EKONOMİ - 02 Kasım 2024 Cumartesi 09:27

Türkiye’de ilk kez inşa edilen balık çiftliğinin 700’er tonluk son parçaları için dev operasyon

A
A
A

Yalova’nın Altınova ilçesindeki bir tersanede Türkiye’de ilk kez Norveç için inşa edilen açık deniz balık çiftliğinin 700’er tonluk üst blokları dev kapasiteli vinçlerin katıldığı operasyonla kaldırılarak montaj çalışmasına başlandı.

Altınova’daki bir tersanede inşası devam eden balık çiftliğinin 700’er tonluk 3 parçası Türkiye’nin en büyük ve yüksek irtifaya sahip vinçleri vasıtasıyla gerçekleştirilen operasyonla kaldırılarak askıya alındı ve montaj çalışmalarına başlandı. Hydra Projesi çerçevesinde Norveçli bir firma için üretilen 52 metre yükseklik, 78 metre dış çapa sahip yarı kapalı balık üretim tesisi, 86 bin 700 metreküp kapasiteye sahip. Yapımında dev parçaların birleştirilmesiyle son aşamalara gelinen balık çiftliği, tamamlanmasının ardından Norveç’e götürülecek.

Türkiye’de ilk kez inşa edilen balık çiftliğinin 700’er tonluk son parçaları için dev operasyon

Yüksek kapasiteli vinçler büyük projelere katkı sağlıyor

Tersanede balık çiftliği havuzunun dev parçalarının operasyonunu gerçekleştiren vinç firmasının Genel Müdürü Hamza Aydın, yapılan çalışmayla ilgili bilgi verdi. 1600 ve 800 tonluk kafes bomlu paletli vinçlerle balık çiftliği havuzunun upper blok olarak adlandırılan üç parçadan oluşan her biri 700 tonluk parçalarının kaldırma işlemlerini yaptıklarını söyledi. Aydın, tander lift sistemiyle aynı anda 2 vinç kaldırarak montajın yapıldığını belirterek, “Bu bahsettiğimiz vinçler, Türkiye’nin en büyük ve en yüksek irtifada çalışabilen kapasiteli vinçleridir. Bu vinçler, rüzgar santralleri, otoyol inşaatları, hava limanı inşaatları ve askı köprü inşaatlarında kullanılmaktadır. Bu vinçler önceden Türkiye’mizde bulunmamaktaydı. Bu vinçlerin Türkiye’ye gelmesiyle tersaneler, gemi inşa sektörüne hizmet veren birçok firma daha büyük işler alarak bu vinçlerin yardımıyla daha büyük projelere katkı sağlamaktadır” dedi.

Balık çiftliğinin toplam ağırlığı 7 bin tona ulaştı

Yapımı gerçekleştirilen balık çiftliği havuzunun son parçasının kaldırıldığını kaydeden Aydın, şöyle konuştu:

“Bu son parçanın montajıyla beraber, toplam havuzun ağırlığı 7 bin tona yaklaştı ve havuzun inşasını Türkiye’de tek ve en büyüğü 1600 tonluk paletli vinçle ve 800 tonluk paletli vinçle bitirmiş bulunmaktayız. Özellikle şunu belirtmek istiyorum. Bu tarz vinçlerin Türkiye’mize girmesiyle daha büyük daha çaplı projeler yapılmaya başlandı. Bunun en güzel örneklerinden birisi Akkuyu Nükleer Santral Projesi.”

Vinç firmasının Proje Direktörü Muharrem Koç ise 1600 tonluk vinçle de operasyonu yapabilecek kabiliyette olduklarını fakat ana firmanın talebi üzerine yükün daha dengeli kaldırılması amacıyla çift vinç kullandıklarını ifade etti. Koç, dev kaldırma kapasiteli vinçlerin en çok zaman ve ekonomik yönden faydaları olduğunu belirterek, “İşçi, çalışma maliyetlerini düşürüyor. Yukarda olacak birleştirmeleri aşağıda bitiriyorlar, her şekilde hazırlıyorlar, tek parça halinde koyuyoruz. Süre olarak tahmini komple operasyonu düşünürsek belki 1 aya yakın bir fayda da bulunmuş olabilir” dedi.

