SAĞLIK - 31 Ocak 2025 Cuma 14:57

50 yataklı Gevaş Devlet Hastanesi hizmete başladı

A
A
A
50 yataklı Gevaş Devlet Hastanesi hizmete başladı

Van’ın Gevaş ilçesinde yapımı tamamlanan 50 yataklı devlet hastanesi hizmet vermeye başladı.


Van-Tatvan kara yolu üzerinde Gevaş ilçe girişinde kurulan 50 yataklı hastanede; 18 poliklinik, 4 yoğun bakım, 7 diyaliz yatağı ve 3 ameliyathane bulunuyor. Hastaneyi ziyaret eden İl Sağlık Müdürü Operatör Dr. Muhammed Tosun, Gevaş Devlet Hastanesinin 50 yatak kapasiteli olup 3 ameliyathane odası, 4 yoğun bakım yatağı, 18 poliklinik odası ve 7 diyaliz yatağı ile hizmet verdiğini söyledi. Tosun, “Gevaş Devlet Hastanesi; fiziki olarak eski hastaneye oranla yaklaşık 4 kat büyümüş durumda olup, 18 poliklinik ve poliklinikteki uzman hekimlerimizle 7/24 Gevaş halkına hizmet vermektedir” dedi.


Van’da sağlık yatırımlarının hız kesmeden devam ettiğini ifade eden Tosun, “Başkale Devlet Hastanemiz hariç, hastanelerimizin hepsi son yıllarda yapılmış ve fiziki olarak çok iyi durumda olan hastanelerdir. İnşallah Başkale’deki 75 yataklı devlet hastanesinin de ihalesi sonuçlandırılır ve ilkbaharla birlikte kazma vurulup inşaat çalışmaları başlayacak. Tahmini 2 yılda Başkale ilçemize yeni bir 75 yataklı devlet hastanesi kazandırmayı hedefliyoruz. Şu anki yatak kapasitemiz ilimize hizmet vermek için yeterli durumda ama yeni projelerle hem fiziki alanlarımızı arttırıp hem özellikli birimlerimizi arttırarak daha kaliteli hizmet vermeyi hedefliyoruz. Şu an yatırımda olan ve proje çalışmalarında sona gelinmiş olan İpekyolu Bostaniçi 150 yataklı devlet hastanemiz, Muradiye’de 150 yataklı devlet hastanemiz ve Erciş ilçesinde yapılacak olan 150 yataklı ek bina devlet hastanemizin proje çalışmalarında sona gelindi. İnşallah bu yıl içerisinde ihaleleri yapılıp, inşaat çalışmalarına başlamayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.


2025 yılı yatırım programının açıklandığını da ifade eden Tosun, “Edremit Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi ve 100 yataklı Tuşba Devlet Hastanesi de yatırım programına alındı. Bununla ilgili proje çalışmalarının başlatılması için Sağlık Bakanlığımızla görüşme halindeyiz. İnşallah kısa zamanda proje çalışmaları sonrası bunları da halkımızın hizmetine sunmayı hedefliyoruz. İlimizdeki sağlık hizmetlerini üniversite, özel hastane, birinci basamaktaki aile sağlığı merkezi ve ikinci basamaktaki kamu hastanelerimizle bir bütün olarak değerlendirip, daha kaliteli seviyelere çıkarmayı hedefliyoruz” diye konuştu.


Van’da tüm branşlarda uzman doktorların hizmet verdiğini ve çok aciliyet gerektiren herhangi bir branşta doktor ihtiyacının olmadığını vurgulayan Tosun, “İlimizde şu an herhangi bir branşta çok aciliyet gerektiren olmayan bir branşta hekimimiz yok. Şu an çalışmalarımız; elimizde olan branş hekimlerimizin sayılarını arttırıp, hizmet kalitelerini daha da yüksek noktalara çevirmek, hekimlerimizin günlük baktığı hasta sayılarını belli seviyelerin altına çekmek, insanlara daha uzun vakitler ayırıp, hastalıklarına daha uzun vakitlerde çözüm üretmelerini sağlamaktır. Tabi bunları yaparken, ekip sayılarımız artarken; halkımızın da birinci basamak sağlık hizmetleri başvurusunu arttırması gerekiyor. Her insanın hastaneye gelmeden önce çok acil durumlar haricinde hastaneye başvurmadan önce aile hekimlerine mutlaka başvurmalarını, çünkü hastaneye gelmeden de bu ihtiyaçlarının yüzde 75’ini aile hekimlerinde karşılayacaklarını biliyoruz. Böyle olursa hem hastanelerimizdeki yoğunluklar belli seviyelin altına inip daha kaliteli hizmet vereceğimizi umuyoruz” dedi.


