GÜNDEM - 14 Ekim 2025 Salı 10:51

Tunceli’nin dağlarından gelen şifa: Her bitkiden sirke yapıyor

A
A
A

Tuncelili Saniye İldeniz, köyünde topladığı yenilebilecek her bitkiyi sirkeye dönüştürüyor.

Tunceli’nin yüksek dağları, derin vadileri ve zengin bitki çeşitliliğiyle tanınan Aktarla köyünde yaşayan 60 yaşındaki Saniye İldeniz, doğanın sunduğu endemik bitkileri sirkeye dönüştürerek hem sağlıklı yaşamı destekliyor hem de geçimini sağlıyor. Dağlardan kekik, melisa, deve dikeni, damar otu, nane, reyhan, palamut, kuşburnu, iğde, kara erik ve ışkın gibi bitkileri toplayan ve sirkeye dönüştüren İldeniz, ürünlerini kent merkezindeki küçük dükkanında satışa sunuyor. Geleneksel yöntemleri modern bir bilinçle harmanlayan İldeniz, sirkeyi yalnızca bir gıda değil, adeta ’vücudun süpürgesi’ olarak görüyor.

"Herkesin hayatında sirke olursa hastalıkların da azalacağını düşünüyorum"

Sirkenin, herkesin hayatında olması gerektiğini belirten ve bitkileri sirkeye dönüştürme sürecini anlatan Saniye İldeniz, "Kendi yöremize ait bitkiler. Köyde yaşadığım için endemik bitkileri tanıyorum. Bu bilgilerimden faydalanıyorum. Bitkileri yan etkileri olduğu için uzun süre saklayamıyorsunuz. Hem yan etkilerini bitirmek, hem de vücuda daha faydalı bir hale getirmek için onları sirkeye dönüştürüyorum. Kekik, melisa, deve dikeni, damar otu, nane, reyhan gibi aklınıza gelebilecek, yenilebilecek bütün bitkilerden sirke yapıyoruz. Bence sirke herkesin hayatında olmalı. Bir kere sirkeye ‘vücudun süpürgesi’ diyebiliriz. Özellikle el yapımı doğal sirkeleri evde kullanırlarsa mevsim geçişlerinde hasta olmazlar, sık sık grip olmazlar, enfeksiyon için yine çok önemli. İnsanlar artık toplu tuvaletleri ve toplu taşımayı kullanıyor, lavabolar aynı. Hatta toplu taşıma yerlerinin lavabolarında kullanılan sabuna bile günde kaç kişi dokunuyor. Yani bazen sabun bile temizleyici olmuyor. Ama herkesin hayatında sirke olursa hastalıkların da azalacağını düşünüyorum. Bana sorarsanız ‘ölümsüzlük iksiri’ derim" dedi.

"Diyabet hastaları için çok kıymetli"

Özellikle yöreye özgü ışkın bitkisinden yapılan sirkenin önemine dikkat çeken İldeniz, "Işkın sirkesi, yine bizim yöreye ait. Yüksek dağların eteklerinde olur. Diyabet hastaları için çok kıymetli ama aynı zamanda vücut koruyucudur, ‘kanser savar’ diye bilinir. Bizim büyüklerimiz öyle derdi. Çocuklara mevsiminde hasta olmayalım, bağışıklık sistemimiz güçlensin, iç temizliğimiz olsun diye zorla yedirirlerdi. Bu yüzden çok kıymetli. Günümüzde de özellikle diyabet hastalarında daha etkili olduğu için tercih ediliyor. Böbreği temizliyor, bağırsaklardaki kalıntıları temizliyor, ödem atıyor" şeklinde konuştu.

"Bütün bunları kendi köyümde yapıyorum"

Köyde ürettiği doğal sirkeleri kent merkezinde açtığı küçük işletmesinde satışa sunduğunu belirten İldeniz, "Bütün bunları kendi köyümde yapıyorum. Genellikle köyde yaşadığım için orada, doğadaki bitkilerden faydalanarak onları böyle dönüştürüyorum. Sonra eş, dost, akraba, çevreme satıyorum. Kendi harçlığımı çıkarıyorum. Aynı zamanda burada 35-40 metrekare küçük bir dükkanım var. Dükkanda gözleme, yağlı ekmek, yine bizim ata tohumu olan glütensiz kara kılçık ekmeği yapıyorum. Tam buğday ekmeği de yapıyorum. Böylelikle burada harçlığımı çıkarıyorum" şeklinde konuştu.

