Uçar, Bozok Üniversitesi Eski Rektörü Prof. Dr. İnci Varinli, belediye başkanları daire müdürleri ve vatandaşlar katıldı.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu ile aile dostu olduğunu ifade ederek, kendisi ile gönül bağlarının çok eskilere dayandığını söyledi. Temeli atılacak merkezin hayırlı uğurlu olmasını dileyen Çiçek,`` Üniversiteler toplumun tolokmotifi, üniversiteler toplumla bütünleşirlerse toplumla kaynaşır, toplumun ihtiyaç ve beklentilerine uygun insanları yetiştirebilirlerse emin olun üniversite yatırımından daha faydalı bir başka yatırım söz konusu değildir. Ancak üniversite dediğimizde sadece bina, tahta ve sıralardan ibaret değil, tam tersi üniversite değdiğiniz zaman kütüphanedir, araştırma merkezlerdir laboratuarlardır, bunlardan yoksun olan bir üniversitenin içi boştur. Türkiye`de 165 ``˜in üzerinde üniversite oldu. Nasıl Türkiye 2023`te dünyanın ilk on ülkesi arasında olmak hedefi varsa, bu üniversitenin de bir hedefi bir iddiası olmalı. Diploma tek başına bir şey ifade etmez, bunu her yerden alırlar her yerden verirler, hatta bir komşu ülkenin diplomalarını kabul etmiyoruz çünkü bir büroda doldurup veriyorlar. Türkiye`ye geldiğinde diplomam var diyorlar diploma bir şey ifade etmiyor. Türkiye ilk ona girecekse bence üniversite bir gelecek tasavvuru ortaya koymalı ve Türkiye`nin ilk on üniversitelerinden birisi haline gelmelidir. Yoksa üniversite Yozgat için sadece çok sayıda öğrencinin okuduğu ve çarşıdan alışveriş yapan kitleden ibaret kalacaksa bunun Türkiye`ye de Yozgat`a da hiçbir faydası olmaz`` dedi.
Yozgat`ın dışında Yozgat`tan fazla yaşayan insanın bulunduğunu ve bunun her defasında söylendiğine değinen TBMM Başkanı Çiçek, ``Ekmeleddin bey burada yaşamadı. Ama aradan bu kadar zaman geçmiş olmasına rağmen Yozgat`ı unutmadı. Belki de yapılabilecek en hayırlı hizmeti Yozgat`a kazandırmak suretiyle örnek bir hemşehri olduğunu gösterdi. Bu başkalarına da örnek olsun. Hayat sadece para kazanmak, şöhret kazanmak değil. Adam gibi yaşamak biraz da başkaları için de yaşamaktır. Belki de tümüyle başkaları için yaşamaktır. Onun için bu hizmetin buraya kazandırması bence son derece önemli ve anlamlıdır. İnşallah imkanı olan ilmi olan serveti olan başka hemşehrilerimize de örnek olsun kuru kuruya da Yozgatlılık olmuyor`` ifadelerini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, temelini atılan Ekmeleddin İhsanoğlu Tarih, Kültür ve Araştırma ve Uygulama Merkezinin Yozgat için Türk ilim alemi için hayırlı uğurlu olmasını diledi.
Ekmeleddin İhsanoğlu`nun Yozgat`ın iftihar ettiği değerli biri şahsiyet olduğunu ifade eden Bozdağ, ``İhsanoğlu bey Yozgat`ın evladıdır, büyük bir bilim insanındır. Hem ülkemizde hem de ülkemizin dışında Türk medeniyetine Türk kültürüne, tarihine İslam medeniyetine, tarihine, kültürüne çok önemli eserler kazandırdığı gibi çok değerli insanlarda yetiştirmiştir. Sadece Türkiye`de değil Dünyanın başka ülkelerinde de çok değerli bilim insanların yetişmesine katkıda bulunmuştur. İhsanoğlu`nun kitapları ile kurulacak kütüphane ve araştırma merkezinin birçok bilim adamı ve araştırma görevlisinin bilimsel çalışmalarına kaynak sağlayacaktır. Katkılarından dolayı İhsanoğlu`na teşekkür ediyorum`` şeklinde konuştu.
Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Uçar ise, Bozok Üniversitesinin hızla geliştiğini belirterek, ``˜Üniversitemizin önündeki engelleri süratle aşarak, yaşanan sıkıntılardan kaynaklanan gecikmeleri bertaraf ederek öncelikle yarım kalan yatırımlara ağırlık verdik. Bu kapsamda iktisadi ve idari bilimler fakültesi ek binası, Erdoğan Akdağ Kongre ve Kültür Merkezi, merkezi laboratuar binasını hizmete açarak üniversitemize fiziki alan kazandırdık. TOKİ ile yapılan sözleşme çerçevesinde rektörlük hizmet binası mimarlık mühendislik ek binasının temeli atılacak. Şuanda temelini atmakla gurur duyduğumuz Ekmeleddin İhsanoğlu Tarih ve Kültür Araştırma ve Uygulama Merkezi kıymeti ölçülemez eserlerle üniversitemizin değerini daha da artıracaktır. Üniversitemizin hasretle beklediği tıp fakültesi morfoloji binası hak ettiği yeri alacaktır. Bize her konuda destek olan siyasilerimize, hayırsever iş adamlarımıza teşekkür ediyorum`` dedi.
İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu da, kendisinin Yozgat`ın ve Türkiye`nin dışında doğduğunu belirterek, ``Fakat Yozgatlı bir babanın Yozgat hakkında söylediklerinden daha fazla söylemedikleri ifade ettiklerinde daha fazla etmediklerini emsal ederek yaşayan bir Yozgatlıyım. İçerisinde babamdan da kalan eserlerin bulunduğu yüz yıllık 10 binin üzerinde kitap, hat ve el yazmalarından oluşan kütüphaneyi yanında sanat eserleri ve kendisine devlet başkanları tarafından takdim edilen nişan ve hediyeleri de kurulacak olan merkeze bağışlıyorum`` diye konuştu
Konuşmaların ardından TBMM Başkanı Çiçek, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu`a plaket verdi. Daha sonra Prof. Dr. İhsanoğlu Tarih ve Kültür Araştırma ve Uygulama Merkezi`nin temeli atıldı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanı Erdoğan: "Millete tepeden bakmayan herkese devlet olarak elimizden gelen desteği sağlıyoruz" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kim olursa olsun, sanatını aşkla icra eden, milletin derdiyle dertlenen, millete tepeden bakmayan herkese devlet olarak elimizden gelen desteği sağlıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri Töreni’nde konuştu. Ödüllerini tebliğ edeceği bilim ve kültür insanları, sanat ve zanaat erbapları, fikir ve edebiyat zatları ile temsilcilerini tebrik eden Erdoğan, "Eserleriyle asırlara aşıp gelen medeniyet nehrimizin sanat ve kültür kollarını besleyen ödül sahiplerimize bundan sonraki çalışmalarında Mevla’dan başarılar diliyorum. Kılı kırk yaran titiz ve kapsamlı bir değerlendirme süreci ile ödül sahiplerini belirleyen seçici kurul üyelerimize de şükranlarımı sunuyorum" dedi. Bu yıl edebiyattan kütüphaneciliğe müzikten tiyatroya bilim kültürden sinema ve zanaatlara uzanan 8 ayrı dalda ödül takdim edeceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Prof. Dr. Gönül Tekin ve Prof. Dr. Günay Kut’a Bilim Kültür ödüllerimizi tevdi ediyoruz. Dünyanın önde gelen Türkologlarından olan Gönül Tekin hocamız kitap ve makaleleriyle, araştırmalarıyla, konferanslarıyla eski Türk edebiyatına ışık tutan önemli çalışmalara imza atıyor. Harvard Üniversitesi’nde Osmanlı Türkçesi Özbekçe ve Çağatayca dersleri veren Prof. Dr. Gönül Tekin uzun yıllar editörlüğünü yaptığı Türklük bilgisi araştırmalar dergisi ile batıda Türkçe yayın merkezi Türkoloji çalışmalarının da önünü açtı. Harvard Üniversitesi bünyesindeki Osmanlı Türkçesi yaz okulunun Cunda’da açılmasında önemli pay sahibi olan hocamız Mevlana, Yunus Emre, Ali Şir Nevai, Evliya Çelebi ve Ahmed-i Dai gibi nice abide isimleri disiplinler arası bir bakışla ele aldı. Prof. Dr. Günay Kut ise yine Türkoloji ve Türkiye edebiyatı alanında