Gevaş Devlet Hastanesi Başhekimi Uzman Dr. Mehmet Maruf Kayran ise 25 Ocak’ta faaliyete geçen hastanenin 50 yataklı olduğunu belirterek, "Hastanemiz 18 poliklinik, 7 diyaliz, 4 yoğun bakım ve 3 ameliyathane ile hizmet veriyor. Hastanemizde şu an 11 uzman ve 13 pratisyen hekimle hizmet vermekteyiz. Hastane kapasitemizin artmasıyla beraber daha özellikli birimler açılacaktır. Şu an 50 hemşire, 18 ebe, 19 temizlik personeli ve teknik personelimizle yaklaşık 220 personelle hizmet vermekteyiz. Daha önce 25 yataklı Gevaş Devlet Hastanesinde, kesintisiz hizmet sunumunda bazen aksaklıklar yaşanabiliyordu ama bu hastanemiz gayet yeterli. İnşallah vatandaşlarımız daha kaliteli hizmet alacaklardır" ifadelerine yer verdi.


Hastanenin açılmasına çok sevinen vatandaşlar da, tek isteklerinin tüm branşlarda uzman doktorların olması ve tüm sağlık hizmetlerini yaşadıkları ilçede almak olduğunu söylediler.



50 yataklı Gevaş Devlet Hastanesi hizmete başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Oba Makarna’dan Gaziantep’in sağlık altyapısına güçlü katkı Oba Makarna, Gaziantep Valiliği koordinasyonunda İl Sağlık Müdürlüğü ile imzaladığı protokol kapsamında üç aile sağlığı merkezi ve 1 UMKE deposunu Gaziantep’e kazandırdı. Hizmete açılan aile sağlığı merkezleri, vatandaşlara birinci basamak sağlık hizmetlerini modern ve donanımlı bir ortamda sunacak. Gaziantep Valiliği koordinasyonunda İl Sağlık Müdürlüğü ile Oba Makarna arasında beş aile sağlığı merkezi ve bir UMKE (Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi) deposu projesi için imzalanan protokol kapsamında yapımı tamamlanan 3 aile sağlığı merkezi ve UMKE deposu düzenlenen törenle hizmete açıldı. Şehitkamil ilçesi Beylerbeyi Mahallesi’ndeki Aynur Özgüçlü Aile Sağlığı Merkezi’nde gerçekleşen açılış törenine Gaziantep Valisi Kemal Çeber, Gaziantep Emniyet Müdürü Celal Özcan, İl Sağlık Müdürü Dr. Beytullah Şahin, hayırsever Özgüçlü ailesi ile çok sayıda davetli ve mahalle sakini katıldı. Tamamı modern altyapı standartlarına uygun olarak inşa edilen Aynur Özgüçlü Aile Sağlığı Merkezi, bölgedeki vatandaşların aile hekimliği, bebek-çocuk izlem, aşılama, gebe takibi ve koruyucu sağlık hizmetlerinden daha etkin şekilde faydalanmasını sağlayacak. "Şehirdeki yatak kapasitemizi 2 bin den daha fazla sayıda artırdık" Gaziantep’teki hastane yatak kapasitelerini 2 bin den daha fazla sayıda artırdıklarını söyleyen Gaziantep Valisi Kemal Çeber, "Sağlık sektörü adına çok güzel bir gün yaşıyoruz. Ben de sizler gibi gayet mutluyum. Bir anda hem 4 tane çok önemli tesis açıyoruz. Bilgileri tekrar etmeyeceğim. Beytullah Hocam, gayet güzel izah ettiler. Ama bugün Musa Beylerin yaptırdığı bu tesisleri, bugün açacaklarımızı sadece burada bir tanesini görüyorsunuz. Üst üste koyduğunuz zaman orta ölçekli bir hastane olur. Acil sağlık hizmetleri istasyonu da, lojistik depomuz da bizim için çok önemli. Onun için biz geldikleri zaman Musa Beylere ve kıymetli ailesine biraz bastırdık. Onlar söylediği gibi kıymetli hanımefendinin bir sağlık tesisi niyetiyle, sağlık ocağı niyetiyle geldiler ama Allah kendilerinden razı olsun. Benim nezdimde aslında sizleri kırmadılar ve dediler ki şehrimizin madem böyle bir şeye ihtiyacı varsa hemen yapalım dediler. Sadece son bir buçuk yıl içerisinde şehirdeki yatak kapasitemizi 2 bin den daha fazla sayıda artırdık ve önümüzde devam eden yatırımlarla, kadın doğum hastanemizle 25 Aralık hastanemizle diğer devam edenlerle beraber bir o kadar daha artırmayı hedefliyoruz. Allah devletimize zeval vermesin bir taraftanda Allah Musa beyler gibi Özgüçlü ailesi gibi hayırseverlerin sayısını artırsın. Allah sizin eksikliğinizi de vermesin. Bir anda 4 tane tesisiniz aynı anda açılıyor. Her birinde 9 hekim tarafından bir sürü sağlık hizmeti verilecek hayır kapıları açıyorsunuz. İki tanesinin de yapımı devam ediyor. Dediğim gibi Allah sizlerin sayılarını artırsın. Ben şahsım ve şehrim adına sizlere çok teşekkür ediyorum. Özgüçlü ailesine canı gönülden teşekkür ediyorum" dedi. "Aile Sağlığı Merkezlerimizi burada hizmete almış bulunuyoruz" Açılan tesislerle ilgili bilgiler veren Gaziantep İl Sağlık Müdürü Beytullah Şahin, "Valim daha önce sizin liderliğinizde, valilik binamızda, Özgüçlü ailesiyle birlikte birçok sağlık tesisinin yapımını üstlenmek üzere bir protokol imzalanmıştı. YUKOP tarafından da takip edilen bu inşaatlar bugün itibariyle dördü hizmete alınmış