Feyza Nur Dikici

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri Adliye mensupları, meslektaşlarının konserinde doyasıya eğlendi Kayseri Adalet Sarayı mensupları tarafından oluşturulan Re’sen Ritim Topluluğu, kültür ve sanat faaliyetlerini desteklemek amacıyla sahne aldı. Konserde dinleyiciler doya soya eğlenirken, Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Habib Korkmaz’da bir şarkı seslendirdi. Kadir Has Gösteri ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen konsere, Kayseri Valisi Gökmen Çiçek, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Habib Korkmaz, Talas Belediye Başkanı Mustafa Yalçın, Kayseri Adalet Komisyonu Başkanı Hacı Mustafa Yazıcı, Kayseri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kurtuluş Karamustafa ve adliye mensupları katıldı. Konserde bir konuşma yapan Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Habib Korkmaz, "Personellerimizin medeni cesaret göstererek, hazırlamış oldukları müzik topluluğumuzun 4’üncü konserinde bir aradayız. Daha önceden de olduğu gibi sizlere güzel bir gece, güzel bir müzik ortamı vaat ediyoruz. Bu vaadimizi birazdan gerçekleştireceğiz. 3 aydır arkadaşlarımız hazırlık yapıyorlar. Emeğin ve gayretin çok güzel neticelere vesile olduğunu hep beraber göreceğiz. ‘Bu gece az laf, çok müzik diyoruz" ifadelerini kullandı. Konuşmanın ardından başlayan konserde Re’sen Ritim Topluluğu tarafından ‘Isırgan Otu’, ‘Domdom Kurşunu’, ‘Yazan Kalem Siyah’, ‘Mavi Boncuk’, ‘Arım Balım Peteği’ gibi önemli şarkılar seslendirildi. Konserde katılımcılar doyasıya eğlenirken, Kayseri Cumhuriyet Başsavcısı Habib Korkmaz’da sahnede Aşık Mahzuni Şerif’ten ‘İşte Gidiyorum Çeşm’i Siyahım’ şarkısı seslendirdi.
Muğla Sumud yeniden yolda: İlkbaharda Gazze’ye ikinci sefer Muğla’nın Bodrum ilçesinde panele katılan Sumud hareketinin önde gelen ismlerinden aktivist Ayçin Kantoğlu, Gazze’ye yönelik insani yardım ve ablukanın kırılması amacıyla yürütülen Sumud hareketinin, ilkbahar aylarında yeniden yola çıkacağını açıklandı. Aktivistler, yeniden Gazze’ye ulaşmak için sivil insiyatifle hazırlıkların başladığını duyurdu. Bodrum’da Herodot Kültür Merkezi’nde düzenlenen "Yeniden Sumud ve Gazze Gerçeği" başlıklı panelde, aktivist Ayçin Kantoğlu, sanatçı Fethullah Badem ve yazar Mehmet Ercan, Gazze’de yaşanan insani drama ve Sumud hareketine ilişkin deneyimlerini paylaştı. Programa çok sayıda vatandaş katıldı. Program, İstiklal Marsı’nın okunmasıyla başladı. Ardından Kur’an-ı Kerim tilaveti okundu. Etkinlikte, Gazze’de yaşananlara ilişkin hazırlanan video katılımcılara izletildi. Açılış konuşmasının ardından panele geçildi. Panelde konuşan aktivist Ayçin Kantoğlu, hem geçmişteki Sumud sürecinin değerlendirileceğini hem de yeni yolculuğun müjdesinin paylaşıldığını belirterek, "Yeniden Sumud ilkbaharda yola çıkacak. İsrail, ateşkese rağmen agresif ve saldırgan tutumuna ara vermedi. Ölümlerin önüne geçilemedi, beklenen insani yardım koridoru hala açılamadı. Sivil insiyatif bir kez daha Gazze’ye ulaşmanın, ablukayı kırmanın yollarını arayacak" dedi. Gazze’de yaşananların, yaşadıkları zorlukların çok ötesinde olduğunu vurgulayan Kantoğlu, "Zorlu bir yolculuktu. Akdeniz’i fındık kabuğundan teknelerle geçmenin getirdiği ciddi bir mücadele vardı. Güçlü bir düşman var ama yenilmez değiller. Halkların iradesi Birleşmiş Milletleri ve devletleri görevlerini yapma noktasında baskılayacaktır. Bizim için as olan Filistin’in özgürlüğü ve selametidir. Daha kalabalık gitmeyi planlıyoruz. İlkinde yaklaşık 1 milyon başvuru vardı, ikincisinde bu ilginin daha da artacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.