uluslararası düzeyde tanınan saygın bir hocamız. Merhum Halil İnalcık, ses seçkin talebelerinden olan Günay Kut Boğaziçi Üniversitesi’nde Türkoloji bölümünü Oxford Üniversitesi’nde ise Atatürk Enstitüsü’nün kurarak Türk kültürüne önemli hizmetlerde bulunmuştur. Bilhassa coğrafi ve yazma eserler alanında Türkoloji müktesebatında önemli katkılar sunan Günay Kut Türk dilinin ve Türk edebiyatının uluslararası ölçekte tanınması için kritik bir rol oynadı. Bilim kültür ödülü sahibi her iki hocamızı da tebrik ediyor bugüne kadar yaptıkları kıymetli çalışmalarından ötürü kendilerine teşekkür ediyorum" diye konuştu. Edebiyat ödülünü bu yıl Fatma Karabıyık Barbarosoğlu’na tevdi edeceklerini, yazı hayatına çok erken çağda 18 yaşında adım atan Fatma Barbarosoğlu’nun hikaye, roman, deneme makale, mülakat ve köşe yazarlığıyla Türk edebiyatında yer eden isimlerden biri olduğunu ifade eden Erdoğan, "Eserlerinden modernizm-gelenek ilişkisini yabancılaşmayı bilhassa kadınların toplumdaki yerini karşılaştıkları sorunları sevgiyi dostluğu ve diğergamlığı sosyolojik bir bakışla etkileyici bir üslupla ele aldı. Benim ağacım benim tohum kelimelerdir diyerek Fatma Barbarosoğlu’nu da tebrik ediyor yazı ve fikir hayatında başarılarının devamını diliyorum" dedi. Bu yılki müzik ödülünün sahibinin Ahmet Özhan olduğunu belirten Erdoğan şöyle konuştu: "Sanat hayatında 57 yılı geride bırakan Ahmet Özhan hem kişiliği hem de bilgi ve tecrübesiyle klasik Türk müziğine önemli eserler kazandırdı. Besteleri yorumları icraları ve araştırmalarıyla Türk sanat ve tasavvuf musıkımıze eşsiz katkılar sağlamıştır. Geçmişle gelecek arasında sağlam köprüler kurdu. Örnek bir sanatçı emsal bir şahsiyet nasıl olur herkese gösteren Ahmet Özhan‘ı kutluyor sanat ve tasavvuf musikimize yaptığı değerli katkıları için kendisine teşekkür ediyorum." Tiyatro dalındaki ödülün bu yıl Turan Oflazoğlu’na takdim edildiğini, evrensel temaları yerel ve kadim değerlerle işleyen bugünün manzarasını, tarihi olay ve şahsiyetlerle mezceden Turan Oflazoğlu’nun geniş perspektifi ve engin birikimi ile temayüz ettiğini dile getiren Erdoğan, "Türk edebiyatına damga vuran tiyatro oyunlarını şiirleriyle denemeleriyle, senaryo ve çevirileriyle besleyen Turan Oflazoğlu, kültür ve sanat dünyamızda muhkem bir yer edinen güçlü yazarlarımızdan biri olmuştur. Bir eserinde ‘dünyanın açtığı en güzel çiçek olabilecekken dünyanın bağrını oyan bir yara olmakta insan’ diyerek günümüz insanına ayını tutan Sayın Oflazoğlu’nu tebrik ediyor kendisine sağlıklı ve bereketli ömürler temenni ediyorum.Kütüphaneler, milletlerin asırlara sarih hafızalarının yaşadığı, yaşatıldığı, muhafaza alındığı ilim ve kültür mahfilleridir. Bu mekanları nefes alan bir yapıya kavuşturmak, ilim erbabı ve araştırmacılar başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin istifadesine sunmak, milli ve manevi kimliğimizin devamı için vazgeçilmezdir. 25 yılını Atatürk kitaplığına vakfeden, şimdilerde Sultan Abdülhamid Han’ın kurduğu Türkiye’nin ilk devlet kütüphanesi olan Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nin müdürlük vazifesini yürüten Ramazan Minder’e kütüphanecilik ödülümüzü tevdi ediyoruz. Demokrasi tarihimizin utanç vesikalarından biri olan 28 Şubat sürecinde Sultan Abdülhamid Han’ın Yıldız Sarayı’ndaki kütüphanesine ait 4 bin 500 kitap kendi tarih Üzerine düşman olanlar tarafından maalesef çöpe atılmıştı. İçinde nadir eserlerin de yer aldığı bu kitapların tamamını Atatürk kitaplığına kazandıran Ramazan Minder Medine Müdafiği Fahrettin Paşa Hamidiye kahramanı Rauf Orbay ve daha nice tarihi şahsiyetin şahsi arşivlerini satın alıp Atatürk kitaplığına