durumda. Özgüçlü ailemizin yaptırdığı merkezlerin ikisinin ise inşaatları halen devam ediyor. Şu anda açılışını yaptığımız bu noktadaki aile sağlığı merkezinin ismi Aynur Özgüçlü Aile Sağlığı Merkezi ve 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu’nu da barındıracak şekilde içerisinde 9 aile hekimlerinin çalışabileceği bir merkez. Aynı zamanda burada gebe, bebek takipleri, müdahale odaları, acil yardım odalarımız gibi birçok hizmet alanlarımız da bulunmakta. Burası Şehitkamil ilçemizde 760 metrekare kapalı alana sahip bir binamız. Bugün açılışını yaptığımız İpek Cıncıkcı Aile Sağlığı Merkezi ve yine içerisinde 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu’nu da aktif olarak barındırmakta. Orada da yine halen 6 aile hekimiyle ve bir istasyonla hizmet sunulmakta. Üçüncüsü ise Alparslan Özgüçlü Aile Sağlığı Merkezi ve yine içerisinde 112 Acil Yardım Ambulansı ile birlikte bir istasyon mevcut. Burada yine 9 aile hekimliği birimimizle beraber hizmet aktif olarak sunulmaktadır. Yine inşaatı biten bir diğer durum da UMKE Lojistik Depomuz. Özgüçlü ailesi tarafından hizmete alınan eserlerimiz bugün itibariyle. Bahsettiğim gibi Akkent ve Mavi Kent’te de iki tane daha Aile Sağlığı Merkezi’nin inşaatı ailemiz tarafından devam ettirilmektedir. Ayrıca bugün itibariyle birkaç gün önce bakanlıkta planladığımız ambulans teminiyle alakalı da tekerinin tozuyla bu sabah yetiştirdiğimiz 16 tane acil yardım ambulansını da bugün itibariyle burada hizmete almış bulunuyoruz. Bu da bize ayrıca bir mutluluk yaşatıyor. Özgüçlü ailesinin yaşayanlarına sağlıklı hayırlı uzun ömürler, geçmişlerine rahmet dileyerek hepinize saygılarımı arz ediyorum" ifadelerini kullandı. "Şehrimizin sağlık altyapısına katkı sunmaktan mutluluk duyuyoruz" Oba Makarna Yönetim Kurulu Başkanı Musa Özgüçlü, açılış töreninde yaptığı konuşmada Gaziantep’e yatırım yapmanın kendileri için bir gurur kaynağı olduğunu belirterek, "Gaziantep bizim memleketimiz, köklerimizin bulunduğu şehirdir. Bizler, bu topraklarda kazandığımızı yine bu topraklara, bu şehrin insanına fayda sağlayacak şekilde değerlendirmeyi ilke edindik. Protokol kapsamında bugün itibarıyla 3 aile sağlığı merkezimizin ve 1 UMKE depomuzun yapımını tamamladık, 2 aile sağlığı merkezimizin inşaatı ise devam ediyor. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz aile sağlığı merkezi ile de şehrimizin sağlık altyapısına katkı sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Halkımızın daha kaliteli, erişilebilir ve modern sağlık hizmetlerinden faydalanmasına destek olmak bizler için büyük bir gururdur. Dilerim bu merkez, binlerce aileye şifa olur. Gaziantep’in güçlü sanayisi, çalışkan insanları ve kadirşinas yapısı ile her zaman daha ileriye gideceğine inanıyoruz. Biz de her zaman bu şehir için, bu ülke için çalışmaya, üretmeye ve gönülden hizmet etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
Erzurum ETÜ’nün kalite yönetim sistemi TÜRKAK tarafından akredite edildi Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ), Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tarafından ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi standardı kapsamında akredite edildi. ETÜ Kalite Koordinatörlüğü tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda alınan akreditasyon, üniversitenin kalite yönetim sistemi süreçlerinin ulusal ve uluslararası standartlara uygunluğunu tescilledi. TÜRKAK tarafından gerçekleştirilen denetim sürecinde, ETÜ’nün kurumsal yönetim yapısı, süreç odaklı yaklaşımı, paydaş ilişkileri ve sürekli iyileştirme mekanizmaları değerlendirildi. Denetim sonucunda, ETÜ’nün kalite yönetim sistemi ISO 9001:2015 standardı gereklerini karşıladığı belirlendi. Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, kalite yönetim sistemi akreditasyonunun kurumsal gelişim açısından önemli bir adım olduğunu belirterek: "ETÜ olarak tüm süreçlerimizi kalite odaklı bir yönetim anlayışıyla yürütmeye önem veriyoruz. TÜRKAK tarafından verilen bu akreditasyon, üniversitemizin kalite yönetim sisteminin uluslararası standartlara uygunluğunu göstermesi bakımından çok değerlidir. Elde edilen bu belge, kalite süreçlerimizin sürekli iyileştirilmesi yönündeki çalışmalarımıza önümüzdeki dönemde de rehberlik edecektir. Bu vesileyle başta üniversitemiz Kalite Koordinatörü Prof. Dr. Fatih Yıldırım ve ekibi olmak üzere emeği geçen tüm personelimize gönülden teşekkür ediyorum" diye konuştu.