Türkiye’de ilk kez inşa edilen balık çiftliğinin 700’er tonluk son parçaları için dev operasyon

“İlk defa test edilen bir ağırlık”

Koç, balık çiftliği projesinin Türkiye’de ilk kez inşa edilen bir proje olduğunun altını çizerek, “Bu kadar tonajlı kaldırmayı yapan ilk firmalardan birisi de biziz. 2 adet vinçle de olsa 700 tonu kaldırmak büyük bir proje, büyük bir ağırlık. İlk defa test edilen bir ağırlık” dedi.

Koç, daha önce de büyük operasyonlara imza attıklarını belirtti. 500 tonluk kazan, 550 ton ağırlığında Manavgat Köprüsü’nün ana parçası ve Akkkuyu Nükleer santralinde çalışmalar yaptıklarını ifade etti.

Koç, tersaneler bölgesinde 750 tonluk çok büyük bir operasyona imza atacaklarını sözlerine ekledi.

Türkiye’de ilk kez inşa edilen balık çiftliğinin 700’er tonluk son parçaları için dev operasyon

Erhan Erdoğan

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş: "İslam insanlığa nasip olmuş, verilmiş olan en büyük nimettir” Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Hz. Adem Peygamberimizden Hz. Muhammed aleyhiselatu vesselam Efendimize kadar bütün peygamberler İslam peygamberidir. İslam insanlığa nasip olmuş, verilmiş olan en büyük nimettir” dedi. Mübarek üç ayların habercisi olan Regaib Gecesi dolayısıyla yurdun tüm camilerinde programlar düzenlendi. Vatandaşların camilere akın ettiği gece, ibadet ve dualarla idrak edildi. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Eskişehir’in Sivrihisar ilçesindeki tarihi Ulu Camii’nde düzenlenen "Regaib Gecesi Özel Programı"na katıldı. Başkan Erbaş’ın kıldırdığı yatsı namazının ardından başlayan programda, Kur’an-ı Kerim tilavetleri yapıldı, salavatlar getirildi, ülkemiz ve İslam alemi için dualar edildi. Programda konuşan Başkan Erbaş, Recep, Şaban ve Ramazan aylarının mukkaddes aylar olduğunu belirterek, “Bu üç ay içerisinde mübarek geceler vardır. İşte bu gece idrak ettiğimiz Regaib Gecesi, daha sonra Miraç Gecesi, yine Recep ayının 27’nci gecesine denk geliyor. Ardından Şaban ayının yarısında yani 15’inde idrak edeceğimiz Berat Gecesi. Sonra Ramazan ayı başlı başına bir mukaddes ay; Kur’an ayı, bereket ayı, zekat ayı, hayır hasenat ayı Ramazan ayını daha da mukaddes hale getiren Kadir Gecesi ve sonra Ramazan Bayramı. Görüyorsunuz üç ay içinde her günü neredeyse her gecesi mübarek olan bu ayları idrak etmemizi sağlayan yüce Rabbimize sonsuz hamdüsenalar olsun” dedi. “Yaratılış gayemiz imtihan olmak” Başkan Erbaş, dünyada daha iyi Müslüman ve insan olmak, iyiliği yeryüzünde yayarak ve sonucunda bunlarla imtihan olmak için yaratıldıklarını dile getirerek, şöyle konuştu: “Allah ölümü de hayatı da bakalım ‘Hanginiz daha güzel amel işliyorsunuz, hanginiz en iyi işi yapıyorsunuz? Allah’ın hoşuna gidecek, Resulünün çizmiş olduğu sınırlar içerisinde kalacak. En güzel işleri yapıyorsunuz?’ diye sizi imtihan etmek için yarattı. Yaratılış gayemiz demek ki imtihan olmak. Bütün peygamberler bu hakikati gönderildikleri topluma anlatmak için vazifelendirilmişlerdir. Onlar Cenab-ı Hakkın kendilerine vermiş olduğu İslam’ı tebliğ görevini yerine getirmişlerdir. Hz. Adem Peygamberimizden Hz. Muhammed aleyhisselatu vesselam Efendimize kadar bütün peygamberler İslam peygamberidir. İslam insanlığa nasip olmuş, verilmiş olan en büyük nimettir. İslam’ı kabul eden insana ‘Müslim’ deniliyor. Peygamber Efendimiz insanlığa gönderilen en büyük nimet olan İslam’ı kabul eden Müslüman’ı şöyle tarif ediyor; ‘Müslüman, diğer Müslümanların, insanların elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.’” “İbadetler, daha güzel bir Müslüman olabilmemize vesiledir” Peygamber Efendimizin tarif ettiği gibi bir Müslüman olabilmek için bazı vesilelere ihtiyaç olduğunu kaydeden Başkan Erbaş, “İbadetler, hayır hasenat, Kur’an-ı Kerim’de bize emredilen o emirleri yerine getirmek, bizim daha güzel bir Müslüman olabilmemiz için bir vesiledir. Mübarek günler, geceler, Regaib, Miraç, Berat, Kadir ve Mevlid Gecesi, cuma ile bayram günleri bu mukaddes zamanlar bir vesiledir” diye konuştu. Başkan Erbaş, “Biz insanı en güzel bir surette yarattık, sonra aşağıların aşağısına çevirdik” ayet-i kerimesini hatırlatarak, “Esasında biz yaratılış olarak en güzel bir surette yaratılmışız. Bu şerefimizi inancımızla, ibadetlerimizle, iyiliklerimizle, hayır hasenatımızla vesilelere sarılarak muhafaza etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı. “Gençlerimizi peygamber ve Kur’an ahlakıyla yetiştirmek zorundayız” Gençlerin, çocukların peygamber ahlakıyla yetiştirilmesi gerektiğini söyleyen Başkan Erbaş, “Ahlaki ilkeler dediğimiz konuları hem kendimiz üzerimizde taşıyacağız hem de çocuklarımıza öğreteceğiz. Gençlerimizi Peygamber ahlakı, Kur’an ahlakıyla yetiştirmek zorundayız” şeklinde konuştu. İslam aleminin güçlerini birleştirerek özellikle Gazze’de, Filistin’de çocuk, bebek, kadın demeden masum insanların üzerine bombalar yağdıran zalimlerin birbirine düşmesi için dua eden Başkan Erbaş, “Zalimleri ve onlara yardım edenleri kahruperişan eylesin inşallah. Bütün Müslümanlara birlik, beraberlik, kardeşlik ve uyanıklık nasip eylesin. Bu şekilde Ramazan ayına ulaşmayı hepimize nasip eylesin” dedi. Program, Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Şaban Kondi’nin yaptığı dua ile sona erdi.
Kırıkkale Sürücüsünün ehliyeti olmayan tır, park halindeki kamyona çarptı Kırıkkale’de sürücüsünün ehliyeti olmayan tır, park halindeki kamyona çarptı. Kazada araçlar hurdaya döndü. Kamyon sürücüsü, "Telefon ışığıyla ikaz verdim ama fark etmedi, arkadan bodoslama girdi" diyerek kazayı anlattı. Kaza, gece saatlerinde Kırıkkale-Kayseri D765 karayolunun 35. kilometresinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Nazmi İnan, mazotu biten Isuzu marka 06 CUA 778 plakalı kamyonunu yolun banket kısmına park etti. O sırada, iş makinesi taşıyan Y.Ö. yönetimindeki 06 DST 778 plakalı MAN marka tır, park halindeki kamyona arkadan çarptı. Çarpmanın şiddetiyle savrulan tır, orta refüje devrildi. 