ÇEVRE - 01 Temmuz 2024 Pazartesi 10:24

Yomralı arıcılar Anzer Balına rakip çıktı

A
A
A
Yomralı arıcılar Anzer Balına rakip çıktı

Rize’nin Anzer Yaylası’nda üretilen ünlü Anzer balına Trabzon’un Yomra ilçesindeki arıcılar rakip çıktı.


Trabzon’un Yomra ilçesine bağlı Çamlıyurt mahallesinde arıcılık yapan vatandaşlar, ürettikleri balların dünyanın en kaliteli ballarından biri olduğunu iddia etti. Mahalle sakinleri, yıllardır süregelen arıcılık geleneği ve yöresel flora sayesinde elde ettikleri balların Anzer balından daha üstün olduğunu savundu. Mahalle sakinlerinden Mustafa Can, "Biz dededen beri arıcılıkla uğraşıyoruz ve yöremizin ballarının şifasını çok iyi biliyoruz. Bu ballar sadece kahvaltılık olarak değil, birçok hastalığa karşı da şifa kaynağı. Anzer balının kalitesini küçümsemiyoruz ama bizim balımızın daha kaliteli olduğunu iddia ediyorum. Mahallemizdeki diğer arıcılar da benimle aynı fikirde" dedi.


Can, Anzer Yaylası’nda yaptığı incelemeler sonucunda, arıların ağırlıklı olarak beyaz orman gülünden ve bazı endemik bitkilerden bal aldığını ve bu bitkilerin kendi yörelerinde de yaygın olduğunu belirtti. Can, “Bizim balımızı alıp Anzer balıyla karşılaştırsınlar, gerekli analizleri yapsınlar. Bu işi bizden daha iyi yapan, daha kaliteli bal üreten başka kimse olduğunu düşünmüyoruz" şeklinde konuştu.


Yomralı arıcılar, iddialarını desteklemek ve balın kalitesini kanıtlamak için bilimsel analizlerin yapılmasını talep etti.