Ankara 2026 bütçe görüşmelerinde PKK tartışması Plan ve Bütçe Komisyonu’nda PKK tartışması yaşandı. Plan ve Bütçe Komisyonu’nda 2026 bütçe görüşmeleri devam ediyor. İYİ Parti Samsun milletvekili Erhan Usta, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş hakkında PKK ile ilişkisini sorgulayarak, "Abdullah Öcalan’ın Numan Kurtulmuş sevdası nereden geliyor? Toplantıların kapalı olması meselesi. Bakanların yaptıkları sunumları, milletvekillerinin sorularına verecekleri cevapların doyurucu ve aydınlatıcı olabilmesi için komisyonun basın kapalı olması diyorsunuz. Nasıl böyle bir gerekçe olabilir mi? Kandil’in, İmralı’nın haberi olacak mı, ABD Ve İsrail’in haberi olacak mı? Olacak. Bakanlar istediklerini söylesinler diye basına toplantıyı konuşabilsinler diye toplantı kapatılıyor. PKK daha açık sözlü olarak görüyorum. Biz sevdamızdan vazgeçmedik. Pazar günü medya savunma hattına çekilmek diyor. Medya savunma hattına çekiliyorum. Med İmparatorluğu savunma hattına çekiliyorum. Türkiye’den çekilirken silahlarıyla çekiliyor. Bir anlaşmanın gereği olarak çekiliyorum diyor. PKK terörist başı lehine slogan atılıyor. Bunun hakkında ne işlem yaptınız" ifadelerini kullandı. Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Mehmet Muş, Usta’nın Kurtulmuş’a PKK sevdanız nereden geliyor doğru bir ifade olmadığını söyleyerek, "Politikayı eleştirebilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz, süreçtir bu. Nihai noktası halktır. Ama Türkiye’de gazi Meclisin başında olan birisine PKK sevdanız nereden geliyor demeniz, kaba ve yaralayıcı bir sözdür, bunu kabul etmem. Bunu da size de yakışmaz. Nihayetinde Numan Bey bizim başkanımız" şeklinde konuştu. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, şöyle cevap verdi: "Siyasi fikirleri ve mücadelesi herkes tarafından malum olan birisiyim. Bu söylenen söz beni rencide etmesinin ötesinde çok ağır hakaret olarak kabul ediyorum. Ağır ve yaralayıcı sözün çok üstünde hadsizliktir. BU arkadaşımız bu salonda söylediği sözlerden vazgeçtiğini açıkça ortaya koymalıdır. Ben PKK sempatizanı veya sevdalısı değilim. Eğer böyle kabul ediyorsanız, size iade ediyorum. Bu yaptığınız siyasi şovu böyle basit numaralarla sürdürmeyin. Eğer bende bir sevda olacaksa, ben bu vatana, millete sevdalıyım. BU milletin 86 milyonun her ferdini kendi kardeşim olarak bilirim. Bu ülkenin insanları arasında Türk, Kürt diye ayrımcılık koymak isteyenlerin hepsinin bu ülkeye zarar verdiklerini, haksızlık yaptıklarını bilirim. Böylesine açık fikirlerini 40 senelik siyasi hayatı boyunca dile getirmiş bir adama bu lafı söylemek en hafif tabiriyle hadsizliktir, haksızlıktır, terbiyesizliktir. Ben bu salondan kalkıyorum." Muş, komisyon toplantısına on dakika ara verdi. Kurtulmuş ‘terbiyesiz herif’ şeklinde ifadeler kullanınca, Usta da ‘Ben siyasi eleştiri yapıyorum’ cevabını verdi.
Gaziantep GSO heyetinden Romanya’da ticari iş birliği çıkarması Gaziantep Sanayi Odası (GSO) tarafından yürütülen Gaziantep Ayakkabı ve Triko Kümeleri Projeleri kapsamında, Ticaret Bakanlığı’nın UR-GE desteğiyle Romanya’da yurt dışı pazarlama faaliyeti ve ikili iş görüşmeleri (B2B) programı gerçekleştirildi. GSO heyeti, programın ilk günü 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Bükreş’teki anıtını ziyaret ederek çiçek bıraktı. Ziyaret kapsamında, Romanya Ticaret ve Sanayi Odası başta olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlarla görüşmeler gerçekleştirildi. Görüşmelerde ticari ilişkilerin geliştirilmesi, iş birliği fırsatlarının artırılması ve ortak projelerin hayata geçirilmesi konularında fikir alışverişinde bulunuldu. Programın devamında Gaziantepli firmalar, Romanyalı iş insanlarıyla birebir görüşmeler yaparak potansiyel iş ortaklıkları kurma, ihracatlarını artırma ve uluslararası pazarlardaki rekabet güçlerini yükseltme fırsatı yakaladı. GSO Genel Sekreter Yardımcısı M. Sermest Çapan ve firma temsilcileri, ayrıca Romanya’da çeşitli saha ziyaretleri gerçekleştirerek üretim tesislerini yerinde inceledi. Bu ziyaretler sırasında, sektör temsilcileriyle deneyim paylaşımı yapılırken, iki ülke arasında sektörel iş birliklerinin geliştirilmesi yönünde önemli adımlar atıldı. GSO tarafından gerçekleştirilen ve Ticaret Bakanlığı’nın desteklediği yurt dışı organizasyonu, Gaziantepli firmaların küresel pazarlarda daha etkin yer alması ve uluslararası rekabet güçlerinin artırılması hedeflerine önemli katkılar sağladı. UR-GE UR-GE Projesi, 5973 sayılı karar çerçevesinde Ticaret Bakanlığı tarafından uygulanan "Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi Hakkında Genelge" doğrultusunda, iş birliği kuruluşlarının kümelenme ve proje odaklı ihracat faaliyetlerini desteklemektedir. Yüzde 75 oranında devlet desteği sağlanan UR-GE projeleri firmalara 3 yıl boyunca tanıtım, eğitim, danışmanlık, yurt dışı pazarlama, alım heyeti organizasyonları gibi birçok başlıkta katkı sunmaktadır.