taşıdı. Beyazıt Devlet Kütüphanesi’ndeki yazma ve makbul eserlerin bakımı ve restorasyonu için fedakarca çalışan sayın minderlerime ve kataloglama faaliyetleriyle sosyal mekan düzenlemeleriyle kütüphanelerimizin modernize edilmesinde öncü bir rol oynamıştır. Kütüphanecilik Koleksiyonumuzun bugünkü seviyesine ulaşmasında büyük emek sahibi olan Ramazan Minder’i kutluyor, tarihi ve kültür mirasımıza sahip çıktığı için kendisine şükranlarımı sunuyorum" diye konuştu. Bu yıl Zanaatlar ödülünü Salih Balakbabalar’a takdim edeceklerini söyleyen Erdoğan, "Hat, tezyinat, ahşap oyma ve sedef işçiliği gibi geleneksel sanatlarımızı kendi üslubuyla harmanlayıp özgün ve modern bir çizgiye taşıyan Hocamızın birçok eseri yurt içi ve yurt dışındaki müze ve koleksiyonlarda sergileniyor.Altın gümüş, sedef, ahşap, fil dişi ve pirinç gibi malzemelerle hat sanatı ve Türk tezyinatının en nadide eserlerine hayat veren kıymetli sedefkarımızı yürekten tebrik ediyor, geleneksel sanatlarımıza yaptığı eşsiz katkılar için kendisine teşekkür ediyorum. Bu yılki vefa ödülümüzün sahibi Türk sinemasının usta ismi Halit Refiğ oldu. 1958’den ebediyete intikal ettiği 2009 yılına kadar sinema çalışmalarını sürdüren Halit Refiğ yarım asırlık sanat hayat danışman, senarist, yapımcı ve yönetmen olarak Türk sinemasına kıymetli eserler kazandırdı. Halit Refiğ öncüsü olduğu Ulusal Sinema hareketiyle Türk sinemasının yerli ve milli değerler üzerine bina edilmesinde ses getiren adeta çığır açan işlere imza atmıştır. Batı’yı esas alan sinema anlayışını yalnızca filmleriyle değil, kitaplarıyla da eleştiren Halit Refiğ Türk sinemasının merkezine kendi tarihimizin özdeğerlerimizin yerleştirilmesini savunmuştur.. Halk kütüğümüzü tarihi birikimimizi ve bizi biz yapan hasletleri ustalıklı ve gerçekçi bir şekilde beyaz perdeye taşımıştır. Ben Halit Refiğ’im Türkiye ve Türk halkı üzerine bugün ne biliyorsam mesleğim ve Türk sinemasına ilgim sayesinde öğrendim. Türkiye’de halktan gelen ve halka dönecek olan ilk gerçek halk sanatının biri olmaktan heyecan ve gurur duyuyorum. Kendisini bu sözlerle tanımlayan Halid Refiğ’e Allah’tan rahmet niyaz ediyorum. Vefa ödülüyle kendisine olan minnet borcumuzu inşallah ifa etmişizdir diye ümit ve temenni Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü kazanan sanatçılarımızı, hocalarımızı, zanaat erbabımızı bir kez daha tebrik ediyor, her birine şahsım, ve milletim adına Şükranlarımızı ifade ediyorum. Geçmişte bu ödüllere layık görülen ve bugün aramızda olmayan kültür ve sanat insanlarımızı da bu vesileyle minnetle yad ediyorum. kalıcı olan Yarınlara akıl, ruh, moral ve köklerden mesaj ileten sadece ve sadece kültür sanat eserleridir. Atalarımız şu veciz cümleyi ilim, fikir ve sanat dünyamıza adeta hediye etmiştir. Kem alet ile kemalat olmaz" dedi. "Gelenekli sanatlarımızı muhafaza etmeli, ilmi ve kültürel çalışmalarımızı günümüzün sunduğu imkanlarla çok daha ileri noktalara taşımalıyız" "Siyasette iş hayatında, eğitimde, aile ve sosyal yaşantımızda rehber edinmemiz gereken bu sözü pek tabii kültür ve sanat faaliyetlerimizde de kılavuz olarak belirlemek önem arz ediyor" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi: “Şu hususu sizler de çok iyi biliyor, görüyor, tecrübe ediyorsunuz. Vasat malzemeden kaliteli iş asla çıkmaz.Biz elhamdülillah bu açıdan nasipli bir milletiz. Yalnızca ülkemizin değil, gönül coğrafyamızın her bir köşesi, Türk ve İslam medeniyetinden neşet eden kültür hazinesiyle mümtaz eserlerle, önder şahsiyetlerle dolu. Müzikte, mimaride, edebiyatta, bilim, kültür ve sanatın pek çok branşında asırlar boyunca ortaya koyduğumuz eserlerle, bünyemizden çıkardığımız ilim ve