Yomralı arıcılar Anzer Balına rakip çıktı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Kaybettiği annesine verdiği sözü tuttu Eskişehir’de yaşayan Kaan Oktar, dershaneye gitmeden Liselere Geçiş Sınavı’ndan (LGS) 500 tam puan alarak, 1 yıl önce kanserden kaybettiği annesine vermiş olduğu sözünü tuttu. Eskişehir’de yaşayan 14 yaşındaki Kaan Oktar, dershaneye gitmeden hazırladığı Liselere Geçiş Sınavı’ndan (LGS) 500 tam puan aldı. Bir yıl önce Lenfoma kanserinden 51 yaşında kaybettiği annesi Semra Ünlüce Oktar’a verdiği başarı sözünü böylelikle tutan Kaan Oktar’ın, başarısı bu sebeple daha anlamlı oldu. Kentte 500 tam puan alan 5 öğrenciden biri olan Oktar, yılın başından bu yana belli bir aralıklarla sistematik bir biçimde çalıştığını ve sosyal hayatını aksatmadığını belirten Oktar, hedeflerinden de bahsetti. İstanbul Erkek Lisesi’ne yerleşmek istediğini belirten Oktar, yurt dışında üniversite okumanın da hedefleri arasında olduğundan bahsetti. “Aşırıya kaçmadan bol bol çalışmak gerekiyor” LGS’deki başarısı ve çalışma yöntemi hakkında konuşan Kaan Oktar, "500 puan almak gurur veren bir his. Biz sınıfça çok çalışıyorduk. Sınıftan bir tek full çeken ben olmam kendimi biraz üzgün ve suçlu hissettirdi. Sayısalda birkaç tane tereddüdüm olan soru vardı. Sözelde de biraz stres yapmıştım ama genel olarak o kadar stresli değildim. Günlük, yılın başında 25 dakika çalışıyordum 10 dakika ara veriyordum. Daha sonra o kadar düzenli değildi ama her akşam deneme çözüyordum. Okulda olduğum denemeler genelde çok iyi ve fulle yakın, bazen de full geliyordu. Evde olduğum denemelerin sonuçları o kadar iyi gelmiyordu. Ben 1 dershaneye gittim ama özel ders niteliğinde değil. Orada sadece deneme olmaya gitmiştim o kadar. Çok fazla çalışmadan, aşırıya kaçmadan bol bol çalışmak gerekiyor. Boş zamanlarımda dışarı çıktığım, oyun oynadığım ve bisiklet sürdüğüm oldu. İstanbul Erkek Lisesi’ne gidip, yurt dışında üniversite okumayı hedefliyorum. Hedeflediğim bir bölüm şu an yok. Üniversiteye geçtiğimde ya da 10’uncu sınıfta sözel-sayısal seçeceğim zaman onu belirleyeceğim, şimdi belli değil" dedi.
Denizli Toplumsal kutuplaşmaya dikkati çeken Başkan Çavuşoğlu; “Suçun sorumlusu cezalandırılmalıdır” Son günlerde artan toplumsal kutuplaşmaya dikkati çekerek, birlik ve beraberlik çağrısında bulunan Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, “Bizi ayrıştırdıkları değil, birleştiğimiz değerleri ön planda tutalım” dedi. Türkiye’de son günlerde artan toplumsal kutuplaşmayla birlikte sığınmacı sorununun da çözülmemesi konusunda büyük bir gerginlik yaşandığını ifade eden Başkan Çavuşoğlu, birlik ve beraberlik çağrısı yaptı. Başkan Çavuşoğlu, “Bugün o büyük oyunu gördüğümüzde, renklerin toplumu ayrıştıran değil, toplumu birleştiren bir zenginlik olduğunun bilinmesi gerekiyor. Özellikle bu anlamda, son süreçte ülkemizde yaşayan sığınmacıların, kaçak göçmenlerin, kesinlikle geri döndürülmesi konusunda bir yöntemin ve yolun bulunması gerekiyor. Misafirliklerinin uzadığı kısmında hiçbir tereddüdüm yok ama birkaç kişinin işlemiş olduğu suçtan kaynaklı olarak da bir toplumun, bir kesimin, bir ırkın topyekûn cezalandırılma mantığı içerisine girilmesi, masum insanlara bu anlamda zulmedilmesinin de doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü suç şahsidir. Suçun sorumlusu cezalandırılmalıdır. Burada gerçekten de çok ince bir çizgide duruyoruz. O çizgide şu; Misafirlerimiz var, eyvallah. Misafirlik de uzamıştır ama misafirlerden bazılarının davranışlarından dolayı da bütün misafirleri topyekûn zulme tabi tutacak bir hikayenin yazılıyor olmasını da kabul etmek mümkün değildir. Çünkü onların da bir insan, onların da bir canlı, o çocukların da bir annesi olduğunu, o babaların da bir çocuklarının olduğunun unutulmaması gerekir. Aynı şekilde de Suriye’ye ticarete giden-gelen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına da bu anlamda yapılan davranışların da doğru olmadığının altını çizmek gerekiyor” dedi. “Birleştiğimiz değerleri ön planda tutalım” Başkan Çavuşoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Birlikte yaşamı ve hayatı güzelleştirebileceğimizi