İstanbul Cumhurbaşkanı Erdoğan: "İsrail açlığı çocuklara karşı silah olarak kullandı" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hala ne diyorlar, İsrail masum. Nasıl masum oluyor? Nükleer silah İsrail’de. Güçlü bombalar İsrail’de. İstediği anda istediği gibi Gazze’yi vurma imkanı İsrail’de. Nasıl oluyor da masum oluyor? Tam aksine, masum değil, zalim İsrail’in ta kendisidir. Nasıl mazlum oluyor? Bunu yutmazlar. Hele hele Türkiye olarak biz, bunu yutmayız. İsrail, şu anda açlığı ölümcül bir silah olarak özellikle çocuklara karşı kullandı" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da bir otelde düzenlenen TRT World Forum 2025 programının açılış konuşmasını yaptı. Forumun bu yıl "Küresel Yeniden Kurulum: Eski Düzenden Yeni Gerçeklere" temasıyla yapıldığı söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Önümüzdeki iki gün boyunca 35 farklı ülkeden 132 yetkin konuşmacı ve 2 bini aşkın katılımcıyla küresel meselelere yenilikçi çözümler aranacak. Dünyanın ve bölgemizin içinden geçtiği sancılı süreç dikkate alındığında böylesine bereketli bir fikir ortamı kuşkusuz daha fazla önem kazanıyor. Şurası bir gerçek ki, insanlığın geleceğini tehdit eden sorunlar üzerine ne kadar çok konuşur, karşılıklı saygı çerçevesinde ne kadar çok tartışırsak, sahici çözümlere ancak o nispette ulaşabiliriz. Burada istişare edilecek meselelerin, burada dillendirilecek fikirlerin, burada yükselecek çağrıların tüm insanlığın barış ve huzur arayışına katkı sağlamasını temenni ediyorum" dedi. "İsrail hükümeti 2 yıl boyunca tüm dünyanın gözleri önünde 70 bin Gazzeli’yi şehit etti" İsrail’in Gazze’de 70 bin Gazzeliyi şehit ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yaşadığımız her gün daha adil, daha kapsayıcı, daha kuşatıcı bir küresel sistemin inşasına duyulan ihtiyacı ortaya koyuyor. Savaşlar, çatışmalar, eşitsizlik ve adaletsizlikler tüm insanlığın gündemini adeta işgal etmiş durumda. İkinci Cihan Harbi’nin galipleri eliyle kurulan mevcut sistem günümüzün gerçeklerine ve gerekliliklerine maalesef uymuyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin adaletsiz karar alma yapısı nedeniyle insanlığın ortak sorunlarına çözüm üretemiyor. Çoğu zaman sorunlar da çözüm yolları da apaçık belli olduğu halde yerkürenin birçok yerinde masum insanlar ölmeye devam ediyor. Türkiye olarak insanlığın geleceğinin beş ülkenin insafına terk edilemeyeceğini dile getiriyor ve bu sebeple ‘dünya beşten büyüktür’ diyoruz. En büyük insani krizlerde, en somut insan hakları ihlallerinde dahi karar almakta geciken sistemin taze fikirlere, yeni katkılara ve elbette günceli yansıtan bir yeniden yapılanmaya ihtiyacı olduğu aşikardır. Bakın, son 2 yılda Gazze’de yaşananları hep beraber takip ettik. İsrail hükümeti 2 yıl boyunca tüm dünyanın gözleri önünde 20 binden fazlası çocuk olmak üzere 70 bin Gazzeli’yi şehit etti. 170 binden fazla Filistinli kardeşimiz İsrail saldırılarında yaralandı. Gazze’de neredeyse sağlam tek bir bina dahi kalmadı. Okullar, kiliseler, camiler, hastaneler kasıtlı şekilde bombalandı" ifadelerini kullandı. "Masum değil, zalim İsrail’in ta kendisidir" İsrail’in masum olduğuna yönelik açıklamalara sert tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hala ne diyorlar, İsrail masum. Nasıl masum oluyor? Nükleer silah İsrail’de. Güçlü bombalar İsrail’de. İstediği anda istediği gibi Gazze’yi vurma imkanı İsrail’de. Nasıl oluyor da masum oluyor? Dün işte bu başımıza geldi ve orada gerekenleri zaten söyledik. Tam aksine, masum değil, zalim İsrail’in ta kendisidir. Elinde nükleer silahlar var, bombalar var. Her nevi silah var. Kısa menzil, orta menzil, uzun menzilli silahlar var. Nasıl mazlum oluyor? Bunu yutmazlar. Hele hele Türkiye olarak biz, bunu yutmayız. İsrail, şu anda açlığı ölümcül bir silah olarak özellikle çocuklara karşı kullandı. Az önce perdede gördük. Deri kemik olan o yavruları gördük. Ve açlıkla bu yavrular terbiye ediliyor. İsrail’in yalana dayalı propaganda makinası