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan ihbarla olay yerine sağlık, polis ve jandarma ekipleri sevk edildi. Kazada yaralanan tır sürücüsü, sağlık görevlilerince olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye kaldırıldı. Tedavi altına alınan sürücünün sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Kazada, her iki araçta da büyük çapta maddi hasar meydana geldi. Trafik ekiplerince yapılan kontrollerde tır sürücüsü Y.Ö.’nün ehliyetinin olmadığı tespit edildi. Tır sürücüsüne ve araç sahibine toplamda 37 bin 412 lira para cezası uygulandı. Yapılan işlemlerin ardından araçlar vinç ve çekici yardımıyla otoparka kaldırıldı. "Bodoslama girdi" Kaza anını anlatan kamyon sürücüsü Nazmi İnan, "Keskin yolundaydım. O sırada aracımın mazotu bitti. Dörtlüleri yaktım, bekliyordum. Kendim de arkadaydım. Telefon ışığıyla araçlara ikaz veriyordum. Bu amca (tır sürücüsü) beni fark etmedi, aracı da fark etmedi. Telefonla uzun süre ikaz vermeme rağmen arkadan bodoslama girdi. Daha sonra bu şekilde kaza oluştu. Amcaya koştum, sağlık durumunu sordum" ifadelerini kullandı.
Antalya Ferdi Tayfur, şarkılarıyla uğurlandı Antalya’da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden sanatçı Ferdi Tayfur’un cenazesi hastaneden alındı. Hastane önünde toplanan yüzlerce kişi, usta sanatçıyı gözyaşları ve şarkılarıyla uğurladı. Muğla’nın Marmaris ilçesinde yaşamını sürdüren arabesk müzik sanatçısı ve bestekar 79 yaşındaki Ferdi Tayfur, 15 Aralık’ta tansiyon rahatsızlığı sebebi ile ambulansla hastaneye kaldırılmıştı. Yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınan Tayfur, 17 Aralık’ta ailesinin isteği ve uzman doktorların tavsiyesiyle ilk olarak ambulans helikopterle havalimanına, ardından ambulans uçak ile Antalya’ya sevk edilmişti. Usta sanatçı, organ yetmezliği sebebiyle tedavi gördüğü hastanede akşam saatlerinde hayatını kaybetti Ferdi Tayfur’un vefatının ardından sevenleri hastane önünde toplandı. Sık sık "Ferdi baba" sloganları atan sevenleri, zaman zaman gözyaşlarına hakim olamadı. Klasik bir minibüsle hastaneye gelenler de, açtığı duygu yüklü şarkıları sevenlerine dinletti. Şarkılarıyla gözyaşları içinde uğurlandı Tayfur’un cenazesi 23.30 sıralarına hastanenin morgundan cenaze aracına koyulup kalabalığın bulunduğu alana getirildi. İzdihamın yaşandığı alanda Antalya Valisi Hulusi Şahin ve İlker Arslan da alana gelerek Tayfur’un ailesine baş sağlığı diledi. Bu sırada Tayfur’un yakınları ve sevenleri uzun süre gözyaşı döktü, helallik alınması ve duaların ardından Ferdi Tayfur’un cenazesi şarkıları eşliğinde hastane alanından götürüldü. Yine sevenlerine bir esnaf tarafından lokma ikramı yapıldı. Aile mezarlığına defnedilecek Öte yandan Tayfur’un cenazesinin, cumartesi günü saat 12.00’de Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenecek anma töreninin ardından Emirgan Çınaraltı Camii’nde kılınacak cenaze namazı sonrası, ikindi namazını müteakiben Yeniköy’de aile mezarlığına defnedileceği belirtildi.