unutmayın. Hepimiz farklıyız. Renklerimiz farklı, gözlerimiz farklı, inançlara bakışlarımız farklı ama hepimiz bir kurumda, bir sokakta bir araya gelebiliyoruz. Demek ki bizi ayrıştırdıkları değil, birleştiğimiz değerleri ön planda tutalım. Bu serginin de gerçekten bu anlamda ayrıştırmanın, ne kadar kötü sonuçları doğurabileceğini, insanları diri diri yakacak kadar insanlıktan uzaklaştırılan bir sürecin tanıklığı açısından da çok önemli olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı. Konuşmanın ardından Başkan Çavuşoğlu ve beraberindekiler ulusal ve uluslararası karikatür sanatçılarının eserlerinden oluşan sergide Asaf Koçak’ın 51 adet portre karikatürünü inceledi.
İstanbul 15 Temmuz Gazisi Ahmet Onay, 8 yıl sonra o geceyi adeta yeniden yaşayarak anlattı 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında Atatürk Havalimanı’nda vurularak gazi olan Ahmet Onay, 8 yıl sonra o geceyi adeta yeniden yaşayarak anlattı. Onay, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın alnından öptükten sonra kulağına, "Bize eğilmek yakışmaz oğlum, ayağa kalk" dediğini ifade etti. Fetullahçı Terör Örgütü tarafından 15 Temmuz 2016 gecesinde düzenlenen darbe girişimi esnasında 250 kişi şehit olurken yüzlerce vatandaş da yaralanarak gazi olmuştu. Darbecilerin saldırısı sonucu Atatürk Havalimanı’nda yaralanan Ahmet Onay, hain darbe girişimi sırasında yaşananları 8 yıl sonra adeta yeniden yaşayarak anlattı. Hafıza kazınan o anları İhlas Haber Ajansı (İHA) ile paylaşan Onay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın o gece havalimanına geldiğinde neler yaşandığını da aktardı. "15 Temmuz, 2’nci İstiklal Mücadelesi’ni verdiğimiz gündür" Terör örgütünün darbe girişimine halkın sokaklara dökülerek karşı durmasını 2’inci bir İstiklal Mücadelesi olarak niteleyen Ahmet Onay, “15 Temmuz bir milletin yeniden doğuşu, bir milletin yeniden dirilişi, 2’nci bir İstiklal Mücadelesi verdiği bir gündür. O gece biliyorsunuz ki Türkiye’de iki irade vardı. Biri tankların önüne yatanlar, demokrasi uğruna, inandığı lider uğruna ölüme giden milyonlar. Bir de bu tankların içindekileri savunanlar. Tankları milletin üzerine sürenleri kollayanlar. Bu iki irade arasında amansız bir mücadele oldu. Ama 24 saat dolmadan bu millet evladına, liderine, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a destek çıktı. Onun uğrunda ay yıldızlı bayrağın altında ölebileceğini tüm dünyaya bir demokrasi dersi vererek göstermiş oldu” dedi. "Ölüm anında liderimle buluştum. Alnımdan öptü ‘bize eğilmek yakışmaz oğlum, ayağa kalk’ dedi" Yaralı bir haldeyken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanına gelerek alnından öptüğü anları anlatan Onay, "Naçizane ufakta olsa yaralanmak bize de nasip oldu. Şehitlik nasip değilmiş. Daha yaşayacağımız günler verdiğimiz mücadeleler varmış. 8 yıl oldu. O günden bugüne çok mücadeleler verdik. Önümüzde çok uzun yıllar var. Belki bu mücadeleler vereceğimiz diğer mücadelelerin yanında hiçbir şey olarak göreceğiz uzun yıllar sonra. İnandığımız davada o gece Türkiye’nin de tarihine not düşecek bir an yaşadık. O inanılmaz bir andı. Hayal olan bir an gerçekleşmiş oldu. Ölebilirdim ama nasip olmadı. Sayın Cumhurbaşkanımızı çok seviyordum. Hala da seviyorum. Şartsız, koşulsuz seveceğiz. Bir gencin hayaline ulaşması ne demek bunu herkes çok iyi bilir. Ölüm anında buluşmuş oldum liderimle. Yaralandığımda yanıma getirdiler. Eğildi ve alnımdan öptü. 8 yıl sonra tabii bunları daha oturaklı düşünerek, ‘vay be bunları yaşamışım’ diyor insan. ’Bize eğilmek yakışmaz oğlum ayağa kalk’ dedi. O anda gücüm yoktu kalkamadım ama şu an da dimdik ayaktayız ve yanındayız. Yaşadığımız tüm olumsuzluklara rağmen ona olan inancımız azalmadı. Onun da tabiriyle ‘durmak yok yola devam’ sonuna kadar onunla beraberiz. Böyle bir şey bugün tekrar yaşanacak olsa, daha farklı bir şekilde mücadelenin ne olduğunu şimdi daha farklı gösteririz. Hem içerideki dışarıdaki alçaklara hem tüm dünyaya" diye konuştu. "Cumhurbaşkanımızın emrinden sonra sokaklar hıncahınç kalabalıktı" O dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’ın televizyonda ‘Bir kalkışma ihtimali üzerinde duruyoruz’ söylemi üzerine Atatürk Havalimanına doğru yola çıktığını ifade eden Ahmet Onay, "Biz sokağa çıktığımızda henüz yayına bağlanıp milletimizi sokaklara davet etmemişti. Atatürk Havalimanı’nda devlet konuk evinin önünde o ana tanıklık ettik. Evde Başbakanımız Binali Yıldırım’ın bir kalkışma ihtimali üzerinde duruyoruz demesinden hemen sonra yola koyulduk. Yeşilköy sahilinden Atatürk Havalimanı’na ulaştık. Sanırım ilk gidenlerdendik. Sonrasında Cumhurbaşkanımızın emrinden sonra zaten sokaklar savaş alanıydı deyim yerindeyse hıncahınç kalabalıktı. Biz ilk gidenlerden olduğumuz için çabucak görev yerimizde bilmeden hazır bulunduk. Malum olay yaşanmış oldu" şeklinde konuştu. "Tüm dünya Türk milletinin iradesini ve liderini gördü" Türk milletinin iradesini ve liderini tüm dünyanın gördüğünü ifade eden Onay, "Havalimanı 15 Temmuz’un seyrini değiştiren alanlardan bir tanesiydi. Mücadele orada çok farklı yaşandı ama tabii hiçbir yerdeki mücadele küçümsenemez. Her yer liderine, vatanına tam gaz destek çıktı. Kan döktü millet. Fakat Cumhurbaşkanımız Atatürk Havalimanı’nda olduğu için orada atmosfer daha farklıydı. Bu alçak ve namussuzların, Fetullahçı Terör Örgütü üyelerinin hedefindeki liderimiz oradaydı. Orada ‘inmeden önce konuşma yapacak’ dediler. Düşünebiliyor musunuz havada F-16’lar uçuyor ve oraya gelecek, milletine seslenecek. Böyle bir yürek böyle bir irade inanılmazdı. Bunlar gerçekten yaşandı. Tüm dünya gördü Türk milletini ve Türk milletinin liderini. Hamdolsun milletimiz sağlam iradesiyle tüm dünyaya bir mesaj vererek, namussuzlara cuntacılara alçaklara dur dedi. Liderine yani Recep Tayyip Erdoğan’a ben inanıyorum, güveniyorum ve onun yolunda ölümse ölüm dedi" dedi.
İstanbul Büyükçekmece Belediye Başkanı Akgün, İzleme Komitesi toplantısı için Tiflis’te Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, Gürcistan’ın başkenti Tiflis’te gerçekleşen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi İzleme Komitesi’nde Türkiye’yi temsil ediyor. Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi İzleme Komitesi Gürcistan heyetinin davetiyle Tiflis’te toplandı. YBYK İzleme Komitesi üyesi ve Tiflis Belediye Başkanı Kahka Kaladze’nin ev sahipliğinde gerçekleşen izleme komitesi toplantısında Başkan Akgün’e belediye meclis üyeleri Ceren Gökçe Yatmaz ve Hilmican Demir eşlik ediyor. Gürcistan’ın toprak bütünlüğüne tam destek Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi İzleme Komitesi, Gürcistan’ın Tiflis kentinde toplantılarına başladı. 2 Temmuz tarihinde yapılan toplantıda İzleme Komitesi, Gürcistan’ın uluslararası alanda tanınan sınırları içerisinde bağımsızlığına, egemenliğine ve toprak bütünlüğüne tam desteğini yineleyerek; Gürcistan toplumundaki gerginliklerden ve artan kutuplaşmadan derin endişe duyulduğuna dikkat çekildi. “Demokratik ilkelere ve insan haklarına saygı” Venedik Komisyonu’nun eleştirel görüşlerine ve Avrupa Konseyi Genel Sekreteri ile Kongre Başkanı’nın açıklamaları da hatırlatılarak şu açıklama kabul edildi; “Bu durum AB’nin Gürcistan’ın katılım prosedürünü durdurmasına yol açmıştır. Komite ayrıca göstericilere, milletvekillerine, gazetecilere ve sivil toplum aktivistlerine karşı aşırı güç kullanımı, şiddet ve sindirme kampanyalarından da büyük endişe duymaktadır. Gürcistan’ın demokratik gelişimini destekleme taahhüdünü yeniden teyit ediyor. Demokratik istikrarı baltalayan toplumun kutuplaşması ve demokratik gerilemenin açık belirtileri, ülkedeki tüm siyasi güçleri Gürcü halkının Avrupa özlemlerini yansıtan bir diyaloğa girmeye zorluyor. İzleme Komitesi, tüm vatandaşların siyasi görüşlerinden bağımsız olarak demokratik ilkelere ve insan haklarına saygı göstererek her düzeyde kamusal hayata aktif, özgür ve eşit bir şekilde katılabilecekleri bir ortam oluşturmak için elzem olduğu için böyle açık ve kapsayıcı bir siyasi diyaloğun gerçekleşmesi çağrısında bulunuyor. Bu diyaloğun Gürcistan’da demokrasiyi pekiştirmeye yönelik yenilenmiş bir taahhüde yol açacağına inanıyor.” İzleme Komitesi üyeleri, toplantı kapsamında iktidar partisi, muhalefet ve sivil toplumun ulusal ve yerel düzeydeki temsilcileriyle de bir araya geliyor.