karşısında, hayatları pahasına sahadaki gerçekleri dünyaya duyurmaya çalışan 270 gazeteci katledildi. Filistinli gazeteciler sadece canlarını değil, evlatlarını, az önce arkadaşlarımızın içerisinde bir tanesi, kendisi hariç, eşini, yavrularını orada kaybetti. Anne babalarını da bu süreçte şehit verdiler. Üzülerek ifade etmek isterim ki, bütün bunlar olurken küresel barış ve istikrarı korumakla görevli kurumlar, katliamları durduracak, soykırımı engelleyecek, çocukların hayatlarını kurtaracak hiçbir adım atmadı. Genel Kurul’un ezici çoğunlukla aldığı kararlar bile, Güvenlik Konseyi’ndeki çıkar hesaplarına kurban edildi. Bunu anlamak, bunu anlamlandırmak mümkün değil. ’Gezi olayları sırasında İstanbul’a kamp kuran medya kuruluşları dahil, uluslararası basın da aynı şekilde failleri özenle gizleyen habercilik diliyle Gazze’de sınıfta kalmıştır. Bir avuç medya organı ve cesur gazeteci dışında Gazzeli mazlumların sesini dünyaya duyuran olmadı. İnanıyorum ki, uluslararası basın camiası bunun muhasebesini objektif bir şekilde, geç de olsa yapacaktır. Kalemini, kamerasını, ekranını ve köşesini Gazze’de işlenen soykırım suçlarını karartmak için kullanan iliştirilmiş gazetecilerin ifşası, medyanın itibarı açısından çok önemlidir. Bu noktada TRT’mizin, soykırımın ilk gününden itibaren büyük bir özveriyle sürdürdüğü yayınlarının çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Gazze’den haber akışına bir an olsun ara vermeyen TRT, failler hakkındaki dosyaların arşivlenmesinde de büyük bir başarıya imza atmıştır. Öyle ki, bu uğurda fotoğrafçı Yahya Barzak kardeşimizi şehit vermiştir. Yahya kardeşimizi ve İsrail saldırılarında hayatını kaybeden gazetecileri bugün bir kez daha rahmetle anıyorum. Biraz evvel şehit basın mensuplarımızın vasiyetlerini hep beraber izledik. İnşallah, maşeri vicdan Yahya Barzak’ın ve diğer 270 basın mensubunun hatırasına sahip çıkacak ve onların canları pahasına topladıkları deliller ışığında soykırım faillerinin hukuk önünde hesap vermesini sağlayacaktır. Türkiye olarak, bu konuda üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Lahey Adalet Divanı başta olmak üzere bütün buralarda gerekli adımlar neyse, bu adımları atmaya hazırız" dedi. "Türkiye, Gazze için tüm gövdesini taşın altına koymaya hazır" İki yıllık zulmün ardından geçtiğimiz haftalarda Türkiye’nin de destekleriyle Hamas ve İsrail arasında bir ateşkes anlaşmasına varıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Böylece Gazzeli kardeşlerimiz ilk defa rahat bir nefes almaya başladı. Hamas’ın anlaşmaya riayet konusunda titiz davrandığını görüyoruz. İsrail ise mutabakatı bozmak ve katliamlarına tekrar başlamak için adeta bahane arıyor, fırsat kolluyor. İşte önceki gün, yine çoğu çocuk, yüzden fazla Gazzeliyi şehit ettiler. İsrail’in ahde sadakat konusundaki berbat sicilini herkes biliyor. Dolayısıyla, ateşkesin sürmesi, insani yardımın Gazzeli kardeşlerimize ulaşması ve Gazze’nin yeniden inşası safhasına geçilmesi, ancak İsrail’in tüm bunlara zorlanmasıyla mümkün olacaktır. Türkiye, Gazze’nin bir an evvel ayağa kaldırılması için sadece elini değil, tüm gövdesini taşın altına koymaya hazırdır. Biz dün olduğu gibi bugün ve yarın da Filistinli kardeşlerimizi asla yalnız bırakmayacak ve iki devletli çözümü savunmaya devam edeceğiz. Son dönemde birbiri ardına gelen Filistin’i tanıma kararlarını bu bakımdan son derece önemli buluyoruz. Henüz bu kararı almayan ülkeleri de bugünden tezi yok harekete geçmeye ve Filistin devletini tanımaya davet ediyorum. Dünyadaki gelişmeleri oturup izlemek, hatta eleştirmek kolay olandır. Zor olan değiştirmek, dönüştürmek, karanlığa karşı bir mum yakabilmektir. Ama biz kolay olanı değil, her zaman zor olanı seçtik. Oturup izlemek veya yanlışları eleştirmektense harekete geçmeyi, sorumluluk almayı, karanlıkları aydınlığa çevirmek için mücadele etmeyi tercih ettik. Milyonlarca kilometrekareyi bulan medeniyet coğrafyamızın her köşesine barışı, adaleti, dayanışmayı, huzuru götürmenin