kültür insanlarıyla güçlü bir medeniyetin devamıyız. Bugünkü gençlerimizin asla unutmaması gereken hususlardan biri de işte bu medeniyetin daha üç asır öncesine kadar ilim ve sanatta diğer milletlere ilham veren örnek işlere imza atmış olmasıdır. Bilim ve kültür erbabımızın çalışmalarıyla bu mirası ihya etmek, zenginleştirmek ve geleceği çok güçlü bir şekilde kucaklamak zorundayız. Bu noktada her birinize, her birimize önemli vazifeler düşüyor. İçine sirayet ettiği her bünyeyi tek tipleştiren neoliberal kültür akımlarının ve dijitalleşmenin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de etkisini arttırdığını görüyoruz. Bunun için tarihten süzülüp gelen gelenekli sanatlarımızı muhafaza etmeli, ilmi ve kültürel çalışmalarımızı günümüzün sunduğu imkanlarla çok daha ileri noktalara taşımalıyız." Erdoğan, ”Marifet iltifata tabidir düsturuyla düzenlediğimiz Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerimizi işte bu amaç doğrultusunda geçmişten aldığımız ışıkla geleceği aydınlatmak üzere icra ediyoruz. Her alanda olduğu gibi kültür ve sanatta da kimsenin dünya görüşüne, yaşam tarzına, siyasi tutumuna bakmıyor, bu ülkeye, bu millete, bu topraklara aidiyet duyan herkesi baş tacı etmeye özen gösteriyoruz. Taklit ve takip eden değil, ilhamını kendi kültüründen, toplumundan geçmişinden ve köklerinden alan her sanatçı bizim başımızın tacıdır. Devraldığımız mirası zenginleştirmek için ömrünü vakfeden her sanatçı ilim ve düşünce insanı, bizim gönlümüzde ayrı bir yere sahiptir. Kim olursa olsun saanatını aşkla icra eden, bu milletin derdiyle dertlenen, bu millete tepeden bakmayan herkese devlet olarak elimizden gelen desteği sağlıyoruz. Sanatçılarımız hani büyük adam derler ya, bizim nazarımızda işte o büyük insandır" açıklamasını yaptı. Merhum Nurettin Topçu’nun büyük adamı tanımlarken söylediği ‘Büyük adam eserleriyle hayatını birleştiren adamdır’ sözlerini hatırlatan Erdoğan, "Biz onda şu vasıfları arıyoruz. Önce bütün ömründe aynı kanaatin, aynı imanın sahibi olan adamlardır. Devirlere, zaruretlere, cemiyetlere göre değişmez. Muhitine uymaz, muhiti kendine uydurur. Uydurmazsa çarpışır. Cemiyetten daha kuvvetlidir. Cemiyeti sürükleyicidir. Topluma mihmandarlık yapan siz kıymetli kültür, sanat, ilim insanlarımıza inşallah bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da destek olmaya devam edeceğiz. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödüllerini kazanan sanatçılarımızı, hocalarımızı, üstatlarımızı bir kez daha tebrik ediyorum. Programı teşrif eden her bir konuğumuza teşekkür ediyor, sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Tekrar bir araya gelmek temennisiyle hepinizi Allah’a emanet ediyorum” diye konuştu. Bilim-Kültür alanında Gönül Tekin ve Günay Kut, edebiyat alanında Fatma Karabıyık Barbarosoğlu, müzik alanında Ahmet Özhan, tiyatro alanında Turan Oflazoğlu, kütüphanecilik alanında Ramazan Minder, zanaatlar alanında Salih Balakbabalar ödüle layık görüldü. Vefa ödülü ise merhum yönetmen Halit Refiğ’e verildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan törende hazır bulunan Tekin, Kat, Özhan ve Minder’e ödüllerini takdim etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, vefa ödüllerine layık görülen yönetmen Refiğ’in ödülünü eşi Gülper Refiğ’e, Oflazoğlu’nun ödülünü kızı Gizem Oflazoğlu Akar’a, Balakbabalar’ın ödülünü oğlu Baki Enis Balakbabalar’a takdim etti. Törene KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü ve Büyükelçi Hasan Doğan, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Hamza Dağ, Hayati Yazıcı ve Ömer İleri ile Ankara Valisi Vasip Şahin ve Tarihçi ve Yazar Murat Bardakçı da katıldı.