gayretindeyiz. Türkiye olarak yalnızca Gazze’de değil, yaşanan her insani krizde inisiyatif alıyoruz. Dördüncü yılına girecek Rusya-Ukrayna Savaşı’nın adil ve kalıcı bir barışla çözümü için ilk günden itibaren sorumluluk üstlendik. Hem Sayın Putin hem de Sayın Zelenski ile yaptığımız görüşmelerde ilk etapta ateşkes ve devamında kalıcı barışın sağlanması için her türlü desteği vermedeki kararlılığımızı ifade ettik. Umuyorum ki yakın bir gelecekte taraflar arasında bir orta yol bulunacak, iki komşu halkın yeniden yan yana barış içinde yaşamasının önü açılacaktır. Türkiye bunun için her türlü katkıyı sunmaya devam edecektir" ifadelerini kullandı. "Türkiye olarak El Faşir şehrinde sivillere karşı işlenen zulümleri en güçlü biçimde lanetliyoruz" Geçtiğimiz yıl Somali ile Etiyopya arasında büyük bir krize dönüşme potansiyeli taşıyan anlaşmazlıkların çözümüne yardımcı olduklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kardeş ülkelerimiz Afganistan ve Pakistan arasında geçtiğimiz haftalarda patlak veren krizin aşılmasında da başat rol oynadık. Milli İstihbarat Teşkilatımızın yürüttüğü arabuluculuk çalışmaları, ülkemize duyulan güvenin bir tezahürü olarak kısa sürede meyvelerini verdi ve taraflar arasında bir ateşkes antlaşması imzalandı. Bu anlaşmanın kalıcı hale gelmesini canı gönülden arzu ediyoruz. Günümüz dünyasında artık hiçbir ülkenin kendisini sınırları içine hapsetme lüksü yoktur. Coğrafi bakımdan hiçbir ülke için yanı başındaki, bölgesindeki sorunlara bigane kalma gibi bir seçenek söz konusu değildir. Bugün ister Gazze olsun, ister Afganistan olsun, isterse Sudan olsun, masumların ölümüne bunlar bizim sorunumuz değil diye bakanlar, açık söylüyorum, kazın ayağının hiç de öyle olmadığını bir şekilde öğrenirler. Büyük bencillik içinde sınırlarının hemen ötesinde yaşanan yoksulluğu, çatışmaları, krizleri umursamayanlar, bırakın insanlığı, kendi çocuklarına bile parlak bir gelecek vadedemezler. Her koyunun kendi bacağından asıldığı bir dünya hepimiz için sonu karanlık bir dünya demektir. Haksızlık karşısında susan, o haksızlığa ortak olmuştur. Zulme rıza göstermek de unutmayın, zulümdür. Bir hesap gününe inanan insanlar olarak bizler zulme rıza gösteremeyiz. Haksızlık karşısında susanlardan olamayız. Şuraya özellikle dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Bunca imkana, bunca teknolojiye, son 20 yılda yaşanan iletişim devrimine rağmen Asya’dan Afrika’ya çocuklar ölmeye devam ediyorsa, hepimiz kendimizi sorgulamak mecburiyetindeyiz. Son günlerde Sudan’dan gelen dehşet verici görüntüleri hem gazeteci hem de bir birey olarak inanıyorum ki sizler de takip ediyorsunuz. Kuzey Darfur’un başkenti El Faşir’de sivil halka yönelik katliamları vicdan sahibi hiç kimse kabul edemez, buna sessiz ve kayıtsız kalamaz. Türkiye olarak El Faşir şehrinde sivillere karşı işlenen zulümleri en güçlü biçimde lanetliyoruz. El Faşir şehri ve çevresindeki saldırıların sona erdirilmesi, masum sivillere yönelik katliamların derhal durdurulması gerekiyor. Biz bu konuda kardeşlik hukukumuzun gereği neyse samimiyetle, açık yüreklilikle onu yerine getirmeye hazırız. Yeter ki kardeş kanı akmasın, yeter ki masum çocuklar, kadınlar ve siviller öldürülmesin. Siz basın mensuplarımızdan da Sudanlı kardeşlerimizin dramını dünyaya duyurarak bu mücadeleye omuz vermenizi bekliyorum" dedi. "Aile kurumunun altına adeta dinamit konuluyor" Türk dizilerinin milyarlarca insan tarafından beğeniyle takip edildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "TRT’miz küresel barış adına yürüttüğümüz bu çalışmalarımızın insanlığın ortak hafızasında yer edinmesinde kritik rol oynuyor. TRT’miz bu yayınlarıyla manipülasyonun medya refleksi haline geldiği bir çağda sorumlu yayıncılığın zeminini büyütüyor. Gerçeğin algılara kurban edildiği bir zamanda milyarlarca insana hakikat temelli bir alternatif sunuyor. Bunları fevkalade değerli bulduğumuzu ifade etmek isterim. Türk dizilerinin milyarlarca insan tarafından beğeniyle takip edildiği bu dönemde TRT’miz dizi sektörünün de öncülüğünü üstlenmektedir. TRT yapımı diziler 110’dan fazla ülkede 50’den fazla dilde yayınlanıyor. Bu yapımlar sayesinde dünyanın çeşitli coğrafyalarından pek çok insan hem güzel Türkçemizi öğreniyor, hem de tarihimizle, kültürümüzle, milli ve manevi değerlerimizle tanışma fırsatı elde diyor. Sizin de bildiğiniz üzere aile müessesesi ciddi saldırı altındadır. Çarpık ilişkiler, sapkın akımlar, insan fıtratını hiçe sayan birliktelikler, dijital platformlar vasıtasıyla özendirilmektedir. Sosyal medya mecraları aynı şekilde bu yozlaşma sürecini körüklüyor. Kadın ve erkekten oluşan aile kurumunun altına adeta dinamit konuluyor. Özgürlük kavramıyla her türlü gayri ahlakilik meşrulaştırılmaya çalışılıyor. İnsanlar mahremini, sırf birkaç beğeni almak uğruna ortaya dökmekten çekinmiyor. Maalesef bundan hicap da duymuyor. Bireyselleşmeye karşı millet olmayı, bencilliğe karşı dayanışmayı, sanal ilişkilere karşı sahici bağları, yani insanı ve insani değerleri öne çıkaran yapımlara daha fazla önem vermemiz gerektiğine inanıyorum. Ülkemiz, milletimiz ve insanlık için en iyi, doğru, faydalı, ahlaki olanı reyting kaygısına kurban etmeden yolunuza devam etmenizi bekliyorum" diye konuştu.
İstanbul Arnavutköy Belediyesi’nden eğitime 70 milyon liralık dev destek Arnavutköy Belediyesi, ilçede yaşayan 11 bin öğrenciye toplam 70 milyon liralık eğitim desteği sağladı. Arnavutköy Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen programda, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite öğrencilerine nakdi eğitim yardımı yapılırken, törende konuşan Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu, "Bizim belediyemiz sadece yol ve park yapan değil, çocuklarının geleceğini inşa eden bir belediyedir" dedi. Arnavutköy Belediyesi tarafından düzenlenen "Eğitim Destek Programı" yoğun katılımla gerçekleştirildi. "11 bin öğrencimizin tamamına ulaştık" Törende konuşan Arnavutköy Belediye Başkanı Mustafa Candaroğlu, göreve geldikleri günden bu yana eğitim alanında önemli yatırımlara imza attıklarını belirterek, "Her zaman gençlerimize nasıl daha iyi hizmet ederiz diye düşündük. Seçim öncesi 12 okul sözü vermiştik, ama biz bugün itibarıyla 23 okulun temelini atmış ya da açılışını yapmış durumdayız. 83 okulumuzun tamamında bakım, onarım ve altyapı çalışmaları yaptık. Bu yıl hedefimiz 10 bin öğrenciye eğitim desteği sağlamaktı ancak 11 bin başvuru geldi ve hiçbirini geri çevirmedik. 11 bin öğrencimizin tamamına ulaştık" dedi. "Belediyemiz 2 adet 32 derslikli okul inşa ediyor" Candaroğlu, Arnavutköy Belediyesi’nin eğitime verdiği desteğin yalnızca bursla sınırlı olmadığını ifade ederek, "Eğitim yatırımı belediyelerin asli görevi olmamasına rağmen biz kendi imkanlarımızla 2 adet 32 derslikli okul inşa ediyoruz. Bugün Türkiye’nin dört bir yanında modern okullar yükseliyor. Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan’ın eğitim vizyonu bize ilham veriyor" şeklinde konuştu. Candaroğlu ayrıca ilkokul ve ortaokul öğrencilerine kırtasiye desteği, lise öğrencilerine 2 bin 500 TL, üniversite öğrencilerine ise 15 bin TL tutarında burs ödemesi yapıldığını, bursların 3 taksit halinde hesaplara yatırılacağını söyledi. "Eğitimi sadece okul duvarları arasında görmüyoruz" Candaroğlu, "Eğitimi sadece okul duvarları arasında görmüyoruz. Kültür merkezlerimizde, spor tesislerimizde, bilim merkezimizde ve sanat akademimizde gençlerimize fırsat eşitliği sunuyoruz. Amacımız, bilgiyle donanmış, milli ve manevi değerlerine bağlı, özgüveni yüksek bir nesil yetiştirmek" ifadelerini kullandı. Tören sonunda 11 bin öğrencinin burs ve eğitim destek ödemeleri başlatıldı. Programa Arnavutköy Kaymakamı Mahmut Hersanlıoğlu, AK Parti İstanbul Gençlik Kolları Başkanı Nevzat Yüce, AK Parti Arnavutköy İlçe Başkanı Salim Gökhan Gürek, Arnavutköy İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Yılmaz, siyasi parti temsilcileri, muhtarlar, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katıldı.